Kategori: Genel

  • Something To Dance ForTTYLXOX Mash Up Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Something To Dance ForTTYLXOX Mash Up Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A dream like this not something you wish for
    – 1122/5000Böyle bir rüya, dilediğin bir şey değil
    A dream like this not something you ask for
    – Böyle bir rüya, istediğin bir şey değil
    When it’s a gift worth taking a chance for
    – Risk almaya değer bir hediye olduğunda
    Then this is something to dance for
    – O zaman bu dans edilecek bir şey

    There’s a moment when you look to the side
    – Yan tarafa baktığın bir an var
    Who will fall? Who will survive?
    – Kim düşecek? Kim hayatta kalacak?
    That’s the moment when you find it inside
    – Bu onu içinde bulduğun an
    On the line, this is your time
    – Hatta bu senin zamanın
    And it’s all I want, And it’s all I do
    – Ve tüm istediğim bu, ve tüm yaptığım bu

    A dream like this not something you wish for
    – Böyle bir rüya, dilediğin bir şey değil
    A dream like this not something you ask for
    – Böyle bir rüya, istediğin bir şey değil
    When it’s a gift worth taking a chance for
    – Risk almaya değer bir hediye olduğunda
    Then this is something to dance for
    – O zaman bu için dans edilecek bir şey

    Be b-be my BFF
    – BFF’im ​​olun
    ‘Cause IDK what’s comin’ next
    – Çünkü IDK sırada ne var
    And I’ll be LMHO with the rest
    – Ve geri kalanıyla LMHO olacağım
    So TTYLXOX
    – Yani TTYLXOX

    Show up in the same dress
    – Aynı elbiseyle görün
    We don’t know who wore it
    – Kimin giydiğini bilmiyoruz
    Best not make a big deal
    – En iyisi büyük bir anlaşma yapmamak
    Act likes it’s a new trend
    – Yasası yeni bir trend olduğunu seviyor

    Look good when we go out
    – Dışarı çıktığımızda iyi görünüyorsun
    Here, try on these boots out
    – İşte, bu botları dene
    Hey, this boy who said you’re sweet
    – Hey, tatlı olduğunu söyleyen bu çocuk
    He’s got a best friend
    – Onun en iyi arkadaşı var

    (And you’ll always be mine)
    – (Ve her zaman benim olacaksın)

    Be b-be my BFF
    – BFF’im ​​olun
    ‘Cause IDK what’s comin’ next
    – Çünkü IDK sırada ne var
    And I’ll be LMHO with the rest
    – Ve gerisi ile LMHO olacağım
    So TTYLXOX
    – Yani TTYLXOX

    A dream like this not something you wish for
    – Böyle bir rüya, dilediğin bir şey değil
    A dream like this not something you ask for
    – Böyle bir rüya, istediğin bir şey değil
    When it’s a gift worth taking a chance for
    – Risk almaya değer bir hediye olduğunda
    Then this is something to dance for
    – O zaman bu dans edilecek bir şey

  • Shakira – Addicted To You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Shakira – Addicted To You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Debe ser el perfume que usas
    – Bu kullandığın parfüm olmalı
    O el agua con la que te bañas
    – Yada bu yüzdüğün su
    Pero cada cosita que haces
    – Ama yaptığın her küçük şey
    A mí me parece una hazaña
    – Bence bir ustalık
    Me besaste esa noche
    – Beni öptüğün gece
    Cual si fuera el último día de tu boca
    – Sanki son kez öpüşüyormuş gibiydi
    Cada que yo me acuerdo
    – Hep hatırlarım
    Yo siento en mi pecho el peso de una roca
    – Kalbimde herzaman bir kayanın ağırlığını hissederim
    Son tus ojos marrones
    – Kahverengi gözlerini
    Con esa veta verdosa
    – Yeşilimsi gibi
    Es tu cara de niño
    – Senin çocuksu yüzün
    Y esa risa nerviosa
    – Ve gülüşün

    Im addicted to you
    – Sana bağlandım
    Porque es un vicio tu piel
    – Çünkü cildin bağımlılık yapıyor
    Baby Im addicted to you
    – Bebek sana bağlandım
    Quiero que te dejes querer
    – Seni bırakmak istemiyorum

  • TONES AND I – UR SO FKING COOL Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    TONES AND I – UR SO FKING COOL Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Everyone’s talkin’ ’bout sex
     – Herkes seks hakkında konuşuyor.
    Everyone’s talkin’ ’bout ex
    – Herkes seks hakkında konuşuyor.
    Like no one really wants to find a genuine connect
    – Sanki kimse gerçek bir bağlantı bulmak istemiyormuş gibi
    Before they even look at you, they move on to the next
    – Sana bakmadan önce bile, bir sonrakine geçerler
    And I know that they say
    – Ve söylediklerini biliyorum
    “Don’t you worry,” I’m the one
    – “Ebdişelenme” Ben tekim
    Then the very next day, they said they’re done
    – Sonra bir sonraki gün, bittiklerini söylerler
    And I don’t want to listen to the shit you’ve spun
    – Ve senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorum.
    No, I don’t want to listen to the shit you’ve spun
    – Hayır, senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorum

    Walk into a party, feelin’ out of place
     – Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
    Everyone’s too cool, everyone’s too fake
    – Herkes çok soğuk, herkes çok sahte
    I try to start a conversation but I can’t seem to relate
    – bir şeyler konuşmaya çalışıyorum ama ilgili görünmüyorlar.
    Yo, I’m about to get an Uber
    – Yo, Uber çağırmak üzereyim.

