You’re just too good to be true – Gerçek olmak için fazla güzelsin Can’t take my eyes off you – Gözlerimi senden alamıyorum You’d be like heaven to touch – Sana dokunmak cennete dokunmak gibi I wanna hold you so much – Sana sarılmayı öyle çok istiyorum ki At long last love has arrived, and I thank God I’m alive – Sonunda aşk geldi, ve Sükür Tanrı’ya hayattayım You’re just too good to be true – Gerçek olmak için çok fazla güzelsin Can’t take my eyes off you – Gözlerimi senden alamıyorum
Pardon the way that I stare – Bakakalmamı affet There’s nothing else to compare – Seni kıyaslayacabilecek başka hiç bir şey yok The sight of you leaves me weak – Sana bakmak beni zayıf düşürüyor There are no words left to speak – Söyleyecek başka bir şey yok But if you feel like I feel – Ama eğer benim hissettiğim gibi hissediyorsan Please let me know that it’s real – Lütfen öyle olduğunu bildir bana You’re just too good to be true – Gerçek olmak için fazla güzelsin Can’t take my eyes off you – Gözlerimi senden alamıyorum
I love you baby – Seni seviyorum bebeğim And if it’s quite all right – Ve eğer bu uygunsa I need you baby, to warm my lonely night – Sana ihtiyacım var bebeğim, yalnız gecemi ısıtmak için I love you baby – Seni seviyorum bebeğim Trust in me when I say – Bunu söylerken bana inan Oh, pretty baby – Oh, tatlı bebeğim Don’t bring me down – Beni yıkma I pray, oh pretty baby – Dua ediyorum, oh tatlı bebeğim Now that I found you, stay and let me love you – Şimdi seni buldum ya kal ve seni sevmeme izin ver Baby let me love you… – Bebeğim seni sevmeme izin ver…
Сжигая под собой мосты, – Bizi köprülerin altında yakma, В этом сюжете оказались только я и ты. – Sadece sen ve ben bu hikayenin yıldızıyız. Вдыхая этот серый дым. – Bu gri dumanı soluyoruz. Давай на сегодня останемся одни. – Bugünlük kendimiz için devam edelim. You make me mad – Beni delirtiyorsun, And I fell in love – Ve ben aşık oldum.
Я забираю это время подальше с собой, – Cebimde esrar için bir planım var, В кармане план – Bu acıyı yatıştırmama yardım ediyor. Помогает мне унять ту боль. – Bir çizim yapıyorum,yanlış bir çizim, Я тяну одну, тяну не ту, люблю не ту. – Yanlış olanı seviyorum. Все корабли ушли на том порту. – Esrar açık denizlere boşaltıldı. Давай не будем начинать с тобой, – Hadi sen ve ben başlamayalım. Всё это заново, сначала. – Bu başından beri tekrar ediyor.
Давай не будем вспоминать с тобой, – Hadi sen ve ben anılardan söz etmeye başlamayalım. Всё окончательно достало. – Benim tüm bunlarla işim bitti. Я твой растафарай. – Ben senin Rastafari’nim. And I fell in love – Ve ben aşık oldum, You make me mad – Beni deli ediyorsun, And I fell in love – Ve ben aşık oldum.
Мои будни здесь, – Bu benim standartım, И я убитый как вчера. – Ve içinde ölebilirim tıpkı dün gibi.; Завтра будет точно новый день, – Yarın yepyeni bir gün olacak, Но я в хлам. – Ama ben dayak yedim. Ты нашла себе получше, – Kendine daha iyi birini buldun.
Детка я Жаман. – Kızım ben iyi değilim. И мне будет снова завтра пофиг – Ve yarın hala bir bok vermem. Как ты там, как ты там, с кем ты там. – Nasıl olduğun hakkında, nasılsın, kiminle birliktesin ? И я убитый как вчера. – Ve içinde ölebilirim tıpkı dün gibi. Завтра будет точно новый день, – Yarın yepyeni bir gün olacak, Но я в хлам. – Ama ben dayak yedim. Ты нашла себе получше, – Kendine daha iyi birini buldun.
