Blog

  • NAV – Some Way ft. The Weeknd Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    NAV – Some Way ft. The Weeknd Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If I’ma talk, I’ma talk, I’ma keep it real
    – Eğer konuşacaksam, bu şarkıda olacaksam gerçekçi olacağım
    Me and my boys, and my boys, we would split a pill
    – Tayfam ve ben eskiden tek hapı aramızda bölüşürdük
    Noodles and pots in a pot was a nigga meal
    – İğneler ve saksının içindeki otlar zenci yemeğiydi
    Now that we on, that we on, we gon’ split a mill’
    – Şimdi buralara kadar geldiğimize göre bir fabrika bölüşeceğiz
    I take a jet, take a jet when I’m overseas
    – Denizlerin ötesine gideceksem jet alırım
    None of my girls, of my girls gon’ get over me
    – Birlikte olduğum kızların hiçbiri onlarda bıraktığım etkiyi üzerlerinden atamıyor
    Shout-out to Hawk, shout-out Dooly, shout-out Hennessy
    – Hawk’a sesleniyorum, Dooly’e sesleniyorum, Hennessy’e selam söylüyorum
    Them be my bros, be my bros ’til the death of me
    – Ben ölene kadar onlar arkadaşım olacak
    Nobody, nobody know how I really be
    – Nasıl biri olacağımı kimse bilmiyordu
    I got some bars for a nigga if he wanna see
    – Eğer biri beni görmek istiyorsa onun için iki üç tane hapım var
    Dress up your talk if a nigga wanna talk to me
    – Eğer biri benimle konuşacaksa konuşmasını düzeltsin
    Fuck your phone calls, I don’t want apologies
    – Çağrılarını sikeyim, özür filan istemiyorum
    Everyone said, yeah, they said I was gonna peak
    – Herkes zirveye, evet, zirveye çıkacağımı söyledi
    Most number ones, number ones in a nigga league
    – En çok birinci numaralarda olan şarkılar zenci liginde
    I think your girl, think your girl, fell in love with me
    – Galiba eski sevgilin bana aşık
    She say my fuck, and my tongue gave her remedy
    – Sikişimin ve dilimin onun için tedavi olduğunu söylüyor

    Oh yeah, yeah
    – Oh yeah, yeah
    I just hit a lick, and I know you feelin’ some way
    – Onun amcığına daha demin bir dil attım ve senin bir şeyler hissettiğini biliyorum
    (Nah, nah, nah, nah, nah, nah, nah)
    – (Nah, nah, nah, nah, nah, nah, nah)
    I just took that chick, and I know you feelin’ some way, oh yeah
    – Daha yeni eski sevgilini aldım ve senin darıldığını biliyorum
    She just want a nigga like me, you feelin’ some way, way, way
    – O sadece benim gibi bir zenci istiyor, sen bir şeyler hissediyorsun
    She just want a nigga like me, I play no
    – O sadece benim gibi bir zenci istiyor, hiç bir şekilde oynamam

    Way, we got ’em feelin’ some way
    — Onlara bir şeyler hissettiriyoruz
    Way, ’cause he see XO in the place
    – Çünkü adam mekanda XO’yu görüyor
    Told her, “Wait”
    – Kıza ”bekle” dedim
    I gotta get myself together, it’s a date
    – Kendimi toparlamalıyım, onunla buluşmaya gideceğim
    I spent two thousand on a sweater, way
    – Bir kazak için iki bin dolar verdim
    I think the belts inside the store look better on my waist
    – Galiba o kazağı aldığım mağazanın içindeki kemerler belime daha iyi yakışır
    I think my nuts look better on her face
    – Galiba dölüm o kızın suratına daha iyi yakışır
    This bitch got addicted, all she did was take a taste
    – Bu kız buna bağımlı, tek yaptığı şey tadını almaktı
    Now you gettin’ mad because you got replaced
    – Şimdi de onun yerine başka bir orospu geldi diye sinirden kuduruyor
    The brown boy and the Starboy on a track
    – Kahverengi çocuk ve starboy aynı şarkıda
    Haters gonna say “this shit is wack”
    – Bieber yine ”Bu şarkı kalitesiz” diyecek
    I went to the hills straight from the trap
    – Bizim mekandan direk tepeye çıktım
    I’ma fuck your bitch and give her back
    – Kızını sikip sonra sana geri vereceğim
    She said she pop pills, I told her “Stop it”
    – Bana hap patllattığını söyledi, bende ”Sakin ol” dedim
    Check my little pocket, I got options
    – Küçük cebime bak, bende her çeşit hap var
    I’m the first brown boy to get it poppin’
    – Bu kadar çeşitli hapı patlatmayı başaran ilk kahverengi çocuk benim
    If I say the word, my shooters gonna pop ’em
    – Eğer işareti verirsem adamlarım hepsini yutacak
    Oh yeah, yeah
    – Oh yeah, yeah
    I just hit a lick, and I know you feelin’ some way
    – Daha demin bir dil attım ve senin darıldığını biliyorum
    (Nah, nah, nah, nah, nah, nah, nah)
    – (Nah, nah, nah, nah, nah, nah, nah)
    I just took that chick, and I know you feelin’ some way, oh yeah
    – Eski kız arkadaşını aldım ve senin darıldığını biliyorum
    She just want a nigga like me, you feelin’ some way, way, way
    – O sadece benim gibi bir zenci istiyor, sen bir şeyler hissediyorsun
    She just want a nigga like me, I play no games
    – O sadece benim gibi bir zenci istiyor, ben oyun filan oynamam

