Don’t go to bed with no price on your head – Kafanda bedel olmadan yatma. Don’t do it – Yapma bunu Don’t do the crime if you can’t do the time – Zamanı yapamıyorsan suçu işleme.
Keep your eye on the sparrow – Gözünü serçeden ayırma. When the going gets narrow – İşler daraldığında
Don’t roll the dice if you can’t pay the price – Bedelini ödeyemiyorsan zar atma. Don’t do it – Yapma bunu Don’t run your feet down a dead-end street – Ayaklarını çıkmaz bir caddede koşma
Keep your eye on the sparrow – Gözünü serçeden ayırma. When the going gets narrow – İşler daraldığında
Don’t do me dirt or you’re gonna get hurt – Bana pislik yapma yoksa incinirsin Don’t do it – Yapma bunu Don’t run away till you hear what I say – Ne dediğimi duyana kadar kaçma.
Keep your eye on the sparrow – Gözünü serçeden ayırma. When the going gets narrow – İşler daraldığında
Ain’t gonna fight with no thief in the night – Gece hırsızla kavga etmeyeceğim. Won’t do it – Bunu yapmayacağım I’m gonna go where the cold wind don’t blow – Soğuk rüzgarın esmediği yere gideceğim
Keep your eye on the sparrow – Gözünü serçeden ayırma. When the going gets narrow – İşler daraldığında
No sé cómo se llama – Ne dendiğini bilmiyorum. Será su olor que me robó el pensamiento – Düşüncemi çalan senin kokun olacak Vistiendo cualquier marca lleva un flow anormal – Herhangi bir marka giymek anormal bir akış taşır Se ve exclusiva con lo que sea que lleve puesto – Giydiği her şeyle özel görünüyor
¿Por qué no te vienes conmigo a ver que pasa? – Neden benimle gelip neler olduğuna bakmıyorsun? Si bailo contigo es pa’ que entiendas que – Eğer seninle dans edersem, bunu anlaman için
Que me encantaría saberme tu cuerpo – Vücudunu tanımayı çok isterdim Dios mío si te tengo – Tanrım, eğer sana sahipsem To’ lo que te haría – ‘Sana ne yapardım’ için Que estés dentro de mí quiero que sepas que – İçimde olduğunu bilmeni istiyorum
Que me encantaría saberme tu cuerpo – Vücudunu tanımayı çok isterdim Recorrerte lento – Yavaş seyahat et To’ lo que te haría – ‘Sana ne yapardım’ için Sé que al igual que yo quieres ver qué pasaría – Benim gibi senin de ne olacağını görmek istediğini biliyorum.
Me encantaría juntar la noche y el día – Geceyi ve gündüzü bir araya getirmeyi çok isterim Tu cerveza, yo tequila – Senin biran, ben tekila Quédate – Kalmak Ven a pintarme el cuerpo de estrellas cada beso es una de ellas – Gel ve vücudumu yıldızlarla boya her öpücük onlardan biri Ven y acurrúcate – Gel ve sarıl Por favor pégate – Lütfen sopa Y a mi corazón hazle un update – Ve kalbime bir güncelleme yap Estaba en stop y diste al play – Duraktaydım ve sen oyuna girdin. La noche se “Belinda” – Gece “Belinda” dır Je me sens belle – Je me sens belle Que hoy me siento flamenkita – Bugün flamenkita’yı hissediyorum
¿Por qué no te vienes conmigo a ver que pasa? – Neden benimle gelip neler olduğuna bakmıyorsun? Si bailo contigo es pa’ que entiendas que – Eğer seninle dans edersem, bunu anlaman için
Que me encantaría saberme tu cuerpo – Vücudunu tanımayı çok isterdim Dios mío si te tengo – Tanrım, eğer sana sahipsem To’ lo que te haría – ‘Sana ne yapardım’ için Estar dentro de ti quiero que sepas que – Senin içinde olmak bunu bilmeni istiyorum
Que me encantaría saberme tu cuerpo – Vücudunu tanımayı çok isterdim Recorrete lento – Yavaş yürü To’ lo que te haría – ‘Sana ne yapardım’ için Sé que al igual que yo quieres ver qué pasaría – Benim gibi senin de ne olacağını görmek istediğini biliyorum.
