Blog

  • RAYE , Natalie Don’t Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    RAYE , Natalie Don’t Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It’s been 24 hours, could’ve bought me flowers
    – 24 saat oldu, bana çiçek alabilir miydi
    You know I ain’t been happy (Nuh-uh)
    – Mutlu olmadığımı biliyorsun (Nuh-uh)
    Maybe call me in an hour
    – Belki bir saat sonra ararsın
    Do you wish that it was her though
    – Keşke o olsaydı
    Singing songs in the shower?
    – Duşta şarkı söylemek?
    Baby, no I can’t help it (Nuh-uh)
    – Bebeğim, hayır yardım edemem (Nuh-uh)
    When you’re showing me about her
    – Bana onun hakkında gösterirken

    Why you staring at him, I can see
    – Neden ona bakıyorsun, görebiliyorum
    When you know he belongs to me
    – Onun bana ait olduğunu bildiğinde
    You know I’m missing the sunrise
    – Biliyorsun gün doğumunu özlüyorum
    Behind his eyes he’s thinking of you
    – Gözlerinin ardında seni düşünüyor

    Oh no, there she goes
    – Oh hayır, işte gidiyor
    To take away my man
    – Adamımı götürmek için
    I’m begging her, not him
    – Yalvarıyorum ona değil
    Don’t, don’t, don’t do it, no, no
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır
    Don’t do it, Natalie don’t, don’t
    – Yapma Natalie yapma, yapma

    Oh no, there she goes
    – Oh hayır, işte gidiyor
    To take him from my hand
    – Onu elimden almak için
    I’m begging her, not him
    – Yalvarıyorum ona değil
    Don’t, don’t, don’t do it, no, no
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır
    Don’t do it, Natalie don’t, don’t, don’t
    – Yapma Natalie yapma, yapma, yapma
    Don’t, don’t, don’t, don’t
    – Yapma, yapma, yapma, yapma

    You saw it
    – Onu gördün
    Saw her walking like a model
    – Bir model gibi yürürken gördüm
    But I won’t let it depress me (Nuh-uh)
    – Ama beni üzmesine izin vermeyeceğim (Nuh-uh)
    So I bought another bottle
    – Bu yüzden başka bir şişe aldım
    When you bend over like that
    – Böyle eğildiğin zaman
    Can’t you see my sorrow
    – Acımı göremiyor musun
    When you bend over like that
    – Böyle eğildiğin zaman
    You know his eyes gonna follow, oh
    – Onun gözlerinin takip edeceğini biliyorsun

    Why you staring at him, I can see
    – Neden ona bakıyorsun, görebiliyorum
    When you know he belongs to me
    – Onun bana ait olduğunu bildiğinde
    You know I’m missing the sunrise
    – Biliyorsun gün doğumunu özlüyorum
    Behind his eyes he’s thinking of you
    – Gözlerinin ardında seni düşünüyor

    Oh no, there she goes
    – Oh hayır, oraya gidiyor
    To take away my man
    – Adamımı almak için
    I’m begging her, not him
    – Yalvarıyorum ona değil
    Don’t, don’t, don’t do it, no, no
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır
    Don’t do it, Natalie don’t, don’t
    – Yapma Natalie yapma, yapma

    Oh no, there she goes
    – Oh hayır, oraya gidiyor
    To take him from my hand;
    – Onu elimden almak için
    I’m begging her, not him
    – Yalvarıyorum ona değil
    Don’t, don’t, don’t do it, no, no
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır
    Don’t do it, Natalie don’t, don’t, don’t
    – Yapma Natalie yapma, yapma, yapma
    Don’t, don’t, don’t, don’t
    – Yapma, yapma, yapma, yapma

    I’m still awake at six in the morning
    – Sabah altıda hala uyanığım
    Oh, I know you calling
    – Oh, aradığını biliyorum
    Natalie please feel bad
    – Natalie lütfen kötü hisset
    Don’t text back, leave my man
    – Cevap verme, adamımı bırak
    Like Dolly begged Jolene
    – Dolly’nin Jolene’ye yalvarması gibi
    Just ’cause you can
    – Sadece yapabileceğin için
    Don’t take him please (Please, please, please)
    – Onu alma lütfen (Lütfen, lütfen, lütfen)

    Oh no, there she goes
    – Oh hayır, oraya gidiyor
    To take away my man
    – Adamımı götürmek için
    I’m begging her, not him
    – Yalvarıyorum ona değil
    Don’t, don’t, don’t do it, no, no
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır
    Don’t do it, Natalie don’t, don’t
    – Yapma Natalie yapma, yapma

    Oh no, there she goes
    – Oh hayır, oraya gidiyor
    To take him from my hand
    – Onu elimden almak için
    I’m begging her, not him
    – Yalvarıyorum ona değil
    Don’t, don’t, don’t do it, no, no
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır
    Don’t do it, Natalie don’t, don’t, don’t
    – Yapma Natalie yapma, yapma, yapma
    Don’t, don’t, don’t, don’t
    – Yapma, yapma, yapma, yapma

    (Do it)
    – (Yap)
    Don’t, don’t, don’t do it, no, no
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır
    (Natalie don’t)
    – (Natalie yapma)
    Don’t, don’t, don’t, don’t, don’t, don’t do it
    – Yapma, yapma, yapma, hayır, hayır

  • ROSALÍA & Travis Scott – TKN Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    ROSALÍA & Travis Scott – TKN Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Family things, they don’t have to listen to them
    – Aile meseleleri, onları dinlemek zorunda değiller
    The bosses with the bosses and I am the mom
    – Patronlarla patronlar ve ben bir anneyim
    The secrets only with who you can trust
    – Sırlarımı sadece güveneceğin kişilerle paylaşırım
    You better not break the omerta
    – Omerta’yı kırmasan iyi olur
    There are levels for everything in this life
    – Bu hayatta her şey için seviyeler vardır.
    We don’t fuck with strangers
    – Yabancılarla sevişmiyoruz
    Nor a new friend, nor an injury
    – Yeni arkadaş yoksa yaralanma da yoktur.

    Nor a new friend, nor an injury
    – Yeni arkadaş yoksa yaralanma da yoktur.
    TKN, TKN, TKN
    – TKN, TKN, TKN
    Nor a new friend, nor an injury
    – Yeni arkadaş yoksa yaralanma da yoktur.
    TKN, TKN
    – TKN, TKN
    Nor a new friend, nor an injury
    – Yeni arkadaş yoksa yaralanma da yoktur.

