Kategori: Genel

  • Daft Punk , Digital Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Daft Punk , Digital Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    And it was you
    – ve o sendin
    And it was you the one that would be breaking my heart
    – ve o sendin, kalbimi kıracak olandın
    When you decided to walk away
    – sen uzaklaşmaya karar verdiğinde
    When you decided to walk away
    – sen uzaklaşmaya karar verdiğinde
    The one that would be breaking my heart
    – kalbimi kıracak olandın
    When you decided to walk away
    – sen uzaklaşmaya karar verdiğinde
    When you decided to walk away
    – sen uzaklaşmaya karar verdiğinde

    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    There is a game of love
    – bir aşk oyunu var
    And it was you
    – ve o sendin
    And it was you the one that would be breaking my heart
    – ve o sendin, kalbimi kıracak olandın
    When you decided to walk away
    – sen uzaklaşmaya karar verdiğinde
    When I wanted you to stay
    – ben kalmanı istediğimde

    And it was you
    – ve o sendin
    I just wanted you to stay
    – ben sadece kalmanı istedim
    Me, I just wanted you to stay
    – ben, ben sadece kalmanı istedim
    Me, I just wanted you to stay
    – ben, ben sadece kalmanı istedim

  • Carly Rae Jepsen – I Really Like You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Carly Rae Jepsen – I Really Like You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I really wanna stop
    – Cidden durmak istiyorum
    But I just gotta taste for it
    – Fakat bunun için yaşamak lazım
    I feel like I could fly with the ball on the moon
    – Ayda uçabilen top gibi hissediyorum
    So honey hold my hand you like making me wait for it
    – Yani tatlım,elimi tut,beni bunun için bekletiyor gibisin
    I feel I could die walking up to the room, oh yeah
    – Odaya yaklaştığımda ölebileceğimi hissediyorum,ah evet
    Late night watching television
    – Geçen akşam televizyon izliyorum

    But how we get in this position?
    – Fakat biz nasıl bu pozisyonu alacağız? (Birlikte ne zaman televizyon
    izleyebileceğiz demek istemiş)
    It’s way too soon, I know this isn’t love
    – Bu çok yakın.Bunun aşk olmadığını biliyorum
    But I need to tell you something
    – Fakat sana bir şey  söylemem gerek
    I really really really really really really like you
    – Ben cidden cidden cidden seni beğeniyorum
    And I want you, do you want me, do you want me, too?
    – Ve seni istiyorum,beni istiyor musun,sende beni istiyor musun?

    Oh, did I say too much?
    – Ah,çok mu şey söyledim?
    I’m so in my head
    – Kafamda çok kuruyorum
    When we’re out of touch
    – Temasımız kesildiğinde
    I really really really really really really like you
    – Ben cidden cidden cidden seni beğeniyorum
    And I want you, do you want me, do you want me, too?
    – Ve seni istiyorum,beni istiyor musun,sende beni istiyor musun?

    It’s like everything you say is a sweet revelation
    – Senin söylediğin her şey tıpkı tatlı bir vahiy gibi
    All I wanna do is get into your head
    – Tüm isteğim bunu senin kafana sokmak
    Yeah we could stay alone, you and me, and this temptation
    – Evet,yalnız kalabiliriz,sen ve ben,şeytana uyabiliriz
    Sipping on your lips, hanging on by thread, baby
    – Dudaklarını sömürüyorum,tehdidim ile asılı kal bebeğim
    Who gave you eyes like that?
    – Sana bunun gibi gözleri kim verdi?
    Said you could keep them
    – Onları tutabileceğini söyledim

    I don’t know how to act
    – Nasıl hareket ettireceğimi bilmiyorum
    The way I should be leaving
    – Yoldan gitmem gerek
    I’m running out of time
    – Zamanım daralıyor
    Going out of my mind
    – Aklımı kaçırıyorum
    I need to tell you something
    – Sana bir şey söylemem gerek

  • Owl City & Carly Rae Jepsen – Good Time Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Owl City & Carly Rae Jepsen – Good Time Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Woah-oh-oh-oh
    – Woah-oh-oh-oh
    It’s always a good time
    – Her zaman doğru zamandır
    Woah-oh-oh-oh
    – Woah-oh-oh-oh
    It’s always a good time
    – Her zaman doğru zamandır

    Woke up on the right side of the bed
    – Yatağın sağından kalktım
    What’s up with this Prince song inside my head?
    – Bu kafamın içindeki prens şarkısı da ne?
    Hands up if you’re down to get down tonight
    – Bu gece aşağı inersen ellerini kaldır
    Cuz it’s always a good time.
    – Çünkü her zaman doğru zamandır

