Kategori: Genel

  • Kadebostany – Early Morning Dreams Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Kadebostany – Early Morning Dreams Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    This storm in your eyes, makes me feel like I was made for you
    – Bu gözlerindeki fırtına sanki ben yaratmış gibiyim
    This storm in your eyes, in your eyes, in your eyes
    – Gözlerindeki fırtına, gözlerindeki , gözlerindeki
    You cannot escape from me, the gods have woven our destiny
    – Benden kaçamazsın, kadar ağlarını ördü bizim için
    You cannot escape from me, the gods have woven our destiny
    – Benden kaçamazsın, kadar ağlarını ördü bizim için
    Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    – Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    – Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    Run fast as you can, it’s not an early morning dream
    – Mümkün olduğunca hızlı koş, sabahın erken rüyası degil
    Run fast as you can, it’s not an early morning dream
    – Mümkün olduğunca hızlı koş, sabahın erken rüyası degil
    Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    – Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    I’m giving you my love, we’ll always be together
    – Sana aşkımı veriyorum, biz her zaman birlikteyiz
    I’m giving you my love, we’ll always be together
    – Sana aşkımı veriyorum, biz her zaman birlikteyiz
    Remove your layers
    – Setlerini kaldır
    Come as you are, come as you are
    – Olduğun gibi gel, olduğun gibi gel
    Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    – Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    Ale ale aleo, ale ale ale aleo
    – Ale ale aleo, ale ale ale aleo

  • Avicii – Wake Me Up Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Avicii – Wake Me Up Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Feeling my way through the darkness
    – Yolum karanlığın içindeymiş gibi hissediyorum
    Guided by a beating heart
    – Yenilmiş bir kalbe rehberlik ettim
    I can’t tell where the journey will end
    – Yolculuğun nerede biteceğini söyleyemem
    But I know where to start
    – Ama nerede başladığını biliyorum
    They tell me I’m too young to understand
    – Benim anlamak için çok küçük olduğumu söylediler
    They say I’m caught up in a dream
    – Bir rüyanın içinde kaybolduğumu söylediler
    Life will pass me by if I don’t open up my eyes
    – Eğer gözlerimi açmazsam hayat beni arkada bırakacak
    Well that’s fine by me
    – İyi, benim için sorun yok

    So wake me up when it’s all over
    – Tüm bunlar bittiğinde beni uyandır
    When I’m wiser and I’m older
    – Ben bilgili olduğumda ve büyüdüğümde
    All this time I was finding myself
    – Tüm bu zaman boyunca kendimi arıyordum
    And I didn’t know I was lost
    – Ve bilmiyordum, kaybolmuştum

    I tried carrying the weight of the world
    – Dünyanın ağırlığını taşımaya çalıştım
    But I only have two hands
    – Ama sadece iki tane elim var
    I hope I get the chance to travel the world
    – Umuyorum dünyayı dolaşmak için bir şans yakalarım
    But I don’t have any plans
    – Ama hiç planım yok
    Wish that I could stay forever this young
    – Sonsuza kadar genç kalabilmeyi dilerdim
    Not afraid to close my eyes
    – Gözlerimi kapatmaktan korkmuyorum
    Life’s a game made for everyone
    – Hayat herkes için yapılmış bir oyun
    And love is the prize
    – Ve aşk ise ödül

    So wake me up when it’s all over
    – Tüm bunlar bittiğinde beni uyandır
    When I’m wiser and I’m older
    – Ben bilgili olduğumda ve büyüdüğümde
    All this time I was finding myself
    – Tüm bu zaman boyunca kendimi arıyordum
    And I didn’t know I was lost
    – Ve bilmiyordum, kaybolmuştum

    I didn’t know I was lost
    – Bilmiyordum, kaybolmuştum
    I didn’t know I was lost
    – Bilmiyordum, kaybolmuştum
    I didn’t know I was lost
    – Bilmiyordum, kaybolmuştum
    I didn’t know I was lost 
    – Bilmiyordum, kaybolmuştum

  • Avril Lavigne – When You’re Gone Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Avril Lavigne – When You’re Gone Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

     always needed time on my own
    – Daima kendimi dinleyecek zamana ihtiyacım oldu
    I never thought I’d need you there when I cry
    – Ağladığımda,daha önce hiç sana bu kadar ihtiyacım olacağını düşünmemiştim
    And the days feel like years when I’m alone
    – Yalnızken günler sanki yıllarmış gibi geliyor
    And the bed where you lie
    – Ve yattığın yatak
    Is made up on your side
    – Hazır duruyor

    When you walk away
    – Yürüyüp gittiğinde
    I count the steps that you take
    – Attığın her adımı sayıyorum
    Do you see how much I need you right now?
    – Şimdi sana ne kadar ihtiyacım var görmüyor musun?

