Kategori: Genel

  • Salem İlese – Mad At Disney Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Salem İlese – Mad At Disney Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’m mad at Disney, Disney
    – Disney’e, Disney’e sinirliyim
    They tricked me, tricked me
    – Beni kandırdılar, kandırdılar
    Had me wishing on a shooting star
    – Kayan yıldızla dile tutturdular
    But now I’m twenty-something
    – Ama şimdi 20 yaşlarındayım
    I still know nothing
    – Ve hala hiçbir şey bilmiyorum
    About who I am or what I’m not
    – Kim olduğum veya kim olmadığımla ilgili
    So call me a pessimist
    – Bu yüzden bana kötümser diyebilirsin
    But I don’t believe in it
    – Ama buna inanmıyorum
    Finding a true love’s kiss is bullsh-
    – Gerçek aşk öpücüğünü bulmak saçmalık
    ‘Cause I felt sad love
    – Çünkü hüzünlü aşkı hissetmek
    I felt bad love
    – Kötü aşkı hissetmek

    Sometimes happy love (happy love)
    – Bazen de mutlu aşkı hissetmek
    Turns into giving up (giving up)
    – Pes ettirebiliyor
    I felt hurt love
    – Acı veren aşkı hissettim
    About the word love
    – Aşk kelimesi hakkında
    What the hell is love supposed to feel like?
    – Aşkın nasıl hissettirmesi gerekiyor
    What the hell is love? What the hell is love?
    – Aşk nedir ki ? Aşk nedir ki ?

    What the hell is love supposed to feel like?
    – Aşkın nasıl hissettirmesi gerekiyor
    My fairy grandma warned me
    – Sihirli büyükannem beni uyarmıştı
    Cinderella’s story
    – Sindrella hikayesi
    Only ended in a bad divorce
    – Sadece kötü bir boşanmayla bitmişti
    The prince ain’t sleeping when he
    – Prens uyuyamıyor
    Takes his sleeping beauty To the motel on his snow-white horse
    – Uyuyan güzelini kar beyazı atıyla moteline götürdüğü için (?)
    ‘Cause I felt sad love
    – Çünkü hüzünlü aşkı hissetmek
    I felt bad love
    – Kötü aşkı hissetmek
    Sometimes happy love (happy love)
    – Bazen de mutlu aşkı hissetmek
    Turns into giving up (giving up)
    – Bazen pes ettiriyor

    I felt hurt love
    – Acı veren aşkı hissettim
    About the word love
    – Aşk kelimesi hakkında
    What the hell is love supposed to feel like?
    – Aşkın nasıl hissettirmesi gerekiyor
    What the hell is love? What the hell is love?
    – Aşk nedir ki ? Aşk nedir ki ?
    What the hell is love supposed to feel like?
    – Aşkın nasıl hissettirmesi gerekiyor
    What the hell is love supposed to feel like?
    – Aşkın nasıl hissettirmesi gerekiyor

    What the hell is love? What the hell is love?
    – Aşk nedir ki ? Aşk nedir ki ?
    What the hell is love supposed to feel like?
    – Aşkın nasıl hissettirmesi gerekiyor
    I’m mad at Disney, Disney
    – Disney’e, Disney’e sinirliyim
    They tricked me, tricked me
    – Beni kandırdılar, kandırdılar

  • Billie Eilish , Ilomilo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Billie Eilish , Ilomilo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Told you not to worry
    – Endişelenmemeni söyledim ama
    But maybe that’s a lie
    – Belkide yalandı
    Honey, what’s your hurry?
    – Ne bu acelen
    Won’t you stay inside?
    – Kalmak istemez misin?
    Remember not to get too close to stars
    – Yıldızlara aşırı fazla yaklaşmamayı unutma
    They’re never gonna give you love like ours
    – Onlar bizimki gibi sana asla sevgi veremeyecek

    Where did you go?
    – Nereye gittin
    I should know, but it’s cold
    – Bilmeliyim ama soğuk
    And I don’t wanna be lonely
    – Ve yalnız olmak istemiyorum
    So show me the way home
    – O yüzden evin yolunu göster
    I can’t lose another life
    – Başka birini daha kaybedemem