    Slept in all my clothes like I didn’t care
    – Kıyafetlerimle uyumayı umursamıyorum
    Hopped into a cab, take me anywhere
    – bir taksiye atladım, beni herhangi bir yere götür
    I’m in if you’re down to get down tonight
    – Bu gece aşağı inersen ben varım
    Cuz it’s always a good time
    – Çünkü her zaman doğru zamandır

    Good morning and good night
    – Günaydın ve iyi geceler
    I wake up at twilight
    – Alacakaranlıkta uyandım
    It’s gonna be alright
    – Herşey iyiye gidiyor
    We don’t even have to try
    – Denemek zorunda bile değiliz
    It’s always a good time
    – her zaman doğru zamandır

    Woah-oh-oh-oh
    – Woah-oh-oh-oh
    It’s always a good time
    – her zaman doğru zamandır
    Woah-oh-oh-oh
    – Woah-oh-oh-oh
    We don’t even have to try, it’s always a good time.
    – Denemek zorunda bile değiliz, her zaman doğru zamandır

    Feet down dropped my phone in the pool again
    – Havuzda gene ayak altına düştü telefonum
    Checked out of my room hit the ATM
    – Odamdan ayrıldım ve ATM ye koştum
    Let’s hang out if you’re down to get down tonight
    – Eğer bu gece aşağı inersen takılabiliriz
    Cuz it’s always a good time
    – Çünkü her zaman doğru zamandır

    Good morning and good night
    – Günaydın ve iyi geceler
    I wake up at twilight
    – Alacakaranlıkta uyandım
    It’s gonna be alright
    – Herşey iyiye gidiyor
    We don’t even have to try
    – Denemek zorunda bile değiliz
    It’s always a good time
    – her zaman doğru zamandır

    Woah-oh-oh-oh
    – Woah-oh-oh-oh
    It’s always a good time
    – her zaman doğru zamandır
    Woah-oh-oh-oh
    – Woah-oh-oh-oh
    We don’t even have to try, it’s always a good time.
    – Denemek zorunda bile değiliz, her zaman doğru zamandır

    Doesn’t matter when
    – Ne zaman olduğu önemli değil
    It’s always a good time then
    – Her zaman doğru zamandır
    Doesn’t matter where
    – Nerede olduğu önemli değil
    It’s always a good time there
    – Her yerde doğru zamandır

  • Blondie – Call Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Blondie – Call Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Colour me your colour, baby
    – Beni kendi rengine boya, bebeğim
    Colour me your car
    – Arabanın rengine boya
    Colour me your colour, darling
    – Beni kendi rengine boya, sevgilim
    I know who you are
    – Kim olduğunu biliyorum
    Come up off your colour chart
    – Renk çizelgeni göstermek için ortaya çık
    I know where you’re coming from
    – Nereden geldiğini biliyorum

    Call me on the line
    – Beni telefonla ara
    Call me call me any anytime
    – Ara beni, ara beni ne zaman olursa
    Call me my love you can call me any day or night
    – Ara beni aşkım gece gündüz arayabilirsin
    Call me
    – Ara beni

    Cover me with kisses, baby
    – Beni öpücüklerle kapla, bebeğim
    Cover me with love
    – Beni aşkla kapla
    Roll me in designer sheets
    – Beni tasarımcı çarşaflarında yuvarla
    I’ll never get enough
    – Asla yeteri kadarını alamam
    Emotions come I don’t know why
    – Duygulanıyorum neden bilmem
    Cover up love’s alibi
    – Aşk mazaretiyle idare et

    Call me on the line
    – Beni telefonla ara
    Call me call me any anytime
    – Ara beni, ara beni ne zaman olursa
    Call me oh my love
    – Ara beni ah aşkım
    When you’re ready we can share the wine
    – Hazır olduğunda şarabı paylaşabiliriz
    Call me
    – Ara beni

    Ooh, he speaks the languages of love
    – Ah, o aşkın dillerini konuşuyor
    Ooh, amore, chiamami chiamami.
    – Ah, aşkım, ara ara
    Oo, appelle-moi mon cherie, appelle-moi
    – Ah, ara beni canım, ara beni
    Anytime anyplace anywhere anyway
    – Her zaman her yerde her şekilde
    Anytime anyplace anywhere any day, anyway
    – Her zaman her yerde her gün, her şekilde

    Call me my life
    – Ara beni hayatım
    Call me call me any anytime
    – Ara beni ara beni ne zaman olursa
    Call me for a ride
    – Bir gezinti için ara beni
    Call me call me for some overtime
    – Artan zamanlar için ara beni ara beni
    Take me out and show me off
    – Beni dışarı çıkar ve gösteriş yap bana
    Put me on the scene
    – Beni sahneye koy
    Dress me in the fashions of the nineteen nighties
    – Beni 90’ların modasıyla giydir
    You’re the man no in between
    – Sen arada kalan adam değilsin
    I know what you words can mean
    – Sözlerinin anlamlı olduğunu biliyorum

