Blog

  • Wiz Khalifa – See You Again ft. Charlie Puth Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Wiz Khalifa – See You Again ft. Charlie Puth Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It’s been a long day without you my friend
    – Sensiz uzun bir gün oldu arkadaşım
    And I’ll tell you all about it when I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    We’ve come a long way from where we began
    – Başladığımız noktadan bugüne çok yol kat ettik
    Oh I’ll tell you all about it when I see you again
    – Ah seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    When I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde

    Damn
    – Kahretsin
    Who knew
    – Kim bilebilirdi
    All the planes we flew
    – Uçtuğumuz tüm uçakları
    Good things we’ve been through
    – Yaşadığımız güzel şeyleri
    That I’ll be standing right here
    – Tam burada olacağım
    Talking to you about another path
    – Seninle başka bir yol hakkında konuşarak
    I know we loved to hit the road and laugh
    – Biliyorum kendimizi yollara vurmayı ve gülmeyi severdik
    But something told me that it wouldn’t last
    – Ama bir şey bunun devam etmeyeceğini söyledi
    Had to switch up look at things different see the bigger picture
    – Her şeye değişik bir gözle bakmak ve büyük resmi görmek için değişmek zorunda kaldım
    Those were the days
    – Ne günlerdi o günler
    Hard work forever pays
    – Sıkı çalışmanın karşılığını sonsuza dek alırsın
    Now I see you in a better place
    – Şimdi daha iyi bir yerde olduğunu görüyorum
    How could we not talk about family when family’s all that we got?
    – Sahip olduğumuz sadece ailemizken nasıl olur da aile hakkında konuşamayız?
    Everything I went through you were standing there by my side
    – Yaşadığım her şeyde yanımda sen vardın
    And now you gonna be with me for the last ride
    – Ve şimdi bu son sürüşte yanımda sen olacaksın

    It’s been a long day without you my friend
    – Sensiz uzun bir gün oldu arkadaşım
    And I’ll tell you all about it when I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    We’ve come a long way from where we began 
    – Başladığımız noktadan bugüne çok yol kat ettik
    Oh I’ll tell you all about it when I see you again
    – Ah seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    When I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde

    First you both go out your way
    – Önce siz ikiniz yola çıkarsınız
    And the vibe is feeling strong
    – Aranızda güçlü bir bağ vardır
    And what’s small turn to a friendship a friendship
    – Ve bu ufak his arkadaşlığa döner, arkadaşlığa
    Turn into a bond and that bond will never be broke
    – Bir bağa döner ve bu bağ hiçbir zaman kopmayacak
    And the love will never get lost
    – Ve sevgi asla kaybolmayacak
    And when brotherhood come first
    – Kardeşlik öncelik olduğunda
    Then the line will never be crossed*
    – Sınır asla geçilmeyecek
    Established it on our own* When that line had to be drawn*
    – Sınır çizilmesi gerektiğinde kendi kendimize çizdik
    And that line is what we reach*
    – Ve şu anda ulaştığımız şey o sınır
    So remember me when I’m gone
    – Ben buralardan gittiğimde beni hatırla
    How could we not talk about family when family’s all that we got?
    – Sahip olduğumuz sadece ailemizken nasıl olur da aile hakkında konuşamayız?
    Everything I went through you were standing there by my side
    – Yaşadığım her şeyde yanımda sen vardın
    And now you gonna be with me for the last ride
    – Ve şimdi bu son sürüşte yanımda sen olacaksın
    So let the light guide your way
    – İzin ver, ışık yolunu aydınlatsın, tüm anıları hatırla
    Hold every memory as you go
    – Giderken anılarını hatırla
    And every road you take will always lead you home
    – Ve seçtiğin tüm yollar seni her zaman eve getirecek

    It’s been a long day without you my friend
    – Sensiz uzun bir gün oldu arkadaşım
    And I’ll tell you all about it when I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    We’ve come a long way from where we began
    – Başladığımız noktadan bugüne çok yol kat ettik
    Oh I’ll tell you all about it when I see you again
    – Ah seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım

  • Christina Perri – A Thousand Years Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Christina Perri – A Thousand Years Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Heart beats fast
    – Kalp atışları hızlı
    Colors and promises
    – Renkler ve sözler
    How to be brave
    – Nasıl cesur olunur
    How can I love when I’m afraid to fall
    – Düşmekten korkarken nasıl sevebilirim
    But watching you stand alone
    – Ama seni yalnız başıma izliyorum
    All of my doubt, suddenly goes away somehow
    – Bütün şüphelerim, aniden bir şekilde uzaklaşıyor
    One step closer
    – Bir adım daha yakın

    I have died everyday, waiting for you
    – Her gün öldüm, senin için bekliyorum
    Darling, don’t be afraid, I have loved you for a thousand years
    – Sevgilim, korkma, ben bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

    Time stands still
    – Zaman hala duruyor
    Beauty in all she is
    – Bütün güzellikler onda
    I will be brave
    – Cesur olacağım
    I will not let anything, take away
    – Hiçbir şeye izin vermeyeceğim, alıp götüreceğim
    What’s standing in front of me
    – Önümde ne duruyor
    Every breath, every hour has come to this
    – Her nefes, her saat bunun için geliyor