Детка я Жаман – Kızım ben iyi değilim. И мне будет снова завтра пофиг – Ve, tıpkı dün gibi, yarın hâlâ bir bok vermem. Как вчера, как ты там. – Nasıl olduğun hakkında, You make me mad – Beni delirtiyorsun, And I fell in love – Ve ben aşık oldum. Fell in love – Aşık oldum. Fell in love. – Aşık oldum.
I’m not suicidal I don’t wanna fucking die – Ben intihara meyilli değilim, ölmek istemiyorum Just wanna be able to close my eyes and feel alright – Sadece gözlerimi kapatınca iyi hissedebilmek istiyorum But every day I feel like dying – Ama her gün ölüyormuşum gibi hissediyorum Every day I feel like dying (dying…) – Her gün ölüyormuşum gibi hissediyorum
Why do I even try? – Neden deniyorum ki? Why do I even write lyrics about how I’m living the life when I’m battling pain and my demons at night – Neden her gece şeytanlarla savaşırken, nasıl yaşadığımı anlatan sözler yazıyorum Trying to find a new outlet – Yeni bir kılık arıyorum The devil pounced in – Şeytan bana saldırdı I hear him howling, my vision clouded – Ulumasını duyabiliyorum, görülüm bulanıklaştı Man I tried to escape but there ain’t no way – Adamım, kaçmaya çalıştım ama bunun bir yolu yok
Try to be strong when I deal with the pain – Acıyla uğraşırken güçlü kalmaya çalıştım (yuh) Put a bitch in the coffin, so my family has options – (Sen) Bir sürtüğü tabuta koydun, bu yüzden ailem seçeneklere sahip Gonna work till’ I’m dead – Ölenr kadar çalışacağım So that they get the best – Onlar en iyisini alana dek Don’t wanna set up a bad example cause’ kids looking up – Kötü bir örnek olmak istemiyorum çünkü çocuklar beni izliyor Can’t leave them in shambles – Onları yıkıntıda bırakamam Can’t make them think clocking out is ok – Onlara yoldan çıkmanın normal olduğunu gösteremem So fuck suicide I’m here to stay – Bu yüzden intiharı siktir et, burada kalıyorum
Try to free my mind – Aklımı özgür bırakmaya çalıştım I don’t know what’s right – Neyin doğru olduğunu bilmiyorum Wasting all my time, trying to find the light – Zamanımı harcıyorum, ışığı bulmaya çalışıyorum Try to free my mind – Aklımı serbest bırakmaya çalış I don’t know what’s right – Neyin doğru olduğunu bilmiyorum Wasting all my time, trying to find the light (nah, nah) – Tüm zamanımı boşa harcıyorum, ışığı bulmaya çalışıyorum (nah, nah) I’ll be out here running, I’ll be running from myself now – Buradan kaçıyor olacağım, kendimden kaçıyor olacağım şimdi Gunning demons down find my way out of this cell now – Bu hücrede karşıma çıkan şeytanları vuracağım I’ll be running now, I’ll be running from myself now – Buradan kaçıyor olacağım, kendimden kaçıyor olacağım şimdi Gunning demons down, find my way out of this cell now – Bu hücrede karşıma çıkan şeytanları vuracağım
I’m not suicidal I don’t wanna fucking die – Ben intiharsal değilim, ölmek istemiyorum Just wanna be able to close my eyes and feel alright – Sadece gözlerimi kapatıp iyi hissedebilmek istiyorum But every day I feel like dying – Ama her gün ölüyormuşum gibi hissediyorum Every day I feel like dying (dying…) – Her gün ölüyormuşum gibi hissediyorum
One too many bad thoughts inside me – Aklımda bir sürü kötü düşünce var Got a hole in my heart put the past behind me – Kalbimde eçmişteki beni koyacağım bir boşluk var I’m pressed with time, I’m stressed with life, my breath is ice – Zamanla beraber basıldım, hayatla beraber streslendim, nefesim buz I guess I might just bottle it up some more just like always – Sanırım her zamanki gibi sadece içmeliyim Barely standing, crawling down the hallways – Sadece dikiliyorum, koridordan aşağı doğru sürünüyorum Sink into my bed, with death inside my head – Yatağıma düşüyorum, aklımda ölümle beraber (Yeah) That note you found I didn’t mean it – Kastetmediğim notu buldun, Just wish I had a better sense of meaning – Keşke daha iyi anlatabilseydim Never meant to let you down – Asla seni yüzüstü bırakmak istemezdim I’ve been down now racing thoughts had to drown them out – Düşüncelerimi boğmakla uğraşıyorum (Fuck) – (Siktir) Never giving in I swear to god, no matter how many times I pray to a god – Asla pes etmedim, Tanrı’ya dua ettim, ne kadar dua ettiğim önemli değil I don’t believe in just to see if I will never wake up – Bir daha asla uyanmadığımda, onu göreceğime inanmıyorum But he called my bluff – Ama o beni yanıtladı