  • Il Divo – Adagio Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Il Divo – Adagio Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Non so dove trovarti
    – Seni nerede bulacağımı bilmiyorum

    Non so come cercarti
    – Seni nasıl arayacağımı bilmiyorum
    Ma sento una voce che
    – Ama rüzgarla birlikte bir sesin

    Nel vento parla di te
    – Senden bahsettiğini duyuyorum
    Quest’anima senza cuore
    – Bu kalpsiz ruh

    Aspetta te
    – Seni bekliyor

    Adagio
    – Adacyo(*)

    Le notti senza pelle
    – Senin olmadığın geceler

    I sogni senza stelle
    – Yıldızların olmadığı rüyalar

    Immagini del tuo viso
    – Yüzünün görüntüleri

    Che passano all’improvviso
    – Birdenbire geçip gidiyor
    Mi fanno sperare ancora
    – Bana yine de ümit ver
    Che ti troverò Adagio
    – Seni bulacağım Adacyo

    Chiudo gli
    – Gözlerimi kapatırım

    occhi e vedo te
    – Ve seni görürüm

    Trovo il cammino che
    – Beni bu acıdan alıp götürecek olan

    Mi porta via Dall’agonia
    – Yolu bulmaya çalışırım

    Sento battere in me questa musica che
    – İçimde,senin için bestelediğim bu müziğin

    Ho inventato per te
    – Çaldığını hissediyorum

    Se sai come trovarmi
    – Eğer beni nasıl bulacağını biliyorsan

    Se sai dove cercarmi
    – Beni nerede arayacağını biliyorsan

    Abbracciami con la mente
    – Düşüncenle kucakla beni

    Il sole mi sembra spento
    – Güneş solgunlaşmış gibi gözüküyor

    Accendi il tuo nome in cielo
    – Göyüzünde ismini parlat

    Dimmi che ci sei
    – İstediğim herşeyin sen olduğunu

    Quello che vorrei
    – Söyle bana

    Vivere in te
    – Senin içinde yaşamak

    Il sole mi sembra spento
    – Güneş,bana iz yapar

    Abbracciami con la mente
    – Düşüncenle sar beni

    Smarrita senza di te
    – Sensiz,ben kaybolmuşum

    Dimmi chi sei e
    – Bana kim olduğunu söyle
    ci crederò
    – Ve ben (bu söylediğine) inanacağım

    Musica sei Adagio
    – Sen müziksin Adacyo

  • The Weeknd – Wicked Games Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    The Weeknd – Wicked Games Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I left my girl back home
    – Sevgilimi evde bıraktım
    I don’t love her no more
    – Artık onu sevmiyorum
    And she’ll never fucking know that
    – Ve bunu asla bilmeyecek
    These fucking eyes that I’m staring at
    – Bu baktığım sikik gözler
    Let me see that ass
    – Şu götü bir göreyim
    Look at all this cash
    – Tüm bu paraya bak
    And I emptied out my cards too
    – Kredi kartlarımı da boşalttım
    Now I’m fucking leaning on that
    – Şimdi bunun üstüne kafayı çekiyorum amına koyayım