    Hurry, I’m worried
    – Çabuk ol, endişeliyim

    The world’s a little blurry
    – Dünya biraz bulanık
    Or maybe it’s my eyes
    – Yada gözlerimde sorun var
    The friends I’ve had to bury
    – Gömmek zorunda kaldığım arkadaşlarım
    They keep me up at night
    – Beni gece uyanık tutuyor
    Said I couldn’t love someone
    – Birini sevemem dedim
    ‘Cause I might break If you’re gonna die, not by mistake
    – Çünkü eğer ölürsen dayanamayabilirim
    So, where did you go?
    – Nereye gittin
    I should know, but it’s cold
    – Bilmeliyim ama soğuk
    And I don’t wanna be lonely
    – Ve yalnız olmak istemiyorum
    So show me the way home
    – O yüzden evin yolunu göster
    I can’t lose another life
    – Başka birini daha kaybedemem

    I tried not to upset you
    – Seni üzmemeye çalıştım
    Let you rescue me the day I met you
    – Seninle tanışdığım günden beri beni kurtarmana izin verdim
    I just wanted to protect you
    – Sadece seni korumak istiyordum
    But now I’ll never get to
    – Ama şimdi asla ulaşamayacağım

    Where did you go?
    – Nereye gittin?
    I should know, but it’s cold
    – Bilmeliyim ama hava soğuk
    And I don’t wanna be lonely
    – Ve yalnız kalmak istemiyorum
    Was hoping you’d come home
    – Geleceğini umuyordum
    I don’t care if it’s a lie
    – Yalansa da umurumda değil

  • Billy Joel , Pressure Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Billy Joel , Pressure Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You have to learn to pace yourself
    – Kendine hız vermeyi öğrenmelisin
    Pressure
    – Basınç
    You’re just like everybody else
    – Sen de herkes gibisin
    Pressure
    – Basınç
    You’ve only had to run so far
    – Sadece şimdiye kadar koşmak zorundaydın
    So good
    – Çok iyi
    But you will come to a place
    – Ama bir yere geleceksin
    Where the only thing you feel
    – Hissettiğin tek şey nerede
    Are loaded guns in your face
    – Yüzüne silah dolu
    And you’ll have to deal with
    – Ve başa çıkmak zorundasın
    Pressure
    – Basınç

    You used to call me paranoid
    – Bana paranoyak derdin
    Pressure
    – Basınç
    But even you cannot avoid
    – Ama sen bile kaçınamazsın
    Pressure
    – Basınç
    You turned the tap dance into your crusade
    – Tap dansını haçlı seferine çevirdin
    Now here you are with your faith
    – Şimdi buradasın inancınla
    And your Peter Pan advice
    – Ve Peter Pan tavsiyen
    You have no scars on your face
    – Yüzünde hiç yara izi yok
    And you cannot handle
    – Ve sen halledemezsin
    Pressure
    – Basınç

  • Manchester Orchestra , The Maze Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Manchester Orchestra , The Maze Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I notice you when you’re noticing me
    – Beni fark ettiğinde seni fark ediyorum
    Breaking the habit, you’re watching me sleep
    – Alışkanlığı kırıyorsun, beni uyurken izliyorsun
    Give me some time let me learn how to speak
    – Bana biraz zaman ver, nasıl konuşacağımı öğrenmeme izin ver
    I’m a maze to you
    – Ben senin için bir labirentim
    I never mind about bothering you
    – Seni rahatsız etmeyi hiç umursamıyorum
    I’m trying to decide if I’ll bother with you
    – Seninle uğraşıp durmayacağıma karar vermeye çalışıyorum
    So, feed me your wisdom and breathe me your truth
    – Öyleyse bana bilgeliğini besle ve bana gerçeğini solu

    I’m amazing
    – ben muhteşemim
    Wish me a wonder and wish me to sleep
    – Bana bir merak dile ve uyumamı dile
    You don’t have to wander to hear when I speak
    – Ben konuşurken duymak için dolaşmana gerek yok
    There is nothing I’ve got when I die that I keep
    – Öldüğümde elimde tuttuğum hiçbir şey yok
    It’s amazing
    – Bu harika
    Somebody said it’s unspeakable love
    – Biri bunun tarif edilemez aşk olduğunu söyledi
    Somebody said it’s unspeakable love
    – Biri bunun tarif edilemez aşk olduğunu söyledi

    Well, you don’t believe I can speak well at all
    – Pekala, iyi konuşabileceğime inanmıyorsun
    You’re a maze to me
    – Sen benim için bir labirentsin
    First of a thousand to write on the wall
    – Duvara yazmak için bin kişiden ilki
    It’s only beginning, it’s swallowing us
    – Bu sadece başlangıç, bizi yutuyor
    Somebody said it’s unspeakable love
    – Biri bunun tarif edilemez aşk olduğunu söyledi