    ‘Cause you’re so fucking cool
    – Çünkü sen çok havalısın
    You’re just way too fucking cool
    – Sadece çok fazla havalısın

    And I don’t really care if you’re king
     – Ve Kralsan olsan da umrumda değil
    And I don’t really care for gold things
    – Ve altın şeyler de umrumda değil
    You’ll be pointing at some girls and saying, “Yeah, we had a fling”
    – bazı kızları işaret edip “Evet, fırlattık.” diyeceksin
    But you’re not fooling me
    – ama beni kandırmıyorsun
    You’re just a puppet on a string
    – Sen sadece ipli bir kuklasın
    Just a puppet on a string, oh
    – Sadece ipli bir kukla, oh
    And they say, “Don’t you worry, I’m the one”
    – Ve “Endişelenme, Ben Tekim.” derler.
    Then the very next day, they said they’re done
    – Sonra bir sonraki gün, bittiklerini söylerler
    And I don’t want to listen to the shit you’ve spun
    – Ve senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorum.
    No, I don’t want to listen to the shit you’ve spun
    – Hayır, senin çevirdiğin bokları duymak istemiyorum

    Walk into a party, feelin’ out of place
    – Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
    Everyone’s too cool, everyone’s too fake
    – Herkes çok soğuk, herkes çok sahte
    I try to start a conversation but I can’t seem to relate (*Yawn*)
    – bir şeyler konuşmaya çalışıyorum ama ilgili görünmüyorlar.

    ‘Cause you’re so fucking cool
     – Çünkü sen çok havalısın
    You’re just way too fucking cool
    – Sadece çok fazla havalısın
    ‘Cause you’re so fucking cool
    – Çünkü sen çok havalısın
    Walk into a party, feelin’ out of place
    – Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
    Everyone’s too cool, everyone’s too fake (You’re just way too fucking cool)
    – Herkes çok soğuk, herkes çok sahte (Sadece çok fazla havalısın)
    Walk into a party, feelin’ out of place
    – Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum;
    ‘Cause you’re so fucking cool
    – Çünkü sen çok havalısın

    Where have all my friends gone?
    – Bütün arkadaşlarım nereye gitti?
    I seem to have lost them on my way
    – Onları kendi yolumda kaybetmiş görünüyorum.
    And now, there’s books all filled with candles
    – Ve şimdi burada mumlarla doldurulmuş kitaplar var
    That tell me that I have got to stay
    – Bu bana kalmam gerektiğini söylüyor

    ‘Cause you’re so fucking cool
    – Çünkü sen çok havalısın
    You’re just way too fucking cool
    – Sadece çok fazla havalısın
    ‘Cause you’re so fucking cool
    – Çünkü sen çok havalısın
    Walk into a party, feelin’ out of place
    – Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
    Everyone’s too cool, everyone’s too fake (You’re just way too fucking cool)
    – Herkes çok soğuk, herkes çok sahte (Sadece çok fazla havalısın)
    Walk into a party, feelin’ out of place
    – Bir partiye gidiyorum. dışarıda gibi hissediyorum
    ‘Cause you’re so fucking cool
    – Çünkü sen çok havalısın

  • Louis Tomlinson – Walls Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Louis Tomlinson – Walls Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Nothing wakes you up like wakin’ up alone
    – Hiçbir şey seni yalnız uyanmak gibi uyandırmaz
    And all that’s left of us is a cupboard full of clothes
    – Ve bıraktığımız tek şey kıyafetlerle dolu bir dolap
    The day you walked away and took the higher ground
    – Yürüyüp gittiğin ve doğru olanı yaptığın o gün
    Was the day that I became the man that I am now
    – Benim şu an olduğum adama dönüştüğüm gündü

    But these high walls, they came up short
    – Fakat bu yüksek duvarlar, kısa sürdüler
    Now I stand taller than them all
    – Şimdi hepsinden daha uzun durabiliyorum
    These high walls never broke my soul
    – Bu yüksek duvarlar asla ruhumu parçalamadı
    And I, I watch them all come fallin’ down
    – Ve ben, ben hepsinin yıkılışını izliyorum
    I watch them all come fallin’ down for you, for you
    – Senin için yıkılışını, senin için yıkılışını izliyorum

    Nothing makes you hurt like hurtin’ who you love (Hurtin’ who you love)
    – Hiçbir şey seni sevdiğin kişiyi incitmekten daha fazla incitmez (Sevdiğin kişiyi incitmekten)
    And no amount of words will ever be enough (Will ever be enough)
    – Ve hiçbir kelime asla yeterli olamayacak (Asla yeterli olamayacak)
    I looked you in the eyes, saw that I was lost (Saw that I was lost)
    – Gözlerine baktım, ve kaybolduğumu gördüm (Kaybolduğumu gördüm)
    Forever question why, you were my because (You were my because)
    – Her zaman neden diye sorduğumda, çünküm sendin (Çünküm sendin)

