Bertemu di jendela – Pencerede buluşalım Lambaian tanganku disapa – Elimin bir dalgası Ku sangka siapa dia – Onun kim olduğunu düşündüm. Siapa gerangannya ku ingin bertanya – Kime sormak istiyorum
Ku turun lantas mengendapnya – Aşağı indim ve hallettim Mencari wajah mulus dia – Pürüzsüz yüzünü arıyorum Ku ketuk pintu di rumahnya – Evinin kapısını çaldım. Ingin sekali ku bertemu dengan dia – Onunla tanışmayı çok isterim.
Pintu dibuka lain yang ku nampak – Gördüğüm başka bir kapı açıldı Tari halus tangannya kini jelita pula – Pürüzsüz dans elleri şimdi yine de güzel
Katanya kau hidangkan kopi – Kahve servis ettiğini söyledi. Sedangkan ku bawa hati yang sepi – Yalnız bir kalp taşırken
Ingin mengenalmu ingin – İstediğini bilmek istiyorum Lihat sosok dirimu – Figürüne bak. Untuk jadikan permaisuri hati – Kalplerin Kraliçesi olmak
Ku turun lantas mengendapnya – Aşağı indim ve hallettim Mencari wajah mulus dia – Pürüzsüz yüzünü arıyorum Ku ketuk pintu di rumahnya – Evinin kapısını çaldım. Ingin sekali ku bertemu dengan dia – Onunla tanışmayı çok isterim.
Pintu dibuka lain yang ku nampak – Gördüğüm başka bir kapı açıldı Tari halus tangannya kini jelita pula – Pürüzsüz dans elleri şimdi yine de güzel
Katanya kau hidangkan kopi – Kahve servis ettiğini söyledi. Sedangkan ku bawa hati yang sepi – Yalnız bir kalp taşırken
Ingin mengenalmu ingin – İstediğini bilmek istiyorum Lihat sosok dirimu – Figürüne bak. Untuk jadikan permaisuri hati – Kalplerin Kraliçesi olmak
Voice Female – Kadın Sesi Katanya ku hidangkan kopi – Kahve ikram edeceğimi söyledim. Sedangkan ku cari hati yang suci – Saf bir kalp arıyorum Ingin mengenalmu ingin – İstediğini bilmek istiyorum Lihat sosok dirimu – Figürüne bak. Untuk jadikan raja di hati – Kalbinde kral olmak
Katanya kau hidangkan kopi – Kahve servis ettiğini söyledi. Sedangkan ku bawa hati yang sepi – Yalnız bir kalp taşırken
Ingin mengenalmu ingin – İstediğini bilmek istiyorum Ingin Lihat sosok dirimu – Figürünü görmek ister misin Untuk jadikan permaisuri hati – Kalplerin Kraliçesi olmak
Kini kau berdiri didepanku – Şimdi karşımda duruyorsun. Bersama senyuman misteri – Gizemli bir gülümsemeyle Adakah kau begitu – Öyle misin Merasa juga sepertiku – Benim gibi de hisset Cinta hanya dengan lambaian tangan saja – Sadece bir el dalgasıyla aşk
I’m flying away – Uçup gidiyorum Running like the wind – Rüzgar gibi koşmak As I chase the sun – Güneşi kovalarken Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
I’m flying away – Uçup gidiyorum Running like the wind – Rüzgar gibi koşmak As I chase the sun – Güneşi kovalarken Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
I’m flying away – Uçup gidiyorum Running like the wind – Rüzgar gibi koşmak As I chase the sun – Güneşi kovalarken Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
I’m flying away – Uçup gidiyorum Running like the wind – Rüzgar gibi koşmak As I chase the sun – Güneşi kovalarken Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
I’m flying away – Uçup gidiyorum Running like the wind – Rüzgar gibi koşmak As I chase the sun – Güneşi kovalarken Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
I’m flying away – Uçup gidiyorum Running like the wind – Rüzgar gibi koşmak As I chase the sun – Güneşi kovalarken Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
I’m flying away – Uçup gidiyorum Running like the wind – Rüzgar gibi koşmak As I chase the sun – Güneşi kovalarken Up spinning around – Yukarı dönüyor Circles in my mind – Aklımdaki daireler Sailing over ground – Yere yelken açmak
Sueño una vida – Bir hayat hayal ediyorum Rodeada de estrellas – Yıldızlarla çevrili Sobre arena blanca – Beyaz kum üzerinde Y la brisa marinera – Ve deniz meltemi
Vivo en un mundo – Bir dünyada yaşıyorum De fantasía e ilusiones – Fantezi ve yanılsamalar Donde existe las prinesas – Prenseslerin olduğu yerde Donde existe los ladrones – Hırsızların olduğu yerde
Landrones de corazónes – Kalplerin landronları Como el que tù me has robado – Benden çaldığın gibi. Me devuelve la vida – Bana hayatımı geri veriyor Pero sigo soñando – Ama hala rüya görüyorum
Y lo busco poe la calle – Ve onu sokakta arıyorum Cuando voy andando sola – Yalnız yürürken Me enloquece su mirada – Bakışı beni deli ediyor Cuando me pierdo en su boca – Ağzında kaybolduğumda
Y lo busco por la calle – Ve onu sokakta arıyorum Cuando voy andando sola – Yalnız yürürken Me enloquece su mirada – Bakışı beni deli ediyor Cuando me pierdo en su boca – Ağzında kaybolduğumda
Sí yo pudiera un dia – Evet bir gün yapabilirim Volar como las gaviotas – Martılar gibi uçun Te llevaria entre mis alas – Seni kanatlarımın arasına alırdım Sobre la brisa de las olas – Dalgaların esintisi üzerinde
Siento que esto – Bunu hissediyorum Que este mundo es solo nuestro – Bu dünya sadece bizim Donde siempre te querre – Seni her zaman seveceğim yer Sabes que por ti yo muero – Senin için öldüğümü biliyorsun.