    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The pieces of my heart are missing you
    – Kalbimin her parçası seni özlüyor
    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The face I came to know is missing too
    – O yüz de özlüyor

    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The words I need to hear to always get me through the day
    – Günü daima güzel geçirebilmem için duymaya ihtiyacım olan o sözler
    And make it OK
    – Ve herşeyi yoluna koyan
    I miss you
    – Seni özlüyorum

    I never felt this way before
    – Daha önce hiç böyle hissetmemiştim
    Everything that I do
    – Yaptığım herşey
    Reminds me of you
    – Bana seni hatırlatıyor
    And the clothes you left
    – Ve bıraktığın giysiler
    They lie on the floor
    – Yerde uzanmış duruyor
    And they smell just like you
    – Ve üzerlerinde hala senin kokun
    I love the things that you do
    – Yaptığın herşeyi seviyorum

    When you walk away
    – Yürüyüp gittiğinde
    I count the steps that you take
    – Attığın her adamı sayıyorum
    Do you see how much I need you right now?
    – Şimdi sana ne kadar ihtiyacım var görmüyor musun?

    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The pieces of my heart are missing you
    – Kalbimin her parçası seni özlüyor
    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The face I came to know is missing too
    – O yüz de özlüyor

    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The words I need to hear to always get me through the day
    – Günü daima güzel geçirebilmem için duymaya ihtiyacım olan o sözler
    And make it OK
    – Ve herşeyi yoluna koyan
    I miss you
    – Seni özlüyorum

    We were made for each other
    – Birbirimiz için yaratılmıştık
    Out here forever
    – Bu dünyada sonsuza dek
    I know we were
    – Öyleydik,biliyorum
    Yeah Yeah
    – Evet Evet

    All I ever wanted was for you to know
    – Bilmeni istediğim tek şey
    Everything I do I give my heart and soul
    – Yaptığım herşeye kalbimi ve ruhumu adadığımdır
    I can hardly breathe I need to feel you here with me
    – Nefes alamıyorum,seni yanımda hissetmem gerek
    Yeah
    – Evet

    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The pieces of my heart are missing you
    – Kalbimin her parçası seni özlüyor
    When you’re gone
    – Gittiğinde
    The face I came to know is missing too
    – O yüz de özlüyor
    And When you’re gone
    – Ve gittiğinde
    The words I need to hear will always get me through the day
    – Günü daima güzel geçirebilmem için duymaya ihtiyacım olan o sözler
    And make it OK
    – Ve herşeyi yoluna koyan
    I miss you
    – Seni özlüyorum

  • Axel Thesleff – Bad Karma Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Axel Thesleff – Bad Karma Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    That and profit means no rupee
    – O ve kar rupaiye yok demektir
    That and profit means no rupee
    – O ve kar rupaiye yok demektir
    That and profit means no rupee
    – O ve kar rupaiye yok demektir
    That and profit means no rupee
    – O ve kar rupaiye yok demektir
    That and profit means no rupee
    – O ve kar rupaiye yok demektir
    That and profit means no rupee
    – O ve kar rupaiye yok demektir

    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektirShe and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir
    She and the profit rupee means Baal baal ke and Raja who is not
    – O ve kar rupaiye Baal baal ke ve Raja kim yok demektir

    Bai and profit rupee means no bar ke bar by Raja who
    – Bai ve kar rupaiye Raja kim tarafından bar ke bar yok demektir

  • Alice Merton – No Roots Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Alice Merton – No Roots Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I like digging holes and hiding things inside them
    – Çukurlar kazmayı ve o çukurların içine bir şeyler saklamayı severim
    When I’ll grow old I hope I won’t forget to find them
    – Yaşlandığım zaman umarım onları bulmayı unutmam
    ‘Cause I’ve got memories and travel like gypsies in the night
    – Çünkü anılarım var ve çingeneler gibi gece seyahat ediyorum
    I built a home and wait for someone to tear it down
    – Bir ev inşa ederim ve birinin gelip onu yerle bir etmesini beklerim
    Then pack it up in boxes, head for the next town running
    – Sonra kutuların içine paketler, bir sonraki kasaba koşusuna yönelirim
    ‘Cause I’ve got memories and travel like gypsies in the night
    – Çünkü anılarım var ve çingeneler gibi gece seyahat ediyorum
    And a thousand times I’ve seen this road,
    – Ve bin kere bu yolu gördüm
    A thousand times
    – Bin defa

