Yazar: Çevirce

  • Robin Schulz – OK İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Robin Schulz – OK İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I really need you
    – Sana gerçekten ihtiyacım var

    I really need your love right now
    – Şu an senin sevgine gerçekten ihtiyacım var

    I’m fading fast
    – Hızla soluyorum

    Not gonna last
    – Dayanamayacağım

    I’m really stupid
    – Tam bir beyinsizim

    I’m burning up, I’m going down
    – Yanıp yok oluyorum, mahvoluyorum

    I win it back
    – Tekrar kazanacağım

    When I found myself in the middle, in the middle, in the middle
    – Kendimi ortada bulduğumda

    Could you love me more, just a little, just a little
    – Beni biraz daha fazla sevebilir misin

    Overcomplicate when it’s simple, when it’s simple, when it’s simple
    – Basit olduğunda daha karışık yap

    Would you love me more, just a little
    – Beni biraz daha fazla sever misin
    So tell me now
    – Şimdi söyle bana

    When every star falls from the sky
    – Her bir yıldız gökten düştüğünde

    And every last heart in the world breaks
    – Ve dünyadaki her kırılan her kalpte

    Oh hold me now
    – Sarıl bana

    When every ship is going down
    – Her gemi batarken

    I don’t feel nothing when I hear you say it’s gonna be OK
    – Düzeleceğini söylediğinde hiçbir şey hissetmiyorum

    It’s gonna be OK
    – (Düzelecek)
    It’s gonna be OK
    – (Düzelecek)
    It’s gonna be OK
    – (Düzelecek)

    I’m really sorry
    – Gerçekten üzgünüm

    Sorry I dragged you into this
    – Seni bunu içine çektiğim için üzgünüm

    I only think, that’s all it is
    – Sadece düşünüyorum, olan bu

    The way you love me
    – Beni nasıl sevdiğini

    The way you love me ’til the end
    – Beni sonuna kadar nasıl sevdiğini

    The way you love me
    – Beni nasıl sevdiğini

    Oh yeah, it makes me king again
    – Evet, bu beni yine krallaştırıyor

    When I found myself in the middle, in the middle, in the middle
    – Kendimi ortada bulduğumda

    Could you love me more, just a little, just a little
    – Beni biraz daha fazla sevebilir misin

    Overcomplicate when it’s simple, when it’s simple, when it’s simple
    – Basit olduğunda daha karışık yap

    Would you love me more, just a little
    – Beni biraz daha fazla sever misin

    So tell me now
    – Şimdi söyle bana

    When every star falls from the sky
    – Her bir yıldız gökten düştüğünde

    And every last heart in the world breaks
    – Ve dünyadaki her kırılan her kalpte

    Oh hold me now
    – Sarıl bana

    When every ship is going down
    – Her gemi batarken

    I don’t feel nothing when I hear you say it’s gonna be OK
    – Düzeleceğini söylediğinde hiçbir şey hissetmiyorum

    It’s gonna be OK
    – (Düzelecek)
    It’s gonna be OK
    – (Düzelecek)
    It’s gonna be OK
    – (Düzelecek)

    When every ship is going down
    – Her gemi batarken

    I don’t feel nothing when I hear you say it’s gonna be OK
    – Düzeleceğini söylediğinde hiçbir şey hissetmiyorum

  • Rixton – Me and My Broken Heart İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Rixton – Me and My Broken Heart İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    All I need is a little love in my life
    – Tüm ihtiyacım olan, hayatımda biraz aşk
    All I need is a little love in the dark
    – Tüm ihtiyacım olan karanlıkta, biraz aşk
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için
    I need a little loving tonight
    – Bu gece biraz sevilmeye ihtiyacım var
    Hold me so I’m not falling apart
    – Tut beni böylece parçalanmam
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için

    Shotgun, aimed at my heart, you got one
    – Tüfek kalbimi hedefledi, sen yaptın
    Tear me apart in this song
    – Bu şarkı ağlatıyor beni
    How do we call this love
    – Nasıl aşk deriz ki buna?
    I tried, to run away but your eyes
    – Denedim kaçmayı ama gözlerin
    Tell me to stay oh wh
    – Kalmamı söyledi, ah neden
    Why do we call this love
    – Nasıl aşk deriz ki buna?