    One step closer
    – Bir adım daha yakın

    I have died everyday, waiting for you
    – Her gün öldüm, senin için bekliyorum
    Darling, don’t be afraid, I have loved you for a thousand years
    – Sevgilim, korkma, ben bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

    And all along I believed, I would find you
    – Ve tüm süre boyunca inandım, seni bulacağıma
    Time has brought your heart to me, I have loved you for a thousand years
    – Zaman kalbini bana getiriyor, seni bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

    One step closer
    – Bir adım daha yakın
    One step closer
    – Bir adım daha yakın

    I have died everyday, waiting for you
    – Her gün öldüm, senin için bekliyorum
    Darling, don’t be afraid, I have loved you for a thousand years
    – Sevgilim, korkma, ben bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim
    And all along I believed, I would find you
    – Ve tüm süre boyunca inandım, seni bulacağıma
    Time has brought your heart to me, I have loved you for a thousand years
    – Zaman kalbini bana getiriyor, seni bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

  • Indila – Dernière Danse Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Indila – Dernière Danse Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Oh ma douce souffrance,
    – Oh benim tatlı işkencem
    Pourquoi s’acharner tu r’commence
    – Kavganın anlamı yok,tekrar başla
    Je ne suis qu’un être sans importance
    – Ben anlamsızım ama
    Sans lui je suis un peu “paro”
    – onsuz,bitaz da başım belada
    Je déambule seule dans le metro
    – Tek başıma metronun etrafında dolaştım
    Une dernière danse
    – Son bir dans
    Pour oublier ma peine immense
    – Büyük ızdırabımı unutmak için
    Je veux m’enfuir, que tout recommence
    – Her şeye tekrar başlatmak için kaçmak istiyorum
    Oh ma douce souffrance
    – Oh benim tatlı işkencem

    Je remue le ciel, le jour, la nuit
    – Gökyüzünü kariştırırım,günü,geceyi
    Je danse avec le vent, la pluie
    – Rüzgarla yağmurla dans ederim
    Un peu d’amour, un brin de miel
    – Biraz aşk,bir tutam bal
    Et je danse, danse, danse, danse, danse, danse
    – Ve dans ederim,dans,dans,dans
    Et dans le bruit, je cours et j’ai peur
    – Ve gürültünün içinde,koşarım,korkarım
    Est-ce mon tour?
    – Benim sıram mı?
    Vient la douleur…
    – İşte acı geliyor
    Dans tout Paris, je m’abandonne
    – Tüm Paris’te kendimi terkettim
    Et je m’envole, vole, vole, vole, vole
    – Ve uzaklarda,uçtum,…
    Que d’espérance…
    – Hiçbişey ama umut
    Sur ce chemin en ton absence
    – Senin yokluğunda bu yol
    J’ai beau trimer, sans toi ma vie n’est qu’un décor qui brille, vide de sens
    – Yapabilirmiş gibi deniyorum sensiz hayatım bir hiç ama anlamsız parlak bir dekor

    Je remue le ciel, le jour, la nuit
    – Gökyüzünü kariştırırım,günü,geceyi
    Je danse avec le vent, la pluie
    – Rüzgarla yağmurla dans ederim
    Un peu d’amour, un brin de miel
    – Biraz aşk,bir tutam bal
    Et je danse, danse, danse, danse, danse, danse
    – Ve dans ederim,dans,dans,dans
    Et dans le bruit, je cours et j’ai peur
    – Ve gürültünün içinde,koşarım,korkarım
    Est-ce mon tour?
    – Benim sıram mı?
    Vient la douleur…
    – İşte acı geliyor
    Dans tout Paris, je m’abandonne
    – Tüm Paris’te kendimi terkettim
    Et je m’envole, vole, vole, vole, vole
    – Ve uzaklarda,uçtum,…

    Dans cette douce souffrance.
    – Bu tatlı işkence içinde
    Dont j’ai payé toutes les offenses
    – Bu içinde olduğum acı kimin suçu
    Ecoute comme mon cœur est immense
    – Kalbim nasıl da muhteşem dinle
    Je suis une enfant du monde
    – Ben dünyanın bir çocuğuyum
    Je remue le ciel, le jour, la nuit
    – Gökyüzünü kariştırırım,günü,geceyi
    Je danse avec le vent, la pluie
    – Rüzgarla yağmurla dans ederim
    Un peu d’amour, un brin de miel
    – Biraz aşk,bir tutam bal
    Et je danse, danse, danse, danse, danse, danse
    – Ve dans ederim,dans,dans,dans
    Et dans le bruit, je cours et j’ai peur
    – Ve gürültünün içinde,koşarım,korkarım
    Est-ce mon tour?
    – Benim sıram mı?
    Vient la douleur…
    – İşte acı geliyor
    Dans tout Paris, je m’abandonne
    – Tüm Paris’te kendimi terkettim
    Et je m’envole, vole, vole, vole, vole
    – Ve uzaklarda,uçtum,…