You and I walk a fragile line – Sen ve ben kırılgan bir çizgide yürüyoruz I have known it all this time – Bunca zamandır biliyordum. But I never thought I’d live to see it break – Ama kırıldığını görecek kadar yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. It’s getting dark and it’s all too quiet – Hava kararıyor ve her şey çok sessiz And I can’t trust anything now – Ve şimdi hiçbir şeye güvenemem And it’s coming over you like it’s all a big mistake – Ve sanki hepsi büyük bir hataymış gibi üzerinize geliyor
Oh, I’m holding my breath – Oh, nefesimi tutuyorum Won’t lose you again – Seni bir daha kaybetmeyeceğim Something’s made your eyes go cold – Bir şey gözlerini üşüttü
Come on, come on, don’t leave me like this – Hadi, hadi, beni böyle bırakma I thought I had you figured out – Seni anladığımı sanıyordum. Something’s gone terribly wrong – Bir şeyler çok ters gitti. You’re all I wanted – Tek istediğim sensin. Come on, come on, don’t leave me like this – Hadi, hadi, beni böyle bırakma I thought I had you figured out – Seni anladığımı sanıyordum. Can’t breathe whenever you’re gone – Ne zaman gitsen nefes alamıyorum Can’t turn back now, I’m haunted – Şimdi geri dönemem, periliyim
Stood there and watched you walk away – Orada durup gitmeni izledim. From everything we had – Sahip olduğumuz her şeyden But I still mean every word I said to you – Ama yine de sana söylediğim her kelimeyi kastediyorum He will try to take away my pain – Acımı dindirmeye çalışacak. And he just might make me smile – Ve o sadece beni gülümsetebilir But the whole time I’m wishing he was you instead – Ama tüm bu zaman boyunca onun yerine sen olmasını diledim.
Oh, holding my breath – Oh, nefesimi tutuyorum Won’t see you again – Seni bir daha göremeyeceğim Something keeps me holding on to nothing – Bir şey beni hiçbir şeye tutmuyor
Come on, come on, don’t leave me like this – Hadi, hadi, beni böyle bırakma I thought I had you figured out – Seni anladığımı sanıyordum. Something’s gone terribly wrong – Bir şeyler çok ters gitti. You’re all I wanted – Tek istediğim sensin. Come on, come on, don’t leave me like this – Hadi, hadi, beni böyle bırakma I thought I had you figured out – Seni anladığımı sanıyordum. Can’t breathe whenever you’re gone – Ne zaman gitsen nefes alamıyorum Can’t turn back now, I’m haunted – Şimdi geri dönemem, periliyim
I know – Biliyorum I know – Biliyorum I just know – Sadece biliyorum You’re not gone, you can’t be gone, no – Sen gitmedin, gidemezsin, hayır
Come on, come on, don’t leave me like this – Hadi, hadi, beni böyle bırakma I thought I had you figured out – Seni anladığımı sanıyordum. Something’s gone terribly wrong – Bir şeyler çok ters gitti. Won’t finish what you started – Başladığın şeyi bitiremeyeceksin Come on, come on, don’t leave me like this – Hadi, hadi, beni böyle bırakma I thought I had you figured out – Seni anladığımı sanıyordum. Can’t breathe whenever you’re gone – Ne zaman gitsen nefes alamıyorum Can’t go back, I’m haunted – Geri dönemem, periliyim Oh-oh, oh-oh, oh-oh, oh-oh-oh – Oh-oh, oh-oh, oh-oh, oh-oh-oh
You and I walk a fragile line – Sen ve ben kırılgan bir çizgide yürüyoruz I have known it all this time – Bunca zamandır biliyordum. Never ever thought I’d see it break – Kırıldığını göreceğimi hiç düşünmemiştim. Never thought I’d see it – Göreceğimi hiç düşünmemiştim.
All night, dancing till the moonlight – Bütün gece, ay ışığına kadar dans etmek Being in the spotlight – Spot ışığında olmak A thousand stars that only shine for us – Sadece bizim için parlayan bin yıldız Hold me, don’t let go without me – Sarıl bana, bensiz bırakma Time is going slowly – Zaman yavaş ilerliyor I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
All night, dancing till the moonlight – Bütün gece, ay ışığına kadar dans etmek Being in the spotlight – Spot ışığında olmak A thousand stars that only shine for us – Sadece bizim için parlayan bin yıldız Hold me, don’t let go without me – Sarıl bana, bensiz bırakma Time is going slowly – Zaman yavaş ilerliyor I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
All night, dancing till the moonlight – Bütün gece, ay ışığına kadar dans etmek Being in the spotlight – Spot ışığında olmak A thousand stars that only shine for us – Sadece bizim için parlayan bin yıldız Hold me, don’t let go without me – Sarıl bana, bensiz bırakma Time is going slowly – Zaman yavaş ilerliyor I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
All night, dancing till the moonlight – Bütün gece, ay ışığına kadar dans etmek Being in the spotlight – Spot ışığında olmak A thousand stars that only shine for us – Sadece bizim için parlayan bin yıldız Hold me, don’t let go without me – Sarıl bana, bensiz bırakma Time is going slowly – Zaman yavaş ilerliyor I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