    Call me call me any anytime
    – Ara beni ara beni ne zaman olursa
    Call me for a ride
    – Bir gezinti için ara beni
    Call me call me for some overtime
    – Artan zamanlar için ara beni ara beni
    Call me in my life
    – Ara beni hayatımda
    Call me call me in a sweet design
    – Ara beni ara beni tatlı bir düzende
    Call me call me for your lover’s lover’s alibi
    – Ara beni ara beni aşığının mazereti için
    Call me on the line
    – Beni telefonla ara
    Call me call me any anytime
    – Ara beni ara beni ne zaman olursa
    Call me
    – Ara beni
    Oh, call me, ooh ooh ah.
    – Oh, ara beni, ooh ooh ah.
    Call me my love
    – Ara beni aşkım
    Call me, call me any anytime.
    – Ara beni, ara beni ne zaman olursa.

  • Carly Rae Jepsen – Call Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Carly Rae Jepsen – Call Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I threw a wish in the well
    – Dilek kuyusuna bir para attım
    Don’t ask me, I’ll never tell
    – Sorma, asla söylemem
    I looked to you as it fell
    – Düşerken sana baktım
    And now you’re in my way
    – Ve şimdi benim yolumdasın
    I trade my soul for a wish
    – Ruhumu bu dileğe satıyorum
    Pennies and dimes for a kiss I wasn’t looking for this
    – Peniler, sentler bir öpücük için, bunu aramıyordum
    But now you’re in my way
    – Ama şimdi sen benim yolumdasın
    Your stare was holdin
    – Bakışların tutuyor
    Ripped jeans, skin was showin
    – Yırtık jeanler ve ten görünüyor
    Hot night, wind was blowin
    – Sıcak gece, rüzgar esiyordu
    Where you think you’re going, baby?
    – Nereye gittiğini sanıyorsun bebek?

    Hey, I just met you and this is crazy,
    – Seninle tanıştım ve bu çılgınlık
    But here’s my number so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki
    It’s hard to look right at you baby,
    – Sana doğru bakmak zor bebek
    But here’s my number so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki
    Hey, I just met you, and this is crazy,
    – Seninle tanıştım ve bu çılgınlık
    But here’s my number, so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki
    And all the other boys, try to chase me,
    – Tüm diğer erkekler benim peşimde
    But here’s my number so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki

    You took your time with the call
    – Aramak için zaman ayırdın
    I took no time with the fall
    – Düşmem zaman almadı
    You gave me nothing at all, but still you’re in my way
    – Bana hiçbir şey vermedin ama hala benim yolumdasın
    I beg and borrow and steal
     – Yalvarıyorum, borçlanıyorum ve çalıyorum
    Have foresight and it’s real
    – Öngörüm var ve bu gerçek
    I didn’t know I would feel it, but it’s in my way
    – Böyle hissedeceğimi bilmiyordum ama benim yolumda
    Your stare was holdin
    – Bakışların tutuyor
    Ripped jeans, skin was showin
    – Yırtık jeanler ve ten görünüyor
    Hot night, wind was blowin
    – Sıcak gece, rüzgar esiyordu
    Where you think you’re going, baby?
    – Nereye gittiğini sanıyorsun bebek?

    It’s hard to look right at you baby,
    – Sana doğru bakmak zor bebek
    But here’s my number so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki
    Hey, I just met you, and this is crazy,
    – Seninle tanıştım ve bu çılgınlık
    But here’s my number, so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki
    And all the other boys, try to chase me,
    – Tüm diğer erkekler benim peşimde
    But here’s my number so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki

    Before you came into my life I missed you so bad
    – Sen benim hayatıma girmeden önce seni çok kötü özlemiştim
    I missed you so bad I missed you so, so bad
    – Seni çok kötü özlemiştim, çok kötü
    Before you came into my life I missed you so bad
    – Sen benim hayatıma girmeden önce seni çok kötü özlemiştim
    And you should know that I missed you so, so bad
    – Bilmelisin ki seni çok kötü özlemiştim
    It’s hard to look right at you baby,
    – Sana doğru bakmak zor bebek
    But here’s my number so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki
    Hey, I just met you, and this is crazy,
    – Seninle tanıştım ve bu çılgınlık
    But here’s my number, so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki
    And all the other boys, try to chase me,
    – Tüm diğer erkekler benim peşimde
    But here’s my number so call me maybe
    – İşte numaram burada, beni ara belki

  • Taylor Swift – Call It What You Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Taylor Swift – Call It What You Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    My castle crumbled overnight
    – Şatom bir gecede parçalandı
    I brought a knife to a gunfight
    – Silahlı bir kavgaya bıçak getirdim
    They took the crown, but it’s alright
    – Tacı aldılar, ama sorun değil

