Kategori: Genel

  • Lady Gaga – Poker Face Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lady Gaga – Poker Face Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I wanna hold em’ like they do in Texas Plays
    – Tutunmak istiyorum tıpkı onların oynadıkları Texas oyunları gibi
    Fold em’ let em’ hit me raise it baby stay with me (I love it)
    – Katla beni bu artışı vurmama izin ver bebek ve benimle otur (bunu seviyorum)
    Luck and intuition play the cards with Spades to start
    – Şans ve sezgi maça serisiyle oynanmaya başlar
    And after he’s been hooked I’ll play the one that’s on his heart
    – Ve beni çengelledikten sonra bende onun kalbiyle oynayacağım

    Oh, oh, oh, oh, ohhhh, ohh-oh-e-ohh-oh-oh
    – Oh oh oh oh oh oh oh oh oh oh
    I’ll get him hot, show him what I’ve got
    – Onu azdıracağım ve ona neyim varsa gösterceğim
    Oh, oh, oh, oh, ohhhh, ohh-oh-e-ohh-oh-oh,
    – Oh oh oh oh oh oh oh oh oh oh
    I’ll get him hot, show him what I’ve got
    – Onu azdıracağım ve ona neyim varsa gösterceğim

    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil
    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil

    P-p-p-poker face, p-p-poker face
    – İfadesiz yüz
    (Mum mum mum mah)
    – Ma m ama ma ma
    P-p-p-poker face, p-p-poker face
    – İfadesiz yüz
    (Mum mum mum mah)
    – Ma ma m ama ma

    I wanna roll with him a hard pair we will be
    – Onunla yuvarlamak istiyorum zor bir çift olacağız
    A little gambling is fun when you’re with me (I love it)
    – Küçük bir kumar eğlencelidir benimle birlikte olduğunda (bunu seviyorum)
    Russian Roulette is not the same without a gun
    – Rus ruleti aynı silahsız değildir
    And baby when it’s love if it’s not rough it isn’t fun, fun
    – Ve bebek bu aşk eğer zor değilse bu eğlenceli değildir

    Oh, oh, oh, oh, ohhhh, ohh-oh-e-ohh-oh-oh
    – Oh oh oh oh oh oh oh oh oh oh
    I’ll get him hot, show him what I’ve got
    – Onu azdıracağım ve ona neyim varsa gösterceğim
    Oh, oh, oh, oh, ohhhh, ohh-oh-e-ohh-oh-oh,
    – Oh oh oh oh oh oh oh oh oh oh
    I’ll get him hot, show him what I’ve got
    – Onu azdıracağım ve ona neyim varsa gösterceğim
    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil
    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil

    P-p-p-poker face, p-p-poker face
    – İfadesiz yüz
    (Mum mum mum mah)
    – Ma m ama ma ma
    P-p-p-poker face, p-p-poker face
    – İfadesiz yüz
    (Mum mum mum mah)
    – Ma ma m ama ma
    I won’t tell you that I love you
    – Sana seni seviyorum demeyeceğim
    Kiss or hug you
    – Öpeceğim veya sarılacağım
    Cause I’m bluffin’ with my muffin
    – Çünkü kekimle blöf yapıyorum
    I’m not lying I’m just stunnin’ with my love-glue-gunning
    – Yalan söylemiyorum Ben sadece aşkım yapıştırıcımla ateş ediyorum
    Just like a chick in the casino
    – Tıpkı gazinodaki piliç gibi
    Take your bank before I pay you out
    – Bankanı geri aldığında sana ödeme yapacağım
    I promise this, promise this
    – Buna söz veriyorum buna söz veriyorum
    Check this hand cause I’m marvelous
    – Elini kontrol et çünkü ben harikayım

    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim

    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil
    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil
    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil
    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil

    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil
    Can’t read my,
    – Okuyamaz benim
    Can’t read my
    – Okuyamaz benim
    No he can’t read my poker face
    – Hayır o benim ifadesiz yüzümü okuyamaz
    (She’s got to love nobody)
    – O kimsenin aşkına sahip değil

    poker face,
    – İfadesiz yüz

  • Glee Cast – Baby One More Time Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Glee Cast – Baby One More Time Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Oh baby baby how was i supposed to know
    – Oh bebeğim bebeğim nasıl bilebilirdim ki
    That something wasn’t right here
    – Bir şeylerin yolunda gitmediğini
    Oh baby baby i shouldn’t have let you go
    – Oh bebeğim bebeğim gitmene izin vermemeliydim
    And now you’re out of sight, yeah
    – Şimdi görünürde değilsin
    Show me, how you want it to be
    – Göster bana, bunun nasıl olmasını istediğini
    Tell me baby, cause I need to know now but because
    – Söyle bana, hemen şimdi bilmem gerekli çünkü
    My loneliness is killing me
    – Yalnızlığım beni öldürüyor
    I must confess, I still believe
    – İtiraf etmeliyim, hala inanıyorum
    When i’m not with you I lose my mind 
    – Seninle değilken aklımı kaybediyorum
    Give me a sign, hit me baby one more time
    – Bir ışık yak bana, vur bebeğim bir kere daha
    Oh baby baby the reason I breath is you
    – Oh bebeğim bebeğim nefes almamın sebebi sensin
    Boy you got me blinded
    – Çocuk beni kör ettin
    Oh pretty baby there’s nothing that i wouldn’t do
    – Oh sevimli bebeğim hiçbirbir şey yok yapamayacağım
    That’s not the way I planned
    – Bu o yol değil benim planladığım
    I must confess that my loneliness is killing me now
    – İtiraf etmeliyim ki yalnızlığım öldürüyor beni şimdi
    Don’t you know i still believe?
    – Bilmiyor musun ben hala inanıyorum
    And you will be here and give me a sign, hit me baby one more time
    – Burada olacaksın ve bir ışık yak bana, vur bebeğim bir kere daha