    Zoom in on the face, Gaspar Noé
    – Yüzünü yaklaştır, Gaspar Noe
    This won’t shoot, I emptied it
    – Ateş etmeyecek çünkü boşalttım
    VVS, VVS, Dolce Vita
    – VVS, VVS, Dolce Vita
    My command is strong, dynamite
    – Emrim güçlü dinamit gibi
    Tattooed from the feet to the back of the neck
    – Ayaklarımdan boynumun arkasına kadar dövmeli
    Wearing black like Kika
    – Kika gibi siyah giyiniyorum
    VVS, VVS, Dolce Vita (VVS)
    – VVS, VVS, Dolce Vita (VVS)
    The command is strong, dynamite
    – Emrim güçlü dinamit gibi

    Milk with sugar
    – Şekerli süt
    She has Brazilian measurements
    – O brezilya ölçülerime sahip
    This mami is a G (Yeah)
    – Bu anne bir G (evet)

    Yeah, she got hips I gotta grip for (Yeah)
    – Evet çıldırabileceğim kalçalara sahip
    A lot of ass, don’t need to have more
    – Bir sürü kalça, fazlasına gerek yok
    I know it’s sweet, I like that
    – Tatlı olduğunu biliyorum, hoşuma gitti
    Mmm (Straight up)
    – Mmm
    I got word that it’s wet, well, let’s drown
    – Islak olduğunu duydum, hadi dalalım
    Toot it up, back it up, slap it down
    – Kendine çek ve tokatla
    Don’t say a word of what you heard from when I came around (It’s lit)
    – Geldiğimde duyduğun kelimeyi söyleme (evet)
    You get it first, you get this work right when you come in town (Yeah)
    – Önce sen alırsın, şehre geldiğinde bu işi doğru yaparsın (evet)
    Need you right here (Yeah)
    – Burada sana ihtiyacım var (evet)
    Know you the queen of givin’ ideas
    – Fikir vermenin kraliçesi
    No more new friends, don’t bring the hype here (Ooh)
    – Artık yeni arkadaşlar yok
    Know you got problems with this, but it’s not fair
    – Bununla ilgili sorunların olduğunu biliyorum ama bu adil değil

    Family things, they don’t have to listen to them
    – Aile meseleleri, onları dinlemek zorunda değiller
    The bosses with the bosses and I am the mom (The dad)
    – Patronlarla patronlar ve ben bir anneyim (baba)
    The secrets only with who you can trust
    – Sırlarımı sadece güveneceğin kişilerle paylaşırım
    You better not break the omerta
    – Omerta’yı kırmasan iyi olur

    TKN, TKN, TKN
    – TKN, TKN, TKN
    TKN, TKN
    – TKN, TKN
    Nor a new friend, nor an injury
    – Yeni arkadaş yoksa yaralanma da yoktur

    La Rosalía
    – La Rosalia
    Straight up!
    – Ciddiyim
    Nor a new friend, nor an injury
    – Yeni arkadaş yoksa yaralanma da yok.

  • Ava Max , Who’s Laughing Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ava Max , Who’s Laughing Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Never knew the sting of a stranger
    – Hiç bir yabancı tarafından canım acıtılmamıştı
    Never felt the words like a razor
    – Hiç sözlerin jiletmişçesine kesişini hissetmedin
    But I won’t give a damn ’bout it later
    – Ama ilerde bunları umursamayacağım
    All the little digs doesn’t matter
    – Tüm küçük iğneli sözlerin önemi yok
    Writin’ down a brand new chapter
    – İçinde yalnızca sevginin olduğu ve hiç nefretin olmadığı
    Where there’s only love, never anger
    – Yepyeni bir sayfa açıyorum

    So lonely in your bed
    – Yatağında çok yalnızsın
    Does breakin’ me make you feel good?
    – Beni kırmak seni iyi hissettiriyor mu?
    Guess you don’t understand
    – Sanırım anlamıyorsun
    What goes around, comes around
    – Ne ekersen onu biçersin

    Don’t ya know that I’m stronger?
    – Daha güçlü olduğumu anlamıyor musun?
    Don’t ya see me in all black?
    – Beni siyah giysiler içinde görmüyor musun?
    Don’t ya cry like a baby
    – Bebek gibi ağlama
    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Who’s laughing now?
    – Şimdi kim gülüyor?
    Know that it’s over
    – Bunun bittiğini bil
    Don’t ya know I won’t call back?
    – Geri aramayacağımı bilmiyor musun?
    Don’t ya cry like a baby
    – Bebek gibi ağlama
    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Who’s laughing now?
    – Şimdi kim gülüyor?

    You’ll never see me blue, never bleedin’
    – Beni asla üzgün veya kanarken görmeyeceksin
    Hope you understand how I’m feelin’
    – Umarım nasıl hissettiğimi anlarsın
    I’m turnin’ off my phone like I’m leaving (Bye)
    – Gidiyormuş gibi telefonumu kapatıyorum
    Pushed me to the edge, now it’s over
    – Beni kenara ittin, şimdi bu bitti
    Shuttin’ off the hate, gettin’ closure
    – Nefreti bırakıyorum, kapatıyorum
    This will be the dust when I’m older
    – Yaşlandığımda bunlar toz olacak

    So lonely in your bed
    – Yatağında çok yalnızsın
    Does breakin’ me make you feel good?
    – Beni kırmak seni iyi hissettiriyor mu?
    Guess you don’t understand
    – Sanırım anlamıyorsun
    What goes around, comes around
    – Ne ekersen onu biçersin

    Don’t ya know that I’m stronger?
    – Daha güçlü olduğumu anlamıyor musun?
    Don’t ya see me in all black?
    – Beni siyah giysiler içinde görmüyor musun?
    Don’t ya cry like a baby
    – Bebek gibi ağlama
    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Who’s laughing now?
    – Şimdi kim gülüyor?
    Know that it’s over
    – Bunun bittiğini bil
    Don’t ya know I won’t call back?
    – Geri aramayacağımı bilmiyor musun?
    Don’t ya cry like a baby
    – Bebek gibi ağlama
    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Who’s laughing now?
    – Şimdi kim gülüyor?

    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Who’s laughing now?
    – Şimdi kim gülüyor?

    It’s comical, hysterical
    – Bu komik, histerik
    So ridiculous, think you messed me up
    – Çok saçma, beni mahvettiğini sanman

    Don’t ya know that I’m stronger?
    – Daha güçlü olduğumu anlamıyor musun?
    Don’t ya see me in all black?
    – Beni siyah giysiler içinde görmüyor musun?
    Don’t ya cry like a baby (Oh)
    – Bebek gibi ağlama
    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Who’s laughing now?
    – Şimdi kim gülüyor?
    Know that it’s over
    – Bunun bittiğini bil
    Don’t ya know I won’t call back? (Call back)
    – Geri aramayacağımı bilmiyor musun?
    Don’t ya cry like a baby
    – Bebek gibi ağlama
    Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    – Ha-ha-ha-ha, ha-ha-ha
    Who’s laughing now?
    – Şimdi kim gülüyor?

