Kendim için değil ailem için iyiyim Daha makineyim tamamen çeliğim Gönder mesajını tamam inceleyim Bebek artık kızacak yengeniz yok daha da free’yim hadi
Tut elimi gel yüreğimiz çok soğuk Buna bir ilaç bulamadı doktor Kafası kırık edemedi kontrol Chavo hayatını toplaması çok zor
Düşündüğünü yap sakın yarına bırakma İstediğim olur hem de istediğim dakika Dumanını çek sanki etkisi flakka Hayatımdan defol hadi kırmızı kartla Yeter anla bu kadar uzatma Yaşıyorum hayatımı kalabalık yapma Gezemedik beraberken ülkeleri aptal Tekim artık her birine gidiyorum inatla
Zor zor kaçmak ölmekten daha zor Oo-oo kendini gel benim yerime koy Korkum yok bol koy git bizi geçerli gençlere sor Ooo ooo karnımız artık yalanlara tok
Zor zor kaçmak ölmekten daha zor Oo-oo kendini gel benim yerime koy Korkum yok bol koy git bizi geçerli gençlere sor Ooo ooo karnımız artık yalanlara tok
Sırtım yere gelmedi halen Gelsin diye uğraşır alem Beni ben yapan bu hırs ve iradem Deliden korkmam raporlu tüm ailem Mahkum gibi yaşıyordum dün gibi Kazılı aklıma yak geçmişi Var farkına kral tek kişi Bas damarına görünecek dişi
Masa başı çalışamam ele başı benim İtaliano mafya gibi full takım denim Sade tek başıma akıyor gözlerim Sana belli etmem bebek acımı gizlerim Hisler gerçek düşler derin benim Beynim ateş kalbim serin Yanındayım gülümsetirim Hırsım olur ölüm sebebim
Zor zor kaçmak ölmekten daha zor Oo-oo kendini gel benim yerime koy Korkum yok bol koy git bizi geçerli gençlere sor Ooo ooo karnımız artık yalanlara tok
Zor zor kaçmak ölmekten daha zor Oo-oo kendini gel benim yerime koy Korkum yok bol koy git bizi geçerli gençlere sor Ooo ooo karnımız artık yalanlara tok
Yanıyorum sana yanıyorum, kalbimde arıyorum Yanıyorum sana yanıyorum, kalbimde arıyorum
Ah yatsan yatağıma yatsan Hep ateşinle yansak Bu gece bizim olsa ya, ya, ya
Dolsan kadehime dolsan Kafamız güzel olsa Yatağıma dolansa ya, ya, ya
Beraber olduğumuz tüm geceleri Unutmak imkansız dudaklarından vazgeçemedim Hayale dalıyorum geceleri bil Senin için yazıyorum bu şehirden gidemedim Ah kahretsin Hayali mahvettin Kalbime aşk ektin Gözlerin katletti Bendenin kasvetli günlere hapsettin beni beni, kurtulamadım
Yatsan yatağıma yatsan Hep ateşinle yansak Bu gece bizim olsa ya, ya, ya
Dolsan kadehime dolsan Kafamız güzel olsa Yatağıma dolansa ya, ya, ya
Ah yatsan yatağıma yatsan Hep ateşinle yansak Bu gece bizim olsa ya, ya, ya
Dolsan kadehime dolsan Kafamız güzel olsa Yatağıma dolansa ya, ya, ya
Attın beni ateşlere attın Hayallerinle yandım Yalanlarına kandım Kandım sana neden kandım Zamanım yok artık beni bul yanına yatır
İçinden çıkamıyorum, bulamıyorum sana bulanıyorum İçinden çıkamıyorum, bulamıyorum sana sarılıyorum Ama nafile (ama nafile) Ama nafile (ama nafile) Yapamam, yapamam, yapamam yok Beni öldür ama nafile (nafile)
Yanıyorum sana yanıyorum (yanıyorum) Kalbimde arıyorum Yanıyorum sana yanıyorum Kalbimde arıyorum
Ah yatsan yatağıma yatsan Hep ateşinle yansak Bu gece bizim olsa ya, ya, ya
Dolsan kadehime dolsan Kafamız güzel olsa Yatağıma dolansa ya, ya, ya
Ah yatsan yatağıma yatsan Hep ateşinle yansak Bu gece bizim olsa ya, ya, ya
Dolsan kadehime dolsan Kafamız güzel olsa Yatağıma dolansa ya, ya, ya
Ah yatsan yatağıma yatsan Hep ateşinle yansak Bu gece bizim olsa ya, ya, ya
