Blog

  • Christina Aguilera – Hurt Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Christina Aguilera – Hurt Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Seems like it was yesterday when I saw your face
    – Yüzünü gördüğüm gün dün gibiydi sanki
    You told me how proud you were, but I walked away
    – Nasıl gururlandığını söyledin, bense yürüyüp gittim
    If only I knew what I know today
    – Keşke bilebilseydim bugün bildiklerimi
    Ooh, ooh
    – Ooh, ooh

    I would hold you in my arms
    – Seni kollarıma alırdım
    I would take the pain away
    – Acını uzaklaştırırdım
    Thank you for all you’ve done
    – Tüm yaptıkların için sağ ol
    Forgive all your mistakes
    – Tüm hatalarını affettim
    There’s nothing I wouldn’t do
    – Yapmayacağım hiçbir şey yok
    To hear your voice again
    – Sesini yeniden duymak için
    Sometimes I wanna call you
    – Bazen sana seslenmek istiyorum
    But I know you won’t be there
    – Ama orda olmayacağını biliyorum
    Ohh I’m sorry for blaming you
    – Seni suçladığım için üzgünüm
    For everything I just couldn’t do
    – Henüz yapamadığım her şey için de

    And I’ve hurt myself by hurting you
    – Ve seni inciterek incittim kendimi de
    Some days I feel broke inside but I won’t admit
    – Kimi gün içim burkuluyor ama itiraf etmiyorum
    Sometimes I just wanna hide ’cause it’s you I miss
    – Bazen saklanmak istiyorum sadece,çünkü özlediğim sensin
    And it’s so hard to say goodbye
    – Ve elveda demek öyle zor ki
    When it comes to this, oooh
    – Sıra ona geldiğinde
    Would you tell me I was wrong?
    – Yanıldığımı söyler miydin
    Would you help me understand?
    – Anlamama yardım eder miydin
    Are you looking down upon me?
    – Beni küçümsüyor musun
    Are you proud of who I am?
    – Yoksa kim olduğumla gurur mu duyuyorsun
    There’s nothing I wouldn’t do
    – Yapmayacağım hiçbir şey yok

    To have just one more chance
    – Bir şans daha kazanmak için
    To look into your eyes
    – Gözlerine bakmak için
    And see you looking back
    – Ve karşılık verdiğini görmek için
    Ohh I’m sorry for blaming you
    – Seni suçladığım için üzgünüm
    For everything I just couldn’t do
    – Henüz yapmadığım her şey için de
    And I’ve hurt myself, ohh
    – Ve incittim kendimi de
    If I had just one more day
    – Bir tek günüm daha olsaydı
    I would tell you how much that I’ve missed you
    – Seni ne çok özlediğimi söylerdim

    Since you’ve been away
    – Gittiğinden beri
    Ooh, it’s dangerous
    – Bu çokl tehlikeli
    It’s so out of line
    – Ve uygunsuz da
    To try and turn back time
    – Denemek ve zamanı geri çevirmek
    I’m sorry for blaming you
    – Seni suçladığım için üzgünüm
    For everything I just couldn’t do
    – Henüz yapmadığım her şey için de
    And I’ve hurt myself by hurting you
    – Ve seni inciterek incittim kendimi de

  • Kehlani – Gangsta Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Kehlani – Gangsta Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I need a gangsta
    – Bir gangstere ihtiyacım var
    To love me better
    – Beni daha iyi sevmesi için
    Than all the others do
    – Diğerlerinden daha çok sevmesi için
    To always forgive me
    – Her zaman beni affetmesi için
    Ride or die with me
    – Benimle yol alıcak veya ölecek birii
    That’s just what gangsters do
    – Gangsterlerin yaptıkları bu

    I’m fucked up, I’m black and blue
    – Sıçtım, ben siyah ve maviyim.
    I’m built for it, all the abuse
    – Bunun için yaratıldım, tüm taciz için.
    I got secrets, that nobody, nobody knows
    – Sırlarım var, hiç kimsenin, kimsenin bilmediği.
    I’m good on, that pussy shit
    – Bunda iyiyim, bu amcık şeyinde.
    I don’t want, what I can get
    – Alabileceğim şeyi istemiyorum.
    I want someone, with secrets
    – Birisini istiyorum, sırları olan.
    That nobody, nobody, nobody knows
    – Hiç kimsenin, kimsenin, kimsenin bilmediği.

    I need a gangsta
    – Bir gangstere ihtiyacım var
    To love me better
    – Beni daha iyi sevmesi için
    Than all the others do
    – Diğerlerinden daha çok sevmesi için
    To always forgive me
    – Beni hep affetmesi için
    Ride or die with me
    – Benimle sürecek veya ölecek birine
    That’s just what gangsters do
    – Gangsterlerin yaptıkları şey bu

    My freakness is on the loose
    – Ucubeliğim sınırda
    And running, all over you
    – Ve koşuyorum, sana doğru
    Please take me to places, that nobody, nobody goes
    – Lütfen beni kimsenin, kimsenin bilmediği yerlere götür
    You got me hooked up on the feeling
    – Beni bu hisse taktın
    You got me hanging from the ceiling
    – Beni tavanda asılı bıraktın
    Got me up so high I’m barely breathing
    – Öyle yukarı çıkardın ki nefes almam çok zor
    So don’t let me, don’t let me, don’t let me, don’t let me go
    – Yani beni bırakma,bırakma, bırakma, bırakma

    I need a gangsta
    – Bir gangstere ihtiyacım var,
    To love me better
    – Beni sevecek,
    Than all the others do
    – Diğer herkesten daha çok.
    To always forgive me
    – Beni her zaman affedecek,
    Ride or die with me
    – Benimle kafa bulacak veya ölecek,
    That’s just what gangsters do
    – Gangsterler böyle yapar.
    They do, they do, they do oh
    – Yaparlar, yaparlar, yaparlar oh.
    To always forgive me
    – Beni her zamana affedecek,
    Ride or die with me
    – Benimle kafa bulacak veya ölecek,
    That’s just what gangsters do
    – Gangsterler böyle yapar.