  • Justin Bieber – Baby Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Justin Bieber – Baby Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ohh wooaah Ohh wooaah Ohh wooaah
    – Ohh wooaah Ohh wooaah Ohh wooaah
    You know you love me, I know you care
    – Beni sevdiğini biliyorsun,ilgini biliyorum
    Just shout whenever, And I’ll be there
    – Dilediğin zaman sadece haykır,ve ben orada olacağım
    You are my love, You are my heart
    – Sen benim aşkımsın,sen benim kalbimsin
    And we will never ever-ever be apart
    – Ve hiçbir zaman ayrılmamalıyız

    Are we an item? Girl quit playing
    – Biz bir parça mıyız?Oynamayı bırak kızım
    “We’re just friends”
    – “Biz sadece arkadaşız”
    What are you sayin?
    – Ne diyorsun?
    Take another look right in my eyes
    – Gözlerime başka şekilde bak
    My first love broke my heart for the first time,
    – İlk aşkım kalbime ilk defa dokun

    And I was like
    – Ve ben senden hoşlanıyodum
    Baby, baby, baby oohh
    – Bebeğim,bebeğim,bebeğim
    Like baby, baby, baby noo
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim hayır
    Like baby, baby, baby ooh
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim
    Thought you’d always be mine, mine
    – Düşünceme göre her zaman benim,benim olmalıydın

    Baby, baby, baby oohh
    – Bebeğim,bebeğim,bebeğim
    Like baby, baby, baby noo
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim hayır
    Like baby, baby, baby ooh
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim
    Thought you’d always be mine, mine
    – Düşünceme göre her zaman benim,benim olmalıydın

    oh oh
    – oh oh
    For you, I would have done whatever
    – Senin için,her ne olsa yapardım
    And I just cant believe we ain’t together
    – Ve henüz inanamıyorum beraber olamayışımıza
    And I wanna play it cool, But I’m losin’ you
    – Ve sakin oynamak istiyordum,ama seni kaybediyorum
    I’ll buy you anything, I’ll buy you any ring
    – Sana her şeyi alacağım,her yüzüğü alırım sana
    And I’m in pieces, Baby fix me
    – Ve benim parçamsın,bebeğim beni tamir et
    and just shake me til’ you wake me from this bad dream
    – Ve bu kötü rüyalardan uyanana kadar sadece salla beni

    I’m going down, down, down, down~
    – Batıyorum,batıyorum,batıyorum
    And I just can’t believe, my first love won’t be around
    – Ve henüz inanamıyorum,ilk aşkım yakınımda olamayacak

    And I was like
    – Ve ben senden hoşlanıyodum
    Baby, baby, baby oohh
    – Bebeğim,bebeğim,bebeğim
    Like baby, baby, baby noo
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim hayır
    Like baby, baby, baby ooh
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim
    Thought you’d always be mine, mine
    – Düşünceme göre her zaman benim,benim olmalıydın

    Baby, baby, baby oohh
    – Bebeğim,bebeğim,bebeğim
    Like baby, baby, baby noo
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim hayır
    Like baby, baby, baby ooh
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim
    Thought you’d always be mine, mine
    –  Düşünceme göre her zaman benim,benim olmalıydın

    Luda, When I was thirteen, I had my first love
    – Luda,ben on üç yaşındayken,sen benim ilk aşkımdın
    There was nobody that compare to my baby
    – Bebeğimi paylaşacak kimse yoktu burada
    And nobody came between us
    – Ve aramıza kimse girmedi
    Or can ever come above
    – Veya şimdiye kadar kimse girmedi
    She had me going crazy
    – O beni delirtiyor
    Oh, I was starstruck
    – Ben özeniyordum
    She woke me up daily
    – Günden güne beni uyandırdı
    Don’t need no Starbucks
    – Starbucks’a gerek yok
    She make my heart pound
    – Kalbimi çarpıştırıyor
    and skip a beat when I see her in the street
    – Onu sokakta gördüğümden beri çarpışma artıyor
    and, At school, on the playground
    – Ve,okulda,oyun alanında
    But I really wanna see her on a weekend
    – Ama onu gerçekten bir haftasonu görmek istiyorum
    She knows she got me dazing
    – Beni şaşırttığını biliyor
    Cuz she was so amazing
    – Çünkü o çok muhteşem
    And now, my heart is breakin
    – Ve şimdi,kalbim kırılıyor
    But I just keep on sayin’..
    – Ama ben sadece söylemeyi sürdüyorum

    And I was like
    – Ve ben senden hoşlanıyodum
    Baby, baby, baby oohh
    – Bebeğim,bebeğim,bebeğim
    Like baby, baby, baby noo
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim hayır
    Like baby, baby, baby ooh
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim
    Thought you’d always be mine, mine
    – Düşünceme göre her zaman benim,benim olmalıydın

    Baby, baby, baby oohh
    – Bebeğim,bebeğim,bebeğim
    Like baby, baby, baby noo
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim hayır
    Like baby, baby, baby ooh
    – Bebeğim gibi,bebeğim,bebeğim
    Thought you’d always be mine, mine
    – Düşünceme göre her zaman benim,benim olmalıydın

