Kategori: Genel

  • Ron Pope – A Drop In the Ocean Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ron Pope – A Drop In the Ocean Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A drop in the ocean
    – Okyanusta bir damla
    A change in the weather
    – Havada bir değişim
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my heaven
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim cennetimsin

    I don’t wanna waste the weekend
    – Haftasonunu harcamak istemiyorum
    If you don’t love me pretend
    – Eğer beni sevmiyorsan rol yap
    A few more hours then it’s time to go
    – Birkaç saat daha sonra gitme vakti

    As my train rolls down the east coast I wonder how you keep warm
    – Trenim doğu sahiline giderken merak ediyorum seni nasıl sıcak tutacağımı
    It’s too late to cry
    – Ağlamak için çok geç
    Too broken to move on
    – Devam etmek için fazlasıyla kırgınım

    And still I can’t let you be
    – Ve yine de izin veremiyorum sana
    Most nights I hardly sleep
    – Çoğu geceler zor zar uyuyorum
    Don’t take what you don’t need from me
    – İhityacın olmayan bir şeyi alma benden

    It’s just a drop in the ocean
    – Bu okyanusta bir damla gibi
    A change in the weather
    – Havada bir değişim gibi
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my heaven
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim cennetimsin

    Misplaced trust and old friends
    – Güven ve eski dostalar yanlış yerde
    Never counting regrets
    – Pişmalıkları hiç sayma
    By the grace of God I do not rest at all
    – Tanrının inayetiyle hiç dinlenmeyeceğim
    New England as the leaves change
    – İngiltere de yapraklar değişirken
    The last excuse that I’ll claim
    – Sunacağım son mazeret
     I was a boy who loved a women like a little girl
    – Ben bir oğlandım bir kadını küçük bir kızmış gibi seven

    And still I can’t let you be
    – Ve yine de izin veremiyorum sana
    Most nights I hardly sleep
    – Çoğu geceler zor zar uyuyorum
    Don’t take what you don’t need from me
    – İhityacın olmayan bir şeyi alma benden

    It’s just a drop in the ocean
    – Bu okyanusta bir damla gibi
    A change in the weather
    – Havada bir değişim gibi
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim

    Heaven doesn’t seem far away anymore
    – Cennetimsin artık çok da uzak görünmeyen
    No
    – Hayır
    No
    – Hayır
    Heaven doesn’t seem far away
    – Cennet çok da uzak görünmüyor

    Heaven doesn’t seem far away
    – Cennet çok da uzak görünmüyor
    No
    – Hayır
    No
    – Hayır
    Heaven doesn’t seem far away
    – Cennet çok da uzak görünmüyor
    Oh
    – Oh

    A drop in the ocean
    – Okyanusta bir damla
    A change in the weather
    – Havada bir değişim
    I was praying that you and me might end up together
    – Senin ve benim sonumuzun birlikte olması için dua ediyordum
    It’s like wishing for rain as I stand in the desert
    – Bu sanki çölde beklerken yağmur yağmasını dilemek gibi
    But I’m holding you closer than most ’cause you are my heaven
    – Ama seni en yakınımda tutuyorum çünkü sen benim cennetimsin
    You are my heaven
    – sen benim cennetimsin

  • Farruko – La Tóxica  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Farruko – La Tóxica Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ella ya no le motiva salir
    – Artık onu dışarı çıkması için motive etmiyor
    Quedó traumada, todavía piensa en ese infeliz
    – Travma geçirdi, hâlâ mutsuz olduğunu düşünüyor
    Sus amigas la sonsacan a llevársela pa’ la calle
    – Arkadaşları onu sokağa götürmesi için kandırıyor
    Pa’ que se despeje y olvide
    – Böylece temizler ve unutur
    Que de una relación tóxica acaba ‘e salir
    – Toksik bir ilişkinin bitip gitmesi
    La convencieron y se arregló pa’ ir
    – Onu ikna ettiler ve gitmeyi başardı

    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Donde pongan música, haya hookah y botelleo
    – Müzik çaldıkları yerde nargile ve şişe var
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Ella no quiere amor ella está puesta pa’l perreo
    – Aşk istemiyor perreo giydiriliyor
    Ella llegó depresiva pero le pusieron “Tusa”
    – Depresif geldi ama ona “Tusa” dediler
    Ahí se soltó y se desabotonó la blusa
    – Orada bıraktı ve bluzunun düğmelerini açtı
    Se les pegó a la hookah y de la botella abusa
    – Nargile takıldılar ve şişe suistimal edildi
    Dice que hoy se bebe y pone ese cabrón de excusa (¡Blep!)
    – Bugün içtiğini ve o piç kurusunu bahane yaptığını söylüyor (Blep!)
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    No quiere saber de compromiso
    – Bağlılık bilmek istemiyor

    Y que se muera el cabrón que daño le hizo
    – Ve onu inciten piç ölmesine izin ver
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    Está puesta pa’ romper la carretera
    – Yolu kırmaya ayarlandı
    Y ahora má’ que está de moda es estar soltera
    – Ve şimdi daha moda olan bekar olmak
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo (Pri-yah-yah)
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider (Pri-yah-yah)
    Donde pongan música, haya hookah y botelleo
    – Müzik çaldıkları yerde nargile ve şişe var