  • Lady Gaga & Ariana Grande – Rain on Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lady Gaga & Ariana Grande – Rain on Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I didn’t ask for a free ride
    – Seks istemedim
    I only asked you to show me a real good time
    – Senden sadece benimle güzel zaman geçirmeni istedim
    I never asked for the rainfall
    – Asla yağış istemedim
    At least I showed up, you showed me nothing at all
    – En azından göründüm, sen bana hiçbir şey göstemedin

    It’s coming down on me
    – Üzerime geliyor
    Water like misery
    – Sefalet gibi su
    It’s coming down on me
    – Üzerime geliyor
    I’m ready, rain on me
    – Hazırım, üzerime yağ

    I’d rather be dry, but at least I’m alive*
    – Kuru olmayı tercih ederim ama en azından hayattayım
    Rain on me, rain, rain*
    – Üzerime yağ, yağ, yağ
    Rain on me, rain, rain
    – Üzerime yağ, yağ, yağ
    I’d rather be dry, but at least I’m alive
    – Kuru olmayı tercih ederim ama en azından hayattayım
    Rain on me, rain, rain
    – Üzerime yağ, yağ, yağ
    Rain on me
    – Üzerime yağ

    Rain on me
    – Üzerime yağ
    Mmm, oh yeah, baby
    – Evet bebeğim
    Rain on me
    – Üzerime yağ

    Livin’ in a world where no one’s innocent
    – Kimsenin masum olmadığı bir dünya yaşıyoruz
    Oh, but at least we try, mmm
    – Oh, ama en azından deneyebiliriz
    Gotta live my truth, not keep it bottled in
    – Gerçeğimi içimde tutmak yerine yaşamalıyım
    So I don’t lose my mind, baby, yeah
    – Böylece aklımı kaybetmem

    I can feel it on my skin (It’s comin’ down on me)
    – Tenimde hissedebiliyorum (Üzerime geliyor)
    Teardrops on my face (Water like misery)
    – Yüzümdeki yaşlar (Sefalet gibi su)
    Let it wash away my sins (It’s coming down on me)
    – Günahlarımı arındırmasına izin ver (Üzerime geliyor)
    Let it wash away, yeah
    – Arındırmasına izin ver

    I’d rather be dry, but at least I’m alive
    – Kuru olmayı tercih ederim ama en azından hayattayım
    Rain on me, rain, rain
    – Üzerime yağ, yağ, yağ
    Rain on me, rain, rain
    – Üzerime yağ, yağ, yağ
    I’d rather be dry, but at least I’m alive
    – Kuru olmayı tercih ederim ama en azından hayattayım
    Rain on me, rain, rain
    – Üzerime yağ, yağ, yağ
    Rain (Rain) on (On) me
    – Üzerime yağ

    Rain on me
    – Üzerime yağ
    Rain on me
    – Üzerime yağ
    Oh yeah, yeah
    – Oh, evet, evet
    Rain on me, ooh yeah
    – Üzerime yağ, evet
    Rain on me
    – Üzerime yağ
    Rain on me, ooh
    – Üzerime yağ, ooh

    Hands up to the sky
    – Ellerini göğe kaldır
    I’ll be your galaxy
    – Senin galaksin olacağım
    I’m about to fly
    – Uçmak üzereyim
    Rain on me, tsunami
    – Üzerime yağ, tsunami
    Hands up to the sky
    – Ellerini göğe kaldır
    I’ll be your galaxy
    – Senin galaksin olacağım
    I’m about to fly
    – Uçmak üzereyim
    Rain on me (Rain on me)
    – Üzerime yağ

    I’d rather be dry, but at least I’m alive (Rain on me)
    – Kuru olmayı tercih ederim ama en azından hayattayım (Üzerime yağ)
    Rain on me, rain, rain
    – Üzerime yağ, yağ, yağ
    Rain on me, rain, rain (Rain on me)
    – Üzerime yağ, yağ, yağ (Üzerime yağ)
    I’d rather be dry, but at least I’m alive (At least I’m alive)
    – Kuru olmayı tercih ederim ama en azından hayattayım (En azından hayattayım)
    Rain on me, rain, rain (Rain on me, babe)
    – Üzerime yağ, yağ, yağ (Üzerime yağ, babeğim)
    Rain on me (Rain on me)
    – Üzerime yağ (Üzerime yağ)

    I hear the thunder comin’ down
    – Gök gürültüsünün düştüğünü duyuyorum
    Won’t you rain on me?
    – Üzerime yağmalayacak mısın?
    Eh, eh, yeah (Rain on, woo)
    – Eh, eh, evet (Üzerime yağ)
    I hear the thunder comin’ down
    – Gök gürültüsünün düştüğünü duyuyorum
    Won’t you rain on me? (Me)
    – Üzerime yağmayacak mısın?
    Eh, eh, yeah
    – Eh, eh, evet
    Rain on me
    – Üzerime yağ

  • Conan Gray – Heather Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Conan Gray – Heather Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I still remember,
    – Ben hala hatırlıyorum,
    3rd of December,
    – 3 Aralık
    Me in your sweаter,
    – Ben senin terinde
    You sаid it looked better,
    – Daha iyi göründüğünü söyledin

    On me thаn it did you,
    – Benim üzerimde sen yaptın
    Only if you knew,
    – Sadece bilseydin
    How much I liked you
    – Seni ne kadar sevdim
    But I wаtch your eyes аs she
    – Ama senin gözlerini o kadar

    Wаlks by,
    – Wаlks tarafından,
    Whаt а sight for
    – Ne için görüş
    Sore eyes,
    – Ağrıyan gözler
    Brighter thаn а
    – Bundan daha parlak
    Blue sky,
    – Mavi gökyüzü,
    She’s got you
    – O sana sahip
    Mesmerized
    – Büyülenmiş
    While I die
    – Ben ölürken

    Why would you ever kiss me?
    – Neden beni öptün
    I’m not even hаlf аs pretty
    – Ben bile güzel değilim
    You gаve her your sweаter
    – Sen ona terlettin
    It’s just polyester, but you like her better
    – Bu sadece polyester, ama onu daha çok seviyorsun
    Wish I were Heаther
    – Keşke daha iyi olsaydım

    Wаtch аs she stаins
    – O durur
    with her holding your hаnd
    – onun elini tutarken
    Put your аrm round her shoulder
    – Atını omzuna koy
    Now I’m getting colder
    – Şimdi soğuyorum

    But how could I hаte her,
    – Ama ona nasıl sahip olabilirim
    She’s such аn аngel
    – O tam bir melek
    But then аgаin kindа
    – Ama sonra aynı şekilde
    Wish she were deаd, аs she
    – Keşke sevinmiş olsaydı, o