  • Coolio – Gangster Paradise Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Coolio – Gangster Paradise Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    As I walk through the valley of the shadow of death
    – Ölülerin gölgesi vadisinin içinden yürürken
    I take a look at my life
    – Hayatıma bir bakıyorum
    And realize there’s nuthin left
    – Ve hiçbir şey kalmadığını fark ediyorum
    ‘Cause I’ve been blastin’ and laughin’ so long that
    – Çünkü o kadar uzun zamandır öldürüyor ve gülüyordum ki
    Even my mama thinks that my mind is gone
    – Annem bile aklımı kaybettiğimi düşünüyor
    But I ain’t never crossed a man that didn’t deserve it
    – Ama asla bunu hak etmeyen birine karşı koymadım
    He’d be treated like a punk, you know that’s unheard of
    – Bir serseri gibi muamele görürdü, bilirsin bu duyulmamış
    You betta watch how ya talking
    – Nasıl konuştuğuna dikkat etmelisin
    And where ya walking
    – Ve nereye yürüdüğüne
    Or you and your homies might be lined in chalk
    – Yoksa sen ve kankaların tebeşirle çizilebilirsiniz

    I really hate to trip but I gotta lope
    – Tökezlemekten gerçekten nefret ederim, ama koşmalıyım
    As they croak, I see myself in the pistol smoke, fool
    – Onlar nalları dikerken, kendimi tabanca dumanında görüyorum, aptal
    I’m the kinda g that little homie’s wanna be like
    – Küçük elemanların olmak istediği gibi bir gangsterim
    On my knees in the night
    – Gece dizlerimin üstünde
    Saying prayers in the street light
    – Sokak ışıklarında dua ediyorum
    [ Been spending most our lives
    – Hayatlarımızın çoğunu harcadık
    Living in a gangsta’s paradise
    – Bir gangster cennetinde yaşayarak
    Keep spending most our lives
    – Hayatlarımızın çoğunu harcamaya devam ediyoruz
    Living in a gangsta’s paradise
    – Bir gangster cennetinde yaşayarak ]
    They got the situation, they got me facing
    – Onlar mevkiye sahip, beni yüzleştirdiler
    I can’t live a normal life, I was raised by the stripes
    – Normal bir yaşam süremem, usüle göre yetiştirildim
    So I gotta be down with the ‘hood team
    – Bu yüzden kardeşlik takımıyla birlite olmalıyım
    Too much television watching, got me chasing dreams
    – Çok fazla televizyon izlemek beni hayaller peşinde koşturuyor
    I’m an educated fool with money on my mind
    – Aklımda para ile eğitimli bir aptalım

    Got my tin in my hand and a gleam in my eye
    – Elimde bir konserve kutusu ve gözümde bir parıltı var
    I’m a locked out gangsta, set trippin banger
    – Kilitli bir gangsterim, silahı tetiğe almaya ayarlıyım
    And my homies is down so am arouse my anger, fool
    – Ve dostlarım öldü, bu yüzden öfkemi uyandırıyorum, aptal
    Death ain’t nothing but a heart beat away
    – Ölüm bir kalp atışından daha uzak değil
    I’m living life do or die, what can I say?
    – Yap ya da öl hayatı yaşıyorum, ne diyebilirim?
    I’m twenty-three now, but will I live to see twenty-four?
    – Şimdi yirmi üç yaşındayım, ama yirmi dördü görebilecek miyim?
    The way things is going I don’t know.
    – İşlerin gidişine bakılırsa, bilmiyorum
    Tell me why are we so blind to see
    – Söyle bana neden göremeyecek kadar körüz?
    That the ones we hurt are you and me?
    – Zarar verdiklerimizin sen ve ben olduğunu?

    Power and the money, money and the power
    – Güç ve para, para ve güç
    Minute after minute, hour after hour
    – Dakika dakika, saat saat
    Everybody’s running, but half of them ain’t looking
    – Herkes koşuyor, ama koşanların yarısı bakmıyor
    What’s going on in the kitchen?
    – Mutfakta neler oluyor?
    But I don’t know what’s cooking.
    – Ama neyin piştiğini bilmiyorum
    They say I gotta learn
    – Öğrenmem gerektiğini söylüyorlar
    But nobody’s here to teach me
    – Ama burada bana öğretecek kimse yok
    If they can’t understand , how can they reach me?
    – Eğer anlayamıyorlarsa, bana nasıl ulaşabilirler?
    I guess they can’t
    – Sanırım yapamazlar
    I guess they won’t, I guess they front
    – Sanırım yapmayacaklar, sanırım rol yapıyorlar
    That’s why I know my life is out of luck, fool!
    – Bu yüzden hayatımda şans olmadığını biliyorum, aptal!

    Tell me why are we so blind to see
    – Söyle bana neden göremeyecek kadar körüz?
    That the ones we hurt are you and me?
    – Zarara verdiklerimizin sen ve ben olduğunu?

  • Jazmine Sullivan – Bust Your Windows Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Jazmine Sullivan – Bust Your Windows Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I bust the windows out ya car
    – Arabanın camlarını patlatırım
    And no it didn’t mend my broken heart
    – Ve hayır bu kırık kalbimi tamir etmedi
    I’ll probably always have these ugly scars
    – Ben belki de bu çirkin yaralara hep sahip olacağım
    But right now I don’t care about that part
    – Ama şu an bu kısımı önemsemiyorum

    I bust the windows out ya car
    – Arabanın camlarını patlatırım
    After I saw you laying next to her
    – Seni onun yanında yatarken gördükten sonra
    I didn’t wanna but I took my turn
    – İstemezdim ama sıramı savdım
    I’m glad I did it cause you had to learn…
    – Yaptığıma memnunum çünkü öğrenmen gerekiyordu

    I must admit it helped a little bit
    – Kabul etmeliyim biraz yardımı dokundu
    To think of how you’d feel when you saw it
    – Olanları gördükten sonra nasıl hissedeceğini düşünmenin.
    I didn’t know that I had that much strength
    – Bu kadar gücüm olduğunu bilmiyordum
    But I’m glad you see what happens when…
    – Ama neler olduğunu görmenden memnunum ben -sinirlendiğimde-…

    You see can’t just play with people’s feelings
    – Görüyorsun insanların duygularıyla öylece oynayamazsın
    Tell them you love them and don’t mean it
    – Onları sevdiğini söyleyip, bunu gerçekten kastetmeyerek.
    You’ll probably say that it was juvenile
    – Belki de bunun gençliğe dair bir şey olduğunu düşünebilirsin
    But I think that I deserve to smile
    – Ama bence ben gülümsemeyi hak ediyorum