    (Now I’m all gone)
    – (Şimdi tamamiyle ölüyorum)
    Yeah, Yeah, Yeah
    – Evet,evet,evet
    Yeah Yeah Yeah
    – Evet,evet,evet
    (Now I’m all gone)
    – (Şimdi tamamiyle ölüyorum)
    Yeah, Yeah, Yeah
    – Evet,evet,evet
    Yeah, Yeah, Yeah
    – Evet,evet,evet
    Yeah, Yeah, Yeah
    – Evet,evet,evet
    (Now I’m all gone)
    – (Şimdi tamamiyle ölüyorum)
    Yeah, Yeah, Yeah
    – Evet,evet,evet
    Yeah, Yeah, Yeah
    – Evet,evet,evet
    Now I’m all gone, gone, gone, ooh
    – Şimdi tamamiyle ölüyorum,ölüyorum,ölüyorum
    I’m gone
    – Ölüyorum

  • Charlie Puth – We Don’t Talk Anymore Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Charlie Puth – We Don’t Talk Anymore Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    We don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    We don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    We don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    Like we used to do
    – Eskiden olduğu gibi
    We don’t love anymore
    – Artık sevmiyoruz
    What was all of it for?
    – Bütün bunlar ne içindi?
    Oh, we don’t talk anymore
    – Oh, artık konuşmuyoruz
    Like we used to do 
    – Eskiden olduğu gibi
    I just heard you found the one you’ve been looking
    – Bir süredir aradığın kişiyi bulduğunu duydum
    You’ve been looking for
    – Bir süredir aradığın
    I wish I would have known that wasn’t me
    – O kişinin ben olmadığını bilmeyi dilerdim
    Cause even after all this time I still wonder
    – Çünkü tüm bu zamanlardan sonra bile hala merak ediyorum
    Why I can’t move on
    – Niçin devam edemiyorum
    Just the way you did so easily
    – Senin çok kolay bir şekilde yaptığın gibi

    Don’t wanna know
    – Bilmek istemiyorum
    What kind of dress you’re wearing tonight
    – Bu gece nasıl bir elbise giydiğini
    If he’s holding onto you so tight
    – Seni çok sıkı tututup tutmadığını
    The way I did before
    – Benim önceleri yaptığım gibi
    I overdosed
    – Aşırı doz aldım

    Should’ve known your love was a game
    – Aşkının bir oyun olduğunu bilmeliydim
    Now I can’t get you out of my brain
    – Şimdi seni aklımdan çıkaramıyorum
    Oh, it’s such a shame
    – Oh, çok yazık
    That we don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyor oluşumuz ne büyük bir ayıp
    We don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    We don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    Like we used to do
    – Eskiden olduğu gibi
    We don’t love anymore
    – Artık sevmiyoruz
    What was all of it for?
    – Tüm bunlar ne içindi?

    Oh, we don’t talk anymore
    – Ah, artık konuşmuyoruz
    Like we used to do
    – Eskiden olduğu gibi
    I just hope you’re lying next to somebody
    – Birisinin yanında uzanıyorsun diye umuyorum sadece
    Who knows how to love you like me
    – Seni benim gibi nasıl sever,kim bilir
    There must be a good reason that you’re gone
    – Gitmenin iyi bir sebebi olmalı
    Every now and then I think you
    – Ara sıra seni düşünüyorum
    Might want me to come show up at your door
    – Benden kapında belirmemi isteyebilirsin
    But I’m just too afraid that I’ll be wrong
    – Ama hata yapacağımdan çok korkuyorum

    Don’t wanna know
    – Bilmek istemiyorum
    If you’re looking into her eyes
    – Onun gözlerine bakıyor olup olmadığını
    If she’s holding onto you so tight the way I did before
    – Seni benim yaptığım gibi sıkıca tutuyor olup olmadığını
    I overdosed
    – Aşırı doz aldım

    Should’ve known your love was a game
    – Aşkının bir oyun olduğunu bilmeliydim
    Now I can’t get you out of my brain
    – Şimdi seni aklımdan çıkaramıyorum
    Oh, it’s such a shame
    – Oh, ne büyük bir utanç
    That we don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    (We don’t we don’t)
    – (konuşmuyoruz konuşmuyoruz)
    We don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    (We don’t we don’t)
    – (konuşmuyoruz konuşmuyoruz)

    We don’t talk anymore
    – Artık konuşmuyoruz
    Like we used to do
    – Eskiden olduğu gibi
    We don’t love anymore
    – Artık sevmiyoruz
    (We don’t we don’t)
    – (sevmiyoruz sevmiyoruz)
    What was all of it for?
    – Tüm bunlar ne içindi?
    (We don’t we don’t)
    – (sevmiyoruz konuşmuyoruz)

    Oh, we don’t talk anymore
    – Ah, artık konuşmuyoruz
    Like we used to do
    – Eskiden olduğu gibi
    Like we used to do
    – Eskiden olduğu gibi
    Don’t wanna know
    – Bilmek istemiyorum
    What kind of dress you’re wearing tonight
    – Bu gece nasıl bir elbise giydiğini

    If he’s giving it to you just right
    – Şuan sana verip vermediğini
    The way I did before
    – önceleri benim yaptığım gibi
    I overdosed
    – Aşırı doz aldım
    Should’ve known your love was a game
    – Aşkının bir oyun olduğunu bilmeliydim
    Now I can’t get you out of my brain
    – Şimdi seni aklımdan çıkaramıyorum
    Oh, it’s such a shame
    – Ah, ne büyük bir utanç

  • Coldplay – The Scientist Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Coldplay – The Scientist Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Come up to meet you, tell you I’m sorry
    – Seninle buluşmaya geldim, üzgün olduğumu söylemek için
    You don’t know how lovely you are
    – Ne kadar güzel olduğunu bilmiyorsun
    I had to find you, tell you I need you
    – Seni bulmam gerekiyordu, sana ihtiyacım olduğunu söylemem
    Tell you I set you apart
    – Seni ayrı tuttuğumu söylemem 