    Bring your love baby I could bring my shame
    – Aşkını getir bebeğim, ben utancımı getirebilirim
    Bring the drugs baby I could bring my pain
    – Uyuşturucuları getir bebeğim, ben acımı getirebilirim
    I got my heart right here
    – Kalbim tam burada
    I got my scars right here
    – Yaşayıp geçirdiğim tüm şeyler tam burada
    Bring the cups baby I could bring the drink
    – Bardakları getir bebeğim, ben içkileri getirebilirim
    Bring your body baby I could bring you fame
    – Vücudunu getir bebeğim, ben sana şöhret getirebilirim
    That’s my motherfucking words too
    – Bu da benim sana sözlerim
    Just let me motherfucking love you
    – Sadece izin ver de seveyim amına koyayım

    Listen ma I’ll give you all I got
    – Dinle kızım her şeyimi sana vereceğim
    Get me off of this
    – Beni bundan kurtar
    I need confidence in myself
    – Kendime güven lazım
    Listen ma I’ll give you all of me
    – Dinle kızım kendimi tamamen sana vereceğim
    Give me all of it
    – Bana hepsini ver
    I need all of it to myself
    – Hepsi kendim için lazım

    So tell me you love me
    – O yüzden beni sevdiğini söyle
    Only for tonight
    – Sadece bu gece için
    Only for the night
    – Sadece gece için
    Even though you don’t love me
    – Sevmiyor olsan bile
    Just tell me you love me
    – Sadece seni seviyorum de
    I’ll give you what I need
    – Sana benim ihtiyacım olanı vereceğim
    I’ll give you all of me
    – Sana tüm kendimi vereceğim
    Even though you don’t love me
    – Beni sevmiyor olsan bile

    Let me see you dance
    – Seni dans ederken göreyim
    I love to watch you dance
    – Senin dans edişini izlemeye bayılıyorum
    Take you down another level
    – Seni başka seviyeye çekiyor
    Get you dancing with the devil
    – Seni şeytanla oynatıyor
    Take a shot of this
    – Bundan bir yudum al
    But I’m warning you
    – Ama uyarıyorum
    I’m on that shit that you can’t smell baby
    – O içecekteki kokusunu alamayacağın bokum
    So put down your perfume
    – O yüzden parfümünü yere indir

    Bring your love baby I could bring my shame
    – Aşkını getir bebeğim, ben utancımı getirebilirim
    Bring the drugs baby I could bring my pain
    – Uyuşturucuları getir bebeğim, ben acımı getirebilirim
    I got my heart right here
    – Kalbim tam burada
    I got my scars right here
    – Yaralarım tam burada
    Bring the cups baby I could bring the drink
    – Bardakları getir bebeğim, ben içkileri getirebilirim
    Bring your body baby I could bring you fame
    – Vücudunu getir bebeğim, ben sana ün getirebilirim
    That’s my motherfucking words too
    – Bu da benim sana sözlerim
    So let me motherfucking love you
    – O yüzden izin ver de seveyim amına koyayım

    Listen ma I’ll give you all I got
    – Dinle kızım, her şeyimi sana vereceğim
    Get me off of this
    – Beni bundan kurtar
    I need confidence in myself
    – Kendime güven lazım
    Listen ma I’ll give you all of me
    – Dinle kızım, kendimi tamamen sana vereceğim
    Give me all of it
    – Bana hepsini ver
    I need all of it to myself
    – Hepsi kendim için lazım
    I need all of it
    – Hepsine ihtiyacım var

    So tell me you love me
    – O yüzden bana beni sevdiğini söyle
    Only for tonight
    – Sadece bu gece için
    Only for the night
    – Sadece gece için
    Even though you don’t love me
    – Sevmiyor olsan bile
    Just tell me you love me
    – Sadece seni seviyorum de
    I’ll give you what I need
    – Sana ihtiyacım olanı vereceğim
    I’ll give you all of me
    – Sana tüm kendimi vereceğim
    Even though you don’t love me
    – Bana gram kadar sevgi beslemiyor olsan bile

  • Il Divo – Regresa a Mí Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Il Divo – Regresa a Mí Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    No me abandonas asi
    – Beni böyle bırakma
    Hablando sola de ti
    – Sadece senin hakkında konuşuyorum
    Ven y devuelveme al fin
    – Gel ve sonunda bana geri ver
    La sonrisa que se fue
    – Bırakan gülümseme
    Una vez mas
    – Bir kere daha
    Tocar tu piel
    – Cildinize dokunun
    Hondo suspirar
    – Derin bir nefes
    Recuperemos lo que se ha perdido
    – Kayıp olanı kurtaralım