Dolsan kadehime dolsan Kafamız güzel olsa Yatağıma dolansa ya, ya, ya
Dipsiz bir kuyudayım, her yer karanlık Bir bakışınla olur bu karanlık yer olur aydınlık Doğru unutmuşum sen karanlıktan korkarsın Umutlarımı bir oyuncakmış gibi kırıp atarsın
Bu kuyudaki en değerli şeyim küçük sahte bir oyuncak Eğer beni duymassan bu sözler son sözlerim olucak
Eğer beni sevmiyorsan artık peşinden koşmam Ama unutmaki o sözlerini hiç bir zaman unutmam 13 ocak sabahı nasıl güzeldi herşey Ellerini tutmak ömrümdeki en güzel şey
Ama şimdi ne o elleri nede kayıp giden hayallerimi tutabiliyorum Sanmaki herşey çok güzeldi 2 şubat gecesi koca bir hayal kırıklığı yaşadım Senle olan olan hatıralarımızı tek 1 sizinle hercadın Herşey çok güzeldi teşekkür ederim…
Baby dance, dance, dance – Bebek dansı, dans, dans Wrap me up with your devotion – Bağlılığınla beni sar It’s a bad romance – Bu kötü bir romantizm Got my body rocking in slow motion – Vücudum yavaş çekimde sallanıyor But I can’t cope – Ama baş edemiyorum Walking on a tight rope – Sıkı bir ip üzerinde yürümek Hanging on the tension – Gerginlik üzerinde asılı Let me down, down, down with you – Bırak beni, aşağı, aşağı seninle Let me give you my attention – Sana dikkatimi vereyim.
Got no self-control – Kendini kontrol edemiyorum. Cos I want it all – Çünkü hepsini istiyorum So Im’ma make you feel – Bu yüzden seni hissettireceğim Like tonight’s your birthday (uhmm) – Bu gece senin doğum günün gibi (uhmm)
Every second, every minute – Her saniye, her dakika Make me wanna celebrate it (woah, woah, woah) – Kutlamak istememi sağla (woah, woah, woah) Everything about you perfect – Seninle ilgili her şey mükemmel Just the way your mamma made it – Tıpkı annenin yaptığı gibi. You’re the best – Sen en iyisisin You’re my first first place – Sen benim ilk yerimsin Sugar sweet in a million ways – Milyonlarca şekilde tatlı şeker Baby we don’t need no reason – Bebeğim nedene ihtiyacımız yok Baby we don’t need to wait – Bebeğim beklememize gerek yok Let’s make tonight your birthday – Bu geceyi senin doğum günün yapalım
I put my hands, hands, hands – Ellerimi, ellerimi, ellerimi koydum When I know you wanna hold them – Onları tutmak istediğini bildiğimde I wanna be in so deep baby – Çok derinlerde olmak istiyorum bebeğim Floating like – Gibi yüzer We’re deep inside an ocean – Okyanusun derinliklerindeyiz. No I don’t care – Hayır Umrumda değil As long as I got you there – Seni oraya götürdüğüm sürece Baby let’s keep falling – Bebeğim düşmeye devam edelim I’m talking with my hands – Ellerimle konuşuyorum. Oh baby here is my confession – Bebeğim işte benim itirafım Let’s make tonight your birthday – Bu geceyi senin doğum günün yapalım
Every second, every minute – Her saniye, her dakika Make me wanna celebrate it – Kutlamak istememi sağla Everything about you perfect – Seninle ilgili her şey mükemmel Just the way your mamma made it – Tıpkı annenin yaptığı gibi. You’re the best – Sen en iyisisin You’re my first first place – Sen benim ilk yerimsin Sugar sweet in a million ways – Milyonlarca şekilde tatlı şeker Baby we don’t need no reason – Bebeğim nedene ihtiyacımız yok Baby we don’t need to wait – Bebeğim beklememize gerek yok Let’s make tonight your birthday – Bu geceyi senin doğum günün yapalım