    Tell me your secrets, and ask me your questions
    – Sırlarını söyle bana, ve sorularını sor 
    Oh let’s go back to the start
    – Hadi başlangıca geri dönelim
    Running in circles, coming up tails
    – Yerimde sayıyorum, yazı atıyorum 
    Heads on a science apart
    – Tura mantıklı tarafta 
    Nobody said it was easy
    – Kimse bunun kolay olduğunu söylemedi

    It’s such a shame for us to part
    – Ayrılmamız büyük talihsizlik 
    Nobody said it was easy
    – Kimse bunun kolay olduğunu söylemedi
    No one ever said it would be this hard
    – Kimse bu kadar zor olacağını söylemedi
    Oh take me back to the start
    – Beni başlangıca götür
    I was just guessing at numbers and figures
    – Sadece sayıları ve şekilleri tahmin ediyordum

    Pulling your puzzles apart
    – Yapbozunu inceliyorum
    Questions of science, science and progress
    – Bilimin soruları, bilim ve gelişim
    Do not speak as loud as my heart
    – Kalbim kadar sesli konuşmuyor
    Tell me you love me, come back and haunt me
    – Beni sevdiğini söyle, geri dön ve beni avla

    Oh and I rush to the start
    – Ve ben başa koşarım
    Running in circles, chasing our tails
    – Yerimde sayıyorum, kuyruklarımızı kovalıyoruz
    Coming back as we are
    – Olduğumuz gibi geri gelir 
    Nobody said it was easy
    – Kimse bunun kolay olduğunu söylemedi

    It’s such a shame for us to part
    – Ayrılmamız büyük talihsizlik 
    Nobody said it was easy
    – Kimse bunun kolay olduğunu söylemedi
    No one ever said it would be this hard
    – Kimse bu kadar zor olacağını söylemedi
    I’m going back to the start
    – Başa dönüyorum

  • America – A Horse With No Name Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    America – A Horse With No Name Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    On the first part of the journey
    – Yolculuğun ilk bölümünde

    I was looking at all the life
    – Hayatın tamamını gözden geçiriyordum

    There were plants and birds and rocks and things
    – Bitkiler,kuşlar,kayalar ve eşyalar vardı

    There was sand and hills and rings
    – Kum,tepeler ve zil sesleri vardı

    The first thing I met was a fly with a buzz
    – Karşılaştığım ilk şey vızıltılı bir sinekti

    And the sky with no clouds
    – Ve bulutları olmayan bir gökyüzü

    The heat was hot and the ground was dry
    – Sıcaklık hararetliydi ve zemin kuruydu

    But the air was full of sound
    – Ama hava seslerle doluydu

    I’ve been through the desert on a horse with no name
    – Adı olmayan bir at üzerinde çölde buludum

    It felt good to be out of the rain
    – Yağmurdan uzakta olduğu için at kendini iyi hissetti

    In the desert you can remember your name
    – Çölde kendi adını hatırlayabilirsin

    ‘Cause there ain’t no one for to give you no pain
    – Çünkü sana acı verecek hiç kimse yok

    La, la, la la la la, la la la, la, la
    – La, la, la la la la, la la la, la, la

    After two days in the desert sun
    -Çöl güneşindeki iki günün ardından

    My skin began to turn red
    – Tenim kızarmaya başladı

    After three days in the desert fun
    – Çöl eğlencesindeki üç günün ardından

    I was looking at a river bed
    – Bir nehir yatağı arıyordum

    And the story it told of a river that flowed
    – Ve akıp gitmiş olan bir ırmağın hikayesi anlatıldı

    Made me sad to think it was dead
    – Irmağın kuruduğunu düşünmek beni üzdü

    You see I’ve been through the desert on a horse with no name
    – Görüyorsun,adı olmayan bir at üzerinde çölde bulundum

    It felt good to be out of the rain
    – Yağmurdan uzakta olduğu için at kendini iyi hissetti

    In the desert you can remember your name
    – Çölde kendi adını hatırlayabilirsin

    ‘Cause there ain’t no one for to give you no pain
    – Çünkü sana sıkıntı verecek hiç kimse yok

    La, la, la la la la, la la la, la, la
    – La, la, la la la la, la la la, la, la

    After nine days I let the horse run free
    – Dokuz gün sonra at koşturmayı bıraktım

    ‘Cause the desert had turned to sea
    – Çünkü çöl denize dönüşmüştü

    There were plants and birds and rocks and things
    – Bitkiler ve kuşlar,kayalar ve eşayalar vardı

    There was sand and hills and rings
    – Kum, tepeler ve zil sesleri vardı

    The ocean is a desert with its life underground
    – Okyanus,hayatın yeraltında olduğu bir çöldür

    And a perfect disguise above
    – Ve yukarısı mükemmel bir kılık değiştirmedir

    Under the cities lies a heart made of ground
    – Şehirlerin altında topraktan yapılmış bir kalp yatar

    But the humans will give no love
    – Ama insanlar sevgi göstermeyecek

    You see I’ve been through the desert on a horse with no name
    – Görüyorsun,adı olmayan bir at üzerinde çölde bulundum

    It felt good to be out of the rain
    – Yağmurdan uzakta olduğu için at kendini iyi hissetti

    In the desert you can remember your name
    – Çölde kendi adını hatırlayabilirsin

    ‘Cause there ain’t no one for to give you no pain
    – Çünkü sana sıkıntı verecek hiç kimse yok
    La, la, la la la la
    – la la la, la, la

  • Coldplay – A Head Full Of Dreams Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Coldplay – A Head Full Of Dreams Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Oh, I think I’ve landed
    – Oh, sanırım iniş yaptım
    In a world I hadn’t seen
    – Daha önce hiç görmediğim bir dünyaya
    When I’m feeling ordinary
    – Kendimi sıradan hissettiğim,
    When I don’t know what I mean
    – Ne anlama geldiğimi bilmediğim.