    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Ella no quiere amor ella está puesta pa’l perreo
    – Aşk istemiyor perreo giydiriliyor
    ¿Dónde están la’ mujere’ que no tienen marío’?
    – Mario sahibi olmayan kadınlar nerede?
    Si es lo que quiere’ toma
    – Eğer istediğin buysa al
    Báilame de frente y dime: “Ah, ah”
    – Benimle kafa kafaya dans et ve söyle bana: “Ah, ah”
    Con la mano arriba grita: “Ah, ah”
    – Eli havada bağırır: “Ah, ah”
    Así es que mi corillo grita
    – Bu yüzden corillo’m çığlık atıyor

    Ahora tu mami dile
    – Şimdi annen ona söyle
    Tú eres la que manda dile
    – Sorumlu olan sensin söyle ona
    Yo hice esto pa ti grita
    – Bunu senin için yaptım çığlık at
    Donde están las mujeres solteras..
    – Bekar kadınlar nerede …
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    No quiere saber de compromiso
    – Bağlılık bilmek istemiyor
    Y que se muera el cabrón que daño le hizo
    – Ve onu inciten p.ç ölmesine izin ver
    Le da hasta abajo, al ritmo del bajo
    – Basın ritmine kadar dibe vuruyor
    Lo que hablen de ella le importa un carajo
    – Onun hakkında ne konuştukları umurunda değil
    Está puesta pa’ romper la carretera
    – Yolu kırmaya ayarlandı
    Y ahora má’ que está de moda es estar soltera
    – Ve şimdi daha moda olan bekar olmak
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Donde pongan música, haya hookah y botelleo
    – Müzik çaldıkları yerde nargile ve şişe var
    Y se va pa’ la calle en busca de un jangueo
    – Ve bir jangueo aramak için sokağa gider
    Ella no quiere amor ella está puesta pa’l perreo
    – Aşk istemiyor perreo giydiriliyor

  • Macklemore & Ryan Lewis Feat. Ray Dalton , Can’t Hold Us Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Macklemore & Ryan Lewis Feat. Ray Dalton , Can’t Hold Us Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Return of the Mack, get up! what it is, what it does, what it is, what it isn’t
    – Mack’in geri dönüşü, ayağa kalk! Nedir, ne yapar, nedir, ne değildir
    Looking for a better way to get up out of bed
    – Yataktan çıkmak için daha iyi bir yol arıyorum
    Instead of getting on the internet and checking a new hit me
    – İnternete girmek ve bana yapılmış yeni bir darbeyi kontrol etmek yerine
    Get up! fresh out pimp strut walking, little bit of humble, little bit of cautious
    – Ayağa kalk! yeni çıkmış bir yürüyüş, biraz mütevazi, biraz da dikkatli
    Somewhere between like rocky and cosby sweatergang nope nope y’all can’t copy
    – Rocky ve Cosby arasında bi yerde, hayır hayır bunu taklit edemezsiniz
    Yup. Bad, moonwalking, this here, is our party, my posse’s been on broadway,
    – Evet.Kötü, ay yürüyüşü(MJ)o burda, bizim partimiz, takım’ım broadway’in üstünde (Sir Mix Alot-My posse’s on broadway -şarkı)
    And we did it, our way.
    – Ve bunu yaptık, kendi yolumuzla.
    Grown music, I shed my skin and put my bones into everything I record to it
    – Yetkin müzik, derimi değiştirdim ve herşeyin içine kemiklerimi koydum kaydettim
    And yet I’m on~
    – Ve artık bunun çok üstündeyim
    Let that stage light go and shine on down, got that Bob
    Barker suit game and plinko in my style.
    – Bırak sahne ışıkları senin üzerinde aydınlansın, Bob Barker suit game ve plinko(tv show) benim tarzım
    Money, stay on my craft and stick around for those pounds,
    – Para, benim becerilerimden yana ve bu poundların etrafında dolaşıyor.
    But I do that to pass the torch and put on for my town
    – Ama bunu diğerlerine aktarmak için yaptım ve bunu kendi şehrime bıraktım
    Trust me. On my I-N-D-E-P-E-N-D-E-N-T shit hustlin’,
    – İnan bana. B-A-Ğ-I-M-S-I-Z bu bok zorluyor
    Chasing dreams since I was 14 with the four track bossin’ halfway cross that city with the backpack, fat cat, crushing
    – 14’ümden beri bu düşlerimi kovalıyorum 4 sağlam parçayla sırt çantasıyla yarısında karşıya geçerken şişman kedi eziliyor

    Labets out here,
    – Yaftalar etiketler burada değil
    Nah they can’t tell me nothing
    – Hayır bana hiçbir şey anlatamazlar
    We give that to the people
    – Bunu insanlara verdik
    Spread it across the country
    – Ülke çapında yay bunu
    Labels out here,
    – Yaftalar burada yok
    Nah they can’t tell me nothing
    – Hayır bana hiçbir şey anlatamazlar
    We give it to the people,
    – Bunu insanlara verdik
    Spread it across the country
    – Ülke çapında yay bunu

