Yazar: Çevirce

  • Barry Louis Polisar – All I Want Is You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Barry Louis Polisar – All I Want Is You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If I was a flower growing wild and free
    – Eğer ben yabani ve özgür büyüyen bir çiçek olsaydım
    All I’d want is you to be my sweet honey bee.
    – Tek istediğim benim tatlı bal arım olman olurdu.
    And if I was a tree growing tall and green
    – Eğer ben uzun ve yeşil bir ağaç olsaydım
    All I’d want is you to shade me and be my leaves
    – Tek istediğim beni güneşten koruman ve yapraklarım olman olurdu.

    All I want is you, will you be my bride
    – Tek istediğim sensin, gelinim olur musun?
    Take me by the hand and stand by my side
    – Elimi tut ve yanımda dur.
    All I want is you, will you stay with me?
    – Tek istediğim sensin, benimle kalır mısın?
    Hold me in your arms and sway me like the sea.
    – Kollarına al ve deniz gibi salla beni

    If you were a river in the mountains tall,
    – Yüksek dağlardaki bir nehir olsaydın
    The rumble of your water would be my call.
    – Suyunun gürültüsü benim çağrım olurdu
    If you were the winter, I know I’d be the snow
    – Eğer kış olsaydın, biliyorum kar olurdum
    Just as long as you were with me, when the cold winds blow.
    – Benimle olduğun sürece, soğuk rüzgar estiği zaman.

    All I want is you, will you be my bride
    – Tek istediğim sensin, gelinim olur musun?
    Take me by the hand and stand by my side
    – Elimi tut ve yanımda dur.
    All I want is you, will you stay with me?
    – Tek istediğim sensin, benimle kalır mısın?
    Hold me in your arms and sway me like the sea.
    – Kollarına al ve deniz gibi salla beni

    If you were a wink, I’d be a nod
    – Eğer göz kırpması olsaydın, kafa sallama olurdum.
    If you were a seed, well I’d be a pod.
    – Eğer tohum olsaydın, tohum zarfı olurdum
    If you were the floor, I’d wanna be the rug
    – Eğer yer olsaydın, halı olmak isterdim
    And if you were a kiss, I know I’d be a hug
    – Ve eğer bir öpücük olsaydın, biliyorum ben de kucaklşma olurdum.

    All I want is you, will you be my bride
    – Tek istediğim sensin, gelinim olur musun?
    Take me by the hand and stand by my side
    – Elimi tut ve yanımda dur.
    All I want is you, will you stay with me?
    – Tek istediğim sensin, benimle kalır mısın?
    Hold me in your arms and sway me like the sea.
    – Kollarına al ve deniz gibi salla beni

    If you were the wood, I’d be the fire.
    – Eğer odun olsaydın, ateş olurdum
    If you were the love, I’d be the desire.
    – Eğer aşk olsaydın, tutku olurdum
    If you were a castle, I’d be your moat,
    – Eğer kale olsaydın, hendeğin olurdum
    And if you were an ocean, I’d learn to float.
    – Ve eğer okyanus olsaydın, yüzmeyi öğrenirdim

    All I want is you, will you be my bride
    – Tek istediğim sensin, gelinim olur musun?
    Take me by the hand and stand by my side
    – Elimi tut ve yanımda dur.
    All I want is you, will you stay with me?
    – Tek istediğim sensin, benimle kalır mısın?
    Hold me in your arms and sway me like the sea.
    – Kollarına al ve deniz gibi salla beni

  • James Blunt – Don’t Give Me Those Eyes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Blunt – Don’t Give Me Those Eyes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Staring at you naked
    – Sana çıplakken bakıyorum
    Hotel room in Vegas
    – Vegas’taki otelde
    I love you but I hate it
    – Seni seviyorum ama bundan nefret ediyorum
    And we can’t tell anyone
    – Ve biz kimseye söyleyemeyiz

    Take this love and break it
    – Bu aşkı al ve parçala onu
    I don’t think I can take it
    – Bunu kaldırabileceğimi düşünmüyorum
    Go back to him and fake it
    – Ona geri dön ve sahte davran
    Don’t tell him what you’ve done
    – Ona ne yaptığını söyleme

    But when we’re caught in this feeling
    – Ama bu duyguya kapıldığımızda
    And I taste your love, and I taste your love
    – Ve ben senin aşkını tattığımda ve ben senin aşkını tattığımda
    Whatever the meaning
    – Anlamı ne olursa olsun
    Well it’s not enough, no it’s not enough
    – Pekala bu yeterli değil hayır yeterli değil
    I want to believe in
    – İnanmak istiyorum
    In a thing called love, in a thing called love
    – Ak denilen şeye aşk denilen şeye
    Caught in this feeling
    – Bu duyguya kapıldım
    In this feeling, in this feeling
    – Bu duyguya bu duyguya

    Don’t give me those eyes cause you know me and I can’t say no to you
    – Bana o gözlerle bakma çünkü beni tanıyorsun sana hayır diyemem
    We can’t have each other even if we wanted to
    – Birbirimize sahip olamayız istesek dahi
    In another life, darling, I’ll do anything to be with you
    – Bir başka hayatta sevgilim, seninle olabilmek için her şeyi yapacağım
    We can’t have each other even if we wanted to
    – İstesek dahi birbirimize sahip olamayız

