Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 7

lâterit * Sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızıveya kahverengiye çalan kırmızırenkli, demir oksit vealüminyum bakımından zengin toprak. lâteritli * Özünde lâterit bulunduran. lâterna * Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir tür org. lâternacı * Lâterna yapan, satan veya çalan kimse. lâtif * Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan. lâtifçe * Lâtif olarak, hoş. lâtife * […]

Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 8

lâvman * Kalın bağırsağıanüs yoluyla su fışkırtarak yıkama.* Bu işiçin kullanılan alet ve sıvı. lâvrensiyum * Bkz. lorentiyum. lâvrovit * Piroksen grubundan doğal silikat. lâvsonit * Hidratlıalüminyum ve kalsiyum çift silikatı. lâvta * Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı. lâvta * Ebe.* Doğacak çocuğu ana rahminden çekmeye yarayan alet.* Erkek doğum hekimi. lâvtacı * […]

Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 6

lânolin * Yapağıdan elde edilen, eczacılıkta ve parfümeride kullanılan, sarımtırak renkte bir yağ. lânse * İleri atılmış, ortaya çıkarılmış. lânse etmek * tanıtmak amacıyla öne sürmek, ortaya çıkarmak. lântan * Atom numarası57, atom ağırlığı138,9, yoğunluğu 6,1 olan, beyaz, havada çabuk oksitlenen, parlak biralevle yanan, seyrek bulunur bir element. KısaltmasıLa. lântanit * Birbirine çok yakın kimyasal […]

Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 4

lâkacı * Lâka veya vernik süren işçi. lâkap * Bir kimseye veya bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin birözelliğinden kaynaklanan ad. lâkap takmak * bir kimseye onun bir özelliğini belirtecek bir ad vermek. lâkaplı * Herhangi bir lâkabı olan; lâkap takılmışolan. lâkaydî * Aldırmazlık, ilgisizlik, umursamazlık, kayıtsızlık. lâkayt […]

Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 5

lâleli * Lâle bulunan veya yetiştirilen (yer).* Üzerinde lâle deseni veya motifi bulunan. lâlelik * Osmanlıseramik ve cam sanatının güzel örneklerinden olan ve içine lâle konulan vazo. lâlettayin * Ayırt etmeksizin, gelişigüzel, özensiz, rastgele. lâlezar * Lâle yetiştirilen yer, lâle bahçesi. lâlüebkem * Dili tutulmuş, konuşamaz hâle gelmiş, dilsiz. lâm * Arap alfabesinde l harfinin […]

Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 2

lâf cambazı * Etkileyici ve kandırıcısöz söyleyebilen kimse. lâf cambazlığı * Kandırıcıve etkileyici söz söyleme. lâf çıkarmak * yeni bir şey söylemek, ortaya atmak.* dedikodu yapmak. lâf çıkmak * dedikodu başlamak. lâf ebeliği * Lâf ebesi olma durumu. lâf ebesi * Çok konuşan, herkese lâf yetiştiren. lâf kalabalığı * üzerinde konuşulan konuyla, esasla veya sorunla […]

Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 3

laforizma * Çok bilinen bir sözü veya atasözünü biraz değiştirip eklemeler yaparak güncel sorunları belirten cümle,kıssadan hayat hisseleri: Bir toplumda değerler haklandıkça, o toplumda hep hırsızlar aklanır. Akılsız başın cezasınıhalklar çeker. sözü gibi. lâfta kalmak * bir işdüşünce aşamasında kalıp gerçekleşmemek. lâftan anlamak * söyleneni dinleyip uymak veya uygulamak. lâfügüzaf * Boşsöz. lâfzen * Sözün […]

Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 1

L * Romen rakamlarıdizisinde 50 sayısını gösterir. -l * İsimden sıfat türeten ek: yeşil < yaş-ı-l, doğal < doğa-l, yasal < yasa-l vb. -l * Fiilden isim türeten ek: okul < oku-l, inal < ina-l vb. -l- * Fiilden fiil türeten ek; edilgen fiil çatılarıkurar: yaz-ı-l-, ver-i-l-, yedir-i-l-, içir-i-l-, düşün-ü-l- vb. L demiri * Sanayide […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 177

kütüğe geçirmek * ana deftere yazmak. kütük * Kalın ağaç gövdesi.* Kesilmişağaç gövdesi.* Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü.* Asma fidanı.* Resmî kayıt defteri, ana defter.* Görgüsüz, kaba (kimse). kütük gibi * çok şişmiş.* çok sarhoş. kütükleşme * Kütükleşmek işi. kütükleşmek * Sert ve duygusuz bir duruma gelmek. kütüklük * İçine şarjöre geçirilmiştüfek fişeği […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 176

küskütük * Çok sarhoş, körkütük. küslük * Küs olma durumu, dargınlık. küsme * Küsmek işi. küsmek * Darılmak.* Gelişememek, büyüyememek.* Görevini yerine getirememek.* Bir madde, herhangi bir sebeple istenilen niteliğini yitirmek. küspe * Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağıveya suyu çıkarılmışher türlü yağlıtohum ve bitkiartığı.* Özü alınmışmeyvelerin kalan bölümü. küstah * Sıra, saygıtanımadan […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 170

küçük köyün büyük ağası * büyüklük taslayanlar için söylenir. küçük kumru * Kumru cinsi bir tür kuş. küçük martı * Martıcinsi bir tür kuş. küçük mevlit ayı * Kamer takviminin dördüncü ayı, rebiyülâhır. küçük oynamak * kumarda az para ile oynamak. küçük önerme * Bir tasımda, küçük terimi taşıyan öncül, minor. küçük parmak * Bkz. […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 171

küflenme * Küflenmek işi. küflenmek * Küf oluşmak.* Zamanı geçmek, köhneleşmek.* Çalışma fırsatı bulamayarak özelliklerini veya yeteneğini yitirmek. küfletme * Küflendirme. küfletmek * Küflendirmek. küflü * Küflenmişolan.* Zamanı geçmiş, köhne.* Saklanmışaltın para. küflüce * Bkz. mantar hastalığı. küfran * Nankörlük. küfretme * Küfretmek işi, sövme. küfretmek * Sövmek. küfür * Sövme, sövmek için söylenen söz, […]