Take me back to the times by the river – Beni nehir kenarındaki zamanlara geri götür When we used to swim ’til late – Geç saatlere kadar yüzdüğümüzde Take me back to the times when the children – Beni çocukların olduğu zamanlara geri götür You used to play outside all day – Bütün gün dışarıda oynardın.
Higher, higher, oh, higher – Daha yüksek, daha yüksek, oh, daha yüksek You take me higher, higher, oh, higher – Beni daha yükseğe çıkarıyorsun, daha yükseğe, oh, daha yükseğe Higher, higher, oh, higher – Daha yüksek, daha yüksek, oh, daha yüksek You take me higher, higher, oh, higher – Beni daha yükseğe çıkarıyorsun, daha yükseğe, oh, daha yükseğe
Take me back to the times by the river – Beni nehir kenarındaki zamanlara geri götür Oh when we used to swim ’til late – Oh ne zaman yüzerdik geç saatlere kadar Take me back to the times when the children – Beni çocukların olduğu zamanlara geri götür Used to play outside all day – Bütün gün dışarıda oynardık.
Higher, higher, oh, higher – Daha yüksek, daha yüksek, oh, daha yüksek You take me higher, higher, oh, higher – Beni daha yükseğe çıkarıyorsun, daha yükseğe, oh, daha yükseğe Higher, higher, oh, higher – Daha yüksek, daha yüksek, oh, daha yüksek You take me higher, higher, oh, higher – Beni daha yükseğe çıkarıyorsun, daha yükseğe, oh, daha yükseğe
Take me back – Beni geri al Make me laugh – Beni güldürün Bring me joy – Bana neşe getir Make me yours – Beni senin yap Take me back – Beni geri al Make me laugh – Beni güldürün Bring me joy – Bana neşe getir Make me yours – Beni senin yap
Higher, higher, oh, higher – Daha yüksek, daha yüksek, oh, daha yüksek You take me higher, higher, oh, higher – Beni daha yükseğe çıkarıyorsun, daha yükseğe, oh, daha yükseğe Higher, higher, oh, higher – Daha yüksek, daha yüksek, oh, daha yüksek You take me higher, higher, oh, higher – Beni daha yükseğe çıkarıyorsun, daha yükseğe, oh, daha yükseğe
Kwaze kwalula ukuthanda wena – Kwaze kwalula ukuthanda wena Kwaze kwalula ukuthanda wena – Kwaze kwalula ukuthanda wena Kwaze kwalula ukuthanda wena – Kwaze kwalula ukuthanda wena Kwaze kwalula ukuthanda wena – Kwaze kwalula ukuthanda wena Kwaze kwalula ukuthanda wena – Kwaze kwalula ukuthanda wena Kwaze kwalula ukuthanda wena – Kwaze kwalula ukuthanda wena
Higher, higher – Daha yüksek, daha yüksek Higher, higher – Daha yüksek, daha yüksek Higher, higher – Daha yüksek, daha yüksek Higher, higher – Daha yüksek, daha yüksek
Hold me when it’s cold outside, outside, outside – Dışarısı soğuduğunda sarıl bana, dışarısı, dışarısı Hold me when it’s cold outside, outside, outside – Dışarısı soğuduğunda sarıl bana, dışarısı, dışarısı I wanna feel it, feel what you givin’ – Hissetmek istiyorum, verdiklerini hissetmek istiyorum Take all my feeling, now you just feel like – Tüm hislerimi al, şimdi sadece gibi hissediyorsun
I wanna know what it is from your point of view – Senin bakış açından ne olduğunu bilmek istiyorum I wanna know what you see from your point of view – Senin bakış açından ne gördüğünü bilmek istiyorum Point of view, point of view – Bakış açısı, bakış açısı Point of view, oh – Bakış açısı, oh I wanna know what it is from your point of view – Senin bakış açından ne olduğunu bilmek istiyorum I wanna know what you see from your point of view – Senin bakış açından ne gördüğünü bilmek istiyorum Point of view, point of view – Bakış açısı, bakış açısı Point of view, oh – Bakış açısı, oh
Let it carry you, oh ooh woah oh – Seni taşımasına izin ver, oh ooh woah oh Let it carry you, oh oh ooh – Seni taşımasına izin ver, oh oh ooh Let it carry you, oh ooh woah oh – Seni taşımasına izin ver, oh ooh woah oh Woah woah, woah woah – Woah woah, woah woah Let it carry you, oh ooh woah oh – Seni taşımasına izin ver, oh ooh woah oh Let it carry you, oh oh ooh – Seni taşımasına izin ver, oh oh ooh Let it carry you, oh ooh woah oh – Seni taşımasına izin ver, oh ooh woah oh Woah woah, woah woah – Woah woah, woah woah
I wanna know what it is from your point of view – Senin bakış açından ne olduğunu bilmek istiyorum I wanna know what you see from your point of view – Senin bakış açından ne gördüğünü bilmek istiyorum Point of view, point of view – Bakış açısı, bakış açısı Point of view, oh – Bakış açısı, oh I wanna know what it is from your point of view – Senin bakış açından ne olduğunu bilmek istiyorum I wanna know what you see from your point of view – Senin bakış açından ne gördüğünü bilmek istiyorum Point of view, point of view – Bakış açısı, bakış açısı Point of view, oh – Bakış açısı, oh
Kawan, dengarlah yang akan aku katakan – Ahbap, ne diyeceğimi dinle. Tentang dirimu setelah selama ini – Bunca zamandan sonra senin hakkında Ternyata kepalamu akan selalu botak – Kafanın her zaman kel olacağı ortaya çıkıyor Eh, kamu kaya gorila – Sen zengin bir gorilsin.