All night, dancing till the moonlight – Bütün gece, ay ışığına kadar dans etmek Being in the spotlight – Spot ışığında olmak A thousand stars that only shine for us – Sadece bizim için parlayan bin yıldız Hold me, don’t let go without me – Sarıl bana, bensiz bırakma Time is going slowly – Zaman yavaş ilerliyor I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
All night, dancing till the moonlight – Bütün gece, ay ışığına kadar dans etmek Being in the spotlight – Spot ışığında olmak A thousand stars that only shine for us – Sadece bizim için parlayan bin yıldız Hold me, don’t let go without me – Sarıl bana, bensiz bırakma Time is going slowly – Zaman yavaş ilerliyor I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum
All night, dancing till the moonlight – Bütün gece, ay ışığına kadar dans etmek Being in the spotlight – Spot ışığında olmak A thousand stars that only shine for us – Sadece bizim için parlayan bin yıldız Hold me, don’t let go without me – Sarıl bana, bensiz bırakma Time is going slowly – Zaman yavaş ilerliyor I don’t want this night to end – Bu gecenin bitmesini istemiyorum (I don’t want this night to end) – (Bu gecenin bitmesini istemiyorum)
Baby who cares? – Bebeğim kimin umurunda? But I don’t know you care – Ama umursadığını bilmiyorum. Bring it over to my place – Benim evime getir. Place! Place!!Ehh – Yer! Yer!!Ehh Lo lo lo lo lo lo – Lo lo lo lo lo lo Your body lightweight – Vücudun hafif
Speak to me – Konuş benimle I don’t know what I did – Ne yaptığımı bilmiyorum. Did! Did!! Did!!! Did!!!! – Yaptım! Yaptım!! Yaptım!!! Yaptım!!!! What I baby! Baby!! – Ne bebeğim! Bebeğim!! Baby who? Baby who? Baby who? – Bebeğim kim? Bebeğim kim? Bebeğim kim? That you care – Umurunda olduğunu
Baby who cares? – Bebeğim kimin umurunda? Bring it over to my place – Benim evime getir. I don’t know what I did – Ne yaptığımı bilmiyorum. Your body lightweight – Vücudun hafif Speak to me – Konuş benimle Don’t know what I did – Ne yaptığımı bilmiyorum
Did! Did!! Did!!! – Yaptım! Yaptım!! Yaptım!!! Your body lightweight weight weight – Vücudunuz hafif ağırlık ağırlık Don’t know what I did – Ne yaptığımı bilmiyorum Did! Did!! Did!!! Did!!!! – Yaptım! Yaptım!! Yaptım!!! Yaptım!!!! Bring it over to my place – Benim evime getir. I give it all – Hepsini veriyorum
Baby who cares? – Bebeğim kimin umurunda? Baby who cares? – Bebeğim kimin umurunda? Baby who baby – Bebek kim bebek Baby who baby – Bebek kim bebek Baby who baby – Bebek kim bebek Baby, baby, baby, baby, babe, babe, babe – Bebeğim, bebeğim, bebeğim, bebeğim, bebeğim, bebeğim, bebeğim
She gives me everything I want, want, Everthing I need, – Bana istediğim her şeyi veriyor, istiyorum, ihtiyacım olan her şeyi, We can take it to the top, top, Jump into my seat, – En tepeye çıkarabiliriz, en tepeye, Koltuğuma atlayabiliriz., We can ride, off into the night, – Ata binip geceye gidebiliriz., We can ride, if she’s by my side – Binebiliriz, eğer o benim yanımdaysa
Girl, too much to find, you and me, – Kızım, bulacak çok şey var, sen ve ben, Here tonight, totally, – Bu gece burada, tamamen, Satisfied, You got, – Memnun kaldın, aldın, No another plans, but to, – Başka plan yok, ama,
Ride in the night like a dark knight I am, – Gece karanlık bir şövalye gibi sürüyorum ben, I’ll intrigue you, demonstrate every process to suceed – Seni meraklandıracağım, başarılı olmak için her süreci göstereceğim
With you, and if you want – Seninle ve eğer istersen I can, show you my town – Sana kasabamı gösterebilirim. We can, go everywhere I know, – Yapabiliriz, bildiğim her yere gidebiliriz, Hang out or hit the floor, – Takıl ya da yere vur,
‘Cause it’s one thing for sure, – Çünkü kesin olan bir şey var, I’m feeling you want more – Daha fazlasını istediğini hissediyorum Of what I have – Sahip olduklarımdan I’mma offer you my all – Sana her şeyimi sunacağım.
She gives me everything I want, want, Everthing I need, – Bana istediğim her şeyi veriyor, istiyorum, ihtiyacım olan her şeyi, We can take it to the top, top, Jump into my seat, – En tepeye çıkarabiliriz, en tepeye, Koltuğuma atlayabiliriz., We can ride, off into the night, – Ata binip geceye gidebiliriz., We can ride, if she’s by my side – Binebiliriz, eğer o benim yanımdaysa
Everything I want, want, Everthing I need, – İstediğim, istediğim, ihtiyacım olan her şey, We can take it to the top, top, Jump into my seat, – En tepeye çıkarabiliriz, en tepeye, Koltuğuma atlayabiliriz., We can ride, off into the night, – Ata binip geceye gidebiliriz., We can ride, if she’s by my side – Binebiliriz, eğer o benim yanımdaysa
I been doin’ my best to make you happy, – Seni mutlu etmek için elimden geleni yapıyordum., So why do I feel the game has changed up on me, – Peki neden oyunun benim üzerimde değiştiğini hissediyorum, It ain’t no fun doin’ this all on my lonely, – Tüm bunları yalnız başıma yapmak hiç eğlenceli değil, I ain’t the one that you wanna play around with – Oynamak isteyeceğin kişi ben değilim.