    It’s amazing
    – Bu harika
    You lift that burden off of me
    – O yükü üzerimden kaldırıyorsun
    You lift that burden off of me
    – Bu yükü üzerimden kaldırıyorsun
    You lift that burden off of me
    – O yükü üzerimden kaldırıyorsun

  • Lariss – Dale Papi Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lariss – Dale Papi Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Agarrate a mi poesia
    – Beni şiirlerin üstünde tut
    Quiero estar, quiero estar
    – Ben olmak istiyorum, ben olmak istiyorum
    Con tigo solita todo el dia
    – Seninle bütün gün yalnız
    A tu lado quero estar!
    – Senin yanın neresiyse ben olmak istiyorum
    Ai dale, dale papi
    – Evet getir, getir papi
    Mira como me muevo
    – Onlara bak ben sallanıyorum ve hareket ediyorum

    Cuando te acercas a mi
    – Ne zaman bana yakın olduğunda
    Ai dale, dale papi
    – Evet getir, getir papi
    Muevete, muevete
    – Salla, Salla
    Cuando te acercas a mi
    – Ne zaman bana yakın olduğunda
    Ai dale, dale papi
    – Evet getir, getir papi
    Mira como me muevo cuando te acercas a mi
    – Bana yaklaştığında benim hareketlerimi izle
    Ai dale, ai dale, ai dale
    – Evet getir, getir papi
    Dale papi!
    – Dale Papi!
    Ven ven aca
    – Oraya bak
    Te quero mas que nada
    – Ben herşeyden daha çok seviyorum
    Mi corazon no se regala
    – Benim kalbim uzaklarda
    El se gana
    – Kazanırsan
    Tu me sedusiste
    – Bana sedujiste öğret
    El ya insiste
    – Beni baştan
    Grita el eco de mi alma
    – Çığlıklarım ruhumda yankı yapar

    Hablame mi corazon
    – Kalbimle konuş
    Hablame mi corazon
    – Kalbimle konuş
    Hablame mi sabroso
    – Bana birşey söyle
    Dale papi!
    – Hadi papi
    Hook: Ai dale, dale papi
    – Evet getir, getir papi
    Mira como me muevo
    – Onlara bak ben sallanıyorum ve hareket ediyorum
    Cuando te acercas a mi
    – Ne zaman bana yakın olduğunda
    Ai dale, dale papi
    – Evet getir, getir papi
    Muevete, muevete
    – Salla, Salla
    Cuando te acercas a mi
    – Ne zaman bana yakın olduğunda
    Dale Papi!
    – Dale Papi!

    Todo aquel
    – Her kim
    Que aqui esta presente
    – Burada mevcut
    Debe saber que
    – Bilmeli ki
    Eso es caliente
    – Bu sıcak
    La unica manera
    – Tek yolu
    Es a mi maniera
    – Benim yolum
    No hay otra manera
    – Başka hiçbir yol yok
    Pre-Hook Hablame mi corazon
    – Kalbimle konuş

    Hablame mi corazon
    – Kalbimle konuş
    Hablame mi sabroso
    – Bana birşey söyle
    Dale papi!
    – Hadi papi
    Hook: Ai dale, dale papi
    – Evet getir, getir papi
    Mira como me muevo
    – Onlara bak ben sallanıyorum ve hareket ediyorum
    Cuando te acercas a mi
    – Ne zaman bana yakın olduğunda
    Ai dale, dale papi
    – Evet getir, getir papi
    Muevete, muevete
    – Salla, Salla
    Cuando te acercas a mi
    – Ne zaman bana yakın olduğunda
    Bridge: First don’t you see that I got the key?;
    – Öncelikle bunu görmedin mi bende anahtar var

    Me feel the rythm and I can’t control my body
    – bedenimi kontrol edemiyorum ve ben ritmi hissediyorum
    Let the freedom explode
    – Bırak özgürce patlasın
    Let the freedom explode
    – Bırak özgürce patlasın

  • Fit For Rivals – Damage Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Fit For Rivals – Damage Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You don’t know anything
    – Hiçbir şey bilmiyorsun
    You don’t know anything
    – Hiçbir şey bilmiyorsun
    You don’t know anything about me
    – Hiçbir şey bilmiyorsun, benim hakkımda

    Once it starts, it never stops
    – Bir kez başladığında asla durmaz
    Discipline, it’s all I’m not
    – Disiplin, tüm olmadığım bu
    Can’t help myself, you listening?
    – Kendime yardım edemiyor musun, dinliyor musun?
    Why can’t I say just what I want?
    – Neden istediğimi söyleyemiyorum?