    I bust the windows out ya car
    – Arabanın camlarını patlatırım
    You know I did it cause I left my mark
    – Bunu benim yaptığımı biliyorsun çünkü işaret bıraktım
    Wrote my initials with the crowbar
    – Levyeyle ismimin baş harflerini yazdım
    And then I drove off into the dark
    – Ve sonra karanlığa doğru sürdüm

    I bust the windows out ya car
    – Arabanın camlarını patlatırım
    You should feel lucky that that’s all I did
    – Sadece bununla kaldığım için şanslısın
    After five whole years of this bullshit
    – 5 senelik bunca saçmalıktan sonra.
    Gave you all of me and you played with it
    – Sana herşeyimi verdim ve sen bununla oynadın

    Oooh ahh…
    – Oooh ahh…
    I must admit it helped a little bit
    – Kabul etmeliyim biraz yardımı dokundu
    To think of how you’d feel when you saw it
    – Olanları gördükten sonra nasıl hissedeceğini düşünmenin.
    I didn’t know that I had that much strength
    – Bu kadar gücüm olduğunu bilmiyordum
    But I’m glad you see what happens when…
    – Ama neler olduğunu görmenden memnunum ben -sinirlendiğimde-…

    You see can’t just play with people’s feelings
    – Görüyorsun insanların duygularıyla öylece oynayamazsın
    Tell them you love them and don’t mean it
    – Onları sevdiğini söyleyip, bunu gerçekten kastetmeyerek.
    You’ll probably say that it was juvenile
    – Belki de bunun gençliğe dair bir şey olduğunu düşünebilirsin
    But I think that I deserve to smile
    – Ama bence ben gülümsemeyi hak ediyorum

    But it don’t comfort to my broken heart
    – Ama bu kırılmış kalbimi rahatlatmıyor
    You could never feel how I felt that day
    – O gün nasıl hissettiğimi asla anlayamazsın
    Until it happens baby, you don’t know pain
    – Kendine başına gelene kadar bebeğim, acı nedir bilemezsin

    Oooh Yeah I did it Yeah I did it
    – Evet yaptım
    You should know it You should know it
    – Bunu bilmelisin
    I ain’t sorry I ain’t sorry
    – Üzgün değilim
    You deserved it You deserved it
    – Hakettin

    After what you did to me After what you did
    – Bana yaptıklarından sonra
    You deserved it You deserved it
    – Hakettin
    I ain’t sorry I ain’t sorry
    – Üzgün değilim
    No no oh… I ain’t sorry
    – Hayır, hayır

    You broke my heart
    – Sen kalbimi kırdın
    So I broke ya car
    – Ben de arabanı.
    You caused me pain You caused me pain
    – Sen bana acı çektirdin
    So I did the same
    – Ben de aynısnı yaptım

    Even though all that you did to me was much worse
    – Senin bana yaptıkların çok daha kötü olmasına rağmen
    I had to do something to make you hurt yeah
    – Ben de senin incinmen için bir şeyler yapmalıydım evet
    Oh but why am I still cryin’?
    – Ama neden hala ağlıyorum?
    Why am I the one whose still cryin’?
    – Neden hala ağlayan benim?

    Oh oh you really hurt me baby
    – Benim gerçekten canımı yaktın bebeğim
    You really you really hurt me baby
    – Beni gerçekten, gerçekten çok incittin bebeğim
    Hey, hey, hey, hey, hey, hey, hey
    – Hey, hey, hey, hey, hey, hey, hey
    now watch me
    – Şimdi izle beni
    I bust the windows out ya car.
    – Arabanın camlarını patlatırım

  • Avenged Sevenfold – A Little Of Piece Heaven Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Avenged Sevenfold – A Little Of Piece Heaven Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A Little Of Piece Heaven
    – Biraz Parça Cenneti
    Before the story begins, is it such a sin,
    – Hikaye başlamadan önce, bu bir günah mı
    For me to take what’s mine, until the end of time?
    – Zamanın sonuna kadar benim olanı almam için mi?
    We were more than friends, before the story ends,
    – Hikaye bitmeden önce arkadaştan fazlasıydık
    And i will take what’s mine, create what
    – Ve benim olanı alacağım, ne yaratacağım
    God would never design
    – Tanrı asla tasarlamaz

    Our love had been so strong for far too long,
    – Aşkımız çok uzun zamandır çok güçlüydü
    I was weak with fear that
    – Korkuyla zayıftım
    Something would go wrong,
    – Bir şeyler ters gidecekti
    Before the possibilities came true,
    – Olasılıklar gerçekleşmeden önce
    I took all possibility from you
    – Tüm olasılıkları senden aldım
    Almost laughed myself to tears,
    – Neredeyse gözyaşlarına güldüm
    Conjuring her deepest fears
    – En derin korkularını ortaya çıkarıyor

    Must have stabbed her fifty fucking times,
    – Onu elli kez bıçaklamış olmalı.
    I can’t believe it,
    – Buna inanamıyorum
    Ripped her heart out right before her eyes,
    – Gözlerinin önünde kalbini söküp attı
    Eyes over easy, eat it, eat it, eat it
    – Gözler kolay, ye, ye, ye

    She was never this good in bed
    – Yatakta hiç bu kadar iyi olmadı
    Even when she was sleepin’
    – Uyurken bile
    Now she’s just so perfect i’ve
    – Şimdi o çok mükemmel, bende
    Never been quite so fucking deep in
    – Hiç bu kadar derin olmadım
    It goes on, and on, and on,
    – Devam ediyor, ediyor ve ediyor,
    I can keep you lookin’ young and preserved forever,
    – Seni genç ve sonsuza kadar korunmuş görünmeye devam edebilirim
    With a fountain to spray on your youth whenever
    – Gençliğinize her zaman püskürtmek için bir çeşme ile

    ’cause i really always knew that my little crime
    – çünkü gerçekten her zaman küçük suçum olduğunu biliyordum
    Would be cold that’s why i got a heater for your thighs
    – Bu yüzden kalçaların için bir ısıtıcı aldım
    And i know, i know it’s not your time
    – Ve biliyorum senin zamanın olmadığını biliyorum
    But bye, bye
    – Ama güle güle
    And a word to the wise when the fire dies
    – Ve ateş öldüğünde bilge bir söz
    You think it’s over but it’s just begun
    – Bittiğini düşünüyorsun ama daha yeni başladı
    But baby don’t cry
    – Ama bebeğim ağlama