    Chorus
    – Koro
    Regresa a mi
    – Bana geri dön
    Quiereme otra vez
    – beni yeniden Sev
    Borra el dolor
    – Acıyı sil
    Que al irte me dio
    – Gittiğinde bana verdi
    Cuando te separaste de mi
    – Benden ayrıldığında
    Dime que si
    – bana evet de
    Ya no quiero llorar
    – Artık ağlamak istemiyorum
    Regresa a mi
    – Bana geri dön

    Extrano el amor que se fue
    – Bırakan aşkı özledim
    Extrano la dicha tambien
    – Bende mutluluğu özledim
    Quiero que vengas a mi
    – Bana gelmeni istiyorum
    Y me vuelvas a querer
    – Ve beni yine seviyorsun
    No puedo mas
    – Artık yapamam
    Si tu no estas
    – Eğer değilseniz
    Tienes que llegar
    – Varmalısın
    Mi vida se apaga sin ti a mi lado
    – Hayatım sensiz yanımda

    No Me abondonas asi
    – Beni böyle bırakma
    Hablando sola de ti
    – Sadece senin hakkında konuşuyorum
    Devuelveme la pasion de tus brasos
    – Bana kollarının tutkusunu geri ver

    Regresa a mi
    – Bana geri dön
    Quiereme otra vez
    – beni yeniden Sev
    Borra el dolor que al irte me dio
    – Gittiğinde bana verdiğin acıyı sil
    Cuando te separaste de mi
    – Benden ayrıldığında
    Dime que si
    – bana evet de
    Ya no quiero llorar
    – Artık ağlamak istemiyorum
    Borra el dolor que al irte me dio
    – Gittiğinde bana verdiğin acıyı sil
    Cuando te separaste de mi
    – Benden ayrıldığında
    Dime que si
    – bana evet de

    Regresa a mi
    – Bana geri dön

  • One Direction – Act My Age Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    One Direction – Act My Age Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    When I’m fat and old and my kids think I’m a joke
    – Şişman ve yaşlı olduğumda ve çocuklarım bir şaka olduğumu düşündüğünde
    ‘Cause I move a little slow when I dance
    – Çünkü dans ederken yavaş hareket edeceğim
    I can count on you after all that we’ve been through
    – Yaşadığımız onca şeyden sonra sana güvenebilirim
    ‘Cause I know that you’ll always understand
    – Çünkü her zaman anlayışlı olduğunu biliyorum
    I won’t act my age, no I won’t act my age
    – Yaşıma uygun davranmayacağım, hayır yaşıma uygun davranmayacağım
    No, I’ll still feel the same around you
    – Hayır, hala senin etrafındaymışım gibi hissedeceğim
    Hey!
    – Hey!

    When I’m fat and old and my kids think I’m a joke
    – Şişman ve yaşlı olduğumda ve çocuklarım bir şaka olduğumu düşündüğünde
    ‘Cause the stories that I told, I tell again and again
    – Çünkü anlattığım hikayeleri tekrardan ve tekrardan anlatacağım
    I can count on you after all we got up to
    – Onca yaşadıklarımızdan sonra sana güvenebiliyorum
    ‘Cause I know that you truly understand
    – Çünkü gerçekten anlayışlı olduğunu biliyorum
    I won’t act my age, no I won’t act my age
    – Yaşıma uygun davranmayacağım, hayır yaşıma uygun davranmayacağım
    No, I’ll still feel the same around you
    – Hayır, hala senin etrafındaymışım gibi hissedeceğim
    I won’t act my age, no I won’t act my age
    – Yaşıma uygun davranmayacağım, hayır yaşıma uygun davranmayacağım
    No, I’ll still feel the same and you will too
    – Hayır, hala aynı hissedeceğim, sende hissedeceksin
    Hey!
    – Hey!
    When I can hardly walk and my hair is falling out
    – Zorlukla yürüdüğümde ve saçlarım döküldüğünde
    We’ll still stay up till morning
    – Hala sabaha kadar uyanık kalacağız
    We’ll throw an after-party, oh yeah, oh yeah
    – Bir parti sonrası partisi vereceğiz, oh evet, oh evet
    I won’t act my age, no I won’t act my age
    – Yaşıma uygun davranmayacağım, hayır yaşıma uygun davranmayacağım
    No, I’ll still feel the same around you
    – Hayır, hala senin etrafındaymışım gibi hissedeceğim
    I won’t act my age, no I won’t act my age
    – Yaşıma uygun davranmayacağım, hayır yaşıma uygun davranmayacağım
    No, I’ll still feel the same and you will too
    – Hayır, hala aynı hissedeceğim, sende hissedeceksin