    It seems like we’ve been losing control
    – Kontolümüzü kaybediyoruz gibi gözüküyor
    So bad it don’t mean I’m not alone
    – Tek başıma olmadığımı bilmek güzel
    When I say
    – Diyorum ki:

    All I need is a little love in my life
    – Tüm ihtiyacım olan, hayatımda biraz aşk
    All I need is a little love in the dark
    – Tüm ihtiyacım olan karanlıkta, biraz aşk
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için
    I need a little loving tonight
    – Bu gece biraz sevilmeye ihtiyacım var
    Hold me so I’m not falling apart
    – Tut beni böylece parçalanmam
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için

    Maybe some part of you just hates me
    – Belki bir parçan nefret ediyor benden
    You pick me up and play me
    – Beni seçip oynuyorsun benimle
    How do we call this love
    – Nasıl aşk deriz ki buna?
    One time tell me you need me tonight
    – Bir kere bu gece bana ihtiyacın olduğunu söyledin
    To make it easy, you lie
    – Bir şeyleri kolaylaştırmak için, yalan söylüyorsun
    And say it’s all for love
    – Ve hepsinin aşk için olduğunu söylüyorsun

    It seems like we’ve been losing control
    – Kontolümüzü kaybediyoruz gibi gözüküyor
    So bad it don’t mean I’m not alone
    – Tek başıma olmadığımı bilmek güzel
    When I say
    – Diyorum ki:

    All I need is a little love in my life
    – Tüm ihtiyacım olan, hayatımda biraz aşk
    All I need is a little love in the dark
    – Tüm ihtiyacım olan karanlıkta, biraz aşk
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için
    I need a little loving tonight
    – Bu gece biraz sevilmeye ihtiyacım var
    Hold me so I’m not falling apart
    – Tut beni böylece parçalanmam
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için

    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim
    Me and my broken
    – Ben ve kırık kalbim
    Yeah, yeah, yeah
    – Evet evet evet

    It’s just me
    – Bu benim işte
    It’s just me
    – Bu benim işte
    It’s just me
    – Bu benim işte
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim

    All I need is a little love in my life
    – Tüm ihtiyacım olan, hayatımda biraz aşk
    All I need is a little love in the dark
    – Tüm ihtiyacım olan karanlıkta, biraz aşk
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için
    I need a little loving tonight
    – Bu gece biraz sevilmeye ihtiyacım var
    Hold me so I’m not falling apart
    – Tut beni böylece parçalanmam
    A little but I’m hoping it might kick start
    – Birazcık olsa da iyi bir başlangıç olabilir diye umuyorum
    Me and my broken heart
    – Ben ve kırık kalbim için

  • No Method – Let Me Go İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    No Method – Let Me Go İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Here you are right in my reflection
    – Yansımamın sağındaki sen misin

    Can you see me?
    – Beni görebilir misin ?

    No
    – Hayır

    Well I can see you
    – İyi ben seni görebilirim

    Guess you don’t care how I am feeling
    – Tahmin et nasıl hissediyorum umursamazsın

    Or how I’m doing
    – Ve ya nasıl yaptığımı

    No, no
    – Hayır,hayır

    Caught up in the headlights
    – Farlara yetiş

    I’m lost at midnight
    – Gece yarısı kayboldum

    I’m driving alone
    – Yalnız araba kullanıyorum

    Keep my eyes on the road
    – Gözlerimi yolda tut

    This is how it’s gonna go
    – Bu nasıl gidecek

    Driving so fast but keeping the flow
    – Çok hızlı sürüyorum ama akışı koruyorum

    Keeping the flow
    – Akışı koruyorum

    Let me go
    – Gitmeme izin ver

    With you I will always surrender
    – Daima seni çevreleyeceğim

    Take me back now
    – Şimdi beni geri götür

    To the place we have found
    – Bulunduğumuz yere

    Driving down this road has brought me back to you
    – Bu yol beni sana getiren yola gider

    Driving down this road
    – Bu yol aşağı gider

    Where the lights are shining
    – Işıkların parladığı yere

    All of the sights are old
    – Tüm görüşlerim eskiyor

    But the past keep reviving
    – Ama geçmiş canlı tutuyor

  • Melanie Martinez – The Bakery İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Melanie Martinez – The Bakery İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    La, la, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la, la
    La, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la
    La, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la

    Pack it, box it, flip it, top it
    – Paketle, kutula, çevir, üstüne
    With a bow, tie ribbon, stop it
    – Bir fiyonkla, kurdele bağla, kes şunu
    Eatin’ all the rainbow cookies
    – Bütün gökkuşağı kurabiyelerini yiyor
    Pies are flying through the roof
    – Turtalar çatıdan uçuşuyor*
    Not my first pick but I’ll do it
    – İlk seçimim değil ama yapacağım
    Make the cash right so I can move quick
    – Para kazan ki böylelikle hızlıca
    Out this shithole with a new whip
    – Bu bok çukurundan yeni bir kırbaçla kaçabileyim
    Cream on top and I’d approve it
    – krema üstünde ve bunu onayladım

