Blog

  • Ai Furihata – City Hunter: Ai yo Kienaide Japonca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Ai Furihata – City Hunter: Ai yo Kienaide Japonca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    愛よ消えないでもう uh-um
    – aşkım, kaybolma, uh-um.
    I need you ずっと捜してた
    – sana ihtiyacım var. seni arıyordum.
    愛を止めないでもう uh-um
    – beni sevmekten vazgeçme.
    これが最後の Fall in love
    – Bu aşktaki son düşüş

    朝になれば City Light
    – Sabah, şehir ışığı
    いつでも消えていくけど
    – her zaman yok olacak.
    ふたり逢ったこの偶然
    – karşılaştığımız bu tesadüf
    このままだいじにしたいよ
    – bu şekilde uğraşmaya devam etmek istiyorum.

    膝をかかえるための
    – diz için
    昨日までの両手
    – Düne kadar iki elim
    今日からはおたがいの
    – bugünden itibaren, biz gidiyoruz
    ハートをのせて
    – kalbini tak.

    愛よ消えないでもう uh-um
    – aşkım, kaybolma, uh-um.
    I need you 2度と迷わない
    – Sana 2 dereceye ihtiyacım var ve tereddüt etme
    愛を止めないでもう uh-um
    – beni sevmekten vazgeçme.
    瞳みつめて Fall in love
    – aşık olmak

    ドアの数がふえるほどに
    – kapı sayısı
    隣りは遠くなってくね
    – yan tarafta çok uzakta olacak.
    会話じゃない言葉だけを
    – bu bir konuşma değil. sadece kelimeler.
    交わして流されていた
    – değiş tokuş edildi ve yıkandı.

    あなただけは私を
    – bir tek sen varsın
    判ってくれていた
    – biliyordu.
    ホントは誰だって
    – gerçekte kim?
    さみしい Lonely Child
    – Yalnız Çocuk

    愛よ消えないでもう uh-um
    – aşkım, kaybolma, uh-um.
    I need you ずっと捜してた
    – sana ihtiyacım var. seni arıyordum.
    愛を止めないでもう uh-um
    – beni sevmekten vazgeçme.
    これが最後の Fall in love
    – Bu aşktaki son düşüş

    愛よ消えないでもう uh-um
    – aşkım, kaybolma, uh-um.
    I need you 2度と迷わない
    – Sana 2 dereceye ihtiyacım var ve tereddüt etme
    愛を止めないでもう uh-um
    – beni sevmekten vazgeçme.
    瞳みつめて Fall in love
    – aşık olmak

    愛よ消えないでもう uh-um
    – aşkım, kaybolma, uh-um.
    I need you ずっと捜してた
    – sana ihtiyacım var. seni arıyordum.
    愛を止めないでもう uh-um
    – beni sevmekten vazgeçme.
    これが最後の Fall in love
    – Bu aşktaki son düşüş
  • WIES – Ik Zie Ik Zie Felemenkçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    WIES – Ik Zie Ik Zie Felemenkçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Ik zie, ik zie
    – Görüyorum, görüyorum
    Wat jij niet kan laten gaan
    – Gitmesine izin veremediğin şey
    Weet je niet wat je aan mij hebt
    – Üzerimde ne olduğunu bilmiyor musun?
    Ik zie, ik zie
    – Görüyorum, görüyorum
    Wat jij niet kan laten gaan
    – Gitmesine izin veremediğin şey
    Het is ik die hier voor je staat
    – Burada senin önünde duran benim.
    (Het is ik) die je kent
    – (Benim) biliyorsun
    Het is oké
    – Sorun değil
    Het is al goed
    – Her şey yolunda
    Het is oké
    – Sorun değil
    Het is al goed
    – Her şey yolunda
    Het is oké voor nu, maar niet voor altijd, altijd
    – Şimdilik sorun değil, ama sonsuza kadar değil, sonsuza kadar
    Snap je dat?
    – Bunu anlıyor musun?
    Dat ik ook weg kan gaan
    – Ben de gidebilirim
    Dat je niet de enige bent die hier keuzes in maakt en ik weg kan gaan
    – Bu konuda seçim yapan tek kişi sen değilsin ve ben gidebilirim.
    En achteraf
    – Ve sonrasında
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Ik weet het ook
    – Ben de biliyorum
    Soms ziet en soms dwaalt het oog
    – Bazen göz görür ve bazen göz dolaşır
    Het is ik die hier voor je staat
    – Burada senin önünde duran benim.
    (Het is ik) die je kent
    – (Benim) biliyorsun
    Het is oké
    – Sorun değil
    Het is al goed
    – Her şey yolunda
    Het is oké
    – Sorun değil
    Het is al goed
    – Her şey yolunda
    Het is oké voor nu, maar niet voor altijd, altijd
    – Şimdilik sorun değil, ama sonsuza kadar değil, sonsuza kadar
    Snap je dat?
    – Bunu anlıyor musun?
    Dat ik ook weg kan gaan
    – Ben de gidebilirim
    Dat je niet de enige bent die hier keuzes in maakt en ik weg kan gaan
    – Bu konuda seçim yapan tek kişi sen değilsin ve ben gidebilirim.
    En achteraf
    – Ve sonrasında
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    Ik zie, ik zie
    – Görüyorum, görüyorum
    Wat jij niet kan laten gaan
    – Gitmesine izin veremediğin şey
    Weet je niet wat je aan mij hebt
    – Üzerimde ne olduğunu bilmiyor musun?
    En dat ik ook weg kan gaan
    – Ve ben de gidebilirim
    Dat je niet de enige bent die hier keuzes in maakt en ik weg kan gaan
    – Bu konuda seçim yapan tek kişi sen değilsin ve ben gidebilirim.
    En achteraf
    – Ve sonrasında
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    En dat ik ook weg kan gaan
    – Ve ben de gidebilirim
    Dat je niet de enige bent die hier keuzes in maakt en ik weg kan gaan
    – Bu konuda seçim yapan tek kişi sen değilsin ve ben gidebilirim.
    En achteraf
    – Ve sonrasında
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
    En dat ik ook weg kan gaan
    – Ve ben de gidebilirim
    Het is oké
    – Sorun değil
    Het is al goed
    – Her şey yolunda
    Dat je niet de enige bent die hier keuzes in maakt
    – Bu konuda seçim yapan tek kişi sen değilsin
    Het is oké
    – Sorun değil
    Het is al goed
    – Her şey yolunda
    En ik weg kan gaan
    – Ve ben gidebilirim
    Het is oké
    – Sorun değil
    Het is al goed
    – Her şey yolunda
    En achteraf
    – Ve sonrasında
    Het is oké
    – Sorun değil
    Was ze het waard?
    – Buna değdi mi?
  • Claude – Ladada (Mon Dernier Mot) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Claude – Ladada (Mon Dernier Mot) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Dit zijn me laatste woorden
    – Bana çok teşekkür ederim
    Ca c’est mon dernier mot
    – Ca c’est mon dernier mot
    Wie denk je dat je bent?
    – Bent’le denk mi?
    Oké, m’n hart dat breekt dus zo
    – Tamam, m’n hart dat breekt dus zo
    Sta met me jas, bij de deur
    – Sta benimle tanıştı jas, bij de deur
    S’avait briser mon coeur, oui mon coeur
    – Mon coeur, oui mon coeur ile tanışın