    You don’t know anything
    – Hiçbir şey bilmiyorsun
    No, you don’t know anything about me
    – Hayır, hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun

    Steady damage, cross the line
    – Sürekli zarar ver, ileri git
    What’s become clearly defined
    – Her şey bir tanım buldu
    Steady damage, cross the line
    – Sürekli zarar ver, ileri git
    What’s become clearly defined
    – Her şey bir tanım buldu

    Chain me up, hold me down
    – Beni zincirle, elinde tut
    Just let me go, there’s always more
    – İzin ver gideyim, her zaman dahası vardır
    I want it all excluding you
    – Sen hariç her şeyi istiyorum
    Losing control, so construed
    – Kontrolü kaybediyorum, çok açık

    You don’t know anything
    – Hiçbir şey bilmiyorsun
    No, you don’t know anything about me
    – Hayır, hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun

    Steady damage, cross the line
    – Sürekli zarar ver, ileri git
    What’s become clearly defined
    – Her şey bir tanım buldu
    Steady damage, cross the line
    – Sürekli zarar ver, ileri git
    What’s become clearly defined
    – Her şey bir tanım buldu

    All that is done is left behind
    – Tüm bu olanlar geride kaldı
    You had it all now I got mine
    – Sen hepsini, ben benim olanı aldım

    I can’t wait to see your face when I make it without you
    – Bunu sensiz başardığımda yüzünü görmek için sabırsızlanıyorum
    Nothing seems to go your way, you’ll never amount to
    – Senin için hiçbir şey yolunda görünmüyor, asla yeterli olmayacaksın

    Get away, get away from me
    – Uzaklaş, uzaklaş benden
    Get away (never amount to)
    – Uzaklaş (asla yeterli değil
    Get away, get away from me
    – Uzaklaş, uzaklaş benden
    Get away (never amount to shit)
    – Uzaklaş (asla bu pislik için yeterli değil)

    Steady damage, cross the line
    – Sürekli zarar ver, ileri git
    What’s become clearly defined
    – Her şey bir tanım buldu
    Steady damage, cross the line
    – Sürekli zarar ver, ileri git
    What’s become clearly defined
    – Her şey bir tanım buldu

    You don’t know anything
    – Hiçbir şey bilmiyorsun

  • ALEXANDRA STAN – Mr. Saxobeat Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    ALEXANDRA STAN – Mr. Saxobeat Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You make me this
    – Bana bunu yap
    Bring me up
    – Beni yükselt
    Bring me down
    – Beni düşür
    Playing sweet
    – Güzel oynuyor
    Make me move like a freak
    – Bir ucube gibi harekete geçir beni

    He makes me this
    – O bana bunu yapıyor
    Brings me up
    – Beni yüsekltiyor
    Brings me down
    – Beni düşürüyor
    Dancing sweet
    – Güzel dans ediyor
    Makes me move like a freak
    – Bir ucube gibi beni harekete geçiriyor

    You make me this
    – Bana bunu yap
    Bring me up
    – Beni yükselt
    Bring me down
    – Beni düşür
    Playing sweet
    – Güzel oynuyor
    Make me move like a freak
    – Bir ucube gibi harekete geçir beni

    He makes me this
    – O bana bunu yapıyor
    Brings me up
    – Beni yüsekltiyor
    Brings me down
    – Beni düşürüyor
    Dancing sweet
    – Güzel dans ediyor
    Makes me move like a freak
    – Bir ucube gibi beni harekete geçiriyor

    Hey, sexy boy, set me free
    – Çekici çocuk beni serbest bırak
    Don’t be so shy, play with me
    – Çok utangaç olma, benimle oyna
    My dirty boy, can’t you see
    – Kötü çocuğum, görmüyor musun
    That you belong next to me.
    – Sen benim yanıma aitsin

    Hey, sexy boy, set me free
    – Çekici çocuk beni serbest bırak
    Don’t be so shy, play with me
    – Çok utangaç olma, benimle oyna
    My dïrty boy, can’t you see
    – Kötü çocuğum, görmüyor musun
    You are the one to meeee….
    – Sen benim birtanemsin…

    You make me this
    – Bana bunu yap
    Bring me up
    – Beni yükselt
    Bring me down
    – Beni düşür
    Playing sweet
    – Güzel oynuyor
    Make me move like a freak
    – Bir ucube gibi harekete geçir beni