    You had my heart, at least for the most part
    – Kalbime sahiptin, en azından çoğunlukla
    ’cause everybody’s gotta die sometime, we fell apart
    – Çünkü herkes bir ara ölmeli, biz ayrı düştük
    Let’s make a new start
    – Yeni bir başlangıç yapalım
    ’cause everybody’s gotta die sometime yeah
    – Çünkü herkes bir ara ölmeli evet
    But baby don’t cry
    – Ama bebeğim ağlama

    Now possibilities i’d never considered,
    – Şimdi asla düşünmediğim olasılıklar
    Are occurring the likes of which i’d never heard,
    – Hiç duymadığım beğeniler oluyor
    Now an angry soul comes back from beyond the grave,
    – Şimdi öfkeli bir ruh mezarın ötesinden geri döner,
    To repossess a body with which i’d misbehaved
    – Yaramazlık yaptığım bir vücuda sahip olmak için

    Smiling right from ear to ear
    – Kulaktan kulağa gülümsemek
    Almost laughed herself to tears
    – Neredeyse gözyaşlarına güldü

    Must have stabbed him fifty fucking times
    – Onu elli kez bıçaklamış olmalı.
    I can’t believe it
    – İnanamıyorum
    Ripped his heart out right before his eyes
    – Gözlerinin önünde kalbini söküp attı
    Eyes over easy
    – Gözler kolay
    Eat it, eat it, eat it
    – Ye, ye, ye

    Now that it’s done i realize the error of my ways
    – Şimdi bittiğine göre, yollarımın hatasını anladım
    I must venture back to apologize from somewhere far beyond the grave
    – Mezarın çok ötesinde bir yerden özür dilemek için geri dönmeliyim

    I gotta make up for what i’ve done
    – Yaptığım şeyi telafi etmeliyim
    ’cause i was all up in a piece of heaven
    – çünkü ben cennetin bir parçasındaydım
    While you burned in hell, no peace forever
    – Cehennemde yanarken sonsuza kadar huzur yok

    ’cause i really always knew that my little crime
    – çünkü gerçekten her zaman küçük suçum olduğunu biliyordum
    Would be cold that’s why i got a heater for your thighs
    – Bu yüzden kalçaların için bir ısıtıcı aldım
    And i know, i know it’s not your time
    – Ve biliyorum senin zamanın olmadığını biliyorum
    But bye, bye
    – Ama güle güle
    And a word to the wise when the fire dies
    – Ve ateş öldüğünde bilge bir söz
    You think it’s over but it’s just begun
    – Bittiğini düşünüyorsun ama daha yeni başladı
    But baby don’t cry
    – Ama bebeğim ağlama

    You had my heart, at least for the most part
    – Kalbime sahiptin, en azından çoğunlukla
    ’cause everybody’s gotta die sometime, we fell apart
    – Çünkü herkes bir ara ölmeli, biz ayrı düştük
    Let’s make a new start
    – Yeni bir başlangıç yapalım
    ’cause everybody’s gotta die sometime yeah
    – Çünkü herkes bir ara ölmeli evet
    But baby don’t cry
    – Ama bebeğim ağlama

    I will suffer for so long
    – Çok uzun süre acı çekeceğim
    (What will you do, not long enough)
    – (Ne yapacaksın, yeterince uzun değil)
    To make it up to you
    – Telafi etmek için
    (I pray to god that you do)
    – (Yapman için tanrıya dua ediyorum)
    I’ll do whatever you want me to do
    – Ne yapmamı istersen yapacağım
    (Well then i’ll grant you one chance)
    – (Peki o zaman sana bir şans vereceğim)
    And if it’s Not enough
    – Ve eğer yeterli değilse
    (If it’s Not enough, if it’s Not enough)
    – (Yetmiyorsa, Yetmiyorsa)
    If it’s Not enough
    – Yetmiyorsa
    (Not enough)
    – (Yeterli değil)
    Try again
    – Tekrar deneyin
    (Try again)
    – (Tekrar deneyin)
    And again
    – Ve yeniden
    (And again)
    – (Ve yeniden)
    Over and over again
    – Tekrar tekrar

    We’re coming back, coming back
    – Geri dönüyoruz, geri dönüyoruz
    We’ll live forever, live forever
    – Sonsuza kadar yaşayacağız, sonsuza kadar yaşayacağız
    Let’s have wedding, have a wedding
    – Hadi düğün yapalım, düğün yapalım
    Let’s start the killing, start the killing
    – Öldürmeye başlayalım, öldürmeye başlayalım

    Do you take this man in death for the rest of your unnatural life?
    – Doğal olmayan hayatının geri kalanında bu adamı ölüme mi götüreceksin?
    (Yes, I do.)
    – (Evet ediyorum.)
    Do you take this woman in death for the rest of your unnatural life?
    – Bu kadını, doğal olmayan hayatının geri kalanında ölüme götürür müsün?
    (I do)
    – (Yaparım)
    I now pronounce you…
    – Şimdi seni telaffuz ediyorum …

    ’cause i really always knew that my little crime
    – çünkü gerçekten her zaman küçük suçum olduğunu biliyordum
    Would be cold that’s why i got a heater for your thighs
    – Bu yüzden kalçaların için bir ısıtıcı aldım
    And i know, i know it’s not your time
    – Ve biliyorum senin zamanın olmadığını biliyorum
    But bye, bye
    – Ama güle güle
    And a word to the wise when the fire dies
    – Ve ateş öldüğünde bilge bir söz
    You think it’s over but it’s just begun
    – Bittiğini düşünüyorsun ama daha yeni başladı
    But baby don’t cry
    – Ama bebeğim ağlama

    You had my heart, at least for the most part
    – Kalbime sahiptin, en azından çoğunlukla
    ’cause everybody’s gotta die sometime, we fell apart
    – Çünkü herkes bir ara ölmeli, biz ayrı düştük
    Let’s make a new start
    – Yeni bir başlangıç yapalım

  • Sean Paul – No Lie ft. Dua Lipa Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Sean Paul – No Lie ft. Dua Lipa Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Feel your eyes, they’re all over me
    – Gözlerini hisset , onlar hep benim üzerimde

    Don’t be shy, take control of me
    – Utangaç olma , beni kontrol ol

    Get the vibe it’s gonna be lit tonight
    – Geceleri ortamlar yanar

    Baby girl yuh a carry ten ton a fatness give some of that
    – Bebek kızım yuh on ton taşı onlardan bazıları ver

    Pink sweetie badness, look how she hot
    – Pembe tatlı kötülük kızın sıcaklığına nasıl bakıyor