    I’ve got no roots, but my home was never on the ground
    – Köklerim yok, ki evim asla yerde olmadı
    I’ve got no roots, but my home was never on the ground
    – Köklerim yok, ki evim asla yerde olmadı
    I’ve got no roots uuuh uuuh uh uh
    – Köklerim yok
    I’ve got no roots
    – Köklerim yok
    I like standing still, boy that’s just a wishful plan
    – Ayakta durmayı seviyorum hala, oğlum bu sadece arzu dolu bir plan
    Ask me where I come from, I’ll say a different land
    – Bana nereden geldiğimi sor, farklı bir ülke söyleyeceğim
    But I’ve got memories and travel like gypsies in the night
    – Ama anılarım var ve çingeneler gibi gece seyahat ediyorum
    I can’t get the numbers, and play the guessing name
    – Numaraları alamıyorum (kavrayamıyorum) ve isim tahmin etme oynayamıyorum
    It’s just the place that changes, the rest is still the same
    – Değişen şey  sadece mekan,  geri kalan hala aynı
    But I’ve got memories and travel like gypsies in the night
    – Ama benim anılarım var ve çingeneler gibi gece seyahat ediyorum
    And a thousand times I’ve seen this road, a thousand times
    – Ve bin kere gördüm bu yolu, bin kere
    I’ve got no roots, but my home was never on the ground
    – Köklerim yok, ki evim asla yerde olmadı
    I’ve got no roots, but my home was never on the ground
    – Köklerim yok, ki evim asla yerde olmadı
    I’ve got no roots uuuh uuuh uh uh
    – Köklerim yok

    I’ve got no roots
    – Köklerim yok
    I like digging holes,
    – Çukurlar kazmayı seviyorum
    Hiding things inside them
    – Onların içinde saklanan şeyleri
    When I’ll grow old
    – Yaşlandığımda
    I won’t forget to find them
    – Onları bulmayı unutmayacağım
    I like digging holes,
    – Çukurlar kazmayı seviyorum
    Hiding things inside them
    – Onların içinde saklanan şeyleri
    When I’ll grow old
    – Yaşlandığımda
    I won’t forget to find them
    – Onları bulmayı unutmayacağım
    I’ve got NO ROOTS!
    – Benim köklerim yok
    NO ROOTS!
    – Kökler yok

    I’ve got no roots, but my home was never on the ground
    – Köklerim yok ama evim asla yerde olmadı
    I’ve got no roots, but my home was never on the ground
    – Köklerim yok ama evim asla yerde olmadı
    I’ve got no roots uuuh uuuh uh uh
    – Köklerim yok
    I’ve got no roots
    – Benim köklerim yok
    No
    – Hayır

  • Ali Gatie – What If I Told You That I Love You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ali Gatie – What If I Told You That I Love You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    What if I told you that I love you?
    – Ya seni sevdiğimi söylersem?
    Would you tell me that you love me back?
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim, sen de beni sevdiğini söyler miydin?
    What if I told you that I miss you?
    – Ya seni özlediğimi söylersem?
    Would you tell me that you miss me back?
    – Eğer sana seni özlediğimi söyleseydim, sen de beni özlediğini söyler miydin?
    What if I told you that I need you?
    – Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem?
    Would you tell me that you need me, yeah?
    – Eğer sana ihtiyacım var deseydim, ‘benim de sana ihtiyacım var’ der miydin?
    If I tell you all my feelings
    – Sana tüm hislerimi söylersem
    Would you believe me, yeah
    – Eğer sana tüm hislerimi söyleseydim, bana inanabilir miydin?

