落葉無歸根 單絲不成線 – Düşen yaprakların kökleri yoktur, monofilament bir iplik değildir 無所寄託 亦無心流浪 – Rızkınız ve dolaşmaya niyetiniz yok 你把紅豆贈我不如寫我一首歌 – Bana kırmızı fasulye verirsen, neden bana bir şarkı yazmıyorsun? 落款你的名字 工整又好看 – Ödeme yaptığınızda adınız düzgün ve güzel
若把你比作歌 – Eğer seni bir şarkıyla karşılaştırırsam 你便是那高山流水 – Sen yüksek dağlar ve nehirlersin 佳人伴舞 天地伴舞 – Güzellik eşliğinde, dünya eşliğinde, dünya eşliğinde 絕弦的美 – Dizelerin güzelliği
若把你比作歌 – Eğer seni bir şarkıyla karşılaştırırsam 歌寫的我纏綿悱惻 – Şarkı benim tarafımdan yazılmıştır kalıcı ve duygusal 恆順眾生 遷走我魂 – Hengshun duyarlı varlıklar ruhumu uzaklaştırıyor 絕弦的美 – Dizelerin güzelliği
落葉無歸根 單絲不成線 – Düşen yaprakların kökleri yoktur, monofilament bir iplik değildir 有嘴無心 亦有才無命 – Ağzınız varsa ve niyetiniz yoksa, yeteneğiniz ve hayatınız yoktur. 不一起看星星 星星它亮有什麼用 – Yıldızlara birlikte bakmamanın ne faydası var? 你我矢志不渝 舉案又齊眉 – Sen ve ben davayı tekrar gündeme getirmeye kararlıyız.
若把你比作歌 – Eğer seni bir şarkıyla karşılaştırırsam 你便是那高山流水 – Sen yüksek dağlar ve nehirlersin 佳人伴舞 天地伴舞 – Güzellik eşliğinde, dünya eşliğinde, dünya eşliğinde 絕弦的美 – Dizelerin güzelliği
若把你比作歌 – Eğer seni bir şarkıyla karşılaştırırsam 歌寫的我纏綿悱惻 – Şarkı benim tarafımdan yazılmıştır kalıcı ve duygusal 恆順眾生 遷走我魂 – Hengshun duyarlı varlıklar ruhumu uzaklaştırıyor 絕弦的美 – Dizelerin güzelliği
It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün If not today, then when, I say – Bugün değilse, o zaman ne zaman diyorum It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün
Though the sun may not be bright – Güneş parlak olmasa da The sun may not be bright – Güneş parlak olmayabilir If we look inside our souls there’s light – Ruhlarımızın içine bakarsak ışık vardır It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün
Though the blanket’s rags and torn – Battaniyenin paçavraları ve yırtılmış olmasına rağmen The blanket’s rags and torn – Battaniyenin paçavraları ve yırtılmış Turn my eyes to you, there’s a warmth there, too – Gözlerimi sana çevir, orada da bir sıcaklık var It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün
It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün If not today, then when, I say – Bugün değilse, o zaman ne zaman diyorum It’s a good enough day to love – Sevmek için yeterince güzel bir gün
Hej ty, co právě chceš mě zabít – Hey, sadece beni öldürmek istiyorsun. Dej mi naposled vína napít – Bana son bir kadeh şarap ver. Máš moc vteřiny vzít a tajit – Sen saniye sürebilir ve gizlemek için güce sahip Půlnoc, už vdova můžeš být – Gece yarısı, dul olabilirsin
Poslední lásko, můžu ti kvéra nabít – Son aşk, sorgunu talep edebilirim Lásko, v bolesti sílu najít – Aşk, acı içinde, bulma gücü Lásko, teď pojďme tančit, slavit – Aşk, şimdi dans edelim, kutlayalım Spal mě a zítra víc už nic – Benimle yattı ve yarın başka bir şey yok.
Zahrajte tango, to tango, které s tebou zatočí – Tango çal, seninle dönen tango Naposled dívám se ti do očí – Gözlerine son baktığımda Kdo tady diriguje tango, poslední tango – Tangoyu kim yönetiyor, Son tango Zahrajte tango, to tango, které se mnou zatočí – Tango çal, beni döndüren tango Právě se dívám smrti do očí – Ölümün gözlerine bakıyorum. Ona tu diriguje tango, poslední tango – Tangoyu yönetiyor, Son tangoyu.
Sázka na víru je tak hravá – İnanç üzerine bahis çok eğlenceli Láska v okovech je ta pravá – Zincirlerde aşk birdir Žárlím, jehla je krásně dravá – Kıskanıyorum, iğne güzel yırtıcı Spálím, co tíhou může být – Ne kadar kilo verebilirim
Poslední lásko, můžeš si kvéra nabít – Son aşk, quero’nuzu şarj edebilirsiniz Lásko, do žil mi spásu vpravit – Aşk, damarlarıma kurtuluş koy Lásko, je půlnoc pojď mě zradit – # Aşkım, gece yarısı # # gel bana ihanet et # Zab mě a víc už nic – Beni öldür ve başka bir şey yok
Zahrajte tango, to tango, které se mnou zatočí – Tango çal, beni döndüren tango Naposled dívám se ti do očí – Gözlerine son baktığımda Kdo tady diriguje tango, poslední tango – Tangoyu kim yönetiyor, Son tango
Zahrajte tango, to tango, které se mnou zatočí – Tango çal, beni döndüren tango Právě se dívám smrti do očí – Ölümün gözlerine bakıyorum. Ty tady diriguješ tango, poslední tango – Tangoyu sen yönetiyorsun, Son tangoyu. Milujem tango, to tango, které s námi zatočí – Tangoyu seviyorum, bizimle dönen tangoyu Když díváme se sobě do očí – Birbirimizin gözlerine baktığımızda Kdo tady diriguje tango, poslední tango – Tangoyu kim yönetiyor, Son tango Milujem tango, to tango, které s námi zatočí – Tangoyu seviyorum, bizimle dönen tangoyu Když díváme se smrti do očí – Ölümün gözlerine baktığımızda Ona tu diriguje tango, poslední tango. – Tangoyu yönetiyor, Son tangoyu.
