Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 105

büfeci * Büfe işleten kimse.
büfecilik * Büfe işletme işi.
Bügdüz * Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.
büğe * Büve.
büğelek * Büve.
büğeme * Büğemek işi.
büğemek * Suyu önüne bent yaparak toplamak.
büğet * Su birikintisi, gölcük.
büğlü * Küçük büğlü, soprano büğlü, alto büğlü, bariton büğlü olarak dört türü bulunan, bakırdan, perdeli veya
pistonlu müzik araçlarının adı.
büğrü * Bkz. eğri büğrü.
bühtan * Kara çalma, iftira.
bühtan etmek * kara çalmak, iftira etmek.
bük * Ovada veya dere kıyısında çalıve diken topluluğu.
* Böğürtlen.
* Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar.
* Dönemeç.
büken * Oynak kemikleri arasındaki açılarıdaraltan kasların genel adı, açan karşıtı.
büklük * Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, bük.
büklüm * Bükülmüş, kıvrılmışşeylerin oluşturduğu kat.
* Dönemeç, viraj.
büklüm büklüm * Çok büklümlü, kıvrım kıvrım.
bükme * Bükmek işi.
* Bükülmüşkaytan veya iplik.
* Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma.
bükmek * Sertçe çevirmek, kıvırmak.
* Birkaç tel ipliği burarak sarmak.
* Eğmek.
* Katlamak.
* Döndürmek.
büktürme * Büktürmek işi.
büktürmek * Bükmek işini yaptırmak, kıvırtmak.
bükücü * Ağaç veya kontraplâklarıkalıpla veya elle bükerek şekil veren kimse.
bükücülük * Bükücünün işi veya mesleği.
bükük * Bükülmüş, eğilmişolan.
bükülgen * Kolay eğilip bükülen.
* Bükünlü.
bükülgenlik * Bükülgen olma durumu.
bükülme * Bükülmek işi.
bükülmek * Bükmek işine konu olmak, katlanmak.
* (iplik için) Eğrilmek.
* Eğilmek.
* Yönelmek.
bükülü * Bükülmüşolan.
bükülüş * Bükülmek işi veya biçimi.
büküm * Bükmek işi.
* Bir şeyin bükülmüşyeri, kat, kıvrım.
* (iplik, yün vb. için) Bir defada eğrilmişip miktarı.
bükümlü * Bükülmüşolan, bükümü olan.
bükümsüz * Bükülmemişolan, bükümü olmayan.
bükün * Gramer görevleri ve yapı bakımından, kelime köklerinin başında, içinde veya sonunda türlü değişikliklerin
olması, insiraf.
bükünlü * Türetmede ve çekimde kelime kökleri değişikliğe uğrayan (dil), insirafî.
bükünlü dil * Gramer görevleri ve yapı bakımından kelime köklerini değiştiren dil: Arapça fail, fiil; şair, şiir gibi.
bükünme * Bükünmek işi.
bükünmek * Kıvrılmak, bükülmek.
* Ağrıdan, sancıdan kıvranmak.
büküntü * Bükme sonucu oluşan biçim veya iz.
* Bağırsakta olan ağrı.
* Dönemeç, viraj.
büküş * Bükmek işi veya biçimi.
bülbül * Karatavukgillerden, sesinin güzelliği ile tanınmışolan ötücü kuş(Luscinia megarhynchos).
* Sesi çok güzel olan kimse.
bülbül çanağı * Çok ufak (kâse).
bülbül gibi bilmek * çok iyi öğrenmişolmak.
bülbül gibi konuşmak (veya okumak) * kolaylıkla konuşmak, okumak.
bülbül gibi konuşturmak (veya söyletmek) * itiraf ettirmek.
bülbül gibi söylemek * hiçbir şey saklamadan bildiklerini söylemek, itiraf etmek.
bülbül gibi şakımak * güzel sesle, neşeyle konuşmak.
bülbül kesilmek * bir etki veya baskıaltında çokça konuşmak.
bülbülkonağı * Bir tür hamur tatlısı.
bülbülleşme * Bülbülleşmek işi.

Bir yanıt yazın