    Is dit de laatste ronde?
    – Dit de laatste ronde mu?
    Is dit la fin d’amour
    – Dit la fin d’amour
    Ik ben mezelf niet meer
    – Ik ben mezelf niet meer
    On etre ensemble pour toujours
    – Etre topluluğu üzerinde toujours dökün
    Stem in m’n hoofd, gaat maar door
    – M’n toynağında kök, gaat maar kapısı
    Ik hoor je naam encore, encore
    – Ik hoor je naam encore, encore
    Et encore
    – Et encore

    Wat ik ook doe, ‘t is nooit genoeg
    – Wat ık ook doe, nooit genoeg değil mi
    Oh zijn wij klaar? Est ce-que tout?
    – Ah zijn wij klaar? Bir şey sorabilir miyim?
    Als je moet gaan ga dan meteen
    – Als je moet gaan ga dan meteen
    Dan dans ik wel alleen
    – Dan dans ık wel alleen

    Ladada
    – Ladada

    Dansez
    – Dansez

    Ik laat de wereld achter
    – Ik laat de wereld achter
    Et j”oublie tout le monde
    – Et j”oublie tout le monde
    Zet de muziek niet zachter
    – Niet zachter müzesi
    Laat me maar dansen tot de zon op komt
    – Laat me maar dansen tot de zon op komt
    Ik ga rond en rond, et toi?
    – Öyle mi, öyle mi?

    Après ma voir dansé
    – Après ma voir dansé’de
    Tu voulait retourné
    – Tu voulait retourné’de
    Tu voulait quoi
    – Tu voulait quoi
    C’était ton chois
    – C’était ton chois
    Mais-Est-ce que t’as oublié
    – Mais-Est-ce que t’as oublié
    Stem in m’n hoofd gaat maar door
    – M’n hoofd gaat maar kapısında kök
    Ik hoor je naam encore, encore
    – Ik hoor je naam encore, encore
    Et encore
    – Et encore

    Wat ik ook doe, ‘t is nooit genoeg
    – Wat ık ook doe, nooit genoeg değil mi
    Oh zijn wij klaar? Est ce-que tout?
    – Ah zijn wij klaar? Bir şey sorabilir miyim?
    Als je moet gaan ga dan meteen
    – Als je moet gaan ga dan meteen
    Dan dans ik wel alleen
    – Dan dans ık wel alleen

    Ladada
    – Ladada

    Dansez
    – Dansez

    Après ma voir dansé
    – Après ma voir dansé’de
    Tu voulait retourné
    – Tu voulait retourné’de
    Est-ce que t’as oublié
    – Est-ce que t’as oublié
    Après ma voir dansé
    – Après ma voir dansé’de
    Tu voulait retourné
    – Tu voulait retourné’de
    Est-ce que t’as oublié
    – Est-ce que t’as oublié
    Oh Oh
    – Oh Oh

    Dit zijn me laatste woorden
    – Bana çok teşekkür ederim
    Ca c’est mon dernier mot
    – Ca c’est mon dernier mot
  • HA HYUN SANG – Heal You Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    HA HYUN SANG – Heal You Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    마치 꿈처럼 아득해
    – Rüya gibi.
    쓸쓸한 그림자
    – Kasvetli Gölgeler
    해를 향하던 걸음 걸음
    – Güneşe doğru adım atın
    꽤 지쳤었나 봐
    – Bence çok yorgundu.

    언제부터일까
    – Ne zamandan beri?
    간절한 마음 날아보고 싶어
    – Kalbimle uçmak istiyorum.
    참던 눈물이 와
    – Katlandığım gözyaşları.
    하늘에 별이 반짝이네
    – Yıldızlar gökyüzünde parlıyor.

    I heal you, 어디엔가 들려
    – Seni iyileştiriyorum, her yerde duyuyorum.
    따스한 바람이 불어
    – Sıcak rüzgar esiyor
    I heal you, 손을 내밀어
    – Seni iyileştiriyorum, uzan.
    나는 고마워
    – Teşekkür ederim

    Ooh
    – Ooh
    Ooh-ooh
    – Ooh-ooh

    구름 뒤흔들리던 비행
    – Bulut sallayan Uçuş
    네가 있어 다행이야
    – Orada olmana sevindim.
    달을 지나던 계절 계절
    – Ay Mevsimlerini Geçen Mevsimler
    이 꿈은 그저 행복해
    – Bu rüya sadece mutlu.

    어디까지일까?
    – O nerede?
    가는 데까지는 가보고 싶어
    – Elimden geldiğince uzağa gitmek istiyorum.
    먹먹한 가슴에
    – Yeme göğüsler
    여린 꽃잎이 흩날리네
    – İnce yapraklar dağılmıştır.

    I heal you, 어디엔가 들려
    – Seni iyileştiriyorum, her yerde duyuyorum.
    따스한 바람이 불어
    – Sıcak rüzgar esiyor
    I heal you, 손을 내밀어
    – Seni iyileştiriyorum, uzan.
    나는 고마워
    – Teşekkür ederim

    Ooh
    – Ooh
    Ooh-ooh
    – Ooh-ooh
    Ooh
    – Ooh
    Ooh-ooh
    – Ooh-ooh
  • Kihyun – Youth Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Kihyun – Youth Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    문득 달라진 게 느껴져
    – Kendimi farklı hissediyorum.
    정말 어른이 되고 있어
    – Gerçekten büyüyorum.
    내 부족함이 보여도
    – Eksikliğimi görebiliyorsun.
    더는 내가 별로 안 미워
    – Artık senden pek nefret etmiyorum.

    오늘 나의 마음보다도
    – Bugün kalbimden daha fazla.
    몇 년 뒤를 떠올리면서
    – Yıllar sonra hatırlıyorum.
    나는 자주 불안해 했어
    – Sık sık endişeliydim.
    그땐 모든 게 다 그랬어
    – Sonra her şey böyleydi.

    난 가끔 그리울 것 같아 어리석었던
    – Bazen seni özlediğimi düşünüyorum aptal.
    그래서 더 달리고 달렸던 날들
    – Koştuğum ve daha çok koştuğum günler
    푸르고 또 푸르던 모습이
    – Mavi, yeşil, yeşil.
    새빨갛게 춤추고 뛰던 가슴도
    – Kırmızı dans eden ve koşan göğüslerim.

    난 요즘엔 하늘이 아름다워
    – Bence gökyüzü bugünlerde çok güzel.
    잘 알던, 서울이 새삼스러워
    – Biliyorsun, Seul yeni.
    비가오면, 그대로 다 맞고 싶어
    – Yağmur yağdığında, hepsini vurmak istiyorum.
    애쓰지 않더라도 행복하고 싶어
    – Mücadele etmesem bile mutlu olmak istiyorum.