    Can we go back, this is the moment
    – Geri gidebilir miyiz, şimdi tam zamanı
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, bitene kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Öyleyse ellerimizi kaldırıyoruz sanki sınırlar bizi tutamıyor
    like the ceiling can’t hold us
    – sanki sınırlar bizi tutamıyor
    Here we go back, this is the moment
    – İşte eskiye gidiyoruz, tam zamanı
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, sonuna kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden ellerimizi kaldırıyoruz sanki sınırlar bizi engelleyemiyor
    like the ceiling can’t hold us
    – sanki sınırlar bizi engelleyemiyor

    nah, can I kick it? thank you. yeah I’m so damn grateful.
    – ı-ıh, bunu tekmeleyebilir miyim? teşekkürler.evet şimdi lanet olası minnettarım.
    I grew up, really wanted gold fronts
    – Büyüdüm, gerçekten o altın dişliklerden istedim
    But that’s what you get when wu tang raised you
    – ama bu elde ettiğin şeydir wu tang seni yetiştirdiğinde
    Y’all can’t stop me, go hard like I got an 808 in my heart beat
    – Siz hiçbiriniz beni durduramazsınız, sağlam gidiyorum sanki kalp atışımda bir 808 var
    And I’m beating at the beat like you gave a little speed to a great white shark on shark week(shark week
    – eğer zafıylık anlamına gelebilecek belirti gösterirsen saldırıya uğrayacaksın)
    -If you show signs of weakness or aggression, you will be attacked.,
    – Ve ben yeniyorum tek darbede sanki küçük bir hız vermişsin gibi saldırı zamanı büyük beyaz bir köpek balığına
    Raw. Tell me go up. Gone!
    – Yükseğe gitmemi söylüyorsun bana.Gittim!
    deuces goodbye. I got a world to see, and my girl she wanna
    see Rome,
    – Şeytanlar hoşçakalın.Görmem gereken bir dünya var, ve benim kızım Roma’yı görmek istiyor.
    Ceasar make you a believer. nah I never ever did it for a throne.
    – Ceasar seni bir inançlı yapabilir.Hayır bir taht için bunu asla ve asla yapmadım.
    that validation comes from giving it back to the people.
    – Bu kabul görme, insanlara onu geri vermekten geliyor
    nah sing a song and it goes like
    – bir şarkı söyleniyor ve şöyle gidiyor
    Raise those hands, this is our party
    – Ellerini kaldır, bu bizim partimiz
    We came here to live life like nobody was watching
    – Buraya kimse bizi izlemiyormuşçasına hayatı yaşamaya geldik
    I got my city right behind me
    – Şehrimi tam arkama aldım
    If I fall, they got me, learn from that failure gain humility and then we keep marching ourselves
    – Eğer düşersem, beni yakalarlar, hatadan öğreniyorum alçakgönüllülükten kazanıyorum ve kendimize sloganımı söyleyerek uygun adım yürümeye devam ediyorum

    Can we go back, this is the moment
    – Geri dönebilir miyiz, şimdi tam sırası
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, sonuna kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden ellerinizi kaldırın sanki sınırlar bizi tutamıyor
    like the ceiling can’t hold us
    – Sanki sınırlar bizi tutamıyor
    Here we go back, this is the moment
    – İşte eskiye gidiyoruz, tam zamanı
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece o gece, sonuna kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden ellerimizi kaldırıyoruz sanki sınırlar bizi engelleyemiyor
    like the ceiling can’t hold us
    – sanki sınırlar bizi engelleyemiyor
    na na na na na na na na
    – na na na na na na na na
    and all my people say
    – ve halkım diyor ki
    Ma-ckle-more
    – Ma-ckle-daha
    Here we go back, this is the moment
    – İşte geri dönüyoruz, bu an
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece gece, bitene kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden tavanın bizi tutamayacağı gibi ellerimizi havaya kaldırıyoruz
    like the ceiling can’t hold us
    – tavanın bizi tutamayacağı gibi
    Here we go back, this is the moment
    – şte geri dönüyoruz, bu an
    Tonight is the night, we’ll fight till it’s over
    – Bu gece gece, bitene kadar savaşacağız
    So we put our hands up like the ceiling can’t hold us
    – Bu yüzden tavanın bizi tutamayacağı gibi ellerimizi havaya kaldırıyoruz
    like the ceiling can’t hold us.
    – Sanki tavan bizi tutamaz.

  • Royal & the Serpent , Overwhelmed Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Royal & the Serpent , Overwhelmed Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Turn off the T.V
    – Kapatın televizyonu.
    It’s starting to freak me
    – Kafamı bozmaya başladı.
    Out it’s so loud
    – Dışarda her şey çok yüksek sesli.
    It’s like my ears are bleeding
    – Sanki kulaklarım kanıyor gibi hissediyorum.
    What am I feeling?
    – Ne hissediyorum?
    Can’t look at the ceiling
    – Tavana bakamıyorum.
    The light is so bright
    – Işık çok parlak
    It’s like I’m overheating
    – Sanki aşırı ısıdan yanacakmışım gibi.

