Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 94

briketleme * Briketlemek işi.
briketlemek * Briket hâline getirmek.
briyantin * Saçıparlatmak ve yatırmak için kullanılan güzel kokulu bir madde.
briyantinli * Briyantinle süslenmiş, briyantin sürünmüş.
brizbiz * Pencerelerin çerçevesine, içeriden tutturulan ince perde.
brokar * Sırma veya gümüşişlemeli bir tür ipekli kumaş.
brokkoli * Küçük, yeşil yumrular hâlinde olan, haşlanarak yemeği hazırlanan bir tür sebze.
brom * Atom numarası35, atom ağırlığı79,909 olan, deniz sularında az, bazı göllerde çok miktarda bulunan,
yoğunluğu 2,97 olan kırmızırenkli, pis kokulu, zehirli sıvı bir element. Kısaltması br.
bromhidrik * Bromun hidrojenle birleşmesinden oluşan.
bromhidrik asit * Bromun hidrojenle birleşmesinden oluşan HBr aside verilen ad.
bromür * Bromhidrik asidin tuzu veya eteri.
bromürlü * Yapısında bromür bulunan.
bronş * Soluk borusunun akciğerlere giden iki kolundan her biri ve bunların dalları.
bronşçuk * Bronşların uç dallarından her biri.
bronşit * Bronşve bronşçukların iltihaplanması.
bronz * Tunç.
bronz gibi * tunca benzeyen, tunç renginde olan.
bronzlaşma * Bronzlaşmak işi.
bronzlaşmak * Bronz rengini almak.
broş * Kadınların takındıklarısüs iğnesi.
broşür * Sayfa sayısıaz, küçük kitap, risale.
brovning * 7.65 mm lik otomatik tabanca.
bröve * Diploma, şahadetname.
Bruxelles lâhanası * Bkz. Brüksel lâhanası.
Brüksel lâhanası * Ceviz büyüklüğünde bir lâhana türü, Frenk lâhanası(Brassica oleracea gemmifera).
brülör * Sıvıyakıtıkolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten araç, yakmaç.
brüt * Kesintisi yapılmamış, kesintisiz (para).
* Kabı ile darasıçıkarılmadan tartılan (ağırlık).
bu * Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösterir.
* En yakında bulunan bir varlığıveya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılır (Çekim
sırasında bunu, buna, bunda, bundan, biçimlerine girer. Çokluk biçimi bunlar).
bu (veya şu) kadar * bir sayıdan sonra gelerek o sayıdan artık miktarı bildirir.
bu abdestle daha çok namaz kılınır * bir tutum veya davranışın etkisinin sürekli olacağınıanlatır.
bu arada * Bu süre içinde.
* Birlikte, beraber.
bu cümleden * bunlar arasında, bunlar gibi.
bu gidişle * bu biçimde, bu tarzda.
bu gözle * bu anlayışla.
bu günlerde * içinde bulunduğumuz zamanda, bu birkaç gün içinde.
bu haysiyetle * bu bakımdan.
bu kabil * bu gibi, bu türlü.
bu kabilden * gibi, çeşidinden.
bu kadar * bu denli.
bu kadar kusur kadıkızında da bulunur * üzerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük bir kusurdur.
bu meyanda * Bkz. bu arada.
bu meyanda * Bu arada.
bu ne perhiz bu ne lâhana turşusu! * sözleri ve davranışları birbirini tutmuyor, çelişiyor.
bu sefer * Bu defa, bu kez.
bu sıcağa kar mıdayanır? * aşırıharcamalarla eldeki imkânların tükeneceğini anlatır.
bu türlü * böyle, bu biçimde.
bu yüzden * bundan dolayı, bunun için.
buat * Elektrik akımıdevrelerinde birleştirme yapmak veya akımı bir veya daha fazla kollara ayırmak için
kullanılan araç, kutu.
bubi * Küçük bir dokunma ile patlayan, kamufle edilmiş bombadan oluşan bubi tuzağıteriminde geçer.
bucak * Kenar, köşe, yer.
* İlçelerin, bir müdürle yönetilen bölümlerinden her biri, nahiye.

Bir yanıt yazın