    He makes me this
    – O bana bunu yapıyor
    Brings me up
    – Beni yüsekltiyor
    Brings me down
    – Beni düşürüyor
    Dancing sweet
    – Güzel dans ediyor
    Makes me move like a freak
    – Bir ucube gibi beni harekete geçiriyor

  • The Woo ft. 50 Cent, Roddy Ricch – Pop Smoke Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    The Woo ft. 50 Cent, Roddy Ricch – Pop Smoke Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Girl Woo want a nigga
    – Kız Woo zencisi istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor
    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile sevişmek istiyor

    I said to him “ Ooh Woo-Woo ”
    – Ona dedim ki ”Ooh Woo-Woo”
    Chick wants to make love with me in the car
    – Hatun benimle arabanın içinde sevişmek istiyor
    I can take you anywhere, fuck the jet fee
    – Seni her yere götürebilirim, siktir et jet ücretini
    Versace hotel, Versace dress, woah woah
    – Versace oteli, Versace elbise, woah woah
    I like you when you open your hair
    – Saçlarını açtığında seni beğeniyorum
    And I don’t lose myself, I didn’t like these bitches anyway
    – Ve kendimi kaybetmiyorum, bu sürtükleri sevmemiştim zaten
    And she loved my only dick, I gave these bitches a red light
    – Ve kız tek sikimi sevdi, bu sürtüklere kırmızı ışık yaktım
    Why should I waste my time on a girl who doesn’t mind me?
    – Neden beni aklının ucuna getirmeyen bir kız için vaktimi boşa harcayayım ki ?
    Especially when she buys elegant dresses and dines for wine
    – Özellikle şık elbiseler aldığında ve şarap için yemek yerken
    And Bentley came with wings like a number nine
    – Ve Bentley kanatlarıyla bir dokuz numaraymışcasına geldi
    Come here just the two of us
    – Buraya gel, sadece ikimiz
    I like you because I got hold of you the way you got hold of me
    – Senden hoşlanıyorum çünkü sen bana nasıl tutulduysan ben de öyle tutuldum
    Come, just the two of us
    – Gel, sadece ikimiz
    I like you because I was held in the same way as you
    – Senden hoşlanıyorum çünkü sen bana nasıl tutulduysan ben de öyle tutuldum

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor
    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile sevişmek istiyor

    This is the kind of bitch I love, talk a little blank
    – Bu benim sevdiğim türden bir sürtük, biraz boş konuşuyor
    For example, “When will you get me on your private jet? When you get it on, can I land on your dick ”
    – Mesela ”Beni ne zaman özel jetine bindireceksin ? Bindirdiğinde sikine iniş yapabilir miyim”
    He said “Numbers are for kids”
    – “Numaralar çocuklar içindir” dedi, numaralara düşmez
    She can take care of herself, she just want some dick
    – Kendi başının çaresine bakabilir, sadece biraz sik istiyor
    Bought five six-digit Birkin bags
    – Beş tane altı basamaklı Birkin çantası aldım
    You can be out of the market, can you take what I got nigga?
    – Piyasanın dışında olabilirsin, aldıklarımı alabilir misin zenci ?
    Fucked her at dawn, I’m the boss
    – Şafak vaktinde siktim onu, patron benim
    You can hang around if you want, if you want, if you want
    – İstersen buralarda takılabilirsin, eğer istersen, eğer istersen
    We’re out in Bali, big swing, big clothes
    – Bali’de dışardayız, büyük salıncak, büyük kıyafetler
    Firm ass, let it cum and make a big mess
    – Sağlam göt, boşalmasını sağladım ve büyük bir karışıklık yarattım
    Before we finished, the girl asked “Where will we do it again?”
    – Biz bitirmeden önce, kız sordu ”Birdaha nerede yapıcaz ?”
    Next up, seats of my very wet jet are ruined
    – Biz bitirmeden önce, kız sordu ”Birdaha nerede yapıcaz ?”
    She loves all that gangsta shit
    – Bir sonraki ilerde, çok ıslak jetimin koltukları mahvoldu
    Go down, walk around with a gun
    – Aşağı in, yanında silahla dolaş
    Are you with whom ? Woo
    – Kiminlesin ? Woo
    She loves all that gangsta shit
    – Kız bütün o gangsta boklarını seviyor
    I said, “ She loves all that gangsta shit ”
    – Dedim ki ”Kız bütün o gangsta boklarını seviyor”