Ladrones de corazónes – Kalp hırsızları Como el que tù me has robado – Benden çaldığın gibi. Me duvuelve la vida – Hayatımı alt üst ediyor Pero sigo soñando – Ama hala rüya görüyorum
Y lo busco por la calle – Ve onu sokakta arıyorum Cuando voy andando sola – Yalnız yürürken Me enloquece su mirada – Bakışı beni deli ediyor Cuando me pierdo en su boca – Ağzında kaybolduğumda
Y lo busco por la calle – Ve onu sokakta arıyorum Cuando voy andando sola – Yalnız yürürken Me enloquece su mirada – Bakışı beni deli ediyor Cuando me pierdo en su boca – Ağzında kaybolduğumda
Y lo busco por la calle – Ve onu sokakta arıyorum Cuando voy andando sola – Yalnız yürürken Me enloquece su mirada – Bakışı beni deli ediyor Cuando me pierdo en su boca – Ağzında kaybolduğumda
Y lo busco por la calle – Ve onu sokakta arıyorum Cuando voy andando sola – Yalnız yürürken Me enloquece su mirada – Bakışı beni deli ediyor Cuando me pierdo en su boca – Ağzında kaybolduğumda
No me acordaba de lo rico que era tocar tu piel – Tenine dokunmanın ne kadar zengin olduğunu hatırlamıyordum. De lo bien que se sentía – Ne kadar iyi hissettirdiğini Abrazarte – Kucaklamak Todo lo que me decías al mirarme – Bana baktığında bana söylediğin her şey
Y como tus manos – Ve ellerin gibi Sacudían todos esos problemas de mí – Bütün bu sorunları içimden silkeliyorlardı. Y me hacían olvidar lo cruel que era el mundo – Ve bana dünyanın ne kadar acımasız olduğunu unutturdular
Hoy me acuerdo de tus besos aunque ya no estés aquí – Bugün artık burada olmasan bile öpücüklerini hatırlıyorum Y de lo mucho que he querido – Ve ne kadar istedim Volver a tocarte, niña, no te olvides de mí – Bir daha dokun kızım, beni unutma
Ojalá – Umutla Que nunca se te olvide – Asla unutmayasın A donde quedamos de encontrarnos – Buluşmak için ayrıldığımız yer
Allá – Ötesinde En el futuro – Gelecekte Donde nadie conoce, allá – Kimsenin bilmediği yerde, orada En la distancia que podrá curar – Uzakta iyileşmek mümkün olacak Todo lo que nos hicimos ayer – Dün birbirimize yaptığımız her şey
Porque algún día – Çünkü bir gün Te miraré a los ojos – Gözlerinin içine bakacağım Y sabremos – Ve bileceğiz Que a pesar de todo – Her şeye rağmen bu Es como si entre nosotros – Sanki aramızda Nada fuera a terminar – Hiçbir şey bitmeyecekti
Ojalá – Umutla Que nunca se te olvide – Asla unutmayasın A donde quedamos de encontrarnos – Buluşmak için ayrıldığımız yer
Allá – Ötesinde En el futuro – Gelecekte Donde nadie conoce, allá – Kimsenin bilmediği yerde, orada En la distancia que podrá curar – Uzakta iyileşmek mümkün olacak Todo lo que nos hicimos ayer – Dün birbirimize yaptığımız her şey
Porque algún día – Çünkü bir gün Te miraré a los ojos – Gözlerinin içine bakacağım Y sabremos – Ve bileceğiz Que a pesar de la distancia – Mesafeye rağmen Es como si entre nosotros – Sanki aramızda Nada fuera a terminar – Hiçbir şey bitmeyecekti
Debí suponerlo, mi vida – Tahmin etmeliydim, hayatım Sabia a despedida desde que llegaste – Sen geldiğinden beri hoşçakal biliyordum Querías cuidarme con mentiras – Benimle yalanlarla ilgilenmek istedin. Pero con tus ojos tú te delataste – Ama gözlerinle kendini ele verdin
Y tú – Ya sen Y tú – Ya sen Te alejaste – Çekip gittin.
Y yo – ve ben… Y yo – ve ben…
De haber sabido que ese abrazo se iba a terminar – Sarılmanın sona ereceğini bilseydim Yo te hubiera abrazado más fuerte – Sana daha sıkı sarılırdım. De haber sabido que tus besos se iban a acabar – Eğer öpücüklerinin sona ereceğini bilseydim Yo te hubiera robado el siguiente – Bir sonrakini senden çalmış olurdum.
Nunca pensé que te fuera a perder – Seni kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim. Me toca extrañar lo que no hice contigo – Seninle yapmadıklarımı özlemek zorundayım. De haber sabido que era la última vez – Son kez olduğunu bilseydim Nunca lo hubiera sido – Asla olmayacaktım
Porque no pedí perdón – Çünkü af dilemedim. Si ya me es indiferente – Eğer bana zaten kayıtsızsa Quien se quedó con la razón – Nedeni ile kim kaldı Yo te digo abiertamente – Sana açıkça söylüyorum Que México duele cabrón – O Meksika piçi incitiyor La Roma ya no se siente igual – Roma artık eskisi gibi hissetmiyor Desde que tú estás con otra gente – Madem başka insanlarla birliktesin
Porque ahora vivo con el corazón – Çünkü şimdi kalple yaşıyorum Partido completamente en dos – Tamamen ikiye bölünmüş No veo la televisión – Televizyon izlemiyorum. No hay noticias más urgentes – Artık acil bir haber yok
Que México duele cabrón – O Meksika piçi incitiyor La Roma ya no se siente igual – Roma artık eskisi gibi hissetmiyor Desde que tú estás con otra gente (no, oh-oh) – Başka insanlarla olduğun için (hayır, oh-oh)
De haber sabido que ese abrazo se iba a terminar – Sarılmanın sona ereceğini bilseydim Yo te hubiera abrazado más fuerte – Sana daha sıkı sarılırdım. De haber sabido que tus besos se iban a acabar – Eğer öpücüklerinin sona ereceğini bilseydim Yo te hubiera robado el siguiente – Bir sonrakini senden çalmış olurdum.