    Don’t give me those eyes, don’t give me those eyes
    – Bana o gözlerle bakma bana o bakışları atma

    Cross your heart and swear it
    – Yemin et ant iç
    Hotel room in Paris
    – Pariste otel odasında
    Kills me that you’re married
    – Senin evli olman beni öldürüyor
    Cause we know this should be done
    – Çünkü ikimiz de biliyoruz bu yapılmalı

    But when we’re caught in this feeling
    – Ama bu duyguya kapıldığımızda
    And I taste your love, and I taste your love
    – Ve ben senin aşkını tattığımda ve ben senin aşkını tattığımda
    Whatever the meaning
    – Anlamı ne olursa olsun
    Well it’s not enough, no it’s not enough
    – Pekala bu yeterli değil hayır yeterli değil
    I want to believe in
    – İnanmak istiyorum
    In a thing called love, in a thing called love
    – Ak denilen şeye aşk denilen şeye
    Caught in this feeling
    – Bu duyguya kapıldım
    In this feeling, in this feeling
    – Bu duyguya bu duyguya

    Don’t give me those eyes cause you know me and I can’t say no to you
    – Bana o gözlerle bakma çünkü beni tanıyorsun sana hayır diyemem
    We can’t have each other even if we wanted to
    – Birbirimize sahip olamayız istesek dahi
    In another life, darling, I’ll do anything to be with you
    – Bir başka hayatta sevgilim, seninle olabilmek için her şeyi yapacağım
    We can’t have each other even if we wanted to
    – İstesek dahi birbirimize sahip olamayız

    Don’t give me those eyes, don’t give me those eyes
    – Bana o gözlerle bakma o gözlerle bana bakma
    Don’t give me those eyes, don’t give me those eyes
    – Bana o gözlerle bakma bana o gözlerle bakma
    Don’t give me those eyes, don’t give me those eyes
    – Bana o gözlerle bakma bana o gözlerle bakma
    Don’t give me those eyes, don’t give me those eyes
    – Bana o gözlerle bakma bana o gözlerle bakma

    Don’t give me those eyes cause you know me and I can’t say no to you
    – Bana o gözlerle bakma çünkü beni tanıyorsun sana hayır diyemem
    We can’t have each other even if we wanted to (Don’t give me those eyes)
    – İstesek bile birbirimize sahip olamayız (bana o gözlerle bakma)
    In another life, darling, I’ll do anything to be with you (Don’t give me those eyes)
    – Bir başka hayatta seninle olmak için her şeyi yapacağım sevgilim (bana o gözlerle bakma)
    We can’t have each other even if we wanted to
    – İstesek dahi birbirimizin olamayız

    Don’t give me those eyes, don’t give me those eyes
    – Bana o gözlerle bakma bana o gözlerle bakma
    Don’t give me those eyes, don’t give me those eyes
    – Bana o gözlerle bakma bana o bakışları atma

    Staring at you naked
    – Çıplakken seni izliyorum
    Hotel room in Vegas
    – Vegastaki otel odasında
    I love you but I hate it
    – Seni seviyorum ama bundan nefret ediyorum

  • James Blunt – Carry You Home Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Blunt – Carry You Home Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Trouble is her only friend, and he’s back again
    – Bela onun tek arkadaşı, ve şimdi geri döndü

    Makes her body older than it really is
    – Onon bedenini olduğundan daha yaşlı yapıyor

    And she says it’s high time she went away, no one’s got much to say in this town
    – Ve o gitme vaktinin çoktan gelmiş olduğunu söylüyor, bu kasabada kimsenin söyleyecek çok şeyi yok

    Trouble is the only way is down, down down
    – Bela aşağıya olan tek yol, aşağıya aşağıya

    As strong as you were, tender you go
    – Eskiden olduğun kadar güçlü, olabildiğin kadar saf

    I’m watching you breathing, for the last time
    – Nefes alışını izliyorum, son kez

    A song for your heart, but when it is quiet, I know what it means and I’ll carry you home, I’ll carry you home.
    – Yüreğin için bir şarkı, ama o sessizleştiğinde, bunun anlamını biliyorum ve seni eve götüreceğim

    If she had wings she would fly away and another day God will give her some
    – Eğer kanatları olsaydı uçup giderdi ve başka bir gün tanrı ona biraz

    Trouble is the only way is down, down down.
    – Bela aşağıya olan tek yol, aşağıya aşağıya


    As strong as you were, tender you go
    – Eskiden olduğun kadar güçlü, olabildiğin kadar saf

    I’m watching you breathing, for the last time
    – Nefes alışını izliyorum, son kez

    A song for your heart, but when it is quiet, I know what it means and I’ll carry you home, I’ll carry you home.
    – Yüreğin için bir şarkı, ama o sessizleştiğinde, bunun anlamını biliyorum ve seni eve götüreceğim

    And their all going crazy in New York City at night
    – New york gecelerinde onların herşeyi çıldırıyor

    And someone’s little girl was taken from the world to light
    – Ve birinin küçük kızı dünyadan ışığa götürüldü

    Under the stars and stripes
    – Yıldızların ve çizgilerin altından

    As strong as you were, tender you go
    – Eskiden olduğun kadar güçlü, olabildiğin kadar saf