    But these high walls, they came up short
    – Fakat bu yüksek duvarlar, kısa sürdüler
    Now I stand taller than them all
    – Şimdi hepsinden daha uzun durabiliyorum
    These high walls never broke my soul
    – Bu yüksek duvarlar asla ruhumu parçalamadı
    And I, I watch them all come fallin’ down
    – Ve ben, ben hepsinin yıkılışını izliyorum
    I watch them all come fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını izliyorum
    Fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını

    So this one is a thank you for what you did to me
    – Bu (şarkı), bana yaptığın şey için bir teşekkür
    Why is it that thank-yous are so often bittersweet?
    – Neden teşekkürler bazen hem acı hem tatlıdır?
    I just hope I see you one day, and you say to me, “Oh, oh”
    – Bir gün seni görmeyi umuyorum, ve bana “Oh, oh” diyişini

    But these high walls, they came up short
    – Fakat bu yüksek duvarlar, kısa sürdüler
    Now I stand taller than them all
    – Şimdi hepsinden daha uzun durabiliyorum
    These high walls never broke my soul
    – Bu yüksek duvarlar asla ruhumu parçalamadı
    And I, I watch them all come fallin’ down
    – Ve ben, ben hepsinin yıkılışını izliyorum
    I watch them all come fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını izliyorum
    Fallin’ down for you
    – Senin için yıkılışını

  • Charlie Puth – How Long Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Charlie Puth – How Long Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Alright
    – Peki

    I’ll admit, I was wrong
    – Kabul edeceğim, yanılmışım
    What else can I say, girl?
    – Başka ne söyleyebilirim kızım?
    Can’t you blame my head and not my heart?
    – Kafamı suçlayamaz mısın, kalbim değil?
    I was drunk, I was gone, that don’t make it right, but
    – Sarhoştum, gitmiştim, bu doğru yapma, ama
    Promise there were no feelings involved
    – Söz konusu hisler olmadığına dair söz ver

    She said, “Boy, tell me honestly
    – Dedi ki, “Oğlum, bana dürüstçe söyle
    Was it real or just for show?” Yeah
    – Gerçek mi, yoksa sadece gösteri mi? “Evet
    She said, “Save your apologies
    – “Özrünü sakla,” dedi.
    Baby, I just gotta know”
    – Bebeğim, sadece bilmeliyim “

    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    While you’re calling me “baby”
    – Bana “bebek” derken
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been acting so shady
    – Çok sinirli davranıyorsun.
    I’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim

    I’ll admit, it’s my fault
    – Kabul edeceğim, benim hatam
    But you gotta believe me
    – Ama bana inanmalısın
    When I say it only happened once
    – Sadece bir kere oldu dediğimde
    I try and I try, but you’ll never see that
    – Denemeye çalışıyorum ama asla görmeyeceksin
    You’re the only one I wanna love, ooh, yeah
    – Ben sadece sevmek istediğim sensin, ooh, evet

    She said, “Boy, tell me honestly
    – Dedi ki, “Oğlum, bana dürüstçe söyle
    Was it real or just for show?”
    – Gerçek mi, yoksa sadece gösteri mi? “
    She said, “Save your apologies
    – “Özrünü sakla,” dedi.
    Baby, I just gotta know”
    – Bebeğim, sadece bilmeliyim “

    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    While you’re calling me “baby”
    – Bana “bebek” derken
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been acting so shady
    – Çok sinirli davranıyorsun.
    I’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim

    How long has it been going on, baby?
    – Ne kadar süredir devam ediyor bebeğim?
    You gotta go tell me now
    – Git şimdi bana söylemelisin

    She said, “Boy, tell me honestly
    – Dedi ki, “Oğlum, bana dürüstçe söyle
    Was it real or just for show?” Yeah
    – Gerçek mi, yoksa sadece gösteri mi? “Evet
    She said, “Save your apologies
    – “Özrünü sakla,” dedi.
    Baby, I just gotta know”
    – Bebeğim, sadece bilmeliyim “

    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?

    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    While you’re calling me “baby”
    – Bana “bebek” derken
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been acting so shady
    – Çok sinirli davranıyorsun.
    I’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    You’ve been creeping ’round on me
    – Sen benim üzerime sürünüyorsun
    (How long has it been going on, baby?)
    – (Ne kadar süredir devam ediyor bebeğim?)
    How long has this been going on?
    – Bu ne kadar süredir devam ediyor?
    (You gotta go tell me now)
    – (Şimdi bana söylemelisin)
    You’ve been acting so shady
    – Çok karanlık davranıyorsun
    bI’ve been feeling it lately, baby
    – Son zamanlarda hissettim bebeğim

  • Sam Smith – Diamonds Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Sam Smith – Diamonds Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Have it all,
    – Al hepsini
    Rip our memories off the wall
    – Anılarımızı duvardan söküp at
    All the special things I bought;
    – Aldığım bütün o özel şeyler
    They mean nothing to me any more
    – Artık benim için hiçbir anlamları yok
    But to you
    – Fakat sana göre 
    They were everything we were
    – Onlar bizim olduğumuz her şeydi
    They meant more than every word
    –  Her kelimeden daha fazlasını ifade ediyorlardı
    Now I know just what you love me for (Mmm-mmm)
    –  Şimdi beni ne için sevdiğini biliyorum (Mmm-mmm) 