Try to free my mind – Aklımı özgür bırakmaya çalıştım
I don’t know what’s right – Neyin doğru olduğunu bilmiyorum Wasting all my time, trying to find the light – Zamanımı harcıyorum, ışığı bulmaya çalışıyorum Try to free my mind I don’t know what’s right – Buradan kaçıyor olacağım, kendimden kaçıyor olacağım şimdi Wasting all my time, trying to find the light (nah, nah) – Tüm zamanımı boşa harcıyorum, ışığı bulmaya çalışıyorum (nah, nah) I’ll be out here running, I’ll be running from myself now – Burada koşuyor olacağım, kendimden kaçıyor olacağım şimdi Gunning demons down find my way out of this cell now – Bu hücrede karşıma çıkan şeytanları vuracağım I’ll be running now, I’ll be running from myself now – Buradan kaçıyor olacağım, kendimden kaçıyor olacağım şimdi Gunning demons down, find my way out of this cell now – Bu hücrede karşıma çıkan şeytanları vuracağım
I’m not suicidal I don’t wanna fucking die – Ben intiharsal değilim, ölmek istemiyorum Just wanna be able to close my eyes and feel alright – Sadece gözlerimi kapatıp iyi hissedebilmek istiyorum But every day I feel like dying – Ama her gün ölüyormuşum gibi hissediyorum Every day I feel like dying (dying…) – Her gün ölüyormuşum gibi hissediyorum
Time, time, time – Zaman, zaman, zaman See what’s become of me… – Bana ne olduğunu gör… Time, time, time – Zaman, zaman, zaman
See what’s become of me – Bana ne oldu gör While I looked around – Etrafa bakarken For my possibilities – Olasılıklarım için I was so hard to please – Çok zor memnun oldum Look around – Etrafa bak Leaves are brown – Yaprakları kahverengi And the sky – Ve gökyüzü Is a Hazy Shade of Winter – Kışın Puslu Gölgesi Hear the Salvation Army Band – Kurtuluş Ordusu Grubu duy Down by the riverside – Aşağıda nehir kıyısında It’s bound to be a better ride – Daha iyi bir yolculuk olması gerekiyor
Than what you’ve got planned – Planladığından daha Carry a cup in your hand – Elinde bir bardak taşı Look around; – Etrafa bak Leaves are brown – Yaprakları kahverengi And the sky – Ve gökyüzü Is a Hazy Shade of Winter – Kışın Puslu Gölgesi Hang onto your hopes my friend – Umutlarını asmak dostum That’s an easy thing to say – Söylemesi kolay bir şey But if your hopes should pass away – Ama eğer umutların geçerse
Simply pretend – Basitçe numara yap That you can build them again – Onları yapabilirsin Look around – Etrafa bak Grass is high – Çimen yüksek Fields are ripe – Tarlalar olgunlaşmış It’s the springtime of my life – Hayatımın bahar zamanı Seasons change with their scenery – Mevsim manzaralarıyla değişiyor Weaving time in a tapestry – İşli örtü dokuma zamanı Won’t you stop and remember me – Durmayacak mısın ve beni hatırla
Look around – Etrafa bak Leaves are brown – Yaprakları kahverengi And the sky; – Ve gökyüzü Is a Hazy Shade of Winter – Kışın Puslu Gölgesi Look around – Etrafa bak Leaves are brown – Yaprakları kahverengi There’s a patch of snow on the ground – Yerde kar yaması var Look around – Etrafa bak Leaves are brown – Yaprakları kahverengi There’s a patch of snow on the ground – Yerde kar yaması var Look around – Etrafa bak Leaves are brown – Yaprakları kahverengi There’s a patch of snow on the ground – Yerde kar yaması var
Woo! – Woo! Y’all already know who I am? Right? – Zaten benim kim olduğumu biliyorsunuz Doğru mu? Mustard on the beat, ho – Ben bir otum Let’s go – Hadi gidelim Woo! – Woo!