Cobalah kamu ngaca tu bibir balapan – Bu yarış dudaklarını dene Daripada gigi lo kaya kelinci – Dişlerden daha zengin tavşan Yang ini udah gendut suka marah-marah – Bu zaten Huysuz gibi şişman Kau cacing kepanasan – Sen bir ısı solucanısın.
Tapi ‘ku tak peduli – Ama umrumda değil Kau selalu di hati – Sen her zaman kalbindesin
Kamu sangat berarti, istimewa di hati – Çok şey ifade ediyorsun, kalbinde özel Selamanya rasa ini – Sonsuza dek bu tadı Jika tua nanti kita telah hidup masing-masing – Keşke her birimiz yaşasaydık Ingatlah hari ini – Bu günü hatırla
Ketika kesepian menyerang diriku – Yalnızlık bana çarptığında Nggak enak badan, resah nggak menentu – Kendini iyi hissetmiyor, huzursuz düzensiz Kutahu satu cara sembuhkan diriku – Kendimi iyileştirmenin bir yolunu biliyorum Ingat teman-temanku – Arkadaşlarımı hatırla
Don’t you worry, just be happy – Endişelenme, sadece mutlu ol Temanmu di sini – Arkadaşın burada.
Kamu sangat berarti, istimewa di hati – Çok şey ifade ediyorsun, kalbinde özel Selamanya rasa ini – Sonsuza dek bu tadı Jika tua nanti kita telah hidup masing-masing – Keşke her birimiz yaşasaydık Ingatlah hari ini – Bu günü hatırla
Don’t you worry, don’t be angry – Endişelenme, kızma. Mending happy-happy – Mutlu olmak-mutlu olmak
Kamu sangat berarti, istimewa di hati – Çok şey ifade ediyorsun, kalbinde özel Selamanya rasa ini – Sonsuza dek bu tadı Jika tua nanti kita telah hidup masing-masing – Keşke her birimiz yaşasaydık Ingatlah hari ini – Bu günü hatırla
Kamu sangat berarti, istimewa di hati – Çok şey ifade ediyorsun, kalbinde özel Selamanya rasa ini – Sonsuza dek bu tadı Jika tua nanti kita telah hidup masing-masing – Keşke her birimiz yaşasaydık Ingatlah hari ini – Bu günü hatırla
Kamu sangat berarti, istimewa di hati – Çok şey ifade ediyorsun, kalbinde özel Selamanya rasa ini – Sonsuza dek bu tadı Jika tua nanti kita telah hidup masing-masing – Keşke her birimiz yaşasaydık Ingatlah hari ini – Bu günü hatırla
Ayang kapan kamu pulang? – Eve ne zaman dönüyorsun? Pikiranku selalu terbang melayang – Aklım hep uçuyor Tak pernah ada kabar darimu – Senden hiç haber alamadım. Walau ku tahu kamu online melulu – Çevrimiçi olduğunu bilmeme rağmen
Katamu, ini cuma seminggu – Sadece bir hafta olduğunu söylemiştin. Tapi rasanya sperti sewindu – Ama sewindu gibi geliyor Ternyata sulit ku jauh darimu – Senden uzak olmak zor Tanpa genit dan manja-manja denganmuPeluklah tubuhku, kecup keningku – Seninle çapkın ve şımarık olmadan vücuduma sarıl, alnımı öp Tenangkan hatiku yang merindukanmu – Seni özleyen kalbimi teselli et Aku tak ingin kau tinggalkanku – Beni terk etmeni istemiyorum. Sendiri lagi… – Yine yalnız…
Lekaslah kembali, usirlah sepi – Acele et, ıssız kovul Yang ada di hati selama kau pergi – Sen yokken kalbinde ne var Yang aku mau cuma kamu – Tek istediğim sensin Saat ini… – Hemen şimdi…
Katamu, ini cuma seminggu – Sadece bir hafta olduğunu söylemiştin. Tapi rasanya sperti sewindu – Ama sewindu gibi geliyor Tak pernah ada kabar darimu – Senden hiç haber alamadım. Walau ku tahu kamu online melulu – Çevrimiçi olduğunu bilmeme rağmen
Peluklah tubuhku, kecup keningku – Vücuduma sarıl, alnımı öp Tenangkan hatiku yang merindukanmu – Seni özleyen kalbimi teselli et Aku tak ingin kau tinggalkanku – Beni terk etmeni istemiyorum. Sendiri lagi… – Yine yalnız…
Lekaslah kembali, usirlah sepi – Acele et, ıssız kovul Yang ada di hati selama kau pergi – Sen yokken kalbinde ne var Yang aku mau cuma kamu – Tek istediğim sensin Saat ini… – Hemen şimdi…
Peluklah tubuhku, kecup keningkuTenangkan hatiku yang merindukanmu – Vücuduma sarıl, kaşımı öp seni özleyen kalbimi rahatlat Aku tak ingin kau tinggalkanku – Beni terk etmeni istemiyorum. Sendiri lagi… – Yine yalnız…
Cepatlah kembali, usirlah sepi – Geri dön, ıssız sür Yang ada di hati selama kau pergi – Sen yokken kalbinde ne var Yang aku mau cuma kamu – Tek istediğim sensin Saat ini… – Hemen şimdi…