    Wаlks by,
    – Wаlks tarafından,
    Whаt а sight for
    – Ne için görüş
    Sore eyes,
    – Ağrıyan gözler
    Brighter thаn а
    – Bundan daha parlak
    Blue sky,
    – Mavi gökyüzü,
    She’s got you
    – O sana sahip
    Mesmerized
    – Büyülenmiş
    While I die
    – Ben ölürken

    Why would you ever kiss me?
    – Neden beni öptün
    I’m not even hаlf аs pretty
    – Ben bile güzel değilim
    You gаve her your sweаter
    – Sen ona terlettin
    It’s just polyester, but you like her better
    – Bu sadece polyester, ama onu daha çok seviyorsun
    I wish I were Heаther
    – Keşke Heаther olsaydım

    I wish I were Heаther
    – Keşke Heаther olsaydım
    Wish I were Heаther
    – Keşke daha iyi olsaydım

    Why would you ever kiss me?
    – Neden beni öptün
    I’m not even hаlf аs pretty
    – Ben bile güzel değilim
    You gаve her а sweаter
    – Onu terlettin
    It’s just polyester, but you like her better
    – Bu sadece polyester, ama onu daha çok seviyorsun
    wish I wаs
    – keşke olsaydım

  • Travis Scott – THE PLAN Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Travis Scott – THE PLAN Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You don’t know where we stand
    – Nerede durduğumuzu bilmiyorsun
    It’s true
    – Bu gerçek
    Know the plan
    – Planı bil

    Last time I wrecked it, last time I whipped around
    – Son seferde kaza yaptım, son seferde çabucak gittim
    Last time I did the whippets (Yeah), last time I live reverse (Yeah, yeah, ooh)
    – Son seferde bi tazıydım (Evet), son seferde tersten yaşarım (Evet, evet, ooh)
    Pour the brown, hit the reverend (Yeah), last time I hit your crib (Yeah)
    – Kahverengiyi dök, saygıdeğere vur (Evet), son seferde senin kulübene vururum
    Last time there was no tenants (Ooh, ooh)
    – Son seferde burada hiç sahip yoktu (Ooh, ooh)
    I done went back in myself, felt like Hell
    – Kendimde geri gitmeyi bıraktım, cehennem gibi hissettirdi
    Fuck, I risked it, patience sеll (Yeah)
    – Sikeyim, riske attım, hasta aldatmacası (Evet)
    Found you livin’, know you thrillin’, not for sinnin’ (Yeah)
    – Seni hayatta buldum, biliyorum korkuyorsun, günah işlemekten değil (Evet)
    How I got my stripes and pеndants, backin’ out in the street (Yeah)
    – Nasıl şeritlerimi ve kolyelerimi aldım, sözümden vazgeçiyorum sokakta (Evet)
    What is wild, let it be, ragers out, gotta eat (Yeah)
    – Vahşi olan ne, gerçekleşmesine izin ver, öfkeliler dışarı, yemeli (Evet)
    Not a vibe (Yeah) but a wave, with the sound by the way
    – Hava değil (Evet) ama bi’ dalga, sesiyle birlikte bu arada
    Count it down, by the days (Ooh)
    – Geriye say, günleri (Ooh)
    To myself, know they wicked, with the moves (Ooh, ooh)
    – Kendime, bil onlar aşağılık, hareketleriyle beraber (Ooh, ooh)
    I’m drinkin’, off the juice, know I’m drinkin’
    – İçeceği dikiyorum, biliyorum, içiyorum
    I be smooth, then I lose it, yeah, yeah now
    – Yumuşaktım, kaybettim, evet, evet şimdi

    You don’t know where we stand (Yeah, yeah, yeah, yeah)
    – Nerede durduğumuzu bilmiyorsun (Evet, evet, evet, evet)
    It’s true (Yeah, yeah)
    – Bu doğru (Evet, evet)
    Know the plan
    – Planı bil

    Close the opera
    – Operayı kapat
    Hear the red and blue outside, I think our option’s up
    – Dışarıdaki kırmızıyı ve maviyi duy, bence, bizim için uygun ortam
    I recrossed it ’round the map, I had to line it up
    – Haritanın çevresinden tekrar karşıya geçtim, kurmak zorundaydım
    I be swervin’ on the waves, it’s like a line of us (Yeah, yeah)
    – Dalgaların üzerinde yoldan çıkıyorum, bizden bi’ çizgi gibi (Evet, evet)
    Move in ‘verse on my turf, I’m outta line, I put in work
    – Tersine doğru hareket et kürkümün üzerinde, çizginin dışındayım, araya giriyorum
    I draw the line and cross it first
    – Ben çizgiyi çizer ve ilk geçerim
    I need the time, I need to search
    – Zamana ihtiyacım var, aramaya ihtiyacım var
    It’s just like wine, it make it worse
    – Sadece şarap gibi, daha kötü yapıyor
    Skrrt, skrrt in the ‘Vert, skrrt, skrrt
    – Skrrt, skrrt dikeyde, skrrt, skrrt
    Ride on land, Boeing jet, make it land
    – Karada kullan, boeing jet, karaya indir
    In slow motion when I dance
    – Yavaş çekimde, ben dans ettiğimde
    In your eyes I see your trance
    – Transa geçtiğini gözlerinde görüyorum
    I run away and then you prance (Yeah)
    – Ben kaçarım ve kasıla kasıla yürürsün (Evet)
    If I show the hideaway would you hide out and let it blam? (Yeah, yeah)
    – Saklanacağın yeri göstersem oraya geçer ve patlamasına izin verir misin? (Evet, evet)
    Ain’t no time, I’m facin’ scams, nah, nah (Yeah)
    – Zaman kalmadı, sahtekarlarla yüzleşiyorum, hayır, hayır (Evet)

    You don’t know where we stand (Yeah, yeah, yeah, yeah)
    – Nerede durduğumuzu bilmiyorsun (Evet, evet, evet, evet)
    It’s true (Yeah, yeah, ooh-ooh, ooh)
    – Bu doğru (Evet, evet, ooh-ooh, ooh)
    Ooh
    – Oohhhh

  • Lady Gaga – Hair Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lady Gaga – Hair Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ooh, ooh, ooh, ooh, oh
    – Ooh, ooh, ooh, ooh, oh
    Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, woah
    – Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, woah

    Whenever Im dressed cool,
    – Ne zaman harika giyinsem
    My parents put up a fight.
    – Ailem kavga çıkarır
    (Uh huh, uh huh)
    – (Uh huh, uh huh)
    And if Im hot shot,
    – Ve eğer ben çekiciysem
    Mom will cut my hair at night.
    – Annem gece saçlarımı keser
    (Uh huh, uh huh)
    – (Uh huh, uh huh)
    And in the morning,
    – Ve sabah
    Im short of my identity.
    – Ben yetersiz kişiliğimleyim
    I scream MomDad,
    – Anneme ve babama bağrıyorum
    Why cant I be who I want to be?
    – Neden kim olmak istersem olamıyorum
    (Uh huh, uh huh) to be.
    – (Uh huh, uh huh) olmak.