Nunca pensé que te fuera a perder – Seni kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim. Me toca extrañar lo que no hice contigo – Seninle yapmadıklarımı özlemek zorundayım. De haber sabido que era la última vez – Son kez olduğunu bilseydim Nunca lo hubiera sido – Asla olmayacaktım
Y tú (y tú) – Ve sen (ve sen) Y tú – Ya sen Te alejaste (te alejaste) – Çekip gittin (çekip gittin)
Y yo – ve ben… Y yo – ve ben…
Nunca pensé que te fuera a perder – Seni kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim. Me toca extrañar lo que no hice contigo – Seninle yapmadıklarımı özlemek zorundayım. De haber sabido que era la última vez – Son kez olduğunu bilseydim
SOG – SOG To’ el mundo se enteró – ‘Dünya öğrendi’ için Ah-ah-ah-ah, ja, ja, ja – Ah-ah-ah-ah, ha, ha, ha
To’ el mundo se enteró que tú vas a salir hoy (hoy), oh-oh, uoh-oh-oh – Bugün (bugün) dışarı çıkacağını öğrenen dünyaya, oh-oh, uoh-oh-oh Por una foto de tu espejo de la combi de hoy (de la combi de hoy), je, je – Bugünün kombisinin aynasının bir fotoğrafı için (bugünün kombisinin), heh, heh Se te ven las nalgota’, oh, ¿por qué te pusiste el hilito ‘ebajo ‘e la ropa? – Nalgota’yı görebiliyorsun, oh, neden kıyafetlerine ‘ebajo ‘ ipliğini taktın? Brilla más que las otra’ y, pa’ los problemas, siempre tiene su tropa – Diğerlerinden daha parlak parlıyor ve sorunlar için her zaman birliğine sahip
Están rojito’ los ojitos de ella (de ella) – Onlar kırmızı ‘onun küçük gözleri (onunki) Cuando fuma, se pone más bella-ca – Sigara içtiğinde daha da güzelleşiyor-ca También tiene pa’ la botella (botella) – Ayrıca pa ‘şişe vardır (şişe) Y con su amiga, con todos se quedará – Ve arkadaşıyla, kalacağı herkesle Están rojito’ los ojitos de ella (de ella) – Onlar kırmızı ‘onun küçük gözleri (onunki) Cuando fuma, se pone más bella-ca – Sigara içtiğinde daha da güzelleşiyor-ca También tiene pa’ la botella (botella) – Ayrıca pa ‘şişe vardır (şişe) Y con su amiga, con todos se quedará – Ve arkadaşıyla, kalacağı herkesle
Dime qué tú quiere’, baby, lo hacemo’ – Bana ne istediğini söyle bebeğim, istiyoruz Sabes que a escondida’ siempre nos comemos – Biliyorsun ki kurnazca her zaman yeriz Esos ojitos rojo’ me tienen mal a mí – O küçük kırmızı gözler beni kötü gösteriyor Pero en el fondo, sabes que estoy por ti – Ama derinlerde, senin için olduğumu biliyorsun Muero por tenerte (tra), por comerte (tra) – Sana sahip olmak için ölüyorum (tra), seni yemek için (tra) Por cogerte (ah), por tocarte (yes) – Seni becerdiğim için (ah), sana dokunduğum için (evet) Por mirarte (mm), por desearte (ay) – Sana baktığın için (mm), sana dilediğin için (ay) Muy adentro venirme de ti – Derinlerde senden geliyor
To’ el mundo se enteró que tú vas a salir hoy (salir hoy), ja, ja – ‘Dünya bugün dışarı çıkacağını öğrendi (bugün dışarı), ha, ha Por una foto de tu espejo de la combi de hoy (de la combi de hoy) – Bugünün kombisinden aynanızın fotoğrafı için (bugünün kombisinden) Se te ven las nalgota’, oh, ¿por qué te pusiste el hilito ‘ebajo ‘e la ropa? – Nalgota’yı görebiliyorsun, oh, neden kıyafetlerine ‘ebajo ‘ ipliğini taktın? Brilla más que las otra’ y, pa’ los problemas, siempre tiene su tropa – Diğerlerinden daha parlak parlıyor ve sorunlar için her zaman birliğine sahip
Están rojito’ los ojitos de ella (de ella) – Onlar kırmızı ‘onun küçük gözleri (onunki) Cuando fuma, se pone más bella-ca – Sigara içtiğinde daha da güzelleşiyor-ca También tiene pa’ la botella (botella) – Ayrıca pa ‘şişe vardır (şişe) Y con su amiga, con todos se quedará – Ve arkadaşıyla, kalacağı herkesle Están rojito’ los ojitos de ella – Onlar kırmızı’ onun küçük gözleri Cuando fuma, se pone más bella-ca – Sigara içtiğinde daha da güzelleşiyor-ca También tiene pa’ la botella (botella) – Ayrıca pa ‘şişe vardır (şişe) Y con su amiga, con todos se quedará – Ve arkadaşıyla, kalacağı herkesle
Como yo – Benim gibi Qué rico, suda’ítos los do’ – Yum, yapanları terlet’ Baby, tú eres arte, punto y aparte – Bebeğim, sen sanatsın, tam dur No hay un semejante, ja, ja – Öyle bir şey yok, ha, ha Como yo – Benim gibi Qué rico, suda’ítos los do’ – Yum, yapanları terlet’ Baby, tú eres arte, punto y aparte – Bebeğim, sen sanatsın, tam dur No hay un semejante, ja, ja (SOG) – Böyle bir şey yok, ha, ha (SOG)
Blessd con SOG – SOG ile kutsa Haciendo musiquita con flow – Akışla müzik yapmak Desde el barrio Antioquia – Antioquia bölgesinden tüm mesafeler Aquí en Medallo metiéndole duro, ja, ja – Burada Madalyada onu zorluyor, ha, ha Uoh-oh-oh-oh-oh (ja, ja, ja) – Uoh-oh-oh-oh-oh (ha, ha, ha) Dímelo, Jara – Söyle bana Jara. Esto es pa’ ti – Bu sizin için El que nadie conoce, ‘e mantiene conmigo, e’ José Carrero – Kimsenin bilmediği, ‘e benimle kalıyor, e’ José Carrero Ey, SOG, pero ¿sabes qué?, je – Hey, SOG, ama biliyor musun?, heh
Están rojito’ los ojitos de ella – Onlar kırmızı’ onun küçük gözleri Cuando fuma, se pone más bella-ca – Sigara içtiğinde daha da güzelleşiyor-ca También tiene pa’ la botella – Aynı zamanda pa ‘şişe vardır Y con su amiga, con todos se quedará – Ve arkadaşıyla, kalacağı herkesle Están rojito’ los ojitos de ella – Onlar kırmızı’ onun küçük gözleri Cuando fuma, se pone más bella-ca – Sigara içtiğinde daha da güzelleşiyor-ca También tiene pa’ la botella – Aynı zamanda pa ‘şişe vardır Y con su amiga, con todos se quedará – Ve arkadaşıyla, kalacağı herkesle
(Oh oh oh oh oh oh) – (Oh oh oh oh oh oh) Yeah, guess who’s back, come on – Evet, tahmin et kim döndü, hadi
Baby si je pense à toi lady – Bebek si je pense à toi bayan C’est que tu m’as donné ton baby love – Bu bebek aşkı değil mi? Come on, walk with me – Hadi, benimle yürü Au paradis des fous rock with me – Benimle Au paradis des fous kaya Baby si je reviens vers toi lady – Bebek si je reviens vers toi bayan C’est que j’ai besoin de ce gangster love – Gangster aşkı için buradayım. It’s your boy – Senin oğlun. Et personne n’peut te l’donner comme moi – Et personne n’peut te l’donner comme moi Tu le sais girl – Tu le sais kız