Yang aku mau cuma kamu – Tek istediğim sensin Saat ini… – Hemen şimdi… Yang aku mau cuma kamu – Tek istediğim sensin Saat ini… – Hemen şimdi…
Tainy – Tainy Baby, tú ‘tás buscando un perreo – Bebeğim, bir köpek arıyorsun. W, Yandel (Eh-eh) – W, Yandel (Eh-Eh) Rauw Alejandro (Yandel) – Rauw Alexander (Yandel)
Se siente el vapor (Yeah-eh) – Buharı hissediyorsun (Evet-eh) Ya no está tímida (Oh-oh) – Artık utangaç değil (Oh-oh) Es una bandida por culpa ‘el alcohol (Bandolera) – Alkol yüzünden bir haydut (Bandolera) La nena perreando es un die’, rico debe hacer el amor – Perreando bebeği bir ölüm’, rico sevişmeli En la pare’ es mi prisionera (Yeah) – Durakta ‘ o benim tutsağım (Evet) Bendecío’, quien pudiera – Kutsuyorum’, kim yapabilir Comerte la noche entera, yeah (Yeah, préndelo, Tainy) – Bütün gece seni yiyip bitiriyorum, evet (Evet, aç, Tainy) Se siente el vapor – Buhar hissedilir To’ el mundo en la suya, nadie se despega, aunque haga calor – Senin dünyana, kimse havalanmıyor, sıcak olsa bile La nena perreando es un die’, rico debe hacer el amor – Perreando bebeği bir ölüm’, rico sevişmeli En la pare’ e’ mi prisionera – Pare ‘e’ tutsağımda Bendecío’, quien pudiera – Kutsuyorum’, kim yapabilir Comerte la noche entera, eh – Bütün gece ye, ha
La disco explotá’, en verda’ nadie sabe – Disko patlayacak, gerçekte kimse bilmiyor Báilame otra cuando esta se acabe – Bu bittiğinde bana bir tane daha ver. Suena el bajo pa’ que baje’ – Bas sesleri pa ‘que baje’ A cada rato se acomoda el traje – Takım elbise her ayarlandığında Sigue meneándote así (Tú sabe’ quién llegó) – Böyle kıpırdamaya devam et (Kimin geldiğini biliyorsun) Baby, me tiene’ grave (Mr. W), eh (¡Yeah!) – Bebeğim, benim mezarımı aldı (Bay W), eh (Evet!) Bailando te ves spicy (Tra, tra) – Dans baharatlı görünüyorsun (Tra, tra) Perreando un ritmo de Tainy (Tra, tra) – Perreando İnce bir ritim (Tra, tra) La falda corta y sabes que se te ve el panty (Tú sabes) – Kısa etek ve külotu görebildiğini biliyorsun (Biliyorsun) Tú y yo los más sueltos, somos Jowell y Randy (¡Duro!) – Sen ve ben en gevşeğiz, biz Jowell ve Randy’iz (Zor!) Es que tu boca sabe a candy – Ağzının tadı şeker gibi mi Dale pa’ la barra y cuando me agarra (Tra) – Babama barı ver ve beni tuttuğunda (Tra) Se vira de espalda y el pelo se amarra – Sırtını dönüyor ve saçları bağlı Llega a la disco y el DJ suena la chicharra – Diskoya gelir ve DJ chicharra’yı çalar Y sigue sudando ese cuerpo de guitarra (Tra, tra, tra) – Ve o gitar vücudunu terletmeye devam et (Tra, tra, tra) La baby llega, nadie la frena y cuando el bajo suena (Yeah) – Bebek gelir, kimse onu durdurmaz ve bas çaldığında (Evet) Ella lo mueve to’ el party se desordena – Onu ‘parti dağınıklaşıyor’ a taşıyor Mi caminera, tiene la rumba en las venas (Tra, tra, tra) – Caminera’m, damarlarında rumba var (Tra, tra, tra) Cuando me roza me desmantela – Bana dokunduğunda beni parçalıyor
Se siente el vapor – Buhar hissedilir To’ el mundo en la suya, nadie se despega, aunque haga calor – Senin dünyana, kimse havalanmıyor, sıcak olsa bile La nena perreando es un die’, rico debe hacer el amor – Perreando bebeği bir ölüm’, rico sevişmeli En la pare’ e’ mi prisionera – Pare ‘e’ tutsağımda Bendecío’, quien pudiera – Kutsuyorum’, kim yapabilir Comerte la noche entera, eh (Dice, Ra-Rauw) – Bütün gece seni yiyip bitiriyorum, ha (Diyor, Ra-Rauw)
Tu cuerpo térmico – Termal vücudunuz Como se ve, no es lo típico (Wuh; típico), ey – Gördüğünüz gibi, tipik değil (Wuh; tipik), hey Me juega físico (Ey) – Beni fiziksel olarak oynuyor (Hey) Nos damo’ sólido, olvídate ‘e lo estético (Wih) – ‘Sağlam, unut gitsin’ ve estetiği verdik (Wih) Baby, siente el látigo y piloto automático (¡Ah!) – Bebeğim, kırbacı ve otomatik pilotu hisset (Ah!) La puse a gritar (A gritar) por to’a América (Wuh) – Onu Amerika için çığlık atmaya (çığlık atmaya) koydum (Wuh) Hasta África, está afónica – Afrika’ya kadar, afonik Siempre está mojá’ (Wuh), ella es acuática – O her zaman ıslak'(Wuh), suda yaşıyor Mi baby es única, no tiene réplica (¡Auh!; eh-eh) – Bebeğim eşsiz, kopyası yok (Auh!; eh-eh)