    Oh, I think I’ve landed
    – Oh, sanırım indim
    Where there are miracles at work
    – Mucizelerin gerçekleştiği yere.
    For the thirst and for the hunger
    – Susuzluk ve açlık için,
    Come the conference of birds
    – Geliyor kuşların sürüsü.

    And say it’s true
    – Ve doğru olduğunu söyle,
    It’s not what it seems
    – Göründüğü gibi olmadığını
    Leave your broken windows open
    – Pencerelerini açık bırak
    And in the light just streams,
    – Ve içeri giren ışığın içinde,

    And you get a head
    – Ve kafan,
    A head full of dreams
    – Kafan hayallerle dolar. 
    You can see the change you want to
    – İstediğin değişikliği görebilirsin,
    Be what you want to be
    – Ne istersen olabilirsin

    When you get a head
    – Kafan,
    A head full of dreams
    – Kafan hayallerle dolduğunda,
    It’s a love, I’ve just been spoken
    – Bu bir aşk, henüz yeni söylenmiş
    With a head full, a head full of dreams
    – Hayallerle dolu bir kafa ile.

    I sing, oh, I think I’ve landed
    – Söylüyorum, sanırım düştüm.
    Where there are miracles at work
    – Mucizelerin olduğu yere,
    Now you’ve got me open handed
    – Ve şimdi ellerim açık,
    Now you got me lost for words
    – Ve şimdi dilim tutuldu.

    I sing, oh
    – Söyluyorum, oh
    A head full of dreams
    – Hayallerle dolu bir kafa.
    It’s a love, I’ve just been spoken
    – Bu bir aşk, henüz yeni söylenmiş
    With a head full, a head full of dreams
    – Hayallerle dolu bir kafa ile.

  • Charlie Puth – Attention Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Charlie Puth – Attention Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Oh-oh, ooh
    – Oh-oh, ooh
    You’ve been runnin’ round, runnin’ round, runnin’ round throwin’ that dirt all on my name
    – Sen koşuyordun, dönüyordun, koşuyordun, dönüyordun, koşuyordun, tur atıyordun adımın üzerini kirleterek.
    ‘Cause you knew that I, knew that I, knew that I’d call you up
    – Çünkü biliyordun, biliyordun, biliyordun seni arayacağımı
    You’ve been going round, going round, going round every party in L.A.
    – Etrafından gidiyordun, etrafından gidiyor, Los Angeles’te ki tüm partilere gidiyorsun
    ‘Cause you knew that I, knew that I, knew that I’d be at one, oh
    – Çünkü biliyordun, biliyordun, biliyordun, tek olduğumu biliyordun

    I know that dress is karma, perfume regret
    – Bu elbisenin karma, parfüm pişmanlıktır.
    You got me thinking ’bout when you were mine, oh
    – Benim olduğunu düşünmeni sağladın
    And now I’m all up on ya, what you expect?
    – Ve şimdi tamamen sana bağlıyım, ne bekliyorsun?
    But you’re not coming home with me tonight
    – Ama sen bu akşam benimle eve gelmiyorsun

    You just want attention, you don’t want my heart
    – Sadece ilgi istiyorsun, Kalbimi istemiyorsun.
    Maybe you just hate the thought of me with someone new
    – Yeni birisiyle beraberken benimle olma düşüncesinden belkide nefret ediyorsun.
    Yeah, you just want attention, I knew from the start
    – Evet, sadece ilgi istiyorsun, Başlangıçtan beri biliyordum
    You’re just making sure I’m never gettin’ over you
    – Seni asla atlatamayacağımı kesinleştiriyorsun sadece

    you’ve been runnin’ round, runnin’ round, runnin’ round throwing that dirt all on my name
    – Sen koşuyordun, dönüyordun, koşuyordun, dönüyordun, koşuyordun, tur atıyordun adımın üzerini kirleterek.
    ‘Cause you knew that I, knew that I, knew that I’d call you up
    – Çünkü biliyordun, biliyordun, biliyordun seni arayacağımı
    Baby, now that we’re, now that we’re, now that we’re right here standing face-to-face
    – Bebeğim, şimdi biz, şimdi biz, şimdi biz yüz yüze burada duruyoruz.
    You already know, already know, already know that you won, oh
    – Zaten biliyorsun, zaten biliyorsun, zaten biliyorsun kazandığını, oh

    I know that dress is karma (dress is karma), perfume regret
    – Bu elbisenin karma (elbise karma), parfüm pişmanlıktır.
    You got me thinking ’bout when you were mine (you got me thinking ’bout when you were mine)
    – Benim olduğunu düşünmemi sağladın (Benim olduğumu düşünmemi sağladın)
    And now I’m all up on ya (all up on ya), what you expect? (oh baby)
    – Ve şimdi tamamen sana bağlıyım (sana bağlıyım), ne bekliyorsun? (oh bebeğim)
    But you’re not coming home with me tonight (oh no)
    – Ama sen bu akşam benimle eve gelmiyorsun (oh hayır)

    You just want attention, you don’t want my heart
    – Sadece ilgi istiyorsun, kalbimi istemiyorsun.
    Maybe you just hate the thought of me with someone new
    – Yeni birisiyle beraberken benimle olma düşüncesinden belkide nefret ediyorsun
    Yeah, you just want attention, I knew from the start
    – Evet, sadece ilgi istiyorsun, Başlangıçtan beri biliyordum
    You’re just making sure I’m never gettin’ over you, oh
    – Seni asla atlatamayacağımı kesinleştiriyorsun sadece, oh

    What are you doin’ to me, what are you doin’, huh?
    – Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha?
    (What are you doin’?)
    – (Bana ne yapıyorsun?)
    What are you doin’ to me, what are you doin’, huh?
    – Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha?
    (What are you doin’?)
    – (Bana ne yapıyorsun?)
    What are you doin’ to me, what are you doin’, huh?
    – Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha?
    (What are you doin’?)
    – (Bana ne yapıyorsun?)
    What are you doin’ to me, what are you doin’, huh?
    – Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha?