    I’m watching you breathing, for the last time
    – Nefes alışını izliyorum, son kez

    A song for your heart, but when it is quiet, I know what it means and I’ll carry you home, I’ll carry you home.
    – Yüreğin için bir şarkı, ama o sessizleştiğinde, bunun anlamını biliyorum ve seni eve götüreceğim

  • Sarah Blasko – All I Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Sarah Blasko – All I Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I don’t want another lover
    – Başka bir aşık istemiyorum
    So don’t keep holding out your hands
    – Bu yüzden direnmeyi bırak
    There’s no room beside me
    – Yanımda hiç bir oda yok
    I’m not looking for romance
    – Aşk aramıyorum
    Say I’ll be here, I’ll be here
    – Burada olacağım de, burada olacağım
    But there’s no way you’d understand
    – Ama anlamanın hiç bir yolu yok

    All I want
    – İstediğim tüm şey
    All I want
    – İstediğim tüm şey
    All I want
    – İstediğim tüm şey
    When I don’t even know myself
    – Kendimi bile bilmediğimde

    I don’t want another partner
    – Başka bir partner istemiyorum
    So don’t try and break the spell
    – Bu yüzden uğraşma ve tılsımı bozma
    I can’t even understand me
    – Ben kendimi bile anlayamıyorum
    So don’t think that you can help
    – Bu yüzden yardım edebileceğini düşünme
    When I say things and see things
    – Olayları söylediğimde ve gördüğümde
    That’s no way on earth to tell
    – Bunu söylemenin hiç bir yolu yok

    What I want
    – İstediğim şey
    What I want
    – İstediğim şey
    What I want
    – İstediğim şey
    ‘Cos I don’t even know myself
    – Çünkü kendimi bile bilmiyorum

    No-one wants to be lonely
    – Kimse yalnız olmak istemez
    But what am I to do?
    – Ama ne yapmam gerek?
    I’m just trying to be honest
    – Sadece dürüst olmaya çalışıyorum
    I don’t want to hurt you too
    – Seni incitmek de istemiyorum
    When I’ll be there, I’ll be there
    – Orada olacağım zaman, orada olacağım
    I know I sound confused
    – Kulağa karışık geldiğini biliyorum

    But all I want
    – Ama tüm istediğim
    All I want
    – Tüm istediğim
    All I want
    – Tüm istediğim
    All I want
    – Tüm istediğim
    All I want
    – Tüm istediğim
    See, all I want
    – Bak, tüm istediğim
    All I want
    – Tüm istediğim
    Is to one day come to know myself
    – Bir gün kendimi öğrenmek

  • A Day To Remember – All I Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A Day To Remember – All I Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’m always screaming my lungs out
    – Her zaman ciğerlerimi haykırıyorum
    Till my head starts spinning.
    – Başım dönmeye başlayana kadar.
    Playing my songs is the way I cope with life.
    – Şarkılarımı çalmak hayatla başa çıkma şeklimdir.
    Won’t keep my voice down.
    – Sesimi alçaltmayacağım.
    Know the words I speak are the thoughts I think out loud.
    – Söylediğim kelimelerin yüksek sesle düşündüğüm düşünceler olduğunu bilin.

    I like to keep things honest.
    – İşleri dürüst tutmayı severim.
    I’m a safe bet like your life’s staked on it. For real.
    – Sanki hayatın ona bağlıymış gibi güvenli bir iddiayım. Gerçek için.
    I’d hate to keep you all wondering.
    – Hepinizi meraklandırmaktan nefret ederim.
    I’m constant like the seasons
    – Mevsimler gibi sabitim
    I will never be forgotten, man.
    – Asla unutulmayacağım adamım.

    Let’s leave no words unspoken
    – Konuşulmamış hiçbir söz bırakmayalım
    And save regrets for the broken.
    – Ve kırılanlar için pişmanlıkları sakla.
    Will you even look back when you think of me?
    – Beni düşündüğünde geriye bakacak mısın?

    All I want is a place to call my own,
    – Tek istediğim benim diyebileceğim bir yer
    And mend the hearts of everyone who feels alone
    – Ve yalnız hisseden herkesin kalbini düzeltir
    Whoa
    – Whoa
    You know to keep your hopes up high and your head down low.
    – Umutlarını yüksek ve başını aşağıda tutmayı biliyorsun.
    Keep your hopes up high and your head down low.
    – Umutlarını yüksek, başını aşağıda tut.

    Still got something left to prove.
    – Hala kanıtlayacak bir şey var.
    It tends to keep things moving.
    – İşleri devam ettirme eğilimindedir.
    While everyone around me says my last days are looming overhead
    – Etrafımdaki herkes son günlerimin başının üstünde olduğunu söylerken
    But what the hell do they think they know?
    – Ama ne bildiklerini sanıyorlar?
    My head’s above the water while they drown in the undertow.
    – Onlar altta boğulurken başım suyun üstünde.

    Let’s leave no words unspoken
    – Konuşulmamış hiçbir söz bırakmayalım
    And save regrets for the broken.
    – Ve kırılanlar için pişmanlıkları sakla.
    Will you even look back when you think of me?
    – Beni düşündüğünde geriye bakacak mısın?