Pa’ la bellaquera no se necesita la cama (Eh-eh) – Pa ‘ la bellaquera yatağa ihtiyaç yok (Eh-eh) Donde sea la pillo – Onu nerede yakalarsam yakalayayım No me dice que no, no me dice que no – Bana hayır demiyor, hayır demiyor Nunca me dice que no, donde quiero la pillo – Bana asla hayır demez, onu istediğim yere götürürüm
Se siente el vapor (Yeah-eh) – Buharı hissediyorsun (Evet-eh) Ya no está tímida (Oh-oh), es una bandida por culpa ‘el alcohol – Artık utangaç değil (Oh-oh), alkol yüzünden bir haydut La nena perreando es un die’, rico debe hacer el amor – Perreando bebeği bir ölüm’, rico sevişmeli En la pare’ es mi prisionera (Yeah) – Durakta ‘ o benim tutsağım (Evet) Bendecío’, quien pudiera – Kutsuyorum’, kim yapabilir Comerte la noche entera, yeah – Bütün gece ye, evet
Damas y caballeros, Wisin y Yandel – Bayanlar ve baylar, Wisin ve Yandel Señoritas, desde el otro nivel – Bayanlar, diğer seviyeden El Zorro, Rauw Alejandro – Tilki, Rauw Alexander W con Yandel – Yandel ile W Tainy – Tainy Tainy – Tainy Combinación élite – Elit kombinasyon Yeah – Evet Dice – Demek Ey, ey – Hey, hey El dinero del movimiento – Hareketin parası Las babies son de nosotros por ley – Bebekler kanunen bize aittir
Vou passar – Geçeceğim Em Saquarema eu vim pra marolar – Saquarema’da marolar’a geldim. Vendo as cretina tudo vim jogar – Salak her şeyi görmek oynamaya geldi Rio De Janeiro é o meu lugar – Rio de Janeiro benim yerim
Fim de semana – Hafta sonu Varias cretina quer brechar na reta – Birkaç cretina düz içeri girmek istiyor Só não me acompanha que eu não sou novela – Sadece pembe dizi olmadığım için bana eşlik etme Mais tarde vai ter Espanha e o pau quebra – Daha sonra İspanya olacak ve horoz kırılacak
Passei da ponte – Köprüyü geçtim Piei em Saqua vim de Hollywood – Hollywood’dan geldim Trouxe Buchanan’s e lança perfume – Buchanan’ın parfümünü getirdi ve piyasaya sürdü Mulher nos manda vir pique iFood – Kadın bize pique ifood’a gelmemizi söylüyor
Piscinada – Yüzme havuzu A tropa busca as melhores de longe – Ordu şimdiye kadar en iyisini arıyor Elas se amarra no pique do homem – Kendilerini adamın Turna balığına bağlarlar E me chama de rei do fode fode – Ve Bana Sik sik Kralı de
Vai tomar – Alacak Toma toma – Al al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al
Vai tomar – Alacak Toma toma – Al al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al
Vou passar – Geçeceğim Em Saquarema eu vim pra marolar – Saquarema’da marolar’a geldim. Vendo as cretina tudo vim jogar – Salak her şeyi görmek oynamaya geldi Rio De Janeiro é o meu lugar – Rio de Janeiro benim yerim
Fim de semana – Hafta sonu Varias cretina quer brechar na reta – Birkaç cretina düz içeri girmek istiyor Só não me acompanha que eu não sou novela – Sadece pembe dizi olmadığım için bana eşlik etme Mais tarde vai ter Espanha e o pau quebra – Daha sonra İspanya olacak ve horoz kırılacak
Passei da ponte – Köprüyü geçtim Piei em Saqua vim de Hollywood – Hollywood’dan geldim Trouxe Buchanan’s e lança perfume – Buchanan’ın parfümünü getirdi ve piyasaya sürdü Mulher nos manda vir pique iFood – Kadın bize pique ifood’a gelmemizi söylüyor
Piscinada – Yüzme havuzu A tropa busca as melhores de longe – Ordu şimdiye kadar en iyisini arıyor Elas se amarra no pique do homem – Kendilerini adamın Turna balığına bağlarlar E me chama de rei do fode fode – Ve Bana Sik sik Kralı de
Vai tomar – Alacak Toma toma – Al al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al
Vai tomar – Alacak Toma toma – Al al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al Toma toma toma toma toma toma – Al Al Al Al Al
I’m young – Ben gencim What can I know of the tide turn – Gelgit dönüşü hakkında ne bilebilirim How can I wish to describe – Nasıl tarif etmek isterim All shades of white, all types of gray? – Tüm beyaz tonları, her türlü gri?