    I know that dress is karma (dress is karma), perfume regret
    – Bu elbisenin karma (elbise karma), parfüm pişmanlıktır.
    You got me thinking ’bout when you were mine
    – Benim olduğunu düşünmemi sağladın.
    And now I’m all up on ya (all up on ya), what you expect?
    – Ve şimdi tamamen sana bağlıyım (sana bağlıyım), ne bekliyorsun?
    But you’re not coming home with me tonight
    – Ama sen bu akşam benimle eve gelmiyorsun.

    You just want attention, you don’t want my heart
    – Sadece ilgi istiyorsun, kalbimi istemiyorsun.
    Maybe you just hate the thought of me with someone new
    – Yeni birisiyle beraberken benimle olma düşüncesinden belkide nefret ediyorsun
    Yeah, you just want attention, I knew from the start
    – Evet, sadece ilgi istiyorsun, Başlangıçtan beri biliyordum
    You’re just making sure I’m never gettin’ over you, (over you)
    – Seni asla atlatamayacağımı kesinleştiriyorsun sadece,(seni unuttum)

    What are you doin’ to me? (hey) what are you doin’, huh? (what are you doin’, what?)
    – Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha? ((Bana ne yapıyorsun?, Ne?)
    (What are you doin’, to me? What are you doin’, huh?)
    – (Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha?)
    (What are you doin’, to me? What are you doin’, huh?)
    – (Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha?)
    (What are you doin’ to me, what are you doin’, huh?)
    – (Bana ne yapıyorsun, bana ne yapıyorsun, ha?)

  • Wiz Khalifa – See You Again ft. Charlie Puth Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Wiz Khalifa – See You Again ft. Charlie Puth Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It’s been a long day without you my friend
    – Sensiz uzun bir gün oldu arkadaşım
    And I’ll tell you all about it when I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    We’ve come a long way from where we began
    – Başladığımız noktadan bugüne çok yol kat ettik
    Oh I’ll tell you all about it when I see you again
    – Ah seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    When I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde

    Damn
    – Kahretsin
    Who knew
    – Kim bilebilirdi
    All the planes we flew
    – Uçtuğumuz tüm uçakları
    Good things we’ve been through
    – Yaşadığımız güzel şeyleri
    That I’ll be standing right here
    – Tam burada olacağım
    Talking to you about another path
    – Seninle başka bir yol hakkında konuşarak
    I know we loved to hit the road and laugh
    – Biliyorum kendimizi yollara vurmayı ve gülmeyi severdik
    But something told me that it wouldn’t last
    – Ama bir şey bunun devam etmeyeceğini söyledi
    Had to switch up look at things different see the bigger picture
    – Her şeye değişik bir gözle bakmak ve büyük resmi görmek için değişmek zorunda kaldım
    Those were the days
    – Ne günlerdi o günler
    Hard work forever pays
    – Sıkı çalışmanın karşılığını sonsuza dek alırsın
    Now I see you in a better place
    – Şimdi daha iyi bir yerde olduğunu görüyorum
    How could we not talk about family when family’s all that we got?
    – Sahip olduğumuz sadece ailemizken nasıl olur da aile hakkında konuşamayız?
    Everything I went through you were standing there by my side
    – Yaşadığım her şeyde yanımda sen vardın
    And now you gonna be with me for the last ride
    – Ve şimdi bu son sürüşte yanımda sen olacaksın

    It’s been a long day without you my friend
    – Sensiz uzun bir gün oldu arkadaşım
    And I’ll tell you all about it when I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    We’ve come a long way from where we began 
    – Başladığımız noktadan bugüne çok yol kat ettik
    Oh I’ll tell you all about it when I see you again
    – Ah seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    When I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde

    First you both go out your way
    – Önce siz ikiniz yola çıkarsınız
    And the vibe is feeling strong
    – Aranızda güçlü bir bağ vardır
    And what’s small turn to a friendship a friendship
    – Ve bu ufak his arkadaşlığa döner, arkadaşlığa
    Turn into a bond and that bond will never be broke
    – Bir bağa döner ve bu bağ hiçbir zaman kopmayacak
    And the love will never get lost
    – Ve sevgi asla kaybolmayacak
    And when brotherhood come first
    – Kardeşlik öncelik olduğunda
    Then the line will never be crossed*
    – Sınır asla geçilmeyecek
    Established it on our own* When that line had to be drawn*
    – Sınır çizilmesi gerektiğinde kendi kendimize çizdik
    And that line is what we reach*
    – Ve şu anda ulaştığımız şey o sınır
    So remember me when I’m gone
    – Ben buralardan gittiğimde beni hatırla
    How could we not talk about family when family’s all that we got?
    – Sahip olduğumuz sadece ailemizken nasıl olur da aile hakkında konuşamayız?
    Everything I went through you were standing there by my side
    – Yaşadığım her şeyde yanımda sen vardın
    And now you gonna be with me for the last ride
    – Ve şimdi bu son sürüşte yanımda sen olacaksın
    So let the light guide your way
    – İzin ver, ışık yolunu aydınlatsın, tüm anıları hatırla
    Hold every memory as you go
    – Giderken anılarını hatırla
    And every road you take will always lead you home
    – Ve seçtiğin tüm yollar seni her zaman eve getirecek