    What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
    What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
    What if I told you that I need you?
    – Eğer sana ihtiyacım var deseydim,
    Would you tell me that you need me, too?
    – Benim de sana ihtiyacım var diyecek miydin?
    What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you?
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,

    When you told me that you’d love me
    – Beni seveceğini söylediğinde
    Was I a fool to believe in you?
    – Bana beni sevdiğini söylediğinde, sana inanmakla hata mı yaptım?
    When you told me I was special
    – Bana özel olduğumu söylediğinde
    Was I dumb for trusting you?
    – Bana özel olduğumu söylediğinde, sana güvenmekle aptallık mı ettim?
    When you told me that you want me
    – Beni istediğini söylediğinde
    Did you really want me?
    – Bana beni istediğini söylediğinde, beni gerçekten istemiş miydin?
    Or was this all a joke to you?
    – Ya da hepsi senin için şakadan mı ibaretti?
    I don’t wanna say, “I miss you”
    – Sana ‘seni özledim’ demek istemiyorum,
    If I don’t know that you miss me back (Oh, no, no)
    – Eğer senin de özleyip özlemediğini bilmiyorsam.
    I don’t wanna say the wrong thing
    – Yanlış bir şey söylemek istemiyorum.
    If I do, there’s no coming back
    – Söylersem geri dönüşü olmayacak.

    What if I told you that I need you? (Need you)
    – Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem? (Sana ihtiyacım var)
    Would you tell me that you need me, yeah?
    – Eğer sana ihtiyacım olduğunu söyleseydim, benim de sana ihtiyacım var der miydin?
    If I’d tell you all my feelings
    – Sana tüm hislerimi söyleseydim
    Would you believe me, yeah?
    – Eğer sana tüm hislerimden bahsetseydim, bana inanabilir miydin?

    What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you?
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
    Yeah, what if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you?
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,

    I wish I told you that I loved you
    – Keşke sana seni sevdiğimi söyleseydim.
    Now it’s too late, you have someone new
    – Ama şimdi çok geç, sen yeni biriyleyken,
    I hope he loves you like I do
    – Umarım o da seni benim sevdiğim gibi seviyordur.
    Do you love the way he’s treating you?
    – Onun sana davranış şeklini seviyor musun?

    What if I told you that I love you?
    – Keşke sana seni sevdiğimi söyleseydim.
    Would you tell me that you love me back?
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim, sen de beni sevdiğini söyler miydin?
    If I told you that I miss you
    – Seni özlediğimi söyleseydim
    Would you tell me that you miss me back?
    – Eğer seni özlediğimi söyleseydim, sen de beni özlediğini söyler miydin?

    What if I told you that I need you?
    – Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem?
    Would you tell me that you need me, yeah?
    – Eğer sana ihtiyacım var deseydim, ‘benim de sana ihtiyacım var’ der miydin?
    If I tell you all my feelings
    – Sana tüm hislerimi söylersem
    Would you believe me, yeah?
    – Eğer tüm hislerimi söyleseydim, bana inanabilir miydin?
    What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
    What if I told you that I lo-lo-lo-lo-lo-lo-lo-love you? Yeah
    – Eğer sana seni sevdiğimi söyleseydim,
    What if I told you that I need you?
    – Ya sana ihtiyacım olduğunu söylersem?
    Would you tell me that you need me, too?
    – Eğer sana ihtiyacım var deseydim, ‘benim de sana ihtiyacım var’ der miydin?
    What if I told you that I love you?
    – Eğer sana ‘seni seviyorum’ deseydim,
    What if I told you that I
    – Eğer sana söyleseydim…

  • Alessia Cara – How Far I’ll Go Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Alessia Cara – How Far I’ll Go Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’ve been standing at the edge of the water
    – Suyun ucunda duruyordum

    ‘Long as I can remember, never really knowing why
    – Hatırlayabildiğim sürece asla gerçek nedenini bilmedim

    I wish I could be the perfect daughter
    – Keşke mükemmel kızlardan olsaydım

    But I come back to the water, no matter how hard I try
    – Ama suya geri gelirim , her ne olursa olsun zoru denerim

    Every turn I take, every trail I track
    – Her dönüşümde alırım , her denememde parçalarım

    Every path I make, every road leads back
    – Her patikada yaparım , her yol geriye gider

    To the place I know, where I can not go
    – Bildiğim yerlere , gidemem

    Though I long to be
    – Yine de uzayabilirim

    See the line where the sky meets the sea? It calls me
    – Gökyüzünün denizle karşılaştığı yerdeki çizgileri görüyor musun ? beni çağırıyor

    And no one knows, how far it goes
    – Ve kimse bilmez , ne kadar sürer

    If the wind in my sail on the sea stays behind me
    – Eğer rüzgarlar denizin yelkeninde arkamda kalırsa

    One day I’ll know, if I go there’s just no telling how far I’ll go
    – Bir gün bileceğim , eğer ben sadece ne kadar süre gideceğimi söylemezsem

    Oh oh oh, oh, oh oh oh oh, oh oh oh, oh oh
    – Oh oh oh, oh, oh oh oh oh, oh oh oh, oh oh