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor
    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile sevişmek istiyor

    Let me take you to the candy store
    – Seni şeker dükkanına götürmeme izinver
    I’ll show everything I have
    – Elimde olan her şeyi göstereceğim
    I put my diamonds on your necklace
    – Elmaslarımı kolyene dizdim
    To match your diamond ring
    – Elmas yüzüğünle uyması için
    I’m 092, nigga Woo
    – Ben 092’yim, zenci Woo
    Hate it or love it, you and me
    – Nefret et ya da sev, sen ve ben
    Let’s turn it into something
    – Hadi bunu bir şeye dönüştürelim
    She said “I love Woo niggas”
    – Kız ”Woo zencilerini seviyorum” dedi
    Niggas gonna pull the triggers
    – Zenciler tetikleri çekecek
    I was fine when I met you
    – Seninle tanıştığım zaman iyiydimv
    Then we made love to you
    – Sonra seviştik seninle
    Then I left you
    – Sonra ayrıldım senden
    Because your pussy doesn’t give pleasure
    – Çünkü amcığın zevk vermiyor
    And I have no time to waste
    – Ve benim boşa harcayacak zamanım yok

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor
    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile takılmak istiyor

    She wants to hang out with Woo
    – Kız Woo ile sevişmek istiyor

  • Labrinth – Still Don’t Know My Name Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Labrinth – Still Don’t Know My Name Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I took your heart
    – Kalbini aldım
    I did things to you
    – Sana bir şeyler yaptım
    Only lovers would do in the dark
    – Karanlıkta sadece aşıklar yapardı

    Made you a God
    – Kalbini aldım
    Pre-spokes and pre-shows
    – Sana bir şeyler yaptım
    Will tell me what did wrong
    – Karanlıkta sadece aşıklar yapardı

    But hey
    – Ama hey
    You made a nigga flip
    – Bir zenci dönüşü yaptın
    What do I say
    – Ne derim
    To make me exist?
    – Beni var etmek için mi?
    Ooh, stranger
    – Ooh, yabancı

    Still don’t know my name
    – Hala adımı bilmiyorum
    You still don’t know my name
    – Hala adımı bilmiyorsun
    And I would die or stay
    – Ve ölürüm ya da kalırdım
    For you right now
    – Şimdi senin için
    But you still don’t know my name
    – Ama hala adımı bilmiyorsun
    Yeah
    – Evet

    Wish you, wish you come over
    – Keşke gelsen
    Missed you, kissed you and make-believe
    – Seni özledim, öptüm ve inandım
    I’m dreamin’ of all the possibilities
    – Tüm olasılıkları hayal ediyorum
    I’m kissing all over your body, my Nefertiti
    – Vücudunun her yerini öpüyorum Nefertiti’m
    And every time I think the plan is aligning
    – Ve her zaman planın uyumlu olduğunu düşünüyorum
    You still so close yet so far
    – Hala çok yakınsın

    Still don’t know my name
    – Hala adımı bilmiyorum
    You still don’t know my name
    – Hala adımı bilmiyorsun
    And I would die or stay
    – Ve ölürüm ya da kalırdım
    For you right now
    – Şimdi senin için
    But you still don’t know my name
    – Ama hala adımı bilmiyorsun

  • Tiffany – I Think We’re Alone Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Tiffany – I Think We’re Alone Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Children behave
    – Çocuk davranışları
    That’s what they say when we’re together
    – Bu biz birlikteyken söyledikleri şey
    And watch how you play
    – Nasıl oynadığına dikkat et
    They don’t understand
    – Anlamıyorlar

    And so we’re…
    – Ve bu yüzden biz
    Running just as fast as we can
    – Elimizden geldiğince hızlı koşmaya çalışıyoruz
    Holdin’ on to one another’s hand
    – Bir başkasının elini bekliyoruz
    Tryin’ to get away into the night
    – Gecenin içinde kaybolmaya çalışıyoruz
    And then you put your arms around me
    – Ve sonra kollarını bana sardın
    And we tumble to the ground
    – Ve yere düştük
    And then you say
    – Ve sonra dedin ki

    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    There doesn’t seem to be anyone around
    – Etrafta kimse görünmüyor;
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız;
    The beating of our hearts is the only sound
    – Tek ses kalplerimizin atışı
    Look at the way
    – Yola bak
    We gotta hide what we’re doin’
    – Ne yaptığımızı gizlemeliyiz
    Cuz what would they say
    – Çünkü onlar ne derlerdi
    If they ever knew
    – Bilselerdi
    And so we’re
    – Ve bu yüzden biz
    Running just as fast as we can
    – Elimizden geldiğince hızlı koşmaya çalışıyoruz