  • Leona Lewis – A Moment Like This Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Leona Lewis – A Moment Like This Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    What if I told you it was all meant to be?
    – Eğer sana onun ne anlama geldiğini söyleseydim
    Would you believe me, would you agree?
    – Bana inanır mıydın,kabul eder miydin?
    Its almost that feeling that we’ve met before so tell me that you dont think Im crazy when I tell your love is here and now.
    – Neredeyse önceden tanıştığım duygusuna kapılmıştım,benim deli olduğumu düşünmediğini söyle bana

    A Moment like this.
    – Böyle bir an
    Some people wait a lifetime for a moment like this.
    – Bazı insanlar hayatları boyunca böyle bir anı bekler
    Some people search forever for that one special kiss.
    – Bazı insanlar sonsuza kadar özel bir öpücük ararlar
    I cant believe its happening to me.
    – İnanamıyorum,bu bana da oluyor
    Some people wait a lifetime for a moment like this.
    – Bazı insanlar hayatları boyunca böyle bir anı bekler

    Everything changes, but beauty remains.
    – Herşey değişir ama güzellik aynen kalır
    Something so tender I cant explain.
    – Bazı şeyler açıklayamacağım kadar yumuşak
    Well I may be dreaming but til I awake..Can we make the dream last forever?
    – Belki rüyadayım ama uyanana kadar..biz rüyayı sonsuza kadar sürdürebilir miyiz?
    And I’ll cherish all the love we share for a moment like this.
    – Ve ben böyle bir anda paylaştığımız aşka hep değer vereceğim

    Some people wait a lifetime for a moment like this.
    – Bazı insanlar hayatları boyunca böyle bir anı bekler
    Some people search forever for that one special kiss.
    – Bazı insanlar sonsuza kadar özel bir öpücük ararlar
    I cant believe its happening to me.
    – İnanamıyorum,bu bana da oluyor
    Some people wait a lifetime for a moment like this.
    – Bazı insanlar hayatları boyunca böyle bir anı bekler

    The speed of waiting love of all.
    – Beklemenin hızı hepsini sever
    I wanna know that you will catch me when I fall.
    – Ben düştüğümde beni kurtaracağını bilmek istiyorum
    So let me tell you this.
    – Bu yüzden sana bunu söylememe izin ver
    Some people wait a lifetime for a moment like this…
    – Bazı insanlar hayatları boyunca böyle bir anı bekler

    Some people wait a lifetime for a moment like this.
    – Bazı insanlar hayatları boyunca böyle bir anı bekler
    Some people search forever for that one special kiss.
    – Bazı insanlar sonsuza kadar özel bir öpücük ararlar
    I cant believe its happening to me.
    – İnanamıyorum,bu bana da oluyor
    Some people wait a lifetime for a moment like this.
    – Bazı insanlar hayatları boyunca böyle bir anı bekler

  • Alexiane – A Million On My Soul Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Alexiane – A Million On My Soul Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I gotta find myself, gonna find it now
    – Kendi kendime bulmalıyım, şimdi onu bulmalıyım
    I gotta be a man, I gotta find him now
    – Bir adam olmalıyım, şimdi onu bulmalıyım
    I gotta be a man, I gotta be the man
    – Bir adam olmalıyım, adamlar olmalıyım
    They wanna take me down, wanna see me crawl
    – Onlar beni devirmek ister, beni emeklerken görmek ister

    I gotta find myself, gonna find it now
    – Kendi kendime bulmalıyım, şimdi onu bulmalıyım
    I gotta be a man, I gotta find him now
    – Bir adam olmalıyım, şimdi onu bulmalıyım
    I gotta be a man, I gotta be the man
    – Bir adam olmalıyım, adamlar olmalıyım
    I gotta be a man, I gotta be the man
    – Bir adam olmalıyım, adamlar olmalıyım
    When I come to town for the last time
    – Son kez kasabaya geldiğimde
    Pull up in a fast car for the first time
    – İlk kez hızlı bir arabada durdum
    I’m gonna say goodbye
    – Ben elveda dedim
    You didn’t see me cry
    – Sen beni ağlarken görmedin

