What if I told you that I love you?
– Ya seni sevdiğimi söylersem?
Would you tell me that you love me back?
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim, sen de beni sevdiğini söyler miydin?
What if I told you that I miss you?
– Ya seni özlediğimi söylersem?
Would you tell me that you miss me back?
– Eğer sana seni özlediğimi söyleseydim, sen de beni özlediğini söyler miydin?
What if I told you that I need you?
– Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem?
Would you tell me that you need me, yeah?
– Eğer sana ihtiyacım var deseydim, ‘benim de sana ihtiyacım var’ der miydin?
If I tell you all my feelings
– Sana tüm hislerimi söylersem
Would you believe me, yeah
– Eğer sana tüm hislerimi söyleseydim, bana inanabilir miydin?
What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
What if I told you that I need you?
– Eğer sana ihtiyacım var deseydim,
Would you tell me that you need me, too?
– Benim de sana ihtiyacım var diyecek miydin?
What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you?
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
When you told me that you’d love me
– Beni seveceğini söylediğinde
Was I a fool to believe in you?
– Bana beni sevdiğini söylediğinde, sana inanmakla hata mı yaptım?
When you told me I was special
– Bana özel olduğumu söylediğinde
Was I dumb for trusting you?
– Bana özel olduğumu söylediğinde, sana güvenmekle aptallık mı ettim?
When you told me that you want me
– Beni istediğini söylediğinde
Did you really want me?
– Bana beni istediğini söylediğinde, beni gerçekten istemiş miydin?
Or was this all a joke to you?
– Ya da hepsi senin için şakadan mı ibaretti?
I don’t wanna say, “I miss you”
– Sana ‘seni özledim’ demek istemiyorum,
If I don’t know that you miss me back (Oh, no, no)
– Eğer senin de özleyip özlemediğini bilmiyorsam.
I don’t wanna say the wrong thing
– Yanlış bir şey söylemek istemiyorum.
If I do, there’s no coming back
– Söylersem geri dönüşü olmayacak.
What if I told you that I need you? (Need you)
– Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem? (Sana ihtiyacım var)
Would you tell me that you need me, yeah?
– Eğer sana ihtiyacım olduğunu söyleseydim, benim de sana ihtiyacım var der miydin?
If I’d tell you all my feelings
– Sana tüm hislerimi söyleseydim
Would you believe me, yeah?
– Eğer sana tüm hislerimden bahsetseydim, bana inanabilir miydin?
What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you?
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
Yeah, what if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you?
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
I wish I told you that I loved you
– Keşke sana seni sevdiğimi söyleseydim.
Now it’s too late, you have someone new
– Ama şimdi çok geç, sen yeni biriyleyken,
I hope he loves you like I do
– Umarım o da seni benim sevdiğim gibi seviyordur.
Do you love the way he’s treating you?
– Onun sana davranış şeklini seviyor musun?
What if I told you that I love you?
– Keşke sana seni sevdiğimi söyleseydim.
Would you tell me that you love me back?
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim, sen de beni sevdiğini söyler miydin?
If I told you that I miss you
– Seni özlediğimi söyleseydim
Would you tell me that you miss me back?
– Eğer seni özlediğimi söyleseydim, sen de beni özlediğini söyler miydin?
What if I told you that I need you?
– Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem?
Would you tell me that you need me, yeah?
– Eğer sana ihtiyacım var deseydim, ‘benim de sana ihtiyacım var’ der miydin?
If I tell you all my feelings
– Sana tüm hislerimi söylersem
Would you believe me, yeah?
– Eğer tüm hislerimi söyleseydim, bana inanabilir miydin?
What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
– Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
What if I told you that I need you?
– Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem?
Would you tell me that you need me, too?
– Eğer sana ihtiyacım var deseydim, ‘benim de sana ihtiyacım var’ der miydin?
What if I told you that I love you?