    I just wanna be myself,
    – Ben sadece kendim olmak istiyorum

    And I want you to love me for who I am.
    – Ve ben kimsem beni öyle sevmeni istiyorum
    I just wanna be myself,
    – Ben sadece kendim olmak istiyorum
    And I want you to know, I am my hair.
    – Ve bunu bilmeni istiyorum ben saçımım
    Ive had enough, this is my prayer,
    – Bu kadarı yeter bu benim duam
    That Ill die living just as free as my hair.
    – Saçım gibi özgür yaşıyıp öleceğim
    Ive had enough, this is my prayer,
    – Bu kadarı yeter bu beni duam
    That Ill die living just as free as my hair.
    – Saçım kadar özgür yaşıyıp öleceğim
    Ive had enough, Im not a freak
    – bu kadarı yeter ben acayip değilim
    I just keep fightin to stay cool on these streets
    – Ben sadece bu havalı sokaklarda kalmak için savaşıyorum
    Ive had enough, enough, enough,
    – Bu kadar yeter yeter yeter
    And this is my prayer, I swear,
    – Ve bu benim duam yemin ediyorum
    Im as free as my hair.
    – Saçım gibi özgürüm
    Im as free as my hair.
    – Saçım gibi özgürüm
    I am my hair.
    – Ben saçımım
    I am my hair.
    – Ben saçımım

    As free as my hair, hair, hair,
    – Saçım gibi özgür saç saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair,
    – Saç, saç, ha-ha-ha-saç,
    Hair, hair, hair,
    – Saç-saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair.
    – Saç saç sa-sa-sa-saç
    As free as my hair, hair, hair,
    – Saçım gibi özgür saç saç saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair
    – Saç saç sa-sa-sa-saç
    Hair, hair, hair,
    – Saç saç saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair.
    – Saç saç sa-sa-sa-saç

    Sometimes I want some raccoon
    – Bazen sadece biraz rakun istiyorum
    Or red highlights.
    – Yada kırmızı röfleler
    (Uh huh, uh huh)
    – (Uh huh, uh huh)
    Just because I want my friends,
    – Çünkü sadece arkaşlarımın

    To think Im dynamite.
    – Çarpıcı olduğumu düşünmelerini istiyorum
    (Uh huh, uh huh)
    – (Uh huh, uh huh)
    And on Friday rock city,
    – Ve Cuma sarsılan şehirde
    High school dance.
    – Lise dansı
    (Uh huh, uh huh)
    – (Uh huh, uh huh)
    Ive got my bangs to hide,
    – Kaküllerimi saklamak istiyorum

    That I dont stand a chance.
    – Direnmek için şansım yok

    (Uh huh, uh huh) a chance.
    – (Uh huh, uh huh) bir şans.

    I just wanna be myself,
    – Sadece kendim olmak istiyorum
    And I want you to love me for who I am.
    – Ben kimsem beni öyle sevmeni
    I just wanna be myself,
    – Sadece kendim olmak istiyorum
    And I want you to know, I am my hair.
    – Ve bilmeni istyorum ben saçımım

    Ive had enough, this is my prayer,
    – Bu kadar yeter bu benim duam

    That Ill die living just as free as my hair.
    – Saçım kadar özgür yaşıyıp öleceğim
    Ive had enough, this is my prayer,
    – Bu kadar yeter bu benim duam
    That Ill die living just as free as my hair.
    – Saçım kadar özgür yaşıyıp öleceğim
    Ive had enough, Im not a freak,
    – Bu kadar yeter ben tuhaf değilim
    Im just here trying to play cool on the streets
    – Ben sadece bu havalı sokaklarda oynamayı deniyorum

    Ive had enough, enough, enough,
    – Bu kadarı yeter yeter yeter
    And this is my prayer, I swear,
    – Ve bu benim duam yemin ediyorum
    Im as free as my hair.
    – Saçlarım gibi özgürüm
    Im as free as my hair.
    – Saçlarım gibi özgürüm
    I am my hair.
    – Ben saçımım
    I am my hair.
    – Ben saçımım

    As free as my hair, hair, hair,
    – Saçım gibi saç saç saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair,
    – Saç saç sa sa sa saç
    Hair, hair, hair,
    – Saç saç saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair.
    – Saç saç sa sa sa saç
    As free as my hair, hair, hair,
    – Saçlarım gibi saç saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair
    – Saç saç sa sa sa saç
    Hair, hair, hair,
    – Saç saç saç
    Hair, hair, ha-ha-ha-hair.
    – Saç saç sa sa sa saç
    Ha-ha-ha-hair.
    – Sa sa sa saç

    I just want to be free, I just want to be me
    – Sadece özgür olmak istiyoru sadece kendim olmak istiyorum
    And I want lots of friends that invite me to their parties.
    – Ve arkdaşlarımın beni partilerine davet etmelerini istiyorum
    I dont want to change,I dont want to be ashamed.
    – Değişmek istemiyorum ve utanç duyan olmak istemiyorum
    Im the spirit of my Hair, its all the glory that I bare.
    – Ben saçımın ruhuyum büyün ihtişamıyla çıplağım
    Im my hair, I am my hair
    – Ben saçımım ben saçımım
    Im my hair, I am my hair
    – Ben saçımım ben saçımım
    I am my hair, I am my hair
    – Ben saçımım ben saçımım
    I am my hair, I am my hair
    – Ben saçımım
    (Its all the glory that I bare)
    – Bütün ihtişamıyla ben çıplağım

    I am my hair, I am my hair
    – ben saçımım ben saçımım
    Its all the glory that I bare
    – Bütün ihtişamıyla çığlağım
    I am my hair, I am my hair
    – Ben saçımım ben saçımım
    Im my hair, yeah, yeah
    – Ben saçımım evet evet
    (All the glory that I bare)
    – Bütün ihtişamıyla çıplağım
    Im my hair, yeah, yeah
    – Ben saçımım evet evet
    (All the glory that I bare)
    – Bütün ihtişamıyla çıplağım
    Im my hair, yeah, yeah
    – Ben saçımım evet evet
    (All the glory that I bare)
    – Bütün ihtişamıyla çıplağım
    Im my hair, yeah, yeah, yeah
    – Ben saçımım evet evet evet

    Ive had enough, this is my prayer,
    – Bu kadar yeter bu benim duam
    That Ill die living just as free as my hair.
    – Saçım gibi özgür yaşayıp öleceğim
    Ive had enough, this is my prayer,
    – Bu kadar yeter bu benim duam
    That Ill die living just as free as my hair.
    – Saım gibi özgür yaşayıp öleceğim
    Ive had enough, Im not a freak,
    – Bu kadar yeter ben garip değilim
    Im just here trying to play cool on the streets
    – Ben sadece bu havalı sokaklarda oynamayı deniyorum