    All the liars are calling me one
    – Tüm yalancılar tacı alanın ben olduğumu söylüyor
    Nobody’s heard from me for months
    – Kimse aylarca benden haber almadı
    I’m doing better than I ever was, ’cause
    – Daha önce olduğumdan çok daha iyiyim, çünkü

    My baby’s fit like a daydream
    – Sevgilim bir düş kadar yakışıklı
    Walking with his head down
    – Kafası aşağıda yürüyor
    I’m the one he’s walking to
    – Yürüdüğü kişi benim
    So call it what you want, yeah, call it what you want to
    – Bu yüzden istediğinizi söyleyin, evet, istediğinizi söyleyin

    My baby’s fly like a jet stream
    – Sevgilim bir jet rüzgarı gibi uçuyor
    High above the whole scene
    – Tüm manzaranın üzerinden
    Loves me like I’m brand new
    – Beni yepyeniymişim gibi seviyor
    So call it what you want, yeah, call it what you want to
    – Bu yüzden istediğinizi söyleyin, evet, istediğinizi söyleyin

    All my flowers grew back as thorns
    – Bütün çiçeklerim dikenler olarak geri büyüdü
    Windows boarded up after the storm
    – Fırtınadan sonra pencereler tahtalarla kapatıldı
    He built a fire just to keep me warm
    – Sadece beni sıcak tutabilmek için bir ateş yaktı

    All the drama queens taking swings
    – Bütün drama kraliçeleri sallanıyor
    All the jokers dressin’ up as kings
    – Bütün soytarılar krallarmış gibi giyiniyor
    They fade to nothing when I look at him
    – Ona baktığımda hiçbir şey ifade etmiyorlar

    And I know I make the same mistakes every time
    – Ve biliyorum her seferinde aynı hataları yapıyorum
    Bridges burn, I never learn, at least I did one thing right
    – Köprüler yanıyor, asla öğrenmiyorum, ama en azından bir şeyi doğru yaptım
    I did one thing right
    – Bir şeyi doğru yaptım

    I’m laughing with my lover, making forts under covers
    – Sevgilimle gülüyoruz, örtülerin altında kaleler yapıyoruz
    Trust him like a brother, yeah, you know I did one thing right
    – Ona kardeşimmiş gibi güveniyorum, evet, biliyorsun ki bir şeyi doğru yaptım
    Starry eyes sparkin’ up my darkest night
    – Parlak gözleri en karanlık gecelerimi aydınlatıyor

    My baby’s fit like a daydream
    – Sevgilim bir düş kadar yakışıklı
    Walking with his head down
    – Kafası aşağıda yürüyor
    I’m the one he’s walking to
    – Yürüdüğü kişi benim
    So call it what you want, yeah, call it what you want to
    – Bu yüzden istediğinizi söyleyin, evet, istediğinizi söyleyin

    My baby’s fly like a jet stream
    – Sevgilim bir jet rüzgarı gibi uçuyor
    High above the whole scene
    – Tüm manzaranın üzerinden
    Loves me like I’m brand new
    – Beni yepyeniymişim gibi seviyor
    So call it what you want, yeah, call it what you want to
    – Bu yüzden istediğinizi söyleyin, evet, istediğinizi söyleyin

    I want to wear his initial On a chain round my neck, chain round my neck
    – Onun baş harfinin asılı olduğu bir zinciri boynuma dolamak istiyorum, boynuma dolamak istiyorum
    Not because he owns me
    – Bana sahip olduğu için değil
    But ’cause he really knows me
    – Beni gerçekten iyi tanıdığı için
    Which is more than they can say, I
    – Bu onların söyleyebileceklerinden çok daha fazlası

    I recall late November, holdin’ my breath
    – Kasım sonunu hatırlıyorum, nefesimi tutuyorum
    Slowly I said, “You don’t need to save me
    – Yavaşça dedim ki “Beni kurtarmana gerek yok
    But would you run away with me?”
    – Ama benimle kaçar mısın? “
    Yes
    – Evet

    My baby’s fit like a daydream
    – Sevgilim bir düş kadar yakışıklı
    Walking with his head down
    – Kafası aşağıda yürüyor
    I’m the one he’s walking to
    – Yürüdüğü kişi benim
    So call it what you want, yeah, call it what you want to
    – Bu yüzden istediğinizi söyleyin, evet, istediğinizi söyleyin

    My baby’s fly like a jet stream
    – Sevgilim bir jet rüzgarı gibi uçuyor
    High above the whole scene
    – Tüm manzaranın üzerinden
    Loves me like I’m brand new
    – Beni yepyeniymişim gibi seviyor
    So call it what you want, yeah, call it what you want to
    – Bu yüzden istediğinizi söyleyin, evet, istediğinizi söyleyin