    워오오, 우워, 워오오, 우워
    – Wo-o, wo-o, wo-o, wo-o, wo-o, wo-o

    문득 떠나고 싶은 날엔
    – Ayrılmak istediğim gün.
    훌쩍 떠나고 싶은데
    – Gitmek istiyorum.
    할 일이 먼저 생각나
    – Önce ne yapacağımı hatırlıyorum.
    꽉 찬 캘린더를 바라봐
    – Tam takvime bakın.

    나의 이름으로 쓰여지는 약속들이
    – Benim adıma yazılmış sözler
    두근거리던 내 주말들을 채우지만
    – Hafta sonlarımı yumruklarla dolduruyorum.
    난 어디로 가는지를 잘 알고 있어
    – Nereye gittiğimi biliyorum.
    그래서 더 생각이나
    – Öyleyse daha fazlasını düşün

    많이 무모하고 어리석었던
    – Bir sürü pervasız ve aptal
    그래서 더 달리고 달렸던 날들
    – Koştuğum ve daha çok koştuğum günler
    푸르고 또 푸르던 모습이
    – Mavi, yeşil, yeşil.
    새빨갛게 춤추고 뛰던 가슴도
    – Kırmızı dans eden ve koşan göğüslerim.

    난 요즘엔 하늘이 아름다워
    – Bence gökyüzü bugünlerde çok güzel.
    잘 알던, 서울이 새삼스러워
    – Biliyorsun, Seul yeni.
    비가오면, 그대로 다 맞고 싶어
    – Yağmur yağdığında, hepsini vurmak istiyorum.
    애쓰지 않더라도 행복하고 싶어
    – Mücadele etmesem bile mutlu olmak istiyorum.

    워오오, 우워, 워오오, 우워
    – Wo-o, wo-o, wo-o, wo-o, wo-o, wo-o
    사랑한단 말을 더 쉽게 하고 싶어
    – Seni sevdiğimi söylemeyi kolaylaştırmak istiyorum.
    워오오, 우워, 워오오, 우워
    – Wo-o, wo-o, wo-o, wo-o, wo-o, wo-o

    기억해 불안했던 나의 어린 마음을
    – Unutma, genç kalbim endişeliydi.
    겁먹은 채 새우던 어두운 밤을
    – Korktuğum karanlık gece ve karides
    그때 내게 말할 수 있다면
    – Eğer bana söyleyebilseydin o zaman
    넌 지금도 충분히 잘 하고 있다고
    – Hala yeterince iyisin.
  • Kwon Jin Ah – Stupid Love Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Kwon Jin Ah – Stupid Love Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    괜한 생각을 했었나 봐
    – Bence sorun olmadığını düşündün.
    너를 믿어보겠다고
    – Sana güveneceğim.
    잘 알았어 너의 마음을
    – Pekala, kalbin.
    이제서야 안 게 우습게
    – Artık komik değil.
    진심이었던 사람만 바보가 돼
    – Sadece samimi olan insanlar aptaldır.
    늘 그래왔어 한 치의 오차 없이
    – Bunu her zaman tek bir hata yapmadan yaptım.
    어쩜 애쓰면 쓸수록
    – Ne kadar çok denersen, o kadar çok kullanırsın.
    나를 이렇게 바보로 만들어
    – Beni böyle aptal yerine koy.
    진심이었기에 더 초라한 이 밤
    – Bu gece daha kötüydü çünkü ciddiydi.
    널 잃고 싶지 않아서 놓쳐왔던
    – Seni kaybetmek istemediğim için seni özledim.
    나를 이제는 찾아보려 해
    – Şimdi beni bulmaya çalış.
    널 놓아줄게
    – Gitmene izin vereceğim.
    앞으로 난 오늘 이 공기를
    – Gelecekte, bugün bu havaya sahibim
    미워하게 될 것 같아
    – Bence bundan nefret edeceksin.
    내가 끔찍하게 작아졌던
    – Çok küçüktüm.
    오늘 밤을 떠올리게 될 테니까
    – Sana bu geceyi hatırlatacağım.
    진심이었던 사람만 바보가 돼
    – Sadece samimi olan insanlar aptaldır.
    늘 그래왔어 한 치의 오차 없이
    – Bunu her zaman tek bir hata yapmadan yaptım.
    어쩜 애쓰면 쓸수록
    – Ne kadar çok denersen, o kadar çok kullanırsın.
    나를 이렇게 바보로 만들어
    – Beni böyle aptal yerine koy.
    진심이었기에 더 초라한 이 밤
    – Bu gece daha kötüydü çünkü ciddiydi.
    널 잃고 싶지 않아서 놓쳐왔던
    – Seni kaybetmek istemediğim için seni özledim.
    나를 이제는 찾아보려 해
    – Şimdi beni bulmaya çalış.
    널 믿었는데, 널 믿었는데
    – Sana güvendim, sana güvendim.
    같은 꿈을 꾸고 있다 믿었는데
    – Aynı rüyayı gördüğüme inanıyordum.
    우리가 함께 보낸 시간들
    – Birlikte geçirdiğimiz zaman
    이젠 다 잊어야만 해
    – Şimdi hepsini unutmak zorundayız.
    진심이었던 나만 바보가 돼
    – Ciddi olan tek aptal benim.
    워어어 네가 정말 날 사랑했다면
    – Eğer beni gerçekten sevdiysen.
    애틋한 인사는 하지 말아 줘
    – Acı tatlı bir selamlama söyleme.
    그 인사가 날 다시 흔들지 않게
    – Bu selamın beni bir daha sarsmasına izin verme.
    내가 마음껏 널 미워할 수 있게
    – Senden sonuna kadar nefret edebilirim.
    악역이 되어줘 내가 더 이상
    – Kötü adam ol. Artık orada değilim.
    사랑하지 않게
    – Beni sevme.
  • Rich Gang – Tapout (feat. Lil Wayne, Birdman, Mack Maine, Nicki Minaj & Future) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Rich Gang – Tapout (feat. Lil Wayne, Birdman, Mack Maine, Nicki Minaj & Future) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    If you hatin’ you just need some pussy
    – Eğer nefret ediyorsan, sadece biraz kediye ihtiyacın var
    She fucked up when she gave me some pussy
    – O berbat yukarı zaman o verdi beni bazı kedi
    I said I fuck you better than that other nigga
    – Seni diğer zenciden daha iyi becerdiğimi söyledim.
    She say Tune I’m ’bout to cum, I say I’m comin’ wit ya
    – O Melodi diyor ben boşalmaya hazırım, seninle geleceğimi söylüyorum
    She don’t like them pretty niggas, sidity niggas
    – O güzel zencileri sevmiyor, sidity zencileri
    She ride this dick, her titties jiggle, that’s my pillows
    – Bu sike biniyor, göğüsleri titriyor, bu benim yastıklarım
    That’s because I sleep in that ho
    – Çünkü o fahişenin içinde uyuyorum.
    Hit it when I wake up tell the pigs I say Assalaam Alaikum ugh
    – Uyandığımda vur domuzlara söyle Assalaam Aleyküm diyorum ugh
    My bitch a choosy lover never fuck without a rubber
    – Benim orospu bir choosy sevgili asla sikme olmadan bir rubber
    Sweet yellow bone thing, I call her honey mustard
    – Tatlı sarı kemik şey, ona bal hardalı diyorum
    Pussy like a sea shell, dick like a V-12
    – Bir deniz kabuğu gibi kedi, bir V-12 gibi dick
    She say I drive her crazy, I say just keep on your seatbelt
    – Onu delirttiğimi söylüyor, sadece emniyet kemerini tak diyorum
    Bend it over bust it open for me
    – Eğil ve benim için aç.
    Baby bend it over bust it open for me
    – Bebeğim eğil benim için aç
    She say she love me she loves this dick
    – O demek o aşk beni o seviyor bu çük
    Come put that million dollar pussy on me make me rich
    – Gel o milyon dolarlık amcığı üzerime koy beni zengin et
    Tunechi
    – Tunechi’nin