Au paradis des fous, on est tous perdus – Au paradis des fous, on est tous perdus yakınlarında konaklanacak yerler Entre le bien, le mal on est confondus – Entre le bien, le mal on est confondus şarkı sözleri Chercher l’âme soeur pour fuir le malheur – Chercher l’ame soeur pour fuir le malheur Croire qu’on est amoureux – Croire qu’on est amoureux Pour l’oublier en un quart d’heure – Pour l’oublier en un quart d’heure C’est du gangster love a son meilleur – C’est du gangster aşk bir oğul meilleur C’est la guerre d’égo, la loi d’honneur – C’est la guerre d’égo, la loi d’honneur Personne n’entre sans confiance so – Personne n’entre sans confiance yani Pas d’chilling, pas de feeling, pas d’blem so – Pas d’chilling, pas de duygu, pas d’blem yani Girl si t’es ready let’s go, – Kız si t’es hazır hadi gidelim, Je te prends sous mon aile, et si t’es gênée, let go – Je te prends sous mon aile, et si t’es gênée, bırak gitsin Je te ferais voir, ce que tu n’as jamais vu – Je te ferais voir, ce que tu n’as jamais vu Je te ferais croire en ce que tu n’as jamais cru – Je te ferais croire en ce que tu n’as jamais cru You’re my baby – Sen benim bebeğimsin Et tu traînes avec le best, parce que t’es ma baby – Et tu traines avec le best, parce que t’es ma bebeğim T’inquiètes pas pour le reste, si t’es ma baby – Bu benim bebeğim, bu benim bebeğim. La vie est plus facile avec un peu d’oseille – La vie est plus facile avec un peu d’oseille yakınlarında yapılacak şeyler T’inquiètes pas girl – T’inquiètes pas kızı La tienne ne sera plus jamais la même – La tienne ne sera plus jamais la même
Baby si je pense à toi lady – Bebek si je pense à toi bayan C’est que tu m’as donné ton baby love – Bu bebek aşkı değil mi? Come on walk with me – Hadi benimle yürü Au paradis des fous rock with me – Benimle Au paradis des fous kaya Baby si je reviens vers toi lady – Bebek si je reviens vers toi bayan C’est que j’ai besoin de ce gangster love – Gangster aşkı için buradayım. It’s your boy – Senin oğlun. Et personne n’peut te l’donner comme moi – Et personne n’peut te l’donner comme moi Tu le sais girl – Tu le sais kız
Huh, easy baby, – Sakin ol bebeğim., J’ai besoin d’un vent frais, une sorte de breezy, baby – J’ai besoin d’un vent frais, une sorte de breezy, bebeğim Pourrais-tu l’être pour moi – Pourrais-tu l’être pour moi Pourrais-tu le faire pour moi? – Bir şey söyledin mi? Tu sais parfois la vie est un peu ruff sur moi – Parfois la vie est un peu ruff sur moi yakınlarında yapılacak şeyler Mais c’est pas de ta faute et je l’entends – Mais c’est pas de ta faute et je l’entends Et j’ai besoin de savoir si au fond tu me comprends – Et j’ai besoin de savoir si au fond tu me comprends Si tu seras là – Si tu seras là’nın Dans les moments les plus difficiles, seras-tu là? – Zor anlar mı yaşıyorsun, seras? Sachant que ma vie ressemble à un film – Bir filmle yeniden bir araya gelmek için bir araya gelmek için bir araya gelmek için bir araya gelmek için bir araya gelmek için bir araya gelmek için C’est de la pure action en permanence – C’est de la saf eylem ve kalıcılık C’est notre vie privée en bande-annonce – Özel bande-annonce yarışması C’est le temps qui passe sans que j’sois avec toi – C’est le temps qui passe sans que j’sois avec toi yakınlarında yapılacak şeyler C’est mon stylo qui pleure mais qui parle de toi – Bu tarz bir kıvrım, bu tarz bir kıvrım, bu tarz bir kıvrım, bu tarz bir kıvrım, bu tarz bir kıvrım, bu tarz bir kıvrım, bu tarz bir kıvrım Si tout ça ne te fait pas peur – Si tout ça ne te fait pas peur Si quelque part tu peux y trouver ton bonheur – Bu sessiz bölüm, bir sürü bonheur sorunuyla karşı karşıya Si t’es down et tu comptes sur moi – Si t’es down et tu comptes sur moi You’re my girl, right – Sen benim kızımsın, değil mi Alors tu marches avec moi – Alors tu yürüyüşleri avec moi
Baby si je pense à toi lady – Bebek si je pense à toi bayan C’est que tu m’as donné ton baby love – Bu bebek aşkı değil mi? Come on, walk with me – Hadi, benimle yürü Au paradis des fous rock with me – Benimle Au paradis des fous kaya Baby si je reviens vers toi lady – Bebek si je reviens vers toi bayan C’est que j’ai besoin de ce gangster love – Gangster aşkı için buradayım. It’s your boy – Senin oğlun. Et personne n’peut te l’donner comme moi – Et personne n’peut te l’donner comme moi Tu le sais girl – Tu le sais kız
Get down baby now get down with you even – Yere yat bebeğim şimdi bile seninle yat If you shine with me I’ll shine with you my girl – Sen benimle parlarsan ben de seninle parlarım kızım Au paradis des fous t’es le seul boy – Au paradis des fous t’es le seul oğlan Au paradis des fous t’es mon homme boy – Au paradis des fous t’es mon homme oğlan
Get down baby now get down with you even – Yere yat bebeğim şimdi bile seninle yat If you shine with me I’ll shine with you my girl – Sen benimle parlarsan ben de seninle parlarım kızım C’est Shy’M pour toi baby, des histoires de luv, just me and my baby – C’est Shy’m pour toi baby, des histoires de luv, sadece ben ve bebeğim Si tu dis que tu m’aimes sans problème boy, you’re my man, boy – Sen benim erkeğimsin oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum, oğlum On parle de belles histoire de luv’ – On parle de belles histoire de luv’ Ta vie est la mienne, boy (so nice) – Ta vie est la mienne, oğlum (çok güzel) Au paradis des fous t’es le seul, t’es mon homme, boy (get up!) – Au paradis des fous t’es le seul, t’es mon homme, oğlum (kalk!)