    Call it what you want, yeah
    – İstediğinizi söyleyin, evet
    Call it what you want, to
    – İstediğinizi söyleyin

  • Foster The People – Call It What You Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Foster The People – Call It What You Want Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Call it what you want
    Adını sen koy
    Call it what you want
    Adını sen koy
    I said just call it what you want
    Adını sen koy işte dedim.
    Call it what you want
    Adını sen koy
    Yeah we’re locked up in ideas
    Evet düşüncelerin içinde tutsak kaldık
    We like to label everything
    Her şeye etiketlenmek istiyoruz

    Well I’m just gonna do here what I gotta do here
    Yapmam gereken şeyi tam da burda tam da şimdi yapacağım
    ‘Cause I gotta keep myself free
    Çünkü kendimi özgür bırakmalıyım
    You’re ducking and moving just to hide your bruises from all your enemies
    Sırf bütün düşmanlarından berelerini saklamak için sıvışıyor ve gidiyorsun.
    And I’m in the crossfire dodging bullets from your expectancies
    Ve çapraz ateşteyim beklentilerindeki kurşunlarından hileyle kurtuluyorum
    We’ve got nothing to lose
    Kaybedecek hiç bir şeyimiz yok
    You better run and hide
    Kaçıp saklansan iyi edersin

    Yeah you’ve crossed the line
    Çizgiyi aştın
    I’ve got a knife behind my back (just sayin’)
    Arkamda bıçak var (benden söylemesi)
    We’ve got nothing to prove
    Saklayacak hiç bir şeyimiz yok
    Your social guides give you swollen eyes
    Sosyal gözcülerin sana kocaman gözler veriyor
    But what I’ve got can’t be bought so you can just
    Ama sahip olduğum şey satın alınamaz o yüzden sen sadece
    Call it what you want
    Adını sen koy
    Call it what you want
    Adını sen koy
    I said just call it what you want
    Adını sen koy
    Call it what you want
    Adını sen koy
    You’ve taken your words and you take your judgments
    Kelimelerini ve yargılarını aldın

    And stick them onto everything
    Ve herşeye soktun onları
    If it don’t conform to what you were born into,
    Doğuştan gelen şeylerine uymuyorsa
    Then you run the other way
    Başka yola sapıyorsun
    You say, “now what’s your style and who do you listen to?” who cares?
    ‘şimdi senin sitilin ne, kimi dinliyorsun?’ diyorsun. Kimin umurunda?
    Well that rat race ladder-climbing fake-face smile’s got nothing on me
    Bu tip sidik yarıştırmaların sahte gülüşlerin bende yeri yok
    We’ve got nothing to lose
    Kaybedecek hiç bir şeyimiz yok
    You better run and hide
    Kaçıp saklansan iyi edersin

    Yeah you’ve crossed the line
    Çizgiyi aştın
    I’ve got a knife behind my back (just sayin’)
    Arkamda bıçak var (benden söylemesi)
    We’ve got nothing to prove
    Saklayacak hiç bir şeyimiz yok
    Your social guides give you swollen eyes
    Sosyal gözcülerin sana kocaman gözler veriyor
    But what I’ve got can’t be bought so you can just
    Ama sahip olduğum şey satın alınamaz o yüzden sen sadece
    Call it what you want
    Adını sen koy

    Call it what you want
    Adını sen koy
    I said just call it what you want
    Adını sen koy
    Call it what you want
    Adını sen koy

  • Dotan , Numb Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Dotan , Numb Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’m tired of being what you want me to be
    – Senin istediğin gibi olmaktan sıkıldım
    Feeling so faithless lost under the surface
    – Yerin altında inançsız bir sekilde kaybolumuş hissediyorum.
    Don’t know what you’re expecting of me
    – Benden ne beklediğini bilmiyorum
    Put under the pressure of walking in your shoes
    – Ayakkabinin içinde yürümenin baskısı altındayım
    Every step I take is another mistake to you
    – Attığım her adim sana göre yeni bir yanlış

    I’ve become so numb I can’t feel you there
    – O kadar hissizleştim ki senin burada olduğunu fark edemiyorum
    I’ve become so tired
    – Çok yoruldum
    So much more aware I’m becoming this
    – Ne hale geldiğimin çok daha fazla farkına vardım
    All I want to do is be more like me and be less like you
    – Tek istediğim daha cok benim gibi, daha az senin gibi olmak ]
    Can’t you see that you’re smothering me
    – Beni boğduğunu göremiyormusun
    Holding too tightly afraid to lose control
    – Kontrolu kaybetme korkusu ile çok sıkı tuttuğunu
    Cause everything that you thought I would be
    – Çünkü benim olabileceğimi sandiğin her şey
    Has fallen apart right in front of you
    – Dağılıverdi gozünün önünde
    Every step that I take is another mistake to you
    – Attığım her adim sana göre yeni bir yanlış
    And every second I waste is more than I can take
    – Ve harcadiğim her saniye dayanabileceğimden fazla