    She got that million dollar
    – O milyon doları aldı
    Million dollar oow, oow
    – Milyon dolar oow, oow
    She got that million dollar
    – O milyon doları aldı
    Million dollar oow, oow
    – Milyon dolar oow, oow
    And all I want to do is touch it (oow, oow)
    – Ve tek yapmak istediğim ona dokunmak (oow, oow)
    Make her tapout, tapout, tapout, tapout, tapout
    – Onu tapout yap, tapout, tapout, tapout, tapout
    And I’m gon’ make her tapout, tapout, tapout, tapout, tapout
    – Ve ona tapout yapacağım, tapout, tapout, tapout, tapout

    Crib made her tapout, sauna made her tapout
    – Beşik onu tapout yaptı, sauna onu tapout yaptı
    Jet made her tapout, pilot with the map out
    – Jet onu bantladı, harita açıkken pilot yaptı
    Million on the diamonds, million on the kitchen
    – Milyonda elmas, milyonda mutfak
    Millions on the Maybach, glass top ceilings
    – Maybach’ta milyonlar, cam üst tavanlar
    Million dollar pussy, sleepin’ on Versace
    – Milyon dolarlık amcık, Versace’de uyuyor
    Sleeping on Fendi, sleepin on Cavalli
    – Fendi’de uyumak, Cavalli’de uyumak
    Married to the money, millions in the bank
    – Parayla evli, bankada milyonlar
    Alexander McQueen, rich in the paint
    – Alexander McQueen, boya bakımından zengin

    I got that fuck you if you love me on some nigga shit
    – Eğer beni bir zenci bokunda seviyorsan, seni beceririm.
    She got the million dollar seven figure nigga rich
    – Milyon dolarlık yedi rakamlı zenciyi zengin etti
    We switch positions like we doin’ Yoga in this bitch
    – Bu orospunun içinde Yoga yapıyormuş gibi pozisyon değiştiriyoruz
    She get the shakin’ then stiff
    – Titriyor ve sonra sertleşiyor

    Million dollar pussy, million dollar pussy
    – Milyon dolarlık amcık, milyon dolarlık amcık
    Six inch pumps, play with his balls dunks
    – Altı inç pompalar, onun topları dunks ile oynamak
    Bald head yep, don’t want no Forrest Gumps
    – Kel kafa evet, Forrest Gumps istemiyorum
    Don’t let me tell ya twice, already told you once
    – Sana iki kez söylememe izin verme, zaten bir kez söyledim
    (Eat that pussy!)
    – (O kediyi ye!)
    Who got that baddest pussy on the planet?
    – Gezegendeki en kötü amcığı kim aldı?
    D-Boyz love me, they don’t understand it
    – D-Boyz beni seviyor, anlamıyorlar
    Ooooooooooooooooooh, deep throat
    – Ooooooooooooooooooh, derin boğaz
    Million dollar pussy might pounce on that ass
    – Milyon dolarlık kedi o kıçına sıçrayabilir
    Threw them hundreds until I lose count on that ass
    – O kıçına olan güvenimi kaybedene kadar yüzlerce attım.
    Max out all of them accounts on that ass
    – O kıçtaki tüm hesapları maksimuma çıkar
    Million dollar checks don’t bounce on that ass
    – Milyon dolarlık çekler o kıçına sıçramıyor
    Pull up in that you can’t afford this
    – Bunu karşılayamayacağın için içeri gir
    Only rap bitch on the Forbes list
    – Forbes listesindeki tek rap orospusu
    Pussy jewelry make em say burr man
    – Kedi takı burr adam söylemelerini sağla
    R-r-r-rubs hands like Birdman
    – R-r-r-Birdman gibi ellerini ovalar

    I’m in love with your Egyptian skin
    – Mısır tenine aşığım.
    And your talk about religion
    – Ve din hakkında konuşman
    I’m in prison with the pussy
    – Kedi ile hapisteyim
    And I’m ballin’ no cushion
    – Ve yastığım yok

    Rich Gang and Rich Girl
    – Zengin Çete ve Zengin Kız
    Sexy Slim, I see you
    – Seksi İnce, seni görüyorum
    Paradise home, flossing while you’re shining
    – Cennet evi, sen parlarken diş ipi kullanmak
    Jumping out Bugattis, fuck the money game up
    – Bugattis’ten atlamak, para oyununu siktir et
    Why? I don’t know
    – Niçin? Bilmiyorum
    Sweet D! Love you babygirl
    – Tatlı D! Seni seviyorum bebeğim
  • Ayanda Ntanzi – Jesu Bomi Xhosa dili Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Ayanda Ntanzi – Jesu Bomi Xhosa dili Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Bakhon’ abake bay’ eUCC La (haibo)
    – Bakhtiari Bakhtiari-Bakhtiari Bakhtiari, Bakhtiari Bakhtiari
    Khon int’ ethi
    – Khon ınt’a

    Aw Jesu bomi, Jesu bomi bami
    – A. W. Jones, Amerikalı biyolog
    Aw Mina ngiyabheka, ngiyabheka kuwe
    – Al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din al-Din
    Aw WENA u-wen’uyinjabulo
    – Yo – yo, Wen-Yo-Yo olarak
    Uyinjabulo Yami
    – O, babasıdır.
    Ngithotshiswa ngithotshiswa nguwe
    – Senin tarafından yakılacaksın
    Ngithotshiswa
    – İşkence

    Ay lalela ke, lalela
    – Beklediler, bekle

    Aw Mina ngiyakufa, ngiyakufa Jesu
    – El Kaide, El Kaide, El Kaide, El Kaide
    Oh Nxa umuka
    – Ah na muka
    (Oh Nxa umuka)
    – (Ah na muka)
    Oh Nxa umuka
    – Ah na muka
    (Nxa umuka)
    – (Nakajima)
    Umuka kimi
    – Muka kimi
    Ngikhumbule-ke
    – Hatırla-yani
    Ngikhumbule (Ngikhumbule)
    – Beni Hatırla (Beni Hatırla)
    Nkosi yami
    – Lord Yeomanry
    (Hlala njalo hla)
    – (Njalo njalo njalo))
    Hlala njalo,
    – Ayrıca kal,
    (Hlala njalo)
    – (Hlala njalo njalo)
    Oh njalo kimi
    – Oh çok Kimi
    (Hlala njalo)
    – (Hlala njalo njalo)
    Hlala njalo
    – Ayrıca kal
    (Hlala njalo)
    – (Hlala njalo njalo)
    Oh Njalo Kimi
    – Oh Çok Kimi