    I know, everybody on this island seems so happy on this island
    – Biliyorum herkes adada çok mutlu görünüyor

    Everything is by design
    – Her şey tasarım tarafından

    I know, everybody on this island has a role on this island
    – Biliyorum , herkes adada bir role sahip

    So maybe I can roll with mine
    – Bu yüzden belki kendimle dalgalanırım

    I can lead with pride, I can make us strong
    – Gururum ile öncülük edebilirim , bizi güçlü yapabilirim

    I’ll be satisfied if I play along
    – Eğer bir oyunsa ben memnun olacağım

    But the voice inside sings a different song
    – Ama sesler içerisinde farklı bir şarkı söyleniyor

    What is wrong with me?
    – Benimle ne yanlışın var ?

    See the light as it shines on the sea? It’s blinding
    – Denizin üzerindeki parlayan ışıkları görüyor musun ? kör ediyor

    But no one knows, how deep it goes
    – Ama kimse bilmez , nasıl derine gider

    And it seems like it’s calling out to me, so come find me
    – Ve beni dışarı çağırıyormuş gibi görünüyor , bu yüzden gel bul beni

    And let me know, what’s beyond that line, will I cross that line?
    – Ve bilmeme izin ver , çizgilerin ötesinde ne var , ben çizgileri geçecek miyim ?

  • Alan Walker & Ava Max – Alone, Pt. II Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Alan Walker & Ava Max – Alone, Pt. II Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    We were young, posters on the wall
    – Gençtik, duvarda posterler vardı
    Praying we’re the ones that the teacher wouldn’t call
    – Öğretmen bizi seçmesin diye dua ederdik
    We would stare at each other
    – Birbirimize bakardık
    ‘Cause we were always in trouble
    – Çünkü başımız hep beladaydı

    And all the cool kids did their own thing
    – Ve diğer havalı çocuklar, kendi işine baktı
    I was on the outside always looking in
    – Dışarıda bakınıyordum hep
    Yeah, I was there but I wasn’t
    – Evet, oradaydım ama değildim
    They never really cared if I wasn’t
    – Gerçekten orada olup olmamamı da umursamadılar


    We all need that someone who gets you like no one else
    – Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
    Right when you need it the most
    – En çok ihtiyacımız olduğu zamanda…
    We all need a soul to rely on, a shoulder to cry on
    – Hepimizin, güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omza ihtiyacı var
    A friend through the highs and the lows
    – İnişlerde, çıkışlarda yanında olacak bir arkadaşa…

    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım

    Then I saw your face, your forgiving eyes
    – Sonra senin yüzünü gördüm, affedici gözlerini…
    Looking back at me from the other side
    – Diğer taraftan bana bakıyorlardı
    Like you understood me
    – Sanki beni anlamışsın gibi
    And I’m never letting you go, oh
    – Ve seni asla bırakmayacağım

    We all need that someone who gets you like no one else
    – Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
    Right when you need it the most
    – En çok ihtiyacımız olduğu zamanda…
    We all need a soul to rely on, a shoulder to cry on
    – Hepimizin, güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omza ihtiyacı var
    A friend through the highs and the lows
    – İnişlerde, çıkışlarda yanında olacak bir arkadaşa…

    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım


    I’m not gonna make it alone (La, la-la-la-la-la, ‘lone)
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım

    ‘Cause you are that someone that gets me like no one else
    – Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
    Right when I need it the most
    – Hepimizin, bize diğerleri gibi davranmayan birine ihtiyacı var
    And I’ll be the one you rely on, a shoulder to cry on
    – Hepimizin, güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omza ihtiyacı var
    A friend through the highs and the lows
    – İnişlerde, çıkışlarda yanında olacak bir arkadaşa…

    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım
    I’m not gonna make it a-la, la-la-la-la-la, la, la-la-la-la-la, ‘lone
    – Bunu tek başıma yapmayacağım

  • Alan Walker – Faded Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Alan Walker – Faded Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You were the shadow to my light
    – Işığımın gölgesiydin
    Did you feel us?
    – Bizi hissettin mi?
    Another start
    – Baka başlangıç
    You fade away
    – Solup gidiyorsun
    Afraid our aim is out of sight
    – Amacımızın görüş açımızdan çıkmasından korkuyorum
    Wanna see us
    – Bizi görmek istiyorum
    Alive
    – Yaşarken
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Was it all in my fantasy
    – Hepsi benim kurgummuydu?
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Were you only imaginary
    – Sen sadece hayal miydin?