    All I want is a place to call my own,
    – Tek istediğim benim diyebileceğim bir yer
    And mend the hearts of everyone who feels alone
    – Ve yalnız hisseden herkesin kalbini düzeltir
    Whoa
    – Whoa
    You know to keep your hopes up high and your head down low.
    – Umutlarını yüksek ve başını aşağıda tutmayı biliyorsun.
    All I want is a place to call my own,
    – Tek istediğim benim diyebileceğim bir yer
    And mend the hearts of everyone who feels alone
    – Ve yalnız hisseden herkesin kalbini düzeltir
    Whoa
    – Whoa
    You know to keep your hopes up high and your head down low.
    – Umutlarını yüksek ve başını aşağıda tutmayı biliyorsun.

    If you take it from me,
    – Eğer benden alırsan
    Live your life for yourself.
    – Hayatını kendin için yaşa.
    Cause when it’s all said and done you don’t need anyone else.
    – Çünkü hepsi söylendiğinde ve yapıldığında başka kimseye ihtiyacınız yok.

    So let’s get back to when everything seemed perfect.
    – Öyleyse, her şeyin mükemmel göründüğü zamana geri dönelim.
    Not a worry in the world, so tell me was this all worth it?
    – Dünyada bir endişe yok, öyleyse söyle bana tüm bunlara değdi mi?
    I get what I want, so everyone’s always judging me.
    – İstediğimi alırım, böylece herkes beni yargılar.
    I’m not afraid of anything, I’ve got the whole world in front of me.
    – Hiçbir şeyden korkmuyorum, önümde bütün dünya var.

    All I want is a place to call my own,
    – Tek istediğim benim diyebileceğim bir yer
    And mend the hearts of everyone who feels alone
    – Ve yalnız hisseden herkesin kalbini düzeltir
    Whoa
    – Whoa
    You know to keep your hopes up high and your head down low
    – Umutlarını yüksek ve başını aşağıda tutmayı biliyorsun
    All I want is a place to call my own,
    – Tek istediğim benim diyebileceğim bir yer
    And mend the hearts of everyone who feels alone
    – Ve yalnız hisseden herkesin kalbini düzeltir
    Whoa
    – Whoa
    You know to keep your hopes up high and your head down low
    – Umutlarını yüksek ve başını aşağıda tutmayı biliyorsun

    Keep your head down low.
    – Başınızı aşağıda tutun.
    Keep your head down low.
    – Başınızı aşağıda tutun.
    Keep your hopes up high and your head down low.
    – Umutlarını yüksek, başını aşağıda tut.

  • James Blunt – Cold Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Blunt – Cold Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It’s been lonely, tryna get your attention from a thousand miles away
    – Issızdı, binlerce mil öteden senin dikkatini çekmeye çalışıyordum
    And you know me, always overthinking the worst possibilities
    – Ve beni bilirsin her zaman en kötü olasılığı fazla düşünürüm
    Yeah, we both know, in between you and me, there’s an ocean
    – Evet ikimiz de biliyoruz seninle benim aramızda bir okyanus var
    Castaway in a sea and it’s frozen
    – Denizde kazazede ve o donmuş
    I’m exposed, can’t you see, all I need is a little warmth
    – Ben savunmasızım göremiyor musun tek ihtiyacım biraz sıcaklık

    Without your arms around me
    – Kolların çevremde olmadan
    Without you on my skin
    – Derimde sen olmadan
    Without you on my body, I’m sorry, I’m sorry
    – Bedenimde sen olmadan ben üzgünüm üzgünüm
    I don’t mean to be desperate, or pretend that I’m not torn
    – Depresif olmak istemiyorum ya da kopmamış gibi davranmak
    But I don’t want to let go of the things that keep me warm
    – Ama beni sıcak tutan şeyleri kaybetmek istemiyorum
    Without you I’m just cold
    – Sen olmadan ben sadece üşüyorum

    I built a little boat with a sail from the memories I’ve been collecting
    – Topladığım anılardan yelkenli küçük bir bot yaptım
    And I’ll hold out for the wind to blow me, take me home the whole way, in your direction
    – Ve rüzgarın beni uçurması için rüzgara güveneceğim, tüm yol boyu evime götürmesi için, senin yönünde
    Yeah, we both know, in between you and me there’s an ocean
    – Ve ikimiz de biliyoruz seninle benim aramda bir okyanus var
    And I’m just trying to get a little closer
    – Ve ben sadece biraz daha yakın olmaya çalışıyorum
    Pull me in, cause I’m here and all I need is a little warmth
    – Beni içeri çek çünkü ben buradayım ve tüm ihtiyacım biraz sıcaklık

    Without your arms around me
    – Kolların çevremde olmadan
    Without you on my skin
    – Derimde sen olmadan
    Without you on my body, I’m sorry, I’m sorry
    – Bedenimde sen olmadan ben üzgünüm üzgünüm
    I don’t mean to be desperate, or pretend that I’m not torn
    – Depresif olmak istemiyorum ya da kopmamış gibi davranmak
    But I don’t want to let go of the things that keep me warm
    – Ama beni sıcak tutan şeyleri kaybetmek istemiyorum
    Without you I’m just cold
    – Sen olmadan ben sadece üşüyorum
    Without you I’m just cold
    – Sen olmadan ben sadece üşüyorum