    (Aybo sengiyakufa)
    – (Aybo sengiyaku)

    Ngiyakufa (ngiyakufa) Jesu
    – L’école D’histoire naturelle (École des Hautes Études)
    (Nxa umuka) Nxa umuka (nxa umuka) Umuka Kimi
    – (Nxa muka) Nxa muka (nxa muka) nxa Kimi

    (Aybo ngikhumbule)
    – (Aybo hatırlama)
    Ngikhumbule
    – Anılar

    (Ngikhumbule Nkosi)
    – (Hatırla Tanrım)
    Nkosi Yami
    – Lord Yeomanry
    (Hlala njalo, hlala)
    – (Hlala njalo, hlala))
    Ohh Hhlala njalo, (Hlala njaalo kim) oh njalo kimi
    – Oh her zaman, (Hlala NJ NJ njim kim) oh çok Kimi

    (Hlala njaaalo hlal)
    – (Hlala NJ NJ NJ NJ NJ NJ HL HL HL)
    Hlala njalo
    – Ayrıca kal

    (Hlala Njalo kimi)
    – (Hlala Njalo Njalo kimi)
    Oh Njalo kimi
    – Oh çok Kimi

    Yini!
    – Neden!

    (Aw Sengiyakufa)
    – (Aw Sengiyaku)

    Ngiyakufa (Ngiyakufa)
    – L’église De L’église (L’église)
    Jesu
    – İsa
    (Nxa umuka) Nxa umuka, (Nxa umuka) umuka kimi
    – (Nxa muka) Nxa muka, (Nxa muka) nxa kimi

    (Aybo Ngikhumbule ke)
    – (Aybo bunu hatırlar)
    Ngikhumbule, Nkosi yami (Ngikhumbule Nko)
    – Beni Hatırla, Lordum (Beni Hatırla)

    (Hlala njalo)
    – (Hlala njalo njalo)
    Hlala njalo, oh njalo kimi
    – Hlala njalo njalo njalo, oh çok Kimi

    (Hlala njalo hla)
    – (Njalo njalo njalo))
    Hlala NJalo oh njalo kimi
    – Hlala NJalo NJalo njalo oh çok Kimi

    (Woza hlala njalo hla)
    – (za njalo njalo njalo njalo njalo))
    Hlala njalo, oh njalo kimi
    – Hlala njalo njalo njalo, oh çok Kimi
    (Hlala njalo hla)
    – (Njalo njalo njalo))
    Hlala njalo (Hlala njalo) Oh njalo kimi
    – Hlala njalo njalo njalo (Hlala njalo njalo) Oh çok Kimi

    (Hlala njalo.)
    – (Hlala njalo njalo njalo.)
    Hlala Njalo, Oh Njalo kimi
    – Hlala Njalo Njalo Njalo, oh çok Kimi
    (Yini!)
    – (Neden!)
    (Hlala NJalo, hlal.)
    – (Hlala NJalo NJalo ,ark…)
    Oh Hlala njalo, (Hlala njalo) Oh njalo kimi
    – Oh Hlala njalo njalo, (Hlala njalo njalo) Oh njalo njalo kimi

    (Hlala Njalo)
    – (Hlala Njalo Njalo)
    Hlala Njalo, (Hlala njalo) Oh njalo kimi
    – Hlala Njalo Njalo, (Hlala njalo njalo) Oh çok Kimi
    (Hlala njalo.) Hlala njalo
    – (Hlala njalo njalo njalo.) Öyle kal
    (Hlala njalo) Oh Njalo kimi
    – (Hlala njalo njalo) Oh çok Kimi

    (Hlala Njalo) Ooh Hlala NJalo
    – (Hlala Njalo Njalo) Ooh Hlala NJalo NJalo
    Oh Njalo kimi
    – Oh çok Kimi
    (Hlala njalo) Hlala njalo
    – (Hlala njalo njalo) Hlala njalo njalo
    (Hlala njalo) Oh njalo kimi
    – (Hlala njalo njalo) Oh çok Kimi

    (Hlala njalo) Hlala njalo
    – (Hlala njalo njalo) Hlala njalo njalo
    Oh njalo kimi
    – Oh çok Kimi
    Hlala njalo, oh njalo kimi
    – Hlala njalo njalo njalo, oh çok Kimi

    (Hlala njalo…) ooh Hlala njalo
    – (Hlala njalo njalo njalo…) ooh Hlala njalo njalo
    (Hlala njalo ki) oh njalo Kimi
    – (Hlala)))) oh çok Kimi
    (Hlala njalo) oooh hlala njalo
    – (Hlala njalo njalo) ooh hlala njalo njalo
    Oh Njalo kimi
    – Oh çok Kimi

    (Hlala njalo) Hlala njalo
    – (Hlala njalo njalo) Hlala njalo njalo
    Oh njalo kimi
    – Oh çok Kimi
    Ooh Hlala njalo
    – Ooh Hlala njalo njalo
    (Hlala njalo) Oh njalo kimi
    – (Hlala njalo njalo) Oh çok Kimi
  • Imen Es – Pervers narcissique Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Imen Es – Pervers narcissique Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Young Bouba got the sauce
    – Genç Bouba sosu aldı

    On m’avait bien dit d’éviter les mecs comme toi
    – Senin gibi adamlardan uzak durmam söylendi.
    Moi, j’pensais vraiment pas que t’étais pire qu’eux
    – Gerçekten onlardan daha kötü olduğunu düşünmedim.
    J’m’imaginais qu’tu serais ma flamme dans le noir
    – Karanlıkta benim alevim olacağını hayal ettim
    Mais tu m’as éclairée pour m’rapprocher du feu
    – Ama ateşe yaklaşmak için beni yaktın

    J’avais d’la merde dans les yeux, j’pensais qu’c’était des larmes de joie
    – Gözlerimde bok vardı, bunun sevinç gözyaşları olduğunu düşündüm
    J’me voyais plus sans toi, car j’te voyais en moi
    – Artık sensiz kendimi göremedim, çünkü seni içimde gördüm
    Pour mieux m’manipuler, t’as fait l’homme irréprochable
    – Beni daha iyi manipüle etmek için, kusursuz adamı yaptın
    Après toutes nos prises de tête, c’est moi qui m’sentais détestable
    – Tüm baş ağrılarımızdan sonra nefret eden bendim.

    Quand j’essayais de te plaire, tu m’rabaissais plus bas qu’terre
    – Seni memnun etmeye çalıştığımda, beni eskisinden daha aşağı indirdin.
    Que si j’voulais pas te perdre, fallait qu’j’ressemble à ta mère
    – Eğer seni kaybetmek istemiyorsam, annene benzemek zorunda olduğumu
    Tu faisais ressortir tous mes complexes, rien à foutre que ça me vexe
    – Bütün komplekslerimi ortaya çıkardın, bunun beni rahatsız etmesi umrumda değil
    Tu disais qu’j’étais pas sexy comparée à ton ex
    – Eski sevgilinle kıyaslandığında seksi olmadığımı söylemiştin.