    Pack it, box it, flip it, top it
    – Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla
    (Pack it, box it, flip it, top it)
    – (Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla)
    Pack it, box it, flip it, top it
    – Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla
    (Pack it, box it, flip it, top it)
    – (Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla)

    My boss is mother Mary
    – Patronum Meryem Ana*
    Catch me slippin’ through the concrete
    – Yaratılış sırasında beni sıvışırken yakaladı
    Show no mercy, step right on me
    – Merhamet göstermiyor, yakınıma geliyor
    Stiletto death, send me to purgatory
    – Stiletto ile öldürüp, cehenneme gönderiyor

    The bakery, tryna make some more
    – Fırın, daha fazla yapmaya çalışıyor
    They expect me to stay when I should go
    – Gitmem gerekirken kalmamı bekliyorlar
    Grab the bag for when they cross the door
    – Kapıyı çektiklerinde çantayı al
    It ain’t for me to roll it out
    – Hamuru açmak değil
    It’s just for me to raise the dough
    – Hamuru kabartmak benim işim

    Pack it, box it, flip it, top it
    – Paketle, kutula, çevir, üstüne
    With a bow, tie ribbon, stop it
    – Bir fiyonkla, kurdele bağla, kes şunu
    Eatin’ all the rainbow cookies
    – Bütün gökkuşağı kurabiyelerini yiyor
    Pies are flying through the roof
    – Turtalar çatıdan uçuşuyor
    All the cherry, the way they all go
    – Bütün kirazlar, hepsinin gittiği yol
    Knock ’em down like she a dodgeball
    – Onları bir yakantop gibi eziyor
    Little mess up and she’s angry
    – Biraz dağıtırsın, ve hemen sinirlenir
    One downfall, she blamed the whole team
    – Bir düşüş ve o bütün takımı suçladı

    Pack it, box it, flip it, top it
    – Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla
    (Pack it, box it, flip it, top it)
    – (Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla)
    Pack it, box it, flip it, top it
    – Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla
    (Pack it, box it, flip it, top it)
    – (Paketle, kutula, çevir, üstünü bağla)

    The bakery, tryna make some more
    – Fırın, daha fazla yapmaya çalışıyor
    They expect me to stay when I should go
    – Gitmem gerekirken kalmamı bekliyorlar
    Grab the bag for when they cross the door
    – Kapıyı çektiklerinde çantayı al
    It ain’t for me to roll it out
    – Hamuru açmak değil
    It’s just for me to raise the dough
    – Hamuru kabartmak benim işim
    The bakery, tryna make some more
    – Gitmem gerekirken kalmamı bekliyorlar
    They expect me to stay when I should go
    – Kapıyı çektiklerinde çantayı al
    Grab the bag for when they cross the door
    – Kapıyı geçtiklerinde çantayı al
    It ain’t for me to roll it out
    – Hamuru açmak değil
    It’s just for me to raise the-
    – Hamuru kabartmak benim işim

    La, la, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la, la
    La, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la
    La, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la
    La, la, la, la
    – La, la, la, la
    La, la, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la, la
    La, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la
    La, la, la, la, la, la
    – La, la, la, la, la, la
    La, la, la, la
    – La, la, la, la- La, la, la, la, la, la
    La, la, la, la
    – La, la, la, la

  • Louisa Johnson – So Good İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Louisa Johnson – So Good İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I said about five minutes away
    – Yaklaşık beş dakika uzakta dedim
    One more stop and I will be off this train
    – Bir durak daha ve bu trenden ineceğim
    I’m free any day of the week
    – Haftanın her günü boşum
    Always losing some sleep
    – Her zaman biraz uykusuz kalıyorum
    I told myself I’ll be back by ten
    – Kendime 10’a kadar döneceğimi söyledim
    Trying save myself for the weekend
    – Kendimi hafta sonu için kurtarmaya çalışıyorum
    But I know me, I hate to miss a party
    – Ama beni tanıyorum, bir partiyi kaçırmaktan nefret ediyorum

    Don’t say, don’t say I didn’t warn you
    – Söyleme seni uyarmadığımı söyleme
    Don’t say I didn’t warn you
    – Seni uyarmadığımı söyleme
    I live for the moment
    – Şu an için yaşıyorum
    I wasn’t supposed to go out tonight
    – Bu gece dışarı çıkmamalıydım
    I should be at home
    – Evde olmalıyım
    I got work at 9
    – 9’da işim var
    Shouldn’t be out here doing what I like
    – Burada sevdiğim şeyi yapmamalıyım
    But it feels so good, so good
    – Ama çok iyi hissettiriyor, çok iyi
    I was only gonna be an hour or two
    – Sadece bir veya iki saat olacaktım
    I guess that now I’m here I’m going down with you
    – Sanırım şimdi buradayım seninle aşağı iniyorum