    And I need a little fire and you’re my gasoline
    – Ve benim biraz ateşe ihtiyacım var ve sen benim benzinimsin
    Light me up, I’m burning, with all these things I feel
    – Yak beni ben yanıyorum tüm bu hissettiklerimle
    I’ll always hold this flame for you, but it’s naked on the breeze
    – Ben her zaman senin için bu alevi tutacağım ama bu esintide o çıplak
    So let me in, don’t lock me out or cast me out to sea
    – O zaman beni içeri at beni dışarı kilitleme ya da denize kovma

    Without your arms around me
    – Kolların çevremde olmadan
    Without you on my skin
    – Derimde sen olmadan
    Without you on my body, I’m sorry, I’m sorry
    – Bedenimde sen olmadan ben üzgünüm üzgünüm
    I don’t mean to be desperate, or pretend that I’m not torn
    – Depresif olmak istemiyorum ya da kopmamış gibi davranmak
    But I don’t want to let go of the things that keep me warm
    – Ama beni sıcak tutan şeyleri kaybetmek istemiyorum
    Without you I’m just cold
    – Sen olmadan ben sadece üşüyorum
    Without you I’m just cold
    – Sen olmadan ben yalnızca üşüyorum
    Without you I’m just cold
    – Sen olmadan ben sadece üşüyorum
    Without you I’m just cold
    – Sen olmadan ben sadece üşüyorum

  • Justin Bieber – All I Want For Christmas Is You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Justin Bieber – All I Want For Christmas Is You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I Don’t Want A Lot For Christmas
    – Noel için çok fazla şey istemiyorum
    There’s Just One Thing I Need
    – İhtiyacım olan tek bir şey
    I Don’t Care About Presents
    – Noel ağacı altınaki
    Underneath The Christmas Tree
    – Hediyeler umrumda değil
    I Just Want You For My Own
    – Sadece seni istiyorum
    More Than You Could Ever Know
    – Lahmin edebileceğinden daha fazla
    Make My Wish Come True
    – Dileğimi gerçekleştir
    All I Want For Christmas Is You.
    – Noel için tek isteğim sensin

    I Don’t Want A Lot For Christmas
    – Noel için çok fazla şey istemiyorum
    There’s Just One Thing I Need
    – İhtiyacım olan tek bir şey
    I Don’t Care About Presents
    – Noel ağacı altınaki
    Underneath The Christmas Tree
    – Hediyeler umrumda değil
    I Don’t Need To Hang My Stocking
    – Çorabımı tutmama gerek yok
    There Upon The Fireplace
    – Şömienin yanında
    Santa Claus Won’t Make Me Happy
    – Noel baba beni mutlu etmez
    With A Toy On Christmas Day
    – Noel gününde bir oyuncakla
    I Just Want You For My Own
    – Sadece seni istiyorum
    More Than You Could Ever Know
    – Lahmin edebileceğinden daha fazla
    Make My Wish Come True
    – Dileğimi gerçekleştir
    All I Want For Christmas Is You.
    – Noel için tek isteğim sensin
    You Baby
    – Sensin bebeğim

    I Won’t Ask For Much This Christmas
    – Noel için çok şey istemeyeceğim
    I Won’t Even Wish For Snow
    – Kar yağmasını bile istemeyeceğim
    I’m Just Gonna Keep On Waiting
    – Sadece bekleyeceğim
    Underneath The Mistletoe
    – Ökseotu altında
    I Won’t Make A List And Send It
    – Bir liste yapıp göndermeyeceğim
    To The North Pole For Saint Nick
    – Kuzey kutbundaki noel babaya

    I Won’t Even Stay Awake To
    – Uyanık da durmayacağım
    Hear Those Magic Reindeer Click
    – Nen geyiği tıkırtısını duymak için
    ‘Cause I Just Want You Here Tonight
    – Çünkü bu gece sadece seni istiyorum
    Holding On To Me So Tight
    – Bu isteiği kendime sıkıca tutuyorum
    What More Can I Do
    – Daha fazla ne yapabilirim ki
    Baby All I Want For Christmas Is You
    – Noel için tek isteğim sensin bebeğim
    You
    – Sensin

    All The Lights Are Shining
    – Tüm ışıklar parlıyor
    So Brightly Everywhere
    – Her yerde ışıl ışıl
    And The Sound Of Children’s
    – Ve çocukların sesleri
    Laughter Fills The Air
    – Kahkahalar sarıyor her yanı
    And Everyone Is Singing
    – Ve herkes şarkı söylüyor
    I Hear Those Sleigh Bells Ringing
    – Ve çıgırakları duyuyorum
    Santa Won’t You Bring Me The One I Really Need
    – Noel baba, gerçekten getirmeyecek misin gerçekten ihtiyacım olanı
    Won’t You Please Bring My Baby To Me
    – Getirmeyecek misin? lütfen getir bana bebeğimi