    She a black goddess, but turn up, don’t stop
    – O kara bir tanrıça ama sesini aç durdurma

    It’s a good piece of metals under the cap
    – Kepin altında iyi bir metal parçaları var

    Hot piece of gear and mi love how you trod
    – Vitesin sıcak parçası ve beni severek nasıl yürüyorsun

    Watching every step the pepper what you got
    – Sahip olduğun biberleri her adımda izliyorsun

    Stayin’ in my brain, mama when you’re out of touch
    – Aklımda kalıyorsun, anne senin dokunuşun dışında

    And my aim is to give you this love
    – Ve benim amacım bu sevgiyi sana vermek

    Hypnotic the way you move
    – Hareket ettiğin yollar hipnotize edici

    Let me acknowledge the way you do
    – Yaptığın yolları bilmeme izin ver

    And I would not lie or play you
    – Ve seninle oynamayacaktım ya da sana yalan söylemeyecektim

    Beam me up like Scottie
    – Scottie gibi beni ışınla

    It’s so hypnotic, the way you move
    – Çok hipnotize edici , hareket ettiğin yollar

    That’s why I wanted to get to you
    – Sana sahip olmak istememim nedeni

    And I would not lie or play you
    – Ve seninle oynamayacaktım ya da sana yalan söylemeyecektim

    It’s so hypnotic
    – Çok hipnotize edici

    No li-i-ie Gyal we never miss
    – Yalan yok Gyal biz asla özlemedik

    Feel your eyes, they’re all over me
    – Gözlerini hisset , onlar hep benim üzerimde

    Don’t be shy, take control of me
    – Utangaç olma , beni kontrol ol

    Get the vibe it’s gonna be lit tonight
    – Geceleri ortamlar yanar

    Gyal we never miss, gyal we never miss
    – Gyal biz asla özlemedik ,Gyal biz asla özlemedik

    No li-i-i-ie
    – Yalan yok
    Hypnotized, pull another one
    – Hipnotize edilmiş , bir diğeri nefesine çekiyor

    It’s alright, I know what you want
    – Tamam , ne istediğini biliyorum

    Get the vibe it’s gonna be lit tonight
    – Geceleri ortamlar yanar

    Gyal we never miss, gyal we never miss
    – Gyal biz asla özlemedik ,Gyal biz asla özlemedik

    No li-i-ie
    – Yalan yok

    Feels how we do it
    – Biz onu nasıl hissedersek

    No li-i-ie
    – Yalan yok

    It’s always how we do it
    – Daima nasıl yaparsak

    No li-i-ie
    – Yalan yok

    I’m so lit, so lit, my girl
    – Ben çok sarhoşum , çok sarhoş kızım

    So let me see you roll it, roll it, my girl
    – Bunun için senin onu yuvarlandığını görmeme izin ver, yuvarladığını,kızım

    I love it when you bend and fold it
    – Büküldüğünde ve katlandığında onu severim

    Now let me bone it
    – Şimdi benim onu ayıklamama izin ver

    And let me own it, my girl
    – Ve ona sahip olmama izin ver , kızım

    Give you the good loving that is preferred
    – Tercih edilmiş iyi sevgiler ver bana

    Hoist you up baby girl that’s my word
    – Bebek kızım kelimemi yukarı çek

    Give you that good lovin’ that is preferred
    – Tercih edilmiş iyi sevgiler ver bana

    You deserve it, so don’t be scared
    – Sen onu hak ediyorsun bu yüzden korkma

    Shake that body, let me see you just do it
    – Vücudunu salla, sadece yaptığını görmeme izin ver

    Girl hundred percent
    – Yüzde yüz kız

    No lie
    – Yalan yok

    Move that body, let me see you just do it
    – Vücudunu hareket ettir ,sadece yaptığını görmeme izin ver

    Girl go on represent
    – Gösterimlemeye devam et kızım

    Shake that body, let me see you just do it
    – Vücudunu salla, sadece yaptığını görmeme izin ver

    To the fullest extent
    – En uzun boyuta

    No lie
    – Yalan yok

    Move that body, let me see you just do it
    – Vücudunu hareket ettir ,sadece yaptığını görmeme izin ver

    Girl you’re magnificent
    – Kızım sen muhteşemsin

    No lie
    – Yalan yok

  • Jonas Blue – Mama ft. William Singe Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Jonas Blue – Mama ft. William Singe Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Where should we run to?
    – Nereye koşmalıyız?
    We got the world in our hands
    – Dünyayı ellerimizde tutuk
    And we’re ready to play
    – ve oynamak için hazırız
    They say we’re wasted
    – Boşa gittiğimizi söylüyorlar
    But how can we waste it
    – Ama her gün seviyorsak
    If we’re loving every day?
    – Nasıl boşa harcayabiliriz
    Okay
    – tamam
    I got the keys to the universe
    – Evrenin anahtarlarını aldım
    So stay
    – Bu yüzden kal
    With me
    – Benimle
    Cause I got the keys, baby
    – Çünkü anahtarları aldım , bebeğim
    Don’t wanna wake up
    – Uyanmak istemem
    One day
    – Bir gün
    Wishing that we done more
    – Keşke daha fazla yapsaydık diye
    I wanna live fast
    – Hızlı yaşamak istiyorum
    And never look back
    – ve asla arkaya bakmak istemem
    That’s what we here for
    – Ne için buradayız diye
    Don’t wanna wake up
    – Uyanmak istemem
    One day wondering
    – Bir gün hepimizin
    Where’d it all go
    – Nereye gittiğini merak ederek
    ‘Cause we’ll be home
    – Çünkü biz evde olacağız
    Before we know
    – biz bilmeden önce
    I wanna hear you sing it
    – Senin söylediğini duymak istiyorum
    Hey, mama
    – hey anne
    Don’t stress your mind
    – Kafanda stres yapma
    We coming home tonight
    – Bu gece eve geliyoruz
    Hey, mama
    – hey anne
    We gonna be alright
    – iyi olacağız
    Dry those eyes
    – Şu gözlerini kurula
    We’ll be back in the morning
    – Sabah geri döneceğiz
    When the sun stars to rise
    – güneş pırıldamaya başladığı zaman
    So mama, don’t stress your mind
    – Anne, aklını stres atma
    So mama, don’t stress your mind
    – Anne, aklını stres atma
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Hey
    – hey
    We coming home tonight
    – Bu gece eve geliyoruz
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Hey
    – hey
    We coming home tonight
    – Bu gece eve geliyoruz
    Where should be run to?
    – Nereye koşturulmalı?
    We got a ticket that takes us
    – Sevdiğimiz neresi olursa
    Wherever we like
    – oraya bilet aldık
    We got our problems
    – Bizim problemlerimiz var
    But just for the minute
    – ama bir dakikalığına