    But it feels so good, so good
    – Ama çok iyi hissettiriyor, çok iyi
    Angel on my shoulder’s giving up on me
    – Omzumdaki melek benden vazgeçiyor
    No listening to him and I can hardly speak
    – Onu dinlemek yok ve neredeyse hiç konuşamıyorum
    The music they play, makes me this way
    – Çaldıkları müzik beni böyle yapar
    I think it was only 10
    – Sanırım sadece 10
    How did it get to 3
    – 3’e nasıl ulaştı
    It’s like I’m in my own time machine
    – Sanki kendi zaman makinemdeymişim gibi
    But you know me, I never leave
    – Ama beni bilirsin, asla ayrılmam

    Don’t say, don’t say I didn’t warn you
    – Söyleme seni uyarmadığımı söyleme
    Don’t say I didn’t warn you
    – Seni uyarmadığımı söyleme
    Just live for the moment
    – Sadece anı yaşa
    I wasn’t supposed to go out tonight
    – Bu gece dışarı çıkmamalıydım
    I should be at home
    – Evde olmalıyım
    I got work at 9
    – 9’da işim var
    Shouldn’t be out here doing what I like
    – Burada sevdiğim şeyi yapmamalıyım

    But it feels so good, so good
    – Ama çok iyi hissettiriyor, çok iyi
    I was only gonna be an hour or two
    – Sadece bir veya iki saat olacaktım
    I guess that now I’m here I’m going down with you
    – Sanırım şimdi buradayım seninle aşağı iniyorum
    – Sanırım şimdi buradayım seninle aşağı iniyorum
    But it feels so good, so good
    – Ama çok iyi hissettiriyor, çok iyi
    Everyone I know is here
    – Tanıdığım herkes burada
    Drinking sours, crying tears
    – Ekşi içmek, gözyaşları ağlamak
    Living out the best years
    – En iyi yılları yaşamak

    So keep on toasting shots, cheers
    – Bu yüzden kızartmaya devam et, şerefe
    People know it feels
    – İnsanlar bunun hissettiğini biliyor
    So good
    – Çok iyi
    I wasn’t supposed to go out tonight
    – Bu gece dışarı çıkmamalıydım
    I should be at home
    – Evde olmalıyım

    I got work at 9
    – 9’da işim var
    Shouldn’t be out here doing what I like
    – Burada sevdiğim şeyi yapmamalıyım
    But it feels so good, so good
    – Ama çok iyi hissettiriyor, çok iyi
    I was only gonna be an hour or two
    – Sadece bir veya iki saat olacaktım
    I guess that now I’m here I’m going down with you
    – Sanırım şimdi buradayım seninle aşağı iniyorum

  • Justin Bieber – Fa La La İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Justin Bieber – Fa La La İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Is it time, I hear you can give it,
    – Zamanı geldi mi, verebileceğini duydum
    Give it, give it, give it all
    – Vereceğini, hepsini vereceğini
    One through the note your list you can get it,
    – Listendeki bir notla alabilirsin
    Get it, get it, get it now
    – Alabilirsin, alabilirsin şimdi
    Make your wish tonight
    – Bu gece dilek tut
    When you open your eyes
    – Gözlerini açtığında
    When the lights go bright girl
    – Işıklar yandığında
    I’ll be right there
    – Be orada olacağım

    Baby you deserve everything you want
    – Bebeğim istediğin her şeyi hak ediyorsun
    It’s your night, ohhh
    – Bu senin gecen
    Wanna put my EP a chance a girl
    – EPmi koyup kıza şans vermek istiyorum
    Baby I hear melodies when your heart beats
    – Bebeğim kalbinin atışlarındaki melodileri duyuyorum
    Baby it sings to me like
    – Bebeğim bana şarkı söylüyor
    Fa la la, fa la la
    – Fa la la, fa la la diye
    Baby I hear melodies when your heart beats
    – Bebeğim kalbinin atışlarındaki melodileri duyuyorum
    Fa la la, fa la la
    – Fa la la, fa la la diye
    Know that it’s christmas time
    – İşte bu noel zamanı