I’ve been blinded by you – Senin tarafından kör edildim Baby you got full attention yeah – Bebeğim tüm dikkatini çektin evet So let us take it slow – O yüzden ağırdan alalım. I never say this but girl – Bunu asla söylemem ama kızım You deserve it best – En iyisini hak ediyorsun So let it go – Öyleyse bırak gitsin Do all you want for tonight! (uhh uhh, yeah) – Bu gece için istediğini yap! (uhh uhh, evet) (Like tonight’s your birthday) – (Bu gece senin doğum günün gibi)
Every second, every minute – Her saniye, her dakika Make me wanna celebrate it (celebrate, celebrate it baby) – Kutlamamı iste (kutla, kutla bebeğim) Everything about you perfect – Seninle ilgili her şey mükemmel Just the way your mamma made it (uhh, uhh, uhh) – Tıpkı annenin yaptığı gibi (uhh, uhh, uhh) You’re the best – Sen en iyisisin You’re my first first place (place place yeah) – Sen benim ilk yerimsin (yer yer evet) Sugar sweet in a million ways – Milyonlarca şekilde tatlı şeker Baby we don’t need no reason – Bebeğim nedene ihtiyacımız yok Baby we don’t need to wait (we don’t need to wait) – Bebeğim beklememize gerek yok (beklememize gerek yok) Let’s make tonight your birthday – Bu geceyi senin doğum günün yapalım Baby we don’t need no reason – Bebeğim nedene ihtiyacımız yok Baby we don’t need to wait (we don’t need to wait) – Bebeğim beklememize gerek yok (beklememize gerek yok) Let’s make tonight your birthday – Bu geceyi senin doğum günün yapalım
Toxicity slippin’ to my blood stream – Toksisite kan dolaşımıma kayıyor I give too much, you suck the life out of me – Ben çok fazla veriyorum, sen benden hayatı emiyorsun I fill my cup to drink you into someone else – Seni başkasına içirmek için bardağımı dolduruyorum. And I blame myself – Ve kendimi suçluyorum
And I had a dream that we were perfect for each other – Ve bir rüya gördüm birbirimiz için mükemmel olduğumuzu So sick, drivin’ through the suburbs – Çok hasta, banliyölerde dolaşıyor We’re goin’ further – Daha ileri gidiyoruz And I hear a voice – Ve bir ses duyuyorum And it says to me – Ve bana diyor ki
When did you lose the light behind your eyes? – Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin? Tell me why when there’s no more tears to cry – Ağlayacak gözyaşı kalmadığında neden söyle bana And you’re holdin’ on to love for life – Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun I think it’s timе to let it die – Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi. (Let it diе, let it die) – (Bırak ölsün, bırak ölsün) (Let it die, let it die) – (Bırak ölsün, bırak ölsün) If you lose yourself (let it die) – Kendini kaybedersen (bırak ölsün) You can walk away (let it die) – Yürüyüp gidebilirsin (bırak ölsün) (I think it’s time) – (Sanırım zamanı geldi)
When did you lose the light behind your eyes? (Behind your eyes) – Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin? (Gözlerinin arkasında) Tell me why when there’s no more tears to cry – Ağlayacak gözyaşı kalmadığında neden söyle bana And you’re holdin’ on to love for life – Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun I think it’s time to let it die – Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi.