I’ve sung – Şarkı söyledim To rebels, old men – İsyancılara, ihtiyarlara The poor and rich – Fakir ve zengin And all I can be sure of is – Ve emin olabileceğim tek şey We look for love perpetually – Aşkı sürekli arıyoruz
So I’ll solely exist – Bu yüzden sadece var olacağım Soulfully grasp each second – Her saniyeyi duygulu bir şekilde kavrayın I’ll take every risk – Her riski göze alacağım. Disconnect all fear, separateness – Tüm korkuyu, ayrılığı kesin
I’m done – Bitirdim Trying to win every battle – Her savaşı kazanmaya çalışmak How can I wish to rejoice – Nasıl sevinmek isteyebilirim When my mind is stuck in this losing game? – Aklım bu kaybedilen oyunda sıkıştığında mı?
I fall – Düşüyorum Deeper and deeper in questions – Sorularda daha derin ve daha derin All of which can only be answered – Bunların hepsi sadece cevaplanabilir By living uncertainly – Belirsiz yaşayarak
So I’ll solely exist – Bu yüzden sadece var olacağım Soulfully grasp each second – Her saniyeyi duygulu bir şekilde kavrayın I’ll take every risk – Her riski göze alacağım. Disconnect all fear, separateness – Tüm korkuyu, ayrılığı kesin
Be here now – Şimdi burada ol Don’t look down – Aşağı bakma Be here with me – Burada benimle ol
So l’ll solely exist – Yani sadece var olacağım Soulfully grasp each second – Her saniyeyi duygulu bir şekilde kavrayın
Walk around the world, it feel like every place the same – Dünyayı dolaş, her yer aynı gibi hissediyorum I look into your eyes and see that you are in some pain – Gözlerinin içine bakıyorum ve acı çektiğini görüyorum Freddie gonna help the business, help a rope around your neck – Freddie işe yardım edecek, boynundaki ipe yardım edecek. Gonna help you make a choice, let it sit, don’t let it rest – Bir seçim yapmana yardım edeceğim, bırak otursun, dinlenmesine izin verme You a pest, what the fuck, you left a mess – Sen bir zararlısın, ne halt ediyorsun, bir karmaşa bıraktın It’s okay, I’ll just say that your body’s gone today – Sorun değil, sadece bugün vücudunun gittiğini söyleyeceğim. You in Hell, I don’t think you failed, you just made some bail – Cehennemdesin, başarısız olduğunu sanmıyorum, sadece kefaletle kurtuldun Come that day, it gets worse and I hope you fucking hurt – O gün gel, daha da kötüye gidiyor ve umarım canın yanar
Now what’s the word, captain? – Şimdi ne diyorsunuz yüzbaşı? I think I caught you lackin’ – Sanırım seni yaltaklanırken yakaladım. There are ninе more layers than this hell’s packin’ – Bu cehennemin paketlemesinden dokuz katman daha var No tippy tappin’, bitch I comе in rippy rappin’ – Hayır tippy tappin’, kaltak içeri giriyorum rippy rappin’ I feel lucky I’m not you – Sen olmadığım için kendimi şanslı hissediyorum At the top I do the do – En üstte ben yaparım Stuck in the fuckin’ darkness and it’s cold, and hot – Lanet karanlıkta sıkışıp kaldım ve soğuk ve sıcak Haven’t felt sun in some days, bitch, where do I start? – Günlerdir güneşi hissetmiyorsun, kaltak, nereden başlayayım? Start from the top, and the next stop the bottom – Üstten başlayın ve bir sonraki alt kısmı durdurun Rock bottom baby, I swear I already got em’ – Dibe vur bebeğim, yemin ederim onları çoktan yakaladım Close your eyes and think of something for me – Gözlerini kapat ve benim için bir şeyler düşün Think of all the times that you’ve been feeling kinda lonely – Kendini biraz yalnız hissettiğin tüm zamanları düşün What could you do with your time instead? – Bunun yerine zamanınızı ne yapabilirdiniz? What? You smoking weed, you fuck your bitch and go to bed – Ne? Ot içiyorsun, orospunu sikiyorsun ve yatağa gidiyorsun. Notice all the colors that you seeing in your head – Kafanızda gördüğünüz tüm renklere dikkat edin Now strip away that shit and feel the darkness, feel it spread – Şimdi o boku çıkar ve karanlığı hisset, yayıldığını hisset This is what is like to be known as dead – Ölü olarak bilinmek böyle bir şey Now open up your eyes, you see the world it is red – Şimdi gözlerini aç, dünyayı görüyorsun kırmızı