– Eğer sana ‘seni seviyorum’ deseydim,
What if I told you that I
– Eğer sana söyleseydim…
Blog
-
Ali Gatie – What If I Told You That I Love You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
-
Alessia Cara – How Far I’ll Go Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
I’ve been standing at the edge of the water
– Suyun ucunda duruyordum‘Long as I can remember, never really knowing why
– Hatırlayabildiğim sürece asla gerçek nedenini bilmedimI wish I could be the perfect daughter
– Keşke mükemmel kızlardan olsaydımBut I come back to the water, no matter how hard I try
– Ama suya geri gelirim , her ne olursa olsun zoru denerimEvery turn I take, every trail I track
– Her dönüşümde alırım , her denememde parçalarımEvery path I make, every road leads back
– Her patikada yaparım , her yol geriye giderTo the place I know, where I can not go
– Bildiğim yerlere , gidememThough I long to be
– Yine de uzayabilirimSee the line where the sky meets the sea? It calls me
– Gökyüzünün denizle karşılaştığı yerdeki çizgileri görüyor musun ? beni çağırıyorAnd no one knows, how far it goes
– Ve kimse bilmez , ne kadar sürerIf the wind in my sail on the sea stays behind me
– Eğer rüzgarlar denizin yelkeninde arkamda kalırsaOne day I’ll know, if I go there’s just no telling how far I’ll go
– Bir gün bileceğim , eğer ben sadece ne kadar süre gideceğimi söylemezsemOh oh oh, oh, oh oh oh oh, oh oh oh, oh oh
– Oh oh oh, oh, oh oh oh oh, oh oh oh, oh ohI know, everybody on this island seems so happy on this island
– Biliyorum herkes adada çok mutlu görünüyorEverything is by design
– Her şey tasarım tarafındanI know, everybody on this island has a role on this island
– Biliyorum , herkes adada bir role sahipSo maybe I can roll with mine
– Bu yüzden belki kendimle dalgalanırımI can lead with pride, I can make us strong
– Gururum ile öncülük edebilirim , bizi güçlü yapabilirimI’ll be satisfied if I play along
– Eğer bir oyunsa ben memnun olacağımBut the voice inside sings a different song
– Ama sesler içerisinde farklı bir şarkı söyleniyorWhat is wrong with me?
– Benimle ne yanlışın var ?See the light as it shines on the sea? It’s blinding
– Denizin üzerindeki parlayan ışıkları görüyor musun ? kör ediyorBut no one knows, how deep it goes
– Ama kimse bilmez , nasıl derine giderAnd it seems like it’s calling out to me, so come find me
– Ve beni dışarı çağırıyormuş gibi görünüyor , bu yüzden gel bul beniAnd let me know, what’s beyond that line, will I cross that line?
– Ve bilmeme izin ver , çizgilerin ötesinde ne var , ben çizgileri geçecek miyim ? -
Alan Walker & Ava Max – Alone, Pt. II Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
We were young, posters on the wall
– Gençtik, duvarda posterler vardı
Praying we’re the ones that the teacher wouldn’t call
– Öğretmen bizi seçmesin diye dua ederdik
We would stare at each other
– Birbirimize bakardık
‘Cause we were always in trouble
– Çünkü başımız hep beladaydı
And all the cool kids did their own thing
– Ve diğer havalı çocuklar, kendi işine baktı
I was on the outside always looking in
– Dışarıda bakınıyordum hep
Yeah, I was there but I wasn’t
– Evet, oradaydım ama değildim
They never really cared if I wasn’t
– Gerçekten orada olup olmamamı da umursamadılar
We all need that someone who gets you like no one else
– Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
Right when you need it the most
– En çok ihtiyacımız olduğu zamanda…
We all need a soul to rely on, a shoulder to cry on
– Hepimizin, güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omza ihtiyacı var
A friend through the highs and the lows
– İnişlerde, çıkışlarda yanında olacak bir arkadaşa…I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağımThen I saw your face, your forgiving eyes
– Sonra senin yüzünü gördüm, affedici gözlerini…
Looking back at me from the other side
– Diğer taraftan bana bakıyorlardı
Like you understood me
– Sanki beni anlamışsın gibi
And I’m never letting you go, oh
– Ve seni asla bırakmayacağımWe all need that someone who gets you like no one else
– Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
Right when you need it the most
– En çok ihtiyacımız olduğu zamanda…
We all need a soul to rely on, a shoulder to cry on
– Hepimizin, güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omza ihtiyacı var
A friend through the highs and the lows
– İnişlerde, çıkışlarda yanında olacak bir arkadaşa…I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it alone (La, la-la-la-la-la, ‘lone)
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım‘Cause you are that someone that gets me like no one else
– Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
Right when I need it the most
– Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
And I’ll be the one you rely on, a shoulder to cry on
– Hepimizin, güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omza ihtiyacı var
A friend through the highs and the lows
– İnişlerde, çıkışlarda yanında olacak bir arkadaşa…I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım
I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
– Bunu tek başıma yapmayacağım -
Alan Walker – Faded Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
You were the shadow to my light
– Işığımın gölgesiydin
Did you feel us?
– Bizi hissettin mi?
Another start
– Baka başlangıç
You fade away
– Solup gidiyorsun
Afraid our aim is out of sight
– Amacımızın görüş açımızdan çıkmasından korkuyorum
Wanna see us
– Bizi görmek istiyorum
Alive
– Yaşarken
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Was it all in my fantasy
– Hepsi benim kurgummuydu?
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Were you only imaginary
– Sen sadece hayal miydin?Where are you now
– Şimdi neredesin?
Atlantis
– Atlantis?