  • Vitaa – A Fleur De Toi Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Vitaa – A Fleur De Toi Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Les jours passent mais ça ne compte pas
    – Günler geçiyor ama onlar sayılmaz
    J’ai tant de mal à vivre, ivre
    – Yaşamakta zorlanıyorum,sarhoş
    De ce parfum si différent du tien
    – Senden değişik olan bu parfümden
    Pire, j’ai compté chaque minute qui me retient à lui
    – Beter,onu ayıran her dakikayı saydım
    Comme si j’étais ma propre prisonnière
    – Sanki ben kendim tutukluyum
    Ca fait bientôt un an qu’il m’a sauvée de toi
    – Neredeyse bir sene oldu beni senden kurtardığı
    Souvent je me demande où j’en serais pour toi
    – Bazen senin için nerede olurdum merak ediyorum
    Souvent je me demande ce que tu fais, où tu es, qui tu aimes…
    – Bazen ne yaptığını,nerede olduğunu,kimi sevdiğini merak ediyorum…
    Sors de mes pensées !
    – Düşlerimden çık!
    J’ai changé d’adresse, de numéro, merci
    – Adresimi ve numaramı değiştirdim, sağ ol
    J’ai balancé tes lettres et tes défauts, même si
    – Mektuplarını ve kötü yönlerini salladım,buna rağmen
    J’ai fait semblant d’avoir trouvé la force
    – Gücü bulduğumu zannettiriyor um
    Je garde au plus profond de moi tout ce que tu m’as aimé
    – Beni sevdiğine içimdeki en derine bakıyorum

    J’essaie de t’oublier avec un autre
    – Seni başkasıyla unutmaya çalışıyorum
    Le temps ne semble pas gommer tes fautes
    – Zaman hatalarını sildiğini sanma
    J’essaye mais rien n’y fait, je ne peux pas, je ne veux pas
    – Faydası yok deniyorum,yapamam,istemiyorum
    Je n’y arrive pas, je ne l’aime pas comme toi
    – Yapamıyorum, onu senin gibi sevemiyorum
    J’essaie de me soigner avec un autre
    – Başkasıyla iyileşmeye çalışıyorum
    Qui tente en vain de racheter tes fautes
    – Senin hatalarını satın almaya çalışıyor
    Il semble si parfait, mais rien n’y fait, je capitule
    – O kadar mükemmel görünüyor ki,ama boşuna,teslim oluyorum
    Je ne peux pas, je ne l’aime pas comme toi
    – Yapamıyorum, onu senin gibi sevemiyorum

    Lui, il a tenté de me consoler
    – O,beni teselli etmeye çalıştı
    Même s’il n’a pas tes mots ni ton passé
    – senin geçmişin ve kelimelerin olmamasına rağmen
    C’est vrai, mais il n’a pas ton goût pour la fête
    – Doğru, kutlama için onda senin zevklerin yok
    Pour la nuit, pour les autres, pour tout ce que je hais
    – Gece için,başkaları için,bütün nefret ettiklerim
    Il a séché toutes mes larmes, tu sais
    – Bütün gözyaşlarımı kuruttu, biliyor musun
    Il a ramassé tes pots cassés
    – O senin pisliklerini aldı
    Et il a réglé tous tes impayés, tes impostures, tes ratures
    – Ve ödemediklerini,düzenbazlıklarını,karaladıklarını halletti
    Tout ce que tu m’as laissé
    – Bana bıraktığın her şeyi
    Il m’aime comme un fou et me connaît par coeur
    – Beni deli gibi seviyor ve her şeyimi biliyor
    Il me dit “je t’aime” parfois durant des heures
    – Bana ”seni seviyorum” diyor bazen saatler boyunca
    Mais il ne sent pas ton odeur
    – Ama senin gibi kokmuyor
    Pourquoi je te respire dans ses bras
    – Neden seni kollarımda soluyorum
    Sors de mes pensées
    – Düşlerimden çık!

    Je ne l’aime pas comme toi
    – Onu senin gibi sevmiyorum
    Dis-moi seulement pourquoi ?
    – Sadece söyle bana neden?
    Tu me restes comme ça…
    – Bende böyle kalıyorsun…
    Je veux t’oublier
    – Seni unutmak istiyorum
    Reprends tes rêves et disparais
    – Hayallerini al ve kaybol
    Car je veux l’aimer comme toi…
    – Çünkü seni sevdiğim gibi sevmek istiyorum…

  • Ron Pope – A Drop In the Ocean Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ron Pope – A Drop In the Ocean Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A drop in the ocean
    – Okyanusta bir damla
    A change in the weather
    – Havada bir değişim
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my heaven
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim cennetimsin

    I don’t wanna waste the weekend
    – Haftasonunu harcamak istemiyorum
    If you don’t love me pretend
    – Eğer beni sevmiyorsan rol yap
    A few more hours then it’s time to go
    – Birkaç saat daha sonra gitme vakti

    As my train rolls down the east coast I wonder how you keep warm
    – Trenim doğu sahiline giderken merak ediyorum seni nasıl sıcak tutacağımı
    It’s too late to cry
    – Ağlamak için çok geç
    Too broken to move on
    – Devam etmek için fazlasıyla kırgınım