Uh (Woo, woo), no Master P (Ayy) – Uh (Woo, woo), Usta P yok (Ayy) Ten bad bitches and they after me (Bad) – On kötü orospu ve benden sonra (Kötü) One bad bitch look like a masterpiece (Uh) – Bir kötü kaltak çok güzel gibi görünüyor (Uh) Lookin’ for a dunk, like a athlete (Uh) – Bir sporcu gibi smaç basıyorum(Uh) Big drip, what you call it? (Big drip, yeah) – Büyük damla, buna ne diyorsun? (Büyük damla, evet) Ice chain, pure water (Ice, ice, ice) – Buz zinciri, saf su (Buz, buz, buz) You got the cash, but can’t afford it (Cash, no) – Parayı aldın ama paran yetmez (Nakit, hayır) You got the bag, but can’t afford it (Give me the bag) – Çantayı aldın, ama parasını alamıyorsun (Bana çantayı ver) Uh (Woo, woo), Usta P yok (Ayy) – Uh (Woo, woo), Usta P yok (Ayy)
Give me the beat, I ride it like a jetski (Hey) – Bana ritmi ver, jetski gibi sürüyorum (Hey) So many bad bitches they harassin’ me (Bad) – Çok fazla orospu çocuğu beni taciz ediyor (Kötü) They like me ’cause I rap and be with the athletes (Athletes) – Benden hoşlanıyorlar çünkü ben rap yapıyor ve sporcularla birlikte oluyorum (Sporcular) Stop askin’ me (Uh), I know they mad at me (Nah) – Bana sormayı kes (Uh), bana kızdıklarını biliyorum (Nah) Hop in the coupe, then I slide like it’s Vaseline (Skrrt, skrrt) – Seviye atla, sonra vazelin gibi kayıyorum (Skrrt, skrrt) West coast 6-4 jump like a trampoline (6-4) – Batı sahili 6-4, trambolin gibi atlıyor (6-4) Take a brick out, put it on a triple beam (Brick out) – Bir tuğlayı çıkarın, üçlü bir hazneye koyun (Tırtıl) I’m not from Canada, but I see a lot of tings (Canada) – Ben Kanadalı değilim, ama çok fazla şey görüyorum (Kanada) Dismantle her, I know how to handle her (Woo, hey) – Onu sökünüz, onunla nasıl başa çıkacağımı biliyorum (Woo, hey) Light the candle up, make you put a banner up (Up, up) – Mumları yak, bir afiş hazırla (Yukarı, yukarı) Toss a 50 up, make ’em tear the club up (Tear the club up) – 50’ye kadar at, klübü parçalamalarını sağla (Klübü parçala) Took your bitch out the game, – Kaltağını oyundan çıkardı, I had to sub her (Swap, swap, here we go) – Onu alt etmek zorunda kaldım (Swap, takas, işte başlıyoruz)
Im-bim-billilah im-billilah – İm-bim-billilah im-billilah On im-bim-billalah im-billilah – İm-bim-billalah hakkında On im-bim-billalah im-billilah – İm-bim-billalah hakkında On im-bim-billalah im-billilah on his father – İm-bim-billalah’ta im-billilah babasında Im-bim-billalah im-billilah on his father – İm-bim-billalah im-billilah babasına Im-bim-billilah im-billilah – İm-bim-billilah im-billilah On im-bim-billalah im-billilah – İm-bim-billalah hakkında On im-bim-billalah im-billilah on his father – İm-bim-billalah’ta im-billilah babasında
My uncle Bu Masoud, has big black eyes – Amcam Bu Masoud’un kocaman siyah gözleri var. He never eats, he’s never full, my uncle Bu Masoud – Asla yemiyor, asla dolmuyor, amcam Bu Masoud He is hassled for cash – O parayla uğraşıyor He has no money for gas – Benzin için parası yok At the end of the day he beats his wife – Günün sonunda karısını dövüyor So that he can feel powerful – Böylece güçlü hissedebiliyor
Tell me how can he live – Bana nasıl yaşayabileceğini söyle In this chaotic state – Bu kötü durumda It’s better in the Gulf – Uçurumdan daha iyi But he can’t drink alcohol there – Ama orada alkol içemezsin So he bought himself a bus – Bu yüzden kendine bir otobüs aldı. Through loans and lies – Krediler ve yalanlar sayesinde Whenever he turns the radio on – Ne zaman radyoyu açsa He only hears static – Sadece sabit şarkıları dinler
Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road – Evet, atımı alacağım ve eski kasaba yoluna gideceğim. I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim I’m gonna take my horse to the old town road – Atımı alıp eski kasaba yoluna gideceğim I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim Kio, Kio – Kio, Kio I got the horses in the back – Geride kalan atlarım var, Horse tack is attached – Atı raptiyeyle tutturdum
Hat is matte black – Şapkam mat siyah Got the boots that’s black to match – Onunla uyması için siyah botlarım var Ridin’ on a horse, ha – Bir atın üstünde gidiyorum, You can whip your Porsche – Sen Porsche’ni kırbaçlayabilirsin I been in the valley – Ben vadide olacağım You ain’t been up off the porch, now – Şimdi porchundan çıkmadın, şimdi Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Ridin’ on a tractor – Bir traktör sürüyorum Lean all in my bladder – Mesanemin üstüne eğildim
Cheated on my baby – Sevgilimi aldattım You can go and ask her – Gidip ona sorabilirsin My life is a movie – Hayatım bir film Bull ridin’ and boobies – Boğa sürmek ve göğüsler
Cowboy hat from Gucci – Gucci’den bir kovboy şapkası Wrangler on my booty – Ganimetimde bir kovboy Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road – Evet, atımı alacağım ve eski kasaba yoluna gideceğim. I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim I’m gonna take my horse to the old town road – Atımı alıp eski kasaba yoluna gideceğim I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim I got the – Benim var
Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road – Evet, atımı Eski Şehir yoluna götüreceğim. I’m gonna ride ’til I can’t no more – Artık ben ride ’til ben I’m gonna take my horse to the old town road – Atımı Eski Şehir yoluna götüreceğim. I’m gonna ride ’til I can’t no more (Kio, Kio) – Artık binene kadar bineceğim (Kio, Kio) I got the horses in the back – Atları arkada tuttum Horse tack is attached – At tack eklendi Hat is matte black – Şapka mat siyah Got the boots that’s black to match – Eşleşecek siyah botları aldım Ridin’ on a horse, ha – Ata binmek, ha You can whip your Porsche – Porsche’nizi kırbaçlayabilirsiniz I been in the valley – Vadide bulundum You ain’t been up off that porch, now – O verandanın dışında değildin, şimdi Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana hiçbir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Bana hiçbir şey söyleyemezsin Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana hiçbir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Bana hiçbir şey söyleyemezsin Ridin’ on a tractor – Bir traktöre biniyorum Lean all in my bladder – Mesaneme tamamen yaslan Cheated on my baby – Bebeğimi aldattım You can go and ask her – Gidip ona sorabilirsin My life is a movie – Hayatım bir film Cowboy hat from Gucci – Gucci’den kovboy şapkası Wrangler on… – Wrangler üzerinde…
Woke up late – Geç uyan Somewhere far away from home – Evden uzak herhangibir yer Pockets empty wallet gone – Cepler boş Cüzdan kayıp The sun is streaming all on down on my face – Güneş yüzümden aşağı akıyor Layin’ down on someones bed – Birinin yatağına yatmak A girl that I had hardly met – Çok tanışmak istediğim bi kız My head is spinnin’ like I’ve been out days – Kafam dışarı çıkmış gibi dönüyor Now you’re waking up too – Ve şimdi sende uyandın Lying next to me in your room – Odan da yalan söylemeye devam ediyorsun Not quite used to someone so new – Bu kadar yeni birine alışkın değil
Did ya catch my name, yeah – Adımı aldın mı, evet Wonder how long I slept in – Acaba ne kadar uyudum I don’t know where the hell I’ve been – Nerede olduğumu bilmiyorum I know that’s all right – Biliyorum sorun değil Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve
Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum I got that taste oh – O tadı aldım oh It’s in my mouth it’s like I had too much last night – Ağzımda sanki dün gece çok fazla içmişim gibi It just felt so right – Sadece iyi hissediyorum Because of you, now – Çünkü sensin, şimdi I could go or I could stay ’cause I – ister giderim ama benim Got nothing planned today – bugün bi planım yok And I know that’s all right – Ve biliyorum sorun değil
Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum
Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy when the night’s ours? – ışıklar kapalı olduğu zaman neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy yeah so, so easy oh… – Neden bu kadar, bu kadar kolay evet, çok kolay oh Woke up late – Geç uyan Somewhere far away from home – Evden uzak herhangi bir yer Pockets empty wallet gone – Cepler boş Cüzdan kayıp
The sun is streaming all on down on my face – Güneş yüzümden aşağı akıyor Yeah, last night was fun lets do it again – Evet, dün gece eğlenceliydi yine yapalım We both know we’re more than friends – Arkadaştan öte olduğumuzu biliyoruz And I know that’s all right – Ve biliyorum sorun değil Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve
Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum
Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy when the night’s ours? – ışıklar kapalı olduğu zaman neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy yeah so, so easy – Neden bu kadar kolay, çok kolay evet çok, çok kolay Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum
Bam, den Scheiß, den ich hier bringe, ist mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Birinci günden beri bu benim hobimdi, hobimdi(Hobi, hobi) Seit Tag eins war’s schon immer nur mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Bugünlerde bu benim mesleğim olsada hobimkalacak, hobim kalacak (Hobi, hobi) Heut ist es mein Beruf, doch bleibt mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Buradayım, söylediğim gibi her şeyisikeceğim kardeşim, bam! (QDH, brrra) Ich bin da, wie gesagt fick’ ich alles Bruder, bam! (QDH, brrra) – Sunduğum bu pislik benim hobim, hobim(Hobi, hobi) Den Scheiß, den ich hier bringe, ist mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Birinci günden beri bu benim sadece hobimdi, hobimdi(Hobi, hobi) Seit Tag eins war’s schon immer nur mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Bugünlerde bu benim mesleğim olsada hobim Heut ist es mein Beruf, doch bleibt mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – kalacak, hobim kalacak (Hobi, hobi) Ich bin da, wie gesagt fick’ ich alles Bruder, bam! (brr) – Buradayım, söylediğim gibi her şeyisikeceğim kardeşim, bam! (brr)
Bam, bam, baller’ wieder Parts für ‘ne Milli, weißt – Bam, bam, para için yine ateş ediyorum, biliyorsun Ich find’ [?] kick, fick’ mies, Diggi – Gerçekten dehşet, dehşet beceriyorum ahbap Bretter’ wieder Rapper weg, Birra – Rapçileri yine yerle bir ediyorum Ist der Mermi da, komm, teste mal (go, go) – Mermin burada, gelip test edebilirsin (go, go) QDH überall, Überfall gibt’s wieder mal – Her yer QDH, yine soygun zamanı Tijara-Para, Kies, will eine Visa-Card – Ticaret-Para, bir dolu nakit, Visa kartı istiyorum Enes Meral zerfickt mal wieder Lagen – Enes Meral yine (ortalığı) durumu sikiyor Digga, will Roli only-gold tragen, ja (brra) – Ahbap sadece altın kaplamalı Rolex istiyorum, evet (brra) Ich bin von unten gekomm’n (hey) – En dipten buralara geldim (hey) Du Pisser, jetzt bin ich in Form (weh) – Bugünse formumdayım seni *mcık (weh) Gibt Leute, die gar nicht geglaubt haben – Bu Mero’nun sonunda etrafı bombalayacağına Dass dieser Mero jetzt endlich zerbombt (ja, ja), bam – inanmayan insanlar oldu (evet, evet), bam