    It’s been a long day without you my friend
    – Sensiz uzun bir gün oldu arkadaşım
    And I’ll tell you all about it when I see you again
    – Seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım
    We’ve come a long way from where we began
    – Başladığımız noktadan bugüne çok yol kat ettik
    Oh I’ll tell you all about it when I see you again
    – Ah seni yeniden gördüğümde sana her şeyi anlatacağım

  • Christina Perri – A Thousand Years Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Christina Perri – A Thousand Years Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Heart beats fast
    – Kalp atışları hızlı
    Colors and promises
    – Renkler ve sözler
    How to be brave
    – Nasıl cesur olunur
    How can I love when I’m afraid to fall
    – Düşmekten korkarken nasıl sevebilirim
    But watching you stand alone
    – Ama seni yalnız başıma izliyorum
    All of my doubt, suddenly goes away somehow
    – Bütün şüphelerim, aniden bir şekilde uzaklaşıyor
    One step closer
    – Bir adım daha yakın

    I have died everyday, waiting for you
    – Her gün öldüm, senin için bekliyorum
    Darling, don’t be afraid, I have loved you for a thousand years
    – Sevgilim, korkma, ben bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

    Time stands still
    – Zaman hala duruyor
    Beauty in all she is
    – Bütün güzellikler onda
    I will be brave
    – Cesur olacağım
    I will not let anything, take away
    – Hiçbir şeye izin vermeyeceğim, alıp götüreceğim
    What’s standing in front of me
    – Önümde ne duruyor
    Every breath, every hour has come to this
    – Her nefes, her saat bunun için geliyor

    One step closer
    – Bir adım daha yakın

    I have died everyday, waiting for you
    – Her gün öldüm, senin için bekliyorum
    Darling, don’t be afraid, I have loved you for a thousand years
    – Sevgilim, korkma, ben bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

    And all along I believed, I would find you
    – Ve tüm süre boyunca inandım, seni bulacağıma
    Time has brought your heart to me, I have loved you for a thousand years
    – Zaman kalbini bana getiriyor, seni bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

    One step closer
    – Bir adım daha yakın
    One step closer
    – Bir adım daha yakın

    I have died everyday, waiting for you
    – Her gün öldüm, senin için bekliyorum
    Darling, don’t be afraid, I have loved you for a thousand years
    – Sevgilim, korkma, ben bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim
    And all along I believed, I would find you
    – Ve tüm süre boyunca inandım, seni bulacağıma
    Time has brought your heart to me, I have loved you for a thousand years
    – Zaman kalbini bana getiriyor, seni bin yıldır seni sevdim
    I’ll love you for a thousand more
    – Binlerce daha seni seveceğim

  • Indila – Dernière Danse Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Indila – Dernière Danse Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Oh ma douce souffrance,
    – Oh benim tatlı işkencem
    Pourquoi s’acharner tu r’commence
    – Kavganın anlamı yok,tekrar başla
    Je ne suis qu’un être sans importance
    – Ben anlamsızım ama
    Sans lui je suis un peu “paro”
    – onsuz,bitaz da başım belada
    Je déambule seule dans le metro
    – Tek başıma metronun etrafında dolaştım
    Une dernière danse
    – Son bir dans
    Pour oublier ma peine immense
    – Büyük ızdırabımı unutmak için
    Je veux m’enfuir, que tout recommence
    – Her şeye tekrar başlatmak için kaçmak istiyorum
    Oh ma douce souffrance
    – Oh benim tatlı işkencem

    Je remue le ciel, le jour, la nuit
    – Gökyüzünü kariştırırım,günü,geceyi
    Je danse avec le vent, la pluie
    – Rüzgarla yağmurla dans ederim
    Un peu d’amour, un brin de miel
    – Biraz aşk,bir tutam bal
    Et je danse, danse, danse, danse, danse, danse
    – Ve dans ederim,dans,dans,dans
    Et dans le bruit, je cours et j’ai peur
    – Ve gürültünün içinde,koşarım,korkarım
    Est-ce mon tour?
    – Benim sıram mı?
    Vient la douleur…
    – İşte acı geliyor
    Dans tout Paris, je m’abandonne
    – Tüm Paris’te kendimi terkettim
    Et je m’envole, vole, vole, vole, vole
    – Ve uzaklarda,uçtum,…
    Que d’espérance…
    – Hiçbişey ama umut
    Sur ce chemin en ton absence
    – Senin yokluğunda bu yol
    J’ai beau trimer, sans toi ma vie n’est qu’un décor qui brille, vide de sens
    – Yapabilirmiş gibi deniyorum sensiz hayatım bir hiç ama anlamsız parlak bir dekor

    Je remue le ciel, le jour, la nuit
    – Gökyüzünü kariştırırım,günü,geceyi
    Je danse avec le vent, la pluie
    – Rüzgarla yağmurla dans ederim
    Un peu d’amour, un brin de miel
    – Biraz aşk,bir tutam bal
    Et je danse, danse, danse, danse, danse, danse
    – Ve dans ederim,dans,dans,dans
    Et dans le bruit, je cours et j’ai peur
    – Ve gürültünün içinde,koşarım,korkarım
    Est-ce mon tour?
    – Benim sıram mı?
    Vient la douleur…
    – İşte acı geliyor
    Dans tout Paris, je m’abandonne
    – Tüm Paris’te kendimi terkettim
    Et je m’envole, vole, vole, vole, vole
    – Ve uzaklarda,uçtum,…