Not high for this, your heart has reached its limit – Bunun için yüksek değil, kalbin sınırına ulaştı A counterfeit and now the lights are dimmin’ – Sahte ve şimdi ışıklar sönüyor I won’t go back, spinnin’ around under your spell – Geri dönmeyeceğim, büyünün altında dönüyorum On a carousel, oh – Bir atlıkarınca üzerinde, oh
I had a dream that we were a beautiful endeavour – Güzel bir çaba olduğumuzu hayal ettim. Sunset driving through the suburbs – Banliyölerde gün batımı sürüşü Oh, we go no further – Daha ileri gitmeyeceğiz. Then I hear a voice (I hear a voice) – Sonra bir ses duyuyorum (Bir ses duyuyorum) And it’s askin’ me (and it’s askin’ me, yeah) – Ve bana soruyor (ve bana soruyor, evet)
When did you lose the light behind your eyes? (Oh, did you lose, behind your eyes?) – Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin? (Ah, gözlerinin arkasında mı kaybettin?) Tell me why when there’s no more tears to cry (oh) – Ağlayacak gözyaşı kalmadığında nedenini söyle (oh) And you’re holdin’ on to love for life – Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun I think it’s time to let it die – Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi. (When you’re holdin’ on for life; let it die, let it die) – (Ömür boyu dayandığın zaman; bırak ölsün, bırak ölsün) (When you’re holdin’ on for life; let it die, let it die) – (Ömür boyu dayandığın zaman; bırak ölsün, bırak ölsün) If you lose yourself (let it die) – Kendini kaybedersen (bırak ölsün) You can walk away (let it die) – Yürüyüp gidebilirsin (bırak ölsün) Oh, you let it die, oh, you let it die – Oh, ölmesine izin verdin, oh, ölmesine izin verdin
When did you lose the light behind your eyes? (Behind your eyes) – Gözlerinin arkasındaki ışığı ne zaman kaybettin? (Gözlerinin arkasında) Tell me why when there’s no more tears to cry – Ağlayacak gözyaşı kalmadığında neden söyle bana And you’re holdin’ on to love for life – Ve sen ömür boyu sevmeye devam ediyorsun I think it’s time to let it die – Sanırım ölmesine izin vermenin zamanı geldi.
You and me – Sen ve ben 끝나지 않을 history – Hiç bitmeyen tarih Oh, 나의 우주가 돼 준 – Oh, benim evrenim. 우리의 이야기 – Bizim Hikayemiz 목적지 없이 흘러가는 저 소행성처럼 – Hedefsiz akan o asteroit gibi. 나도 그저 떠내려가고 있었어 – Sadece yüzüyordum. 어둠 속에 찾은 나의 모든 dream – Tüm hayallerim karanlıkta bulundu 새롭게 시작될 story – Yeni hikaye When I’m with you – Seninleyken There is no one else – Başka kimse yok And I get heaven to myself – Ve cenneti kendime alıyorum When I’m with you – Seninleyken There is no one else – Başka kimse yok I feel this way I’ve never felt – Hiç hissetmediğim şekilde hissediyorum
You and me – Sen ve ben 깨지지 않는 별처럼 – Kırılmaz bir yıldız gibi 너의 꿈이 되어 – Hayalin ol 우주를 여행하는 – Evreni Gezmek 어두운 길을 비춰주는 저 은하수처럼 – Karanlık yolu aydınlatan Samanyolu gibi. 너는 나를 향해 빛나고 있었어 – Bana doğru parlıyordun. 어둠 속에 찾은 단 하나의 빛 – Karanlıkta sadece bir ışık bulundu 너에게 향하는 나의 길 – Sana giden yolum
When I’m with you – Seninleyken There is no one else – Başka kimse yok And I get heaven to myself – Ve cenneti kendime alıyorum When I’m with you – Seninleyken There is no one else – Başka kimse yok I feel this way I never felt – Hiç hissetmediğim gibi hissediyorum I feel this way I never felt – Hiç hissetmediğim gibi hissediyorum
Oh-oh-oh-oh, oh-oh-oh – Oh-oh-oh-oh, oh-oh-oh
When I’m with you – Seninleyken There is no one else – Başka kimse yok And I get heaven to myself – Ve cenneti kendime alıyorum When I’m with you – Seninleyken There is no one else – Başka kimse yok