    This mind isn’t mine
    – Bu zihin benim değil.
    Who am I to judge?
    – Bu yüzden ben kim oluyorum da hüküm veriyorum
    Oh I should be fine
    – Oh bu şartlar altında gayet iyi olmam gerek
    But it’s all too much
    – Ama her şey üstüme geliyor.

    I get overwhelmed so easily
    – Ben kolayca bunalabiliyorum.
    My anxiety creeps inside of me
    – Anksiyetem gizlice içimde dolanıyor,
    Makes it hard to breathe
    – nefes almamı zorlaştırıyor.
    Words come over me
    – Sözler üzerime üzerime geliyor.
    Feels like I’m somebody else
    – Kendim değil, başka biriymişim gibi hissediyorum.

    I get overwhelmed so easily
    – Kolayca bunalıyorum.
    My anxiety keeps me silent
    – Anksiyetem beni suskunlaştırıyor
    When I try to speak
    – Konuşmaya çalıştığımda.
    Words come over me
    – Sözler üzerime üzerime geliyor.
    Feels like I’m somebody else
    – Kendim değil, başka biriymişim gibi hissediyorum.
    I get overwhelmed
    – Bunalıyorum.

    All of these faces
    – Kişisel alanın ne demek olduğunu bilmeyen
    Who don’t know what space is
    – tüm bu yüzler
    And crowds are shut down
    – ve kalabalık devre dışı kalmışlar.
    I’m overstimulated
    – Her yandan bir uyarana maruz kaldım.
    Nobody gets it
    – Kimse anlamıyor.
    They say I’m too sensitive
    – Diyorlar ki çok hassasmışım.
    I can’t listen cause I’m eyeing the exits
    – Dinleyemiyorum çünkü gözüm tüm çıkış kapılarında

  • Justin Bieber Feat. Quavo , Intentions Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Justin Bieber Feat. Quavo , Intentions Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Picture-perfect, you don’t need no filter
    – Resim-mükemmel, hiçbir filtre gerekmez
    Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer
    – Muhteşem, onları öldür, sen bir katil
    Shower you with all my attention
    – Tüm dikkatimi duş
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim
    Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread
    – Mutfakta kal, pişir, kendi ekmeğini kes
    Heart full of equity, you’re an asset
    – Kalp eşitlik dolu, sen bir varlıksın
    Make sure that you don’t need no mentions
    – Hiçbir söz gerek yok emin olun
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim

    Shout out to your mom and dad for making you
    – Seni yapmak için anne ve babana bağır
    Standing ovation, they did a great job raising you
    – Ayakta alkışlandı, seni büyütmek için harika bir iş çıkardılar
    When I create, you’re my muse
    – Yarattığım zaman, sen benim ilham perimsin
    The kind of smile that makes the news
    – Haber yapan gülümseme türü

    Can’t nobody throw shade on your name in these streets
    – Bu sokaklarda kimse isminize gölge atamaz
    Triple threat, you a boss, you a bae, you a beast
    – Üçlü tehdit, sen bir patron, sen bir bae, sen bir canavar
    You make it easy to choose
    – Kolay seçim yapmak
    You got a mean touch I can’t refuse (no, I can’t refuse it)
    – Reddedemeyeceğim bir dokunuş var (hayır, reddedemem)

    Picture-perfect, you don’t need no filter
    – Resim-mükemmel, hiçbir filtre gerekmez
    Gorgeous, make ’em drop dead, you a killer
    – Muhteşem, onları öldür, sen bir katil
    Shower you with all my attention
    – Tüm dikkatimi duş
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim
    Stay in the kitchen, cooking up, cut your own bread
    – Mutfakta kal, pişir, kendi ekmeğini kes
    Heart full of equity, you’re an asset
    – Kalp eşitlik dolu, sen bir varlıksın
    Make sure that you don’t need no mentions
    – Hiçbir söz gerek yok emin olun
    Yeah, these are my only intentions
    – Evet, bunlar benim tek niyetim

    Already passed, you don’t need no approval
    – Zaten geçti, onay almanıza gerek yok
    Good everywhere, don’t worry ’bout no refusal
    – Her yerde iyi, reddetme konusunda endişelenmeyin
    Second to none, you got the upper hand now
    – Hiçbiri ikinci, şimdi üstünlük var
    Don’t need a sponsor, no, you’re the brand now
    – Sponsora gerek yok, hayır, artık marka sensin

  • Katy Perry Feat. Juicy J , Dark Horse  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Katy Perry Feat. Juicy J , Dark Horse Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I knew you were
    – Sendin biliyorum
    You were gonna come to me
    – Bana geri döneceksin
    And here you are
    – Ve işte buradasın
    But you better choose carefully
    – Ama dikkatlice seçsen iyi olur
    ‘Cause I’m capable of anything
    – Çünkü her şeyi yapabilirim
    Of anything and everything
    – Her şeyden ve her şeyden.
    Make me your Aphrodite
    – Beni Afrodit’in yap
    Make me your one and only
    – Beni sen özel yap
    But don’t make me your enemy, your enemy, your enemy
    – Ama beni düşmanın yapma