    Oh, I Don’t Want A Lot For Christmas
    – Oh, noel için çok şey istemiyorum
    This Is All I’m Asking For
    – Sadece bunu
    I Just Want To See My Baby
    – Sadece bebeğimi görmek istiyorum
    Standing Right Outside My Door
    – Lam kapının önünde bekleyerek
    Oh I Just Want Him For My Own
    – Onu sadece kendim için istiyorum
    More Than You Could Ever Know
    – Lahmin bile edemeyeceğin kadar

    Make My Wish Come True
    – Dileğimi gerçekleştir
    All I Want For Christmas Is You.
    – Noel için tek isteğim sensin
    You
    – Sensin

    All I Want For Christmas Is You Baby
    – Noel için tek isteğim sensin
    All I Want For Christmas Is You Baby
    – Noel için tek isteğim sensin

  • James Arthur – Can I Be Him? Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Arthur – Can I Be Him? Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You walked into the room
    – Odaya yürüdün
    And now my heart has been stolen
    – Ve şimdi kalbim çoktan çalınmış durumda
    You took me back in time to when I was unbroken
    – Beni kırık olmadığım bir zamanda aldın
    Now you’re all I want
    – Şimdi tek istediğim sensin
    And I knew it from the very first moment
    – Ve ilk andan beri biliyordum
    Cause a light came on when I heard that song
    – Çünkü o şarkıyı duyduğumda bir ışık gördüm
    And I want you to sing it again
    – Ve tekrar söylemeni istiyorum

    I swear that every word you sing
    – Yemin ederim, söylediğin her sözde
    You wrote them for me
    – Bana yazdığını hissediyorum
    Like it was a private show
    – Sanki özel bir şovmuş gibi
    But I know you never saw me
    – Ama biliyorum, sen beni hiç görmedin
    When the lights come on and I’m on my own
    – Işıklar geldi ve ben yalnızdım
    Will you be there to sing it again
    – Söylemek için tekrar orada olacak mısın?
    Could I be the one you talk about in all your stories
    – Hikayelerinde anlattığın ben olabilir miydim?
    Can I be him
    – Ben o olabilir miyim?

    I heard there was someone but I know he don’t deserve you
    – Biri olduğunu duydum, ama o seni hak etmiyor
    If you were mine I’d never let anyone hurt you
    – Eğer benim olsaydın kimsenin seni kırmasına izin vermezdim
    I wanna dry those tears, kiss those lips
    – Gözlerini silmek istiyorum, dudaklarını öpmek istiyorum
    It’s all that I’ve been thinking about
    – Şimdiye kadar hep bunu düşündüm
    Cause a light came on when I heard that song
    – Çünkü o şarkıyı duyduğumda bir ışık gördüm
    And I want you to sing it again
    – Ve tekrar söylemeni istiyorum

    I swear that every word you sing
    – Yemin ederim söylediğin her sözü
    You wrote them for me
    – Bana yazmışsın gibi hissettim
    Like it was a private show
    – Sanki özel bir şovmuş gibi
    But I know you never saw me
    – Ama sen beni hiç görmedin
    When the lights come on and I’m on my own
    – Işıklar açıldı ve ben yalnızdım
    Will you be there to sing it again
    – Söylemek için tekrar orada olacak mısın?
    Could I be the one you talk about in all your stories
    – Hikayelerinde bahsettiğin o kişi olabilir miyim?

    Can I be the one
    – O kişi olabilir miyim?
    Can I be the one
    – O kişi olabilir miyim?
    Can I be the one
    – O kişi olabilir miyim?
    Oh, can I, can I be him
    – Ah, olabilir miyim? O olabilir miyim?

    Won’t you sing it again
    – Tekrar söylemeyecek misin?
    Oh, when you sing it again
    – Ah, tekrar söylediğinde
    Can I be him
    – O olabilir miyim?
    Won’t you sing it again
    – Tekrar söylemeyecek misin?
    Oh, when you sing it again
    – Ah, tekrar söylediğinde
    Can I be him
    – O olabilir miyim?

    I swear that every word you sing
    – Yemin ederim söylediğin her sözde
    You wrote them for me
    – Bana yazmışsın gibi hissettim
    Like it was a private show
    – Sanki özel bir şovmuş gibi
    But I know you never saw me
    – Ama biliyorum, sen beni hiç görmedin
    When the lights come on and I’m on my own
    – Işıklar açıldı ve ben yalnızdım
    Will you be there, will you be there
    – Orada olacak mısın? Orada olacak mısın?
    Can I be the one you talk about in all your stories
    – Hikayelerinde bahsettiğin o kişi olabilir miyim?
    Can I be him
    – O olabilir miyim?
    Can I be him
    – O olabilir miyim?
    Can I be him
    – O olabilir miyim?
    Can I be him
    – O olabilir miyim?