‘Cause every guy can see – Çünkü her erkek görebilir That you ain’t here with me, – Burada benimle olmadığını, You make it obvious – Bunu açıkça ortaya koyuyorsun. Your life’s a fantasy, – Hayatın bir fantezi,
You had it real with me, – Benimle gerçek olmuştun., Why couldn’t you just see, – Neden sadece göremiyorsun, Girl watch me leave, – Kız beni terk ederken izle, Truth is you can’t handle me – Gerçek şu ki benimle başa çıkamazsın.
She gives me everything I want, want, Everthing I need, – Bana istediğim her şeyi veriyor, istiyorum, ihtiyacım olan her şeyi, We can take it to the top, top, Jump into my seat, – En tepeye çıkarabiliriz, en tepeye, Koltuğuma atlayabiliriz., We can ride, off into the night, – Ata binip geceye gidebiliriz., We can ride, if she’s by my side – Binebiliriz, eğer o benim yanımdaysa
Everything I want, want, Everthing I need, – İstediğim, istediğim, ihtiyacım olan her şey, We can take it to the top, top, Jump into my seat, – En tepeye çıkarabiliriz, en tepeye, Koltuğuma atlayabiliriz., We can ride, off into the night, – Ata binip geceye gidebiliriz., We can ride, if she’s by my side – Binebiliriz, eğer o benim yanımdaysa
Huh, yeah, woo! – Evet, woo! Hey yeah, huh – Hey evet, ha Ooh yeah, uh-huh, yeah – Ooh evet, uh-huh, evet I wanna dance – Dans etmek istiyorum
Clock strikes upon the hour – Saat saate çarpıyor And the sun begins to fade – Ve güneş solmaya başlar Still enough time to figure out – Anlamak için hala yeterli zaman How to chase my blues away – Blues’umu nasıl kovalarım I’ve done alright up ’til now – Şimdiye kadar her şey yolundaydı. It’s the light of day that shows me how – Bana nasıl olduğunu gösteren gün ışığı And when the night falls – Ve gece çöktüğünde The loneliness calls – Yalnızlık çağırıyor
Oh, I wanna dance with somebody – Oh, biriyle dans etmek istiyorum I wanna feel the heat with somebody – Biriyle sıcağı hissetmek istiyorum Yeah, I wanna dance with somebody – Evet, biriyle dans etmek istiyorum With somebody who loves me – Beni seven biriyle
Oh, I wanna dance with somebody – Oh, biriyle dans etmek istiyorum I wanna feel the heat with somebody – Biriyle sıcağı hissetmek istiyorum Yeah, I wanna dance with somebody – Evet, biriyle dans etmek istiyorum With somebody who loves me – Beni seven biriyle
I’ve been in love and lost to my senses – Aşık oldum ve aklımı kaybettim Spinning through the town – Kasabanın içinden dönüyor Sooner or later, the fever ends – Er ya da geç ateş sona erer And I wind up feeling down – Ve sonunda kendimi aşağı hissediyorum I need a man who’ll take a chance – Riske girecek bir adama ihtiyacım var. On a love that burns hot enough to last – Sürecek kadar sıcak yanan bir aşk üzerine So when the night falls – Gece çöktüğünde My lonely heart calls – Yalnız kalbim çağırıyor
Oh, I wanna dance with somebody – Oh, biriyle dans etmek istiyorum I wanna feel the heat with somebody – Biriyle sıcağı hissetmek istiyorum Yeah, I wanna dance with somebody – Evet, biriyle dans etmek istiyorum With somebody who loves me – Beni seven biriyle
Oh, I wanna dance with somebody – Oh, biriyle dans etmek istiyorum I wanna feel the heat – Sıcağı hissetmek istiyorum Yeah, I wanna dance with somebody – Evet, biriyle dans etmek istiyorum With somebody who loves me – Beni seven biriyle
Somebody who, somebody who – Biri kim, biri kim Somebody who loves me – Beni seven biri Somebody who, somebody who – Biri kim, biri kim To hold me in his arms, oh – Beni kollarında tutmak için, oh
I need a man who’ll take a chance – Riske girecek bir adama ihtiyacım var. On a love that burns hot enough to last – Sürecek kadar sıcak yanan bir aşk üzerine So when the night falls – Gece çöktüğünde My lonely heart calls – Yalnız kalbim çağırıyor
Oh, I wanna dance with somebody – Oh, biriyle dans etmek istiyorum I wanna feel the heat with somebody – Biriyle sıcağı hissetmek istiyorum Yeah, I wanna dance with somebody – Evet, biriyle dans etmek istiyorum With somebody who loves me – Beni seven biriyle