A life, a sparkle in your eyes – Bir hayat, gözlerinde bir ışıltı Heaven comin’ through – Cennet geliyor And I love you – Ve seni seviyorum
Alright, alright, whoa – Tamam, tamam, whoa Why you pointing at me with that knife? – Neden bana o bıçakla işaret ediyorsun? I’ve been cutting corners all my life, girl – Hayatım boyunca köşeleri kestim kızım. The terror doesn’t blossom overnight, no – Terör bir gecede çiçek açmaz, hayır She’s crawling through the city in a rampage – Şehirde bir öfke içinde sürünüyor Pressing on her fingers ’til the bones break – Kemikler kırılana kadar parmaklarına basmak There’s blood all in her nose from the propane – Burnunda propandan kan var. But a needle to the skin will make the pain fade – Ancak cilde yapılan bir iğne ağrının solmasına neden olur
Yeah, ah-ah, this is what I do, ah-ah – Evet, ah-ah, yaptığım şey bu, ah-ah Take another bite, ah-ah – Bir ısırık daha al, ah-ah Big enough to chew – Çiğnemek için yeterince büyük
She said, “Careful, or you’ll lose it” – “Dikkat et yoksa kaybedersin” dedi. But, girl, I’m only human – Ama kızım, ben sadece insanım And I know there’s a blade where your heart is – Ve kalbinin olduğu yerde bir bıçak olduğunu biliyorum And you know how to use it – Ve nasıl kullanılacağını biliyorsun And you can take my flesh if you want, girl – İstersen etimi de alabilirsin kızım. But, baby, don’t abuse it – Ama bebeğim, kötüye kullanma These voices in my head screaming, “Run, now” – Kafamdaki bu sesler çığlık atıyor, “Koş, şimdi” I’m praying that they’re human – İnsan olmaları için dua ediyorum
Rollin’, rollin’, rolling back your eyes through your mind like – Rollin’, rollin’, gözlerini zihninden geri almak gibi Oh, woah, the pressure in the gland’s tight – Oh, woah, bezdeki basınç sıkı. Yeah, woah, yeah, it’s either kill or be killed like – Evet, woah, evet, ya öldür ya da öldür gibi Oh, woah, the blood is either poured or it’s spilt like – Oh, woah, kan ya dökülür ya da dökülür gibi
Yeah, ah-ah, this is what I do, ah-ah – Evet, ah-ah, yaptığım şey bu, ah-ah Take another bite, ah-ah – Bir ısırık daha al, ah-ah Big enough to chew – Çiğnemek için yeterince büyük
She said, “Careful, or you’ll lose it” – “Dikkat et yoksa kaybedersin” dedi. But, girl, I’m only human – Ama kızım, ben sadece insanım And I know there’s a blade where your heart is – Ve kalbinin olduğu yerde bir bıçak olduğunu biliyorum And you know how to use it – Ve nasıl kullanılacağını biliyorsun And you can take my flesh if you want, girl – İstersen etimi de alabilirsin kızım. But, baby, don’t abuse it – Ama bebeğim, kötüye kullanma These voices in my head screaming, “Run, now” – Kafamdaki bu sesler çığlık atıyor, “Koş, şimdi” I’m praying that they’re human – İnsan olmaları için dua ediyorum
Alright, alright – Tamam, tamam Love you but you cannot spend the night, nah – Seni seviyorum ama geceyi geçiremezsin, hayır I’ve been alone almost all my life, girl – Neredeyse tüm hayatım boyunca yalnızdım kızım And shit like that don’t change up overnight – Ve bunun gibi şeyler bir gecede değişmez I let you sleep in my tee – Tişörtümün içinde uyumana izin verdim Tell me the things that you don’t normally tweet – Bana normalde tweet atmadığın şeyleri söyle Acid and LSD and smokin’ blunts on the beach – Asit ve LSD ve sahilde sigara küntleri 69 down 