    Ive had enough, enough, enough,
    – Bu kadar yeter yater yater
    And this is my prayer, I swear,
    – Ve bu benim duam yemin ediyorum
    Im as free as my hair.
    – Saçım gibi özgür olacağım
    Im as free as my hair.
    – Saçım gibi özgür
    I am my hair.
    – Ben saçımım
    I am my hair.
    – Ben saçımım

    Ooh, my hair, my hair.
    – Ooh saçım saçım

  • Katy Perry – California Gurls Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Katy Perry – California Gurls Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I know a place
    – Bir yer biliyorum
    the grass is really greener
    – Çimenin gerçekten yeşil olduğu
    Warm, wet wild
    – Sıcak, ıslak ve çılgın
    There must be something in the water
    – Suyunda bir şey olmalı
    Sippin gin juice
    – Yudum yudum cin meyve suyu
    Laying underneath the palm trees
    – Palmiye ağaçlarının altında uzanırlar
    The boys
    – Erkekler
    Break their necks
    – Boyunlarını bükerek
    Tryna to creep a little sneak peek
    – Bizi gizlice gözetlemek için süründürmeye çalışıyorlar

    You could travel the world
    – Dünyayı gezebilirsin
    But nothing comes close
    – Ama hiçbir şey
    To the golden coast
    – Golden coast’a benzemez
    Once you party with us
    – Bir kere bizlimle parti yapsan
    You’ll be falling in love
    – Aşık olursun

    California girls
    – Kaliforniya kızları
    We’re unforgettable
    – Biz unutulmazız
    Daisy Dukes
    – Bikiniler üstümüzde
    Sun-kissed skin
    – Güneşin öptüğü tenler
    So hot
    – Çok çekici
    Will melt your popsicle
    – Buzlu şekerini eritecek

    California girls
    – Kaliforniya kızları
    We’re undeniable
    – İnkar edilmez
    Fine, fresh, fierce
    – İyi, canlı, ateşli
    We got it on lock
    – Batı yakası sunar
    Now put your hands up
    – Şimdi ellerinizi yukarı kaldırın
    Ooooh oh ooooh
    – Ooooh oh ooooh

    Sex on the beach
    – Sahilde s..s
    Sex on the beach
    – Sahilde s..s
    We get sand in our stilletos
    – Stiletlerimiz kumlanır
    We freak
    – Heyecanlanırız
    In my jeep
    – Cipimde
    Snoop doggy dog on the stereo
    – Snoop dog çalar

    You could travel the world
    – Dünyayı gezebilirsin
    But nothing comes close
    – Ama hiçbir şey
    To the golden coast
    – Golden coast’a benzemez
    Once you party with us
    – Bir kere bizlimle parti yapsan
    You’ll be falling in love
    – Aşık olursun
    Ooooh oh ooooh
    – Ooooh oh ooooh

    California girls
    – Kaliforniya kızları
    We’re unforgettable
    – Biz unutulmazız
    Daisy Dukes
    – Bikiniler üstümüzde
    Sun-kissed skin
    – Güneşin öptüğü tenler
    So hot
    – Çok çekici
    Will melt your popsicle
    – Buzlu şekerini eritecek
    Ooooh oh ooooh
    – Ooooh oh ooooh
    California girls
    – Kaliforniya kızları
    We’re undeniable
    – İnkar edilmez
    Fine, fresh, fierce 
    – İyi, canlı, ateşli
    We got it on lock
    – Kilitledik
    West coast represent
    – Batı yakası sunar
    Now put your hands up
    – Şimdi ellerinizi yukarı kaldırın
    Ooooh oh ooooh
    – Ooooh oh ooooh

    Tone Tan
    – Ton Tan
    Fitready
    – Fitready
    Turn it up cause its gettin’ heavy
    – Sesini aç çünkü şiddetleniyor
    Wild wild west coast
    – Vahşi vahşi batı yakası
    These ara the girls I love the most
    – Bunlar en çok sevdiğim kızlar
    I mean the ones
    – Her birini kastediyorum
    I mean she’s the one
    – O biricik gibi diyorum
    Kiss her
    – Öp onu
    Touch her
    – Dokun ona
    Squeeze her
    – Sıkıştır onu

    The girls a freak
    – Kızlar bir kaçık
    She drives a jeep
    – Bir cip sürüyor
    The men one the beach
    – Adamlar sahilde
    Im okey
    – Ben iyiyim
    I wont play
    – Oynamayacağım
    I love the bay
    – Körfezi seviyorum
    Just i love LA
    – Los Angeles’ı sevdiğim gibi
    Venice beach
    – Venice plajı
    And Palm Springs
    – Ve Palm Springs
    Summer time is everthing
    – Yaz zamanı her şeydir

    Come on boys
    – Hadi beyler
    Hanging out
    – Beraber takılalım
    All that a-s
    – Tüm a-s’ler
    Hanging out
    – Takılıyor
    Bikinis, tankinis, martinis
    – Bikiniler, tankiniler, martiniler
    No weenies
    – Sosis yok
    Just to get
    – Sadece almak için
    In betweeny
    – Arasında
    Katy my lady
    – Katy leydim
    (yeah)
    – evet
    You looking here baby
    – Buraya bakıyotsun bebeğim
    (uh huh)
    – (uh huh)
    Im all up on you
    – Senden haberim var
    Cause you representing California
    – Çünkü Kaliforniya’yı temsil ediyorsun
    (ohh yeah)
    – (ohh evet)

    California girls
    – Kaliforniya kızları
    We’re unforgettable
    – Biz unutulmazız
    Daisy Dukes
    – Papatya Dükleri
    Bikinis on top
    – Bikiniler üstümüzde
    Sun-kissed skin
    – Güneşin öptüğü tenler
    So hot
    – Çok çekici
    Will melt your popsicle
    – Buzlu şekerini eritecek
    Ooooh oh ooooh
    – Ooooh oh ooooh
    California girls
    – Kaliforniya kızları
    We’re undeniable
    – İnkar edilmez
    Fine, fresh, fierce
    – İyi, canlı, ateşli
    We got it on lock
    – Kilitledik
    West coast represent
    – Batı yakası sunar
    Now put your hands up
    – Şimdi ellerinizi yukarı kaldırı