Με ασπιρίνες και ποτά – Aspirin ve içecekler ile Έχω στριμώξει τόσους μήνες – Aylardır köşeye sıkıştırıldım. Σε αποθήκες και βιτρίνες – Depolarda ve vitrinlerde Μες στου μυαλού μου τα σβηστά – Aklımda onlar silindi Μα αναμνήσεις είναι αυτές – Ama bunlar anılar Και με θορύβους με τρομάζουν – Ve seslerle beni korkutuyorlar Το όνομά σου, μου φωνάζουν – Senin adın, beni arıyorlar. Και με φορτώνουν ενοχές – Ve beni suçlulukla yüklüyorlar
Είναι αργά, πολύ αργά – Çok geç, çok geç Να ‘ρθώ σκιά στα σκοτεινά – Karanlıkta gölge olmak Και να σ’ ανάψω μια συγγνώμη – Ve sana bir özür yak Είναι αργά, αργά για μας – Çok geç, bizim için çok geç Σε άλλο ώμο ακουμπάς – Başka bir omzuna yaslanıyorsun Άγραφοι νόμοι – Yazılı olmayan yasalar Οι νόμοι της κάθε καρδιάς – Her kalbin yasaları
Ποιος σου φτιάχνει τη μέρα – Gününü kim yapar Με μια καλημέρα – Günaydın ile Σ’ αγγίζει στο πρόσωπο και βλέπει φως – Yüzüne dokunuyor ve ışığı görüyor Ποιος εκεί ξενυχτάει – Kim bütün gece ayaktadır? Κρυφά σε κοιτάει – Gizlice sana bakıyor Σαν κλείνεις τα βλέφαρα -ποιος τυχερός- – Sanki göz kapaklarını kapatıyormuşsun gibi -kim şanslı- Ποιος σου φτιάχνει τη μέρα – Gününü kim yapar Με μια καλημέρα – Günaydın ile Κρατιέται στο βλέμμα σου σαν ναυαγός – Bir kazazede gibi bakışlarında tutuldu Ποιος στου δρόμου τη μέση – Yolun ortasında kim var Σε πιάνει απ’ τη μέση -ποιος τυχερός- – Seni ortada yakalar – kim şanslı- Ποιος μου πήρε τη θέση –ποιος τυχερός- – Benim yerimi kim aldı-kim şanslı-
Με καταδιώκεις βουητό – Beni kovalıyorsun, mırıldanıyorsun. Στην πόλη που ‘χει ησυχάσει – Sessiz olan şehirde Μ’ έχεις κρυφά εξουσιάσει – Beni gizlice yönettin Με της σιωπής σου την ηχώ – Sessizliğinle Yankı Απόψε πόνος ιερός – Bu gece acı kutsal Για τόσα λάθη, αν μ’ αγιάσει – Bu kadar çok hata için, eğer beni kutsarsa Θα καταλήξει σε μια φράση – Bir cümleye inecek Πως “όποιος σ’ έχει τυχερός” – “Kim şanslıysa”
Είναι αργά, πολύ αργά – Çok geç, çok geç Να ‘ρθώ σκιά στα σκοτεινά – Karanlıkta gölge olmak Και να σ’ ανάψω μια συγγνώμη – Ve sana bir özür yak Είναι αργά, αργά για μας – Çok geç, bizim için çok geç Σε άλλο ώμο ακουμπάς – Başka bir omzuna yaslanıyorsun Άγραφοι νόμοι – Yazılı olmayan yasalar Οι νόμοι της κάθε καρδιάς – Her kalbin yasaları
Ποιος σου φτιάχνει τη μέρα – Gününü kim yapar Με μια καλημέρα – Günaydın ile Σ’ αγγίζει στο πρόσωπο και βλέπει φως – Yüzüne dokunuyor ve ışığı görüyor Ποιος εκεί ξενυχτάει – Kim bütün gece ayaktadır? Κρυφά σε κοιτάει – Gizlice sana bakıyor Σαν κλείνεις τα βλέφαρα -ποιος τυχερός- – Sanki göz kapaklarını kapatıyormuşsun gibi -kim şanslı- Ποιος σου φτιάχνει τη μέρα – Gününü kim yapar Με μια καλημέρα – Günaydın ile Κρατιέται στο βλέμμα σου σαν ναυαγός – Bir kazazede gibi bakışlarında tutuldu Ποιος στου δρόμου τη μέση – Yolun ortasında kim var Σε πιάνει απ’ τη μέση -ποιος τυχερός- – Seni ortada yakalar – kim şanslı- Ποιος μου πήρε τη θέση – Benim yerimi kim aldı
Γεννήθηκα και ντύθηκα – Doğdum ve giyindim Φωτιά για σένα – Senin için ateş Να σε ζεσταίνει – Seni ısıtmak için Έρω έρωτα μεγάλε – ERO Cupid büyük adam Τα χείλη μου στα χείλη σου – Dudaklarım dudaklarında Είναι ταγμένα – Onlar emredildi Πώς να στο πω – Sana nasıl söylerim Σε θέλω εδώ – Seni burada istiyorum Σε θέλω εδώ – Seni burada istiyorum
Άιντε – Eıde Ώπα – Vay canına. Τα φιλιά σου μαχαίρι – Öpücük bıçağın Κάψ’τα όλα – Hepsini yak Βάλε μου φωτιά – Beni ateşe ver Άιντε – Eıde Πάμε – Gitmek Σ’ άλλη γη σ’ άλλα μέρη – Başka bir ülkede başka yerlerde Κάν’ τη σπίθα – Kıvılcımı yap Τώρα πυρκαγιά – Şimdi ateş et
Γεννήθηκα και ντύθηκα – Doğdum ve giyindim Φωτιά για σένα – Senin için ateş Να σε ζεσταίνει – Seni ısıtmak için Έρω έρωτα μεγάλε – ERO Cupid büyük adam Τα χείλη μου στα χείλη σου – Dudaklarım dudaklarında Είναι ταγμένα – Onlar emredildi Πώς να στο πω – Sana nasıl söylerim Σε θέλω εδώ – Seni burada istiyorum
Ooh, ooh, ooh what am I supposed to do – Ooh, ooh, ooh ne yapmam gerekiyor She seemed a nice girl but she is one too – İyi bir kız gibi görünüyordu ama o da öyle What’s going on? I can’t understand it – Neler oluyor? Bunu anlayamıyorum. Something went wrong – I’m a starsign magnet – Bir şeyler ters gitti – Ben bir yıldız işareti mıknatısıyım I try to hide it but they just keep coming – Saklamaya çalışıyorum ama gelmeye devam ediyorlar. Bad bitching babes getting my guitar strumming – Kötü bitching babes Başlarken benim guitar strumming Every single time I’m getting sucked in – Her seferinde içine çekiliyorum Those Scorpio girls always seem to win – Bu Akrep kızları her zaman kazanıyor gibi görünüyor
Scorpiorpiorpio Scorpio girls – Scorpiorpiorpio Akrep kızlar Scorpiorpiorpios rocking my world – Scorpiorpiorpios dünyamı sallıyor Scorpiorpiorpios every time for the – Scorpiorpiorpios için her zaman Scorpio girls I’m a hungry enzyme – Akrep kızları ben aç bir enzimim