    Let’s push all our troubles aside
    – tüm sorunlarımızı arkada bırakalım
    Alright
    – Iyiyiz
    Cause we got the keys
    – Çünkü anahtarları aldık
    To the universe
    – Evrenin
    Inside our minds, yeah
    – kafalarımızın içinde , evet
    We got the keys, baby
    – anahtarları aldık , bebeğim
    Don’t wanna wake up
    – Uyanmak istemem
    One day
    – Bir gün
    Wishing that we done more
    – Keşke daha fazla yapsaydık diye
    I wanna live fast
    – Hızlı yaşamak istiyorum
    And never look back
    – ve asla arkaya bakmak istemem
    That’s what we here for
    – Ne için buradayız diye
    Don’t wanna wake up
    – Uyanmak istemem
    One day
    – Bir gün
    Wondering where’d it all go
    – Nereye gittiğini merak ederek
    Cause we’ll be home
    – Çünkü biz evde olacağız
    Before we know
    – biz bilmeden önce
    I wanna hear you sing it
    – Senin söylediğini duymak istiyorum
    Hey, mama
    – hey anne
    Don’t stress your mind
    – Kafanda stres yapma
    We coming home tonight
    – Bu gece eve geliyoruz
    Hey, mama
    – hey anne
    We gonna be alright
    – iyi olacağız
    Dry those eyes
    – Şu gözlerini kurula
    We’ll be back in the morning
    – Sabah geri döneceğiz
    When the sun stars to rise
    – güneş pırıldamaya başladığı zaman
    So mama, don’t stress your mind
    – Anne, aklını stres atma

    So mama, don’t stress your mind
    – Anne, aklını stres atma
    Hey, mama
    – hey anne
    Don’t stress your mind
    – Kafanda stres yapma
    We coming home tonight
    – Bu gece eve geliyoruz
    Hey, mama
    – hey anne
    We gonna be alright
    – iyi olacağız
    Dry those eyes
    – Şu gözlerini kurula
    We’ll be back in the morning
    – Sabah geri döneceğiz
    When the sun stars to rise
    – güneş pırıldamaya başladığı zaman
    So mama, don’t stress your mind
    – Anne, aklını stres atma
    So mama, don’t stress your mind
    – Anne, aklını stres atma
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Hey
    – hey
    We coming home tonight
    – Bu gece eve geliyoruz
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Mama
    – anne
    Hey
    – hey
    We coming home tonight
    – Bu gece eve geliyoruz

  • No Method – Let Me Go Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    No Method – Let Me Go Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Here you are right in my reflection
    – Yansımamın sağındaki sen misin
    Can you see me?
    – Beni görebilir misin ?
    No
    – Hayır
    Well I can see you
    – İyi ben seni görebilirim
    Guess you don’t care how I am feeling
    – Tahmin et nasıl hissediyorum umursamazsın
    Or how I’m doing
    – Ve ya nasıl yaptığımı
    No, no
    – Hayır,hayır
    Caught up in the headlights
    – Farlara yetiş
    I’m lost at midnight
    – Gece yarısı kayboldum
    I’m driving alone
    – Yalnız araba kullanıyorum
    Keep my eyes on the road
    – Gözlerimi yolda tut
    This is how it’s gonna go
    – Bu nasıl gidecek
    Driving so fast but keeping the flow
    – Çok hızlı sürüyorum ama akışı koruyorum
    Keeping the flow
    – Akışı koruyorum
    Let me go
    – Gitmeme izin ver
    With you I will always surrender
    – Daima seni çevreleyeceğim
    Take me back now
    – Şimdi beni geri götür
    To the place we have found
    – Bulunduğumuz yere
    Driving down this road has brought me back to you
    – Bu yol beni sana getiren yola gider
    Driving down this road
    – Bu yol aşağı gider
    Where the lights are shining
    – Işıkların parladığı yere
    All of the sights are old
    – Tüm görüşlerim eskiyor
    But the past keep reviving
    – Ama geçmiş canlı tutuyor

  • Duke Dumont – Ocean Drive Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Duke Dumont – Ocean Drive Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    We’re riding down the boulevard
    – Bulvara doğru sürüyoruz
    We’re riding through the dark night, night
    – Karanlık akşama doğru ilerliyoruz
    With half the tank and empty heart
    – Yarım tank(su) ve boş bir kalple
    Pretending we’re in love, but it’s never enough
    – Aşıkmışız gibi davranıyoruz ama bu asla yeterli değil

    As the silence fill the lonely air
    – Yalnız havayı, sessizlik doldurduğunda
    Oh, how did we get here now now now babe
    – Oh buraya nasıl geldik şimdi bebeğim
    We see a storm is closing in
    – Bize doğru yaklaşan fırtınayı farkediyor
    Pretending we ain’t scared
    – Korkmamış gibi davranıyoruz

    Don’t say a word while we dance with the devil
    – Şeytanla dans ederken hiçbir şey söyleme
    You brought a fire to a world so cold
    – Sen çok soğuk bir dünyaya ateşi getirdin
    We’re out of time on the highway to never
    – İmkansızlığa doğru bir anayolda zamanımız tükeniyor
    Hold on (hold on), hold on (hold on)
    – Bekle, bekle, bekle

    Don’t say a word while we dance with the devil
    – Şeytanla dans ederken hiçbir şey söyleme
    You brought a fire to a world so cold
    – Sen çok soğuk bir dünyaya ateşi getirdin
    We’re out of time on the highway to never
    – İmkansızlığa doğru bir anayolda zamanımız tükeniyor
    Hold on (hold on), hold on (hold on)
    – Bekle, bekle, bekle

    We’re running all the red lights down
    – Tüm kırmızı ışıklardan geçiyoruz(kaçıyoruz)
    No way that we can stop, nah nah
    – Durmamız imkansız
    A quarter tank and almost gone
    – Çeyrek bir tank ve nerdeyse bitmiş
    Pretending we’re in love, but it’s never enough
    – Aşıkmışız gibi davranıyoruz ama bu asla yeterli değil
    I wish we could take it back in time
    – Keşke zamanı geri alabilseydik
    Before we crossed the line, no now now, babe
    – Çizgiyi aşmadan önceye, şimdi değil bebeğim
    We see a storm is closing in
    – Yaklaşan fırtınayı görüyoruz
    I reach out for your hand
    – Elin için uzanıyorum