    You got on my favourite treasure
    – Sende benim en sevdiğim hazinem var
    You’re looking, looking, looking, good
    – İyi görünüyorsun
    Snow falling on your hair, and I don’t, I don’t
    – Saçlarına kar yağıyor ve
    Wanna get it off
    – Ben gitmek istemiyorum
    Even the stars in the sky can’t outshine your eyes
    – Gökyüzündeki yıldızlar bile gözlerini gölgede bırakamıyor
    Wanna be your biggest gift
    – Senin en büyük hediyen olmak istiyorum

    Baby you deserve everything you want
    – Bebeğim istediğin her şeyi hak ediyorsun
    It’s your night, ohhh
    – Bu senin gecen
    Wanna put my EP a chance a girl
    – EPmi koyup kıza şans vermek istiyorum
    Baby I hear melodies when your heart beats
    – Bebeğim kalbinin atışlarındaki melodileri duyuyorum
    Baby it sings to me like
    – Bebeğim bana şarkı söylüyor
    Fa la la, fa la la
    – Fa la la, fa la la diye
    Know that it’s christmas time
    – İşte bu noel zamanı

    I’ll take your heart with…
    – Kalbini alacağım
    Fa la la, fa la la
    – Fa la la, fa la la
    Baby cuz you’re the reason to be…
    – Bebeğim sen var olma nedenisin
    Fa la la, fa la la
    – Fa la la, fa la la

    Baby I hear melodies when your heart beats
    – Bebeğim kalbinin atışlarındaki melodileri duyuyorum
    Baby it sings to me like
    – Bebeğim bana şarkı söylüyor
    Fa la la, fa la la
    – Fa la la, fa la la diye
    Know that it’s christmas time
    – İşte bu noel zamanı..

  • Ian Brown – F.e.a.r İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Ian Brown – F.e.a.r İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    For each a road
    – Her yol için
    For everyman a religion
    – Her adam için bir din
    Find everybody and rule
    – Herkesi ve kuralı bul
    F*** everything and rumble
    – Lanet her şeye ve haykır
    Forget everything and remember
    – Herşeyi unut ve hatırla
    For everything a reason
    – Herşey için bir neden
    Forgive everybody and remember
    – Herkesi affet ve hatırla

    For each a road
    – Her yol için
    For everyman a religion
    – Her adam için bir din
    Find everybody and rule
    – Herkesi ve kuralı bul
    F*** everything and rumble
    – Lanet her şeye ve haykır
    Forget everything and remember
    – Herşeyi unut ve hatırla
    For everything a reason
    – Herşey için bir neden
    Forgive everybody and remember
    – Herkesi affet ve hatırla

    You got the fear
    – Korkun var
    You got the fear
    – Korkun var
    You got the fear
    – Korkun var
    You got the fear
    – Korkun var
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R.
    – K.O.R.K.U

    Fantastic expectations
    – Fantastik beklentiler
    Amazing revelations
    – İlginç ilhamlar
    Final execution and resurrection
    – Son uygulama ve diriliş
    Free expression as revolution
    – Serbest ifade devrim gibi
    Finding everything and realising
    – Her şeyi bul ve gerçekleştir

    You got the fear
    – Korkun var
    You got the fear
    – Korkun var
    You got the fear
    – Korkun var
    You got the fear
    – Korkun var
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R.
    – K.O.R.K.U

    Fantastic expectations
    – Fantastik beklentiler
    Amazing revelations
    – İlginç ilhamlar
    Final execution and resurrection
    – Son uygulama ve diriliş
    Free expression as revolution
    – Serbest ifade devrim gibi
    Finding everything and realising
    – Her şeyi bul ve gerçekleştir

    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R. (You got the fear)
    – K.O.R.K.U (Korkun var)
    F.E.A.R.
    – K.O.R.K.U

  • Thurisaz – Endless İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Thurisaz – Endless İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I was drowning in a dying moment
    – Ölen bir anda boğuluyordum
    Drowning in her eyes
    – Gözlerinde boğuluyor
    Feeling the wings of faith embracing me
    – Beni kucaklayan inancın kanatlarını hissediyorum
    So unreal but i could feel
    – Çok gerçek değil ama hissedebiliyordum
    The yearning to her divine beauty
    – İlahi güzelliğinin özlemi
    A voice was sounding far away
    – Çok uzakta bir ses geliyordu
    Never dying
    – Asla ölmez
    In the distance heard
    – Uzaktan duydum
    The wind calls her name
    – Rüzgar adını çağırıyor
    My burning flame
    – Benim yanan alevim

  • Lionel Richie – Endless İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Lionel Richie – Endless İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    My love,
    – Aşkım,
    Theres only you in my life
    – Hayatımda sadece sen varsın
    The only thing thats right
    – Doğru olan tek şey