Baby si je pense à toi lady – Bebek si je pense à toi bayan C’est que tu m’as donné ton baby love – Bu bebek aşkı değil mi? Come on, walk with me – Hadi, benimle yürü Au paradis des fous rock with me – Benimle Au paradis des fous kaya Baby si je reviens vers toi lady – Bebek si je reviens vers toi bayan C’est que j’ai besoin de ce gangster love – Gangster aşkı için buradayım. It’s your boy – Senin oğlun. Et personne n’peut te l’donner comme moi – Et personne n’peut te l’donner comme moi Tu le sais girl – Tu le sais kız
Baby si je pense à toi lady – Bebek si je pense à toi bayan C’est que tu m’as donné ton baby love – Bu bebek aşkı değil mi? Come on, walk with me – Hadi, benimle yürü Au paradis des fous rock with me – Benimle Au paradis des fous kaya Baby si je reviens vers toi lady – Bebek si je reviens vers toi bayan C’est que j’ai besoin de ce gangster love – Gangster aşkı için buradayım. It’s your boy – Senin oğlun. Et personne n’peut te l’donner comme moi – Et personne n’peut te l’donner comme moi Tu le sais girl – Tu le sais kız
Суета забирает мой день – Koşuşturma günümü alıyor Если так, я хочу улететь – Eğer öyleyse, uçmak istiyorum Эта пустота охладила постель – Bu boşluk yatağı soğutdu Её красота на мою карусель – Onun güzelliği benim karuselimde Суета забирает мой день – Koşuşturma günümü alıyor Если так, я хочу улететь – Eğer öyleyse, uçmak istiyorum Эта пустота охладила постель – Bu boşluk yatağı soğutdu Её красота на мою карусель – Onun güzelliği benim karuselimde На мою карусель, е – Atlı karıncaya, e
Карусель, о-о – Atlıkarınca, oh-oh Карусель несёт меня куда-то – Atlıkarınca beni bir yere taşıyor Карусель, о-о – Atlıkarınca, oh-oh Карусель несёт меня куда-то – Atlıkarınca beni bir yere taşıyor
Я падаю вниз (е) – Aşağı düşüyorum (e) И снова наверх (е) – Ve yine yukarı (e) Я не чувствую страх (е) – Korkuyu hissetmiyorum (e) Я будто во сне (е) – Sanki rüyadaymışım gibi hissediyorum Я закрываю глаза (е) – Gözlerimi kapatıyorum (e) На большой высоте (е) – Yüksek irtifada (E) И вокруг суета (е) – Ve etrafta koşuşturma var (e) Сразу сходит на нет (е) – Hemen boşa gider (e) Ты моя карусель (е) – Sen benim karuselimsin От земли до небес (е) – Yerden cennete (e) Твои губы — ice cream (е) – Dudakların — ıce cream (e) Так и хочется съесть (е) – Bu yüzden yemek istiyorum (e) Мне с тобой хорошо (е) – Seninle olmak benim için iyi (e) Мне с тобой лучше всех (е) – Ben seninle en iyisiyim Мы летим высоко (а-йа, а-йа) – Yüksekte uçuyoruz (a-ya, a-ya)
Суета забирает мой день – Koşuşturma günümü alıyor Если так, я хочу улететь – Eğer öyleyse, uçmak istiyorum Эта пустота охладила постель – Bu boşluk yatağı soğutdu Её красота на мою карусель – Onun güzelliği benim karuselimde Суета забирает мой день – Koşuşturma günümü alıyor Если так, я хочу улететь – Eğer öyleyse, uçmak istiyorum Эта пустота охладила постель – Bu boşluk yatağı soğutdu Её красота на мою карусель – Onun güzelliği benim karuselimde На мою карусель, е – Atlı karıncaya, e
Карусель, о-о – Atlıkarınca, oh-oh Карусель несёт меня куда-то – Atlıkarınca beni bir yere taşıyor Карусель, о-о – Atlıkarınca, oh-oh Карусель несёт меня куда-то – Atlıkarınca beni bir yere taşıyor
(Давай, дай-дай-дай) дай мне доступ, прыгай в карусель – Bana erişim izni ver, atlı karıncaya atla Всё так просто, мой личный космос – Her şey çok basit, kişisel alanım Ну и пусть эти люди раздельно – Öyleyse bu insanları ayrı ayrı bırakalım Нам параллельно, нам параллельно – Bize paralel, bize paralel Найду ответы я на все твои вопросы (ага) – Tüm sorularına cevap bulacağım (evet) Разогреваю, хочешь июль или апрель? (Ха-ха) – Isınıyorum, Temmuz mı yoksa Nisan mı istiyorsun? (Haha) Сегодня взорву тебя, как эту папиросу – Bugün seni bu sigara gibi havaya uçuracağım Такая сладкая, как эта карамель – Bu karamel kadar tatlı Она замутила шоу, захватила зал – Şovu mahvetti, salonu ele geçirdi Я её давно запатентовал – Uzun zamandır patentini aldım Руки потеряли контроль – Eller kontrolü kaybetti Мои руки потеряли контроль (грр) – Ellerim kontrolü kaybetti (grr) Она танцевала вау, я запоминал (оу е) – O dans ediyordu vay canına, hatırlıyordum (ohh) Тело закипело, как жидкий металл (е) – Vücut sıvı metal gibi kaynadı (e) Я взламываю твой пароль – Şifresini kırıyorum Мои руки потеряли контроль над ней – Ellerim onun kontrolünü kaybetti
Суета забирает мой день – Koşuşturma günümü alıyor Если так, я хочу улететь – Eğer öyleyse, uçmak istiyorum Эта пустота охладила постель – Bu boşluk yatağı soğutdu Её красота на мою карусель – Onun güzelliği benim karuselimde Суета забирает мой день – Koşuşturma günümü alıyor Если так, я хочу улететь – Eğer öyleyse, uçmak istiyorum Эта пустота охладила постель – Bu boşluk yatağı soğutdu Её красота на мою карусель – Onun güzelliği benim karuselimde На мою карусель, е – Atlı karıncaya, e
Карусель, о-о – Atlıkarınca, oh-oh Карусель несёт меня куда-то – Atlıkarınca beni bir yere taşıyor
Nigga, we don’t beef in public – Zenci, herkesin içinde kavga etmiyoruz. Wait ’til ain’t nobody around, do ’em like Caine cousin (Do ’em like Caine cousin) – Etrafta kimse olmayana kadar bekle, onları Caine kuzeni gibi yap (Onları Caine kuzeni gibi yap) I spilled a four inside the whip, I got the Scat’ buzzin’ – Kırbacın içine dört döktüm, Scat ‘vızıldıyor’ var My nigga coulda kept hoopin’, he got a wack jumper (He got a wack jumper) – Zencim çengellemeye devam edebilirdi, bir kaçık atlayıcısı var (Bir kaçık atlayıcısı var) Nigga, still’ll whack something (Still’ll whack something) – Zenci, yine de bir şeye vuracağım (Yine de bir şeye vuracağım) My nigga shoulda kept hoopin’, he got a wack jumper (Swish) – Zencim çengelini tutmaya devam etmeliydi, bir wack jumper’ı var (Swish) A hundred shots plus another chop, that’s a block flooded – Yüz atış artı başka bir pirzola, bu bir blok sular altında Bitch keep pullin’ on my pants, told her, “Stop tuggin’” (Bitch, chill) – Kaltak pantolonumu çekmeye devam et, ona “Çekmeyi bırak” dedi (Kaltak, sakin ol)