    So you wanna play with magic
    – Demek büyü ile oynamak istiyorsun
    Boy, you should know whatcha falling for
    – Evlat, ne için düştüğünü bilmelisin
    Baby do you dare to do this
    – Bebeğim bunu yapmaya cesaretin var mı
    ‘Cause I’m coming atcha like a dark horse
    – Çünkü karanlık bir at gibi geliyorum

    Are you ready for, ready for
    – Hazır mısın, hazır mısın
    A perfect storm, a perfect storm
    – Mükemmel bir fırtına, mükemmel bir fırtına
    ‘Cause once you’re mine, once you’re mine
    – Çünkü bir kere benimsin benim
    There’s no going back
    – Geri dönüşü yok
    Mark my words,
    – Benim kelimelerimi işaretle
    This love will make you levitate
    – Bu aşk seni uçuracak
    Like a bird
    – Bir kuş gibi
    Like a bird without a cage
    – Kafesi olmayan bir kuş gibi
    But down to earth
    – Fakat gerçek
    If you choose to walk away, don’t walk away
    – Eğer gitmeyi seçersen, gitme

    It’s in the palm of your hand now baby
    – Şimdi avucunun içinde bebeğim
    It’s a yes or no, no maybe
    – Bir evet ya da hayır,belki hayır
    So just be sure before you give it up to me
    – Bu yüzden benden vazgeçmeden önce iyi düşün
    Up to me, give it up to me
    – Bana, onu bırak
    So you wanna play with magic
    – Demek büyü ile oynamak istiyorsun
    Boy, you should know whatcha falling for
    – Delikanlı, ne için düştüğünü bilmelisin
    Baby do you dare to do this
    – Bebeğim bunu yapmaya cesaretin var mı
    ‘Cause I’m coming atcha like a dark horse
    – Çünkü karanlık bir at gibi geliyorum
    Are you ready for, ready for
    – Hazır mısın, hazır mısın
    A perfect storm, a perfect storm
    – Mükemmel bir fırtına, mükemmel bir fırtına
    ‘Cause once you’re mine, once you’re mine
    – Çünkü bir kere benimsin benim
    There’s no going back
    – Geri dönüş yok

    She’s a beast
    – O bir canavar
    I call her Karma
    – Ona Karma diyorum
    She eat your heart out
    – Kalbini yiyor
    Like Jeffrey Dahmer
    – Jeffrey Dahmer gibi
    Be careful
    – Dikkatli ol

    Try not to lead her on
    -Onu yönlendirmemeye çalış
    Shawty’s heart was on steroids
    -Stawty kalbi steroid oldu
    ‘Cause her love was so strong
    -Çünkü onun aşkı çok güçlüydü

  • Gafur & JONY , Lollipop Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Gafur & JONY , Lollipop Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e
    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e

    Сияние твоих глаз, как солнца блика
    – Gözlerini bir güneş parlaması gibi parlat
    Я тебя увидел издалека
    – Seni uzaktan gördüm
    Я много верил, мечтал и верил
    – Çok inandım, hayal ettim ve inandım
    Что будет дальше, покажет время
    – Bundan sonra ne olacak, zaman gösterecek
    Что за манеры? Реки по колено
    – Ne tür davranışlar? Diz boyu nehirler
    Лёгкое платье цвета панамера
    – Hafif panamera elbise
    Взгляд и мгновенно, кровь кипит по венам
    – Bak ve anında damarlarda kan kaynıyor
    А ты летаешь и таешь, как lollipop
    – Ve bir lolipop gibi uçarsın ve erirsin

    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e

    У микрофона JONY
    – Mikrofonda JONY
    У микрофона JONY и от жизни ловим пользу
    – Mikrofon JONY’de hayattan faydalanıyoruz
    Поймай мой вайб, используй
    – Benim havamı yakala, kullan
    Улыбкой забери печаль
    – Bir gülümsemeyle üzüntüden kurtulun
    Порш Панамера
    – Porsche Panamera
    Океан по колено
    – Diz boyu okyanus
    Что за манеры?
    – Ne tür davranışlar?
    Танцует Макарена
    – Macarena dansı
    От твоего вида
    – Senin gözünden
    Внутри все кипит, да
    – Her şey içimde kaynıyor, evet
    Что будет, если поцеловать?
    – Öpersen ne olur?
    Что?
    – Ne?