Thrice bitten thrice shy but I’m every time a sucker – Üç kez ısırıldı üç kez utangaç ama her seferinde bir emiciyim See a Scorpio – Bir Akrep gör She’s seductive coz she’s cool like a dipper – Baştan çıkarıcı çünkü bir kepçe gibi havalı You get hot like a roskie and you’re actin like a gripper – Bir roskie gibi ısınıyorsun ve bir tutucu gibi hareket ediyorsun Better chill out like monkey in the tree – Ağaçtaki maymun gibi sakin olsan iyi olur Because she will take your fins and throw you back in the sea – Çünkü yüzgeçlerini alıp seni denize geri atacak. Ain’t a love song but I just got to sing it – Bu bir aşk şarkısı değil ama sadece söylemeliyim Scorpio girl, sting it baby sting it – Akrep kızı, sok bebeğim sok
Scorpiorpiorpio Scorpio girls – Scorpiorpiorpio Akrep kızlar Scorpiorpiorpios rocking my world – Scorpiorpiorpios dünyamı sallıyor Scorpiorpiorpios every time for the – Scorpiorpiorpios için her zaman Scorpio girls I’m a hungry enzyme – Akrep kızları ben aç bir enzimim
They’re bad, they’re glad they’re bad – Kötüler, kötü olduklarına sevindiler Those gals I had, they made me sad so mad – Sahip olduğum kızlar beni çok üzdüler. Acting like a fool, crazy bout them but they’re cool, cool, cool – Aptal gibi davranmak, onlara deli olmak ama havalı, havalı, havalı Spunky like a spunka, she’s got a lot of spunk – Bir spunka gibi cesur, çok fazla cesaret var Think you want some of that Scorpio funk – O Akrep korkağından biraz istediğini düşün I do too, what am I supposed to do – Ben de yapıyorum, ne yapmam gerekiyor She seemed a nice girl but she is one too – İyi bir kız gibi görünüyordu ama o da öyle
I know where it’s at – Nerede olduğunu biliyorum. I know where it’s at (I know where it’s at) – Nerede olduğunu biliyorum (nerede olduğunu biliyorum) I know where it’s at – Nerede olduğunu biliyorum. I know where it’s at (I know where it’s at) – Nerede olduğunu biliyorum (nerede olduğunu biliyorum)
I know (I know) I know where it’s at – Biliyorum (biliyorum) Nerede olduğunu biliyorum If you wanna have a good time – Eğer iyi vakit geçirmek istiyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know you’ve got something on your mind – Aklında bir şey olduğunu biliyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum)
If you know that you wanna get on down – Eğer aşağı inmek istediğini biliyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) Don’t deny, don’t be shy – just come around – İnkar etme, utangaç olma – sadece gel
I’ve been watching you and I know you like to party, baby – Seni izliyordum ve parti yapmayı sevdiğini biliyorum bebeğim And you know that, that sounds really good to me, yeah – Ve bunu biliyorsun, bu bana gerçekten iyi geliyor, evet Everybody wants to hang out at my party, baby – Herkes benim partimde takılmak istiyor bebeğim Don’t you know that this is the only place to be – Bunun olması gereken tek yer olduğunu bilmiyor musun (Don’t you wanna come and see, yeah) – (Gelip görmek istemez misin, evet)
If you know that you wanna get on down (wanna get on down) – Eğer aşağı inmek istediğini biliyorsan (aşağı inmek istiyorsan) No need to worry cos All Saints will be around – Endişelenmene gerek yok çünkü Tüm Azizler etrafta olacak So if you’re feeling kinda low, oh baby don’t – Yani biraz düşük hissediyorsan, oh bebeğim yapma Cos I’ll be here right (right here) by your side (your side) ready to flow – Çünkü burada olacağım (tam burada) senin yanında (senin yanında) akmaya hazır
(I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you wanna have a good time – Eğer iyi vakit geçirmek istiyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know you’ve got something on your mind – Aklında bir şey olduğunu biliyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know that you wanna get on down – Eğer aşağı inmek istediğini biliyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) Don’t deny, don’t be shy – just come around – İnkar etme, utangaç olma – sadece gel (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum)
Move around and get on down do what you wanna, baby – Hareket et ve aşağı in istediğini yap bebeğim You’ve gotta be good, you’ve gotta be good and ready to go – İyi olmalısın, iyi olmalısın ve gitmeye hazır olmalısın I know you’ve been waiting for my party all your lifetime, baby – Hayatım boyunca partimi beklediğini biliyorum bebeğim Everybody in the whole world wants to know – Tüm dünyadaki herkes bilmek istiyor Everybody wants to know – Herkes bilmek istiyor
Can’t you see that there’s no one on the streets – Sokaklarda kimsenin olmadığını görmüyor musun? Cos everybody knows it’s where they’ve got to be – Çünkü herkes olması gereken yerin orası olduğunu biliyor.