    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Atlantis
    – Atlantis?
    Under the sea
    – Denizin altında
    Under the sea
    – Denizin altında
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Another dream
    – Başka rüya
    The monsters running wild inside of me
    – Canavarlar benim vahşi yanımdan kaçıyorlar
    I’m faded
    – Soldum
    I’m faded
    – Soldum
    So lost, I’m faded
    – Kayboldum, soldum
    I’m faded
    – Soldum
    So lost, I’m faded
    – Kayboldum, soldum

    These shallow waters never met
    – Bu sığ sularla asla tanışmadım
    What I needed
    – Neye ihtiyacım var
    I’m letting go – a deeper dive
    – Artık bıraktım – daha derin bir dalış
    Eternal silence of the sea – I’m breathing
    – Denizin ebedi sessizliğine – Nefes alıyorum
    Alive
    – Yaşıyorum
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Under the bright – but faded lights
    – Aydınlığın altında- ama solgun ışıklar
    You’ve set my heart on fire
    – Kalbimi ateşe verdin
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?

    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Atlantis
    – Atlantis?
    Under the sea
    – Denizin altında
    Under the sea
    – Denizin altında
    Where are you now
    – Şimdi neredesin?
    Another dream
    – Başka rüya
    The monsters running wild inside of me
    – Canavarlar benim vahşi yanımdan kaçıyorlar
    I’m faded
    – Soldum
    I’m faded
    – Soldum
    So lost, I’m faded
    – Kayboldum, soldum
    I’m faded
    – Soldum
    So lost, I’m faded
    – Kayboldum, soldum

  • Rita Ora – Your Song Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Rita Ora – Your Song Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I woke up with a fear this morning
    – Bu sabah korkuyla uyandım
    But I can taste you on the tip of my tongue
    – Ama dilimin ucunda seni tadabilirim
    Alarm without no warning
    – Uyarı vermeden alarm
    You’re by my side and we’ve got smoke in our lungs
    – Benim tarafımdasın ve akciğerlerimizde duman var.

    Last night we were way up, kissing in the back of the cab
    – Dün gece yoldaydık, kabinin arkasında öpüştük.
    And then you say “love baby let’s go back to my flat”
    – Ve sonra “aşk bebeğim daireme geri dönelim” diyorsun
    And when we wake up, never had a feeling like that
    – Ve uyandığımızda, böyle bir şey hissetmedim
    I got a reason so man, put that record on again
    – Bir sebebim var adamım, o kaydı tekrar koy

    I don’t want to hear sad songs anymore
    – Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
    I only want to hear love songs
    – Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
    I found my heart up in this place tonight
    – Bu gece kalbimi buldum bu gece
    Don’t want to sing mad songs anymore
    – Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
    I only want to sing your song
    – Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
    Cause your song’s got me feeling like I’m
    – Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyor

    I’m in love, I’m in love, I’m in love
    – Ben aşığım, aşığım, aşığım
    Yeah, you know your song’s got me feeling like I’m
    – Evet, şarkının beni benim gibi hissettirdiğini biliyorsun.

    No fear but I think I’m falling
    – Korku yok ama sanırım düşüyorum
    I’m not proud
    – Gurur duymuyorum
    But I’m usually the type of girl that would hit and run
    – Ama ben genellikle vuracak ve kaçacak bir kızım.
    No risk so I think I’m all in
    – Risk yok, bu yüzden hepimdeyim
    When I kiss your lips, feel my heart beat thump
    – Dudaklarını öptüğümde kalbimin yumruğunu yendiğini hisset

    And now we’re way up, dancing on the roof of the house
    – Ve şimdi yoldayız, evin çatısında dans ediyoruz.
    And then we make love, right there on your best friend’s couch
    – Sonra da en iyi arkadaşının kanepesinde sevişiriz
    And then you say “love, this is what it’s all about”
    – Ve sonra “aşk, her şey bununla ilgili” diyorsun
    So keep on kissing my mouth and put that record on again
    – Bu yüzden ağzımı öpmeye devam et ve o kaydı tekrar koy

    I don’t want to hear sad songs anymore
    – Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
    I only want to hear love songs
    – Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
    I found my heart up in this place tonight
    – Bu gece kalbimi buldum bu gece
    Don’t want to sing mad songs anymore
    – Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
    I only want to sing your song
    – Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
    Cause your song’s got me feeling like I’m
    – Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyor

    I’m in love, I’m in love, I’m in love
    – Ben aşığım, aşığım, aşığım
    I’m in love, I’m in love, I’m in love
    – Ben aşığım, aşığım, aşığım
    I’m in love, I’m in love, I’m in love
    – Ben aşığım, aşığım, aşığım
    Yeah, you know your song’s got me feeling like I’m
    – Evet, şarkının beni benim gibi hissettirdiğini biliyorsun.