    C’qui sort de ta bouche sont plus que des mots
    – Ağzından çıkan şey kelimelerden daha fazlasıdır
    Quand ta parole me touche, sur ma peau, j’sens les maux
    – Sözün bana dokunduğunda, tenimde, kötülükleri hissediyorum
    Ton cœur est tellement maléfique que sa noirceur est magnifique
    – Kalbin o kadar kötü ki karanlığı muhteşem
    Ta maladie est atypique, t’es juste un pervers narcissique
    – Hastalığınız alışılmadık, sen sadece narsisistik bir sapıksın

    T’avais tout prévu, j’avais pas vu venir ton guet-apens
    – Her şeyi sen planladın, gözcünün geldiğini görmedim.
    Tu m’as isolée, tu m’as fait devenir celle qui t’attend
    – Beni izole ettin, seni bekleyen kişi olmamı sağladın
    Même les crises de jalousie par rapport à mes parents
    – Ailemle ilgili kıskançlık saldırıları bile
    T’as réussi à faire en sorte que j’les vois deux fois par an
    – Onları yılda iki kez görmemi sağladın.
    J’avais plus d’envie, plus d’vie, plus d’ascension sociale
    – Daha fazla arzum, daha fazla enerjim, daha fazla sosyal yükselişim vardı
    J’avais plus d’famille, plus d’amis, j’avais plus d’sossa
    – Daha çok ailem, daha çok arkadaşım, daha çok sossa’m vardı
    Du moins, c’est c’que t’avais réussi à me faire croire
    – En azından bana inandırmayı başardığın şey buydu.
    Noyée dans mon chagrin, tu m’disais “c’pas la mer à boire”
    – Kederimde boğuldum, bana “içilecek deniz değil” dedin.

    J’buvais la tasse, l’alcool débordait d’mon verre
    – Bardağı içiyordum, bardağımdan alkol taşıyordu.
    J’plongeais la tête la première et tu m’as laissée faire
    – Önce ben dalıyordum ve sen yapmama izin verdin.
    J’voyais flou, ça t’arrangeait, tu m’as laissée mes œillères
    – Bulanıktım, senin için sorun yoktu, bana at gözlüklerimi bıraktın
    Tous les voyants étaient rouges, tu m’disais qu’ils étaient verts
    – Bütün ışıklar kırmızıydı, bana yeşil olduklarını söylemiştin

    C’qui sort de ta bouche sont plus que des mots
    – Ağzından çıkan şey kelimelerden daha fazlasıdır
    Quand ta parole me touche, sur ma peau, j’sens les maux
    – Sözün bana dokunduğunda, tenimde, kötülükleri hissediyorum
    Ton cœur est tellement maléfique que sa noirceur est magnifique
    – Kalbin o kadar kötü ki karanlığı muhteşem
    Ta maladie est atypique, t’es juste un pervers narcissique
    – Hastalığınız alışılmadık, sen sadece narsisistik bir sapıksın

    Combien d’fois j’ai eu cette peur?
    – Bu korkuyu kaç kez yaşadım?
    Combien d’fois j’ai eu la crainte que tu me laisses
    – Beni terk etmenden kaç kez korktum
    Et que tu me quittes?
    – Ve beni terk ettiğini mi?
    Plus l’envie de me nourrir
    – Artık beni besleme arzusu yok
    J’avoue, j’me laissais mourir
    – İtiraf ediyorum, ölmeme izin veriyordum.
    Une mort subite
    – Ani bir ölüm
    C’est p’t-être ça, le suicide
    – Belki de intihar bununla ilgilidir.

    C’qui sort de ta bouche sont plus que des mots (que des mots)
    – Ağzından çıkan şey kelimelerden daha fazlasıdır (kelimelerden daha fazlası)
    Quand ta parole me touche, sur ma peau, j’sens les maux (j’sens les maux)
    – Sözün bana dokunduğunda, tenimde kötülükleri hissediyorum (kötülükleri hissediyorum)
    Ton cœur est tellement maléfique que sa noirceur est magnifique (ah-ah)
    – Kalbin o kadar kötü ki karanlığı muhteşem (ah-ah)
    Ta maladie est atypique, t’es juste un pervers narcissique
    – Hastalığınız alışılmadık, sen sadece narsisistik bir sapıksın

    C’qui sort de ta bouche sont plus que des mots (que des mots)
    – Ağzından çıkan şey kelimelerden daha fazlasıdır (kelimelerden daha fazlası)
    Quand ta parole me touche, sur ma peau, j’sens les maux (j’sens les maux)
    – Sözün bana dokunduğunda, tenimde kötülükleri hissediyorum (kötülükleri hissediyorum)
    Ton cœur est tellement maléfique que sa noirceur est magnifique (ah-ah)
    – Kalbin o kadar kötü ki karanlığı muhteşem (ah-ah)
    Ta maladie est atypique, t’es juste un pervers narcissique
    – Hastalığınız alışılmadık, sen sadece narsisistik bir sapıksın

    C’qui sort de ta bouche sont plus que des mots
    – Ağzından çıkan şey kelimelerden daha fazlasıdır
    Quand ta parole me touche, sur ma peau, j’sens les maux
    – Sözün bana dokunduğunda, tenimde, kötülükleri hissediyorum
    Ton cœur est tellement maléfique que sa noirceur est magnifique
    – Kalbin o kadar kötü ki karanlığı muhteşem
    Ta maladie est atypique, t’es juste un pervers narcissique
    – Hastalığınız alışılmadık, sen sadece narsisistik bir sapıksın
  • Foals – Spanish Sahara İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Foals – Spanish Sahara İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    So I walked into the haze
    – Bu yüzden pusun içine girdim
    And a million dirty waves
    – Ve bir milyon kirli dalga
    Now I see you lying there
    – Şimdi seni orada yatarken görüyorum
    Like a lilo losing air, air
    – Hava kaybeden bir lilo gibi, hava

    Black rocks and the shoreline sand
    – Siyah kayalar ve kıyı kumu
    Still dead summer I cannot bear
    – Hala ölü yaz dayanamıyorum
    And I wipe the sand from my eyes
    – Ve gözlerimdeki kumu siliyorum
    The Spanish Sahara, the place that you’d wanna
    – İspanyol Sahra, istediğin yer
    Leave the horror here
    – Dehşeti burada bırak

    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Leave it all down here
    – Hepsini burada bırak.
    It’s future rust and it’s future dust
    – Gelecekteki pas ve gelecekteki toz

    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Leave it all down here
    – Hepsini burada bırak.
    It’s future rust and it’s future dust
    – Gelecekteki pas ve gelecekteki toz

    Now the waves they drag you down
    – Şimdi dalgalar seni aşağı sürüklüyor
    Carry you to broken ground
    – Seni kırık toprağa taşıyacağım
    But I’ll find you in the sand
    – Ama seni kumda bulacağım
    Wipe you clean with dirty hands
    – Kirli ellerle silerek temizleyin