Oh, I wanna dance with somebody – Oh, biriyle dans etmek istiyorum I wanna feel the heat with somebody – Biriyle sıcağı hissetmek istiyorum Yeah, I wanna dance with somebody – Evet, biriyle dans etmek istiyorum With somebody who loves me – Beni seven biriyle
Ooh, ooh (dance) – Ooh, ooh (dans) You know, baby (dance) – Biliyorsun bebeğim (dans) Woo! Yeah (dance) – Woo! Evet (dans) Now get with this – Şimdi bununla başa çık Whoa – Vay canına
Don’t you wanna dance (dance) with me, baby? – Benimle dans etmek istemiyor musun bebeğim? Don’t you wanna dance (dance) with me, boy? – Benimle dans etmek istemiyor musun evlat? Hey, don’t you wanna dance (dance) with me, baby? – Hey, benimle dans etmek istemiyor musun bebeğim? With somebody who loves me – Beni seven biriyle
Don’t you wanna dance? Say you wanna dance – Dans etmek istemiyor musun? Dans etmek istediğini söyle Don’t you wanna dance? (Dance) – Dans etmek istemiyor musun? (Dans) Don’t you wanna dance? Say you wanna dance – Dans etmek istemiyor musun? Dans etmek istediğini söyle Don’t you wanna dance? (Dance) – Dans etmek istemiyor musun? (Dans) Don’t you wanna dance? Say you wanna dance, uh-huh (dance) – Dans etmek istemiyor musun? Dans etmek istediğini söyle, uh-huh (dans) With somebody who loves me – Beni seven biriyle
Trapmoney Gang – Trapmoney Çetesi Baby (Rudeboyz) – Bebek (Rudeboyz)
Aunque le digan que no, ella me quiere a mí – Ona hayır deseler bile beni istiyor. Y aunque casi no nos vemos siempre nos entendemos – Ve birbirimizi pek göremesek de birbirimizi her zaman anlıyoruz Y en la noche la busco – Ve geceleri onu arıyorum Y viene porque le gusto – Ve benden hoşlandığı için geliyor Si ella no está junto a mí yo no me siento feliz – Eğer o yanımda değilse kendimi mutlu hissetmiyorum Me siento como un loquito vagando por ahí – Etrafta dolaşan küçük bir ucube gibi hissediyorum Atrapado en este mundo – Bu dünyada kapana kısılmış Y por eso me confundo – Ve bu yüzden kafam karışıyor
Mira baby yo sé, que no tengo el money – Bak bebeğim Biliyorum, param yok Para comprarte todo y regalarte todo – Sana her şeyi satın almak ve her şeyi vermek için Pero debes saber que aún así te amaré – Ama bilmelisin ki seni hala seveceğim Y te lo haré a mi modo, te comeré a mi modo – Ve bunu kendi yolumla yapacağım, seni kendi yolumla yiyeceğim
Sin temor deja que me la coma – Korkmadan yememe izin ver Sin parar hasta que el sol se asoma – Güneş dışarı bakana kadar durmadan Es mi baby no me traiciona, si me ve con otra gata no me perdona – O benim bebeğim bana ihanet etmez, beni başka bir kediyle görürse beni affetmez Si peleamos ella siempre gana y conmigo josea’ la lana – Eğer savaşırsak o her zaman kazanır ve benimle yün josea Nunca fuma pero ama el olor a marihuana – Asla sigara içmez ama esrar kokusunu sever Y aunque existen muchas ella me mata en la cama – Ve çok olmasına rağmen beni yatakta öldürüyor
Es que eres la original, no lo puedo negar – Sadece sen orijinalsin, inkar edemem Contigo quiero bailar y comerte en el mar – Seninle dans etmek ve seni denizde yemek istiyorum Detrás de ti suavecito, eso es lo que necesito – Arkanda suavecito, ihtiyacım olan şey bu Yo no te puedo olvidar ni buscando otra gyal – Seni unutamam ya da başka bir gyal arayamam Perdóname por fallar yo soy un anormal – Başarısız olduğum için beni affet Ben bir ucubeyim He sido malo y lo admito pero me pides a gritos (Uh) – Kötü davrandım ve itiraf ediyorum ama sen benim için ağlıyorsun (Uh)
Es que tú me descubriste y me quisiste – Beni keşfettin ve beni sevdin mi Desde que llegue a tu vida ya no estás triste – Hayatına girdiğimden beri artık üzgün değilsin. Es que tú me enamoraste cuando me la diste – Onu bana verdiğinde beni aşık ettin. Baby yo no te obligué tú solita quisiste – Bebeğim seni sadece istediğin gibi yapmadım Fue porque te montaste y te viniste – Çünkü kalktın ve geldin. En la noche me imagino como te desvistes – Geceleri nasıl soyunduğunu hayal ediyorum Como si fuera una droga tú me consumiste – Sanki beni tükettiğin bir ilaçmış gibi Quieres ser mía por siempre, eso me lo dijiste – Sonsuza dek benim olmak istiyorsun, bana bunu söyledin