    My first love,
    – İlk aşkım,
    Youre every breath that I take
    – Sen aldığım her nefessin
    Youre every step I make
    – Attığım her adımın

    And i
    – Ve ben
    I want to share
    – Paylaşmak istiyorum
    All my love with you
    – Tüm aşkım seninle
    No one else will do…
    – Başka kimse yapmayacak …

    And your eyes
    – Ve senin gözlerin
    Your eyes, your eyes
    – Gözlerin, gözlerin
    They tell me how much you care
    – Bana ne kadar önemsediğini söylüyorlar
    Ooh yes, you will always be
    – Ooh evet, her zaman olacaksın
    My endless love
    – Sonsuz aşkım

    Two hearts,
    – İki kalp,
    Two hearts that beat as one
    – Bir olarak atan iki kalp
    Our lives have just begun
    – Hayatlarımız yeni başladı

    Forever
    – Sonsuza dek
    Ill hold you close in my arms
    – Seni kollarıma yakın tutacağım
    I cant resist your charms
    – Cazibene karşı koyamıyorum

    And love
    – Ve aşk
    Oh, love
    – Oh aşkım
    Ill be a fool
    – Aptal olacağım
    For you,
    – Senin için,
    Im sure
    – Eminim
    You know I dont mind
    – Biliyorsun umrumda değil
    Oh, you know I dont mind
    – Oh, umursamadığımı biliyorsun

    cause you,
    – Çünkü sen
    You mean the world to me
    – Benim için dünyanın anlamısın
    Oh
    – Oh
    I know
    – Biliyorum
    I know
    – Biliyorum
    Ive found in you
    – Sende buldum
    My endless love
    – Sonsuz aşkım

    And, yes
    – Ve evet
    Youll be the only one
    – Tek olacaksın
    Cause no one can deny
    – Çünkü kimse inkar edemez
    This love I have inside
    – İçimdeki bu aşk
    And Ill give it all to you
    – Ve hepsini sana vereceğim
    My love
    – Aşkım
    My love, my love
    – Aşkım aşkım
    My endless love
    – Sonsuz aşkım

  • Lacuna Coil – End Of Time İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Lacuna Coil – End Of Time İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    You’ve built your life
    – Sen kendi hayatını kurdun
    Above the sin
    – Günahların üstünde
    You hold my hand
    – Benim elimi tuttun
    Before the end comes
    – Sonuna gelmeden
    Forgiving me for what I’ve done till the end of days
    – Gün sonuna kadar ne yaptıysam beni affet

    Cause I belong to you
    – Çünkü, Ben sana aitim
    Cause I am part of you
    – Çünkü,Senin parçanım
    I am dying in your arms
    – Senin kollarında ölüyorum
    It’s time to go, I can make it trough
    – Gitme zamanı, Bunu başarabilirim

    I’ve come to realise
    – Ben anlamak için geldim
    Tonight my dear the end of time
    – Bu gece, zamanın sonu sevgilim
    Is not so far away
    – Çok fazla uzakta değil
    We cannot pray to save our lives
    – Hayatlarımızı kurtarmak için dua edemiyoruz

    I can feel you and
    – Seni hissedebiliyor ve
    I think that everything you wanted in me
    – Benden istediğin herşeyi düşünebiliyorum
    Was the mirror of your dreams
    – Hayallerinin aynası oldu
    But I couldn’t believe what you’d say
    – Ama Senin ne söylediğine inanmadım

    As I belong to you
    – Ben sana ait olarak
    My flesh and blood in you
    – Bedenim ve sendeki kanım
    I am burning in this fire
    – Bu ateşte yanıyorum
    It’s time to go
    – Gitme zamanı
    I can’t make it through
    – Bunu başaramam

    I’ve come to realise
    Tonight my dear the end of time
    Is not so far away
    We cannot pray to save our lives
    – Ben anlamak için geldim
    – Bu gece, zamanın sonu sevgilim
    – Çok fazla uzakta değil
    – Hayatlarımızı kurtarmak için dua edemiyoruz

    I’ve come to realise
    – Ben anlamak için geldim
    Tonight my friend the end of time
    – Bu gece, zamanın sonu arkadaşım
    Is not so far away
    – Çok fazla uzakta değil
    We cannot pray to save our lives
    – Hayatlarımızı kurtarmak için dua edemiyoruz

    I’m coming home again
    – Yine eve geliyorum
    And now I know where I belong
    – Ve Şimdi nereye ait olduğumu biliyorum
    Reeling from my instincts
    – İçgüdülerimden dönmek
    Cause I realise I’m not alone
    – Çünkü anladım yalnız değilim