    And still I can’t let you be
    – Ve yine de izin veremiyorum sana
    Most nights I hardly sleep
    – Çoğu geceler zor zar uyuyorum
    Don’t take what you don’t need from me
    – İhityacın olmayan bir şeyi alma benden

    It’s just a drop in the ocean
    – Bu okyanusta bir damla gibi
    A change in the weather
    – Havada bir değişim gibi
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my heaven
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim cennetimsin

    Misplaced trust and old friends
    – Güven ve eski dostalar yanlış yerde
    Never counting regrets
    – Pişmalıkları hiç sayma
    By the grace of God I do not rest at all
    – Tanrının inayetiyle hiç dinlenmeyeceğim
    New England as the leaves change
    – İngiltere de yapraklar değişirken
    The last excuse that I’ll claim
    – Sunacağım son mazeret
     I was a boy who loved a women like a little girl
    – Ben bir oğlandım bir kadını küçük bir kızmış gibi seven

    And still I can’t let you be
    – Ve yine de izin veremiyorum sana
    Most nights I hardly sleep
    – Çoğu geceler zor zar uyuyorum
    Don’t take what you don’t need from me
    – İhityacın olmayan bir şeyi alma benden

    It’s just a drop in the ocean
    – Bu okyanusta bir damla gibi
    A change in the weather
    – Havada bir değişim gibi
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim

    Heaven doesn’t seem far away anymore
    – Cennetimsin artık çok da uzak görünmeyen
    No
    – Hayır
    No
    – Hayır
    Heaven doesn’t seem far away
    – Cennet çok da uzak görünmüyor

    Heaven doesn’t seem far away
    – Cennet çok da uzak görünmüyor
    No
    – Hayır
    No
    – Hayır
    Heaven doesn’t seem far away
    – Cennet çok da uzak görünmüyor
    Oh
    – Oh

    A drop in the ocean
    – Okyanusta bir damla
    A change in the weather
    – Havada bir değişim
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my heaven
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim cennetimsin
    You are my heaven
    – sen benim cennetimsin

  • Farruko – La Tóxica  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Farruko – La Tóxica Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ella ya no le motiva salir
    – Artık onu dışarı çıkması için motive etmiyor
    Quedó traumada, todavía piensa en ese infeliz
    – Travma geçirdi, hâlâ mutsuz olduğunu düşünüyor
    Sus amigas la sonsacan a llevársela pa’ la calle
    – Arkadaşları onu sokağa götürmesi için kandırıyor
    Pa’ que se despeje y olvide
    – Böylece temizler ve unutur
    Que de una relación tóxica acaba ‘e salir
    – Toksik bir ilişkinin bitip gitmesi
    La convencieron y se arregló pa’ ir
    – Onu ikna ettiler ve gitmeyi başardı

    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Donde pongan música, haya hookah y botelleo
    – Müzik çaldıkları yerde nargile ve şişe var
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Ella no quiere amor ella está puesta pa’l perreo
    – Aşk istemiyor perreo giydiriliyor
    Ella llegó depresiva pero le pusieron “Tusa”
    – Depresif geldi ama ona “Tusa” dediler
    Ahí se soltó y se desabotonó la blusa
    – Orada bıraktı ve bluzunun düğmelerini açtı
    Se les pegó a la hookah y de la botella abusa
    – Nargile takıldılar ve şişe suistimal edildi
    Dice que hoy se bebe y pone ese cabrón de excusa (¡Blep!)
    – Bugün içtiğini ve o piç kurusunu bahane yaptığını söylüyor (Blep!)
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    No quiere saber de compromiso
    – Bağlılık bilmek istemiyor

    Y que se muera el cabrón que daño le hizo
    – Ve onu inciten piç ölmesine izin ver
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    Está puesta pa’ romper la carretera
    – Yolu kırmaya ayarlandı
    Y ahora má’ que está de moda es estar soltera
    – Ve şimdi daha moda olan bekar olmak
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo (Pri-yah-yah)
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider (Pri-yah-yah)
    Donde pongan música, haya hookah y botelleo
    – Müzik çaldıkları yerde nargile ve şişe var

    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Ella no quiere amor ella está puesta pa’l perreo
    – Aşk istemiyor perreo giydiriliyor
    ¿Dónde están la’ mujere’ que no tienen marío’?
    – Mario sahibi olmayan kadınlar nerede?
    Si es lo que quiere’ toma
    – Eğer istediğin buysa al
    Báilame de frente y dime: “Ah, ah”
    – Benimle kafa kafaya dans et ve söyle bana: “Ah, ah”
    Con la mano arriba grita: “Ah, ah”
    – Eli havada bağırır: “Ah, ah”
    Así es que mi corillo grita
    – Bu yüzden corillo’m çığlık atıyor

    Ahora tu mami dile
    – Şimdi annen ona söyle
    Tú eres la que manda dile
    – Sorumlu olan sensin söyle ona
    Yo hice esto pa ti grita
    – Bunu senin için yaptım çığlık at
    Donde están las mujeres solteras..
    – Bekar kadınlar nerede …
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    No quiere saber de compromiso
    – Bağlılık bilmek istemiyor
    Y que se muera el cabrón que daño le hizo
    – Ve onu inciten p.ç ölmesine izin ver
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    Está puesta pa’ romper la carretera
    – Yolu kırmaya ayarlandı
    Y ahora má’ que está de moda es estar soltera
    – Ve şimdi daha moda olan bekar olmak
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Donde pongan música, haya hookah y botelleo
    – Müzik çaldıkları yerde nargile ve şişe var
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Ella no quiere amor ella está puesta pa’l perreo
    – Aşk istemiyor perreo giydiriliyor

