Kategoriler
N SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük N Sayfa 13

nehir * Irmak.
nehir roman * Bkz. ırmak roman.
nehiy * Bir işin yapılmasınıyasak etme, engelleme, menetme.
nekahet * Hastalık sonrası, sağlıklıduruma geçme dönemi.
nekahethane * Şifa yurdu, dinlenme yurdu, evi.
nekais * Eksiklikler, noksanlıklar.
nekbet * Şanssızlık, talihsizlik.
* Düşkünlük.
nekes * Eli sıkı, cimri.
nekeslik * Cimri olma durumu veya cimrice davranış, cimrilik.
nekre * Beklenmedik hoşve şaşırtıcısözler söyleyen, güldürücü hikâye anlatan (kimse), nükteci.
nekrelik * Nekre olma durumu.
nekroloji * Nekroz bilimi.
nekrotik * Nekroz görünümünde veya durumunda olan.
nekroz * Canlımaddelerin fiziksel ve kimyasal değişimi.
nektar * Yunan mitolojisinde, içenleri ölümsüzlüğe kavuşturan tanrı içkisi.
* Bal özü.
neler * çok ve çeşitli şeyler.
neler de neler, maydanozlu köfteler * (alay yollu) akla gelmedik şaşılacak şeyler.
nem * Havada bulunan su buharı.
* Hafif ıslaklık, rutubet.
nema * Büyüme, gelişme, çoğalma.
* Faiz, ürem.
nemalandırma * Nemalandırmak işi veya durumu.
nemalandırmak * Nemalanmasını sağlamak.
nemalanma * Nemalanmak işi.
nemalanmak * (faizin katılmasıyla para) Çoğalmak.
* Beslenmek.
nemcil * Nemden ve nemli yerden hoşlanan (bitki), hidrofil.
Nemçe * Osmanlılarca, Avusturya’ya ve halkına verilen ad.
nemçeker * Havadaki nemin niceliğini ölçüp gösteren alet, higroskop.
* Havadaki nemi emme özelliği olan, higroskopik.
nemdenetir * Bir yerdeki nemlilik derecesini durağan durumda bulunduran alet, higrostat.
neme gerek * Neme lâzım.
neme lâzım * “Bu işle ilgilenmem, buna karışmam” anlamında kullanılır.
* Gereksiz, ihtiyaç olmama.
* Doğrusunu isterseniz, doğruyu söylemek gerekirse.
neme lâzımcı * İlgilenilmesi gereken şeylerle ilgilenmekten kaçınan (kimse).
neme lâzımcılık * Gerekli şeylerle ilgilenmekten kaçınma durumu, bir şeyi umursamama durumu.
neme yönelim * Canlıların zorunlu olarak havanın nemine göre yönelmesi ve yer değiştirmesi, higrotropizm.
nemf * Böceklerin kurtçuk durumundan yetişkin duruma geçerken, arada aldıklarıözel biçim.
nemlendirici * Nemlendirmeye yarayan.
* Klima tesisatında havanın nemlenmesini sağlayan bölüm.
nemlendirici krem * Kuru ciltlerin bakımından veya makyaj öncesinde kullanılan özel krem.
nemlendirme * Nemlendirmek işi.
nemlendirmek * Nemli duruma getirmek, rutubetlendirmek.
nemleniş * Nemlenmek işi veya biçimi.
nemlenme * Nemlenmek işi.
nemlenmek * Nemli duruma gelmek, rutubetlenmek.
nemletme * Nemletmek işi veya durumu.
nemletmek * Nemli duruma getirmek.
nemli * Nemi olan, az ıslak, rutubetli.
* (göz için) Yaşlı.
nemli nemli * Islak olarak, ıslak biçimde.
nemlilik * Nemli olma durumu.
nemölçer * Havanın nem derecesini ölçmeye yarayan alet, higrometre.
nemrut * Yüzü gülmez, acımaz, can yakıcı.
nemrutlaşma * Nemrutlaşmak işi.
nemrutlaşmak * Nemrut gibi davranmak, acımasız olmak, yüzü gülmemek.
nemrutluk * Nemrut olma durumu.

Bir yanıt yazın