  • Sia – California Dreamin  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Sia – California Dreamin Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    All the leaves are brown, and the sky is gray
    – Tüm yapraklar kahverengi, ve gökyüzü gri
    I’ve been for a walk on a winter’s day
    – Bir kış gününde yürüyüşe çıktım
    I’d be safe and warm if I was in L.A.
    – Eğer Los Angeles’ta olsaydım güvenli ve sıcak olabilirdim
    California dreamin’, on such a winter’s day
    – Kaliforniya rüyası, böyle bir kış günü
    All the leaves are brown and the sky is gray
    – Tüm yapraklar kahverengi, ve gökyüzü gri
    I’ve been for a walk on a winter’s day
    – Bir kış gününde yürüyorum
    I’d be safe and warm if I was in L.A.
    – Eğer Los Angeles’ta olsaydım güvenli ve sıcak olabilirdim
    California dreamin’, on such a winter’s day
    – Kaliforniya rüyası, böyle bir kış günü

    I stopped into a church I passed along the way
    – Yol boyunca geçtiğim bir kilisede durdum
    Well, I got down on my knees
    – Peki, diz çöktüm
    And I pretended to pray
    – Ve dua eder gibi davrandım
    You know the preacher liked the cold
    – Biliyorsun vaiz soğuktan hoşlandı
    He knows I’m gonna stay
    – Kalacağımı bilir
    California dreamin’, on such a winter’s day
    – Kaliforniya rüyası, böylesine bir günde

    I’d be safe and warm
    – Güvende ve sıcak olacağım
    I’d be safe and warm
    – Güvende ve sıcak olacağım
    I’d be safe and warm
    – Güvende ve sıcak olacağım
    I’d be safe and warm
    – Güvende ve sıcak olacağım

    All the leaves are brown, and the sky is gray
    – Tüm yapraklar kahverengi, ve gökyüzü gri
    I’ve been for a walk on a winter’s day
    – Kış gününde yürüyüşe çıktım
    If I didn’t go, I could leave today
    – Eğer gitmeseydim bugün ayrılabilirdim
    California dreamin’, on such a winter’s day
    – Kaliforniya rüyası, böylesine bir günde

    Oh, on such a winter’s day
    – Böylesine bir kış günü
    On such a winter’s day
    – Böylesine bir kış günü

  • Lana Del Rey – C U L8r Alligator  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lana Del Rey – C U L8r Alligator Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Don’t say I’ll see you later alligator, so cute
    – Sonra görüşürüz deme bana, çok tatlısın
    When you know it’s not true
    – Gerçek olmadığını bildiğinde
    I know you’re seeing her
    – Onunla görüştüğünü biliyorum
    But you can still see me, too
    – Ama hala benimle de görüşebilirsin
    If you wanted to, baby
    – İstersen bebeğim

    I know they say I’m cheap
    – Ucuz biri olduğumu söylüyorlar biliyorum
    And you’re two-timing me
    – İkili oynadığını biliyorum
    That’s what you get
    – Eline bu geçer anca
    We’re in the 21st century
    – 21.yüzyıldayız
    So much for chivalry
    – Şövalyelik fazla bize
    I know you’ll come to me
    – Bana döneceksin biliyorum
    I have a way with men like you, baby
    – Senin gibi adamlarla olayım var bebeğim

    You’re all I wanted, boy, I never needed anybody else
    – Tek istediğim sensin oğlum, başkasına ihtiyaç duymadım hiç
    Your logic’s flawed and you’ve been telling lies to yourself
    – Mantığın sorunlu ve kendine yalanlar söylüyordun
    When you gonna let your little baby come, oh, come to you
    – Minik bebeğinin sana ne zaman gelmesine izin vereceksin
    When you gonna let me drive you crazy like nobody do
    – Kimsenin yapamadığı gibi seni çıldırtmama ne zaman izin vereceksin
    You’re all I needed boy, I never needed anybody else
    – Tek istediğim sensin oğlum, başkasına ihtiyaç duymadım hiç
    I know you’re scared to see me only and nobody else
    – Sadece beni görmekten korkuyorsun biliyorsun
    When you gonna love your baby?
    – Bebeğini ne zaman seveceksin?

    I did the Playboy dip that made us famous
     – Bizi ünlü eden Playboy işini yaptım
    And you was watching there with your crew
    – Ekibinle izliyordun
    I should have known just by the circumstances and who
    – Durumlardan da anlamalıydım
    I was meeting you through
    – Seninle tanışırken
    That you were bad news
    – Kötü haber olduğunu

    I know that’s not the way
    – Böyle tanışmaz insanlar
    Most people meet but, hey
    – Biliyorum ama hey
    We’re living in the fast lane
    – Hızlı şeritle yol alıyoruz
    Post-modern day
    – Post modern günlerde
    You’re not sure you can change
    – Değişebileceğinden emin değilsin
    Or get out of the game
    – Ya da oyundan çıkacağından
    You’re not the only one
    – Tek sen değilsin
    I’ve heard say, ‘Maybe”
    – “Belki” diyenlerden

    You’re all I wanted, boy, I never needed anybody else
    – Tek istediğim sensin oğlum, başkasına ihtiyaç duymadım hiç
    Your logic’s flawed and you’ve been telling lies to yourself
    – Mantığın sorunlu ve kendine yalanlar söylüyordun
    When you gonna let your little baby come, oh, come to you
    – Minik bebeğinin sana ne zaman gelmesine izin vereceksin
    When you gonna let me drive you crazy like nobody do
    – Kimsenin yapamadığı gibi seni çıldırtmama ne zaman izin vereceksin
    You’re all I needed boy, I never needed anybody else
    – Tek istediğim sensin oğlum, başkasına ihtiyaç duymadım hiç
    I know you’re scared to see me only and nobody else
    – Sadece beni görmekten korkuyorsun biliyorsun
    When you gonna love your baby?
    – Bebeğini ne zaman seveceksin?

  • Maroon 5 – Nobody’s Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Maroon 5 – Nobody’s Love Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You could make a grown man cry
    – Yetişkin bir adamı ağlatabilirsin
    If you ever said “Goodbye”
    – Eğer ona ”hoşça kal” dediysen
    Never let you go, oh, I (Never let you go, oh, I)
    – Gitmene asla izin vermem
    You could make a grown man cry
    – Yetişkin bir adamı ağlatabilirsin
    If you ever left my side
    – Eğer yanımdan ayrıldıysan
    Never let you go, oh, I (Never let you go, oh, I)
    – Gitmene asla izin vermem

    You’re the only hand in my back pocket
    – Arka cebimdeki tek el senin elin
    If you ever left, I’d go pyschotic
    – Eğer gitseydin, psikotiğe bağlardım
    Heaven, hear me cryin’, cryin’ (Ooh, ooh, ooh)
    – Cennet, ağladığımı duy, ağladığımı
    Baby, you’re the key to my heart, lock it
    – Bebeğim, sen kalbimin anahtarısın, kilitle onu
    If you ever left, never unlock it
    – Eğer gideceksen açma kilidini hiç
    Lonely like an island, island (Ooh, ooh, ooh)
    – Ada gibi yalnızım, ada gibi