  • Macklemore & Ryan Lewis Feat. Ray Dalton , Can’t Hold Us Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Macklemore & Ryan Lewis Feat. Ray Dalton , Can’t Hold Us Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Return of the Mack, get up! what it is, what it does, what it is, what it isn’t
    – Mack’in geri dönüşü, ayağa kalk! Nedir, ne yapar, nedir, ne değildir
    Looking for a better way to get up out of bed
    – Yataktan çıkmak için daha iyi bir yol arıyorum
    Instead of getting on the internet and checking a new hit me
    – İnternete girmek ve bana yapılmış yeni bir darbeyi kontrol etmek yerine
    Get up! fresh out pimp strut walking, little bit of humble, little bit of cautious
    – Ayağa kalk! yeni çıkmış bir yürüyüş, biraz mütevazi, biraz da dikkatli
    Somewhere between like rocky and cosby sweatergang nope nope y’all can’t copy
    – Rocky ve Cosby arasında bi yerde, hayır hayır bunu taklit edemezsiniz
    Yup. Bad, moonwalking, this here, is our party, my posse’s been on broadway,
    – Evet.Kötü, ay yürüyüşü(MJ)o burda, bizim partimiz, takım’ım broadway’in üstünde (Sir Mix Alot-My posse’s on broadway -şarkı)
    And we did it, our way.
    – Ve bunu yaptık, kendi yolumuzla.
    Grown music, I shed my skin and put my bones into everything I record to it
    – Yetkin müzik, derimi değiştirdim ve herşeyin içine kemiklerimi koydum kaydettim
    And yet I’m on~
    – Ve artık bunun çok üstündeyim
    Let that stage light go and shine on down, got that Bob
    Barker suit game and plinko in my style.
    – Bırak sahne ışıkları senin üzerinde aydınlansın, Bob Barker suit game ve plinko(tv show) benim tarzım
    Money, stay on my craft and stick around for those pounds,
    – Para, benim becerilerimden yana ve bu poundların etrafında dolaşıyor.
    But I do that to pass the torch and put on for my town
    – Ama bunu diğerlerine aktarmak için yaptım ve bunu kendi şehrime bıraktım
    Trust me. On my I-N-D-E-P-E-N-D-E-N-T shit hustlin’,
    – İnan bana. B-A-Ğ-I-M-S-I-Z bu bok zorluyor
    Chasing dreams since I was 14 with the four track bossin’ halfway cross that city with the backpack, fat cat, crushing
    – 14’ümden beri bu düşlerimi kovalıyorum 4 sağlam parçayla sırt çantasıyla yarısında karşıya geçerken şişman kedi eziliyor

    Labets out here,
    – Yaftalar etiketler burada değil
    Nah they can’t tell me nothing
    – Hayır bana hiçbir şey anlatamazlar
    We give that to the people
    – Bunu insanlara verdik
    Spread it across the country
    – Ülke çapında yay bunu
    Labels out here,
    – Yaftalar burada yok
    Nah they can’t tell me nothing
    – Hayır bana hiçbir şey anlatamazlar
    We give it to the people,
    – Bunu insanlara verdik
    Spread it across the country
    – Ülke çapında yay bunu

    Can we go back, this is the moment
    – Geri gidebilir miyiz, şimdi tam zamanı
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, bitene kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Öyleyse ellerimizi kaldırıyoruz sanki sınırlar bizi tutamıyor
    like the ceiling can’t hold us
    – sanki sınırlar bizi tutamıyor
    Here we go back, this is the moment
    – İşte eskiye gidiyoruz, tam zamanı
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, sonuna kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden ellerimizi kaldırıyoruz sanki sınırlar bizi engelleyemiyor
    like the ceiling can’t hold us
    – sanki sınırlar bizi engelleyemiyor