    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e
    Hey you!
    – Hey sen!
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    – La-la-la-la lollipop, lollipop, e
    Lollipop, e, lollipop, e
    – Lollipop, e, lollipop, e

    Bum shaka-laka (у-а)
    – Bum shaka-laka (у-а)
    Bum shaka-laka (брр)
    – Bum shaka-laka (брр)
    Bum shaka-laka (а)
    – Bum shaka-laka (а)
    Bum shaka-laka (о-е)
    – Bum shaka-laka (о-е)
    Bum shaka-laka (у-а)
    – Bum shaka-laka (у-а)
    Bum shaka-laka (брр)
    – Bum shaka-laka (брр)
    Bum shaka-laka (yesss)
    – Bum shaka-laka (yesss)
    Bum shaka-laka (о-е)
    – Bum shaka-laka (о-е)

  • Dua Lipa , Don’t Start Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Dua Lipa , Don’t Start Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If you don’t wanna see me
    – Eğer beni görmek istemezsen
    Did a full 180, crazy
    – 180 derece hem de, çılgınca değil mi?
    Thinking ’bout the way I was
    – Geçtiğim yollar hakkında düşünüyorum
    Did the heartbreak change me? Maybe
    – Kalp kıran beni değiştirdi mi? Belki
    But look at where I ended up
    – Ama nereye düştüysem oraya bak
    I’m all good already
    – Ben zaten hep iyiyim
    So moved on, it’s scary
    – Öyleyse devam et, korkutucu
    I’m not where you left me at all, so
    – Beni bıraktığın yerde değilim, o yüzden


    If you don’t wanna see me dancing with somebody
    – Eğer birileri ile dans ettiğimi görmek istemezsen
    If you wanna believe that anything could stop me
    – Eğer hiç bir şeyin beni durduramayacağına inanmak istiyorsan
    Don’t show up, don’t come out
    – Gösterme, ortaya çıkma
    Don’t start caring about me now
    – Beni önemsemeye başlama şimdi
    Walk away, you know how
    – Uzağa yürü, nasıl bilirsin
    Don’t start caring about me now
    – Beni önemsemeye başlama şimdi


    Aren’t you the guy who tried to
    Sen deneyen adam değil misin?
    Hurt me with the word “goodbye”?
    ”Elveda” kelimesiyle beni acıtmayı?
    Though it took some time to survive you
    Ama hayatta kalmak biraz zaman aldı

    I’m better on the other side
    – Ben diğer yandan daha iyiyim
    I’m all good already
    – Ben zaten hep iyiyim
    So moved on, it’s scary
    – Öyleyse devam et, korkutucu
    I’m not where you left me at all, so
    – Beni bıraktığın yerde değilim, o yüzden
    If you don’t wanna see me dancing with somebody
    – Eğer birileri ile dans ettiğimi görmek istemezsen
    If you wanna believe that anything could stop me
    – Eğer hiç bir şeyin beni durduramayacağına inanmak istiyorsan
    (Don’t, don’t, don’t)
    – (Yapma, yapma, yapma)

  • Natalie Taylor , Surrender Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Natalie Taylor , Surrender Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    We let the waters rise
    – Suyun yükselmesine izin verdik
    We drifted to survive
    – Hayatta kalmak için sürüklendik
    I needed you to stay
    – Kalmana ihtiyacım var
    But I let you drift away
    – Ama senin sürüklenmene izin verdim

    My love where are you?
    – Aşkım neredesin?
    My love where are you?
    – Aşkım neredesin?

    Whenever you’re ready, whenever you’re ready
    – Ne zaman hazır olursan, ne zaman hazır olursan
    Whenever you’re ready, whenever you’re ready
    – Ne zaman hazır olursan, ne zaman hazır olursan
    Can we, can we surrender?
    – Olabilir miyiz, teslim olabilir miyiz?
    Can we, can we surrender?
    – Olabilir miyiz, teslim olabilir miyiz?
    I surrender
    – Teslim oluyorum

    No one will win this time
    – Kimse kazanamayacak bu defa
    I just want you back
    – Sadece seni geri istiyorum
    I’m running to your side
    – Yanında koşuyorum
    Flying my white flag, my white flag
    – Beyaz bayrağımı sallıyorum, beyaz bayrağımı

    My love where are you?
    – Aşkım neredesin?
    My love where are you?
    – Aşkım neredesin?

    Whenever you’re ready, whenever you’re ready
    – Ne zaman hazır olursan, ne zaman hazır olursan
    Whenever you’re ready, whenever you’re ready
    – Ne zaman hazır olursan, ne zaman hazır olursan
    Can we, can we surrender?
    – Olabilir miyiz, teslim olabilir miyiz?
    Can we, can we surrender?
    – Olabilir miyiz, teslim olabilir miyiz?
    I surrender
    – Teslim oluyorum
    I surrender
    – Teslim oluyorum

  • Tate McRae – you broke me first Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Tate McRae – you broke me first Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You broke me first, ah
    – Önce beni kırdın, ah

    Maybe you don’t like talking too much about yourself
    – Belki kendin hakkında konuşmayı çok sevmiyorsun
    But you shoulda told me that you were thinking ’bout someone else
    – Ama bana başka birini düşündüğünü söylemeliydin
    You’re drunk at a party or maybe it’s just that your car broke down
    – Bir partide sarhoşsun ya da belki araban bozuldu
    Your phone’s been off for a couple months, so you’re calling me now
    – Telefonun birkaç aydır kapalı, bu yüzden şimdi beni arıyorsun