(I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you wanna have a good time – Eğer iyi vakit geçirmek istiyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know you’ve got something on your mind – Aklında bir şey olduğunu biliyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know that you wanna get on down – Eğer aşağı inmek istediğini biliyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) Don’t deny, don’t be shy – just come around – İnkar etme, utangaç olma – sadece gel (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum)
1, 2, 3, 4, ‘Saints in da house – 1, 2, 3, 4, ‘Da house’daki Azizler You know where it’s at, hahaha ha – Nerede olduğunu biliyorsun, hahaha ha You know where it’s at, hahaha ha – Nerede olduğunu biliyorsun, hahaha ha
Well if you know that you like to party and you wanna get on down – Eğer partiden hoşlandığını biliyorsan ve aşağı inmek istiyorsan Let me tell you, baby, that you’ve come to the right town – Sana doğru şehre geldiğini söyleyeyim bebeğim. Cos it’s party time you’ve gotta get your groove up – Çünkü parti zamanı, kendini toparlamalısın. I know you wanna dance from night to dawn – Geceden şafağa dans etmek istediğini biliyorum Baby, got it going on, I don’t see nothing wrong – Bebeğim, devam ediyor, yanlış bir şey görmüyorum You dance pretty hot, and I know you like my song – Çok ateşli dans ediyorsun ve şarkımı sevdiğini biliyorum So move it, like that, rat-a-tat-tat, – Öyleyse kımılda, böyle, sıçan-a-tat-tat, Now we’ll confirm that you know where it’s at – Şimdi nerede olduğunu bildiğini doğrulayacağız. Just come around – Sadece gel
If you wanna have a good time (Oh yeah) – İyi vakit geçirmek istiyorsan (Oh evet) If you know you’ve got something on your mind – Aklında bir şey olduğunu biliyorsan (Got something on your mind) – (Aklında bir şey var) If you know that you wanna get on down (Wanna get on down) – Eğer aşağı inmek istediğini biliyorsan (Aşağı inmek istiyorsan) Don’t deny, don’t be shy – just come around (Just come around) – İnkar etme, utangaç olma – sadece gel (Sadece gel)
(I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you wanna have a good time (Oh yeah) – İyi vakit geçirmek istiyorsan (Oh evet) (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know you’ve got something on your mind – Aklında bir şey olduğunu biliyorsan (You got something on your mind) – (Aklında bir şey var) (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum)
If you know that you wanna get on down – Eğer aşağı inmek istediğini biliyorsan
(I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) Don’t deny, don’t be shy – just come around – İnkar etme, utangaç olma – sadece gel (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you wanna have a good time (Oh yeah) – İyi vakit geçirmek istiyorsan (Oh evet) (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know you’ve got something on your mind – Aklında bir şey olduğunu biliyorsan
(You got something on your mind) – (Aklında bir şey var) (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) If you know that you wanna get on down – Eğer aşağı inmek istediğini biliyorsan (I know where it’s at) – (Nerede olduğunu biliyorum) Don’t deny, don’t be shy – just come around – İnkar etme, utangaç olma – sadece gel
If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan Just come around – Sadece gel
If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan If you know that you wanna get down there – Eğer oraya gitmek istediğini biliyorsan Just come around, just come around, just come around – Sadece gel, sadece gel, sadece gel
Y’all know me, still the same O.G. but I been low-key – Hepiniz beni tanıyorsunuz, hala aynı O.G. ama ben alçakgönüllüydüm Hated on by most these niggas with no cheese, no deals and no G’s – Peynirsiz, anlaşmasız ve G’siz bu zencilerin çoğundan nefret ediyorum. No wheels and no keys, no boats, no snowmobiles, and no skis – Tekerlek yok, anahtar yok, tekne yok, kar motosikleti yok ve kayak yok Mad at me ’cause I can finally afford to provide my family with groceries – Sonunda aileme yiyecek sağlayabileceğim için bana kızgınsın. Got a crib with a studio and it’s all full of tracks – Stüdyosu olan bir beşiğimiz var ve hepsi parçalarla dolu To add to the wall full of plaques – Plaklarla dolu duvara eklemek için Hangin’ up in the office in back of my house like trophies – Evimin arkasındaki ofiste kupa gibi takılıyorum. Did y’all think I’ma let my dough freeze? – Hamurumun donmasına izin vereceğimi mi sandınız? Ho, please – Ho, lütfen You better bow down on both knees – Her iki dizine de eğilsen iyi olur. Who you think taught you to smoke trees? – Sana ağaç içmeyi kim öğretti sanıyorsun? Who you think brought you the oldies? – Sana eskileri kim getirdi sanıyorsun? Eazy-E’s, Ice Cubes, and D.O.C’s – Eazy-E’ler, Buz Küpleri ve D.O.C’ler The Snoop D-O-double-G’s – Snoop D-O-double-G’ler And the group that said motha fuck the police – Ve motha’nın polisi siktiğini söyleyen grup Gave you a tape full of dope beats – Sana uyuşturucu dolu bir kaset verdim. To bump when you stroll through in your hood – Kaputunda yürürken çarpmak için And when your album sales wasn’t doin’ too good – Ve albüm satışlarınız çok iyi gitmediğinde Who’s the Doctor they told you to go see? – Sana gitmeni söyledikleri Doktor kim? Y’all better listen up closely – Hepiniz yakından dinleseniz iyi olur. All you niggas that said that I turned pop – Babama dönüştüğümü söyleyen siz zenciler Or The Firm flopped – Veya Firma düştü Y’all are the reason that Dre ain’t been getting no sleep – Dre’nin uyumamasının sebebi sizsiniz. So fuck y’all, all of y’all – Hepinizin canı cehenneme, hepiniz If y’all don’t like me, blow me – Eğer benden hoşlanmıyorsanız, üfleyin beni
Y’all are gonna keep fucking around with me and turn me back to the old me – Benimle dalga geçip beni eski halime döndürmeye devam edeceksiniz.
Nowadays everybody wanna talk like they got somethin’ to say – Bugünlerde herkes söyleyecek bir şeyleri varmış gibi konuşmak istiyor.
But nothin’ comes out when they move their lips – Ama dudaklarını hareket ettirdiklerinde hiçbir şey çıkmıyor
Just a bunch’a gibberish – Sadece bir demet anlamsız And motherfuckers act like they forgot about Dre – Ve orospu çocukları Dre’yi unutmuş gibi davranıyorlar.
