Kategoriler
Ç SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük Ç Sayfa 52

çuvallama * Çuvallamak işi veya durumu.
çuvallamak * Çuvala doldurmak.
* Başaramamak.
çuvallanma * Çuvallanmak işi veya durumu.
çuvallanmak * Çuvallamak işine konu olmak.
çuvallatma * Çuvallatmak işi veya durumu.
çuvallatmak * Çuvallamasını sağlamak.
çuvallı * Çuvallanmışveya çuvalı olan.
çuvalsız * Çuvalı olmayan veya çuvallanmamış.
Çuvaş * İdil ırmağıkıyısındaki Çuvasistan Federe Cumhuriyeti’nde oturan, Türk soyundan bir halk veya bu halkın
soyundan olan kimse.
* Çuvaşlara özgü olan.
Çuvaşça * ÇuvaşTürkçesi.
-çü * Bkz. -cı/ -ci.
çük * Erkeklik organı.
çükündür * Pancar.
çükür * Bir yüzü balta, bir yüzü kazma olan araç.
çünkü * Şundan dolayı, şu sebeple.
çürüğe çıkarmak * bir nesneyi işe yaramayacak durumda olmasından dolayıkullanmamak.
çürük * Çürümüşolan.
* Sağlam ve dayanıklı olmayan.
* Sağlam bir temele veya kanıtlara dayanmayan.
* Gereği gibi işlemez, sakat.
* Vurma veya sıkıştırma yüzünden vücutta oluşan mor leke.
çürük (veya çürüğe) çıkmak * birinin sağlam olmadığı anlaşılmak.
* sağlık durumunun elverişsiz olmasıyüzünden askerlik ödevinden bağışlanmak.
çürük boya * Doğal olmayan ve basit kimyasal yollarla elde edilen boya.
çürük çarık * Sağlam olmayan, işe yaramaz.
çürük gaz * Otomobil vb. taşıt araçlarının egzozundan çıkan yanmışgaz.
çürük iş * Bozuk, kötü, işe yaramaz özellikleri olan durum veya iş.
çürük para * Ayarıdüşük on akçe, sağpara karşıtı.
çürük sakız * Çok kullanılan söz veya düşünce.
çürük tahtaya basmak * tedbirsizlik edip sonu tehlikeli olabilecek bir işe girişmek.
çürükçül * Doğal olarak hayvan ve bitki kalıntılarının üzerinde yaşayan ve onların çürümesine yol açan (bitki ve
organizmalar), saprofit.
çürüklü * Çürüğü olan.
çürüklük * Çürük olma durumu.
* İşe yaramayan maddelerin bırakıldığıyer.
* Sakıncalı, şüpheli, belirsiz durum.
çürüksüz * Çürüğü olmayan.
çürüme * Çürümek işi.
çürümek * (bitki veya hayvan) Türlü etkilerle ve en çok mikropların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup
dağılmak.
* Sağlamlığını, dayanıklılığınıyitirmek.
* Vurulma veya sıkışma yüzünden vücutta lekeler oluşmak.
* (insan için) Yıpranmak, çökmek.
* (dava için) Temelsiz ve kanıtsız kalmak.
çürütme * Çürütmek işi.
çürütmek * Çürümesine sebep olmak.
* (eti) Bayatlatıp gevrek bir duruma getirmek.
* Doğru olarak ileri sürülen bir düşüncenin, bir davanın boşluğunu, anlamsızlığını ortaya koymak.
çürütülme * Çürütülmek işi veya durumu.
çürütülmek * Çürütmek işine konu olmak.
* Doğru olarak ileri sürülen düşüncenin yanlışlığını, gerçeklere dayanmadığını ortaya çıkarmak.
çürütüş * Çürütmek işi veya biçimi.
çürüyüş * Çürümek işi veya biçimi.
çüş * Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz.
* Yakışıksız bir davranışkarşısında söylenen kaba bir söz.

Bir yanıt yazın