    Take all the money you want from me
    – Benden istediğin bütün parayı al
    Hope you become what you want to be
    – Umarım olmak istediğin kişi olursun
    Show me how little you care
    – Beni ne kadar az önemsediğini göster 
    How little you care, how little you care
    – Ne kadar az önemsediğini, ne kadar az önemsediğini 
    You dream of glitter and gold
    – Parıltıyı ve altınları düşlüyorsun 
    My heart’s already been sold
    – Benim kalbim çoktan satıldı bile
    Show you how little I care
    – Sana ne kadar az önemsediğimi göstereyim
    How little I care, how little I care
    – Ne kadar az önemsediğimi, ne kadar az önemsediğimi

    My diamonds leave with you (Mmm)
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar
    You’re never gonna hear my heart break (Mmm)
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways (Mmm)
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you (Mmm)
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar
    Material love won’t fool me (Mmm)
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    When you’re not here I can breathe 
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    Think I always knew
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    Shake it off
    – Başından sav
    Shake the fear of feeling lost
    – Kaybolmuş hissetme duygusunu başından sav
    Always me that pays the cost
    – Her zaman bedel ödeyen ben
    I should never trust so easily
    – Bu kadar kolay kimseye güvenmemeliyim
    You lied to me
    – Bana yalan söyledin
    Lie-lied to me
    – Bana yalan söyledin
    Then left with my heart ’round your chest (Mmm-mmm)
    – Sonra da kalbim senin göğsündeyken çekip gittin

    Take all the money you want from me
    – Benden istediğin bütün parayı al
    Hope you become what you want to be
    – Umarım olmak istediğin kişi olursun
    Show me how little you care
    – Beni ne kadar az önemsediğini göster 
    How little you care, how little you care
    – Ne kadar az önemsediğini, ne kadar az önemsediğini 
    You dream of glitter and gold
    – Parıltıyı ve altınları düşlüyorsun 
    My heart’s already been sold
    – Benim kalbim çoktan satıldı bile
    Show you how little I care
    – Sana ne kadar az önemsediğimi göstereyim
    How little I care, how little I care
    – Ne kadar az önemsediğimi, ne kadar az önemsediğimi

    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar
    You’re never gonna hear my heart break 
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways 
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you 
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    Material love won’t fool me 
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    When you’re not here I can breathe 
    – Sen burada değilken nefes alabiliyorum
    Think I always knew
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew
    – Her zaman biliyordum
    My diamonds leave with you (Diamonds-diamonds-diamonds
    diamonds)
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Her zaman biliyordum (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)

    You’re never gonna hear my heart break
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 
    Material love won’t fool me
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    When you’re not here I can breathe
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    Think I always knew
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you, oh- whoa
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    You’re never gonna hear my heart break 
    – Asla kalbimin kırıldığını duyamayacaksın
    Never gonna move in dark ways 
    – Asla karanlık yollardan geçmeyeceksin 
    Baby, you’re so cruel 
    – Bebeğim, sen çok zalimsin
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 
    Material love won’t fool me 
    – Maddiyat aşkı beni kandıramaz
    When you’re not here I can breathe 
    – Sen burada yokken de ben nefes alabilirim
    Think I always knew;
    – Her zaman bildiğim şey ise
    My diamonds leave with you 
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar 

    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew
    – Her zaman biliyordum
    My diamonds leave with you (Diamonds-diamonds-diamonds-
    – Elmaslarım seninle birlikte gidiyorlar (Elmaslar-elmaslar
    diamonds)
    – elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Whoa-oh (Diamonds-diamonds-diamonds-diamonds)
    – Whoa-oh (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)
    Always knew My diamonds leave with yo
    – Her zaman biliyordum (Elmaslar-elmaslar-elmaslar-elmaslar)

  • Selena Gomez, Marshmello – Wolves Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Selena Gomez, Marshmello – Wolves Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    In your eyes, there’s a heavy blue
    – Gözlerinde, derin bir mavilik var
    One to love and one to lose
    – Biri aşk için ve biri kaybetmek için

    Sweet divide, a heavy truth
    – Tatlı paylaşım, bir ağır gerçek
    Water or wine, don’t make me choose
    – Su veya şarap, bana seçim yaptırma
    I wanna feel the way that we did that summer night
    – O yaz gecesindeki halimizi hissetmek istiyorum
    Drunk on a feeling, alone with the stars in the sky
    – Bir duyguda sarhoş, gökyüzündeki yıldızlarla yalnız

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been running with the wolves
    – Kurtlarla koşuyodum
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve been down the darkest alleys
    – En karanlık patikaların aşağısına gidiyordum
    Saw the dark side of the moon
    – Ayın karanlık tarafını gördüm
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve looked for love in every stranger
    – Her yabancıda aşkı aradım
    Took too much to ease the anger
    – Öfkeyi dindirmek çok zaman aldı
    All for you, yeah, all for you
    – Hepsi senin için, hepsi senin için

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been crying with the wolves
    – Kurtlarla ağlıyordum
    To get to you, oh, to get to you
    – Seni kazanmak için. seni kazanmak için

    Your fingertips trace my skin
    – Parmak izlerin tenimde iz
    To places I have never been
    – Hiç bulunmadığım yerlere
    Blindly I am following
    – Hiç görmeden takip ediyorum

    Break down these walls and come on in
    – Bu duvarları yıkmak ve içeri girmek
    I wanna feel the way that we did that summer night
    – O yaz gecesindeki halimizi hissetmek istiyorum
    Drunk on a feeling, alone with the stars in the sky
    – Bir duyguda sarhoş, gökyüzündeki yıldızlarla yalnız

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been running with the wolves
    – Kurtlarla koşuyordum
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve been down the darkest alleys
    – En karanlık patikaların aşağısına gidiyordum
    Saw the dark side of the moon
    – Ayın karanlık yüzünü gördüm
    To get to you, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

    I’ve looked for love in every stranger
    – Her yabancıda aşkı aradım
    Took too much to ease the anger
    – Öfkeyi dindirmek çok zaman aldı
    All for you, yeah, all for you
    – Hepsi senin için, evet, hepsi senin için

    I’ve been running through the jungle
    – Orman boyunca koşuyordum
    I’ve been crying with the wolves
    – Kurtlarla ağlıyordum
    To get to you, oh, to get to you
    – Seni kazanmak için, seni kazanmak için

  • Celine Dion – A New Day Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Celine Dion – A New Day Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I was waiting for so long
    – Çok uzun zamandır bekliyordum
    For a miracle to come
    – bir mucizenin gerçekleşmesi için
    Everyone told me to be strong
    – Herkes bana güçlü olamamı söylemişti
    Hold on and don’t shed a tear
    – Dik dur ve gözyaşı dökme
    Through the darkness and good times
    – Karanlık ve iyi zamanlar üzerinden

    I knew I’d make it through
    – Bunu yapaliceğimi biliyordum
    And the world thought I’d had it all
    – ve bu dünya bana bunu sunuyordu
    But I was waiting for you
    – ama ben yine de seni bekliyordum
    Hush now I see a light in the sky
    – Sus. gökyüzünde bir ışık görüyorum şimdi
    Oh it’s almost blinding me
    – Oh. galiba bana göz kırpıyor
    I can’t believe I’ve been touched by an angel with love
    – inanamaıyorum.Aşka bir melek ile dokunuyorum.

    Let the rain come down and wash away my tears
    – Bırak yağmur yağsın ve korkularımı götürsün.
    Let it fill my soul and drown my tears
    – Bırak da ruhumu doldursun ve korkularımı korkutsun
    Let it shatter the walls for a new sun
    – Bırak da duvarları yıksın yeni bir güneş için
    A new day has come
    – Yeni bir gün doğdu.
    When it was dark now there’s light
    – Koyu olduğunda şimdi bir ışık var.

    Where there was pain now’s there’s joy
    – Acı durumumu eğlenceye çevirdim..]
    Where there was weakness I found my strength
    – Ezik durumumu sıkılaştırdım iyi yönde.
    All in the eyes of a boy
    – Bunların hepsi bir çocuğun gözlerinde
    Hush now I see a light in your eyes
    – Sus. Gözünde bir parıltı görüyorum
    All in the eyes of a boy
    – Çocuğun..

    I can’t believe I’ve been touched by an angel with love [x2]
    – inanamaıyorum.Aşka bir melek ile dokunuyorum.
    Hush now
    – Sus şimdi.
    A new day has come
    – Yeni bir gün doğdu.

  • CARYS – Princesses Don’t Cry Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    CARYS – Princesses Don’t Cry Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Boys, they’re handsome and strong
    – Erkekler yakışıklı ve güçlüdürler,
    But always the first to tell me I’m wrong
    – Ama bana her zaman hatalı olduğumu söylerler.

    Boys try to tame me, I know
    – Erkekler cesaretimi kırmaya çalışıyor, farkındayım.
    They tell me I’m weird and won’t let it go
    – Tuhaf olduğumu söyleyip peşimi bırakmıyorlar.

    No, I’m fine, I’m lying on the floor again
    – Hayır, iyiyim, yeniden yerde uzanıyorum.
    Cracked door, I always wanna let you in
    – Seni her zaman kırılan kapıdan içeriye almak istedim.
    Even after all of this shit, I’m resilient
    – Tüm bu saçmalıklardan sonra bile dirençliyim.

    Cause a princess doesn’t cry (no-oh)
    – Çünkü prensesler ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Over monsters in the night
    – Gecenin içindeki canavarlar uğruna
    Don’t waste our precious time
    – Kıymetli vaktimizi harcama,
    On boys with pretty eyes
    – Güzel gözlü çocuklarla.

    A princess doesn’t cry (no-oh)
    – Bir prenses ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Burning like a fire
    – Ateş gibi alevleniyor.
    You feel it all inside
    – İçten içe hissediyorsun.
    But wipe your teary eyes
    – Ama gözlerindeki yaşları sil.
    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama…
    Don’t cry
    – Ağlama…
    Don’t cry, oh
    – Ağlama…
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama…

    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Girls, so pretty and poised
    – Kızlar çok tatlı
    And soft to the touch
    – özgüvenli ve kırılgandırlar.

    But God made me rough
    – Ama Tanrı beni sert yarattı.

    Girls, so heavy the crown
    – Kızlar, bu taç çok ağır.
    They carry it tall
    – Onlar taşırken yükseliyor.
    But it’s weighing me down
    – Bense dibe batıyorum.

    No, I’m fine
    – Hayır, iyiyim.
    I’m lying on the floor again
    – Yeniden yerde uzanıyorum.
    Cracked door
    – Kırık kapı
    You’re only going to let them in, once
    – İçeriye girmelerine bir kez izin verirsin.
    And you won’t come undone
    – Ve kontrolü kaybedersin.

    ‘Cause a princess doesn’t cry (no-oh)
    – Çünkü prensesler ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Over monsters in the night
    – Gecenin içindeki canavarlar uğruna
    Don’t waste our precious time
    – Kıymetli vaktimizi harcama
    On boys with pretty eyes
    – Güzel gözlü çocuklarla.

    A princess doesn’t cry (no-oh)
    – Bir prenses ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Burning like a fire
    – Ateş gibi alevleniyor.
    You feel it all inside
    – İçten içe hissediyorsun.
    But wipe your teary eyes
    – Ama gözlerindeki yaşları sil.
    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry
    – Ağlama
    Don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama

    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    I’m fine, I won’t waste my time
    – İyiyim, zamanımı harcamayacağım.
    Keep it in a jar, gonna leave it for the next one
    – Bir kavanozda sakla, bir sonrakine bırak.

    I’m fine, I won’t waste my time
    – İyiyim, zamanımı harcamayacağım.
    Keep it in a jar, gonna leave it for the next one
    – Bir kavanozda sakla, bir sonrakine bırak.

    Yeah, I’m fine
    – İyiyim.
    I’m lying on the floor again
    – Yeniden yerde uzanıyorum.

    ‘Cause a princess doesn’t cry (no-oh)
    – Çünkü prensesler ağlamaz.
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz.

    Over monsters in the night
    – Gecenin içindeki canavarlar uğruna
    Don’t waste our precious time
    – Kıymetli vaktimizi harcama,
    On boys with pretty eyes
    – Güzel gözlü çocuklarla

    A princess doesn’t cry (no-oh)
    – Bir prenses ağlamaz
    A princess doesn’t cry (no-oh, oh)
    – Bir prenses ağlamaz

    Burning like a fire
    – Ateş gibi alevleniyor.
    You feel it all inside
    – İçten içe hissediyorsun.
    But wipe your teary eyes
    – Ama gözlerindeki yaşları sil.
    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry
    – Ağlama
    Don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama

    ‘Cause princesses don’t cry
    – Çünkü prensesler ağlamaz.

    Don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry
    – Ağlama
    Don’t cry, oh
    – Ağlama
    Don’t cry, don’t cry, don’t cry, oh
    – Ağlama

  • Caro Emerald – A Night Like This Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Caro Emerald – A Night Like This Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    From where you are
    – Nereden
    You see the smoke start to arise where they play cards
    – Duman başlangıç ​​kartlarını oynamaya ortaya görmek için
    And you walk over, softly moving passed the guards
    – Ve usulca hareket eden gardiyanların geçti, üzerinde yürümek
    The stakes are getting higher, you can feel it in your heart
    – Miktarlar daha yüksektir, kalp hissediyorum.

    He calls you bluff
    – O size blöf aramaları
    He is the ace you never thought he played that much
    – O, o kadar oynadı hiç düşünmemiştim as.
    And now it’s more than all this cards you want to touch
    – Ve şimdi değinmek istiyorum tüm bu kartları daha fazla
    You never know if winning this could really be enough
    – Bu kazanma gerçekten yeterli olabileceğini asla bilemezsiniz

    Take a look beyond the moon
    – Ayın ötesinde bir göz atın
    You’ll see the stars (mmm…)
    – (Mmm. ..) yıldız göreceksiniz
    And when you look around
    – Ve etrafına bak
    You know the room by heart
    – Oda ezbere biliyorum.

    I have never dreamed it
    – Ben asla hayal
    Have you ever dreamed a night like this
    – Böyle bir gece hayal ettiniz
    I cannot believe it
    – Ben inanamıyorum
    I may never see a night like this
    – Böyle bir gece asla
    When everything you think is incomplete
    – Düşündüğünüz her şey eksik olduğunda
    Starts happening when you are cheek to cheek
    – Yanak yanağa başlar oluyor
    Could you ever dream it
    – Hiç hayal edebileceği
    I have never dreamed, dreamed a night like this
    – Ben hayal hiç böyle bir gece hayal

    How many times
    – Kaç kez
    Have I been waiting by the door to hear these chimes
    – Ben bu çanları duymak için kapı bekliyoruz
    To hear that someone debonair has just arrived
    – Güler yüzlü birisi geldi duymak için
    And opened up to see my world before my eyes
    – Ve gözlerimi önce dünyayı görmek için açıldı
    That silhouette
    – O siluet
    creates an image and a night I can’t forget
    – unutmayın bir resim ve bir gece oluşturur
    It has the scent of something special, I can’t rest
    – Bu özel bir şey kokusu var, ben dinlenme değil
    If I resist temptation, oh I know for sure that I will lose the bet
    – Günaha karşı, ah ben bahsi kaybedersiniz emin biliyorum

    I walk away and suddenly it seems
    – Yürüyüş mesafesinde ve aniden görünüyor
    I’m not alone (mmm…)
    – Ben yalnız değilim (mmm. ..)
    In front of me he stands
    – Önümde o duruyor
    I stop before he goes
    – Ben gitmeden önce durdurmak
    I have never dreamed it
    – Ben asla hayal
    Have you ever dreamed a night like this
    – Böyle bir gece hayal ettiniz
    I cannot believe it
    – Ben inanamıyorum
    I may never see a night like this
    – Böyle bir gece asla
    When everything you think is incomplete
    – Düşündüğünüz her şey eksik olduğunda
    Starts happening when you are cheek to cheek
    – Yanak yanağa başlar oluyor
    Could you ever dream it
    – Hiç hayal edebileceği
    I have never dreamed, dreamed a night like this
    – Ben hayal hiç böyle bir gece hayal

    Mmm…
    – Hmm …
    Mmm…
    – Hmm …

    I have never dreamed it
    – Ben asla hayal
    Have you ever dreamed a night like this
    – Böyle bir gece hayal ettiniz
    I cannot believe it
    – Ben inanamıyorum
    I may never see a night like this
    – Böyle bir gece asla
    When everything you think is incomplete
    – Düşündüğünüz her şey eksik olduğunda
    Starts happening when you are cheek to cheek
    – Yanak yanağa başlar oluyor
    Could you ever dream it
    – Hiç hayal edebileceği
    I have never dreamed, dreamed a night like this
    – Ben hayal hiç böyle bir gece hayal

  • Cardi B – Money Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Cardi B – Money Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Look, my bitches all bad, my niggas all real
    – Bak, sürtüklerim fettan, zencilerim harbi zenci
    I ride on his dick, in some big tall heels
    – S***ine biniyorum uzun topuklularımın üstünde
    Big fat checks, big large bills
    – Büyük yağlı çekler, yüklü faturalar
    Front, I’ll flip like ten cartwheels
    – Önden, on takla atar gibi dönüyorum
    Cold ass bitch, I give broads chills
    – Soğukkanlı sürtük, herkesin tüylerini diken diken ediyorum
    Ten different looks and my looks all kill
    – 10 farklı kombin yapıyorum ve hepsi de dehşet
    I kiss him in the mouth, I feel all grills
    – Onu ağzından öpüyorum, dişindeki altınları hissediyorum
    He eat in the car, that’s meals on wheels*(1) (woo!)
    – O da arabada yumuluyor, tekerler üstünde yemek bir nevi

    I was born to flex (yes)
    – Gösteriş yapmak için doğmuşum
    Diamonds on my neck
    – Boynumda elmaslar
    I like boardin’ jets, I like mornin’ sex (woo!)
    – Uçan jetleri, sabah seksini seviyorum
    But nothing in this world that I like more than checks (money)
    – Ama bu dünyada çeklerden daha çok sevdiğim bir şey yok (para)
    All I really wanna see is the (money)
    – Tek görmek istediğim (para)
    I don’t really need the D, I need the (money)
    – Y***’a ihtiyacım yok, tek ihtiyacım (para)
    All a bad bitch need is the (money)
    – Bu fettan sürtüğün tek ihtiyacı (para)
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni
    Shake a little ass (money)
    – Kıçını biraz salla
    You get a little bag and take it to the store (store, money)
    – Ufak(pahalı) bir çanta al ve mağazaya götür
    Get a little cash (money)
    – Biraz nakit al
    You shake it real fast, you get a little more (money)
    – Hızlıca salla kıçını ve biraz daha para al
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni

    I gotta fly, I need a jet, shit
    – Uçmam gerek, bir jete ihtiyacım var
    I need room for my legs
    – Bacaklarımı koyacak alana ihtiyacım var
    I got a baby, I need some money, yeah
    – Bir bebeğim var, paraya ihtiyacım var, evet
    I need cheese for my egg
    – Yumurtamın üstüne pahalı peynirler gerek
    All y’all bitches in trouble
    – Siz sürtüklerin başı belada
    Bring brass knuckles to the scuffle
    – Kavgaya muşta getirin
    I heard that Cardi went pop
    – “Duydum ki Cardi pop müziğe kaymış”
    Yeah, I did go pop (pop)
    – Evet pop işleri de yapıyorum
    That’s me bustin’ they bubble
    – Böylece onların havasını söndürüyorum
    I’m Dasani with the drip
    – Ben Dasani marka suyun içinden moda akan versiyonuyum
    Baby mommy with the clip
    – Bir çocuk annesi ve para babasıyım
    Walk out Follie’s with a bitch
    – Sürtüğün biriyle Follie’s striptiz kulübünden çıkıyorum
    Bring a thottie to the whip
    – Or*spuyu kırbaçlıyorum
    Is she fine or she thick, goddamn
    – Kadın seksi ve etli butlu
    Walkin’ past the mirror, ooh
    – Aynanın önünden geçiyorum
    Damn, I’m fine (fine)
    – Off, çok seksiyim
    Let a bitch try me, boom
    – Sürtüğün biri bana bulaşacak olursa
    Hammer time, uh
    – Onu silahla tarama vakti