Under the sea
– Denizin altında
Under the sea
– Denizin altında
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Another dream
– Başka rüya
The monsters running wild inside of me
– Canavarlar benim vahşi yanımdan kaçıyorlar
I’m faded
– Soldum
I’m faded
– Soldum
So lost, I’m faded
– Kayboldum, soldum
I’m faded
– Soldum
So lost, I’m faded
– Kayboldum, soldumThese shallow waters never met
– Bu sığ sularla asla tanışmadım
What I needed
– Neye ihtiyacım var
I’m letting go – a deeper dive
– Artık bıraktım – daha derin bir dalış
Eternal silence of the sea – I’m breathing
– Denizin ebedi sessizliğine – Nefes alıyorum
Alive
– Yaşıyorum
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Under the bright – but faded lights
– Aydınlığın altında- ama solgun ışıklar
You’ve set my heart on fire
– Kalbimi ateşe verdin
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Where are you now
– Şimdi neredesin?Where are you now
– Şimdi neredesin?
Atlantis
– Atlantis?
Under the sea
– Denizin altında
Under the sea
– Denizin altında
Where are you now
– Şimdi neredesin?
Another dream
– Başka rüya
The monsters running wild inside of me
– Canavarlar benim vahşi yanımdan kaçıyorlar
I’m faded
– Soldum
I’m faded
– Soldum
So lost, I’m faded
– Kayboldum, soldum
I’m faded
– Soldum
So lost, I’m faded
– Kayboldum, soldum -
AJR – BANG! Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
I get up, I get down and I’m jumping around
– Kalkıyorum, aşağı iniyorum ve etrafta zıplıyorum
And the rumpus and ruckus are comfortable now
– Ve gürültü ve gürültü artık rahat
Been a hell of a ride but I’m thinking it’s time to grow
– Cehennem bir yolculuk oldu ama büyüme zamanının geldiğini düşünüyorumBang! Bang! Bang!
– Bang! Bang! Bang!
So I got an apartment across from the park
– Bu yüzden parkın karşısında bir dairem var
Put quinoa in my fridge, still I’m not feeling grown
– Kinoayı buzdolabıma koy, hala yetişkin hissetmiyorum
Been a hell of a ride but I’m thinking it’s time to go
– Cehennem bir yolculuk oldu ama gitme zamanının geldiğini düşünüyorum
Bang! Bang! Bang!
– Bang! Bang! Bang!
(Here we go)
– (İşte başlıyoruz)
So put your best face on everybody
– Öyleyse en iyi yüzünü herkese göster
Pretend you know this song
– Bu şarkıyı biliyormuşsun gibi davran
Everybody come hang (come hang)
– Herkes asılın (gelin)
Let’s go out with a bang
– Hadi bir patlama ile dışarı çıkalım
Bang! Bang! Bang!
– Bang! Bang! Bang!
I’m way too young to lie here forever
– Sonsuza kadar burada yatmak için çok gencim
I’m way too old to try so whatever come hang (come hang)
– Denemek için çok yaşlıyım, bu yüzden ne gelirse takıl (hadi as)
Let’s go out with a bang
– Hadi bir patlama ile dışarı çıkalım
Bang! Bang! Bang!
– Bang! Bang! Bang!Feel like I’m gonna puke ’cause my taxes are due
– Kusacakmışım gibi hissediyorum çünkü vergilerimin ödenmesi gerekiyor
Do my password begin with a one or a two?
– Parolam bir veya iki ile mi başlıyor?
Been a hell of a ride but I’m thinking it’s time to grow
– Cehennem bir yolculuk oldu ama büyüme zamanının geldiğini düşünüyorum
Bang! Bang! Bang!
– Bang! Bang! Bang!
(Metronome)
– (Metronom)Man, I’m up to something (up to something)
– Adamım, bir şeyin peşindeyim (bir şeye kadar)
Ooh de la de do, thank you all for coming (all for coming)
– Ooh de la de do, geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim (hepsi geldiğiniz için)
I hope you like the show
– Umarım gösteriyi beğenirsin
‘Cause it’s on a budget (on a budget)
– Çünkü bir bütçeye bağlı (bir bütçeyle)
So ooh de la de do
– Ooh de la de do
Yeah, come on, here we go
– Evet, hadi, gidiyoruz
Yeah, come on
– Evet gel
(Here we go)
– (İşte başlıyoruz)So put your best face on everybody
– Öyleyse en iyi yüzünü herkese göster
Pretend you know this song
– Bu şarkıyı biliyormuşsun gibi davran
Everybody come hang (come hang)
– Herkes asılın (gelin)
Let’s go out with a bang
– Hadi bir patlama ile dışarı çıkalım
Bang! Bang! Bang!