    I know you, you’re like this
    – Seni biliyorum sen böylesin
    When shit don’t go your way you needed me to fix it
    – İşler yolunda gitmediğinde düzeltmek için bana ihtiyacın vardı
    And like me, I did
    – Ve benim gibi yaptım
    But I ran out of every reason
    – Ama her sebepten kaçtım

    Now suddenly you’re asking for it back
    – Şimdi aniden onu geri istiyorsun
    Could you tell me, where’d you get the nerve?
    – Bana söyler misin, sinirini nereden buldun?
    Yeah, you could say you miss all that we had
    – Evet, sahip olduğumuz her şeyi özlediğini söyleyebilirsin
    But I don’t really care how bad it hurts
    – Ama ne kadar acıttığı umrumda değil
    When you broke me first
    – Beni ilk kırdığında
    You broke me first
    – Önce beni kırdın

    Took awhile, was in denial when I first heard
    – Bir süre aldı, ilk duyduğumda inkar içindeydim
    That you moved on quicker than I could’ve ever, you know that hurt
    – Benim hiç yapabileceğimden daha hızlı ilerlemişsin, bunun acıttığını biliyorsun
    Swear for a while I would stare at my phone just to see your name
    – Bir süreliğine yemin ederim sadece adını görmek için telefonuma bakardım
    But now that it’s there, I don’t really know what to say
    – Ama şimdi orada olduğuna göre, gerçekten ne söyleyeceğimi bilmiyorum

    I know you, you’re like this
    – Seni biliyorum sen böylesin
    When shit don’t go your way you needed me to fix it
    – İşler yolunda gitmediğinde düzeltmek için bana ihtiyacın vardı
    And like me, I did
    – Ve benim gibi yaptım
    But I ran out of every reason
    – Ama her sebepten kaçtım

    Now suddenly you’re asking for it back
    – Şimdi aniden onu geri istiyorsun
    Could you tell me, where’d you get the nerve?
    – Bana söyler misin, sinirini nereden buldun?
    Yeah, you could say you miss all that we had
    – Evet, sahip olduğumuz her şeyi özlediğini söyleyebilirsin
    But I don’t really care how bad it hurts
    – Ama ne kadar acıttığı umrumda değil
    When you broke me first
    – Beni ilk kırdığında
    You broke me first
    – Önce beni kırdın

    What did you think would happen?
    – Ne olacağını düşündün?
    What did you think would happen?
    – Ne olacağını düşündün?
    I’ll never let you have it
    – Sahip olmana asla izin vermeyeceğim
    What did you think would happen?
    – Ne olacağını düşündün?

    Now suddenly you’re asking for it back
    – Şimdi aniden onu geri istiyorsun
    Could you tell me, where’d you get the nerve?
    – Bana söyler misin, sinirini nereden buldun?
    Yeah, you could say you miss all that we had
    – Evet, sahip olduğumuz her şeyi özlediğini söyleyebilirsin
    But I don’t really care how bad it hurts
    – Ama ne kadar acıttığı umrumda değil
    When you broke me first
    – Beni ilk kırdığında
    You broke me first
    – Önce beni kırdın
    (You broke me first)
    – (Önce beni kırdın)
    You broke me first, ah
    – Önce beni kırdın, ah

  • CHROMANCE , Wrap Me In Plastic Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    CHROMANCE , Wrap Me In Plastic Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It’s my first night out with you
    – Seninle ilk gecem
    Treat me right and buy me shoes
    – Bana doğru davran ve bana ayakkabı al
    Let me be your fantasy play with me
    – Senin fantezin olmama izin ver benimle oyna
    I wanna be your girl
    – Senin kızın olmak istiyorum
    Just give me some time I will be ready
    – Bana biraz zaman ver, hazır olacağım
    Do my make-up Bathe in my perfume
    – Makyajımı parfümümle yıkayın
    Quick shower Won’t take too long
    – Hızlı duş çok uzun sürmez
    I’ll be done just sing this song
    – Bitireceğim sadece bu şarkıyı söyle
    Wrap me in plastic And make me shine
    – Beni plastiğe sar ve parlat beni
    We can make a dollhouse Follow your design
    – Bir oyuncak ev yapabiliriz Tasarımınızı takip edin
    Let’s build a dog Out of sticks and twine
    – Hadi sopalardan ve sicimden bir köpek yapalım
    I can call you master You can call be mine
    – Sana usta diyebilirim, arayabilirsin benim
    Wrap me in plastic And make me shine
    – Beni plastiğe sar ve parlat beni
    We can make a dollhouse Follow your design
    – Bir oyuncak ev yapabiliriz Tasarımınızı takip edin
    Let’s build a dog Out of sticks and twine
    – Hadi sopalardan ve sicimden bir köpek yapalım
    I can call you master You can call be mine
    – Sana usta diyebilirim, arayabilirsin benim
    Wrap me in plastic
    – Beni plastiğe sar
    You can call be mine
    – Arayabilirsin benim
    Move me tell me what to do
    – Taşı beni ne yapacağımı söyle
    If you’re happy I am too
    – Sen mutluysan ben de
    Please just show me what you like don’t be shy
    – Lütfen bana neyi sevdiğini göster, utanma
    I wanna be your girl
    – Senin kızın olmak istiyorum
    Just give me some time I will be ready
    – Bana biraz zaman ver, hazır olacağım
    Do my make-up Bathe in my perfume
    – Makyajımı parfümümle yıkayın
    Quick shower Won’t take too long
    – Hızlı duş çok uzun sürmez
    I’ll be done just sing this song
    – Bitireceğim sadece bu şarkıyı söyle
    Wrap me in plastic And make me shine
    – Beni plastiğe sar ve parlat beni
    We can make a dollhouse Follow your design
    – Bir oyuncak ev yapabiliriz Tasarımınızı takip edin
    Let’s build a dog Out of sticks and twine
    – Hadi sopalardan ve sicimden bir köpek yapalım
    I can call you master You can call be mine
    – Sana usta diyebilirim, arayabilirsin benim
    Wrap me in plastic And make me shine
    – Beni plastiğe sar ve parlat beni
    We can make a dollhouse Follow your design
    – Bir oyuncak ev yapabiliriz Tasarımınızı takip edin
    Let’s build a dog Out of sticks and twine
    – Hadi sopalardan ve sicimden bir köpek yapalım
    I can call you master You can call be mine
    – Sana usta diyebilirim, arayabilirsin benim
    Wrap me in plastic
    – Beni plastiğe sar
    You can call be mine
    – Arayabilirsin benim
    Just give me some time I will be ready
    – Bana biraz zaman ver, hazır olacağım