    I got a million on my soul
    – Ruhumda bir milyonum var
    I go build an army on my own
    – Kendim için bir ordu inşa etmeye giderim
    They put a bounty in my soul
    – Onlar ruhuma bir lütuf koyar
    I got a million on my soul
    – Ruhumda bir milyonum var
    I go build an army on my own
    – Kendim için bir ordu inşa etmeye giderim

    They put a bounty in my soul
    – Onlar ruhuma bir lütuf koyar
    Won’t you leave me alone more
    – Sen beni daha fazla yalnız bırakmayacak mısın
    Oh, leave me alone more
    – Oh, beni daha fazla yalnız bırak
    I gotta be a man, I gotta be a man
    – Bir adam olmalıyım, adamlar olmalıyım
    Won’t you leave me alone more
    – Sen beni daha fazla yalnız bırakmayacak mısın
    Oh, leave me alone more
    – Oh, beni daha fazla yalnız bırak
    I gotta be a man, I gotta be a man
    – Bir adam olmalıyım, adamlar olmalıyım

    Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    – Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    – Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    Oh, hold my fire
    – Oh, ateşimi tut
    Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    – Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    – Oh-oh, oh-oh-oh-oh
    Oh, hold my fire
    – Oh, ateşimi tut

  • Gipsy Kings – A Mi Manera Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Gipsy Kings – A Mi Manera Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Yo se que no vendras
    – Gelmeyeceğini biliyorum
    Por eso ya
    – Bu yüzden şimdiden
    Tanto la olvido
    – Onu unuttum
    Dejan un nuevo amor
    – Yeni bir aşkı terket
    Tanto mejor
    – En iyisi
    Ay como el mio
    – Her zaman benim gibi ifadeler
    Dejar y la vive
    – Terk et ve yaşa
    Ay deste mundo de tristeza
    – Bu dünya hep acı dolu
    Dejar y la vive
    – Terk et ve yaşa
    Ay mi manera
    – Hep benim yolumda

    Yo quiero ser
    – Olmak istediğim
    Hay nada mas
    – Başka hiçbir şey yok
    Prefierare ( prefiriera)
    – Yeğlerim
    Y recordar
    – Ve hatırlatırım
    Un nuevo amor
    – Yeni bir aşk
    Tanto Mejor
    – Daha iyidir
    Quisiera olvidar
    – Unutmak istiyorum
    Tanto lo mejor
    – En iyisi
    Quisiera vivir
    – Yaşamak isterdim
    Hay nada mas
    – Daha başka bir şey yok
    O si my way
    – O evet benim yolum

  • Engelbert Humperdinck – A Man Without Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Engelbert Humperdinck – A Man Without Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I can remember when we walked together
    – Birlikte yürüdüğümüzü hatırlıyorum
    Sharing a love I thought would last forever
    – Sevgiyi paylaşmanın sonsuza kadar süreceğini düşünmüştüm
    Moonlight to show the way so we can follow
    – Ayışığı bize takip edebileceğimiz yolu gösteriyor
    Waiting inside her eyes was my tomorrow
    – Gözlerinde durmak benim yarınımdı
    Then something changed her mind, her kisses told me
    – Sonra aklında bir şeyler değişti, öpücükleri bana söyledi
    I had no loving arms to hold me
    – Kollarda beni saracak sevgi yoktu.

    Every day I wake up then I start to break up
    – Hergün uyanıp ayrılmaya başlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır
    Every day I start out then I cry my heart out
    – Hergün işe koyuluyup içimden ağlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır
    Every day I wake up then I start to break up
    – Hergün uyanıp ayrılmaya başlıyorum
    Knowing that it’s cloduy above
    – Gökyüzünün bulutlu olduğunu bildiğimden
    Every day I start out then I cry my heart out
    – Hergün işe koyulup içimden ağlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır

    I cannot face this world that’s fallen down on me
    – Üzerime düşen bir dünya ile yüzleşemem
    So if you see my girl please send her home to me
    – Kızımı görürsen lütfen onu evine, bana yönlendir
    Tell her about my heart that’s slowly dying
    – Ona kalbimin yavaş yavaş öldüğünü söyle
    Say I can’t stop myself from crying
    – Kendimi ağlamaktan alıkoyamadığımı söyle