Now what’s the word, captain? – Şimdi ne diyorsunuz yüzbaşı? I think I caught you lackin’ – Sanırım seni yaltaklanırken yakaladım. There are nine more layers than this hell’s packin’ – Bu cehennemin paketlemesinden dokuz katman daha var No tippy tappin’, bitch I come in rippy rappin’ – Hayır tippy tappin’, kaltak içeri giriyorum rippy rappin’ I feel lucky I’m not you – Sen olmadığım için kendimi şanslı hissediyorum At the top I do the do – En üstte ben yaparım Stuck in the fuckin’ darkness and it’s cold, and hot – Lanet karanlıkta sıkışıp kaldım ve soğuk ve sıcak Haven’t felt sun in some days, bitch, where do I start? – Günlerdir güneşi hissetmiyorsun, kaltak, nereden başlayayım? Start from the top, and the next stop the bottom – Üstten başlayın ve bir sonraki alt kısmı durdurun Rock bottom baby, I swear I already got em’ – Dibe vur bebeğim, yemin ederim onları çoktan yakaladım Now what’s the word, captain? – Şimdi ne diyorsunuz yüzbaşı? I think I caught you lackin’ – Sanırım seni yaltaklanırken yakaladım. There are nine more layers than this hell’s packin’ – Bu cehennemin paketlemesinden dokuz katman daha var No tippy tappin’, bitch I come in rippy rappin’ – Hayır tippy tappin’, kaltak içeri giriyorum rippy rappin’ I feel lucky I’m not you – Sen olmadığım için kendimi şanslı hissediyorum At the top I do the do – En üstte ben yaparım Stuck in the fuckin’ darkness and it’s cold, and hot – Lanet karanlıkta sıkışıp kaldım ve soğuk ve sıcak Haven’t felt sun in some days, bitch, where do I start? – Günlerdir güneşi hissetmiyorsun, kaltak, nereden başlayayım? Start from the top, and the next stop the bottom – Üstten başlayın ve bir sonraki alt kısmı durdurun Rock bottom baby, I swear I already got em’ – Dibe vur bebeğim, yemin ederim onları çoktan yakaladım
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Já ir embora – Zaten git
Xi! – Xı. Se o menino já tá comentando – Çocuk zaten yorum yapıyorsa Pode arrumar as mala’ – Bavullarını toplayabilirsin.” Maderada! – Tahta!
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair (é o quê?) – Jair’in zamanı geldi (ne?) Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! (Tchau!) – Ayağını ver ve git simbora! (Güle güle!)
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair (vai!) – Jair’in zamanı geldi (git!) Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! (Tchau!) – Ayağını ver ve git simbora! (Güle güle!)
Vá ‘simbora, vá ‘simbora – Git simbora, git simbora Dá no pé e vá ‘simbora (tchau!) – Ayağını ver ve git ‘simbora (güle güle!) Vá ‘simbora, vá ‘simbora – Git simbora, git simbora Dá no pé e vá ‘simbora – Ayağını ver ve git ‘ simbora
Eu bem que te avisei – Sana söylemiştim. Você não quis me ouvir – Beni dinlemezdin. Agora tá sabendo – Şimdi biliyorsun Quem esse Jair – Jair kimdir
Ele te fez sofrer, ele te fez chorar – Sana acı çektirdi, seni ağlattı Arrume as malas dele – Bavullarını topla Bota ele pra vazar – Sızdırmak için önyükleyin
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair (vaza!) – Jair’in zamanı geldi (sızıntı!) Já ir embora – Zaten git ‘Rruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! – Ayağını ver ve git simbora!
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair (tchau!) é o quê? – Jair’in zamanı geldi (güle güle!) nedir? Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! – Ayağını ver ve git simbora!
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair (some!) – Jair’in zamanı geldi (bazıları!) Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! – Ayağını ver ve git simbora!
Isso é Maderada! – Bu kereste! ‘Vambora! – ‘Vambora!
Arruma a mala! – Çantanı topla!
Eu bem que te avisei – Sana söylemiştim. Você não quis me ouvir – Beni dinlemezdin. Agora tá sabendo – Şimdi biliyorsun Quem esse Jair – Jair kimdir
Ele te fez sofrer, ele te fez chorar – Sana acı çektirdi, seni ağlattı Arrume as malas dele – Bavullarını topla Bota ele pra vazar – Sızdırmak için önyükleyin
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair (tchau!) – Jair’in zamanı geldi (güle güle!) Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! – Ayağını ver ve git simbora!
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair (é o quê?) – Jair’in zamanı geldi (ne?) Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá (tchau!) – Ayağını ver ve git (güle güle!)
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé! – Ayağına vur!
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Já ir embora – Zaten git Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! (Vá ‘simbora!) – Ayağını ver ve git simbora! (Hadi simbora!)