    nah, can I kick it? thank you. yeah I’m so damn grateful.
    – ı-ıh, bunu tekmeleyebilir miyim? teşekkürler.evet şimdi lanet olası minnettarım.
    I grew up, really wanted gold fronts
    – Büyüdüm, gerçekten o altın dişliklerden istedim
    But that’s what you get when wu tang raised you
    – ama bu elde ettiğin şeydir wu tang seni yetiştirdiğinde
    Y’all can’t stop me, go hard like I got an 808 in my heart beat
    – Siz hiçbiriniz beni durduramazsınız, sağlam gidiyorum sanki kalp atışımda bir 808 var
    And I’m beating at the beat like you gave a little speed to a great white shark on shark week(shark week
    – eğer zafıylık anlamına gelebilecek belirti gösterirsen saldırıya uğrayacaksın)
    -If you show signs of weakness or aggression, you will be attacked.,
    – Ve ben yeniyorum tek darbede sanki küçük bir hız vermişsin gibi saldırı zamanı büyük beyaz bir köpek balığına
    Raw. Tell me go up. Gone!
    – Yükseğe gitmemi söylüyorsun bana.Gittim!
    deuces goodbye. I got a world to see, and my girl she wanna
    see Rome,
    – Şeytanlar hoşçakalın.Görmem gereken bir dünya var, ve benim kızım Roma’yı görmek istiyor.
    Ceasar make you a believer. nah I never ever did it for a throne.
    – Ceasar seni bir inançlı yapabilir.Hayır bir taht için bunu asla ve asla yapmadım.
    that validation comes from giving it back to the people.
    – Bu kabul görme, insanlara onu geri vermekten geliyor
    nah sing a song and it goes like
    – bir şarkı söyleniyor ve şöyle gidiyor
    Raise those hands, this is our party
    – Ellerini kaldır, bu bizim partimiz
    We came here to live life like nobody was watching
    – Buraya kimse bizi izlemiyormuşçasına hayatı yaşamaya geldik
    I got my city right behind me
    – Şehrimi tam arkama aldım
    If I fall, they got me, learn from that failure gain humility and then we keep marching ourselves
    – Eğer düşersem, beni yakalarlar, hatadan öğreniyorum alçakgönüllülükten kazanıyorum ve kendimize sloganımı söyleyerek uygun adım yürümeye devam ediyorum

    Can we go back, this is the moment
    – Geri dönebilir miyiz, şimdi tam sırası
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, sonuna kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden ellerinizi kaldırın sanki sınırlar bizi tutamıyor
    like the ceiling can’t hold us
    – Sanki sınırlar bizi tutamıyor
    Here we go back, this is the moment
    – İşte eskiye gidiyoruz, tam zamanı
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, sonuna kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden ellerimizi kaldırıyoruz sanki sınırlar bizi engelleyemiyor
    like the ceiling can’t hold us
    – sanki sınırlar bizi engelleyemiyor
    na na na na na na na na
    – na na na na na na na na
    and all my people say
    – ve halkım diyor ki
    Ma-ckle-more
    – Ma-ckle-daha
    Here we go back, this is the moment
    – İşte geri dönüyoruz, bu an
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece gece, bitene kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden tavanın bizi tutamayacağı gibi ellerimizi havaya kaldırıyoruz
    like the ceiling can’t hold us
    – tavanın bizi tutamayacağı gibi
    Here we go back, this is the moment
    – şte geri dönüyoruz, bu an
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece gece, bitene kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden tavanın bizi tutamayacağı gibi ellerimizi havaya kaldırıyoruz
    like the ceiling can’t hold us.
    – Sanki tavan bizi tutamaz.

  • Royal & the Serpent , Overwhelmed Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Royal & the Serpent , Overwhelmed Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Turn off the T.V
    – Kapatın televizyonu.
    It’s starting to freak me
    – Kafamı bozmaya başladı.
    Out it’s so loud
    – Dışarda her şey çok yüksek sesli.
    It’s like my ears are bleeding
    – Sanki kulaklarım kanıyor gibi hissediyorum.
    What am I feeling?
    – Ne hissediyorum?
    Can’t look at the ceiling
    – Tavana bakamıyorum.
    The light is so bright
    – Işık çok parlak
    It’s like I’m overheating
    – Sanki aşırı ısıdan yanacakmışım gibi.

    This mind isn’t mine
    – Bu zihin benim değil.
    Who am I to judge?
    – Bu yüzden ben kim oluyorum da hüküm veriyorum
    Oh I should be fine
    – Oh bu şartlar altında gayet iyi olmam gerek
    But it’s all too much
    – Ama her şey üstüme geliyor.

    I get overwhelmed so easily
    – Ben kolayca bunalabiliyorum.
    My anxiety creeps inside of me
    – Anksiyetem gizlice içimde dolanıyor,
    Makes it hard to breathe
    – nefes almamı zorlaştırıyor.
    Words come over me
    – Sözler üzerime üzerime geliyor.
    Feels like I’m somebody else
    – Kendim değil, başka biriymişim gibi hissediyorum.

    I get overwhelmed so easily
    – Kolayca bunalıyorum.
    My anxiety keeps me silent
    – Anksiyetem beni suskunlaştırıyor
    When I try to speak
    – Konuşmaya çalıştığımda.
    Words come over me
    – Sözler üzerime üzerime geliyor.
    Feels like I’m somebody else
    – Kendim değil, başka biriymişim gibi hissediyorum.
    I get overwhelmed
    – Bunalıyorum.