Nowadays everybody wanna talk like they got somethin’ to say – Bugünlerde herkes söyleyecek bir şeyleri varmış gibi konuşmak istiyor. But nothin’ comes out when they move their lips – Ama dudaklarını hareket ettirdiklerinde hiçbir şey çıkmıyor Just a bunch’a gibberish – Sadece bir demet anlamsız And motherfuckers act like they forgot about Dre – Ve orospu çocukları Dre’yi unutmuş gibi davranıyorlar.
So what do you say to somebody you hate? (what) – Nefret ettiğin birine ne dersin? (ne) Or anyone tryna bring trouble your way? – Yoksa sana bela getirmeye çalışan var mı? Wanna resolve things in a bloodier way? – İşleri daha kanlı bir şekilde çözmek ister misin? Just study a tape of N.W.A. – Sadece bir N.W.A kasetini inceleyin. One day I was walkin’ by – Bir gün geçiyordum With a Walkman on – Walkman açıkken When I caught a guy – Bir adamı yakaladığımda Give me an awkward eye (‘Chya lookin’ at?) – Bana garip bir göz at (‘Chya bakıyor mu?) And I strangled him up in the parking lot – Ve onu otoparkta boğdum. With his Karl Kani – Karl Kani ile birlikte I don’t give a fuck if it’s dark or not – Karanlık olup olmadığı umurumda değil. I’m harder than me tryna park a Dodge – Benden daha zorum bir Dodge park etmeye çalışıyorum When I’m drunk as fuck – Lanet gibi sarhoş olduğumda Right next to a humongous truck in a two-car garage – İki arabalık bir garajda devasa bir kamyonun hemen yanında Hoppin’ out with two broken legs – İki kırık bacakla zıplıyor Tryna walk it off – Yürümeye çalış Fuck you too bitch, call the cops – Seni de sikeyim kaltak, polisi ara.
I’ma kill you and them loud-ass motherfuckin’ barkin’ dogs – Seni ve o yüksek sesle havlayan köpekleri öldüreceğim.
And when the cops came through – Ve polisler geldiğinde Me and Dre stood next to a burnt down house – Ben ve Dre yanmış bir evin yanında durduk.
With a can full of gas and a hand full of matches – Benzin dolu bir kutu ve kibrit dolu bir el ile
And still weren’t found out (Right here) – Ve hala bulunamadı (Tam burada)
From here on out it’s the Chronic II – Şu andan itibaren Kronik II
Starting today and tomorrow’s anew – Bugünden başlayarak yarın yeniden
And I’m still loco enough to choke you to death with a Charleston Chew – Ve hala seni Charleston Çiğnemesiyle boğacak kadar deliyim.
Hotter then a set of twin babies – Bir dizi ikiz bebekten daha sıcak In a Mercedes Benz with the windows up – Pencereleri açık bir Mercedes Benz’de When the temp goes up to the mid-80’s – Sıcaklık 80’lerin ortasına yükseldiğinde Callin’ men ladies, sorry, Doc, but I been crazy – Erkekleri arıyorum bayanlar, üzgünüm Doktor, ama delirmiştim. There’s no way that you can save me – Beni kurtarmanın imkanı yok. It’s okay, go with him Hailie (Dada) – Sorun değil, onunla git Hailie (Baba)
Nowadays everybody wanna talk like they got somethin’ to say – Bugünlerde herkes söyleyecek bir şeyleri varmış gibi konuşmak istiyor. But nothin’ comes out when they move their lips – Ama dudaklarını hareket ettirdiklerinde hiçbir şey çıkmıyor
Just a bunch’a gibberish – Sadece bir demet anlamsız And motherfuckers act like they forgot about Dre – Ve orospu çocukları Dre’yi unutmuş gibi davranıyorlar.
Nowadays everybody wanna talk like they got somethin’ to say – Bugünlerde herkes söyleyecek bir şeyleri varmış gibi konuşmak istiyor. But nothin’ comes out when they move their lips – Ama dudaklarını hareket ettirdiklerinde hiçbir şey çıkmıyor Just a bunch’a gibberish – Sadece bir demet anlamsız And motherfuckers act like they forgot about Dre – Ve orospu çocukları Dre’yi unutmuş gibi davranıyorlar.
If it was up to me, you motherfuckers would stop coming up to me – Bana kalsaydı, siz orospu çocukları bana gelmeyi bırakırdınız. With your hands out looking up to me – Ellerin dışarıda bana bakarken Like you want something free – Sanki özgür bir şey istiyormuşsun gibi When my last CD was out, you wasn’t bumping me – Son CD’M çıktığında bana çarpmıyordun. But now that I got this little company – Ama şimdi bu küçük şirketi aldım Everybody wanna come to me like it was some disease – Herkes bana bir hastalıkmış gibi gelmek ister But you won’t get a crumb from me – Ama benden kırıntı alamayacaksın. ‘Cause I’m from the streets of C-Compton (Compton) – Çünkü ben C-Compton sokaklarındayım (Compton) I told ’em all, all them little gangstas – Hepsini anlattım, tüm o küçük gangsterleri. Who you think helped mold ’em all? – Sence hepsini şekillendirmeye kim yardım etti? Now you wanna run around talkin’ bout guns like I ain’t got none – Şimdi etrafta hiç silahım yokmuş gibi silahlarla konuşmak istiyorsun. What you think I sold ’em all, ’cause I stay well off? – İyi durumda kaldığım için hepsini sattığımı mı sanıyorsun? Now all I get is hate mail all day sayin’ Dre fell off – Şimdi tek aldığım, bütün gün Dre’nin düştüğünü söyleyen nefret postası What ’cause I been in the lab with a pen and a pad – Laboratuvarda kalem ve not defteriyle bulunduğum için mi? Tryna get this damn label off – Bu lanet etiketi çıkarmaya çalış I ain’t havin’ that – Buna sahip değilim. This is the millennium of Aftermath – Bu, Sonrasının binyılıdır It ain’t gonna be nothin’ after that – Bundan sonra hiçbir şey olmayacak. So give me one more platinum plaque and fuck rap, you can have it back – Bana bir platin plaket daha ver ve rap’i siktir et, geri alabilirsin So where’s all the Mad Rappers at – Peki tüm Çılgın Rapçiler nerede It’s like a jungle in this habitat – Bu habitattaki bir orman gibi But all you savage cats – Ama hepiniz vahşi kediler Know that I was strapped with gats – Ben gats ile sarılı olduğunu biliyorum While you were cuddling a Cabbage Patch – Bir Lahana Yamasına sarılırken
Nowadays everybody wanna talk like they got somethin’ to say – Bugünlerde herkes söyleyecek bir şeyleri varmış gibi konuşmak istiyor. But nothin’ comes out when they move their lips – Ama dudaklarını hareket ettirdiklerinde hiçbir şey çıkmıyor Just a bunch’a gibberish – Sadece bir demet anlamsız And motherfuckers act like they forgot about Dre – Ve orospu çocukları Dre’yi unutmuş gibi davranıyorlar.