Vá ‘simbora, vá ‘simbora – Git simbora, git simbora Vá ‘simbora (vaza!) – Vá ‘ simbora (sızıntı!) Vá ‘simbora, vá ‘simbora – Git simbora, git simbora Dá no pé e vá ‘simbora – Ayağını ver ve git ‘ simbora
Tá na hora do Jair – Jair’in zamanı geldi. Tá na hora de que? Quero ouvir! – Ne zamanı? Duymak istiyorum! Vai! (Tchau! Tchau!) – Git! (Güle güle! Güle güle!) Já ir embora (tchau!) – Zaten git (güle güle!) Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Dá no pé e vá ‘simbora! – Ayağını ver ve git simbora!
Tá na hora – Zamanı geldi Eu quero ouvir bem alto! – Yüksek sesle duymak istiyorum! Ooh, já ir embora – Ooh, git artık. Arruma as suas malas – Bavullarını topla. Vai! (Tchau! Tchau! Tchau! Tchau!) – Git! (Güle güle! Güle güle! Güle güle! Güle güle!)
Ninguém tá aguentando mais, rapaz – Artık kimse dayanamaz evlat. Já passou da hora! – Geçmiş zaman!
Old men crying, young men dying – Yaşlı adamlar ağlıyor, genç erkekler ölüyor World still turns as Father Time looks on – Baba Zamanı baktıkça dünya hala dönüyor On and on – Durmadan Children playing, dreamers praying – Oynayan çocuklar, dua eden hayalperestler Laughter turns to tear as love has gone – Aşk giderken kahkaha gözyaşına döner Has it gone? – Gitti mi?
Oh, it’s a hard road – Oh, zor bir yol Oh, it’s a hard road – Oh, zor bir yol
Whirlwind churning, lovers learning – Kasırga çalkalanıyor, aşıklar öğreniyor On this path of life we can’t back down – Bu yaşam yolunda geri adım atamayız Is it wrong? – Yanlış mı? Widows weeping, babies sleeping – Dullar ağlıyor, bebekler uyuyor Life becomes the singer and the song – Hayat şarkıcı ve şarkı olur Sing along – Birlikte şarkı söyle
Oh, it’s a hard road – Oh, zor bir yol Carry your own load – Kendi yükünü taşı
Why make the hard road? – Neden zor yoldan gidiyorsun? Why can’t we be friends? – Neden arkadaş olamıyoruz? No need to hurry – Acele etmeye gerek yok We’ll meet in the end – Sonunda buluşacağız.
Why make the hard road? – Neden zor yoldan gidiyorsun? Why can’t we be friends? – Neden arkadaş olamıyoruz? No need to worry – Endişelenmene gerek yok Let’s sing it again – Tekrar söyleyelim.
Brother’s sharing, mother’s caring – Kardeşin paylaşımı, annenin bakımı Nightime falling victim to the dawn – Geceleyin şafağa kurban olmak Shadows small – Gölgeler küçük Days are crawling, time is calling – Günler sürünüyor, zaman çağırıyor To the Earth that not that life has gone – O hayatın gitmediği dünyaya Love line drawn – Aşk çizgisi çizildi
Oh, it’s a hard road – Oh, zor bir yol Carry your own load – Kendi yükünü taşı Oh, it’s a hard road – Oh, zor bir yol Oh, it’s a hard road – Oh, zor bir yol
We’re living in sorrow, we’re living the best (Oh, it’s a hard road) – Üzüntü içinde yaşıyoruz, en iyisini yaşıyoruz (Oh, zor bir yol) And look to the future, ’cause life goes together now (Oh, it’s a hard road) – Ve geleceğe bak, çünkü hayat şimdi bir araya geliyor (Oh, zor bir yol) We’re living in sorrow, we’re living the best (Oh, it’s a hard road) – Üzüntü içinde yaşıyoruz, en iyisini yaşıyoruz (Oh, zor bir yol) And look to the future, ’cause life goes together now (Oh, it’s a hard road) – Ve geleceğe bak, çünkü hayat şimdi bir araya geliyor (Oh, zor bir yol) We’re living in sorrow, we’re living the best (Oh, it’s a hard road) – Üzüntü içinde yaşıyoruz, en iyisini yaşıyoruz (Oh, zor bir yol) And look to the future, ’cause life goes together now (Oh, it’s a hard road) – Ve geleceğe bak, çünkü hayat şimdi bir araya geliyor (Oh, zor bir yol) We’re living in sorrow, we’re living the best (Oh, it’s a hard road) – Üzüntü içinde yaşıyoruz, en iyisini yaşıyoruz (Oh, zor bir yol) And look to the future, ’cause life goes together now (Oh, it’s a hard road) – Ve geleceğe bak, çünkü hayat şimdi bir araya geliyor (Oh, zor bir yol) We’re living in sorrow, we’re living the best (Oh, it’s a hard road) – Üzüntü içinde yaşıyoruz, en iyisini yaşıyoruz (Oh, zor bir yol)
Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor Ooh, ooh, ooh – Ooh, ooh, ooh Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor Ooh, baby, ooh – Ooh, bebeğim, ooh Said, ooh – Dedi ki, ooh
Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor Ooh, ooh, ooh – Ooh, ooh, ooh Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor Ooh, baby, ooh – Ooh, bebeğim, ooh Said, ooh – Dedi ki, ooh
Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’, singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor, şarkı söylüyor Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’, singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor, şarkı söylüyor Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor Ooh, ooh, ooh – Ooh, ooh, ooh
Just like the white winged dove – Tıpkı beyaz kanatlı güvercin gibi Sings a song, sounds like she’s singin’ – Bir şarkı söylüyor, şarkı söylüyormuş gibi geliyor Ooh, baby, ooh – Ooh, bebeğim, ooh Said, ooh – Dedi ki, ooh
Like in ever great feeble (yeah) – Her zamanki gibi büyük zayıf (evet) There’s a moment when we almost learn to crawl – Sürünmeyi neredeyse öğreneceğimiz bir an var. And when life has turned the table (yeah) – Ve hayat masayı çevirdiğinde (evet) Before we rise we know that we almost take the fall – Yükselmeden önce neredeyse düşüşe geçeceğimizi biliyoruz.