  • Justin Bieber – As Long As You Love Me ft. Big Sean Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Justin Bieber – As Long As You Love Me ft. Big Sean Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece
    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece
    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece

    I’m under pressure
    – Baski altindayim,
    Seven billion people in the world
    – Dünyadaki yedi milyar kisiye,
    Trying to fit in
    – Uyum saglamaya çalisiyorum.
    Keep it together
    – [Hayatinin] Parçalanmasina izin verme.
    Smile on your face even though you feel like drowning
    – Boguluyormus gibi hissetsen bile suratinda bir gülümseme olmali.
    But, hey now, you know girl
    – Ama bir dakika, biliyorsun kizim,
    We both know it’s a cruel world
    – Ikimiz de bu dünyanin acimasiz oldugunu biliyoruz.
    But I will take my chances
    – Ama yinede sansimi deneyecegim.

    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece
    We could be starving, we could be homeless, we could be broke
    – Açliktan ölüyor olabilirdik, evsiz olabilirdik, kirilmis olabilirdik.
    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece
    I`ll be your platinum, I`ll be your silver, I`ll be your gold
    – Senin platinin olacagim, senin gümüsün olacagim, senin altinin olacagim.
    As long as you love, love me, love me
    – Beni sevdigin, sevdigin, sevdigin sürece
    As long as you love, love me, love me
    – Beni sevdigin, sevdigin, sevdigin sürece

    I’ll be your soldier fighting every second of the day for the change girl
    – Günün her saniyesi bir degisim için savasan askerin olacagim.
    You can be my Destiny’s Child on a scene
    – Sen de sahnedeki Destiny’s Child’im olabilirsin.
    So don’t stress, don’t cry, we don’t need no wings to fly
    – O yüzden streslenme, aglama, uçmak için kanatlara ihtiyacimiz yok.
    Just take my hand
    – Sadece elimi tut.

    I don`t know if this makes sense but, you`re my hallelujah
    – Alakali olur mu bilmiyorum ama, sen benim duamsin.
    Give me a time and place, I`ll rendezvous it
    – Bana biraz vakit ver ve bir mekanin adini söyle, randevu ayarlayayim.
    I`ll fly you to it, I`ll beat you there
    – Oraya kadar uçalim, seni orda yenerim.
    Girl, you know I got you
    – Kizim biliyorsun, sen benimsin.
    Us, trust, a couple things I can`t spell without U
    – Biz, güven, U [Sen] olmadan heceleyemeyecegim bazi seyler sadece.
    Now we on top of the world, cause that`s just how we do
    – Simdi biz dünyanin tepesindeyiz, çünkü biz böyle yapariz
    Use to tell me sky`s the limit, now the sky`s our point of view
    – Bana “gökyüzü limittir.” derlerdi, simdi biz gökyüzündeyiz.
    Ask me `what`s my best side?`, I stand back and point at you
    – Bana “en iyi tarafin ne?” diye sor ve ben gerileyip seni isaret ederim.
    You the one that I argue with, feel like I need a new girl to be bothered with
    – Kavda ettigim tek kisi sensin, sanki baska kizla ugrasmaliymisim gibi hissediyorum
    But, the grass ain`t always greener on the other side, it`s green where you water it
    – Ama çimen diger tarafta her zaman yesil degildir, suladigin yer yesildir.
    So I know, we got issues baby, true, true, true
    – Ama biliyorum, sorunlarimiz var bebegim, dogru, dogru, dogru.
    But I`d rather work on this you than to go ahead and start with someone new
    – Ama bu problemleri çözmeyi tercih ederim, yeni biriyle bastan baslamaksa.
    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece.

    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece
    We could be starving, we could be homeless, we could be broke
    – Açliktan ölüyor olabilirdik, evsiz olabilirdik, kirilmis olabilirdik.
    As long as you love me
    – Beni sevdigin sürece
    I`ll be your platinum, I`ll be your silver, I`ll be your gold
    – Senin platinin olacagim, senin gümüsün olacagim, senin altinin olacagim.
    As long as you love, love me, love me
    – Beni sevdigin, sevdigin, sevdigin sürece
    As long as you love, love me, love me
    – Beni sevdigin, sevdigin, sevdigin sürece

  • LMFAO ft. Lauren Bennett, GoonRock – Party Rock Anthem Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    LMFAO ft. Lauren Bennett, GoonRock – Party Rock Anthem Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Party rock is in the house tonight
    – Rock partisi bu gece evde
    Everybody just have a good time
    – Herkes iyi vakit geçirsin
    And we gonna make you lose your mind
    – Ve size aklınız kaybettireceğiz
    Everybody just have a good time
    – Herkes iyi vakit geçirsin

    Party rock is in the house tonight
    – Rock partisi bu gece evde
    Everybody just have a good time
    – Herkes iyi vakit geçirsin
    And we gonna make you lose your mind
    – Ve size aklınız kaybettireceğiz
    We just wanna see ya shake that
    – Biz sadece sizin onu salmanızı görmek istiyoruz

    In the club party rock, lookin’ for your girl? She
    on my jock
    – Rock partisi kulübünde, senin kızını arıyorum? O benim sporcumun üstünde
    Nonstop when we in the spot, booty movin’ weight like she on the block
    – Biz ordayken durmak yok, sahte hareketler, o büyük bir parçanın üstündeymiş gibi gösteriyor
    Where the drank? I gots to know, tight jeans, tattoo ’cause I’m rock ‘n’ roll
    – İçkiler nerde? Ben rock’n’rollcu olduğum için bilmem gerekiyor, dar pantolonları, dövmeyi
    Half black, half white, domino, game the money, op-a-doe*
    – Yarı siyah, yarı beyaz, domino taşı, parasına oynayalım, aah deneyimler

    Yo, I’m runnin’ through these he’s like Drano
    – Yo, ben bunlara doğru koşuyorum, o Drano’ya benziyor
    I got that devilish flow, rock ‘n’ roll, no halo
    – Ben de bu şeytani akımı yaşadım, rock’n’roll, ışık yok
    We party rock, yeah, that’s the crew that I’m reppin’
    – Biz partiyi sallıyoruz, evet, bu benim ünlendirdiğim takım
    On the rise to the top, no lead in our zeppelin, hey
    – En tepeye doğru yükselişte, bizim zeplinimize lider gerekmiyor, hey

