Kategoriler
D SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük D Sayfa 4

dâhilî * İçle ilgili.
dâhilî deniz * Bkz. iç deniz.
dâhilî harp * Bkz. iç savaş.
dâhilî nizamname * İç tüzük.
dâhilî talimatname * İç yönetmelik.
dâhilik * Dâhi olma durumu, deha.
dâhiliye * (devlet yönetiminde) İç işleri.
* Vücudun iç hastalıklarıyla ilgili hekimlik kolu.
* İç hastalıklarıyla ilgili hastahane bölümü.
dâhiliye mütehassısı * İç hastalıklarıuzmanı.
dâhiliye subayı * Askerî okul, hastahane gibi kuruluşlarda iç yönetimde görevli subay.
dâhiliyeci * İç hastalıklarıuzmanı.
dâhiyane * Dâhiye yakışır (biçimde), dâhice.
dahletme * Dahletmek işi.
dahletmek * Karışmak, burnunu sokmak; sataşmak.
dahra * Bkz. tahra.
daim * Sürekli, sonsuz.
daim etmek (veya eylemek) * sürekli kılmak.
daim olmak * süre durmak, sürüp gitmek, devam etmek.
daima * Her vakit, sürekli olarak.
daimî * Sürekli, kalıcı, temelli, gedikli.
dair * Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, … ile ilgili, üstüne.
daire * Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası.
* Bir yapının konut olarak kullanılan bölümlerinden her biri, kat.
* Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri ve bunların içinde çalıştıklarıyapı.
* Bir yapıveya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm.
* (soyut kavramlar için) Belli sınır, ölçü.
* Saz takımında usul vurmaya yarayan tef.
daire kesmesi * Bir dairenin iki yarıçapı ile aralarındaki yayın çevrelediği alan.
daire parçası * Bir dairenin bir kirişi ile o kirişin yayıarasında kalan parçası.
daireli * Dairesi olan.
dairesel * Daire ile ilgili, daire biçiminde olan.
dairesiz * Dairesi olmayan.
dairevî * Dairesel.
-daki / -deki, -taki / -teki * İsimden sıfat yapma eki: dağ-daki ev, bahçe-deki ağaçlar, iç-teki masa, uzak-taki akrabamız vb.
dakik * Düzenli işleyen.
* Zamanıkullanmada çok dikkatli olan, her şeyi zamanında yapmaya özen gösteren.
dakika * Bir saatlik zamanın altmışta biri.
* Bir derecenin altmışta biri.
* An, zaman.
dakikane * Tam zamanında, dakik olarak.
* Sadık bir biçimde.
dakikasıdakikasına * tam zamanında.
dakikasıdakikasına uymaz * her an başka bir ruh durumu gösterir.
dakikasında * Hemen o anda, anında.
daktilo * Yazımakinesi.
* Yazımakinesi ile yazmayımeslek edinen kimse.
daktilo etmek * yazımakinesiyle yazmak.
daktilo kâğıdı * Daktilo yazıları için kullanılan kâğıt.
daktilo makinesi * Yazımakinesi.
daktilo masası * Üzerinde daktilo ile yazıyazılan özel masa.
daktilo şeridi * Daktilodaki harflerin beyaz kâğıt üzerinde daha iyi okunmasınısağlayan karbonlu şerit.
daktilograf * Yazımakinesi ile yazıyazan kimse, daktilo.
daktilografi * Yazımakinesi ile yazıyazma işi.
daktiloluk * Daktilo olma durumu.
daktiloskopi * Parmak izine dayanarak kimlik belirleme yöntemi.
daktilotekni * Suçlunun parmak izlerini belirleme, kimliğini araştırma ve bulmaya yarayan yöntemlerin bütünü.
dal * Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri.
* Kol, bölüm.
* Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube.
dal * Arka, sırt.
* Kol.
* Boyun, ense; omuz.
dal * Çıplak, yalın.
dal * Zaman belirten kelimelerin başına getirildiğinde kelimenin anlamını güçlendirir.
dal * Arap alfabesinde de harfi.

Bir yanıt yazın