If you acting like a chicken, you get smacked, dumpling – Bir tavuk gibi davranırsan, şapırdatılırsın, hamur tatlısı If you don’t know shit, bitch, stop making assumptions (You don’t know shit, bitch) – Bir bok bilmiyorsan, kaltak, varsayımlarda bulunmayı bırak (Bir bok bilmiyorsun, kaltak) Fully told you you’ll get killed for wrongly assuming (Grrat) – Tamamen sana yanlış varsaydığın için öldürüleceğini söyledim (Grrat) Every time we find out where they at, we go and do it (Pull up on niggas) – Nerede olduklarını her öğrendiğimizde, gidip yaparız (Zencileri yukarı çekeriz) Pull up, drop a hundred shots and have the block jumpin’ (Have the block jumpin’) – Yukarı çek, yüz atış yap ve bloğun zıplamasını sağla (Bloğun zıplamasını sağla) Like you beefin’ with your label, you ain’t drop nothin’ (You niggas ain’t drop shit) – Etiketinle dalga geçiyormuşsun gibi, hiçbir şey düşürmüyorsun (Siz zenciler bir bok düşürmüyorsunuz) You could come cop this shit or don’t, nigga, stop frontin’ – Gelip bu boku halledebilirsin ya da yapma, zenci, öne geçmeyi bırak Nigga never pull my card, nigga, quit the bluffin’ – Zenci asla kartımı çekme zenci, blöf yapmayı bırak Leave a opp head by my feet, fuck around and punt it (You niggas lames) – Ayaklarımdan bir opp kafası bırakın, etrafta dolaşın ve düzleştirin (Siz zenciler ağıtlar) Tired of shootin’, call TeeJaee, tell him to sub – Ateş etmekten bıktım, teejaee’yi ara, ona denizaltısını söyle Brody say I rap good as hell, shit, naw, for real (Naw, for real) – Brody, cehennem kadar iyi rap yaptığımı söylüyor, kahretsin, hayır, gerçek (Hayır, gerçek) I’ll probably wrap your bitch-ass for real, nigga, no chill (No cap) – Muhtemelen orospu kıçını gerçekten saracağım, zenci, üşüme yok (Şapka yok)
Nigga, we don’t beef in public – Zenci, herkesin içinde kavga etmiyoruz. Wait ’til ain’t nobody around, do ’em like Caine cousin (Do ’em like Caine cousin) – Etrafta kimse olmayana kadar bekle, onları Caine kuzeni gibi yap (Onları Caine kuzeni gibi yap) I spilled a four inside the whip, I got the Scat’ buzzin’ (Skrrt) – Kırbacın içine dört döktüm, Scat ‘buzzin’ aldım (Skrrt) My nigga coulda kept hoopin’, he got a wack jumper (He got a wack jumper) – Zencim çengellemeye devam edebilirdi, bir kaçık atlayıcısı var (Bir kaçık atlayıcısı var) Nigga, still’ll whack something (Still’ll whack something) – Zenci, yine de bir şeye vuracağım (Yine de bir şeye vuracağım) My nigga shoulda kept hoopin’, he got a wack jumper (Swish) – Zencim çengelini tutmaya devam etmeliydi, bir wack jumper’ı var (Swish) A hundred shots plus a hundred shots, I’m comin’ back dumpin’ – Yüz atış artı yüz atış, geri dönüyorum Like I did the song with the Shred, ain’t see the strap comin’ (Ain’t see the strap comin’) – Şarkıyı the Shred ile yaptığım gibi, ain’t see the strap comin’ (Ain’t see the strap comin’)
Niggas know what we do to opps (What we do to opps) – Zenciler opps’ye ne yaptığımızı biliyor (opps’ye ne yaptığımızı) Catch they ass in traffic, chopper rain and make it really hot (Grrat) – Trafikte kıçlarını yakala, helikopter yağmuru ve gerçekten sıcak yap (Grrat) Niggas out here acting like they gang, but they really not – Buradaki zenciler çeteymiş gibi davranıyorlar, ama gerçekten değiller TeeJaee hit the gas on the Scat’, got me spillin’ drop (Chill, bro) – TeeJaee gaza bastı, beni düşürdü (Sakin ol kardeşim) Fiends knockin’ at the door, they need that Fetty Wap (Come get it) – Kapıyı çalan şeytanlar, o Fetty Wap’a ihtiyaçları var (Gel al) Them bitches keep on tryna hit the crib, might have to change the spot (We gone) – O sürtükler beşiğe vurmaya çalışmaya devam ediyor, yeri değiştirmek zorunda kalabilirler (Gittik) Lurking on the opps in the hood, goin’ block from block (Come on) – Kaputtaki opps’de gizleniyor, bloktan bloğa gidiyor (Hadi) I’m clutch with the Glock, five seconds, I’ma take the shot (Give me the rock) – Glock ile debriyaj yapıyorum, beş saniye, atışı yapacağım (Bana taşı ver) Nigga, you got a wack jumper (Ayy, you playin’) – Zenci, kaçık bir jumperın var (Ayy, oynuyorsun) You better tuck them chains ’cause my nigga’ll snatch somethin’ – Zincirlerini bağlasan iyi edersin çünkü zencim bir şey kapacak. And if you catch me in the club, just know the strap comin’ – Ve eğer beni kulüpte yakalarsan, sadece kemerin geldiğini bil And I’d never leave my mans, we back to back dumpin’ – Ve adamlarımı asla terk etmem, arka arkaya terk ediyoruz
Nigga, we don’t beef in public – Zenci, herkesin içinde kavga etmiyoruz. Wait ’til ain’t nobody around, do ’em like Caine cousin (Do ’em like Caine cousin) – Etrafta kimse olmayana kadar bekle, onları Caine kuzeni gibi yap (Onları Caine kuzeni gibi yap) I spilled a four inside the whip, I got the Scat’ buzzin’ – Kırbacın içine dört döktüm, Scat ‘vızıldıyor’ var My nigga coulda kept hoopin’, he got a wack jumper – Zencim çengellemeye devam edebilirdi, bir kaçık atlayıcısı var Nigga, still’ll whack something (Still’ll whack something) – Zenci, yine de bir şeye vuracağım (Yine de bir şeye vuracağım) My nigga shoulda kept hoopin’, he got a wack jumper – Zencim çengellemeye devam etmeliydi, kaçık bir süveteri var A hundred shots plus another chop, that’s a block flooded – Yüz atış artı başka bir pirzola, bu bir blok sular altında Bitch keep pullin’ on my pants, told her, “Stop tuggin’” – Kaltak pantolonumu çekmeye devam et, ona “Çekmeyi bırak” dedi.