Nowadays everybody wanna talk like they got somethin’ to say – Bugünlerde herkes söyleyecek bir şeyleri varmış gibi konuşmak istiyor. But nothin’ comes out when they move their lips – Ama dudaklarını hareket ettirdiklerinde hiçbir şey çıkmıyor Just a bunch’a gibberish – Sadece bir demet anlamsız And motherfuckers act like they forgot about Dre – Ve orospu çocukları Dre’yi unutmuş gibi davranıyorlar.
Nowadays everybody wanna talk like they got somethin’ to say – Bugünlerde herkes söyleyecek bir şeyleri varmış gibi konuşmak istiyor. But nothin’ comes out when they move their lips – Ama dudaklarını hareket ettirdiklerinde hiçbir şey çıkmıyor Just a bunch’a gibberish – Sadece bir demet anlamsız And motherfuckers act like they forgot about Dre – Ve orospu çocukları Dre’yi unutmuş gibi davranıyorlar.
Scar tissue that I wish you saw – Görmeni istediğim yara dokusu Sarcastic mister know it all – Alaycı bay her şeyi biliyor Close your eyes and I’ll kiss you ’cause – Gözlerini kapat ve seni öpeceğim çünkü With the birds I’ll share – Paylaşacağım kuşlarla
With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı
Push me up against the wall – Beni duvara doğru it Young Kentucky girl in a push-up bra – Push-up sütyen genç Kentucky kız Ah, fallin’ all over myself – Ah, kendi üzerime düşüyorum To lick your heart and taste your health, cause – Kalbini yalamak ve sağlığını tatmak için, neden
With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely view – Kuşlarla bu yalnız manzarayı paylaşacağım
Blood loss in a bathroom stall – Banyoda kan kaybı Southern girl with a scarlet drawl – Kırmızı ipli Güneyli kız Wave good-bye to ma’ and pa’ cause – Anneme ve babama el salla çünkü With the birds I’ll share – Paylaşacağım kuşlarla
With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı
Soft spoken with a broken jaw – Kırık bir çene ile yumuşak konuşulan Step outside but not to brawl – Dışarı çık ama kavga etmek için değil Autumn’s sweet we call it fall – Sonbaharın tatlısı biz buna sonbahar diyoruz I’ll make it to the moon if I have to crawl and – Eğer sürünmek zorunda kalırsam aya ulaşacağım ve
With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely view – Kuşlarla bu yalnız manzarayı paylaşacağım
Scar tissue that I wish you saw – Görmeni istediğim yara dokusu Sarcastic mister know it all – Alaycı bay her şeyi biliyor Close your eyes and I’ll kiss you cause – Gözlerini kapat ve seni öpeceğim çünkü With the birds I’ll share – Paylaşacağım kuşlarla
With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely viewin’ – Kuşlarla paylaşacağım bu yalnız manzarayı With the birds I’ll share this lonely view – Kuşlarla bu yalnız manzarayı paylaşacağım
Drums keeps pounding a rhythm to the brain – Davul beyne bir ritim vurmaya devam ediyor La-da da-da-dee – La-da-da-dee La-da da-da-da – La-da-da-da Drums keeps pounding a rhythm to the brain – Davul beyne bir ritim vurmaya devam ediyor La-da da-da-dee – La-da-da-dee La-da da-da-da – La-da-da-da
Drums keeps pounding a rhythm to the brain – Davul beyne bir ritim vurmaya devam ediyor La-da da-da-dee – La-da-da-dee La-da da-da-da – La-da-da-da Drums keeps pounding a rhythm to the brain – Davul beyne bir ritim vurmaya devam ediyor La-da da-da-dee – La-da-da-dee La-da da-da-da – La-da-da-da
Justin was once a young man – Justin bir zamanlar genç bir adamdı History has standard stage aha – Tarih standart aşama aha’ya sahiptir Many stands current there – Orada birçok stand mevcut [?] is anyone hear aha – [?] aha’yı duyan var mı
Drums keeps pounding a rhythm to the brain – Davul beyne bir ritim vurmaya devam ediyor La-da da-da-dee – La-da-da-dee La-da da-da-da – La-da-da-da Drums keeps pounding a rhythm to the brain – Davul beyne bir ritim vurmaya devam ediyor La-da da-da-dee – La-da-da-dee La-da da-da-da – La-da-da-da
And the beat goes on – Ve ritim devam ediyor And the beat goes on – Ve ritim devam ediyor And the beat goes on – Ve ritim devam ediyor And the beat goes on – Ve ritim devam ediyor And the beat goes on – Ve ritim devam ediyor The beat goes on – Ritim devam ediyor
Chris Jeday (Uah) – Chris Jeday (Uah) Anuel – Anuel’in
Dile que tú te enredaste en su piel y que es fácil ser fiel – Ona derisine bulaştığını ve sadık olmanın kolay olduğunu söyle Pero dile que tú no lo amas y que tú me reclamas (‘Clamas) – Ama ona onu sevmediğini ve beni talep ettiğini söyle (‘Ağlıyorsun) Y dile que tú no te vas a envolver, porque él te trate bien – Ve ona sarılmayacağını söyle, çünkü sana iyi davranıyor Porque tú todavía me llama y tú piensas en mi cama (Cama) – Çünkü hala beni arıyorsun ve yatağımda düşünüyorsun (Yatak)
Y dile que a veces en la vida nos toca perder – Ve ona bazen hayatta kaybetmemiz gerektiğini söyle Pero en esta pelea, él a mí no me gana, el a mí no me gana – Ama bu kavgada beni dövmüyor, dövmüyor Y dile que la vida es una y que tú eres mi luna – Ve ona hayatın bir olduğunu ve benim ayım olduğunu söyle Y que yo soy tu noche – Ve ben senin gecenim Y que la noche es larga, y que la noche es larga – Ve gecenin uzun olduğunu ve gecenin uzun olduğunu
Yo tan caliente y tu alma tan fría – Ben çok sıcak ve ruhun çok soğuk Mi cama se siente vacía – Yatağım boş hissediyor Yo no sé qué tú hiciste pero tú te fuiste – Ne yaptığını bilmiyorum ama gittin. Y te tengo en mi mente to’l el día – Ve seni o güne kadar aklımda tutuyorum