    So goddamn this boiling space
    – Lanet olası bu kaynar alan
    The Spanish Sahara, the place that you’d wanna
    – İspanyol Sahra, istediğin yer
    Leave the horror here
    – Dehşeti burada bırak

    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Leave it all down here
    – Hepsini burada bırak.
    It’s future rust and it’s future dust
    – Gelecekteki pas ve gelecekteki toz

    I’m the fury in your head
    – Kafandaki öfke benim.
    I’m the fury in your bed
    – Ben senin yatağındaki öfkeyim
    I’m the ghost in the back of your head
    – Kafanın arkasındaki hayaletim.
    ‘Cause I am
    – Çünkü öyleyim

    I’m the fury in your head
    – Kafandaki öfke benim.
    I’m the fury in your bed
    – Ben senin yatağındaki öfkeyim
    I’m the ghost in the back of your head
    – Kafanın arkasındaki hayaletim.
    ‘Cause I am
    – Çünkü öyleyim

    I’m the fury in your head
    – Kafandaki öfke benim.
    I’m the fury in your bed
    – Ben senin yatağındaki öfkeyim
    I’m the ghost in the back of your head
    – Kafanın arkasındaki hayaletim.
    ‘Cause I am
    – Çünkü öyleyim

    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Forget the horror here
    – Buradaki dehşeti unut
    Leave it all down here
    – Hepsini burada bırak.
    It’s future rust and it’s future dust
    – Gelecekteki pas ve gelecekteki toz

    A choir of furies in your head
    – Kafanda bir öfke korosu
    A choir of furies in your bed
    – Yatağında bir öfke korosu
    I’m the ghost in the back of your head
    – Kafanın arkasındaki hayaletim.
    ‘Cause I am
    – Çünkü öyleyim

    A choir of furies in your head
    – Kafanda bir öfke korosu
    A choir of furies in your bed
    – Yatağında bir öfke korosu
    I’m the ghost in the back of your head
    – Kafanın arkasındaki hayaletim.
    ‘Cause I am
    – Çünkü öyleyim

    A choir of furies in your head
    – Kafanda bir öfke korosu
    A choir of furies in your bed
    – Yatağında bir öfke korosu
    I’m the ghost in the back of your head
    – Kafanın arkasındaki hayaletim.
    ‘Cause I am
    – Çünkü öyleyim
  • Zaoui – Laisse aller ton corps Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Zaoui – Laisse aller ton corps Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Je crois qu’on crie encore mon nom
    – Sanırım hala adımı haykırıyoruz.
    Je crois qu’on crie encore mon nom
    – Sanırım hala adımı haykırıyoruz.
    Je crois qu’on crie encore mon nom
    – Sanırım hala adımı haykırıyoruz.
    Je crois qu’on crie encore mon nom
    – Sanırım hala adımı haykırıyoruz.

    Je crois qu’on crie encore mon nom sur les platines
    – Sanırım hala pikaplarda adımı haykırıyoruz.
    Je crois qu’on veut encore du son dans les machines
    – Sanırım hala makinelerde ses istiyoruz
    Je crois qu’on a encore les flashs dans la rétine
    – Sanırım retinada hala flaşlar var.
    Et qu’on veut pas rentrer maintenant dans la routine
    – Ve şimdi rutine geri dönmek istemediğimizi
    Je crois que Paris veut danser dans la Jungle
    – Sanırım Paris ormanda dans etmek istiyor
    Abandonner nos corps dans la pampa
    – Pampalarda bedenlerimizi terk etmek
    À minuit, matador pour ces Geishas
    – Gece yarısı, bu Geyşalar için matador
    À 2 h sans effort loin de bla-bla-bla
    – Saat 2’de zahmetsizce falan filan uzaklaşın

    Je veux qu’tu danses dans le club, pas de mister
    – Kulüpte dans etmeni istiyorum, bayım.
    Je veux qu’tu prennes tout ton pied loin des clusters
    – Bütün ayağını kümelerden uzak tutmanı istiyorum.
    Je veux des cris sur la piste (ouh)
    – Yolda çığlıklar istiyorum (ooh)
    J’ai mis ton nom sur la liste
    – Adını listeye koydum.

    Je veux qu’tu joues toute ta vie comme un acteur
    – Hayatın boyunca bir aktör gibi oynamanı istiyorum.
    Je veux qu’tu rides toute la nuit comme un surfer
    – Bütün gece sörfçü gibi binmeni istiyorum.
    Tu veux ta bouche sur la sienne
    – Ağzının onun ağzında olmasını istiyorsun.
    Je veux ta langue sur la mienne
    – Dilini benimkinde istiyorum

    Laisse aller ton corps
    – Vücudunu bırak
    Le dance floor est à toi
    – Dans pisti senin
    Jusqu’à midi sans effort
    – Çaba harcamadan öğlene kadar
    Jusqu’à midi sans effort
    – Çaba harcamadan öğlene kadar
    Laisse aller ton corps
    – Vücudunu bırak
    Le dance floor est à toi
    – Dans pisti senin
    Je sais que demain attendra
    – Biliyorum yarın bekleyecek
    Oh oui demain attendra
    – Oh evet yarın bekleyecek

    Je crois qu’on crie encore mon nom dans le club
    – Sanırım kulüpte hala adımı haykırıyoruz.
    Je crois qu’on veut danser sur les subs
    – Sanırım denizaltılarla dans etmek istiyoruz.
    Je crois qu’on a encore dans les pupilles
    – Sanırım hala koğuşlardayız.
    L’amour déclore en face qui nous sublime
    – Aşk önümüzde çiçek açar bizi yücelten

    Je crois que Paris veut nager dans le vice
    – Bence Paris ahlaksızlıkta yüzmek istiyor.
    Abandonner nos âmes dans le ciel
    – Gökyüzündeki ruhlarımızdan vazgeçmek
    À minuit, matador tous les risques
    – Gece yarısı, matador tüm riskleri
    À deux heures sans effort améthyste
    – Çaba harcamadan saat ikide ametist

    Je veux qu’tu danses dans le club, pas de mister
    – Kulüpte dans etmeni istiyorum, bayım.
    Je veux qu’tu prennes tout ton pied loin des clusters
    – Bütün ayağını kümelerden uzak tutmanı istiyorum.
    Je veux des cris sur la piste (ouh)
    – Yolda çığlıklar istiyorum (ooh)
    J’ai mis ton nom sur la liste
    – Adını listeye koydum.