69 so we can both get a piece, yeah – 69 aşağı 69 böylece ikimiz de bir parça alabiliriz, evet I’ve been cutting corners like my whole life – Hayatım boyunca köşelerimi kestim. Backstabbing bitches tryna’ kill me with the whole knife – Arkadan bıçaklayan sürtükler beni bütün bıçakla öldürmeye çalışıyor Day I die will be the only day a nigga ghostwrite – Öldüğüm gün, bir zencinin hayalet yazdığı tek gün olacak When I go they’ll treat me like a god if this shit goes right – Gittiğimde bana bir tanrı gibi davranacaklar eğer bu işler yolunda giderse
She said, “Careful, or you’ll lose it” – “Dikkat et yoksa kaybedersin” dedi. But, girl, I’m only human – Ama kızım, ben sadece insanım And I know there’s a blade where your heart is – Ve kalbinin olduğu yerde bir bıçak olduğunu biliyorum And you know how to use it – Ve nasıl kullanılacağını biliyorsun And you can take my flesh if you want, girl – İstersen etimi de alabilirsin kızım. But, baby, don’t abuse it – Ama bebeğim, kötüye kullanma These voices in my head screaming, “Run, now” – Kafamdaki bu sesler çığlık atıyor, “Koş, şimdi” I’m praying that they’re human – İnsan olmaları için dua ediyorum
Please understand that I’m trying my hardest – Lütfen elimden gelenin en iyisini yaptığımı anlayın My head’s a mess but I’m trying regardless – Kafam karmakarışık ama ne olursa olsun deniyorum Anxiety is one Hell of a problem – Kaygı Cehennem gibi bir sorundur She’s latching onto me, I can’t resolve it – Bana tutunuyor, çözemiyorum. It’s not right, it’s not fair, it’s not fair, it’s not fair – Bu doğru değil, adil değil, adil değil, adil değil It’s no fair, it’s no fair – Bu adil değil, adil değil Oh, no, no, no – Oh, hayır, hayır, hayır Don’t run, don’t run – Kaçma, kaçma
I ke harru, fjalët që mi ke thonë i ke harru – Unuttun, söylediğin sözleri unuttun Premtimet që u dhanë i ke harru – Verdiğin sözler unutuldu Tash gjithçka mes neve ka ndryshu, ka ndryshu – Şimdi aramızdaki her şey değişti, değişti I ke harru, fjalët që mi ke thonë i ke harru – Unuttun, söylediğin sözleri unuttun Premtimet që u dhanë i ke harru – Verdiğin sözler unutuldu Tash gjithçka mes neve ka ndryshu, ka ndryshu – Şimdi aramızdaki her şey değişti, değişti
I ke harru, fjalët që mi ke thonë i ke harru – Unuttun, söylediğin sözleri unuttun Premtimet që u dhanë i ke harru – Verdiğin sözler unutuldu Tash gjithçka mes neve ka ndryshu, ka ndryshu – Şimdi aramızdaki her şey değişti, değişti
Po vren munges se tjetrin s’pe ndjen – Diğeri diğerini hissetmiyor Po don me m’prek po ëndrra po t’djeg – Hayal etmek istiyorum ama hayal etmek istiyorum Hija po t’ndjek nuk po t’len ty të qetë – Gölge seni yalnız bırakmadığını hissediyorsan Fytyrat janë zbeh e në kujtime ti ke mbet – Yüzler soldu ve hatıralarda sen kaldın Tash ndjenjat janë tret e lulet janë pa erë – Artık duygular boşa gidiyor ve çiçekler kokusuz Po nuk është e lehtë prej mendjes ti me m’hek – Ama aklından kolay değil m’hek
I ke harru, fjalët që mi ke thonë i ke harru – Unuttun, söylediğin sözleri unuttun Premtimet që u dhanë i ke harru – Verdiğin sözler unutuldu Tash gjithçka mes neve ka ndryshu, ka ndryshu – Şimdi aramızdaki her şey değişti, değişti I ke harru, fjalët që mi ke thonë i ke harru – Unuttun, söylediğin sözleri unuttun Premtimet që u dhanë i ke harru – Verdiğin sözler unutuldu Tash gjithçka mes neve ka ndryshu, ka ndryshu. – Şimdi aramızdaki her şey değişti, değişti.