    Dans cette douce souffrance.
    – Bu tatlı işkence içinde
    Dont j’ai payé toutes les offenses
    – Bu içinde olduğum acı kimin suçu
    Ecoute comme mon cœur est immense
    – Kalbim nasıl da muhteşem dinle
    Je suis une enfant du monde
    – Ben dünyanın bir çocuğuyum
    Je remue le ciel, le jour, la nuit
    – Gökyüzünü kariştırırım,günü,geceyi
    Je danse avec le vent, la pluie
    – Rüzgarla yağmurla dans ederim
    Un peu d’amour, un brin de miel
    – Biraz aşk,bir tutam bal
    Et je danse, danse, danse, danse, danse, danse
    – Ve dans ederim,dans,dans,dans
    Et dans le bruit, je cours et j’ai peur
    – Ve gürültünün içinde,koşarım,korkarım
    Est-ce mon tour?
    – Benim sıram mı?
    Vient la douleur…
    – İşte acı geliyor
    Dans tout Paris, je m’abandonne
    – Tüm Paris’te kendimi terkettim
    Et je m’envole, vole, vole, vole, vole
    – Ve uzaklarda,uçtum,…

  • Vitaa – A Fleur De Toi Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Vitaa – A Fleur De Toi Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Les jours passent mais ça ne compte pas
    – Günler geçiyor ama onlar sayılmaz
    J’ai tant de mal à vivre, ivre
    – Yaşamakta zorlanıyorum,sarhoş
    De ce parfum si différent du tien
    – Senden değişik olan bu parfümden
    Pire, j’ai compté chaque minute qui me retient à lui
    – Beter,onu ayıran her dakikayı saydım
    Comme si j’étais ma propre prisonnière
    – Sanki ben kendim tutukluyum
    Ca fait bientôt un an qu’il m’a sauvée de toi
    – Neredeyse bir sene oldu beni senden kurtardığı
    Souvent je me demande où j’en serais pour toi
    – Bazen senin için nerede olurdum merak ediyorum
    Souvent je me demande ce que tu fais, où tu es, qui tu aimes…
    – Bazen ne yaptığını,nerede olduğunu,kimi sevdiğini merak ediyorum…
    Sors de mes pensées !
    – Düşlerimden çık!
    J’ai changé d’adresse, de numéro, merci
    – Adresimi ve numaramı değiştirdim, sağ ol
    J’ai balancé tes lettres et tes défauts, même si
    – Mektuplarını ve kötü yönlerini salladım,buna rağmen
    J’ai fait semblant d’avoir trouvé la force
    – Gücü bulduğumu zannettiriyor um
    Je garde au plus profond de moi tout ce que tu m’as aimé
    – Beni sevdiğine içimdeki en derine bakıyorum

    J’essaie de t’oublier avec un autre
    – Seni başkasıyla unutmaya çalışıyorum
    Le temps ne semble pas gommer tes fautes
    – Zaman hatalarını sildiğini sanma
    J’essaye mais rien n’y fait, je ne peux pas, je ne veux pas
    – Faydası yok deniyorum,yapamam,istemiyorum
    Je n’y arrive pas, je ne l’aime pas comme toi
    – Yapamıyorum, onu senin gibi sevemiyorum
    J’essaie de me soigner avec un autre
    – Başkasıyla iyileşmeye çalışıyorum
    Qui tente en vain de racheter tes fautes
    – Senin hatalarını satın almaya çalışıyor
    Il semble si parfait, mais rien n’y fait, je capitule
    – O kadar mükemmel görünüyor ki,ama boşuna,teslim oluyorum
    Je ne peux pas, je ne l’aime pas comme toi
    – Yapamıyorum, onu senin gibi sevemiyorum

    Lui, il a tenté de me consoler
    – O,beni teselli etmeye çalıştı
    Même s’il n’a pas tes mots ni ton passé
    – senin geçmişin ve kelimelerin olmamasına rağmen
    C’est vrai, mais il n’a pas ton goût pour la fête
    – Doğru, kutlama için onda senin zevklerin yok
    Pour la nuit, pour les autres, pour tout ce que je hais
    – Gece için,başkaları için,bütün nefret ettiklerim
    Il a séché toutes mes larmes, tu sais
    – Bütün gözyaşlarımı kuruttu, biliyor musun
    Il a ramassé tes pots cassés
    – O senin pisliklerini aldı
    Et il a réglé tous tes impayés, tes impostures, tes ratures
    – Ve ödemediklerini,düzenbazlıklarını,karaladıklarını halletti
    Tout ce que tu m’as laissé
    – Bana bıraktığın her şeyi
    Il m’aime comme un fou et me connaît par coeur
    – Beni deli gibi seviyor ve her şeyimi biliyor
    Il me dit “je t’aime” parfois durant des heures
    – Bana ”seni seviyorum” diyor bazen saatler boyunca
    Mais il ne sent pas ton odeur
    – Ama senin gibi kokmuyor
    Pourquoi je te respire dans ses bras
    – Neden seni kollarımda soluyorum
    Sors de mes pensées
    – Düşlerimden çık!

    Je ne l’aime pas comme toi
    – Onu senin gibi sevmiyorum
    Dis-moi seulement pourquoi ?
    – Sadece söyle bana neden?
    Tu me restes comme ça…
    – Bende böyle kalıyorsun…
    Je veux t’oublier
    – Seni unutmak istiyorum
    Reprends tes rêves et disparais
    – Hayallerini al ve kaybol
    Car je veux l’aimer comme toi…
    – Çünkü seni sevdiğim gibi sevmek istiyorum…