Kategoriler
D SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük D Sayfa 1

D * Döteryum’un kısaltması.
d D * Türk alfabesinin beşinci harfi. De adıverilen bu harf ses bilimi bakımından ötümlü, patlayıcıdişeti
ünsüzünü gösterir.
* Nota işaretleri harfle tanımlandığında re notasını gösterir.
* Romen rakamlarında beşyüz sayısını gösterir.
da / de * (sonunda kalın ünlülü hece bulunan kelimelerden sonra da, ince ünlülü hece bulunan kelimelerden sonra
de, biçimlerinde yazılır; yazıda, ta / te biçimi kullanılmaz.) Daha önce geçmiş bir cümle veya eşgörevli öge ile sonraki
arasında “-den başka” anlamıyla ilişki kurar.
* Azarlama, yalvarma, küçümseme, yakınma, övme anlamlarında iki cümleyi bağlar.
* Şart bildiren fiillerden sonra “bile, dahi” anlamına gelerek şartın geçerli olmadığınıanlatır.
* Karşıt anlamlıcümleleri pekiştirerek bağlar.
* Bazı birleşik cümleleri “ama, fakat” anlamıyla birbirine bağlar.
* Bazıedat, bağlaç ve zarflardan sonra gelerek anlamı güçlendirir.
* Kendisinden önceki fiili zarf-fiil durumuna sokar.
* -erek, -ip ekli zarf-fiillerden sonra kullanılırsa temel fiilin oluş biçimini, önermenin nasıl oluştuğunu anlatır.
* Tekrarlanan iki isim, iki sıfat arasında kullanılırsa anlam güçlendirilmişolur.
* Bir isteğe karşı olan fiili bağlamaya yarar.
* Tekrarlanan fiiller arasında süreklilik bildirir.
* Bir şeyin yerine geçebilen iki cümlenin fiillerini birbirine bağlar.
* Tekrarlanan kelimelerin arasına girerek kuvvetli istek, direnme bildirir: Çocuk satıcıyı görünce şeker de
şeker diye tutturdu … cümlede da…da, de…de, da…de veya de…da biçimleriyle eşgörevli ögeleri, “hem … hem”
anlamıyla bağlar.
-da / -de /, -ta / -te * Bulunma hâli eki: oda-da, sokak-ta, ev-de, gök-te vb. Bazıörneklerde bu ek kalıplaşmıştır: gözde, sözde,
ondalık.
-da- / -de-, -ta- / -te- * Yansımalardan geçişsiz fiil türeten ek: fısıl-da-mak, çağıl-da-mak, gümbür-de-mek, fingir-de-mek vb.
Dadacı * Dadacılık akımına bağlısanatçı, dadaist.
Dadacılık * Savaşa ve toplumsal düzensizliğe karşı başkaldırmadan doğan bir sanat akımı, Dadaizm.
* 1916’da dil ve estetik kurallarınıtanımayan, kelimelerin anlamlarına değer vermeyen, anlatımda başı boşve
alabildiğine çağrışımlara dayanan bir yol izleyen, bile bile kapalılığa sapan bir çığır, Dadaizm.
Dadaist * Dadacı.
Dadaizm * Dadacılık.
dadandırma * Dadandırmak işi.
dadandırmak * Dadanmasına yol açmak.
dadanma * Dadanmak işi.
dadanmak * Tadınıaldığı, hoşlandığı bir şeyi sık sık istemek.
* Yarar, çıkar amacıyla veya alışkanlıkla bir yere sık sık uğramak.
dadaş * Erkek kardeş.
* Delikanlı, yiğit kimse.
* (doğu illerinde) Seslenme sözü olarak kullanılır.
dadaşlık * Dadaşolma durumu.
dadı * Çocuk bakımı ile görevlendirilmişkadın.
dadı olmak * çocuk bakıcılığı görevini üstlenmek.
dadılık * Dadı olma durumu veya dadının yaptığı iş.
dadılık etmek * bebek veya çocuk bakıcılığı ile uğraşmak.
* üzerine sorumluluk almak, göz kulak olmak, sahip çıkmak, sahiplenmek.
dağ * Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan
bölümlerine verilen ad.
dağ * Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan.
* İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık.
* Büyük üzüntü, acı.
dağ(veya dağlar) gibi (kadar) * çok büyük, çok iri, çok güçlü.
* pek çok.
dağ(veya dağları) devirmek * çok zor işleri başarmak.
dağadamı * Kaba saba kimse.
dağanası * Çok iri kadın, dağlar anası.
dağardında olsun da, yer altında olmasın * yaşasın da uzakta olsun.
dağarmudu * Yabanî armut, ahlat.
dağaslanı * Puma.
dağayısı * Dağlarda yaşayan yabanî ve tehlikeli ayıcinsi.
* Şehir yaşayışına alışmamışçok kaba kimse.
dağbaşı * Dağdoruğu.
* Şehir dışı; ıssız yer.
dağbayır * İnişli çıkışlıyer, kır.
dağbirliği * Dağşartlarına göre eğitilmişaskerî birlik.
dağçamı * Dağda yetişen çam türü.
dağçayı * Bkz. ada çayı.
dağçayırı * Dağlık bölgelerde derin ve rutubetli toprağa sahip alanlarda gelişen tabiî çayır.
dağçileği * Dağda yetişen çilek, yaban çileği.
dağdağüstüne olur, ev ev üstüne olmaz * aynıevde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.
dağdağa kavuşmaz, insan insana kavuşur * ne kadar uzak düşmüşolurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.
dağdalak otu * 5-10 cm yükseklikte, yere yatık ve çiçekleri soluk sarırenkli bir dalak otu türü (Teucrium montana).
dağdoğura doğura bir fare doğurmuş * büyük şeyler beklenen bir işten önemsiz bir sonuç alınınca söylenir.
dağelması * Yabanî elma.
dağeriği * Yabanî erik.
dağeteği * Dağyamacının alt bölümü.
dağevi * Dağlık yerlerde kurulmuşev.
* Şehirlerin kirli havasından uzaklaşmak, tabiat varlıklarından ve güzelliklerinden yararlanmak için yapılmış
ev.
dağgölü * Dağlar arasındaki çukur alanlarda akan suların birikimi ile oluşan göl.
dağhavası * Yüksek yerlerdeki serin ve temiz hava.
dağiklimi * Sert, kuru ve soğuk havanın hâkim olduğu iklim türü.
dağispinozu * Sırtıkara benekli, karnı beyaz, erkeğinin gerdanıportakal renginde, ağaçlık yerlerde yaşayan
ispinozgillerden bir kuş.
dağkeçisi * Boynuzlugiller familyasından, ufak sürüler hâlinde yaşayan, çok çevik bir antilop türü, elik (Rupicapra
tragus).

Bir yanıt yazın