Baby, dime hasta cuándo voy a seguir esperando – Bebeğim, daha ne kadar bekleyeceğimi söyle Hasta ya yo te veo tu cara en el humo cuando estoy fumando – Şimdi bile sigara içerken yüzünü dumanın içinde görüyorum Y te trato de besar pero se desvanece el humo y tú te vas, eh – Ve seni öpmeye çalışıyorum ama duman sönüyor ve sen gidiyorsun, ha Y me voy en el Aventador pero choco con la realidad, eh – Ve Aventador’da gidiyorum ama gerçekle çarpışıyorum, ha
Y todas estas putas me llaman – Ve bütün bu fahişeler beni çağırıyor Pero yo te amo a ti na’ más, eh – Ama seni daha çok seviyorum, ha Y si nadie se ha muerto de amor – Ve eğer kimse aşktan ölmediyse ¿Por qué tu no viras pa’ atrás? Eh – Neden geri dönmüyorsun? Ha
Yo no quería perderte y el amor se enredo con la muerte – Seni kaybetmek istemedim ve aşk ölümle karıştı Mi conciencia me habla y me dice que toca olvidarte – Vicdanım benimle konuşuyor ve seni unutmanın zamanı geldiğini söylüyor Pero donde hubo fuego, las cenizas son pa’ recordarte, eh – Ama ateşin olduğu yerde, küller ‘seni hatırlamak için, ha Que tarde o temprano yo puedo volver a chingarte – Er ya da geç seni tekrar becerebileceğimi
Dile que tú te enredaste en su piel y que es fácil ser fiel – Ona derisine bulaştığını ve sadık olmanın kolay olduğunu söyle Pero dile que tú no lo amas y que tú me reclamas – Ama ona onu sevmediğini ve beni talep ettiğini söyle Y dile que tú no te vas a envolver, porque él te trate bien – Ve ona sarılmayacağını söyle, çünkü sana iyi davranıyor Porque tú todavía me llama y tú piensas en mi cama – Çünkü hala beni arıyorsun ve yatağımda düşünüyorsun
Y dile que a veces en la vida nos toca perder – Ve ona bazen hayatta kaybetmemiz gerektiğini söyle Pero en esta pelea, él a mí no me gana, el a mí no me gana – Ama bu kavgada beni dövmüyor, dövmüyor Y dile que la vida es una y que tú eres mi luna – Ve ona hayatın bir olduğunu ve benim ayım olduğunu söyle Y que yo soy tu noche – Ve ben senin gecenim Y que la noche es larga, y que la noche es larga – Ve gecenin uzun olduğunu ve gecenin uzun olduğunu
Bebé, no me dejes en el limbo – Bebeğim, beni belirsizlik içinde bırakma Recuerda cómo yo te chingo – Seni nasıl becerdiğimi hatırla Dicen que primero que martes, fue lunes – Her şeyden önce Salı günü Pazartesi olduğunu söylüyorlar Pero primero fue domingo – Ama önce Pazar günüydü.
Dile que yo tengo un Draco pintado de Versace pa’ él – Ona Draco’yu onun için bir Versace boyadığımı söyle. Y que yo me tatué en el pasado – Ve geçmişte dövme yaptırdığımı Y que un día tú vas a volver, te necesito – Ve bir gün geri dönüyorsun, sana ihtiyacım var Por ti yo me quemo en el fuego – Senin için ateşte yanıyorum Diablita, yo soy tu diablito – Küçük şeytan, ben senin küçük şeytanınım Extrañándote, extraño tus gritos – Seni özlüyorum, çığlıklarını özlüyorum Dile que ya tú eres mía, otra vez – Ona tekrar benim olduğunu söyle. Y que yo me enamoré de tu crito y de tu totito – Ve senin eleştirine ve totitona aşık olduğumu
Dile que se vaya y explícale que tú me la pones encima – Ona gitmesini söyle ve onu bana bindirdiğini açıkla. Y que tú me lo guaya, que ya cruzamos esa raya – Ve bunu bana soğuttuğunu, o çizgiyi çoktan aştığımızı Que soy el amor de tu vida, dile que el corazón de él con el mío – Hayatının aşkı olduğumu, ona kalbinin benimkiyle olduğunu söyle En su vida más nunca lo mida, que más nunca lo mida – Hayatında bir daha asla ölçme, bir daha asla ölçme
Dile que tú te enredaste en su piel y que es fácil ser fiel – Ona derisine bulaştığını ve sadık olmanın kolay olduğunu söyle Pero dile que tú no lo amas y que tú me reclamas – Ama ona onu sevmediğini ve beni talep ettiğini söyle Y dile que tú no te vas a envolver porque él te trate bien – Ve ona, sana doğru davrandığı için sarılmayacağını söyle. Porque tú todavía me llama y tú piensas en mi cama – Çünkü hala beni arıyorsun ve yatağımda düşünüyorsun
Y dile que a veces en la vida nos toca perder – Ve ona bazen hayatta kaybetmemiz gerektiğini söyle Pero en esta pelea, él a mí no me gana, el a mí no me gana – Ama bu kavgada beni dövmüyor, dövmüyor Y dile que la vida es una y que tú eres mi luna – Ve ona hayatın bir olduğunu ve benim ayım olduğunu söyle Y que yo soy tu noche – Ve ben senin gecenim Y que la noche es larga, y que la noche es larga – Ve gecenin uzun olduğunu ve gecenin uzun olduğunu Uah – Uah Anuel – Anuel’in Real hasta la muerte, ¿Oíste bebé? – Ölümüne gerçek, duydun mu bebeğim? Los intocables, Los Iluminatis – Dokunulmazlar, İlluminatiler Chris Jeday – Chris Jeday’in Gaby Music – Gaby Müzik
La’ mujere’ de espalda con la’ chapa’ pa’trá’ – ‘Chapa’ pa’tra’ ile sırtındaki ‘kadın’ A martilla’, ah, ah – Çekiçlemek için, ah, ah
Tra, tra, tra – Tra, tra, tra Tra, tra – Tra, tra Tra, tra, tra – Tra, tra, tra Tra, tra – Tra, tra
La útlima vez que te vi, me dijiste que to’ eso era mío – Seni en son gördüğümde, bunu bana ‘o benimdi’ demiştin. Y como quedé con gana’, yo te vo’a hacerte un lío – Ve gana’yla kaldığımda, seni mahvedeceğim. La última vez que te vi, me dijiste que to’ eso era mío – Seni son gördüğümde, yapmamı söylemiştin…’o benimdi Como quedé con gana’, yo te vo’a hacerte un lío – Gana’yla kaldığım gibi, seni mahvedeceğim Déjate ver, eh, eh, eh – Görünmene izin ver, hey, hey, hey Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim. Paso por ti a la’ die’, eh, eh – Senin için ‘ölüme’ geçiyorum, eh, eh Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim. Déjate ver, eh, eh, eh – Görünmene izin ver, hey, hey, hey Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim. Paso por ti a la’ die’, eh, eh – Senin için ‘ölüme’ geçiyorum, eh, eh Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim.