    And I know
    – Ve biliyorum
    I may end up failing too
    – Hüsrana da uğrayabilirim
    But I know
    – Ama biliyorum
    You were just like me with someone disappointed in you
    – Sende hayal kırıklığına uğrayan biriyle tıpkı benim gibiydin

  • Nea , Some Say Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Nea , Some Say Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I will find the time, we will find the timing
    – Zamanı bulacağım, zamanlamayı bulacağız
    ‘Cause you are on my mind, I hope that you don’t mind it
    – Çünkü aklımdasın, umarım kafaya takmazsın bunu
    You know that I want you, you know that I want you next to me
    – Seni istediğimi biliyorsun, seni yanımda istediğimi biliyorsun
    But if you need some space I will step away
    – Ama yalnız kalmak istiyorsan, geri çekilirim

    And I know it might sound stupid but for me, yea yea
    – Kulağa aptalca gelebilir, biliyorum
    I just gotta keep believing and I’ve heard
    – İnanmaya devam etmeliyim ve duydum ki:

    Some say you will love me one day
    – Bazıları bir gün beni seveceğini söylüyor
    And I will wait, I will wait to get your loving one day
    – Ve ben bekleyeceğim, bir gün senin sevgini kazanmayı bekleyeceğim
    Just say you will love me one day
    – Lütfen bir gün beni seveceğini söyle
    And I will wait, I will wait to get your loving one day
    – Ve ben bekleyeceğim, bir gün senin sevgini kazanmayı bekleyeceğim

    I promise that I’ll try, that I will try to meet someone
    – Biriyle tanışmayı deneyeceğime söz veriyorum
    And there’s so many guys, you told me I deserve someone
    – Çok erkek var, birini hak ettiğimi söylemiştin bana
    I wanna call you up but maybe it will only make it worse
    – Seni aramak istiyorum ama belki her şeyi daha da kötüleştirecek
    I guess that I just don’t know what to do with myself
    – Kendimle ne yapacağımı bilmiyorum sanırım

    ‘Cause I know it might sound stupid but for me, yea yea
    – Kulağa aptalca gelebilir, biliyorum
    I just gotta keep believing and I’ve heard
    – İnanmaya devam etmeliyim ve duydum ki:

    Some say you will love me one day
    – Bazıları bir gün beni seveceğini söylüyor
    And I will wait, I will wait to get your loving one day
    – Ve ben bekleyeceğim, bir gün senin sevgini kazanmayı bekleyeceğim
    Just say you will love me one day
    – Lütfen bir gün beni seveceğini söyle
    And I will wait, I will wait to get your loving one day
    – Ve ben bekleyeceğim, bir gün senin sevgini kazanmayı bekleyeceğim

    Oh-oh-oh, oooh
    – Oh-oh-oh, oooh
    Oh-oh-oh, oh-oh
    – Oh-oh-oh, oh-oh
    Just say you’ll love me one day
    – Bir gün beni seveceğini söyle
    Oh-oh-oh, oooh
    – Oh-oh-oh, oooh
    Oh-oh-oh, oh-oh
    – Oh-oh-oh, oh-oh
    Just say you’ll love me one day
    – Bir gün beni seveceğini söyle

    I’ll give you space to the moon if it’s what you need
    – İstediğin buysa, seni ay kadar yalnız bırakacağım
    Just say you one day will bring back yourself to me
    – Sadece, bir gün bana geri döneceğini söyle

    Some say you will love me one day
    – Bazıları bir gün beni seveceğini söylüyor
    And I will wait, I will wait to get your loving one day
    – Ve ben bekleyeceğim, bir gün senin sevgini kazanmayı bekleyeceğim
    Just say you will love me one day
    – Lütfen bir gün beni seveceğini söyle
    And I will wait, I will wait to get your loving one day
    – Ve ben bekleyeceğim, bir gün senin sevgini kazanmayı bekleyeceğim

    Oh-oh-oh, oooh
    – Oh-oh-oh, oooh
    (Just say you’ll love, just say you’ll love me one day)
    – Bir gün beni seveceğini söyle
    Oh-oh-oh, oh-oh
    – Oh-oh-oh, oooh
    Just say you’ll love me one day
    – Bir gün beni seveceğini söyle
    Oh-oh-oh, oooh
    – Oh-oh-oh, oooh
    (Just say you’ll love, just say you’ll love me one day)
    – Bir gün beni seveceğini söyle
    Oh-oh-oh, oh-oh
    – Oh-oh-oh, oooh
    Just say you’ll love me one day
    – Bir gün beni seveceğini söyle