In this moment, ain’t no difference (ain’t no difference) – Şu anda, fark yok (fark yok) Times are changing like the clock upon the wall (yes, it is, yes, it is) – Zaman duvardaki saat gibi değişiyor (evet, öyle, evet, öyle) The will can come from just a day – İrade sadece bir günden gelebilir It ain’t broke, I feel it coming, don’t we all – Kırılmadı, geldiğini hissediyorum, değil mi hepimiz
I feel it comin’ like the dawning of the day (dawning of the day) – Günün doğuşu gibi geldiğini hissediyorum (günün doğuşu) Pray through the midnight while we dance the night away (dance the night away) – Geceyi dans ederken gece yarısına kadar dua edin (geceyi dans edin) I pray through this pressure, happy on my face – Bu baskıyla dua ediyorum, yüzümde mutlu I feel it comin’ like the dawning of the day – Günün doğuşu gibi geldiğini hissediyorum
Mama told me ’bout her baby (mama told me) – Annem bana bebeği hakkında söyledi (annem bana söyledi) Baby grow up in another kind of world (another kind of world) – Bebek başka tür bir dünyada büyür (başka tür bir dünya) Always feel like such a lady (yeah) – Her zaman böyle bir bayan gibi hissediyorum (evet) Mama said, “Son, you ain’t born to be a girl” – Annem, “Oğlum, sen kız olmak için doğmadın” dedi.
In this moment, ain’t no difference (ain’t no difference) – Şu anda, fark yok (fark yok) Times are changing like the clock upon the wall (yes, it is, yes, it is) – Zaman duvardaki saat gibi değişiyor (evet, öyle, evet, öyle) The world is changing all the time – Dünya her zaman değişiyor It ain’t broke, I feel it coming (yeah), don’t we all – Kırılmadı, geldiğini hissediyorum (evet), hepimiz değil mi
I feel it comin’ like the dawning of the day (dawning of the day) – Günün doğuşu gibi geldiğini hissediyorum (günün doğuşu) Pray through the midnight while we dance the night away (dance the night away) – Geceyi dans ederken gece yarısına kadar dua edin (geceyi dans edin) I pray through this pressure, happy on my face – Bu baskıyla dua ediyorum, yüzümde mutlu I feel it comin’ like the dawning of the day, oh-ah – Günün doğuşu gibi geldiğini hissediyorum, oh-ah
The beat goes, oh-ah, oh-ah, oh-ah – Ritim gidiyor, oh-ah, oh-ah, oh-ah The beat goes, oh-ah – Ritim gidiyor, oh-ah The beat goes, oh-ah, oh-ah – Ritim gidiyor, oh-ah, oh-ah The beat goes all night long – Ritim bütün gece devam ediyor
Remember the rain, remember the sun – Yağmuru hatırla, güneşi hatırla Remember the season ’cause winter is almost done – Mevsimi hatırla çünkü kış neredeyse bitti
The beat goes all night long – Ritim bütün gece devam ediyor The beat goes all night long – Ritim bütün gece devam ediyor The beat goes all night long – Ritim bütün gece devam ediyor
I feel it comin’ like the dawning of the day (dawning of the day) – Günün doğuşu gibi geldiğini hissediyorum (günün doğuşu) Pray through the midnight while we dance the night away (dance the night away) – Geceyi dans ederken gece yarısına kadar dua edin (geceyi dans edin) I pray through this pressure, happy on my face – Bu baskıyla dua ediyorum, yüzümde mutlu I feel it comin’ like the dawning of the day, oh-ah – Günün doğuşu gibi geldiğini hissediyorum, oh-ah
The beat goes, oh-ah, oh-ah, oh-ah – Ritim gidiyor, oh-ah, oh-ah, oh-ah The beat goes, oh-ah – Ritim gidiyor, oh-ah The beat goes, oh-ah, oh-ah – Ritim gidiyor, oh-ah, oh-ah The beat goes all night long – Ritim bütün gece devam ediyor