Mira baby yo sé, que no tengo el money – Bak bebeğim Biliyorum, param yok Para comprarte todo y regalarte todo – Sana her şeyi satın almak ve her şeyi vermek için Pero debes saber que aún así te amaré – Ama bilmelisin ki seni hala seveceğim Y te lo haré a mi modo, te comeré a mi modo – Ve bunu kendi yolumla yapacağım, seni kendi yolumla yiyeceğim
Me gustas porque eres real y solo sé que yo – Senden hoşlanıyorum çünkü sen gerçeksin ve biliyorum ki ben Diera lo que no tengo por escuchar por siempre tu voz – Sonsuza dek dinlemek zorunda olmadığım şeyi senin sesine verirdim Sé que la gente habla pero la cosa es de dos – İnsanların konuştuğunu biliyorum ama mesele iki El mundo es de nosotros si queremos, me lo dijo Dios – İstersek dünya bize aittir, Tanrı bana söyledi Deja que el show comience y termine cuando tu alma salga de tu cuerpo – Ruhunuz bedeninizden ayrıldığında gösterinin başlamasına ve bitmesine izin verin Mientras tú cabalgas sin calma – Sakin olmadan binerken Tienes un arma secreta bajo la falda – Eteğinde gizli bir silah var. Y tus uñas dejan marcas en mi espalda, tú eres la que manda – Ve tırnakların sırtımda iz bırakıyor, sorumlu olan sensin
Aunque le digan que no, ella me quiere a mí – Ona hayır deseler bile beni istiyor. Y aunque casi no nos vemos siempre nos entendemos – Ve birbirimizi pek göremesek de birbirimizi her zaman anlıyoruz Y en la noche la busco – Ve geceleri onu arıyorum Y viene porque le gusto – Ve benden hoşlandığı için geliyor Si ella no está junto a mí yo no me siento feliz – Eğer o yanımda değilse kendimi mutlu hissetmiyorum Me siento como un loquito vagando por ahí – Etrafta dolaşan küçük bir ucube gibi hissediyorum Atrapado en este mundo – Bu dünyada kapana kısılmış Y por eso me confundo – Ve bu yüzden kafam karışıyor
Mira baby yo sé, que no tengo el money – Bak bebeğim Biliyorum, param yok Para comprarte todo y regalarte todo – Sana her şeyi satın almak ve her şeyi vermek için Pero debes saber que aún así te amaré – Ama bilmelisin ki seni hala seveceğim Y te lo haré a mi modo, te comeré a mi modo – Ve bunu kendi yolumla yapacağım, seni kendi yolumla yiyeceğim (Oh, oh, oh) – (Oh, oh, oh)
Mi polvo eres tú, mi gyal eres tú, uh-uh – Tozum sensin, gyal’im sensin, uh-uh
Me besó casi sin hablar – Neredeyse hiç konuşmadan beni öptü Me dijo que estaba caliente y quería chingarme – Bana ateşli olduğunu ve beni becermek istediğini söyledi Que me quiere adentro a lo natural – Kim istiyor beni içeride için the doğal Que una vez adentro de ella no podré salvarme – İçinde bir kez kendimi kurtaramayacağımı
Me besó casi sin hablar – Neredeyse hiç konuşmadan beni öptü Me dijo que estaba caliente y quería chingarme – Bana ateşli olduğunu ve beni becermek istediğini söyledi Que me quiere adentro a lo natural – Kim istiyor beni içeride için the doğal Que una vez adentro de ella no podré salvarme – İçinde bir kez kendimi kurtaramayacağımı
Ella me pide (Que, eh) – Bana soruyor (Bu, uh) Quiere que me la coma, coma, coma (Coma) – Onu yememi, onu yememi, onu yememi istiyor (onu ye) La bese y la acaricie (Acaricie) – Onu öp ve okşa (Okşa) Mientra’ le digo “toma, toma, toma, bebé” – Ben “buraya, buraya, buraya bebeğim” derken
Mi polvo eres tú, mi polvo eres tú – Benim tozum sensin, benim tozum sensin Si es como tú dice’, vuelve a besarme – Eğer dediğin gibiyse, beni tekrar öp Mi polvo eres tú, mi gyal eres tú – Tozum sensin, gyal’im sensin
Contigo es que yo me confieso – Seninle itiraf ediyorum Las bellaquera’ tuya’ y mía’ son en exceso – ‘Senin’ ve benim’ kelimeleri fazla Tú me calienta’, shorty, solo con un beso – Beni ısıtıyorsun, ufaklık, sadece bir öpücükle Y estamo’ en el carro no paramo’ en el expreso – Ve biz ekspres üzerinde ‘durmayan arabadayız’
Pa’ comerme to’ eso – ‘Beni ye’ diye Conmigo ella e’ una bellaca, le gusta sin condón – Benimle o bir güzellik, prezervatifsiz seviyor A vece’ trae otra baby, se lo hacemo’ los do’ – bazen ‘başka bir bebek getirin, bunu ‘yapana’ yaparız Grabamo’ un video, por la escena filtró – Sızan sahne için bir video kaydettik Y no le importo (Importó) – Ve beni umursamıyor (Yaptı)