  • Red Hot Chili Peppers – Otherside Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Red Hot Chili Peppers – Otherside Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    How long how long will I slide
    – Ne kadar, ne kadar kayacağım
    Separate my side I don’t
    – Tarafımı ayırmam
    I don’t believe it’s bad
    – Bunun kötü olduğuna inanmıyorum
    Slitin my throat
    – Boğazımı yarmak
    It’s all I ever
    – Bu hayatım boyunca tek..
    I heard your voice through a photograph
    – Sesini bir fotoğraftan duydum
    I thought it over and brought up the past
    – Yeniden düşündüm ve geçmişi geri getirdim
    Once you know you can never go back
    – Asla geri dönemeyeceğini bildiğin anda
    I’ve got to take it on the otherside
    – Onu diğer tarafa götürmeliyim
    Centuries are what it meant to me
    – Yüzyıllardı bana ifade ettiği
    A cemetery where I marry the sea
    – Denizle evlendiğim bir mezar yeri
    Stranger things could never change my mind
    – Daha tuhaf şeyler fikrimi asla değiştiremedi
    I’ve got to take it on the otherside
    – Onu diğer tarafa götürmeliyim
    Take it on the otherside
    – Diğer tarafa götürmeliyim
    Take it on
    – Götürmeliyim
    Take it on
    – Götürmeliyim

    Pour my life into a paper cup
    – Hayatımı kağıttan bir bardağa boşalttım
    The ashtray’s full and I’m spillin’ my guts
    – Kül tablası dolu ve bağırsaklarımı döküyorum;
    She wants to know am I still a slut
    – O benim hala bir o….u olduğumu bilmek istiyor
    I’ve got to take it on the otherside
    – Onu diğer tarafa götürmeliyim
    Scarlet starlet and she’s in my bed
    – Kırmızı starlet ve o yatağımda
    A candidate for my soul mate bled
    – Ruh eşi adayım kanadı
    Push the trigger and pull the thread
    – Tetiğe bastı ve ipi çekti
    I’ve got to take it on the otherside
    – Onu diğer tarafa götürmeliyim
    Take it on the otherside
    – Diğer tarafa götürmeliyim
    Take it on
    – Götürmeliyim
    Take it on
    – Götürmeliyim

    Turn me on take me for a hard ride
    – Beni coştur, zorlu bir geziye çıkar
    Burn me out leave me on the otherside
    – Ateşe ver diğer tarafta bırak
    I yell and tell it that
    – Çığlık atarım ve şunu derim
    It’s not my friend
    – Bu benim arkadaşım değil
    I tear it down I tear it down
    – Onu parçalarım, parçalarım
    And then it’s born again
    – Ve o yine doğar

  • Red Hot Chili Peppers – Californication Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Red Hot Chili Peppers – Californication Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Psychic spies from China
    Çinden psişik ajanlar
    Try to steal your mind’s elation
    akıl saglıgını calmaya calısır
    Little girls from Sweden
    İsveç’ten küçük kızlar
    Dream of silver screen quotations
    gümüş ekran piyasalarının hayalini kurar
    And if you want these kind of dreams
    ve eger sen de böyle bir hayal istiyorsan
    It’s Californication
    bu kalifornyalılaşmak (batılılaşmak da denebilir)

    It’s the edge of the world
    bu dünyanın sınırı
    And all of western civilization
    ve bütün batı medeniyetinin
    The sun may rise in the East
    güneş belki dogudan doguyor
    At least it settles in the final location
    ama en az son noktasında kalıyor
    It’s understood that Hollywood
    bu anlasılabilir,hollywood
    sells Californication
    batılılaşmayı satıyor

    Pay your surgeon very well
    estetikcine iyi ödeme yap
    To break the spell of aging
    yaşlanma büyüsünü bozmak için
    Celebrity skin is this your chin
    ünlü sima,bu senin çenen mi
    Or is that war your waging
    ya da senin sallanış savasın mı?

