Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 45

etekleyiş * Eteklemek işi veya biçimi.
eteklik * Vücudun belden aşağısınıörten, beli dar, altı geniş, genellikle kadın giysisi, etek.
* Etek yapmaya elverişli (kumaş).
* Bir şeyin aşağıya doğru uzanan yüzü.
etelemek betelemek * Kötü davranmak.
eten * Etene.
* Yemişlerin yenilen bölümü.
etene * Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plâsenta.
* Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm.
etenelenme * Embriyon veya eklentileriyle ana arasında kimyasal değiştokuşu sağlamak amacıyla ilgi kurma.
etenelenmek * Embriyon veya eklentileriyle ana arasında ilgi kurmak.
eteneli * Etenesi olan.
eteneliler * Etenesi bulunan memeliler alt sınıfı.
etenesiz * Etenesi olmayan.
etenesizler * Etenesi bulunmayan basit yapılımemeli hayvanlar.
eter * Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılara verilen ad.
* Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu.
eterleme * Eterlemek işi.
eterlemek * Eter buharıkoklatarak anestezi yapmak.
eterleşme * Eterleşmek işi.
eterleşmek * Bir alkol veya bir asit eter durumuna dönüşmek.
eterleştirme * Eterleştirmek işi.
eterleştirmek * Eter durumuna getirmek.
etı bba * Doktorlar, hekimler.
Eti * Hitit.
eti budu yerinde (veya etine dolgun) * şişmanca, tombul.
eti kemiği * esası, ana özelliği, asıl ağırlığı.
eti ne budu ne? * yaşıküçük.
* imkânları, gücü sınırlı, parasıaz.
eti senin, kemiği benim * çocuk velilerinin öğretmene, ustaya vb. ye çocuğun eğitiminde kendisine tam yetki verdiğini anlatmak için
söylenir.
etik * Töre bilimi, ahlâk bilimi.
* Ahlâkî, ahlâkla ilgili.
etiket * Bir malın tür, miktar, fiyat vb. nitelikleri veya kitap, defter vb. şeylerin kime ait olduğunu belirtmek, belli
etmek için üzerlerine konulan küçük kâğıt.
* Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol, teşrifat.
* Kimlik.
etiketçi * Etiket yapıştıran kimse.
* Etikete önem veren, etikete sıkısıkıya bağlı olan.
etiketçilik * Etiketçinin işi veya mesleği.
* Etiketçi olma durumu.
etiketleme * Etiketlemek işi.
etiketlemek * Satışa çıkarılan mal üzerine etiket koymak.
etiketlenme * Etiketlenmek işi.
etiketlenmek * Satışa çıkarılan mal üzerine etiket konulmak.
etiketli * Etiketi olan.
* Etikete bağlı.
etiketlik * Etiket yapmaya yarayan veya etiket çubuğu.
etiketsiz * Etiketi olmayan.
etil * Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu.
etilalkol * Bkz. alkol.
etilen * Yanıcı, renksiz, az kokulu, 0,97 yoğunluğunda karbon ve hidrojen birleşimi.
etimolog * Etimoloji uzmanı.
etimoloji * Köken bilimi.
* Bir kelimenin kökeni.
etimolojik * Köken bilimi ile ilgili.
etinden et koparmak (veya kesmek) * çok acıvermek.
etine dolgun * Şişman sayılmayan, balık etinde.
etioloji * Sebep bilimi.
Etiyopyalı * Etiyopya halkından olan, Habeş, Habeşî.
etken * Etki yapan (her şey), müessir, faktör.
* Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan, müessir.
* Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan fiil, edilgen karşıtı, malûm.
etken fiil * Öznesi belli olan fiil: Ali kediyi çok sever. cümlesinde olduğu gibi.
etkenlik * Etken olma durumu.
* Bir ışığın bir duyar katıetkileme özelliği.
etki * Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir.
* Bir etken veya bir sebebin sonucu.
* Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim.
etkileme * Etkilemek işi, tesir.

Bir yanıt yazın