– Bang! Bang! Bang!I’m way too young to lie here forever
– Sonsuza kadar burada yatmak için çok gencim
I’m way too old to try so whatever come hang (come hang)
– Denemek için çok yaşlıyım, bu yüzden ne gelirse takıl (hadi as)
Let’s go out with a bang
– Hadi bir patlama ile dışarı çıkalım
Bang! Bang! Bang! (Bang! Bang! Bang! Bang!)
– Bang! Bang! Bang! (Bang! Bang! Bang! Bang!)
Bang! Bang! Bang! (Bang! Bang! Bang! Bang! Bang! Bang!)
– Bang! Bang! Bang! (Bang! Bang! Bang! Bang! Bang! Bang!)
Been a hell of a ride but I’m thinking it’s time to go
– Cehennem bir yolculuk oldu ama gitme zamanının geldiğini düşünüyorum-So put your best face on everybody
– Öyleyse en iyi yüzünü herkese göster
Pretend you know this song
– Bu şarkıyı biliyormuşsun gibi davran
Everybody come hang
– Herkes asılın
Let’s go out with a bang
– Hadi bir patlama ile dışarı çıkalım
Bang! Bang! Bang!
– Bang! Bang! Bang!
(Here we go)
– (İşte başlıyoruz)So put your best face on everybody
Öyleyse en iyi yüzünü herkese göster
Pretend you know this song
Bu şarkıyı biliyormuşsun gibi davran
Everybody come hang (come hang)
Herkes asılın (gelin)
Let’s go out with a bang
Hadi bir patlama ile dışarı çıkalım
Bang! Bang! Bang! (Bang! Bang! Bang! Bang! Bang! Bang!)
Bang! Bang! Bang! (Bang! Bang! Bang! Bang! Bang! Bang!)I’m way too young to lie here forever
Sonsuza kadar burada yatmak için çok gencim
I’m way too old to try so whatever come hang (come hang)
Denemek için çok yaşlıyım, bu yüzden ne gelirse takıl (hadi as)
Let’s go out with a bang
Hadi bir patlama ile dışarı çıkalım
Bang! Bang! Bang!
Bang! Bang! Bang!
(Here we go)
(İşte başlıyoruz)
Bang! Bang!
Bang! Bang! -
Rita Ora – Your Song Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
I woke up with a fear this morning
– Bu sabah korkuyla uyandım
But I can taste you on the tip of my tongue
– Ama dilimin ucunda seni tadabilirim
Alarm without no warning
– Uyarı vermeden alarm
You’re by my side and we’ve got smoke in our lungs
– Benim tarafımdasın ve akciğerlerimizde duman var.Last night we were way up, kissing in the back of the cab
– Dün gece yoldaydık, kabinin arkasında öpüştük.
And then you say “love baby let’s go back to my flat”
– Ve sonra “aşk bebeğim daireme geri dönelim” diyorsun
And when we wake up, never had a feeling like that
– Ve uyandığımızda, böyle bir şey hissetmedim
I got a reason so man, put that record on again
– Bir sebebim var adamım, o kaydı tekrar koyI don’t want to hear sad songs anymore
– Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
I only want to hear love songs
– Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
I found my heart up in this place tonight
– Bu gece kalbimi buldum bu gece
Don’t want to sing mad songs anymore
– Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
I only want to sing your song
– Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
Cause your song’s got me feeling like I’m
– Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyorI’m in love, I’m in love, I’m in love
– Ben aşığım, aşığım, aşığım
Yeah, you know your song’s got me feeling like I’m
– Evet, şarkının beni benim gibi hissettirdiğini biliyorsun.No fear but I think I’m falling
– Korku yok ama sanırım düşüyorum
I’m not proud
– Gurur duymuyorum
But I’m usually the type of girl that would hit and run
– Ama ben genellikle vuracak ve kaçacak bir kızım.
No risk so I think I’m all in
– Risk yok, bu yüzden hepimdeyim
When I kiss your lips, feel my heart beat thump
– Dudaklarını öptüğümde kalbimin yumruğunu yendiğini hissetAnd now we’re way up, dancing on the roof of the house
– Ve şimdi yoldayız, evin çatısında dans ediyoruz.