    Every day I wake up then I start to break up
    – Hergün uyanıp ayrılmaya başlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır
    Every day I start out then I cry my heart out
    – Hergün işe koyuluyup içimden ağlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır
    Every day I wake up then I start to break up
    – Hergün uyanıp ayrılmaya başlıyorum
    Knowing that it’s cloduy above
    – Gökyüzünün bulutlu olduğunu bildiğimden
    Every day I start out then I cry my heart out
    – Hergün işe koyulup içimden ağlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır

    Every day I wake up then I start to break up
    – Hergün uyanıp ayrılmaya başlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır
    Every day I start out then I cry my heart out
    – Hergün işe koyuluyup içimden ağlıyorum
    Lonely is a man without love
    – Sevgisiz bir adam yalnızdır

  • Linkin Park – A Light That Never Comes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Linkin Park – A Light That Never Comes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Nah, you don’t know me
    – hayır, beni tanımıyorsun
    Lightning above and a fire below me
    – üzerimde bir yıldırım ve altımda bir yangın var
    You cannot catch me, cannot hold me
    – beni yakalayamazsın, beni tutamazsın
    You cannot stop, much less control me
    – beni durduramaz, daha çok kontrol edemezsin
    When it rains, it pours
    – yağmur yağdığında, dökülür
    When the floodgates open, brace your shores
    – taşkın kapakları açıldığında, desteklerini hazır tut
    That pressure don’t care when it breaks your doors
    – bu baskı aldırmaz kapılarını kırarken
    Say it’s all you can take, better take some more
    – tüm dayanabileceğinin bu olduğunu söylersin, en iyisi biraz dahasına katlan

    ‘Cause I know what it’s like to test fate
    – çünkü biliyorum kaderi test etmek nasıldır bilirim
    Had my shoulders pressed with that weight
    – omuzlarma bu yük binmişti
    Stood up strong in spite of that hate
    – bu nefrete rağmen daha güçlü ayağa kalktım

    Night gets darkest right before dawn
    – tam şafaktan önce gece en karanlık halini alır
    What don’t kill you makes you more strong
    – seni öldürmeyen daha güçlü kılar
    And I been waiting for it so long
    – ve bunu çok uzun zamandır bekliyordum

    The nights go on
    – geceler devam eder
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
    I chase the sun
    – güneşi takip ederim
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
    (Oh) (Oh) (Oh)
    – (Oh) (Oh) (Oh)
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken

    When I was young, they told me, they said
    – ben gençken, bana anlattılar, dediler ki
    Make your bed, you lie in that bed
    – yerini yap, oraya uzan
    A king can only reign ’til instead
    – bir kral sadece o gün gelene dek hüküm sürebilir
    There comes that day it’s “off with his head”
    – “uçurun kellesini” günü gelene dek

    Night gets darkest right before dawn
    – tam şafaktan önce gece en karanlık halini alır
    What don’t kill you makes you more strong
    – seni öldürmeyen daha güçlü kılar
    You’ll have my mercy then when you’re gone
    – sana merhamet edeceğim gittiğinde

    The nights go on
    – geceler devam eder
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
    I chase the sun
    – güneşi takip ederim
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
    (Oh) (Oh) (Oh)
    – (Oh) (Oh) (Oh)
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken

    And I told them:
    – ve onlara dedim ki:
    Nah, you don’t know me
    – hayır, beni tanımıyorsunuz
    Lightning above and a fire below me
    – üzerimde yıldırım ve altımda bir yangın var
    You cannot catch me, cannot hold me
    – beni yakalayamazsınız, beni tutamazsınız
    You cannot stop, much less control me
    – beni durduramaz, daha çok kontrol edemezsiniz
    When it rains, it pours
    – yağmur yağdığında, dökülür
    When the floodgates open, brace your shores
    – taşkın kapakları açıldığında, desteklerini hazır tut
    That pressure don’t care when it breaks your doors
    – bu baskı aldırmaz kapılarını kırarken
    Say it’s all you can take, better take some more
    – tüm dayanabileceğinin bu olduğunu söylersin, en iyisi biraz dahasına katlan

    (Oh) (Oh) (Oh)
    – (Oh) (Oh) (Oh)
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken

    The nights go on
    – geceler devam eder
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
    I chase the sun
    – güneşi kovalıyorum
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
    (Oh) (Oh) (Oh)
    – (Oh) (Oh) (Oh)
    Waiting for a light that never comes
    – hiç gelmeyen bir ışığı beklerken