    I’ve come to realize
    – Ben anlamak için geldim
    Tonight my dear the end of time
    – Bu gece, zamanın sonu sevgilim
    Is not so far away
    – Çok fazla uzakta değil
    We cannot pray to save our lives
    – Hayatlarımızı kurtarmak için dua edemiyoruz

    I’ve come to realise
    – Ben anlamak için geldim
    Tonight my friend the end of time
    – Bu gece, zamanın sonu arkadaşım
    Is not so far away
    – Çok fazla uzakta değil
    We cannot pray to save our lives
    – Hayatlarımızı kurtarmak için dua edemiyoruz

  • Beyonce – End Of Time İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Beyonce – End Of Time İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Come take my hand
    – Gel elimi tut
    I won’t let you go
    – Gitmene izin vermeyeceğim
    I’ll be your friend
    – Arkadaşın olacağım
    I will love you so deeply
    – Seni çok derinden seveceğim
    I will be the one to kiss you at night
    – Gece seni öpen ben olacağım
    I will love you until the end of time
    – Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

    I will be your baby
    – Bebeğin olacağım
    Promise not to let you go
    – Seni bırakmayacağıma söz veriyorum
    Love you like crazy
    – Seni çılgınca seveceğim
    Say you’ll never let me go (Repeat X4)
    – Beni bırakmayacağını söyle

    Take you away from here
    – Seni burdan alıp götüreceğim
    There’s nothing between us but space and time
    – Aramızda uzay ve zaman dışında hiç bir şey yok.
    I’ll be your own little star let me shining you up
    – Kendi küçük yıldızın olacağım, seni parlatmama izin ver
    Or your own little universe make me your girl
    – Ya da senin küçük evrenin, beni kızın yap

    Come take my hand
    – Gel elimi tut
    I won’t let you go
    – Gitmene izin vermeyeceğim
    I’ll be your friend
    – Arkadaşın olacağım
    I will love you so deeply
    – Seni çok derinden seveceğim
    I will be the one to kiss you at night
    – Gece seni öpen ben olacağım
    I will love you until the end of time
    – Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

    I will be your baby
    – Bebeğin olacağım
    Promise not to let you go
    – Seni bırakmayacağıma söz veriyorum
    Love you like crazy
    – Seni çılgınca seviyorum
    Say you’ll never let me go (Repeat X4)
    – Beni bırakmayacağını söyle

    Baby, come on
    – Bebeğim hadi
    Get up on this
    – Gel bunu al
    Show me that you really want it
    – Bana bunu gerçekten istediğini göster
    I wanna be the one to love you
    – Seni seven kişi olmak istiyorum
    Baby lets go (Let’s go)
    – Bebeğim gidelim

    I wanna provide
    – Sana sağlamak istiyorum
    This loving that you’re giving
    – Verdiğin bu aşkı
    I aint frontin’ on this love
    – Bu aşkta numara yapmıyorum
    Can you you let me love you from your head to toe
    – Seni tepeden tırnağa sevmeme izin verir misin?
    Baby lets go
    – Bebeğim hadi gidelim

    Boy come to me
    – Oğlum bana gel
    Let me turn your rain into sun
    – Yağmurunu güneşe çevireyim
    You don’t have to worry
    – Endişelenmene gerek yok
    I Promise I’ll set your heart free
    – Söz veriyorum kalbini serbest bırakacağım
    Let my love into your soul
    – Aşkımı ruhuna bırak
    You go I Go We Go
    – Gidersin Giderim Gideriz
    That’s all she wrote
    – Bu onun tüm yazdığı

    Say you’ll
    – Söyle
    Say say
    – Söyle, söyle
    You’ll Ne-Never (Repeat X3)
    – Asla asla (bırakmayacağını)

    Can’t you see me?
    – Beni görmüyor musun?
    I just wanna love you
    – Sadece seni sevmek istiyorum
    Cant you feel me babe?
    – Beni hissedemiyor musun?
    I just wanna be with you
    – Sadece seninle olmak istiyorum
    I just wanna live for you
    – Senin için yaşamak istiyorum
    I’ll never let you go
    – Seni asla bırakmayacağım
    Bring your love to me
    – Aşkını bana ver

    Come take my hand
    – Gel elimi tut
    I won’t let you go
    – Gitmene izin vermeyeceğim
    I’ll be your friend
    – Arkadaşın olacağım
    I will love you so deeply
    – Seni çok derinden seveceğim
    I will be the one to kiss you at night
    – Gece seni öpen ben olacağım
    I will love you until the end of time
    – Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

    I will be your baby
    – Bebeğin olacağım
    Promise not to let you go
    – Seni bırakmayacağıma söz veriyorum
    Love you like crazy
    – Seni çılgınca seviyorum
    Say you’ll never let me go (Repeat X4)
    – Beni bırakmayacağını söyle