  • He Is We – All About Us Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    He Is We – All About Us Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Take my hand, I’ll teach you to dance.
    – Elimi tut, Sana nasıl dans edeceğini öğreteceğim.
    I’ll spin you around, won’t let you fall down.
    – Etrafında dönceğim, düşmene izin vermeyeceğim.
    Would you let me lead, you can step on my feet.
    – Seni yönlendirmeme izin verir misin, Ayagımın üzerine adım atabilirsin.
    Give it a try, it’ll be alright.
    – Bir dene, hersey iyi olacak

    The room’s hush, hush,
    – Oda sessiz
    And now’s our moment.
    – Ve şimdi bizim zamanımız
    Take it in feel it all and hold it.
    – Nefesini içine çek , hepsini hisset ve tut onu.
    Eyes on you, eyes on me.
    – Gözler üstünde, Gözler üstümde
    We’re doing this right.
    – Dogru yapıyoruz

    Cause lovers dance when they’re feeling in love.
    -Çünkü aşıklar aşık olduklarını hissettiklerinde dans ederler
    Spotlight shining, it’s all about us.
    – Spat ışıkları parlıyor ve bu bizim hakkımızdaki herşey
    It’s oh, oh, all,
    – Oh, oh, hepsi
    About uh, uh, us.
    – Bu hakkımızdaki herşey
    And every heart in the room will melt,
    – Ve odadaki bütün kalpler eriyecek
    This is a feeling I’ve never felt but,
    – Bu hiç hissetmediğim bir his ama,
    It’s all about us.
    – Bu hakkımızdaki hersey

    Suddenly, I’m feeling brave.
    – Aniden, Cesur hissediyorum.
    Don’t know what’s got into me,
    – İçimdekinin ne oldugunu bilmiyorum,
    Why I feel this way.
    – Neden böyle hissediyorum?
    Can we dance, real slow?
    – Dans edebilir miyiz,Gercekten yavaş?
    Can I hold you,can I hold you close?
    – Seni tutabilir miyim, Seni yakın tutabilir miyim?

    The room’s hush, hush,
    – Oda sessiz
    And now’s our moment.
    – Ve şimdi bizim zamanımız
    Take it in feel it all and hold it.
    – Nefesini içine çek, hepsini hisset ve tut onu
    Eyes on you, eyes on me.
    – Gözler üstünde, gözler üstümde
    We’re doing this right.
    – Bunu dogru yapıyoruz

    Cause lovers dance when they’re feeling in love.
    – Çünkü aşıklar eşık olduklarını hissettiklerinde dans ederler
    Spotlight shining, it’s all about us.
    – Spot ışıkları parlıyor, bu hakkımızdaki herşey
    It’s oh, oh, all,
    – Oh, oh, hepsi
    About uh, uh, us.
    – Bu hakkımızdaki hersey

    And every heart in the room will melt,
    – Ve odadaki her kalp eriyecek
    This is a feeling I’ve never felt but,
    – Bu hiç hissetmediğim bir his ama,
    It’s all about us.
    – Bu hakkımızdaki hersey

    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?
    They’re playing our song.
    – Bizim şarkımızı çalıyorlar.
    Do you think we’re ready?
    – Sence hazır mıyız?
    Oh I’m really feeling it.
    – Ahh Bunu gercekten hissediyorum
    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?
    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?

    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?
    They’re playing our song.
    – Bizim şarkımızı çalıyorlar
    Do you think we’re ready yet?
    – Sence henüz hazır mıyız?
    Love I’m really feeling it.
    – Aşk, bunu gercekten hissediyorum
    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?
    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?
    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyor musun?
    They’re playing our song.
    – Bizim şarkımızı çalıyorlar
    Do you think we’re ready yet?
    – Sence henüz hazır mıyız?
    Oh I’m really feeling it.
    – Ah bunu gercekten hissediyorum
    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?
    Do you hear that love?
    – Bu aşkı duyuyor musun?
    Cause lovers dance when they’re feeling in love.
    – Çünkü aşıklar eşık olduklarını hissettiklerinde dans ederler
    Spotlight shining, it’s all about us.
    – Spot ışıkları parlıyor, bu hakkımızdaki herşey
    It’s oh, oh, all,
    – Oh, oh, hepsi
    About uh, uh, us.
    – Bu hakkımızdaki hersey
    Cause lovers dance when they’re feeling in love.
    – Çünkü aşıklar eşık olduklarını hissettiklerinde dans ederler
    Spotlight shining, it’s all about us.
    – Spot ışıkları parlıyor, bu hakkımızdaki herşey
    It’s oh, oh, all,
    – Oh, oh, hepsi
    About uh, uh, us.
    – Bu hakkımızdaki hersey

  • Hilary Duff – All About You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Hilary Duff – All About You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You could be my dirty secret
    – Benim kirli sırrım olabilirdin
    (I could be yours)
    – (Ben de seninki olabilirdim)
    We could only be a rumor
    – Sadece bir söylenti olabilirdik
    (Never be sure)
    – (Asla emin olma)
    You could meet me in the backseat
    – Arka koltukta benimle buluşabilirdin
    (Late night)
    – (Gece yarısı)
    A ticket up in first class
    – Birinci sınıf bilet aldım
    (Mile high)
    – (Yüksek mil)
    Cuz hey baby, baby you got me so
    – Çünkü hey bebek, beni öyle yakaladın ki
    So good
    – Çok güzel
    Hey baby, baby I got it so
    – Bebeğim seni öyle yakaladım ki
    So bad
    – Çok kötü

    Think you’re all about me but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında
    Turn the lights down let me show you it’s true
    – Işıkları aşağı döndür bırak sana doğru olduğunu göstereyim
    Get a little taste of what I’m into
    – İçinde olduğumdan biraz tat hadi
    Think you’re all about me but I’m all about you, you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında

    I don’t wanna keep a secret
    – Bir sır saklamak istemiyorum
    (No no no more)
    – (Hayır hayır artık yok)
    This is more than just a little thing, baby
    – Bu küçük bir şeyden daha fazla, bebek
    (For sure)
    – (Kesinlikle)
    I can’t wait until the next time
    – Bir dahaki sefere kadar bekleyemem
    (We meet)
    – (Buluşalım)
    Gonna kiss you in the daylight
    – Günışığında görüşeceğiz
    Out on the beach
    – Kumsalsın dışında
    Cuz hey baby, baby you got me so
    – Çünkü hey bebek,bebek beni öyle yakaladın ki
    So good
    – Çok güzel
    Hey baby, baby I got it so
    – Hey bebek, bebek seni öyle yakaladım ki
    So bad
    – Çok kötü

    Think you’re all about me but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında
    Turn the lights down let me show you it’s true
    – Işıkları aşağı döndür bırak sana doğru olduğunu göstereyim
    Get a little taste of what I’m into
    – İçinde olduğumdan biraz tat hadi
    Think you’re all about me but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında
    (Think you’re all about me but I’m all about you), you
    – (Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında),sen
    Think you’re all about me but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında

    Midnight eyes
    – Gece yarısı gözler
    Oh you came as a surprise
    – Oh bir sürpriz olarak geldin
    You were right on time
    – Tam zamanında geldin
    Think you’re all about me, but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında

    Think you’re all about me, but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında

    (Think you’re all about me, but I’m all about you)
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında
    Think you’re all about me but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında
    Turn the lights down let me show you it’s true
    – Işıkları aşağı döndür bırak göstereyim doğru olduğunu
    Get a little taste of what I’m into
    – İçinde olduğumdan biraz tat hadi
    Think you’re all about me but I’m all about you, you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında
    Think you’re all about me but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında
    Think you’re all about me but I’m all about you
    – Senin benimle ilgili tüm düşüncelerin benim seninle ilgili tüm düşüncelerimin dışında

  • Bob Dylan – All Along The Watchtower  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Bob Dylan – All Along The Watchtower Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    ‘There must be a way out of here’ said the jester to the thief
    – ‘Burdan dışarı bir yol olmalı’ dedi soytarı hırsıza
    ‘Things are so messed up, I can’t find any peace of mindX
    – ‘İşler fena karıştı, bir türlü huzur bulamıyorum
    Bosses drink my wine, farmers dig my field
    – İçer patronlar şarabımdan, kazar çiftçiler tarlamı
    none of those on this line know their value
    – Bu satırdakilerin hiçbiri bilmez bunların değerini
    ‘no need to get excited’ said the thief politely
    -‘Heyecanlanmaya gerek yok’ dedi hırsız kibarca
    ‘many of us think that life is just a joke
    – ‘İçimizden pek çoğu sanır ki hayat yalnız bir şaka
    But you and I overcame these and this is not our destiny
    – Ama sen ve ben bunları aştık ve bu değil kaderimiz
    stop chattering in vain now, it’s late
    – Bırak artık boş yere çene çalmayı, vakit geç oldu
    On the top of the watchtower the princes watched
    – Gözetleme kulesinin tepesinde prensler seyretti etrafı
    All the women and barefoot maids as they come and go
    – Gelip geçerken tüm kadınlar ve yalınayak hizmetçiler
    a wild cat roared in the distance
    – Uzaklarda kükredi bir yaban kedisi
    two horsemen were approaching, the wind began to roar ….
    – İki atlı yaklaşıyordu, rüzgar uğuldamaya başladı….

  • Nirvana – All Apologies  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Nirvana – All Apologies Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    What else should I be
    – Daha ne olmalıyım

    All apologies
    – Tüm özürlerim

    What else could I say
    – Daha ne diyebilirdim

    Everyone is gay
    – Herkes homodur

    What else could I write
    – Daha ne yazabilirim ki

    I don’t have the right
    – Dogruyu bilmiyorum

    What else should I be
    – Daha ne olmalıyım

    All apologies
    – Tüm özürlerim

    In the sun
    – Güneste

    In the sun I feel as one
    – Guneste tek hissediyorum

    In the sun
    – Güneste

    In the sun
    – Güneste

    I’m married
    – Evliyim

    Buried
    – Gömülüyüm

    I wish I was like you
    – Keşke sizin gibi olsaydım

    Easily amused
    – Kolayca eglenebilen

    find my nest of salt
    – Benm tuz yuvamı bul

    everything is my fault
    – Hepsi benm sucumdu

    I’ll take all the blame
    – Tüm sucu üstleniyorum

    aqua seafoam shame
    – Sulu denizköpüğü utancı

    sunburn with freezeburn
    – Gunes yanıgı yanında donma yanıgı

    choking on the ashes of her enemy
    – Onun dusmanının kullerine tukurmekte

    In the sun
    – Güneste

    In the sun I feel as one
    – Guneste tek hissediyorum

    In the sun
    – Güneste

    In the sun
    – Güneste

    I’m married
    – Evliyim

    Buried
    – Gömülüyüm

    Yeah yeah yeah yeah
    – Evet evet evet evet

    All in all is all we are
    – Tamamı ve her sey bizim oldugumuzun hepsi