Baby, I’m wasted – Bebeğim, ziyan oldum All I wanna do is drive home to you – Tek istediğim seni eve götürmek. Baby, I’m faded – Bebeğim, solmuşum All I wanna do is take you downtown – Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek. Baby, I’m wasted – Bebeğim, ziyan oldum All I wanna do is drive home to you – Tek istediğim seni eve götürmek. Baby, I’m faded – Bebeğim, solmuşum All I wanna do is take you downtown – Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek. Baby – Bebek
(I’m wasted) – (Ziyan oldum) (All I wanna do is drive home to you) – (Tek istediğim seni eve götürmek) (Baby, I’m faded) – (Bebeğim, solgunum) (All I wanna do is take you downtown) – (Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek) (Baby, I’m wasted) – (Bebeğim, ziyan oldum) (All I wanna do is drive home to you) – (Tek istediğim seni eve götürmek) (Baby, I’m faded) – (Bebeğim, solgunum) (All I wanna do is take you downtown) – (Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek)
Baby, I’m wasted (wasted) – Bebeğim, ziyan oldum (ziyan oldum) All I wanna do is drive home to you – Tek istediğim seni eve götürmek. Baby, I’m faded – Bebeğim, solmuşum All I wanna do is take you downtown – Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek. Baby, I’m wasted – Bebeğim, ziyan oldum All I wanna do is drive home to you – Tek istediğim seni eve götürmek. Baby, I’m faded – Bebeğim, solmuşum All I wanna do is take you downtown – Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek. Baby – Bebek
(I’m wasted) – (Ziyan oldum) (All I wanna do is drive home to you) – (Tek istediğim seni eve götürmek) (Baby, I’m faded) – (Bebeğim, solgunum) (All I wanna do is take you downtown) – (Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek) (Baby, I’m wasted) – (Bebeğim, ziyan oldum) (All I wanna do is drive home to you) – (Tek istediğim seni eve götürmek) (Baby, I’m faded) – (Bebeğim, solgunum) (All I wanna do is take you downtown) – (Tek istediğim seni şehir merkezine götürmek)
Aș vrea să mai stai (stai, stai, stai) – Keşke kalabilseydin (Bekle, Bekle, Bekle) Mai știi, nu îmi rezistai (stai, stai, stai) – Unutma, bana karşı koyamadın (Bekle, Bekle, Bekle) Mai știi în ce fel te purtai – Nasıl davrandığını hatırlıyor musun? Mi-ai făcut iadu’ un Rai – Cehennemimi Cennet yaptın Dar între timp, mă mințeai, mă mințeai (țeai, țeai, țeai) – Ama bu arada bana yalan söylüyordun, bana yalan söylüyordun (yalan söylüyordun, yalan söylüyordun, yalan söylüyordun) Și acum nu-ți cer să mai cred, deloc – Ve şimdi senden buna inanmanı istemiyorum, hiç de değil Îmi ziceai că-i vina mea, că nu depun efort – Bana bunun benim hatam olduğunu, çaba göstermediğimi söylüyordun. Da’ pân’ la urmă ‘s om, câte să îți tot mai suport? – Ama sonunda dostum, daha ne kadar dayanabilirim? Și pân’ la urmă, nu-mi spui tu mie cum să mă port – Ne de olsa bana nasıl davranacağımı söylemiyorsun.