    I was born to flex (yes)
    – Gösteriş yapmak için doğmuşum
    Diamonds on my neck
    – Boynumda elmaslar
    I like boardin’ jets, I like mornin’ sex (woo!)
    – Uçan jetleri, sabah seksini seviyorum
    But nothing in this world that I like more than checks (money)
    – Ama bu dünyada çeklerden daha çok sevdiğim bir şey yok (para)
    All I really wanna see is the (money)
    – Tek görmek istediğim (para)
    I don’t really need the D, I need the (money)
    – Y***’a ihtiyacım yok, tek ihtiyacım (para)
    All a bad bitch need is the (money)
    – Bu fettan sürtüğün tek ihtiyacı (para)
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni
    Shake a little ass (money)
    – Kıçını biraz salla
    You get a little bag and take it to the store (store, money)
    – Ufak(pahalı) bir çanta al ve mağazaya götür
    Get a little cash (money)
    – Biraz nakit al
    You shake it real fast, you get a little more (money)
    – Hızlıca salla kıçını ve biraz daha para al
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Bustin’ out the roof
    – Tavanını zorluyorlar
    I got bands in the coupe (coupe)
    – Arabamda para destelerim var
    Touch me, I’ll shoot (bow)
    – Hele bir dokun da vurayım seni

    Bitch, I will pop at your pops (your pops)
    – Sürtük, senin popülariteni bitiririm
    Bitch, I will pop on whoever (brrr)
    – Sürtük, her kim olursa popülaritesini bitiririm
    You know who popped the most shit? (Who?)
    – Şu dünyada en popüler olanlar kimler biliyor musun?
    The people whose shit not together (okay)
    – Kafadan çatlak olanlar
    You’da bet Cardi a freak (freak)
    – Şunu bil ki, Cardi de manyağın teki
    All my pajamas is leather (Uh)
    – Bütün pijamalarım deriden yapılma
    Bitch, I will black on your ass
    – Sürtük, gözünü karartırım senin
    Wakanda forever
    – Wakanda’ya selam olsun
    Sweet like a honey bun, spit like a Tommy gun
    – Ballı çörek gibi tatlıyım, çenem(rap’im) makinalı tüfek gibi
    Rollie a one of one, come get your mommy some
    – Rolex saatim özel tasarım, gel bu hatuna yenisini al
    Cardi at the tip-top, bitch
    – Cardi üst seviyede, sürtük
    Kiss the ring*(2) and kick rocks, sis (uh)
    – Saygı göster ve uza, ablası
    Jump it down, back it up (ooh, ayy)
    – Üstünden atla, iyice eğil
    Make that nigga put down 2K
    – O zenciye 2000 dolar harcat
    I like my niggas dark like D’USSÉ
    – Ben erkeğimi D’USSÉ marka konyak gibi koyu renkli severim
    He gonna eat this ass like soufflé (ayy)
    – Erkeğim bu g*tü sufle tatlısı gibi yiyecek

    I was born to flex, diamonds on my neck
    – Gösteriş yapmak için doğmuşum, boynumda elmaslar
    I like boardin’ jets, I like mornin’ sex
    – Uçan jetleri, sabah seksini severim
    But nothing in this world that I like more than Kulture
    – Ama şu dünyada Kulture’dan daha çok sevdiğim bir şey yok
    All I really wanna see is the (money)
    – Tek görmek istediğim (para)
    I don’t really need the D, I need the (money)
    – Y****ğa ihtiyacım yok, tek ihtiyacım (para)
    All a bad bitch need is the
    – Bu fettan sürtüğün tek ihtiyacı

  • Burak Yeter – Tuesday Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Burak Yeter – Tuesday Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Got the club going up, on a Tuesday
    – Salı günü yükselen bir kulüp var
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil
    Club going up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Seninki dar geçitte ve seçici biri değil

    Club goin up
    – Kulüp yükseliyor
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up, on a Tuesday
    – Salı günü yükselen bir kulüp var
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor

    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var, yükselen
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Always workin’ OT*, overtime and outta town,
    – Sürekli çalışıyoruz tamam mı, fazla mesai ve şehir dışında
    Things is crazy back home, it kills me that I’m not around.
    – Çılgın şeyler eve döndü, etraflarında değilken bu beni öldürüyor
    I think we gettin’ too deep, ain’t no party on the weekend.
    – Bence biz çok ileri gittik, hafta sonu parti yok
    Upstairs I got Xans* in an Advil*bottle, I don’t take them shits,
    – Üst kattaki Advil şişesinin içinde Xanax var, o b*ktan şeyleri almam

    But you do, so I got ‘em
    – Ama sen alırsın, bu yüzden onları aldım
    Got the club going up, on a Tuesday
    – Salı günü yükselen bir kulüp var
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,.
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor

    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up, on a Tuesday,
    – Kulüp salı günü yükseliyor
    Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
    – Senin kızın dar geçitte ve seçici biri değil
    Club goin up
    – Kulüp yükseliyor
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var
    Got the club going up
    – Yükselen bir kulüp var