Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 11

ferdenferda * Tek tek.
ferdî * Bireysel, kişisel, fertle ilgili.
ferdiyet * Bireysellik.
ferdiyetçi * Bireyci.
ferdiyetçilik * Bireycilik.
ferhane * Birden çok mağazası bulunan eski hanların tipinde, avlulu geniş bina, büyük han veya kervansaray.
feri * Ayrıntılarla ilgili, ayrıntıniteliğinde olan.
* İkinci dereceden.
feribot * Arabalarıveya vagonları bir kıyıdan öbür kıyıya geçirmeye yarayan gemi, araba vapuru.
ferih * Çok sevinçli, neşeli.
ferih fahur * Bolluk içinde.
* Genişve sıkıntısız.
* Bağımsız, bağlantısız, canının istediği gibi.
ferik * Tümgeneral veya korgeneral.
ferik * Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmışyavrusu, piliç.
* Gevrek bir elma türü.
feriklik * Tümgenerallik veya korgenerallik.
feriştah * En iyisi, en güzeli, en üstünü.
ferişte * Melek.
ferli * Parlak (göz, ışık).
ferma * Av köpeğinin gizlendiği yerden avı gözetlemesi.
ferman * Buyruk, emir.
* Osmanlı imparatorluğunda padişahın verdiği, uyulması gerekli hükümleri taşıyan yazılı buyruk, yarlık.
ferman çıkarmak * padişah tarafından herhangi bir konuda emir verilmek.
* yetkili bir kimse tarafından buyruk verilmek.
ferman dinlememek * yasa, kural, yol yöntem tanımamak.
ferman sizin * siz nasıl isterseniz öyle olsun!.
fermanlı * Hükûmete karşı gelmek suçuyla aranan ve cezalandırılması için hakkında ferman çıkan (kimse).
* Kimseden korkusu olmayıp dilediği gibi davranan.
fermanlıdeli * Deli olduğu herkesçe bilinen kişi.
fermantasyon * Mayalanma, tahammür.
fermejüp * Çıtçıt.
fermene * Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi.
fermeneci * Fermene yapan veya satan kimse.
fermeneli * Fermenesi olan.
ferment * Maya, enzim.
fermiyum * (fizikçi Fermi’nin adından) Einstenyumla aynızamanda bulunan ve atom sayısı100 olan yapay element.
KısaltmasıFm.
fermuar * Giysi, çanta vb. yerlerde kullanılan, karşılıklıdişler ve bunların üzerinde yürüyen kapatıcıdan oluşan
mekanizma.
fernez * Sünger toplamak için kullanılan makineli dalma aracı.
fersah * Yaklaşık beşkilometrelik bir uzaklık ölçüsü.
* (çok uzun) Uzaklık.
fersah fersah * Pek çok, bol bol.
fersahlık * Arasıherhangi bir fersah olan.
fersiz * Donuk, cansız, (göz, ışık, yüz).
fersizleşme * Fersizleşmek işi veya durumu.
fersizleşmek * Fersiz duruma gelmek, donuklaşmak.
fersizlik * Fersiz olma durumu.
fersude * Eskimiş, yıpranmış, aşınmış.
fert * Birey.
fertik * Kaçma, uzaklaşma, sıvışma.
fertik çekmek (veya fertiği kırmak) * kaçmak.
feryadı basmak * çığlık koparmak, yüksek sesle haykırmaya başlamak.
feryat * Haykırış, çığlık.
feryat etmek * yüksek sesle haykırmak.
* büyük bir yokluk, zarar ve sıkıntı içinde bulunmak.
feryat figan * Haykırma, bağırma, çığlıklarla ağlama.
feryat koparmak * yüksek sesle bağırmak, haykırmak.
ferz * Satranç oyununda vezir.
ferz çıkarmak * acemi bir oyuncuya karşıvezirsiz oynamak.

Bir yanıt yazın