Nu-s mofturos, da’ e mai bine comfort – Seçici değilim ama bu daha iyi bir rahatlık Iar dimineață, n-am dormit de mult, și-am creierul mort – Ve bu sabah, uzun zamandır uyumadım ve beynim öldü Numai tu știi, când ești singură, ce stări îți provoc – Yalnızken sana hangi ruh hallerine neden olduğumu sadece sen biliyorsun Și să fiu sincer, n-am niciun disconfort – Ve dürüst olmak gerekirse, rahatsızlığım yok Și încă te sun – Ve hala seni arıyorum Dar degeaba, că nu răspunzi – Ama boşuna, cevap vermiyorsun Am încercat, și mă refuzi, acum jur că vreau să mă auzi – Denedim ve sen beni reddettin, şimdi yemin ederim beni duymanı istiyorum Dar degeaba, stau liniștit, există karma – Ama boşuna sessizce oturuyorum, karma var Doar tu îmi acopereai rana – Yaramı sadece sen örttün
Aș vrea să mai stai – Kalmanı istiyorum. Mai știi, nu îmi rezistai – Unutma, bana karşı koyamadın Mai știi în ce fel te purtai – Nasıl davrandığını hatırlıyor musun? Mi-ai făcut iadu’ un Rai – Cehennemimi Cennet yaptın Dar între timp, mă mințeai, mă mințeai – Ama bu arada bana yalan söylüyordun, bana yalan söylüyordun
Aș vrea să fiu în preajma ta – Keşke senin yanında olsaydım. Lasă-mă să te iubesc – Seni sevmeme izin ver Poate așa nu mai greșesc – Belki bu şekilde yanılmıyorum Nu te mai pot scoate, din suflet – Seni kalbimden çıkaramıyorum Gândurile, mă lupt singură cu ele – Düşünceler, onlarla yalnız mücadele ediyorum
Te rog, doar pune capăt suferinței mele – Lütfen, acılarıma bir son ver. În privința ta, nu am avut deloc intenții rele (deloc) – Sana gelince, hiç kötü niyetim yoktu (hiç de değil) Mă pierd în ochii tăi, ca luna printre stele – Yıldızların arasındaki ay gibi gözlerinde kendimi kaybediyorum Aș vrea să pot să-ți spun ce simt, da’ simt că nu mai am putere – Keşke sana nasıl hissettiğimi söyleyebilseydim, ama gücüm tükenmiş gibi hissediyorum Mă doare sufletu’, prin câte am trecut – Kalbim acıyor, yaşadıklarım M-au lăsat singur cu toții, unde să mă mai duc? – Hepsi beni yalnız bıraktı, başka nereye gidebilirim? Mi-e dor de tine, știu și ție, nu prea ne-am văzut – Seni özlüyorum, ben de seni tanıyorum, birbirimizi pek görmedik Da’ cred că cel mai indicat ar fi să lăsăm totul în trecut – Ama her şeyi geçmişte bırakmanın en iyisi olacağını düşünüyorum
Ai tu acel ceva – Sende bir şey var mı De mă faci sa fiu asa – Eğer beni böyle yaparsan Îmi aduci liniștea – Bana huzur getiriyorsun Ești culoare în viața mea – Sen benim hayatımdaki renksin Ai tu acel ceva – Sende bir şey var mı De mă faci sa fiu asa – Eğer beni böyle yaparsan Îmi aduci liniștea – Bana huzur getiriyorsun Ești culoare în viața mea – Sen benim hayatımdaki renksin Vreau sa stii – Bilmenizi istiyorum Îmi place felul tău de-a fi – Olma tarzını seviyorum. Acel ceva – Bu bir şey Îl am în minte zi de zi – Her geçen gün aklımda var Vreau sa stii – Bilmenizi istiyorum De cand te cunosc pe tine – Seni tanıdığımdan beri Mi-am schimbat – Değiştim. Mi-am schimbat viața în bine – Hayatımı iyiye doğru değiştirdim.
Ai tu acel ceva de mă faci sa fiu asa – Beni böyle yapacak bir şeyin var mı De cand te-am intalnit – Seninle tanıştığımdan beri Totul este diferit – Her şey farklı Tu ma inveti sa iubesc – Bana sevmeyi öğretiyorsun Viața altfel s-o traiesc – Yaşamak için farklı bir hayat Sa nu mai vad totul gri – Her şeyi Gri görmeyi bırakmak için S-am sperante mii și mii – Umarım binlerce ve binlerce Vreau sa stii – Bilmenizi istiyorum Îmi place felul tău de-a fi – Olma tarzını seviyorum. Acel ceva – Bu bir şey Îl am în minte zi de zi – Her geçen gün aklımda var Vreau sa stii – Bilmenizi istiyorum De cand te cunosc pe tine – Seni tanıdığımdan beri Mi-am schimbat – Değiştim. Mi-am schimbat viața în bine – Hayatımı iyiye doğru değiştirdim.
Ai tu acel ceva – Sende bir şey var mı Îmi aduci liniștea – Bana huzur getiriyorsun Ai tu acel ceva – Sende bir şey var mı Îmi aduci liniștea – Bana huzur getiriyorsun