    If my love ain’t your love
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse
    It’s never gonna be nobody’s love
    – Asla kimsenin aşkı olmayacak
    I’m never gonna need nobody’s love but yours (But yours)
    – Senin sevginden başka kimsenin aşkına ihtiyacım olmayacak
    If my love ain’t your love
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse
    It’s never gonna be nobody’s love
    – Asla kimsenin aşkı olmayacak
    Never gonna need nobody’s touch but yours (But yours)
    – Senin sevginden başka kimsenin dokunuşuna ihtiyacım olmayacak

    You could make a grown man cry
    – Yetişkin bir adamı ağlatabilirsin
    If you ever said “Goodbye”
    – Eğer ona ”hoşça kal” dediysen
    Never let you go, oh, I (Never let you go, oh, I)
    – Gitmene asla izin vermem
    You could make a grown man cry
    – Yetişkin bir adamı ağlatabilirsin
    If you ever left my side
    – Eğer yanımdan ayrıldıysan
    Never let you go, oh, I (Never let you go, oh, I)
    – Gitmene asla izin vermem

    You’re the only hand in my back pocket
    – Arka cebimdeki tek el senin elin
    If you ever left, I’d go pyschotic
    – Eğer gitseydin, psikotiğe bağlardım
    Heaven hear me cryin’, cryin’ (Ooh, ooh, ooh)
    – Cennet, ağladığımı duy, ağladığımı
    Hit me like a drug and I can’t stop it
    – Bana bir uyuşturucu gibi vuruyorsun ve bunu durduramıyorum
    Fit me like a glove and I can’t knock it
    – Bana bir eldiven gibi uyum sağlıyorsun ve onu asla bozamam
    I ain’t even lyin’, lyin’ (Ooh, ooh, ooh)
    – Yalan bile söylemeyemeyeceğim, yalan bile

    If my love ain’t your love
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse
    It’s never gonna be nobody’s love
    – Asla kimsenin aşkı olmayacak
    I’m never gonna need nobody’s love but yours (Nobody’s, but yours)
    – Senin sevginden başka kimsenin aşkına ihtiyacım olmayacak
    If my love ain’t your love
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse
    It’s never gonna be nobody’s love
    – Asla kimsenin aşkı olmayacak
    Never gonna need nobody’s touch but yours (But yours)
    – Senin sevginden başka kimsenin dokunuşuna ihtiyacım olmayacak

    If my love ain’t your love, then it’s nobody’s
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse, o zaman kimsenin değil
    Only yours, only yours, not just anybody’s
    – Sadece senin, sadece senin, başka herhangi birinin değil
    And if you ever leave, then I’m never gon’ want
    – Eğer bir gün gideceksen, o zaman hiç istemeyeceğim
    Nobody, nobody’s love
    – Başkasının, başkasının aşkını
    If my love ain’t your love, then it’s nobody’s
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse, o zaman kimsenin değil
    Only yours, only yours, not just anybody’s
    – Sadece senin, sadece senin, başka herhangi birinin değil
    And if you ever leave, then I’m never gon’ want
    – Eğer bir gün gideceksen, o zaman hiç istemeyeceğim
    Nobody, nobody’s love
    – Başkasının, başkasının aşkını
    Nobody’s love
    – Başkasının aşkını
    Oh, yeah
    – Ah, evet

    If my love ain’t your love
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse
    It’s never gonna be nobody’s love
    – Asla kimsenin aşkı olmayacak
    I’m never gonna need nobody’s love but yours (No, no, but yours)
    – Senin sevginden başka kimsenin aşkına ihtiyacım olmayacak
    If my love ain’t your love
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse
    It’s never gonna be nobody’s love
    – Asla kimsenin aşkı olmayacak
    Never gonna need nobody’s touch but yours (No, no, no, no, but yours)
    – Senin sevginden başka kimsenin dokunuşuna ihtiyacım olmayacak

    If my love ain’t your love, then it’s nobody’s
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse, o zaman kimsenin değil
    Only yours, only yours, not just anybody’s
    – Sadece senin, sadece senin, başka herhangi birinin değil
    And if you ever leave, then I’m never gon’ want
    – Eğer bir gün gideceksen, o zaman hiç istemeyeceğim
    Nobody, nobody’s love
    – Başkasının, başkasının aşkını
    If my love ain’t your love, then it’s nobody’s
    – Eğer aşkım senin aşkın değilse, o zaman kimsenin değil
    Only yours, only yours, not just anybody’s
    – Sadece senin, sadece senin, başka herhangi birinin değil
    And if you ever leave, then I’m never gon’ want
    – Eğer bir gün gideceksen, o zaman hiç istemeyeceğim
    Nobody, nobody’s love
    – Başkasının, başkasının aşkını

  • Cecilia Krull , My Life Is Going On Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Cecilia Krull , My Life Is Going On Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If I stay with you, if I’m choosing wrong
    Eğer seninle kalıyorsam, eğer yanlışı seçiyorsam 
    I don’t care at all
    Bu umrumda bile değil
    If I’m losing now, but I’m winning late
    Eğer şimdi kaybediyorsam ama sonra kazanacaksam
    That’s all I want
    Tek istediğim bu

    Now we need some space, ’cause I feel for you
    Şimdi biraz yere ihtiyacımız var çünkü senin acını paylaşıyorum
    And I wanna change
    Ve değişmek istiyorum
    Growing up alone, it seems so short
    Yalnız başına büyümek çok kısa gibi geliyor
    I can’t explain
    Açıklayamıyorum
    Whatever happens in the future, trust in destiny
    Gelecekte ne olursa olsun kadere güven
    Don’t try to make anything else even when you feel
    Hissettiğin zaman bile başka bir şey yapmayı deneme
    I don’t care at all
    Umrumda bile değil
    I am lost
    Kayboldum

    I don’t care at all
    Umrumda bile değil
    Lost my time, my life is going on
    Zamanımı harcadım, hayatım devam ediyor
    I will be so strong, looking for a new version of myself
    Çok güçlü olacağım, yeni sürümümü arıyorum
    Cause now all I want is to be a part of my new world
    Çünkü şimdi tek istediğim yeni dünyamın bir parçası olmak
    Whatever happens in the future, trust in destiny
    Gelecekte ne olursa olsun kadere güven
    Don’t try to make anything else even when you feel
    Hissetsen de başka bir şey yapmaya çalışma
    I don’t care at all
    Umrumda bile değil
    I am lost
    Kayboldum

    I don’t care at all
    Umrumda bile değil
    Why not have it all
    Neden hepsine sahip olmayayım
    I am lone
    Kimsesizim
    I don’t care at all
    Umrumda bile değil
    Lost my time, my life is going on
    Zamanımı harcadım, hayatım devam ediyor