    Holdin’ on to one another’s hand
    – Bir başkasının elini bekliyoruz
    Tryin’ to get away into the night
    – Gecenin içinde kaybolmaya çalışıyoruz
    And then you put your arms around me
    – Ve sonra kollarını bana sardın
    And we tumble to the ground
    – Ve yere düştük
    And then you say
    – Ve sonra dedin ki
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız

    There doesn’t seem to be anyone around
    – Etrafta kimse görünmüyor
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    The beating of our hearts is the only sound
    – Tek ses kalplerimizin atışı
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    There doesn’t seem to be anyone around
    – Etrafta kimse görünmüyor
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    The beating of our hearts is the only sound
    – Tek ses kalplerimizin atışı
    Running just as fast as we can
    – Elimizden geldiğince hızlı koşmaya çalışıyoruz

    Holdin’ on to one another’s hand
    – Bir başkasının elini bekliyoruz
    Tryin’ to get away into the night
    – Gecenin içinde kaybolmaya çalışıyoruz
    And then you put your arms around me
    – Ve sonra kollarını bana sardn
    And we tumble to the ground
    – Ve yere düştük
    And then you say
    – Ve sonra dedin ki
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız

    There doesn’t seem to be anyone around
    – Etrafta kimse görünmüyor
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    The beating of our hearts is the only sound
    – Tek ses kalplerimizin atışı,
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    There doesn’t seem to be anyone around
    – Etrafta kimse görünmüyor
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    The beating of our hearts is the only sound
    – Tek ses kalplerimizin atışı
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    There doesn’t seem to be anyone around
    – Etrafta kimse görünmüyor

    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    The beating of our hearts is the only sound
    – Tek ses kalplerimizin atışı
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    There doesn’t seem to be anyone around
    – Etrafta kimse görünmüyor
    I think we’re alone now
    – Sanırım artık yalnızız
    The beating of our hearts is the only sound
    – Tek ses kalplerimizin atışı

  • Young T & Bugsey – Don’t Rush (ft. Headie One) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Young T & Bugsey – Don’t Rush (ft. Headie One) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Let’s wake up in the afternoon
    – Hadi öğlen uyanalım
    Pretend that we got nothing to do
    – Yapacak bir şeyimiz gibi davranalım
    No we don’t have to go by any agenda
    – Hayır herhangi bir gündeme düşmeyelim
    We can make up our own rules
    – Kendi kurallarımızı yapabiliriz
    I see the way you’re looking at me
    – Bana bakış şeklini görebiliyorum
    Baby know I’m feeling it too
    – Bebeğim benimde hissettiğimi biliyorsun
    We can just light up every candle
    – Her mumu aydınlatabiliriz
    Move from room to room
    – Odadan odaya gezdirebiliriz

    Stopping every minute just because you’re in it
    – Her dakika duruyor sadece çünkü sen varsın
    Wishing everyday was Sunday, you’re right next to me
    – Keşke her gün Pazar olsaydı sen de yanımda olsaydın
    It’s how it’s supposed to be
    – Bu olması gereken
    Hanging on every touch
    – Her dokunuşa tutunuyorum
    Baby don’t rush, no no
    – Bebeğim acele etme hayır
    Baby don’t rush
    – Bebeğim acele etme

    Throw the map out of the window
    – Haritayı pencereden dışarı atıyorum
    Taking the long way around
    – Uzun yol alıyoruz
    To a secret place where no one could find us
    – Gizli bir yer kimsenin bizi bulamayacağı
    A little place we can call our own
    – Bizim diyebileceğimiz küçük bir yer
    Come over here and take a Picture
    – Buraya gel ve bir resim çek
    Something we can hang on to
    – Takılacağımız bir şey
    We can look back and try to remember
    – Geri bakabiliriz ve hatırlamaya çalışabiliriz
    All the crazy things we gonna do
    – Yapacağımız her çılgın şeyi

    Stopping every minute just because you’re in it
    – Her dakika duruyor sadece çünkü sen varsın
    Wishing everyday was Sunday, you’re right next to me
    – Keşke her gün Pazar olsaydı sen de yanımda olsaydın
    It’s how it’s supposed to be
    – Bu olması gereken
    Hanging on every touch
    – Her dokunuşa tutunuyorum
    Baby don’t rush, no no
    – Bebeğim acele etme hayır
    Baby don’t rush
    – Bebeğim acele etme