    Quick shower Won’t take too long
    – Hızlı duş çok uzun sürmez

    Just give me some time I will be ready
    – Bana biraz zaman ver, hazır olacağım

    Quick shower Won’t take too long
    – Hızlı duş çok uzun sürmez
    Just sing this song
    – Sadece bu şarkıyı söyle
    Wrap me in plastic And make me shine
    – Beni plastiğe sar ve parlat beni
    We can make a dollhouse Follow your design
    – Bir oyuncak ev yapabiliriz Tasarımınızı takip edin
    Let’s build a dog Out of sticks and twine
    – Hadi sopalardan ve sicimden bir köpek yapalım
    I can call you master You can call be mine
    – Sana usta diyebilirim, arayabilirsin benim
    We can make a dollhouse Follow your design
    – Bir oyuncak ev yapabiliriz Tasarımınızı takip edin
    I can call you master You can call be mine
    – Sana usta diyebilirim, arayabilirsin benim

  • Coldplay – Paradise Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Coldplay – Paradise Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ohoohoooh
    – Ohoohoooh

    When she was just a girl
    – O sadece bir kızken
    She expected the world
    – Dünyadan beklentileri vardı
    But it flew away from her reach
    – Ancak olanları anladığında umutları uçup gitmişti
    So she ran away in her sleep
    – Uykusunda dünyadan köşe bucak kaçtı
    And dreamed of para- para- paradise
    – Ve cenneti düşledi
    Para- para- paradise
    – Cennet cennet
    Para- para- paradise
    – Cennet cennet
    Every time she closed her eyes
    – Gözlerini her kapattığında

    Ohoohoooh
    – Ohoohoooh

    When she was just a girl
    – O sadece bir kızken
    She expected the world
    – Dünyadan beklentileri vardı
    But it flew away from her reach
    – Ancak olanları anladığında umutları uçup gitmişti
    And the bullets catch in her teeth
    – Ve ağzıyla kurşunları yakalıyor

    Life goes on, gets so heavy
    – Hayat devam ediyor, gittikçe zorlaşıyor
    The wheel breaks the butterfly
    – Başaramayacağını bile bile çabalıyor
    Every tear a waterfall
    – Her gözyaşı bir şelale gibi
    In the night, the stormy night, 
    – Gece vakti, fırtınalı gecede
    She’d close her eyes
    – Gözlerini kapardı
    In the night, the stormy night,
    – Gece vakti, fırtınalı gecede
    Away she’d fly
    – Uzaklara uçardı
    And dreamed of para- para- paradise
    – Ve cenneti düşledi
    Para- para- paradise
    – Cennet cennet
    Para- para- paradise
    – Cennet cennet

    Lalalalalalala
    – Lalalalalalala

    So lying underneath the stormy skies
    – Fırtınalı gökyüzünün altında uzanıyor
    She’d say, ohoohoooh,
    – ohoohoooh diyordu
    I know the sun will set to rise
    – Güneşin yükselmek için çabalayacağını biliyorum

    This could be para- para- paradise
    – Bu cennet olmalı
    Para- para- paradise
    – Cennet cennet
    Could be para- para- paradise
    – Cennet olmalı
    Ohoohoooh
    – Ohoohoooh

    And dreamed of para- para- paradise
    – Ve cenneti düşledi
    Para- para- paradise
    – Cennet cennet
    Para- para- paradise
    – Cennet cennet