    First born unicorn
    ilk dogan tek boynuzlu at
    Hard core soft porn
    sansürsüz porno
    Dream of Californication
    batılılaşma hayali
    Dream of Californication
    batılılaşma hayali

    Marry me girl be my fairy to the world
    evlen benimle kız, dünyaya karsı perim ol (ya fairy *bne anlamınada gelir..ama hrld burda öyle diildir
    Be my very own constellation
    benim kendi takımyıldızım ol
    A teenage bride with a baby inside
    bir gelin,karnında bebegiyle
    Getting high on information
    bilgileniyor
    And buy me a star on the boulevard 
    ve bana bulvardan bir yıldız al
    It’s Californication
    bu batılılaşmak

    Space may be the final frontier
    uzay belki son sınır olabilir
    But it’s made in a Hollywood basement
    ama bu da bir hollywood bodrumunda yapıldı
    Cobain can you hear the spheres
    Cobain, istasyon istasyon şarkı
    Singing songs off station to station
    söyleyen sınıfları duyabiliyormusun?
    And Alderon’s not far away
    ve Alderon uzakta degil
    It’s Californication
    bu batılılaşmak

    Born and raised by those who praise
    dogdun ve bu övgüler tarafından büyütüldün
    Control of population everybody’s been there
    nüfus kontrolu,herkesin bulundugu
    and I don’t mean on vacation
    ve bu tatil anlamında degil

    Destruction leads to a very rough road
    yıkım cok engebeli bir yola götürüyor
    But it also breeds creation
    ama aynı zamanda evreni besliyor
    And earthquakes are to a girl’s guitar
    ve depremler bir kız gitarı için
    They’re just another good vibration
    sadece yeni bir titreşim
    And tidal waves couldn’t save the world From Californication
    ve gelgit dalgaları dünyayı batılılaşmaktan kurtaramadı

    Pay your surgeon very well
    estetikcine iyi ödeme yap
    To break the spell of aging
    yaşlanma büyüsünü bozmak için
    Sicker than the rest
    kalanından da hasta
    There is no test
    hiç test yok
    But this is what you’re craving
    ama bu senin can attıgın şey

  • Ariana Grande & Justin Bieber – Stuck with U Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ariana Grande & Justin Bieber – Stuck with U Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Hey, yeah
    – Hey, evet
    (That’s just for fun)
    – (Sadece eğlence için)
    (What?)
    – (Ne?)
    Ah, yeah
    – Ah, evet

    I’m not one to stick around
    – Ben kimseyle takılmıyorum
    One strike and you’re out, baby
    – Bir vuruş ve sen dışarıdasın, bebeğim
    Don’t care if I sound crazy
    – Eğer sesim çılgınsa umursama

    But you never let me down, no, no
    – Ama sen asla beni düşürme, hayır, hayır
    That’s why when the sun’s up, I’m stayin’
    – Bu yüzden güneş doğduğunda, ben kalıyorum
    Still layin’ in your bed, sayin’
    – Hala yatağında uzandığını söylüyorum
    Got all this time on my hands
    – Bu kadar zaman ellerim önümde
    Might as well cancel our plans, yeah
    – Planlarımızı iptal etsek iyi olur, evet
    I could stay here for a lifetime
    – Ben bir ömür boyu burada kalabilirdim

    So, lock the door and throw out the key
    – Öyleyse kapıyı kilitle ve anahtarı dışarı fırlat
    Can’t fight this no more, it’s just you and me
    – Daha fazla kavga yok, sadece sen ve ben
    And there’s nothin’ I, nothin’ I, I can do
    – Ve hiç bir şey yok, hiç bir şey yok, yapabileceğim
    I’m stuck with you, stuck with you, stuck with you
    – Seninle takılıyorum, seninle takılıyorum, seninle takılıyorum
    So, go ahead and drive me insane
    – Öyleyse öne git ve beni çılgınca götür
    Baby, run your mouth, I still wouldn’t change
    – Bebeğim, ağzını çalıştır, ben hala
    Being stuck with you, stuck with you, stuck with you
    – Seninle takılıyorum, seninle takılıyorum, seninle takılıyorum
    I’m stuck with you, stuck with you, stuck with you, baby
    – Seninle takılıyorum, seninle takılıyorum, seninle takılıyorum, bebeğim

    There’s nowhere we need to be, no, no, no
    – İhtiyacımız olan hiç bir yer yok, hayır, hayır, hayır
    I’ma get to know you better
    – Seni daha iyi tanıyabilirim
    Kinda hope we’re here forever
    – Biraz umut biz sonsuza kadar buradayız
    There’s nobody on these streets
    – Bu sokaklarda hiç kimse yok
    If you told me that the world’s endin’
    – Eğer sen bana dünyanın sonu geldiğini söylersen
    Ain’t no other way that I can spend it
    – Zaman geçirebileceğim başka bir yol yok

    Got all this time in my hands
    – Bu kadar zaman ellerim önümde
    Might as well cancel our plans (Yeah, yeah)
    – Planlarımızı iptal etsek iyi olur (Evet,evet)
    I could stay here forever
    – Sonsuza kadar burada kalabilirdim

    Baby, come take all my time
    – Bebeğim gel tüm zamanlarımı al
    Go on, make me lose my mind
    – Devam edelim, aklımı kaybettir bana
    We got all that we need here tonight
    – Bu gece ihtiyacımız olan her şey burada var