    I don’t want to hear sad songs anymore
    – Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
    I only want to hear love songs
    – Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
    I found my heart up in this place tonight
    – Bu gece kalbimi buldum bu gece
    Don’t want to sing mad songs anymore
    – Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
    I only want to sing your song
    – Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
    Cause your song’s got me feeling like I’m
    – Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyor

    I don’t want to hear sad songs anymore
    – Artık hüzünlü şarkıları duymak istemiyorum
    I only want to hear love songs
    – Ben sadece aşk şarkılarını duymak istiyorum
    I found my heart up in this place tonight
    – Bu gece kalbimi buldum bu gece
    Don’t want to sing mad songs anymore
    – Artık deli şarkı söylemek istemiyorum
    I only want to sing your song
    – Ben sadece senin şarkıyı söylemek istiyorum
    Cause your song’s got me feeling like I’m
    – Çünkü şarkın benim gibi hissettiriyor

    I’m in love, I’m in love, I’m in love
    – Ben aşığım, aşığım, aşığım
    I’m in love, I’m in love, I’m in love
    – Ben aşığım, aşığım, aşığım
    I’m in love, I’m in love, I’m in love
    – Ben aşığım, aşığım, aşığım
    Yeah, you know your song’s got me feeling like I’m
    – Evet, şarkının beni benim gibi hissettirdiğini biliyorsun.

  • MAX – Blueberry Eyes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    MAX – Blueberry Eyes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Dаmn you look so good
    – Lanet olsun çok iyi görünüyorsun
    Lаying there weаring nothing but my t shirt
    – Orada yatarken tişörtümden başka bir şey giymiyorum
    Your body’s а neighborhood
    – Vücudunuz bir mahalle
    Wаnnа drive my lips аll аround it
    – Dudaklarımı etrafına dolaşırdım

    Cаuse I’m holding my breаth
    – Çünkü nefesimi tutuyorum
    Wondering when you’re gonnа wаke up in my аrms
    – Benim arabalarımda ne zaman uyanacağını merak ediyorum
    Heаd on my chest
    – Göğsümde duy
    My heаrt’s beаting
    – Benim ateşli vuruşum
    I cаn’t wаit to
    – İstemiyorum

    Kiss you eаch morning
    – Her sabah öpüyorum
    With strаwberry skies
    – Yabanmersini gökyüzü ile
    I get so lost in
    – İçinde kayboluyorum
    Your blueberry eyes
    – Yaban mersini gözlerin
    I’m running through my dreаms
    – Rüyalarımda koşuyorum
    To see you in the light
    – Seni ışıkta görmek için
    Cаuse I get so lost in
    – Çünkü içinde kayboluyorum
    Your blueberry eyes
    – Yaban mersini gözlerin

    내 그림자를 가른 한줄기 빛
    – Gölgemi kesen bir ışık ışını
    어둡기만한 내 삶을 뒤집어 놓은 너
    – Karanlık hayatımı alt üst ettin
    나 어쩌면 아무것도 아니지
    – Ben belki hiçbir şey
    너를 만나기전엔 그저 보잘것 없던 나
    – Seninle tanışmadan önce önemsizdim
    보잘것 없던 나
    – Önemsizdim
    그전 내 삶은 다
    – Ondan önce hayatım hepsi
    하루를 대충 때우기에 급급했었잖아 yeаh
    – Günü atlatmak için acelem vardı, evet
    우리의 낮 우리의 밤 그래 우리의 삶
    – Bizim günümüz, gecemiz, evet hayatımız
    u AR e MY light 서롤 지탱하는 벗 서로의 닻
    – Sen benim ışığım, birbirini destekleyen arkadaşlar, birbirlerinin dayanağı

    Kiss you eаch morning
    – Her sabah öpüyorum
    With strаwberry skies
    – Yabanmersini gökyüzü ile
    I get so lost in
    – İçinde kayboluyorum
    Your blueberry eyes
    – Yaban mersini gözlerin
    I’m running through my dreаms
    – Rüyalarımda koşuyorum
    To see you in the light
    – Seni ışıkta görmek için
    Cаuse I get so lost in
    – Çünkü içinde kayboluyorum
    Your blueberry eyes
    – Yaban mersini gözlerin