Doch ich gebe ein’n Fick auf alle Hater, Digga (abi) – Kin kusanları (beni sevmeyenleri) siklemiyorum ahbap Ja, sie wissen, meine Flows waren schon immer killer, bam (skrrah) – Flowlarımın her daim ateş ettiğini zaten biliyorlardı
Bam, den Scheiß, den ich hier bringe, ist mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Bam, sunduğum bu pislik benim hobim, hobim(Hobi, hobi) Seit Tag eins war’s schon immer nur mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Birinci günden beri bu benim hobimdi, hobimdi(Hobi, hobi) Heut ist es mein Beruf, doch bleibt mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Bugünlerde bu benim mesleğim olsada hobimkalacak, hobim kalacak (Hobi, hobi) Ich bin da, wie gesagt fick’ ich alles Bruder, bam! (QDH, brrra) – Buradayım, söylediğim gibi her şeyisikeceğim kardeşim, bam! (QDH, brrra) Den Scheiß, den ich hier bringe, ist mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Sunduğum bu pislik benim hobim, hobim(Hobi, hobi) Seit Tag eins war’s schon immer nur mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby); – Birinci günden beri bu benim sadece hobimdi, hobimdi(Hobi, hobi) Heut ist es mein Beruf, doch bleibt mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Bugünlerde bu benim mesleğim olsada hobimkalacak, hobim kalacak (Hobi, hobi) Ich bin da, wie gesagt fick’ ich alles Bruder, bam! (ey, ey, ey, brra) – Buradayım, söylediğim gibi her şeyisikeceğim kardeşim, bam! (brr)
Ich will eine Roli, folge mein Homie – Roli (Rolex) saat istiyorum, kardeşlerimi takip ediyorum Daule vorne im Sixer – Mermiler 6 serisi BMW’nin önünde Dieser Wichser findet nix, Mann, viele Klicks da – Bu pislik hiçbirisini bulamıyor,adamım birçok tıklanmaya sahibim Weil Mero kickt, fickt die Chicks, die für die Klicks aß – Çünkü Mero bu tıklanmalar için buradaolan bu kaltakları becerip tekmeliyor Digga, mix ma’ dein Jacky-Cola – Ahbap Jacky Kolanı karıştır (Jacky-Cola) Und rauch dein Blueberry locker – Yaban mersini tütününü rahat şekilde iç Dein Label Rocka, also sei du lieber leise – Plak şirketin Roka, bu yüzden sessiz olsan iyi olur Denn ich beiße, so wie Mike Tyson (skrrt, skrrt) – Çünkü ben Mike Tyson misali ısıracağım (skrrt, skrrt) Mero, Mero kennt jeder – Mero, Mero’yu herkes tanıyor Fick Hater, so wie Neymar zähl’ ich Para – Beni sevmeyenleri sikeyim, Neymar misali paraları sayıyorum Lila, tamam, Mermi ballern – Morluklar, tamam, Mermiler ateş ediyor In meinem Haus will ich ein’n Hamam (brra) – Evimde bir hamamın olmasını istiyorum (brra)
Bam, bam, mache alles für die Family, du weißt – Bam, bam, her şeyi ailem için yapıyorum, biliyorsun Und wenn der Mero rappt, wird die Lage hier zu heiß (bam, brra) – Mero Rap yaptığında buranın ısısı artıyor (bam, brra)
Den Scheiß, den ich hier bringe, ist mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Sunduğum bu pislik benim hobim, hobim (Hobi, hobi) Seit Tag eins war’s schon immer nur mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Birinci günden beri bu benim hobimdi, hobimdi(Hobi, hobi) Heut ist es mein Beruf, doch bleibt mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Bugünlerde bu benim mesleğim olsada hobimkalacak, hobim kalacak(Hobi, hobi) Ich bin da, wie gesagt fick’ ich alles Bruder, bam! (QDH, brrra) – Buradayım, söylediğim gibi her şeyisikeceğim kardeşim, bam! (QDH, brrra) Den Scheiß, den ich hier bringe, ist mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Sunduğum bu pislik benim hobim, hobim(Hobi, hobi) Seit Tag eins war’s schon immer nur mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Birinci günden beri bu benim sadece hobimdi, hobimdi(Hobi, hobi) Heut ist es mein Beruf, doch bleibt mein Hobby, Hobby (Hobby, Hobby) – Bugünlerde bu benim mesleğim olsada hobimkalacak, hobim kalacak (Hobi, hobi) Ich bin da, wie gesagt fick’ ich alles Bruder, bam! (brrra) – Buradayım, söylediğim gibi her şeyisikeceğim kardeşim, bam! (brr)