And then we make love, right there on your best friend’s couch
– Sonra da en iyi arkadaşının kanepesinde sevişiriz
And then you say “love, this is what it’s all about”
– Ve sonra “aşk, her şey bununla ilgili” diyorsun
So keep on kissing my mouth and put that record on again
– Bu yüzden ağzımı öpmeye devam et ve o kaydı tekrar koyI don’t want to hear sad songs anymore
– Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
I only want to hear love songs
– Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
I found my heart up in this place tonight
– Bu gece kalbimi buldum bu gece
Don’t want to sing mad songs anymore
– Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
I only want to sing your song
– Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
Cause your song’s got me feeling like I’m
– Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyorI’m in love, I’m in love, I’m in love
– Ben aşığım, aşığım, aşığım
I’m in love, I’m in love, I’m in love
– Ben aşığım, aşığım, aşığım
I’m in love, I’m in love, I’m in love
– Ben aşığım, aşığım, aşığım
Yeah, you know your song’s got me feeling like I’m
– Evet, şarkının beni benim gibi hissettirdiğini biliyorsun.I don’t want to hear sad songs anymore
– Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
I only want to hear love songs
– Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
I found my heart up in this place tonight
– Bu gece kalbimi buldum bu gece
Don’t want to sing mad songs anymore
– Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
I only want to sing your song
– Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
Cause your song’s got me feeling like I’m
– Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyorI don’t want to hear sad songs anymore
– Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
I only want to hear love songs
– Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
I found my heart up in this place tonight
– Bu gece kalbimi buldum bu gece
Don’t want to sing mad songs anymore
– Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
I only want to sing your song
– Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
Cause your song’s got me feeling like I’m
– Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyorI’m in love, I’m in love, I’m in love
– Ben aşığım, aşığım, aşığım
I’m in love, I’m in love, I’m in love
– Ben aşığım, aşığım, aşığım
I’m in love, I’m in love, I’m in love
– Ben aşığım, aşığım, aşığım
Yeah, you know your song’s got me feeling like I’m
– Evet, şarkının beni benim gibi hissettirdiğini biliyorsun. -
MAX – Blueberry Eyes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
Dаmn you look so good
– Lanet olsun çok iyi görünüyorsun
Lаying there weаring nothing but my t shirt
– Orada yatarken tişörtümden başka bir şey giymiyorum
Your body’s а neighborhood
– Vücudunuz bir mahalle
Wаnnа drive my lips аll аround it
– Dudaklarımı etrafına dolaşırdımCаuse I’m holding my breаth
– Çünkü nefesimi tutuyorum
Wondering when you’re gonnа wаke up in my аrms
– Benim arabalarımda ne zaman uyanacağını merak ediyorum
Heаd on my chest
– Göğsümde duy
My heаrt’s beаting
– Benim ateşli vuruşum
I cаn’t wаit to
– İstemiyorumKiss you eаch morning
– Her sabah öpüyorum
With strаwberry skies
– Yabanmersini gökyüzü ile
I get so lost in
– İçinde kayboluyorum
Your blueberry eyes
– Yaban mersini gözlerin
I’m running through my dreаms
– Rüyalarımda koşuyorum
To see you in the light
– Seni ışıkta görmek için
Cаuse I get so lost in
– Çünkü içinde kayboluyorum
Your blueberry eyes
– Yaban mersini gözlerin내 그림자를 가른 한줄기 빛
– Gölgemi kesen bir ışık ışını
어둡기만한 내 삶을 뒤집어 놓은 너
– Karanlık hayatımı alt üst ettin
나 어쩌면 아무것도 아니지
– Ben belki hiçbir şey
너를 만나기전엔 그저 보잘것 없던 나
– Seninle tanışmadan önce önemsizdim
보잘것 없던 나
– Önemsizdim
그전 내 삶은 다
– Ondan önce hayatım hepsi
하루를 대충 때우기에 급급했었잖아 yeаh
– Günü atlatmak için acelem vardı, evet
우리의 낮 우리의 밤 그래 우리의 삶
– Bizim günümüz, gecemiz, evet hayatımız
u AR e MY light 서롤 지탱하는 벗 서로의 닻
– Sen benim ışığım, birbirini destekleyen arkadaşlar, birbirlerinin dayanağıKiss you eаch morning
– Her sabah öpüyorum
With strаwberry skies
– Yabanmersini gökyüzü ile
I get so lost in
– İçinde kayboluyorum
Your blueberry eyes
– Yaban mersini gözlerin
I’m running through my dreаms
– Rüyalarımda koşuyorum
To see you in the light
– Seni ışıkta görmek için
Cаuse I get so lost in
– Çünkü içinde kayboluyorum
Your blueberry eyes
– Yaban mersini gözlerin -
Trevor Daniel, Selena Gomez – Past Life Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
I’m trying to be honest with my happiness
– Mutluluğumla dürüst olmaya çalışıyorum
I don’t know why I’m bad at this, oh
– Bunda neden kötü olduğumu bilmiyorum, ah
And I don’t want to collapse in my sadness
– Ve üzüntümde çöküp kalmak istemiyorum
I know this is my habit
– Bunun benim bir alışkanlığım olduğunu biliyorumPerfect timing
– Mükemmel zamanlama
I’m getting started but i don’t know how it will end
– Başlıyorum, ama nasıl biteceğini bilmiyorum
Don’t remind me of it
– Bana onu hatırlatma
I messed it up before it even started, oh
– Daha başlamadan mahvettim, ohLast night was the last night of my past life
– Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi
Here I am, like you could never figure me out
– İşte buradayım, beni asla çözemeyecek gibisin
Last night was the last time
– Dün gece sondu, son kezdi
I will never let you untie me
– Beni çözmene asla izin vermeyeceğim
Sitting and talking to myself
– Oturuyor ve kendimle konuşuyorum
Thinking how I used to use you
– Eskiden seni nasıl kullandığımı düşünüyorum
You were the only thing I used to
– Alıştığım tek şeydin
Last night was the last night of my life, woah
– Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi, woahGive me what I want when I need it
– İhtiyacım olduğunda bana ne istersem ver
To be honest i mean
– Dürüst olmak gerekirse, demek istediğim
If I could convince myself to feel you
– Eğer kendimi seni hissetmeye ikna edebilseydim
You know I can feel it, I wish it was …
– Hissedebileceğimi biliyorsun, öyle olmasını isterdim…Perfect timing
– Mükemmel zamanlama
I’m getting started, but I don’t know how it will end
– Başlıyorum, ama nasıl biteceğini bilmiyorum
Don’t remind me of it
– Bana onu hatırlatma
I messed it up before it even started, oh
– Daha başlamadan mahvettim, ohLast night was the last night of my past life
– Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi
Here I am, like you could never figure me out
– İşte buradayım, beni asla çözemeyecek gibisin
Last night was the last time
– Dün gece sondu, son kezdi
I will never let you untie me
– Beni çözmene asla izin vermeyeceğim
Sitting and talking to myself
– Oturuyor ve kendimle konuşuyorum
Thinking how I used to use you
– Eskiden seni nasıl kullandığımı düşünüyorum
You were the only thing I used to
– Alıştığım tek şeydin
Last night was the last night of my life, woah
– Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi, woahOh woah, woah, woah
– Oh, woah, woah, woah
Oh woah, woah, woah
– Oh, woah, woah, woahLast night was the last night of my past life
– Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi
Here I am, like you could never figure me out
– İşte buradayım, beni asla çözemeyecek gibisin
Last night was the last time
– Dün gece sondu, son kezdi
I will never let you untie me
– Beni çözmene asla izin vermeyeceğim
Sitting and talking to myself
– Oturuyor ve kendimle konuşuyorum
Thinking how I used to use you
– Eskiden seni nasıl kullandığımı düşünüyorum
You were the only thing I used to
– Alıştığım tek şeydin
Last night was the last night of my life, woah
– Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi, woahOh woah, woah, woah
– Oh, woah, woah, woah
Oh woah, woah, woah
– Oh, woah, woah, woah
(Oh) Where have we been
– (Oh) Nerelerdeydik
The only thing we know for sure (Woah, woah, woah)
– Kesin olarak bildiğimiz tek şey (Woah, woah, woah)
I’ll never go away (Oh)
– Asla çekip gitmeyeceğim (Oh)
Never gonna go away (Woah, woah, woah)
– Asla çekip gitmeyeceğim (Woah, woah, woah)Where have we been
– Nerelerdeydik
The only thing we know for sure
– Kesin olarak bildiğimiz tek şey
I will never go away
– Asla çekip gitmeyeceğim
I will never go away
– Asla çekip gitmeyeceğim -
Something To Dance ForTTYLXOX Mash Up Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
A dream like this not something you wish for
– 1122/5000Böyle bir rüya, dilediğin bir şey değil
A dream like this not something you ask for
– Böyle bir rüya, istediğin bir şey değil
When it’s a gift worth taking a chance for
– Risk almaya değer bir hediye olduğunda
Then this is something to dance for
– O zaman bu dans edilecek bir şeyThere’s a moment when you look to the side
– Yan tarafa baktığın bir an var
Who will fall? Who will survive?
– Kim düşecek? Kim hayatta kalacak?
That’s the moment when you find it inside
– Bu onu içinde bulduğun an
On the line, this is your time
– Hatta bu senin zamanın
And it’s all I want, And it’s all I do
– Ve tüm istediğim bu, ve tüm yaptığım buA dream like this not something you wish for
– Böyle bir rüya, dilediğin bir şey değil
A dream like this not something you ask for
– Böyle bir rüya, istediğin bir şey değil
When it’s a gift worth taking a chance for
– Risk almaya değer bir hediye olduğunda
Then this is something to dance for
– O zaman bu için dans edilecek bir şeyBe b-be my BFF
– BFF’im olun
‘Cause IDK what’s comin’ next
– Çünkü IDK sırada ne var
And I’ll be LMHO with the rest
– Ve geri kalanıyla LMHO olacağım
So TTYLXOX
– Yani TTYLXOXShow up in the same dress
– Aynı elbiseyle görün
We don’t know who wore it
– Kimin giydiğini bilmiyoruz
Best not make a big deal
– En iyisi büyük bir anlaşma yapmamak
Act likes it’s a new trend
– Yasası yeni bir trend olduğunu seviyorLook good when we go out
– Dışarı çıktığımızda iyi görünüyorsun
Here, try on these boots out
– İşte, bu botları dene
Hey, this boy who said you’re sweet
– Hey, tatlı olduğunu söyleyen bu çocuk
He’s got a best friend
– Onun en iyi arkadaşı var(And you’ll always be mine)
– (Ve her zaman benim olacaksın)Be b-be my BFF
– BFF’im olun
‘Cause IDK what’s comin’ next
– Çünkü IDK sırada ne var
And I’ll be LMHO with the rest
– Ve gerisi ile LMHO olacağım
So TTYLXOX
– Yani TTYLXOXA dream like this not something you wish for
– Böyle bir rüya, dilediğin bir şey değil
A dream like this not something you ask for
– Böyle bir rüya, istediğin bir şey değil
When it’s a gift worth taking a chance for
– Risk almaya değer bir hediye olduğunda
Then this is something to dance for
– O zaman bu dans edilecek bir şey -
Shakira – Addicted To You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
Debe ser el perfume que usas
– Bu kullandığın parfüm olmalı
O el agua con la que te bañas
– Yada bu yüzdüğün su
Pero cada cosita que haces
– Ama yaptığın her küçük şey
A mí me parece una hazaña
– Bence bir ustalık
Me besaste esa noche
– Beni öptüğün gece
Cual si fuera el último día de tu boca
– Sanki son kez öpüşüyormuş gibiydi
Cada que yo me acuerdo
– Hep hatırlarım
Yo siento en mi pecho el peso de una roca
– Kalbimde herzaman bir kayanın ağırlığını hissederim
Son tus ojos marrones
– Kahverengi gözlerini
Con esa veta verdosa
– Yeşilimsi gibi
Es tu cara de niño
– Senin çocuksu yüzün
Y esa risa nerviosa
– Ve gülüşünIm addicted to you
– Sana bağlandım
Porque es un vicio tu piel
– Çünkü cildin bağımlılık yapıyor
Baby Im addicted to you
– Bebek sana bağlandım
Quiero que te dejes querer
– Seni bırakmak istemiyorum -
TONES AND I – UR SO FKING COOL Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
Everyone’s talkin’ ’bout sex
– Herkes seks hakkında konuşuyor.
Everyone’s talkin’ ’bout ex
– Herkes seks hakkında konuşuyor.
Like no one really wants to find a genuine connect
– Sanki kimse gerçek bir bağlantı bulmak istemiyormuş gibi
Before they even look at you, they move on to the next
– Sana bakmadan önce bile, bir sonrakine geçerler
And I know that they say
– Ve söylediklerini biliyorum
“Don’t you worry,” I’m the one
– “Ebdişelenme” Ben tekim
Then the very next day, they said they’re done
– Sonra bir sonraki gün, bittiklerini söylerler
And I don’t want to listen to the shit you’ve spun
– Ve senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorum.
No, I don’t want to listen to the shit you’ve spun
– Hayır, senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorumWalk into a party, feelin’ out of place
– Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
Everyone’s too cool, everyone’s too fake
– Herkes çok soğuk, herkes çok sahte
I try to start a conversation but I can’t seem to relate
– bir şeyler konuşmaya çalışıyorum ama ilgili görünmüyorlar.
Yo, I’m about to get an Uber
– Yo, Uber çağırmak üzereyim.‘Cause you’re so fucking cool
– Çünkü sen çok havalısın
You’re just way too fucking cool
– Sadece çok fazla havalısınAnd I don’t really care if you’re king
– Ve Kralsan olsan da umrumda değil
And I don’t really care for gold things
– Ve altın şeyler de umrumda değil
You’ll be pointing at some girls and saying, “Yeah, we had a fling”
– bazı kızları işaret edip “Evet, fırlattık.” diyeceksin
But you’re not fooling me
– ama beni kandırmıyorsun
You’re just a puppet on a string
– Sen sadece ipli bir kuklasın
Just a puppet on a string, oh
– Sadece ipli bir kukla, oh
And they say, “Don’t you worry, I’m the one”
– Ve “Endişelenme, Ben Tekim.” derler.
Then the very next day, they said they’re done
– Sonra bir sonraki gün, bittiklerini söylerler
And I don’t want to listen to the shit you’ve spun
– Ve senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorum.