Phew, huh? He got a Shaq jumper – Vay, ha? Shaq jumper’ı var. He can’t shoot a free throw, he can’t hit nothin’ – Serbest atış yapamaz, hiçbir şeye vuramaz. Nigga, I got the trap jumpin’ – Zenci, tuzağı atlattım. I just made six racks off of six onions – Altı soğandan altı raf yaptım. Phew, nigga, that ain’t no weed neither – Vay be, zenci, o da ot değil. This that ugly white bitch, I call her Mona Lisa – Bu çirkin beyaz kaltak, ona Mona Lisa diyorum. Nigga, we ain’t wrestling neither – Zenci, biz de güreşmiyoruz. I got this big undertaker for you John Cenas – Senin için büyük bir cenazecim var John Cenas Dame shoot the pistol left hand, call him Tayshaun – Kadın tabancayı sol eliyle vur, ona Tayshaun de Beat a nigga almost to death, call him Rae – – Bir zenciyi neredeyse öldüresiye dövdü, ona Rae de – Them boys can’t shoot long distance, call ’em Rajon – O çocuklar uzak mesafeden ateş edemezler, onlara Rajon deyin. Who broke? Mone just post a quarter-million dollar bond – Kim kırdı? Meb çeyrek milyon dolarlık tahvil ihraç etti These niggas bleed when they see us, call ’em tampons – Bu zenciler bizi gördüklerinde kan kaybediyor, tampon diyorlar. We known to leave tees wet, call ’em alkaline – Tişörtleri ıslak bıraktığımızı biliyorduk, onlara alkali diyorduk. Spilled a pint in the ‘Vette, now the coupe fried – ‘Vette’e bir bardak döktü, şimdi coupe kızartıldı Ain’t gon’ lie, they shot my whip up, then like two died – Yalan söylemeyeceğim, kırbacımı vurdular, sonra iki kişi öldü gibi
Oooh ohhh ohhhh ohhhh ohhhh ohhhh – Oooh ohhh ohhhh ohhhh ohhhh ohhhh It’s just another night – Bu sadece başka bir gece Just another fight for my life – Hayatım için başka bir mücadele It’s alright because everything dies – Sorun değil çünkü her şey ölüyor Nobody know why – Kimse nedenini bilmiyor
Wetin I go do – Wetin ben gitmek yapmak Wetin you go do – Islanıyorsun git yap When you feeling like you’re falling and you can’t find nothing to hold on to – Düşüyormuş gibi hissettiğinde ve tutunacak bir şey bulamadığında
Memories oh carry me go – Anılar oh beni taşı git Carry me go oh nowhere – Beni taşı git oh hiçbir yere
Sick and tired of it all – Her şeyden bıkmış ve bıkmış Take me far-away – Beni uzaklara götür Mr Dj Gbemi trabaye – Bay Dj Gbemi trabaye Now I no fit trust anybody – Şimdi kimseye güvenmiyorum Na e make I no fit shout – Deniz bana uygun bağırmıyor
My body don dey tire eh – Vücudum don dey lastik eh Make me mara eh – Beni mara yap ha My head don scatter eh – Kafam dağılmıyor eh My Holy Father eh – Kutsal Babam eh
My body don dey tire eh – Vücudum don dey lastik eh Make me mara eh – Beni mara yap ha When my whole world is set on fire don’t leave me alone – Bütün dünyam ateşe verildiğinde beni yalnız bırakma
Wetin you go do – Islanıyorsun git yap Wetin you go do when you feeling like you’re screaming really loud – Gerçekten yüksek sesle çığlık atıyormuş gibi hissettiğinde yapacaksın But nobody hears you – Ama kimse seni duymuyor
See it in your eyes – Gözlerinde gör I see in your eyes – Gözlerinde görüyorum The betrayal and the lies – İhanet ve yalanlar You’ve been pulling out knives from your behind – Arkandan bıçak çekiyordun.
Count every blessing – Her nimeti say Count every lesson – Her dersi say E fit no dey tomorrow – E yarın dey yok So I count every second – Bu yüzden her saniye sayıyorum
Don’t let them take my head – Kafamı almalarına izin verme And dance over my dead body eh – Ve cesedimin üzerinde dans et ha Body eh – Vücut eh I’m weak, I’m blind give me the strength I need for my body eh body eh – Zayıfım, körüm bana vücudum için ihtiyacım olan gücü ver eh vücut eh
My body don dey tire eh – Vücudum don dey lastik eh Make me mara eh – Beni mara yap ha When my whole world is set on fire don’t leave me alone – Bütün dünyam ateşe verildiğinde beni yalnız bırakma
Don’t leave me – Beni bırakma Don’t leave me – Beni bırakma Don’t leave me – Beni bırakma Don’t leave me – Beni bırakma
Don’t leave me – Beni bırakma Don’t leave me – Beni bırakma Hold on – Tutmak Don’t let me go down – Aşağı inmeme izin verme Don’t let me go down – Aşağı inmeme izin verme
As far as I can see – Görebildiğim kadarıyla Na the memories – Na anılar Wey dey carry me – Wey dey beni taşı From reality – Gerçeklikten E no require visa – E vizeye gerek yok I have been very quietly dying – Çok sessizce ölüyorum I need – İhtiyacım var You to remind me why – Bana nedenini hatırlatıyorsun. Give me the strength to keep fighting – Savaşmaya devam etmem için bana güç ver Cause I no fit trust anybody – Çünkü uygun değilim kimseye güvenmiyorum Na e make I no fit shout – Deniz bana uygun bağırmıyor
My body don dey tire eh – Vücudum don dey lastik eh Make me mara eh – Beni mara yap ha My head don scatter eh – Kafam dağılmıyor eh My Holy Father eh – Kutsal Babam eh
My body don dey tire eh – Vücudum don dey lastik eh Make me mara eh – Beni mara yap ha When my whole world is set on fire don’t leave me alone – Bütün dünyam ateşe verildiğinde beni yalnız bırakma
You my treacherous lil’ twin, and you know that we locked in – Sen benim hain küçük ikizimsin ve biliyorsun ki içeri kilitlendik And I love you like my kin, it’s whatever for you – Ve seni akrabalarım gibi seviyorum, senin için her neyse I go up and down that road, I go anywhere you go – O yoldan yukarı ve aşağı gidiyorum, gittiğin her yere gidiyorum When you tell me life is good, I want better for you (Yeah) – Bana hayatın güzel olduğunu söylediğinde, senin için daha iyisini istiyorum (Evet)