    Laisse aller ton corps
    – Vücudunu bırak
    Le dance floor est à toi
    – Dans pisti senin
    Jusqu’à midi sans effort
    – Çaba harcamadan öğlene kadar
    Jusqu’à midi sans effort
    – Çaba harcamadan öğlene kadar
    Laisse aller ton corps
    – Vücudunu bırak
    Le dance floor est à toi
    – Dans pisti senin
    Je sais que demain attendra
    – Biliyorum yarın bekleyecek
    Oh oui demain attendra
    – Oh evet yarın bekleyecek

    Laisse aller ton
    – Bırak gitsin
    Laisse aller ton
    – Bırak gitsin
    Laisse aller ton
    – Bırak gitsin
    Bla, bla, bla
    – Falan, filan, filan

    Je veux qu’tu danses dans le club, pas de mister (laisse aller ton)
    – Kulüpte dans etmeni istiyorum, hayır bayım (bırak gitsin)
    Je veux qu’tu prennes tout ton pied loin des clusters (laisse aller ton)
    – Bütün ayağını kümelerden uzak tutmanı istiyorum (bırak gitsin)
    Je veux des cris sur la piste (laisse aller ton)
    – Yolda çığlıklar istiyorum (bırak gitsin)
    J’ai mis ton nom sur la liste (laisse aller ton)
    – Adını listeye koydum (bırak gitsin)

    Je veux qu’tu joues toute ta vie comme un acteur (laisse aller ton)
    – Tüm hayatın boyunca bir aktör gibi oynamanı istiyorum (bırak gitsin)
    Je veux qu’tu rides toute la nuit comme un surfeur (laisse aller ton)
    – Bütün gece sörfçü gibi sürmeni istiyorum (bırak gitsin)
    Tu veux ta bouche sur la sienne (laisse aller ton)
    – Ağzının onun üzerinde olmasını istiyorsun (bırak gitsin)
    Je veux ta langue sur la mienne
    – Dilini benimkinde istiyorum

    Laisse aller ton corps
    – Vücudunu bırak
    Le dance floor est à toi
    – Dans pisti senin
    Jusqu’à midi sans effort
    – Çaba harcamadan öğlene kadar
    Jusqu’à midi sans effort
    – Çaba harcamadan öğlene kadar
    Laisse aller ton corps
    – Vücudunu bırak
    Le dance floor est à toi
    – Dans pisti senin
    Je sais que demain attendra
    – Biliyorum yarın bekleyecek
    Oh oui demain attendra
    – Oh evet yarın bekleyecek

    Laisse aller ton corps, laisse aller ton corps
    – Bırak bedenini, bırak bedenini
    Laisse aller ton corps, laisse aller ton corps
    – Bırak bedenini, bırak bedenini
    Laisse aller ton corps, laisse aller ton corps
    – Bırak bedenini, bırak bedenini
    Laisse aller ton corps, laisse aller ton corps
    – Bırak bedenini, bırak bedenini
    Laisse aller ton
    – Bırak gitsin
  • Camille Schneyder – Dans mon dos Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Camille Schneyder – Dans mon dos Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    J’m’étais promis (promis)
    – Kendime söz verdim (söz verdim)
    De rester loin de toi, de ne plus croiser tes pas
    – Senden uzak durmak, adımlarını bir daha geçmemek için
    Dans mes souvenirs (souvenirs)
    – Anılarımda (anılar)
    Le sort est tombé sur toi comme un mauvais karma
    – Büyü sana kötü karma gibi düştü

    Les images et le son dans ma tête
    – Kafamdaki görüntüler ve ses
    L’histoire est terminée, fin du game (fin du game)
    – Hikaye bitti, oyunun sonu (oyunun sonu)
    J’me demande si au fond tu regrettes
    – Derinlerde pişman olup olmadığını merak ediyorum
    C’est si bête (c’est si bête)
    – Çok aptalca (çok aptalca)

    Si le ciel se déchaine, dis-moi où ça nous mène
    – Gökyüzü çılgına dönerse, bizi nereye götürdüğünü söyle
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos
    – Seni neden arkamdan vurdu
    Je passe de l’amour à la haine, un défaut d’oxygène
    – Aşktan nefrete gidiyorum, oksijen eksikliği
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)
    Ma mémoire est courte mais j’n’oublie pas (j’n’oublie pas, pas)
    – Hafızam kısa ama unutmuyorum (Unutmuyorum, unutmuyorum)
    Tes lèvres qui bougent mais je n’entends pas
    – Dudakların kıpırdıyor ama duyamıyorum
    J’passe de l’amour à la haine, un défaut d’oxygène
    – Aşktan nefrete geçiyorum, oksijen eksikliği
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)

    J’aurais dû l’sentir (l’sentir)
    – Hissetmeliydim (hissettim)
    Tu sais j’ai pris sur moi, je réalisais pas non
    – Bunu kendi üzerime aldığımı biliyorsun, fark etmedim hayır
    Prête à bondir (bondir)
    – Saldırmaya hazır (saldırmaya)
    La douleur me lâche pas faut que l’histoire s’arrête là
    – Acı beni bırakmıyor, hikaye orada bitmeli

    Les images et le son dans ma tête
    – Kafamdaki görüntüler ve ses
    L’histoire est terminée, fin du game (fin du game)
    – Hikaye bitti, oyunun sonu (oyunun sonu)
    J’me demande si au fond tu regrettes
    – Derinlerde pişman olup olmadığını merak ediyorum
    C’est si bête (c’est si bête)
    – Çok aptalca (çok aptalca)

    Si le ciel se déchaine, dis-moi où ça nous mène
    – Gökyüzü çılgına dönerse, bizi nereye götürdüğünü söyle
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos
    – Seni neden arkamdan vurdu
    Je passe de l’amour à la haine, un défaut d’oxygène
    – Aşktan nefrete gidiyorum, oksijen eksikliği
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)
    Ma mémoire est courte mais j’n’oublie pas (j’n’oublie pas, pas)
    – Hafızam kısa ama unutmuyorum (Unutmuyorum, unutmuyorum)
    Tes lèvres qui bougent mais je n’entends pas
    – Dudakların kıpırdıyor ama duyamıyorum
    J’passe de l’amour à la haine, un défaut d’oxygène
    – Aşktan nefrete geçiyorum, oksijen eksikliği
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)

    Les images et le son dans ma tête
    – Kafamdaki görüntüler ve ses
    L’histoire est terminée, fin du game
    – Hikaye bitti, oyunun sonu
    J’me demande si au fond tu regrettes
    – Derinlerde pişman olup olmadığını merak ediyorum
    C’est si bête (c’est si bête)
    – Çok aptalca (çok aptalca)

    Si le ciel se déchaine, dis-moi où ça nous mène
    – Gökyüzü çılgına dönerse, bizi nereye götürdüğünü söyle
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos
    – Seni neden arkamdan vurdu
    Je passe de l’amour à la haine, un défaut d’oxygène
    – Aşktan nefrete gidiyorum, oksijen eksikliği
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)
    Ma mémoire est courte mais j’n’oublie pas (j’n’oublie pas, pas)
    – Hafızam kısa ama unutmuyorum (Unutmuyorum, unutmuyorum)
    Tes lèvres qui bougent mais je n’entends pas
    – Dudakların kıpırdıyor ama duyamıyorum
    J’passe de l’amour à la haine, un défaut d’oxygène
    – Aşktan nefrete geçiyorum, oksijen eksikliği
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)

    Pourquoi t’a tiré ouais, pourquoi t’a tiré
    – Neden seni vurdu evet, neden seni vurdu
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)
    Pourquoi t’a tiré ouais, pourquoi t’a tiré
    – Neden seni vurdu evet, neden seni vurdu
    Pourquoi t’a tiré dans mon dos (dans mon dos)
    – Seni neden arkamdan vurdu (arkamdan)