    All of these faces
    – Kişisel alanın ne demek olduğunu bilmeyen
    Who don’t know what space is
    – tüm bu yüzler
    And crowds are shut down
    – ve kalabalık devre dışı kalmışlar.
    I’m overstimulated
    – Her yandan bir uyarana maruz kaldım.
    Nobody gets it
    – Kimse anlamıyor.
    They say I’m too sensitive
    – Diyorlar ki çok hassasmışım.
    I can’t listen cause I’m eyeing the exits
    – Dinleyemiyorum çünkü gözüm tüm çıkış kapılarında

  • Justin Bieber Feat. Quavo , Intentions Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Justin Bieber Feat. Quavo , Intentions Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Picture-perfect, you don’t need no filter
    – Resim-mükemmel, hiçbir filtre gerekmez
    Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer
    – Muhteşem, onları öldür, sen bir katil
    Shower you with all my attention
    – Tüm dikkatimi duş
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim
    Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread
    – Mutfakta kal, pişir, kendi ekmeğini kes
    Heart full of equity, you’re an asset
    – Kalp eşitlik dolu, sen bir varlıksın
    Make sure that you don’t need no mentions
    – Hiçbir söz gerek yok emin olun
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim

    Shout out to your mom and dad for making you
    – Seni yapmak için anne ve babana bağır
    Standing ovation, they did a great job raising you
    – Ayakta alkışlandı, seni büyütmek için harika bir iş çıkardılar
    When I create, you’re my muse
    – Yarattığım zaman, sen benim ilham perimsin
    The kind of smile that makes the news
    – Haber yapan gülümseme türü

    Can’t nobody throw shade on your name in these streets
    – Bu sokaklarda kimse isminize gölge atamaz
    Triple threat, you a boss, you a bae, you a beast
    – Üçlü tehdit, sen bir patron, sen bir bae, sen bir canavar
    You make it easy to choose
    – Kolay seçim yapmak
    You got a mean touch I can’t refuse (no, I can’t refuse it)
    – Reddedemeyeceğim bir dokunuş var (hayır, reddedemem)

    Picture-perfect, you don’t need no filter
    – Resim-mükemmel, hiçbir filtre gerekmez
    Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer
    – Muhteşem, onları öldür, sen bir katil
    Shower you with all my attention
    – Tüm dikkatimi duş
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim
    Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread
    – Mutfakta kal, pişir, kendi ekmeğini kes
    Heart full of equity, you’re an asset
    – Kalp eşitlik dolu, sen bir varlıksın
    Make sure that you don’t need no mentions
    – Hiçbir söz gerek yok emin olun
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim

    Already passed, you don’t need no approval
    – Zaten geçti, onay almanıza gerek yok
    Good everywhere, don’t worry ’bout no refusal
    – Her yerde iyi, reddetme konusunda endişelenmeyin
    Second to none, you got the upper hand now
    – Hiçbiri ikinci, şimdi üstünlük var
    Don’t need a sponsor, no, you’re the brand now
    – Sponsora gerek yok, hayır, artık marka sensin

  • Katy Perry Feat. Juicy J , Dark Horse  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Katy Perry Feat. Juicy J , Dark Horse Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I knew you were
    – Sendin biliyorum
    You were gonna come to me
    – Bana geri döneceksin
    And here you are
    – Ve işte buradasın
    But you better choose carefully
    – Ama dikkatlice seçsen iyi olur
    ‘Cause I’m capable of anything
    – Çünkü her şeyi yapabilirim
    Of anything and everything
    – Her şeyden ve her şeyden.
    Make me your Aphrodite
    – Beni Afrodit’in yap
    Make me your one and only
    – Beni sen özel yap
    But don’t make me your enemy, your enemy, your enemy
    – Ama beni düşmanın yapma

    So you wanna play with magic
    – Demek büyü ile oynamak istiyorsun
    Boy, you should know whatcha falling for
    – Evlat, ne için düştüğünü bilmelisin
    Baby do you dare to do this
    – Bebeğim bunu yapmaya cesaretin var mı
    ‘Cause I’m coming atcha like a dark horse
    – Çünkü karanlık bir at gibi geliyorum

    Are you ready for, ready for
    – Hazır mısın, hazır mısın
    A perfect storm, a perfect storm
    – Mükemmel bir fırtına, mükemmel bir fırtına
    ‘Cause once you’re mine, once you’re mine
    – Çünkü bir kere benimsin benim
    There’s no going back
    – Geri dönüşü yok
    Mark my words,
    – Benim kelimelerimi işaretle
    This love will make you levitate
    – Bu aşk seni uçuracak
    Like a bird
    – Bir kuş gibi
    Like a bird without a cage
    – Kafesi olmayan bir kuş gibi
    But down to earth
    – Fakat gerçek
    If you choose to walk away, don’t walk away
    – Eğer gitmeyi seçersen, gitme

    It’s in the palm of your hand now baby
    – Şimdi avucunun içinde bebeğim
    It’s a yes or no, no maybe
    – Bir evet ya da hayır,belki hayır
    So just be sure before you give it up to me
    – Bu yüzden benden vazgeçmeden önce iyi düşün
    Up to me, give it up to me
    – Bana, onu bırak
    So you wanna play with magic
    – Demek büyü ile oynamak istiyorsun
    Boy, you should know whatcha falling for
    – Delikanlı, ne için düştüğünü bilmelisin
    Baby do you dare to do this
    – Bebeğim bunu yapmaya cesaretin var mı
    ‘Cause I’m coming atcha like a dark horse
    – Çünkü karanlık bir at gibi geliyorum
    Are you ready for, ready for
    – Hazır mısın, hazır mısın
    A perfect storm, a perfect storm
    – Mükemmel bir fırtına, mükemmel bir fırtına
    ‘Cause once you’re mine, once you’re mine
    – Çünkü bir kere benimsin benim
    There’s no going back
    – Geri dönüş yok