Ella lo pide (Que, eh) – Bunu istiyor (Bu, uh) Quiere que me la coma, coma, coma (Coma) – Onu yememi, onu yememi, onu yememi istiyor (onu ye) La bese y la acaricie (Acaricie) – Onu öp ve okşa (Okşa) Y que le diga “toma, toma, toma, bebé” – Ve “işte, işte, işte, bebeğim” demek için
Toma – Yuva Lengua por el clito pa’ que quede en coma – Klitorisin komada kalması için dil Suavecito y rico como su aroma (Aroma) – Suavecito ve aroması kadar zengin (Aroma) Un polvo que viene, otro que se asoma – Gelen bir toz, dışarıya bakan başka bir toz
Otro que se asoma pa’ que te lo coma’ – ‘Yemesine izin ver’ diye bakan bir diğeri Lengua por el clito pa’ que quede en coma – Klitorisin komada kalması için dil Suavecito y rico como su aroma (Aroma) – Suavecito ve aroması kadar zengin (Aroma) Un polvo que viene, otro que se asoma – Gelen bir toz, dışarıya bakan başka bir toz Otro que se asoma pa’ que te lo coma’ (Sheesh) – ‘Seni yemesine izin ver’ diye bakan bir diğeri (Sheesh)
Qué rico ese aroma, perfume de Roma – Bu aroma ne kadar lezzetli, Roma’nın parfümü Pichando por la goma, chingar pa’ mí no es broma (Cha) – Lastik tarafından Pichando, chingar pa ‘me şaka değil (Cha) ‘Tás como pa’ que te coma, en cuatro dame una toma – Seni yemek için baba gibi, dörde bana bir şans ver A ti nadie te doma (Nah) – Kimse seni evcilleştirmiyor (Hayır)
No te llega ni Mahoma – Muhammed’i bile anlamıyorsun. Esa bellaquera que tú tiene’ yo la tengo – Sahip olduğun o güzellik ‘Bende o var Si tú no te viene’, no me vengo (Nah) – Sen gelmezsen, ben gelmem (Nah) Me quedo sin aire y por eso me detengo (Uh) – Havam bitiyor ve bu yüzden duruyorum (Uh)
Tú fuma’ más que Ñengo (Yeah) – Sen Ñengo’dan daha çok sigara içiyorsun (Evet) A tus consecuencias yo me atengo – Sonuçlarının arkasındayım. Mírame sin hablar – Konuşmadan bana bak Bésame y sin perse bellaquéame (Yah) – Öp beni ve perse bellaquéame olmadan (Yah) Porque te domé aunque nunca te amé (Wuh) – Çünkü seni hiç sevmediğim halde evcilleştirdim (Wuh)
Soy un boss, tú una queen – Ben patronum, sen kraliçesin. Cama king pa’ echarte la Bechamel (Uh) – Sana Beşamel atmak için kral yatak (Uh) Aunque lo más seguro ni te vuelva a ver (Sheesh) – Seni bir daha göremeyeceğim en güvenli şey olsa da (Sheesh)
Me besó casi sin hablar – Neredeyse hiç konuşmadan beni öptü Me dijo que estaba caliente y quería chingarme – Bana ateşli olduğunu ve beni becermek istediğini söyledi Que me quiere adentro a lo natural – Kim istiyor beni içeride için the doğal Que una vez adentro de ella no podré salvarme – İçinde bir kez kendimi kurtaramayacağımı
Mi polvo eres tú, mi polvo eres tú – Benim tozum sensin, benim tozum sensin Si es como tú dice’, vuelve a besarme – Eğer dediğin gibiyse, beni tekrar öp Mi polvo eres tú, mi gyal eres tú, uh-uh – Tozum sensin, gyal’im sensin, uh-uh Mi polvo ere’ tú, mi polvo ere” tú – Tozum senden önce, tozum senden önce Si es como tú dice’, vuelve a besarme – Eğer dediğin gibiyse, beni tekrar öp Mi polvo ere’ tú, mi gyal ere’ tú, uh-uh – Tozum senden önce, gyal’im senden önce, uh-uh
Yeih – Yeih This city is MadMusick – Bu şehir delirmiş
I pictured a rainbow – Bir gökkuşağı hayal ettim You held it in your hands – Elinde tuttun. I had flashes – Flaşlarım vardı But you saw the plan – Ama planı gördün. I wandered out in the world for years – Yıllarca dünyada dolaştım While you just stayed in your room – Sen sadece odanda kalırken I saw the crescent – Hilali gördüm You saw the whole of the moon – Ayın tamamını gördün The whole of the moon – Tüm ay You were there in the turnstiles – Turnikelerdeydin. With the wind at your heels – Topuklarında rüzgar varken You stretched for the stars – Yıldızlar için uzandın And you know how it feels – Ve nasıl hissettiğini biliyorsun To reach too high – Çok yükseğe ulaşmak için Too far too soon – Çok uzak çok erken You saw the whole of the moon – Ayın