Tra, tra, tra – Tra, tra, tra Tra, tra – Tra, tra Tra, tra, tra – Tra, tra, tra Tra, tra – Tra, tra
Me diste cotorra (ah) – Bana muhabbet kuşu verdin (ah) Sueño’ me vendiste (ey) – Beni sattığını hayal et (hey) Te pusiste triste (eh) – Üzgünsün (eh) Te desapareciste (-ciste) – Kayboldun (-ciste) Y la suerte mía – Ve benim şansım Que no te entregué – Sana vermediğimi Tú quería’ lo mío – Sen benimkini istedin Y me zapateé – Ve kendimi ayakkabılı
Tra, tra, tra – Tra, tra, tra Tra, tra – Tra, tra Tra, tra, tra (por el mita, con la’ nalga’ pa’trá’) – Tra, tra, tra (mita tarafından, ‘kalça’ pa’trá’ ile) Tra, tra (dale) – Tra, tra (dale)
Mi mampiola – Benim mampiola’m Mueve el culo sola – Kıçını tek başına hareket ettir Bebo jugo por si te mezcla’ la última Coca Cola – Sana son kola karışırsa diye meyve suyu içerim. No hago coro con palomo’ – Palomo ile koro yapmam’ Tú ‘tá plomo – Sen liderlik etmiyorsun. Trae la cola, de la calle ya me gradué y tengo cuarenta toga’ – Kuyruğu getir, sokaktan çoktan mezun oldum ve kırk toga’m var’ Dale, ma, palante – Dale, anne, palante Mueve to’ eso’ implante’ – ‘O’ implanta’ geçin Si está’ bien de flow, la mala quiere su maleante – Eğer ‘akış iyiyse, kötü olan onun badasını istiyor Lo’ Rolex, diamante’, el coro de lo’ gánster – ‘Rolex, diamond’, ‘gangster’in korosu Tú te mueve má’ que un Uber, te pusiste alante, alante – Bir Uber’den daha fazla hareket ediyorsun, alante var, alante La’ shortie’ no quieren mediante’ – ‘Shortie’ olmak istemiyor’ La’ moña’ pa’ el salón, la guagua y también el apartment, ¿llegaste? – ‘Moña’ pa’ oturma odası, otobüs ve ayrıca daire, geldiniz mi? Si no tiene’, mueve la macate – Yoksa, mac’i hareket ettirin. Con la’ nalga’ de espalda, mala, coronaste – Arka ‘kalça’ ile kötü, taç giydin Tráeme la nota que falta – Bana eksik notu getir Pa’ ponerte en alta – Seni yükseğe çıkarmak için Y e’ que tú ‘tá clara, mami, e’ que tú ere’ una planta – Ve bu’sen’ açıksın anne, bu’ sen’ bir bitkisin Me lo pone’ pa’trá’, mueve to’ eso pa’trá’ – Bana ‘pa’tra’ koyuyor, ‘o pa’tra’ya geçiyor Que aunque no quiera’, tú mamá yo te vo’a dar – İstemesem bile, sana vereceğim anne.
Tra, tra, tra – Tra, tra, tra Tra, tra – Tra, tra Tra, tra, tra – Tra, tra, tra Tra, tra – Tra, tra
La última vez que te vi, me dijiste que to’ eso era mío – Seni son gördüğümde, yapmamı söylemiştin…’o benimdi Y como quedé con gana’, yo te vo’a hacerte un lío – Ve gana’yla kaldığımda, seni mahvedeceğim. La útlima vez que te vi, me dijiste que to’ eso era mío – Seni en son gördüğümde, bunu bana ‘o benimdi’ demiştin. Como quedé con gana’, yo te vo’a hacerte un lío – Gana’yla kaldığım gibi, seni mahvedeceğim Déjate ver, eh, eh, eh – Görünmene izin ver, hey, hey, hey Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim. Paso por ti a la’ die’, eh, eh – Senin için ‘ölüme’ geçiyorum, eh, eh Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim. Déjate ver, eh, eh, eh – Görünmene izin ver, hey, hey, hey Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim. Paso por ti a la’ die’, eh, eh – Senin için ‘ölüme’ geçiyorum, eh, eh Yo te vo’a hacerte un lío – Seni mahvedeceğim.
(Omega en alta) – (Omega yüksekte) (B-One El Productor De Oro) – (b-Bir Altın Üreticisi) (Ozuna, El Real) – (Ozuna, Gerçek) (Hi Flow, a romper la lleca) – (Merhaba Akış, bir romper la lleca)