Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 116

azışmak * Gittikçe kızışmak, şiddetlenmek.
azıştırma * Azıştırmak işi.
azıştırmak * Azışmasına yol açmak.
azıtma * Azıtmak işi.
azıtmak * Azgın duruma getirmek.
* Çığırından çıkarmak.
azil * Görevden alma.
azim * Bir işteki engelleri yenme kararı.
azimet * Gidiş.
azimet etmek * gitmek, yola çıkmak.
azimkârane * Kararlı.
* Kararlılıkla, kararlı olarak.
azimli * Kararında, tutumunda direnen, kararlı.
azit * Azothidrik asit HN3 deki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşiklere verilen ad.
aziz * Sevgide üstün tutulan, muazzez.
* Ermiş, eren.
azize * Ermişkadın.
aziziye * Sultan Abdülaziz’in ve devlet adamlarının giydiği fes.
azizlik * Aziz olma durumu.
* Muziplik.
azizlik etmek * muziplik etmek.
azledilme * Azledilmek işi.
azledilmek * Görevden alınmak.
azletme * Azletmek işi.
azletmek * Bir görevliyi işinden ayırıp açıkta bırakmak, görevden almak, çıkarmak.
azlık * Az olma durumu.
* Azınlık.
azlolunma * Azlolunmak işi.
azlolunmak * Görevinden alınmak, görevinden çıkarılmak.
azma * Azmak işi.
* İki ayrıırkın karışmasından doğan, kırma, melez, metis.
azmak * Küçük su birikintisi, gölcük.
* Bataklık.
azmak * Taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak.
* (deniz, ırmak vb. için) Kabarmak, taşmak.
* (yara, hastalık vb. için) Etkili, tehlikeli duruma gelmek.
* Cinsel duygularıartmak.
* (çamaşır) Artık ağartılamaz duruma gelmek.
* (hayvanlar için) İki ayrıırktan doğmak.
azman * Çok gelişmiş.
* Azma.
* Kerestelik tomruk.
azman kaya * Kaya balığının bir çeşidi.
azmanlaşma * Azmanlaşmak işi.
azmanlaşmak * İrileşmek, kocaman duruma gelmek.
azmetme * Azmetmek işi.
azmetmek * Bir işteki engelleri yenmeye karar vermişolmak.
azmettirme * Azmettirmek işi.
azmettirmek * Bir suçu veya herhangi bir işi kesinlikle yapmasına karar verdirmek.
azmışkudurmuştan beterdir * “coşkun ve heyecana kapılmışkimseyi zaptetmek zordur” anlamında kullanılır.
aznavur * Gürcüce, iri “yarı” “kırıcı” sinirli, asık yüzlü, sert kimse.
aznavur gibi * zalimce davranan.
aznif * Bir tür domino oyunu.
azoik * İçinde fosil bulunmayan (toprak).
* En eski jeolojik (sistem).
azol * Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfına verilen ad.
azonal * Yeryüzünün herhangi bir noktasında enleme bağlı olmaksızın meydana gelen olay.
azot * Atom numarası7, atom ağırlığı14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı
olmayan element. KısaltmasıN.
azotlama * Azotlamak işi.
* Azotlu besin almayan bitki veya hayvanların dokularındaki serbest azotu tespit etme işi.
azotlamak * Azotla karıştırmak veya birleştirmek.
azotlanmış * Azotlama işlemi yapılmış.
azotlu * İçinde azot bulunan.
azotometre * Bir organik maddede bulunan azotun gaz hacmini ayarlamaya yarayan aygıt.
azotölçer * Azotometre.
Azrail * Tanrı buyruğu ile insanların canınıalmakla görevli olduğuna inanılan melek.

Bir yanıt yazın