You my twin – Sen benim ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
Yeah, fuck what they say say – Evet, söylediklerini siktir et Fuck what they— (Uh, yeah) Fuck what they— (Uh, yeah) – Siktir et ne yaptıklarını — (Uh, evet) Siktir et ne yaptıklarını- (Uh, evet) Fuck what they say – Ne dediklerini siktir et Five hundred million out the face, feel like KayKay – Yüzünden beş yüz milyon, Kayk gibi hisset And I know the city that we from not a safe place – Ve şehri biliyorum ki biz güvenli bir yerden değiliz But I know you ridin’ with your twin ’til we fade away – Ama biliyorum ki biz yok olana kadar ikizinle gidiyorsun. We used to have nothin’ to our names, still had great days – Eskiden isimlerimizle ilgili hiçbir şeyimiz yoktu, hala harika günler geçiriyorduk. Always kept me umbrellaed up when the rain came – Yağmur yağdığında hep şemsiyemi kaldırırdım. You tell me you want somethin’, I’ma tell you, “Same, same” – Sen bana bir şey istediğini söyle, ben de sana “Aynı, aynı” diyeyim. Now when we come through inside this bitch they gotta make way – Şimdi bu sürtüğün içine girdiğimizde yol açmaları gerekiyor. Twistin’ up my fingers for my twin – İkizim için parmaklarımı büküyorum You was always on go for the drama, dawg – Sen her zaman drama için hareket halindeydin, dostum I would toe tag somebody for your mama, dawg – Annen için birini parmakla etiketlerdim, dostum. And they block disappeared, that’s some karma, dawg – Ve ortadan kayboldular, bu biraz karma, dostum You say you a dawg, then ruff, nigga, I’m a dawg – Sen bir ahbap diyorsun, sonra ruff, zenci, ben bir ahbapım When I need a friend, you my best friend – Bir arkadaşa ihtiyacım olduğunda, sen benim en iyi arkadaşımsın When I need a friend, you my only friend (Yeah) – Bir arkadaşa ihtiyacım olduğunda, sen benim tek arkadaşımsın (Evet)
You my twin – Sen benim ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin You my twin (What?) – Sen benim ikizimsin (Ne?) When I need a friend, you my only friend (Mhm) – Bir arkadaşa ihtiyacım olduğunda, sen benim tek arkadaşımsın (Mhm)
Who can I depend on like you? No one (What?) – Senin gibi kime güvenebilirim? Hiç kimse (Ne?) In the bed, she get wicked, with her parents she be wholesome (Woah) – Yatakta kötüleşir, ailesiyle birlikte sağlıklı olur (Woah) I don’t show ID at clubs, ’cause they know that I’m 21 (Woah, 21) – Kulüplerde kimlik göstermiyorum çünkü 21 yaşında olduğumu biliyorlar (Woah, 21) Who would do the things we do for each other? Nigga, no one (Woah) – Birbirimiz için yaptığımız şeyleri kim yapardı? Zenci, kimse (Woah) Would you die for me? – Benim için ölür müsün? Would you go at niggas necks like a tie for me? – Benim için kravat gibi zencilerin boynuna gider misin? Do the time for a crime you didn’t do for me? – Benim için yapmadığın bir suçun zamanı geldi mi? Or do a crime at a time when it was loose for me? – Yoksa benim için gevşek olduğu bir zamanda suç mu işliyorsun?
I wanna tell you how I feel when I’m loaded (Oh) – Sana doluyken nasıl hissettiğimi söylemek istiyorum (Oh) I would lay somethin’ down for you – Senin için bir şeyler hazırlardım. I would clear a whole town for you – Senin için bütün bir kasabayı temizlerdim. Spray the whole hundred round for you – Tüm yüz turunu senin için püskürtün Twistin’ all my fingers for my dawg – Dostum için tüm parmaklarımı büküyorum
You my treacherous lil’ twin, and you know that we locked in – Sen benim hain küçük ikizimsin ve biliyorsun ki içeri kilitlendik And I love you like my kin, it’s whatever for you – Ve seni akrabalarım gibi seviyorum, senin için her neyse I go up and down that road, I go anywhere you go – O yoldan yukarı ve aşağı gidiyorum, gittiğin her yere gidiyorum When you tell me life is good, I want better for you (Yeah) – Bana hayatın güzel olduğunu söylediğinde, senin için daha iyisini istiyorum (Evet)
You my twin – Sen benim ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin You my twin, you my treacherous lil’ twin – Sen benim ikizimsin, sen benim hain küçük ikizimsin
The sweet, sweet memories you’ve given me – Bana verdiğin tatlı, tatlı anılar You can’t beat the memories you’ve given me – Bana verdiğin hatıraları yenemezsin
Take one fresh and tender kiss – Taze ve yumuşak bir öpücük al Add one stolen night of bliss – Çalıntı bir mutluluk gecesi ekleyin One girl, one boy, some grief, some joy – Bir kız, bir erkek, biraz keder, biraz neşe Memories are made of this – Anılar bundan oluşur
Don’t forget a small moonbeam – Küçük bir ay ışığını unutma Fold it lightly with a dream – Bir rüya ile hafifçe katlayın Your lips and mine, two sips of wine – Dudakların ve benim, iki yudum şarap Memories are made of this – Anılar bundan oluşur
Then add the wedding bells – Sonra düğün çanlarını ekleyin One house where lovers dwell – Aşıkların yaşadığı bir ev Three little kids for the flavour – Lezzet için üç küçük çocuk Stir carefully through the days – Günler boyunca dikkatlice karıştırın See how the flavour stays – Lezzetin nasıl kaldığını görün These are the dreams you will savour – İşte tadacağınız hayaller
With his blessings from above – Yukarıdan gelen nimetleriyle Serve it generously with love – Sevgiyle cömertçe servis yapın One man, one wife, one love through life – Bir erkek, bir eş, hayat boyunca bir aşk Memories are made of this – Anılar bundan oluşur Memories are made of this – Anılar bundan oluşur