tamamını gördün I was grounded – Cezalıydım. While you filled the skies – Sen gökyüzünü doldururken I was dumbfounded by truth – Gerçek beni şaşkına çevirdi. You cut through lies – Yalanları kestin I saw the rain dirty valley – Yağmuru gördüm kirli vadi You saw Brigadoon – Brigadoon’u gördün. I saw the crescent – Hilali gördüm You saw the whole of the moon – Ayın tamamını gördün I spoke about wings – Kanatlar hakkında konuştum You just flew – Az önce uçtun. I wondered, I guessed and I tried – Merak ettim, tahmin ettim ve denedim You just knew I sighed – Sadece iç çektiğimi biliyordun. But you swooned – Ama sen bayıldın I saw the crescent – Hilali gördüm You saw the whole of the moon – Ayın tamamını gördün The whole of the moon – Tüm ay With a torch in your pocket – Cebinizde bir meşale ile And the wind at your heels – Ve topuklarındaki rüzgar You climbed on the ladder – Merdivene tırmandın. And you know how it feels – Ve nasıl hissettiğini biliyorsun To get too high – Çok yükseğe çıkmak için Too far too soon – Çok uzak çok erken You saw the whole of the moon – Ayın tamamını gördün The whole of the moon – Tüm ay Unicorns and cannonballs – Tek boynuzlu atlar ve gülleler Palaces and piers – Saraylar ve iskeleler Trumpets towers and tenements – Trompet kuleleri ve kiralık daireler Wide oceans full of tears – Gözyaşlarıyla dolu geniş okyanuslar Flags rags ferryboats – Bayraklar paçavralar feribotlar Scimitars and scarves – Pala ve eşarplar Every precious dream and vision – Her değerli rüya ve vizyon Underneath the stars – Yıldızların altında You climbed on the ladder – Merdivene tırmandın. With the wind in your sails – Yelkenlerinde rüzgar varken You came like a comet – Kuyruklu yıldız gibi geldin. Blazing your trail – İzinizi yakmak Too high too far too soon – Çok yüksek çok çok erken You saw the whole of the moon – Ayın tamamını gördün
Просто побути в тиші – Sadece sessiz kalmak için Іноді зовсім не просто – Bazen hiç de kolay değil Під звуки гармат і грому – Silah ve gök gürültüsü sesleriyle Буває, ми іноді їдем далеко від дому – Bazen bazen evden uzaklaşırız
Люди (такі) різні стали рідні – İnsanlar birbirinden farklı akrabalar oldular Тебе обійму, як побачу – Seni gördüğümde sana sarılacağım І поцілую так щиро – Ve içtenlikle öpeceğim
Ми ж завжди назавжди прощаємось – Biz her zaman sonsuza dek vedalaşırız Та все одно говорим “до завтра!” – Yine de “yarın görüşürüz!” Я знаю, що все буде добре – Her şeyin yoluna gireceğini biliyorum Якщо кава є зранку – Sabahları kahve varsa
Я ж знаю, що все буде добре – Her şeyin yoluna gireceğini biliyorum Якщо кава є зранку – Sabahları kahve varsa
Я знаю, що все буде добре – Her şeyin yoluna gireceğini biliyorum Сонце зійшло якщо зранку – Sabah güneş doğduysa güneş doğdu
Ти знаєш, один теж в полі воїн – Biliyorsun, tarlada bir tane de savaşçı var Якщо більш нікого немає – Başka kimse yoksa Тут без ніяких “але”, ніяких “не можу” – Burada “ama” diye bir şey yok, “yapamam” diye bir şey yok Такого я слова не знаю – Böyle bir kelime bilmiyorum
Мушу (зроблю), маю (мрію), зможу (зможу), знаю – Mecburum, sahibim, sahibim, biliyorum Дійти десь туди далеко – Uzak bir yere gitmek için Знайти то давно, що шукаю – Aradığım şeyi uzun zaman önce bulmak için
Із тисяч стежин і колій – Binlerce yol ve yoldan Одна лиш моя дорога – Sadece benim yolum Зустріну ті рідні очі – O akrabaların gözleriyle buluşacağım Зрадію і зникне тривога — ми вдома – Sevineceğim ve alarm kaybolacak olursa, evdeyiz Щастя в простому – Basit bir şekilde mutluluk Дякую світанку! – Şafağa teşekkürler!
Я ж знаю, що все буде добре – Her şeyin yoluna gireceğini biliyorum Якщо кава є зранку – Sabahları kahve varsa
Я знаю, що все буде добре – Her şeyin yoluna gireceğini biliyorum Сонце зійшло якщо зранку – Sabah güneş doğduysa güneş doğdu
Я ж знаю, що все буде добре – Her şeyin yoluna gireceğini biliyorum Якщо кава є зранку – Sabahları kahve varsa
Я ж знаю, що все буде добре – Her şeyin yoluna gireceğini biliyorum Дяка ЗСУ за світанки! – Şafaklar için şükran günü!