  • Queen – A Kind Of Magic Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Queen – A Kind Of Magic Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir
    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir
    A kind of magic, no way
    – Bir tür sihir, olamaz

    One dream, one soul, one prize, one goal
    – Tek bir rüya, tek bir ruh, tek bir ödül, tek bir amaç
    One golden glance of what should be
    – Olması gereken şeyin tek bir altın bakışı

    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir

    One shaft of light that shows the way
    – Yolu gösteren bir ışık demeti
    No mortal man can win this day
    – Ölümlü hiç bir insan bugünü kazanamaz

    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir

    The bell that rings inside your mind
    – Zihninin içinde çalan zil
    Is challenging the doors of time
    – Zamanın kapılarına meydan okuyor

    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir

    The waiting seems eternity
    – Beklemek sonsuzluk gibi
    The day will dawn of sanity
    – Gün geldiğinde aklın şafağı olacak

    Is this a kind of magic
    – Bu bir tür sihir mi?
    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir

    There can be only one
    – Sadece bir tane olabilir
    This rage that lasts a thousand years
    – Bu bin yıldır süren öfke
    Will soon be done
    – Yakında bitecek
    This flame that burns inside of me
    – Bu içimde yanan alev
    I’m hearing secret harmonies
    – Gizli harmoniler duyuyorum

    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir

    The bell that rings inside your mind
    – Zihninin içinde çalan zil
    Is challenging the doors of time
    – Zamanın kapılarına meydan okuyor

    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir
    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir

    This rage that lasts a thousand years
    – Bu bin yıldır süren öfke
    Will soon be, will soon be, will soon be done
    – Yakında, yakında, yakında bitecek
    This is (this is) a kind (a kind) of magic (yeah)
    – Bu bir tür sihir
    There can be only one one one one
    – Sadece bir tane olabilir, bir tane, bir tane
    This rage that lasts a thousand years
    – Bu bin yıldır süren öfke
    Will soon be done, done
    – Yakında bitecek, bitecek

    Magic, it’s a kind of magic
    – Sihir, bu bir tür sihir
    It’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir
    Magic magic magic (magic)
    – Sihir, sihir, sihir
    Ha ha ha haa, it’s magic, ha haa
    – Bu sihir
    Yeah yeah
    – Evet, evet
    Wooh, it’s a kind of magic
    – Bu bir tür sihir

  • Phil Collins – A Groovy Kind Of Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Phil Collins – A Groovy Kind Of Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    When I’m feeling blue, all I have to do
    – Hüzünlü hissettiğimde, tek yapmam gereken

    Is take a look at you, then I’m not so blue
    – Sana bakmak, o zaman hüznüm azalır

    When you’re close to me, I can feel your heart beat
    – Bana yakın olduğunda, kalp atışını hissedebiliyorum

    I can hear you breathing near my ear
    – Kulağımın dibinde nefes aldığını duyabiliyorum

    Wouldn’t you agree, baby you and me got a groovy kind of love
    – Sence de öyle değil mi, bebek, bizim modaya uygun bir aşkımız var

    Anytime you want to you can turn me onto
    – İstediğin zaman beni heyecanlandırabilirsin

    Anything you want to, anytime at all
    – Ne zaman istersen, hiç fark etmez

    When I kiss your lips, ooh I start to shiver
    – Dudaklarını öptüğüm zaman, ooh titremeye başlarım

    Can’t control the quivering inside
    – İçimdeki ürpermeyi durduramam

    Wouldn’t you agree, baby you and me got a groovy kind of love, oh
    – Sence de öyle değil mi, bebek, bizim modaya uygun bir aşkımız var, oh

    When I’m feeling blue, all I have to do
    – Hüzünlü hissettiğimde, tek yapmam gereken

    Is take a look at you, then I’m not so blue
    – Sana bakmak, o zaman hüznüm azalır

    When I’m in your arms, nothing seems to matter
    – Kollarında olduğum zaman, hiçbir şey sorun olmaz

    My whole world could shatter, I don’t care
    – Tüm dünyam parçalansa bile, umrumda değil

    Wouldn’t you agree, baby you and me got a groovy kind of love
    – Sence de öyle değil mi, bebek, bizim modaya uygun bir aşkımız var, oh

    We got a groovy kind of love
    – Modaya uygun bir aşkımız var

    We got a groovy kind of love, oh
    – Modaya uygun bir aşkımız var, oh

    We got a groovy kind of love
    – Modaya uygun bir aşkımız var