    Party rock is in the house tonight
    – Rock partisi bu gece evde
    Everybody just have a good time
    – Herkes iyi vakit geçirsin
    And we gonna make you lose your mind
    – Ve size aklınız kaybettireceğiz
    Everybody just have a good time
    – Herkes iyi vakit geçirsin

    Party rock is in the house tonight
    – Rock partisi bu gece evde
    Everybody just have a good time
    – Herkes iyi vakit geçirsin
    And we gonna make you lose your mind
    – Ve size aklınız kaybettireceğiz
    We just wanna see ya shake that
    – Biz sadece sizin onu salmanızı görmek istiyoruz

    Everyday I’m shufflin’
    – Her gün değişiyor
    Shufflin’, shufflin’
    – Değişiyor, değişiyor

    Step up fast and be the first girl to make me throw this cash
    – Hızlı ilerle ve benim bu paraları dağıtacağım ilk kız ol
    We gettin’ money, don’t be mad now, stop, hatin’ is bad
    – Biz para kaznıyoruz, deli olma, dur, nefret kötü bir şeydir

    One more shot for us, another round
    – Bizim için bir atış dhaa, bir diğer raunt
    Please fill up my cup, don’t mess around
    – Lütfen benim bardağımı doldur, ortalığı dağıtma
    We just wanna see ya shake that now
    – Biz sadece sizin onu salmanızı görmek istiyoruz şimdi
    Now you wanna be, you’re naked now
    – Şimdi istiyeceksin, artık çıplaksın

    Get up, get down, put your hands up to the sound
    – Kalk, eğil, ellerini sese doğru kaldır
    Get up, get down, put your hands up to the sound
    – Kalk, eğil, ellerini sese doğru kaldır
    Get up, get down, put your hands up to the sound
    – Kalk, eğil, ellerini sese doğru kaldır
    Put your hands up to the sound, put your hands up to the sound
    – Ellerini sese doğru kaldır, ellerini sese doğru kaldır

    Get up, get up, get up, get up
    – Kalk, kalk, kalk, kalk
    Get up, get up, get up, get up
    – Kalk, kalk, kalk, kalk
    Get up, put your hands up to the sound, to the sound
    – Kalk, ellerini sese doğru kaldır, sese doğru
    Put your hands up, put your hands up, put your hands up, put your hands up
    – Ellerini kaldır, ellerini kaldır, ellerini kaldır, ellerini kaldır

    Party rock is in the house tonight
    – Rock partisi bu gece evde
    (Put your hands up)
    – (Ellerini kaldır)
    Everybody just have a good time
    – Herkes iyi vakit geçirsin
    (Put your hands up)
    – (Ellerini kaldır)
    And we gonna make you lose your mind
    – Ve size aklınız kaybettireceğiz
    (Put your hands up)
    – (Ellerini kaldır)
    Everybody just have a good, good, good time
    – Herkes iyi, iyi, iyi zaman geçirsin

    Put your hands up
    – Ellerini kaldır
    Put your hands up
    – Ellerini kaldır
    Put your hands up
    – Ellerini kaldır
    Shake that, everyday I’m shufflin’
    – Salla onu, hergün ben değişiyorum

  • Era Istrefi – Bonbon Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Era Istrefi – Bonbon Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Un jom Era
    – Ben Era
    Un jom Era edhe koha jeme o tu ardhë..
    – Ben Era ve benim zamanım geliyor

    Nëse jo ti
    – Eğer beni sevmiyorsan
    E du un vetën
    – O zaman ben kendimi seveceğim

    Skom nevoje per ty heeejo
    – Sana ihtiyacım yok
    Edhe vet un e theeejo
    – Kendim eğlenebilirim
    Sun m’rrxon jom kneeejo
    – Beni bastıramazsın, buradayım
    Sun e bon sun e bon sun e bon sun e bon bon
    – Yapamazsın, yapamazsın, yapamazsın, yapamazsın

    Bon bon edhe nëse sbon sbon
    – Tamam tamam, tamam değilse bile
    Don don
    – İstiyorsun, istiyorsun
    Bet u wanna taste it
    – Bahse girerim ki tatmak istiyorsun
    Bon bon
    – Tamam tamam
    Bet u wanna taste it I
    – Bahse girerim ki tatmak istiyorsun
    E di qe ti don don
    – Biliyorum istiyorsun, istiyorsun

    Hajde merëm ikim
    – Haydi al beni ve ayrılalım
    Nese e don qiken
    – Eğer kızı istiyorsan
    King je deri ta qes piken
    – Ben dediğim sürece kral sensin

    Sunday night
    – Pazar gecesi
    I put a light
    – Bir ışık koydum
    In my blunt right
    – Kör sağıma

    S’nihëm mo s’m vyn kurgjo
    – Artık birbirimizden haber almıyoruz, sana hiç ihtiyacım yok
    Kur t’m vyn sje mo
    – Olduğunda da, sen artık burada yoksun
    Mke përdor
    – Beni kullandın
    Futja futja haaajt
    – Lanet olsun neyse
    Gonna be alrightt
    – İyi olacağım

    Bounce edhe rrite rrite basin yo
    – Sıçra ve sesi yükselt yo
    Cz my time has come rrite basiiin
    – Çünkü benim zamanım geldi, sesi yükselt
    Po dojn me bo si na
    – Bizim gibi yapmak istiyorlar
    se na high jena ndi gat, high & mellow
    – Çünkü sarhoşuz, evet biz sarhoş ve olgunuz
    Uu qa kom pas spe masim
    – Ne aldığımdan konuşmayalım
    Uu ti ma ke thy pasin
    – Sen benim şifremi kırdın
    Mi lexoj sytë edhe shprehjen n’buuz
    – Gözlerimi ve dudaklarımdaki ifadeyi okudu
    E skenoj kejt qa kom nër blluuuz
    – Bluzumun altındaki her şeyi taradı

    Honey veq ni sen para sy ta kishë
    – Tatlım, akıldan bir şeye katlan
    T’kom tregu qe me mu kur e prishë e prishë
    – Sana dedim, bir kere benle uğraşırsan, bitti
    Plot mund’si jo ma anej
    – Artık hiç şans yok
    Se kur ftofë niherë, jo mo nuk e nxej
    – Çünkü sen bir kere soğutursan ben bir daha ısıtmam