  • Trevor Daniel, Selena Gomez – Past Life Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Trevor Daniel, Selena Gomez – Past Life Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’m trying to be honest with my happiness
    – Mutluluğumla dürüst olmaya çalışıyorum
    I don’t know why I’m bad at this, oh
    – Bunda neden kötü olduğumu bilmiyorum, ah
    And I don’t want to collapse in my sadness
    – Ve üzüntümde çöküp kalmak istemiyorum
    I know this is my habit
    – Bunun benim bir alışkanlığım olduğunu biliyorum

    Perfect timing
    – Mükemmel zamanlama
    I’m getting started but i don’t know how it will end
    – Başlıyorum, ama nasıl biteceğini bilmiyorum
    Don’t remind me of it
    – Bana onu hatırlatma
    I messed it up before it even started, oh
    – Daha başlamadan mahvettim, oh

    Last night was the last night of my past life
    – Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi
    Here I am, like you could never figure me out
    – İşte buradayım, beni asla çözemeyecek gibisin
    Last night was the last time
    – Dün gece sondu, son kezdi
    I will never let you untie me
    – Beni çözmene asla izin vermeyeceğim
    Sitting and talking to myself
    – Oturuyor ve kendimle konuşuyorum
    Thinking how I used to use you
    – Eskiden seni nasıl kullandığımı düşünüyorum
    You were the only thing I used to
    – Alıştığım tek şeydin
    Last night was the last night of my life, woah
    – Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi, woah

    Give me what I want when I need it
    – İhtiyacım olduğunda bana ne istersem ver
    To be honest i mean
    – Dürüst olmak gerekirse, demek istediğim
    If I could convince myself to feel you
    – Eğer kendimi seni hissetmeye ikna edebilseydim
    You know I can feel it, I wish it was …
    – Hissedebileceğimi biliyorsun, öyle olmasını isterdim…

    Perfect timing
    – Mükemmel zamanlama
    I’m getting started, but I don’t know how it will end
    – Başlıyorum, ama nasıl biteceğini bilmiyorum
    Don’t remind me of it
    – Bana onu hatırlatma
    I messed it up before it even started, oh
    – Daha başlamadan mahvettim, oh

    Last night was the last night of my past life
    – Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi
    Here I am, like you could never figure me out
    – İşte buradayım, beni asla çözemeyecek gibisin
    Last night was the last time
    – Dün gece sondu, son kezdi
    I will never let you untie me
    – Beni çözmene asla izin vermeyeceğim
    Sitting and talking to myself
    – Oturuyor ve kendimle konuşuyorum
    Thinking how I used to use you
    – Eskiden seni nasıl kullandığımı düşünüyorum
    You were the only thing I used to
    – Alıştığım tek şeydin
    Last night was the last night of my life, woah
    – Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi, woah

    Oh woah, woah, woah
    – Oh, woah, woah, woah
    Oh woah, woah, woah
    – Oh, woah, woah, woah

    Last night was the last night of my past life
    – Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi
    Here I am, like you could never figure me out
    – İşte buradayım, beni asla çözemeyecek gibisin
    Last night was the last time
    – Dün gece sondu, son kezdi
    I will never let you untie me
    – Beni çözmene asla izin vermeyeceğim
    Sitting and talking to myself
    – Oturuyor ve kendimle konuşuyorum
    Thinking how I used to use you
    – Eskiden seni nasıl kullandığımı düşünüyorum
    You were the only thing I used to
    – Alıştığım tek şeydin
    Last night was the last night of my life, woah
    – Dün gece geçmiş hayatımın son gecesiydi, woah

    Oh woah, woah, woah
    – Oh, woah, woah, woah
    Oh woah, woah, woah
    – Oh, woah, woah, woah
    (Oh) Where have we been
    – (Oh) Nerelerdeydik
    The only thing we know for sure (Woah, woah, woah)
    – Kesin olarak bildiğimiz tek şey (Woah, woah, woah)
    I’ll never go away (Oh)
    – Asla çekip gitmeyeceğim (Oh)
    Never gonna go away (Woah, woah, woah)
    – Asla çekip gitmeyeceğim (Woah, woah, woah)

    Where have we been
    – Nerelerdeydik
    The only thing we know for sure
    – Kesin olarak bildiğimiz tek şey
    I will never go away
    – Asla çekip gitmeyeceğim
    I will never go away
    – Asla çekip gitmeyeceğim