  • Boyz Ii Men – End Of The Road İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Boyz Ii Men – End Of The Road İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Boy you know we belong together
    – Oğlum biliyorsun birbirimize aitiz
    I have no time for you to be playing
    – Oynayacak vaktim yok
    With my heart like this
    – Böyle kalbimle
    You’ll be mine forever baby, you just see
    – Sonsuza kadar benim olacaksın bebeğim, sadece görüyorsun

    We belong together
    – Birbirimize aidiz
    And you that I’m right
    – Ve sen benim haklıyım
    Why do you play with my head,
    – Neden kafamla oynuyorsun
    Hy do you play with my mind?
    – Hy aklımla oynar mısın?

    Said we’d be forever
    – Sonsuza kadar olacağımızı söyledi
    Said it’d never die
    – Asla ölmeyeceğini söyledi
    How could you love me and leave me
    – Beni nasıl sevip terk edebilirsin
    And never say good-bye?
    – Ve asla güle güle deme?

    Boy I can’t sleep at night without holding you tight
    – Oğlum seni sıkı tutmadan geceleri uyuyamıyorum
    Boy, each time I try I just break down and cry
    – Oğlum, her denediğimde yıkılıp ağlıyorum
    Pain in my head oh I’d rather be dead
    – Kafamdaki acı oh ölmeyi tercih ederim
    Spinnin’ around and around
    – Dönüyor ve etrafında

    Although we’ve come to the end of the road
    – Yolun sonuna gelmemize rağmen
    Still I can’t let you go
    – Hala gitmene izin veremem
    It’s unnatural, you belong to me, I belong to you
    – Bu doğal değil, sen bana aitsin, ben sana aitim
    Come to the end of the road
    – Yolun sonuna gel
    Still I can’t let you go
    – Hala gitmene izin veremem
    It’s unnatural, you belong to me, I belong to you
    – Bu doğal değil, sen bana aitsin ben sana aitim

    Boy, I know you really love me,
    – Oğlum, beni gerçekten sevdiğini biliyorum
    You just don’t realize
    – Sadece anlamıyorsun
    You’ve never been there before
    – Daha önce hiç orada bulunmadın
    It’s only your first time
    – Bu sadece ilk seferin

    Maybe I’ll forgive you, hmm
    – Belki seni affederim, hmm
    Maybe you’ll try
    – Belki deneyeceksin
    We should be happy together
    – Birlikte mutlu olmalıyız
    Forever, you and i
    – Sonsuza kadar, sen ve ben

    Boy, you love me again like you loved me before
    – Oğlum, beni daha önce sevdiğin gibi yine seviyorsun
    This time I want you to love me much more
    – Bu sefer beni daha çok sevmeni istiyorum
    This time instead just come to my bed
    – Onun yerine bu sefer sadece yatağıma gel
    And baby just don’t let me, don’t let me down
    – Ve bebeğim sadece izin verme beni, beni hayal kırıklığına uğratma

    Baby I’m here for you
    – Bebeğim senin için buradayım
    All those times of night when you just hurt me
    – Beni incittiğin tüm o zamanlar
    And just run out with that other fella
    – Ve o diğer adamla kaç
    Baby I knew about it, I just didn’t care
    – Bebeğim bunu biliyordum, sadece umursamadım
    You just don’t understand how much I love you do you?
    – Sadece seni ne kadar sevdiğimi anlamadın mı?
    I’m here for you
    – Senin için buradayım

    I’m not out to go out and cheat on you all night
    – Bütün gece dışarı çıkıp seni aldatmayacağım
    Just like you did baby but that’s all right
    – Tıpkı senin yaptığın gibi bebeğim ama sorun değil
    Hey, I love you anyway
    – Hey ben yine de seni seviyorum
    And I’m still gonna be here for you ’till my dying day baby
    – Ve ölen günüme kadar hala senin için burada olacağım bebeğim
    Right now, I’m just in so much pain baby
    – Şu anda çok acı çekiyorum bebeğim
    Coz you just won’t come back to me
    – Çünkü bana geri dönmeyeceksin
    Will you? just come back to me
    – Mısın? sadece bana geri dön

    Yes baby my heart is lonely
    – Evet bebeğim kalbim yalnız
    (lonely)
    – (Yalnız)
    My heart hurts baby
    – Kalbim acıyor bebeğim
    (lonely)
    – (Yalnız)
    Yes I feel pain too
    – Evet bende acı hissediyorum
    Baby please
    – Lütfen bebeğim