    She’s a beast
    – O bir canavar
    I call her Karma
    – Ona Karma diyorum
    She eat your heart out
    – Kalbini yiyor
    Like Jeffrey Dahmer
    – Jeffrey Dahmer gibi
    Be careful
    – Dikkatli ol

    Try not to lead her on
    -Onu yönlendirmemeye çalış
    Shawty’s heart was on steroids
    -Stawty kalbi steroid oldu
    ‘Cause her love was so strong
    -Çünkü onun aşkı çok güçlüydü

  • Gafur & JONY , Lollipop Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Gafur & JONY , Lollipop Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e
    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e

    Сияние твоих глаз, как солнца блика
    – Gözlerini bir güneş parlaması gibi parlat
    Я тебя увидел издалека
    – Seni uzaktan gördüm
    Я много верил, мечтал и верил
    – Çok inandım, hayal ettim ve inandım
    Что будет дальше, покажет время
    – Bundan sonra ne olacak, zaman gösterecek
    Что за манеры? Реки по колено
    – Ne tür davranışlar? Diz boyu nehirler
    Лёгкое платье цвета панамера
    – Hafif panamera elbise
    Взгляд и мгновенно, кровь кипит по венам
    – Bak ve anında damarlarda kan kaynıyor
    А ты летаешь и таешь, как lollipop
    – Ve bir lolipop gibi uçarsın ve erirsin

    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e

    У микрофона JONY
    – Mikrofonda JONY
    У микрофона JONY и от жизни ловим пользу
    – Mikrofon JONY’de hayattan faydalanıyoruz
    Поймай мой вайб, используй
    – Benim havamı yakala, kullan
    Улыбкой забери печаль
    – Bir gülümsemeyle üzüntüden kurtulun
    Порш Панамера
    – Porsche Panamera
    Океан по колено
    – Diz boyu okyanus
    Что за манеры?
    – Ne tür davranışlar?
    Танцует Макарена
    – Macarena dansı
    От твоего вида
    – Senin gözünden
    Внутри все кипит, да
    – Her şey içimde kaynıyor, evet
    Что будет, если поцеловать?
    – Öpersen ne olur?
    Что?
    – Ne?

    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e
    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e

    Bum shaka-laka (у-а)
    – Bum shaka-laka (у-а)
    Bum shaka-laka (брр)
    – Bum shaka-laka (брр)
    Bum shaka-laka (а)
    – Bum shaka-laka (а)
    Bum shaka-laka (о-е)
    – Bum shaka-laka (о-е)
    Bum shaka-laka (у-а)
    – Bum shaka-laka (у-а)
    Bum shaka-laka (брр)
    – Bum shaka-laka (брр)
    Bum shaka-laka (yesss)
    – Bum shaka-laka (yesss)
    Bum shaka-laka (о-е)
    – Bum shaka-laka (о-е)

  • Dua Lipa , Don’t Start Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Dua Lipa , Don’t Start Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If you don’t wanna see me
    – Eğer beni görmek istemezsen
    Did a full 180, crazy
    – 180 derece hem de, çılgınca değil mi?
    Thinking ’bout the way I was
    – Geçtiğim yollar hakkında düşünüyorum
    Did the heartbreak change me? Maybe
    – Kalp kıran beni değiştirdi mi? Belki
    But look at where I ended up
    – Ama nereye düştüysem oraya bak
    I’m all good already
    – Ben zaten hep iyiyim
    So moved on, it’s scary
    – Öyleyse devam et, korkutucu
    I’m not where you left me at all, so
    – Beni bıraktığın yerde değilim, o yüzden


    If you don’t wanna see me dancing with somebody
    – Eğer birileri ile dans ettiğimi görmek istemezsen
    If you wanna believe that anything could stop me
    – Eğer hiç bir şeyin beni durduramayacağına inanmak istiyorsan
    Don’t show up, don’t come out
    – Gösterme, ortaya çıkma
    Don’t start caring about me now
    – Beni önemsemeye başlama şimdi
    Walk away, you know how
    – Uzağa yürü, nasıl bilirsin
    Don’t start caring about me now
    – Beni önemsemeye başlama şimdi


    Aren’t you the guy who tried to
    Sen deneyen adam değil misin?
    Hurt me with the word “goodbye”?
    ”Elveda” kelimesiyle beni acıtmayı?
    Though it took some time to survive you
    Ama hayatta kalmak biraz zaman aldı

    I’m better on the other side
    – Ben diğer yandan daha iyiyim
    I’m all good already
    – Ben zaten hep iyiyim
    So moved on, it’s scary
    – Öyleyse devam et, korkutucu
    I’m not where you left me at all, so
    – Beni bıraktığın yerde değilim, o yüzden
    If you don’t wanna see me dancing with somebody
    – Eğer birileri ile dans ettiğimi görmek istemezsen
    If you wanna believe that anything could stop me
    – Eğer hiç bir şeyin beni durduramayacağına inanmak istiyorsan
    (Don’t, don’t, don’t)
    – (Yapma, yapma, yapma)