  • Linkin Park – In The End Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Linkin Park – In The End Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    (It starts with) One thing /
    – Bir şeyle başlıyor
    I don’t know why It doesn’t even matter how hard you try
    – Ne kadar uğraşırsan uğraş hiçbir önemi yok, neden bilmiyorum.
    Keep that in mind /
    – Aklında şunu tut
    I designed this rhyme To explain in due time
    – Bu şiiri(güfteyi) uygun zamanda açıklamak için yazdım(tasarladım)

    All I know time is a valuable thing
    – Tek bildiğim zaman değerli bir şeydir
    Watch it fly by as the pendulum swings
    – Sarkaç sallanırken onun uçup gitmesini seyret
    Watch it count down to the end of the day
    – Günün sonuna kadar zamanın geriye doğru sayımını izle
    The clock ticks life away
    – Saat hayatı uzaklaştırarak işliyor
    It’s so unreal
    – Bu çok gerçekdışı
    Didn’t look out below
    – Dışarıdan aşağıya bakmadım
    Watch the time go right out the window
    – Zamanı pencerenin önünden geçip giderken seyret
    Trying to hold on
    – Tutunamaya çalışırken
    but didn’t even know Wasted it all just to Watch you go
    – Ama zamanı sadece senin gitmeni izlemek için harcadığımı bile bilmiyordum
    I kept everything inside and even though I tried /
    – Herşeyi içimde tuttum ve uğraşmama rağmen
    it all fell apart
    – Herşey dağılıverdi
    What it meant to me / will eventually / be a memory / of a time when I tried so hard
    – Böylesine fazla uğraşırsam bütün bunların bana ifade ettiği eninde sonunda sadece bir hatıradan ibaret olacak
    And got so far
    – Ve o kadar ileri gittim
    But in the end It doesn’t even matter
    – Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı

    I had to fall To lose it all
    – Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
    But in the end It doesn’t even matter
    – Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
    One thing / I don’t know why It doesn’t even matter how hard you try
    – Bir şey…. Ne kadar uğraştığının hiçbir önemi kalmıyor,neden bilmiyorum
    Keep that in mind / I designed this rhyme To remind myself how I tried so hard
    – Şunu bil ki(aklında tut ki) bu şiiri(güfteyi) kendime ne kadar çok uğraştığımı hatırlatmak için yazdım
    In spite of the way you were mocking me Acting like I was part of your property
    – Benle dalha geçip durmana rağmen, senin bir parçanmışım gibi hareket ediyordum
    Remembering all the times you fought with me I’m surprised it got so (far)
    – Kavga ettiğimiz zamanları hatırlıyorum da nasıl bu kadar ileri gitti şaşırıyorum
    Things aren’t the way they were before
    – Hiçbirşey eskisi gibi değil artık
    You wouldn’t even recognize me anymore
    – Beni artık tanıyamazsın bile
    Not that you knew me back then
    – Beni yeniden tanıyacaksın sonra
    But it all comes back to me
    – Ama hepsi bana geri dönüyor
    In the end
    – en sonunda
    I kept everything inside and even though I tried /
    – Herşeyi içimde tuttum ve uğraşmama rağmen
    it all fell apart
    – Herşey dağılıverdi
    What it meant to me / will eventually / be a memory / of a time when I tried so hard
    – Böylesine fazla uğraşırsam bütün bunların bana ifade ettiği eninde sonunda sadece bir hatıradan ibaret olacak

    And got so far
    – Ve o kadar ileri gittim
    But in the end It doesn’t even matter
    – Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
    I had to fall To lose it all
    – Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
    But in the end It doesn’t even matter
    – Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
    I’ve put my trust in you
    – Sana güvenmiştim
    Pushed as far as I can go
    – Gidebileceğim yere kadar zorlamıştım
    And for all this There’s only one thing you should know
    – Ve bütün bunlar için bilmen gereken tek şey var
    I’ve put my trust in you
    – Sana güvenmiştim
    Pushed as far as I can go
    – Gidebileceğim yere kadar zorlamıştım
    And for all this There’s only one thing you should know
    – Ve bütün bunlar için bilmen gereken tek şey var

    I tried so hard
    – O kadar çok uğraştım
    And got so far
    – Ve o kadar ileri gittim
    But in the end It doesn’t even matter
    – Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
    I had to fall To lose it all
    – Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
    But in the end It doesn’t even matter
    – Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı