Blog

  • Louis Tomlinson – Walls Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Louis Tomlinson – Walls Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Nothing wakes you up like wakin’ up alone
    – Hiçbir şey seni yalnız uyanmak gibi uyandırmaz
    And all that’s left of us is a cupboard full of clothes
    – Ve bıraktığımız tek şey kıyafetlerle dolu bir dolap
    The day you walked away and took the higher ground
    – Yürüyüp gittiğin ve doğru olanı yaptığın o gün
    Was the day that I became the man that I am now
    – Benim şu an olduğum adama dönüştüğüm gündü

    But these high walls, they came up short
    – Fakat bu yüksek duvarlar, kısa sürdüler
    Now I stand taller than them all
    – Şimdi hepsinden daha uzun durabiliyorum
    These high walls never broke my soul
    – Bu yüksek duvarlar asla ruhumu parçalamadı
    And I, I watch them all come fallin’ down
    – Ve ben, ben hepsinin yıkılışını izliyorum
    I watch them all come fallin’ down for you, for you
    – Senin için yıkılışını, senin için yıkılışını izliyorum

    Nothing makes you hurt like hurtin’ who you love (Hurtin’ who you love)
    – Hiçbir şey seni sevdiğin kişiyi incitmekten daha fazla incitmez (Sevdiğin kişiyi incitmekten)
    And no amount of words will ever be enough (Will ever be enough)
    – Ve hiçbir kelime asla yeterli olamayacak (Asla yeterli olamayacak)
    I looked you in the eyes, saw that I was lost (Saw that I was lost)
    – Gözlerine baktım, ve kaybolduğumu gördüm (Kaybolduğumu gördüm)
    Forever question why, you were my because (You were my because)
    – Her zaman neden diye sorduğumda, çünküm sendin (Çünküm sendin)

    But these high walls, they came up short
    – Fakat bu yüksek duvarlar, kısa sürdüler
    Now I stand taller than them all
    – Şimdi hepsinden daha uzun durabiliyorum
    These high walls never broke my soul
    – Bu yüksek duvarlar asla ruhumu parçalamadı
    And I, I watch them all come fallin’ down
    – Ve ben, ben hepsinin yıkılışını izliyorum
    I watch them all come fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını izliyorum
    Fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını

    So this one is a thank you for what you did to me
    – Bu (şarkı), bana yaptığın şey için bir teşekkür
    Why is it that thank-yous are so often bittersweet?
    – Neden teşekkürler bazen hem acı hem tatlıdır?
    I just hope I see you one day, and you say to me, “Oh, oh”
    – Bir gün seni görmeyi umuyorum, ve bana “Oh, oh” diyişini

    But these high walls, they came up short
    – Fakat bu yüksek duvarlar, kısa sürdüler
    Now I stand taller than them all
    – Şimdi hepsinden daha uzun durabiliyorum
    These high walls never broke my soul
    – Bu yüksek duvarlar asla ruhumu parçalamadı
    And I, I watch them all come fallin’ down
    – Ve ben, ben hepsinin yıkılışını izliyorum
    I watch them all come fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını izliyorum
    Fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını

  • Christina Aguilera – A Voice Within Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Christina Aguilera – A Voice Within Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Young girl, don’t cry
    – Genç kız, ağlama
    I’ll be right here when your world starts to fall
    – Dünyan düşmeye başlayınca ben tam burada olacağım
    Young girl, it’s all right
    – Genç kız, her şey yolunda
    Your tears will dry, you’ll soon be free to fly
    – Göz yaşların kuruyacak, sen yakında uçmak için özgür olacaksın
    When you’re safe inside your room you tend to dream
    – Odanda güvende olduğunda hayal etmek isteyeceksin
    Of a place where nothing’s harder than it seems
    – Hiçbir şeyin göründüğünden daha zor olmadığı bir yeri
    No one ever wants or bothers to explain Of the heartache life can bring and what it means
    – Kimsenin hayatın getirdiği kalp ağrısını ve ne anlama geldiğini açıklamayı istemediği ya da açıklamaya zahmet etmediği bir yeri

    When there’s no one else
    – Başka kimse yoksa
    Look inside yourself
    – Kendi içine bak
    Like your oldest friend
    – En eski arkadaşın gibi

    Just trust the voice within
    – Sadece içindeki sese güven
    Then you’ll find the strength
    – O zaman kuvveti bulacaksın
    That will guide your way
    – Bu sana yol gösterecek
    If you will learn to begin To trust the voice within
    – Eğer içindeki sese güvenmeye başlamayı öğrenirsen ]

    Young girl, don’t hide
    – Genç kız, saklanma
    You’ll never change if you just run away
    – Sadece kaçarsan, asla değişemezsin
    Young girl, just hold tight
    – Genç kız, sadece sıkı tutun
    And soon you’re gonna see your brighter day
    – Ve yakında daha parlak günü göreceksin
    Now in a world where innocence is quickly claimed
    – Şimdi masumiyetin çabucak alındığı bir dünyada
    It’s so hard to stand your ground when you’re so afraid
    – Bu kadar korkarsan, yere basman o kadar zor ki
    No one reaches out a hand for you to hold
    – Kimse tutman için bir el uzatmaz
    When you’re lost outside look inside to your soul
    – Dışarıda kaybolduğunda ruhunun içine bak

    Yeah…
    – Evet..
    Life is a journey
    – Hayat bir yolculuk
    It can take you anywhere you choose to go
    – Gitmek istediğin her yere götürebilir
    As long as you’re learning
    – Öğrendiğin sürece
    You’ll find all you’ll ever need to know
    – Bilmeye ihtiyaç duyduğun her şeyi bulacaksın
    You’ll make it
    – Başaracaksın
    You’ll make it
    – Başaracaksın
    Just don’t go forsaking yourself
    – Sadece kendinden vazgeçme
    No one can stop you
    – Kimse seni durduramaz
    You know that I’m talking to you!
    – Seninle konuştuğumu biliyorsun!

    Young girl, don’t cry
    – Genç kız, ağlama
    I’ll be right here when your world starts to fall
    – Dünyan düşmeye başlayınca ben tam burada olacağım

  • Charlie Puth – How Long Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Charlie Puth – How Long Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Alright
    – Peki

    I’ll admit, I was wrong
    – Kabul edeceğim, yanılmışım
    What else can I say, girl?
    – Başka ne söyleyebilirim kızım?
    Can’t you blame my head and not my heart?
    – Kafamı suçlayamaz mısın, kalbim değil?
    I was drunk, I was gone, that don’t make it right, but
    – Sarhoştum, gitmiştim, bu doğru yapma, ama
    Promise there were no feelings involved
    – Söz konusu hisler olmadığına dair söz ver

    She said, “Boy, tell me honestly
    – Dedi ki, “Oğlum, bana dürüstçe söyle
    Was it real or just for show?” Yeah
    – Gerçek mi, yoksa sadece gösteri mi? “Evet
    She said, “Save your apologies
    – “Özrünü sakla,” dedi.
    Baby, I just gotta know”
    – Bebeğim, sadece bilmeliyim “

    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    While you’re calling me “baby”
    – Bana “bebek” derken
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been acting so shady
    – Çok sinirli davranıyorsun.
    I’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim

    I’ll admit, it’s my fault
    – Kabul edeceğim, benim hatam
    But you gotta believe me
    – Ama bana inanmalısın
    When I say it only happened once
    – Sadece bir kere oldu dediğimde
    I try and I try, but you’ll never see that
    – Denemeye çalışıyorum ama asla görmeyeceksin
    You’re the only one I wanna love, ooh, yeah
    – Ben sadece sevmek istediğim sensin, ooh, evet

    She said, “Boy, tell me honestly
    – Dedi ki, “Oğlum, bana dürüstçe söyle
    Was it real or just for show?”
    – Gerçek mi, yoksa sadece gösteri mi? “
    She said, “Save your apologies
    – “Özrünü sakla,” dedi.
    Baby, I just gotta know”
    – Bebeğim, sadece bilmeliyim “

    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    While you’re calling me “baby”
    – Bana “bebek” derken
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been acting so shady
    – Çok sinirli davranıyorsun.
    I’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim

    How long has it been going on, baby?
    – Ne kadar süredir devam ediyor bebeğim?
    You gotta go tell me now
    – Git şimdi bana söylemelisin

    She said, “Boy, tell me honestly
    – Dedi ki, “Oğlum, bana dürüstçe söyle
    Was it real or just for show?” Yeah
    – Gerçek mi, yoksa sadece gösteri mi? “Evet
    She said, “Save your apologies
    – “Özrünü sakla,” dedi.
    Baby, I just gotta know”
    – Bebeğim, sadece bilmeliyim “

    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?

    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    While you’re calling me “baby”
    – Bana “bebek” derken
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been acting so shady
    – Çok sinirli davranıyorsun.
    I’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    (How long has it been going on, baby?)
    – (Ne kadar süredir devam ediyor bebeğim?)
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    (You gotta go tell me now)
    – (Şimdi bana söylemelisin)
    You’ve been acting so shady
    – Çok karanlık davranıyorsun
    bI’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim

  • Sam Smith – Diamonds Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Sam Smith – Diamonds Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Have it all,
    – Al hepsini
    Rip our memories off the wall
    – Anılarımızı duvardan söküp at
    All the special things I bought;
    – Aldığım bütün o özel şeyler
    They mean nothing to me any more
    – Artık benim için hiçbir anlamları yok
    But to you
    – Fakat sana göre 
    They were everything we were
    – Onlar bizim olduğumuz her şeydi
    They meant more than every word
    –  Her kelimeden daha fazlasını ifade ediyorlardı
    Now I know just what you love me for (Mmm-mmm)
    –  Şimdi beni ne için sevdiğini biliyorum (Mmm-mmm) 

    Take all the money you want from me
    – Benden istediğin bütün parayı al
    Hope you become what you want to be
    – Umarım olmak istediğin kişi olursun
    Show me how little you care
    – Beni ne kadar az önemsediğini göster 
    How little you care, how little you care
    – Ne kadar az önemsediğini, ne kadar az önemsediğini 
    You dream of glitter and gold
    – Parıltıyı ve altınları düşlüyorsun 
    My heart’s already been sold
    – Benim kalbim çoktan satıldı bile
    Show you how little I care
    – Sana ne kadar az önemsediğimi göstereyim
    How little I care, how little I care
    – Ne kadar az önemsediğimi, ne kadar az önemsediğimi

    My diamonds leave with you (Mmm)
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar
    You’re never gonna hear my heart break (Mmm)
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways (Mmm)
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you (Mmm)
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar
    Material love won’t fool me (Mmm)
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    When you’re not here I can breathe 
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    Think I always knew
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    Shake it off
    – Başından sav
    Shake the fear of feeling lost
    – Kaybolmuş hissetme duygusunu başından sav
    Always me that pays the cost
    – Her zaman bedel ödeyen ben
    I should never trust so easily
    – Bu kadar kolay kimseye güvenmemeliyim
    You lied to me
    – Bana yalan söyledin
    Lie-lied to me
    – Bana yalan söyledin
    Then left with my heart ’round your chest (Mmm-mmm)
    – Sonra da kalbim senin göğsündeyken çekip gittin

    Take all the money you want from me
    – Benden istediğin bütün parayı al
    Hope you become what you want to be
    – Umarım olmak istediğin kişi olursun
    Show me how little you care
    – Beni ne kadar az önemsediğini göster 
    How little you care, how little you care
    – Ne kadar az önemsediğini, ne kadar az önemsediğini 
    You dream of glitter and gold
    – Parıltıyı ve altınları düşlüyorsun 
    My heart’s already been sold
    – Benim kalbim çoktan satıldı bile
    Show you how little I care
    – Sana ne kadar az önemsediğimi göstereyim
    How little I care, how little I care
    – Ne kadar az önemsediğimi, ne kadar az önemsediğimi

    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar
    You’re never gonna hear my heart break 
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways 
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you 
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    Material love won’t fool me 
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    When you’re not here I can breathe 
    – Sen burada değilken nefes alabiliyorum
    Think I always knew
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew
    – Her zaman biliyordum
    My diamonds leave with you (Diamonds-diamonds-diamonds
    diamonds)
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Her zaman biliyordum (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)

    You’re never gonna hear my heart break
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 
    Material love won’t fool me
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    When you’re not here I can breathe
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    Think I always knew
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you, oh- whoa
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    You’re never gonna hear my heart break 
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways 
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel 
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 
    Material love won’t fool me 
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    When you’re not here I can breathe 
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    Think I always knew;
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew
    – Her zaman biliyordum
    My diamonds leave with you (Diamonds-diamonds-diamonds-
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar (Elmaslar-elmaslar
    diamonds)
    – elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew My diamonds leave with yo
    – Her zaman biliyordum (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)

  • Selena Gomez, Marshmello – Wolves Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Selena Gomez, Marshmello – Wolves Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    In your eyes, there’s a heavy blue
    – Gözlerinde, derin bir mavilik var
    One to love and one to lose
    – Biri aşk için ve biri kaybetmek için

    Sweet divide, a heavy truth
    – Tatlı paylaşım, bir ağır gerçek
    Water or wine, don’t make me choose
    – Su veya şarap, bana seçim yaptırma
    I wanna feel the way that we did that summer night
    – O yaz gecesindeki halimizi hissetmek istiyorum
    Drunk on a feeling, alone with the stars in the sky
    – Bir duyguda sarhoş, gökyüzündeki yıldızlarla yalnız

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been running with the wolves
    – Kurtlarla koşuyodum
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve been down the darkest alleys
    – En karanlık patikaların aşağısına gidiyordum
    Saw the dark side of the moon
    – Ayın karanlık tarafını gördüm
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve looked for love in every stranger
    – Her yabancıda aşkı aradım
    Took too much to ease the anger
    – Öfkeyi dindirmek çok zaman aldı
    All for you, yeah, all for you
    – Hepsi senin için, hepsi senin için

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been crying with the wolves
    – Kurtlarla ağlıyordum
    To get to you, oh, to get to you
    – Seni kazanmak için. seni kazanmak için

    Your fingertips trace my skin
    – Parmak izlerin tenimde iz
    To places I have never been
    – Hiç bulunmadığım yerlere
    Blindly I am following
    – Hiç görmeden takip ediyorum

    Break down these walls and come on in
    – Bu duvarları yıkmak ve içeri girmek
    I wanna feel the way that we did that summer night
    – O yaz gecesindeki halimizi hissetmek istiyorum
    Drunk on a feeling, alone with the stars in the sky
    – Bir duyguda sarhoş, gökyüzündeki yıldızlarla yalnız

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been running with the wolves
    – Kurtlarla koşuyordum
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve been down the darkest alleys
    – En karanlık patikaların aşağısına gidiyordum
    Saw the dark side of the moon
    – Ayın karanlık yüzünü gördüm
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve looked for love in every stranger
    – Her yabancıda aşkı aradım
    Took too much to ease the anger
    – Öfkeyi dindirmek çok zaman aldı
    All for you, yeah, all for you
    – Hepsi senin için, evet, hepsi senin için

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been crying with the wolves
    – Kurtlarla ağlıyordum
    To get to you, oh, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

  • Celine Dion – A New Day Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Celine Dion – A New Day Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I was waiting for so long
    – Çok uzun zamandır bekliyordum
    For a miracle to come
    – bir mucizenin gerçekleşmesi için
    Everyone told me to be strong
    – Herkes bana güçlü olamamı söylemişti
    Hold on and don’t shed a tear
    – Dik dur ve gözyaşı dökme
    Through the darkness and good times
    – Karanlık ve iyi zamanlar üzerinden

    I knew I’d make it through
    – Bunu yapaliceğimi biliyordum
    And the world thought I’d had it all
    – ve bu dünya bana bunu sunuyordu
    But I was waiting for you
    – ama ben yine de seni bekliyordum
    Hush now I see a light in the sky
    – Sus. gökyüzünde bir ışık görüyorum şimdi
    Oh it’s almost blinding me
    – Oh. galiba bana göz kırpıyor
    I can’t believe I’ve been touched by an angel with love
    – inanamaıyorum.Aşka bir melek ile dokunuyorum.

    Let the rain come down and wash away my tears
    – Bırak yağmur yağsın ve korkularımı götürsün.
    Let it fill my soul and drown my tears
    – Bırak da ruhumu doldursun ve korkularımı korkutsun
    Let it shatter the walls for a new sun
    – Bırak da duvarları yıksın yeni bir güneş için
    A new day has come
    – Yeni bir gün doğdu.
    When it was dark now there’s light
    – Koyu olduğunda şimdi bir ışık var.

    Where there was pain now’s there’s joy
    – Acı durumumu eğlenceye çevirdim..]
    Where there was weakness I found my strength
    – Ezik durumumu sıkılaştırdım iyi yönde.
    All in the eyes of a boy
    – Bunların hepsi bir çocuğun gözlerinde
    Hush now I see a light in your eyes
    – Sus. Gözünde bir parıltı görüyorum
    All in the eyes of a boy
    – Çocuğun..

    I can’t believe I’ve been touched by an angel with love [x2]
    – inanamaıyorum.Aşka bir melek ile dokunuyorum.
    Hush now
    – Sus şimdi.
    A new day has come
    – Yeni bir gün doğdu.

  • CARYS – Princesses Don’t Cry Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    CARYS – Princesses Don’t Cry Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Boys, they’re handsome and strong
    – Erkekler yakışıklı ve güçlüdürler,
    But always the first to tell me I’m wrong
    – Ama bana her zaman hatalı olduğumu söylerler.

    Boys try to tame me, I know
    – Erkekler cesaretimi kırmaya çalışıyor, farkındayım.
    They tell me I’m weird and won’t let it go
    – Tuhaf olduğumu söyleyip peşimi bırakmıyorlar.

    No, I’m fine, I’m lying on the floor again
    – Hayır, iyiyim, yeniden yerde uzanıyorum.
    Cracked door, I always wanna let you in
    – Seni her zaman kırılan kapıdan içeriye almak istedim.
    Even after all of this shit, I’m resilient
    – Tüm bu saçmalıklardan sonra bile dirençliyim.

    Cause a princess doesn’t cry (no-oh)
    – Çünkü prensesler ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Over monsters in the night
    – Gecenin içindeki canavarlar uğruna
    Don’t waste our precious time
    – Kıymetli vaktimizi harcama,
    On boys with pretty eyes
    – Güzel gözlü çocuklarla.

    A princess doesn’t cry (no-oh)
    – Bir prenses ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Burning like a fire
    – Ateş gibi alevleniyor.
    You feel it all inside
    – İçten içe hissediyorsun.
    But wipe your teary eyes
    – Ama gözlerindeki yaşları sil.
    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama…
    Don’t cry
    – Ağlama…
    Don’t cry, oh
    – Ağlama…
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama…

    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Girls, so pretty and poised
    – Kızlar çok tatlı
    And soft to the touch
    – özgüvenli ve kırılgandırlar.

    But God made me rough
    – Ama Tanrı beni sert yarattı.

    Girls, so heavy the crown
    – Kızlar, bu taç çok ağır.
    They carry it tall
    – Onlar taşırken yükseliyor.
    But it’s weighing me down
    – Bense dibe batıyorum.

    No, I’m fine
    – Hayır, iyiyim.
    I’m lying on the floor again
    – Yeniden yerde uzanıyorum.
    Cracked door
    – Kırık kapı
    You’re only going to let them in, once
    – İçeriye girmelerine bir kez izin verirsin.
    And you won’t come undone
    – Ve kontrolü kaybedersin.

    ‘Cause a princess doesn’t cry (no-oh)
    – Çünkü prensesler ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Over monsters in the night
    – Gecenin içindeki canavarlar uğruna
    Don’t waste our precious time
    – Kıymetli vaktimizi harcama
    On boys with pretty eyes
    – Güzel gözlü çocuklarla.

    A princess doesn’t cry (no-oh)
    – Bir prenses ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Burning like a fire
    – Ateş gibi alevleniyor.
    You feel it all inside
    – İçten içe hissediyorsun.
    But wipe your teary eyes
    – Ama gözlerindeki yaşları sil.
    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry
    – Ağlama
    Don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama

    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    I’m fine, I won’t waste my time
    – İyiyim, zamanımı harcamayacağım.
    Keep it in a jar, gonna leave it for the next one
    – Bir kavanozda sakla, bir sonrakine bırak.

    I’m fine, I won’t waste my time
    – İyiyim, zamanımı harcamayacağım.
    Keep it in a jar, gonna leave it for the next one
    – Bir kavanozda sakla, bir sonrakine bırak.

    Yeah, I’m fine
    – İyiyim.
    I’m lying on the floor again
    – Yeniden yerde uzanıyorum.

    ‘Cause a princess doesn’t cry (no-oh)
    – Çünkü prensesler ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Over monsters in the night
    – Gecenin içindeki canavarlar uğruna
    Don’t waste our precious time
    – Kıymetli vaktimizi harcama,
    On boys with pretty eyes
    – Güzel gözlü çocuklarla

    A princess doesn’t cry (no-oh)
    – Bir prenses ağlamaz
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz

    Burning like a fire
    – Ateş gibi alevleniyor.
    You feel it all inside
    – İçten içe hissediyorsun.
    But wipe your teary eyes
    – Ama gözlerindeki yaşları sil.
    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry
    – Ağlama
    Don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama

    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry
    – Ağlama
    Don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama

  • Caro Emerald – A Night Like This Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Caro Emerald – A Night Like This Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    From where you are
    – Nereden
    You see the smoke start to arise where they play cards
    – Duman başlangıç ​​kartlarını oynamaya ortaya görmek için
    And you walk over, softly moving passed the guards
    – Ve usulca hareket eden gardiyanların geçti, üzerinde yürümek
    The stakes are getting higher, you can feel it in your heart
    – Miktarlar daha yüksektir, kalp hissediyorum.

    He calls you bluff
    – O size blöf aramaları
    He is the ace you never thought he played that much
    – O, o kadar oynadı hiç düşünmemiştim as.
    And now it’s more than all this cards you want to touch
    – Ve şimdi değinmek istiyorum tüm bu kartları daha fazla
    You never know if winning this could really be enough
    – Bu kazanma gerçekten yeterli olabileceğini asla bilemezsiniz

    Take a look beyond the moon
    – Ayın ötesinde bir göz atın
    You’ll see the stars (mmm…)
    – (Mmm. ..) yıldız göreceksiniz
    And when you look around
    – Ve etrafına bak
    You know the room by heart
    – Oda ezbere biliyorum.

    I have never dreamed it
    – Ben asla hayal
    Have you ever dreamed a night like this
    – Böyle bir gece hayal ettiniz
    I cannot believe it
    – Ben inanamıyorum
    I may never see a night like this
    – Böyle bir gece asla
    When everything you think is incomplete
    – Düşündüğünüz her şey eksik olduğunda
    Starts happening when you are cheek to cheek
    – Yanak yanağa başlar oluyor
    Could you ever dream it
    – Hiç hayal edebileceği
    I have never dreamed, dreamed a night like this
    – Ben hayal hiç böyle bir gece hayal

    How many times
    – Kaç kez
    Have I been waiting by the door to hear these chimes
    – Ben bu çanları duymak için kapı bekliyoruz
    To hear that someone debonair has just arrived
    – Güler yüzlü birisi geldi duymak için
    And opened up to see my world before my eyes
    – Ve gözlerimi önce dünyayı görmek için açıldı
    That silhouette
    – O siluet
    creates an image and a night I can’t forget
    – unutmayın bir resim ve bir gece oluşturur
    It has the scent of something special, I can’t rest
    – Bu özel bir şey kokusu var, ben dinlenme değil
    If I resist temptation, oh I know for sure that I will lose the bet
    – Günaha karşı, ah ben bahsi kaybedersiniz emin biliyorum

    I walk away and suddenly it seems
    – Yürüyüş mesafesinde ve aniden görünüyor
    I’m not alone (mmm…)
    – Ben yalnız değilim (mmm. ..)
    In front of me he stands
    – Önümde o duruyor
    I stop before he goes
    – Ben gitmeden önce durdurmak
    I have never dreamed it
    – Ben asla hayal
    Have you ever dreamed a night like this
    – Böyle bir gece hayal ettiniz
    I cannot believe it
    – Ben inanamıyorum
    I may never see a night like this
    – Böyle bir gece asla
    When everything you think is incomplete
    – Düşündüğünüz her şey eksik olduğunda
    Starts happening when you are cheek to cheek
    – Yanak yanağa başlar oluyor
    Could you ever dream it
    – Hiç hayal edebileceği
    I have never dreamed, dreamed a night like this
    – Ben hayal hiç böyle bir gece hayal

    Mmm…
    – Hmm …
    Mmm…
    – Hmm …

    I have never dreamed it
    – Ben asla hayal
    Have you ever dreamed a night like this
    – Böyle bir gece hayal ettiniz
    I cannot believe it
    – Ben inanamıyorum
    I may never see a night like this
    – Böyle bir gece asla
    When everything you think is incomplete
    – Düşündüğünüz her şey eksik olduğunda
    Starts happening when you are cheek to cheek
    – Yanak yanağa başlar oluyor
    Could you ever dream it
    – Hiç hayal edebileceği
    I have never dreamed, dreamed a night like this
    – Ben hayal hiç böyle bir gece hayal

  • Cardi B – Money Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Cardi B – Money Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Look, my bitches all bad, my niggas all real
    – Bak, sürtüklerim fettan, zencilerim harbi zenci
    I ride on his dick, in some big tall heels
    – S***ine biniyorum uzun topuklularımın üstünde
    Big fat checks, big large bills
    – Büyük yağlı çekler, yüklü faturalar
    Front, I’ll flip like ten cartwheels
    – Önden, on takla atar gibi dönüyorum
    Cold ass bitch, I give broads chills
    – Soğukkanlı sürtük, herkesin tüylerini diken diken ediyorum
    Ten different looks and my looks all kill
    – 10 farklı kombin yapıyorum ve hepsi de dehşet
    I kiss him in the mouth, I feel all grills
    – Onu ağzından öpüyorum, dişindeki altınları hissediyorum
    He eat in the car, that’s meals on wheels*(1) (woo!)
    – O da arabada yumuluyor, tekerler üstünde yemek bir nevi

    I was born to flex (yes)
    – Gösteriş yapmak için doğmuşum
    Diamonds on my neck
    – Boynumda elmaslar
    I like boardin’ jets, I like mornin’ sex (woo!)
    – Uçan jetleri, sabah seksini seviyorum
    But nothing in this world that I like more than checks (money)
    – Ama bu dünyada çeklerden daha çok sevdiğim bir şey yok (para)
    All I really wanna see is the (money)
    – Tek görmek istediğim (para)
    I don’t really need the D, I need the (money)
    – Y***’a ihtiyacım yok, tek ihtiyacım (para)
    All a bad bitch need is the (money)
    – Bu fettan sürtüğün tek ihtiyacı (para)
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni
    Shake a little ass (money)
    – Kıçını biraz salla
    You get a little bag and take it to the store (store, money)
    – Ufak(pahalı) bir çanta al ve mağazaya götür
    Get a little cash (money)
    – Biraz nakit al
    You shake it real fast, you get a little more (money)
    – Hızlıca salla kıçını ve biraz daha para al
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni

    I gotta fly, I need a jet, shit
    – Uçmam gerek, bir jete ihtiyacım var
    I need room for my legs
    – Bacaklarımı koyacak alana ihtiyacım var
    I got a baby, I need some money, yeah
    – Bir bebeğim var, paraya ihtiyacım var, evet
    I need cheese for my egg
    – Yumurtamın üstüne pahalı peynirler gerek
    All y’all bitches in trouble
    – Siz sürtüklerin başı belada
    Bring brass knuckles to the scuffle
    – Kavgaya muşta getirin
    I heard that Cardi went pop
    – “Duydum ki Cardi pop müziğe kaymış”
    Yeah, I did go pop (pop)
    – Evet pop işleri de yapıyorum
    That’s me bustin’ they bubble
    – Böylece onların havasını söndürüyorum
    I’m Dasani with the drip
    – Ben Dasani marka suyun içinden moda akan versiyonuyum
    Baby mommy with the clip
    – Bir çocuk annesi ve para babasıyım
    Walk out Follie’s with a bitch
    – Sürtüğün biriyle Follie’s striptiz kulübünden çıkıyorum
    Bring a thottie to the whip
    – Or*spuyu kırbaçlıyorum
    Is she fine or she thick, goddamn
    – Kadın seksi ve etli butlu
    Walkin’ past the mirror, ooh
    – Aynanın önünden geçiyorum
    Damn, I’m fine (fine)
    – Off, çok seksiyim
    Let a bitch try me, boom
    – Sürtüğün biri bana bulaşacak olursa
    Hammer time, uh
    – Onu silahla tarama vakti

    I was born to flex (yes)
    – Gösteriş yapmak için doğmuşum
    Diamonds on my neck
    – Boynumda elmaslar
    I like boardin’ jets, I like mornin’ sex (woo!)
    – Uçan jetleri, sabah seksini seviyorum
    But nothing in this world that I like more than checks (money)
    – Ama bu dünyada çeklerden daha çok sevdiğim bir şey yok (para)
    All I really wanna see is the (money)
    – Tek görmek istediğim (para)
    I don’t really need the D, I need the (money)
    – Y***’a ihtiyacım yok, tek ihtiyacım (para)
    All a bad bitch need is the (money)
    – Bu fettan sürtüğün tek ihtiyacı (para)
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni
    Shake a little ass (money)
    – Kıçını biraz salla
    You get a little bag and take it to the store (store, money)
    – Ufak(pahalı) bir çanta al ve mağazaya götür
    Get a little cash (money)
    – Biraz nakit al
    You shake it real fast, you get a little more (money)
    – Hızlıca salla kıçını ve biraz daha para al
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni

    Bitch, I will pop at your pops (your pops)
    – Sürtük, senin popülariteni bitiririm
    Bitch, I will pop on whoever (brrr)
    – Sürtük, her kim olursa popülaritesini bitiririm
    You know who popped the most shit? (Who?)
    – Şu dünyada en popüler olanlar kimler biliyor musun?
    The people whose shit not together (okay)
    – Kafadan çatlak olanlar
    You’da bet Cardi a freak (freak)
    – Şunu bil ki, Cardi de manyağın teki
    All my pajamas is leather (Uh)
    – Bütün pijamalarım deriden yapılma
    Bitch, I will black on your ass
    – Sürtük, gözünü karartırım senin
    Wakanda forever
    – Wakanda’ya selam olsun
    Sweet like a honey bun, spit like a Tommy gun
    – Ballı çörek gibi tatlıyım, çenem(rap’im) makinalı tüfek gibi
    Rollie a one of one, come get your mommy some
    – Rolex saatim özel tasarım, gel bu hatuna yenisini al
    Cardi at the tip-top, bitch
    – Cardi üst seviyede, sürtük
    Kiss the ring*(2) and kick rocks, sis (uh)
    – Saygı göster ve uza, ablası
    Jump it down, back it up (ooh, ayy)
    – Üstünden atla, iyice eğil
    Make that nigga put down 2K
    – O zenciye 2000 dolar harcat
    I like my niggas dark like D’USSÉ
    – Ben erkeğimi D’USSÉ marka konyak gibi koyu renkli severim
    He gonna eat this ass like soufflé (ayy)
    – Erkeğim bu g*tü sufle tatlısı gibi yiyecek

    I was born to flex, diamonds on my neck
    – Gösteriş yapmak için doğmuşum, boynumda elmaslar
    I like boardin’ jets, I like mornin’ sex
    – Uçan jetleri, sabah seksini severim
    But nothing in this world that I like more than Kulture
    – Ama şu dünyada Kulture’dan daha çok sevdiğim bir şey yok
    All I really wanna see is the (money)
    – Tek görmek istediğim (para)
    I don’t really need the D, I need the (money)
    – Y****ğa ihtiyacım yok, tek ihtiyacım (para)
    All a bad bitch need is the
    – Bu fettan sürtüğün tek ihtiyacı

  • Burak Yeter – Tuesday Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Burak Yeter – Tuesday Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Got the club going up, on a Tuesday
    – Salı günü yükselen bir kulüp var
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil
    Club going up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil

    Club goin up
    – Kulüp yükseliyor
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up, on a Tuesday
    – Salı günü yükselen bir kulüp var
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor

    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var, yükselen
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Always workin’ OT*, overtime and outta town,
    – Sürekli çalışıyoruz tamam mı, fazla mesai ve şehir dışında
    Things is crazy back home, it kills me that I’m not around.
    – Çılgın şeyler eve döndü, etraflarında değilken bu beni öldürüyor
    I think we gettin’ too deep, ain’t no party on the weekend.
    – Bence biz çok ileri gittik, hafta sonu parti yok
    Upstairs I got Xans* in an Advil*bottle, I don’t take them shits,
    – Üst kattaki Advil şişesinin içinde Xanax var, o b*ktan şeyleri almam

    But you do, so I got ‘em
    – Ama sen alırsın, bu yüzden onları aldım
    Got the club going up, on a Tuesday
    – Salı günü yükselen bir kulüp var
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,.
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor

    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up
    – Kulüp yükseliyor
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var

  • Bridgit Mendler – Ready or Not Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Bridgit Mendler – Ready or Not Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’m the kinda girl who doesn’t say a word who sits at the curb and waits for the world
    – Ben hiç söz söylemeden, kenarda oturup dünyayı bekleyen türden bir kızım
    I’m about to break out about to break out
    – Patlamak üzereyim
    I’m like a crook tonight
    – Bu gece sahtekarlar gibiyim
    I caught you staring at me and I was thinking clearly
    – Seni bana bakarken yakaladım ve açıkça düşünüyordum
    And now I’m like a bee and I’m huntin’ for the honey
    – ve şimdi bir arı gibiyim ve bal avındayım
    And I’m kinda shy you’re super fly I could be your kryptonite
    – ve utangaç bir tipim, sen süper uçuyorsun ben senin kryptonitin olabirim
    Like ohh ohh ohh
    – gibi
    Light my heart up baby like a matchstick
    – kalbimi aydınlat bebeğim bir kibrit çöpü gibi
    Ohh ohh ohh
    – Ohh ohh ohh
    And hit the gas quick
    – ve gazı aç çabuk
    Ready or not here I come
    – hazır mısın değil mi, geldim
    Where you at the night is young
    – bu gece olduğun yer genç
    In the crowd the music’s loud but I will find you
    – kalabalıkta müzik yüksek ama seni bulurum
    Ready or not here I come
    – hazır mısın değil mi geldim
    I like your face do you like my song
    – yüzünü seviyorum, şarkımı sevdin mi
    Just sing it la la la la la la and I will find you
    – sadece şarkı söyle la la la ve seni bulurum
    Ready or not
    – Hazır mısın değil mi
    Ready or not
    – Hazır mısın değil mi

    Hello my name is nice to meet you I think you’re famous, where have I seen you?
    – Merhaba benim adım tanıştığıma memnun oldum, sanırım sen ünlüsün, seni daha önce nerede gördüm?
    You’ll be my William I’ll be your Kate livin’ like a fairytale we could have a palace right next to Oprah
    – Sen benim William’ım olacaksın ve ben senin Kate’in bir peri masalı yaşayacağız, Oprah’ın hemen yanında bir sarayımız olabilir
    37 cars and a yacht down in Boca
    – 37 araba ve bir Boca’da bir yat
    Take me away where ever you say yeah we could be setting sail
    – beni uzaklara götür, sen nereye evet dersen oraya yelken açabiliriz
    Like ohh ohh ohh
    – gibi
    Light my heart up baby like a matchstick
    – kalbimi aydınlat bebeğim bir kibrit çöpü gibi
    Ohh ohh ohh
    – Ohh ohh ohh
    And hit the gas quick
    – ve gazı aç çabuk
    Ready or not here I come
    – hazır mısın değil mi, geldim
    Where you at the night is young
    – bu gece olduğun yer genç
    In the crowd the music’s loud but I will find you
    – kalabalıkta müzik yüksek ama seni bulurum
    Ready or not here I come
    – hazır mısın değil mi geldim
    I like your face do you like my song
    – yüzünü seviyorum, şarkımı sevdin mi
    Just sing it la la la la la la and I will find you
    – sadece şarkı söyle la la la ve seni bulurum
    Ready or not
    – Hazır mısın değil mi
    Ready or not
    – Hazır mısın değil mi

    Ready or not here I come here I come
    – Hazır mısın değil mi ben geldim
    You’re like a breath of fresh air in my lungs
    – Ciğerlerimdeki taze hava gibisin
    You and me dance from the night to the dawn
    – Sen ve ben geceden şafağa dans edelim
    Ready or not here I come boy its on
    – Hazır mısın değil mi ben geldim
    Ready or not here I come here I come
    – Hazır mısın değil mi ben geldim
    You’re like a breath of fresh air in my lungs
    – Ciğerlerimdeki taze hava gibisin
    You and I dance from the night to the dawn
    – Sen ve ben geceden şafağa dans edelim
    Ready or not here I come boy is on
    – Hazır mısın değil mi ben geldim

  • BLACKPINK – ‘Ice Cream Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    BLACKPINK – ‘Ice Cream Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Imma Make It Better Sip It Like A Slurpee
    – Biraz yaklaş, susamış görünüyorsun Slurpee gibi bir yudumda daha iyi yapacağım

    Snow Cone Chilly
    – Kar küresi gibi soğuk
    Get It Free Like Willy
    – Willy gibi tamamen özgür
    In The Jeans Like Billie
    – Pantolonlar Billie gibi
    You Be Poppin’ Like A Wheelie
    – Bir wheelie gibi patlıyor

    Even In The Sun You Know I Keep It Icy
    – Güneşte bile buz tuttuğumu biliyorsun
    You Could Take A Lick But It’s Too Cold To Bite Me
    – Yalayabilirsin ama ısırman için fazla soğuğum

    Brrr Brrr Frozen
    – Brr brr buz gibi
    You’re The One Been Chosen
    – Sen seçilmiş tek kişisin
    Play The Part Like Moses
    – Rolü Moses gibi oyna
    Keep It Fresh Like Roses
    – Gülleri ferah tut

    Look So Good Yeah Look So Sweet
    – Çok iyi görünüyor, tatlı görünüyor
    Looking Good Enough To Eat
    – Yemek için yeterince iyisin

    Coldest With This Kiss So He Call Me Ice Cream
    – Öpücükle fazla soğuk oluyorum bu yüzden bana dondurma diye sesleniyor
    Catch Me In The Fridge Right Where The Ice Be
    – Beni buzdolabında yakala, tam buzların olduğu yerde
    Look So Good Yeah Look So Sweet
    – Çok iyi görünüyor, çok tatlı görünüyor
    Baby You Deserve A Treat
    – Bebeğim bu tadı hakediyorsun
    Diamonds On My Wrist So He Call Me Ice Cream
    – Bileğimde elmaslar, bu yüzden bana dondurma diyor
    You Can Double Dip Cause I Know You Like Me
    – Çift daldırabilirsin çünkü biliyorum beni beğeniyorsun

    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,

    I Know That My Heart Could Be So Cold
    – Biliyorum kalbim fazla soğuk olabiliyor
    But I’m Sweet For You Come Put Me In A Cone
    – Ama ben senin için tatlıyım, gel ve beni külaha koy

    You’re The Only Touch Yeah They Get Me Melting
    – Tek dokunan sensin, onlar beni eritiyor
    He’s My Favorite Flavor Always Gonna Pick Him
    – O benim favori tadım, her zaman aldığım

    You’re The Cherry Piece Just Stay On Top Of Me So
    – Sen kiraz parçasısın, her zaman üzerimde kalan
    I Can’t See Nobody Else For Me No
    – Benden başka kimse görmüyor

    Get It Flip It Scoop It
    – Al, döndür, kaşıkla
    Do It Like That Ah Yeah Ah Yeah
    – Beğendiğin gibi
    Like It Love It Lick It
    – Beğen, aşık ol, yala
    Do It Like Lalala Oh Yeah
    – Beğendiğin gibi
    Look So Good Yeah Look So Sweet
    – Çok iyi görünüyor, çok tatlı görünüyor
    Looking Good Enough To Eat
    – Yemek için yeterlisin
    Coldest With This Kiss So He Call Me Ice Cream
    – Öpücükle daha soğuk oluyorum bu yüzden bana dondurma diyor
    Catch Me In The Fridge Right Where The Ice Be
    – Beni buzdolabında yakala, buzların olduğu yerde

    Look So Good Yeah Look So Sweet
    – Çok iyi görünüyor, çok tatlı görünüyor
    Baby You Deserve A Treat
    – Bebeğim bu tadı hakettin
    Diamonds On My Wrist So He Call Me Ice Cream
    – Kolumda elmaslar bu yüzden o beni dondurma diye çağırıyor
    You Can Double Dip Cause I Know You Like Me
    – Çift daldırabilirsin çünkü beni beğendiğini biliyorum

    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,

    Chillin’ Like A Villain Yeah Ra Ra Ra
    – Kötü adam gibi ürpertiyor
    미친 미친듯한 속도 In My La Fera
    – Deli gibi hazırlanıyorum La Fera’mda
    너무 빨러 너는 삐끗 원한다면 그냥 지름
    – Gıcırtı yapmak istemiyorum bu yüzden hızlı sürüyorum
    Millis Billis 매일 벌음 한여름 손목에 얼음
    – Yaz ortasında buz gibiyim

    Keep It Movin’ Like My Lease Up
    – Kira kontratım gibi devam et
    Think You Fly Boy Where Ya Visa
    – Oğlum, nereye vize yaptırdığını düşünüyorum
    Mona Lisa Kinda Lisa
    – Mona Lisa, Daha çok Lisa gibi
    Needs An Ice Cream Man That Treats
    – Her Bir dondurmaya ihtiyacım var, ona iyi gelecek

    Keep It Movin’ Like My Lease Up
    – Kira kontratım gibi devam et
    Think You Fly Boy Where Ya Visa
    – Oğlum, nereye vize yaptırdığını düşünüyorum
    Mona Lisa Kinda Lisa
    – Mona Lisa, Daha çok Lisa gibi
    Needs An Ice Cream Man That Treats Her
    – Bir dondurmaya ihtiyacım var, ona iyi gelecek

    Na Na Na Na Na
    – Na na na na
    Na Na Na Na Na Na Na
    – Na na na na
    Ice On My Wrist Yeah I Like It Like This
    – Bileğimde buz var, evet bunu beğeniyorum
    Get The Bag With The Cream
    – Kremalı bir çanta al
    If You Know What I Mean
    – Demek istediğimi anladın sen

    Na na na na
    – Na na na
    Na na na na
    – Na na na

    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,

    Na Na Na Na Na
    – Na na na na
    Na Na Na Na Na Na Na
    – Na na na na
    Ice On My Wrist Yeah I Like It Like This
    – Bileğimde buz var, evet bunu beğeniyorum
    Get The Bag With The Cream
    – Kremalı bir çanta al
    If You Know What I Mean
    – Demek istediğimi anladın sen

    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’ Chillin’
    – Dondurma soğuyor,
    Ice Cream Chillin’
    – Dondurma soğuyor,