No, I don’t want to listen to the shit you’ve spun
– Hayır, senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorumWalk into a party, feelin’ out of place
– Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
Everyone’s too cool, everyone’s too fake
– Herkes çok soğuk, herkes çok sahte
I try to start a conversation but I can’t seem to relate (*Yawn*)
– bir şeyler konuşmaya çalışıyorum ama ilgili görünmüyorlar.‘Cause you’re so fucking cool
– Çünkü sen çok havalısın
You’re just way too fucking cool
– Sadece çok fazla havalısın
‘Cause you’re so fucking cool
– Çünkü sen çok havalısın
Walk into a party, feelin’ out of place
– Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
Everyone’s too cool, everyone’s too fake (You’re just way too fucking cool)
– Herkes çok soğuk, herkes çok sahte (Sadece çok fazla havalısın)
Walk into a party, feelin’ out of place
– Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum;
‘Cause you’re so fucking cool
– Çünkü sen çok havalısınWhere have all my friends gone?
– Bütün arkadaşlarım nereye gitti?
I seem to have lost them on my way
– Onları kendi yolumda kaybetmiş görünüyorum.
And now, there’s books all filled with candles
– Ve şimdi burada mumlarla doldurulmuş kitaplar var
That tell me that I have got to stay
– Bu bana kalmam gerektiğini söylüyor‘Cause you’re so fucking cool
– Çünkü sen çok havalısın
You’re just way too fucking cool
– Sadece çok fazla havalısın
‘Cause you’re so fucking cool
– Çünkü sen çok havalısın
Walk into a party, feelin’ out of place
– Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
Everyone’s too cool, everyone’s too fake (You’re just way too fucking cool)
– Herkes çok soğuk, herkes çok sahte (Sadece çok fazla havalısın)
Walk into a party, feelin’ out of place
– Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
‘Cause you’re so fucking cool
– Çünkü sen çok havalısın -
Selena Gomez – A Year Without Rain Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları
Can you feel me
– Beni hissedebiliyor musun
When I think about you
– Seni düşündüğüm zaman
With every breath I take
– Aldığım her nefesle
Every minute
– Her dakika
No matter what I do
– Ne yaptığımın hiç önemi yok
My world is an empty place
– Benim dünyam boş bir yer
Like I’ve been wandering the desert
– Sanki binlerce gündür
For a thousand days (oh)
– Çölde amaçsızca dolaşıyormuşum gibi
Don’t know if it’s a mirage
– Bu bir serapsa bilmiyorum
But I always see your face baby
– Ama her zaman senin yüzünü görüyorum bebeğim
I’m missing you so much
– Seni çok özlüyorum
Can’t help it, I’m in love
– Yardımı olmuyor, ben aşığım
A day without you is like a year without rain
– Sen olmadan bir gün tıpkı yağmursuz bir yıl gibi
I need you by my side
– Sana yanımda ihtiyacım var
Don’t know how I’ll survive
– Nasıl ayakta kalacağımı bilmiyorumA day without you is like a year without rain
– Sen olmadan bir gün tıpkı yağmursuz bir yıl gibi
The stars are burning
– Yıldızlar ışık saçıyor
I hear your voice in my mind
– Sesini düşüncelerimde duyuyorum
Can’t you hear me calling?
– Seni çağırdığımı duyamıyor musun?
My heart is yearning
– Kalbim özlem çekiyor
Like the ocean that’s running dry
– Tıpkı bir okyanusun hızla kuruması gibi
Catch me I’m falling
– Tut beni, düşüyorum
It’s like the ground is crumbling underneath my feet
– Bu toprağın ayağımın altında parçalanması gibi
Won’t you save me?
– Beni kurtarmayacak mısın?
There’s gonna be a monsoon
– Bir mevsim rüzgari olacak
, When you get back to me
– Bana geri döndüğünde
I’m missing you so much
– Seni çok özlüyorum
Can’t help it, I’m in love
– Yardımı olmuyor, ben aşığım
A day without you is like a year without rain
– Sen olmadan bir gün tıpkı yağmursuz bir yıl gibi
I need you by my side
Sana yanımda ihtiyacım var
Don’t know how I’ll survive,
– Nasıl ayakta kalacağımı bilmiyorumA day without you is like a year without rain
– Sen olmadan bir gün tıpkı yağmursuz bir yıl gibi So let this drought come to an end
– Öyleyse bu kuraklığa bir son verelim
And make this desert flower again
– Ve bu çölü tekrar yeşertelim
I need you here
– Sana burada ihtiyacım var
I can’t explain
– Açıklayamıyorum
But a day without you
– Ama sen olmadan bir gün
Is like a year without rain
– Yağmursuz bir yıl gibi
I’m missing you so much
– Seni çok özlüyorum
Can’t help it, I’m in love
– Yardımı olmuyor, ben aşığım
A day without you is like a year without rain
– Sen olmadan bir gün tıpkı yağmursuz bir yıl gibi
I need you by my side
– Sana yanımda ihtiyacım var
Don’t know how I’ll survive
– Nasıl ayakta kalacağımı bilmiyorum
A day without you is like a year without rain
– Sen olmadan bir gün tıpkı yağmursuz bir yıl gibi