Smoke is clearing out, all the circling lights… blind me – Duman görüşü azaltıyor, tüm o dönen ışıklar… Kör ediyor I’ve been running out, now it’s all just a fight… to breathe – Hep kaçtım, artık sadece savaşacağım… Nefes almak için I gave it all, yeah, I gave everything – Herşeyden vazgeçtim, evet, herşeyimi verdim I will never break the silence. – Sessizliği asla bozmayacağım When I look inside. I don’t have to hide – İçeriye baktığımda, saklanmama gerek yok
If you’re looking, you won’t find me; – Bakarsan, bulamayacaksın beni Who’s the enemy? Don’t know what to believe – Düşman kim? inanmak ne demek bilmiyorum Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Light is breaking through a dark is underneath – Işık altımdaki karanlığı delip geçiyor I know the truth but for you it’s just out of reach – Gerçeği biliyorum ama bu senin için ulaşması imkansız You took it all, yeah, you took everything – Herşeyi aldın, evet, herşeyimi aldın I will never break the silence. – Sessizliği asla bozmayacağım
When I look inside. – İçeriye baktığımda I don’t have to hide – Saklanmama gerek yok If you’re looking, you won’t find me – Bakarsan, bulamayacaksın beni Who’s the enemy? – Düşman kim? Don’t know what to believe – inanmak ne demek bilmiyorum Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Shadows – Gölgeler I will never break the silence. – Sessizliği asla bozmayacağım When I look inside. I don’t have to hide – İçeriye baktığımda, saklanmama gerek yok
If you’re looking, you won’t find me – Bakarsan, bulamayacaksın beni Who’s the enemy? Don’t know what to believe – Düşman kim? inanmak ne demek bilmiyorum Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Shadows – Gölgeler Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak Living in the shadows – Gölgelerde yaşamak
It’s true – I could have done better – Bu gerçek- Daha iyi yapabilirdim.
But I won’t be bullied to fully take the blame – Ama suçu tamamiyle üstlenmek için zorba olamam You came – into my body like a spirit – vücudumun içine bir ruh gibi geldin So I have determined your proper name – Bu yüzden senin özel ismini belirledim
Batonebo – Batonebo Leave me be – Beni rahat bırak I’ll give you roses and violets – eğer üstümdeki vahşeti durdurursan If you stop inflicting violence on me – Sana güller ve menekşeler vereceğim
Forgive – my cancerous emotions – Affet, benim kanserli duygularım… Here I offer these devotions to appease – işte yatıştırman için sana dua öneriyorum Now please – da tik’bit – şimdi lütfen, da tik’bit Filter out of me – aralarından beni seç So I can drown out this supernatural scream – böylelikle bu doğa üstü çığlığı bastırabilirim
Batonebo – Batonebo Set me free – Beni rahat bırak! I’ll sing you iavnana vardo batonebo – sana söyleyeceğim.
Batonebo – Batonebo Leave me be – Beni rahat bırak I’ll give you roses and violets – eğer üstümdeki vahşeti durdurursan If you stop inflicting violence on me – Sana güller ve menekşeler vereceğim
Turn you to a dancer – Seni dansçıya çevir.; Yeah – Evet Internet Money bitch – İnternet parası kaltak I got black, I got white, what you want? – Siyahım, beyazım ne istersin? Hop outside a ghost and hop up in a Phantom – Bir hayaletin dışına atla ve bir hayaletle atla
I know I’m boutta blow-oh-woah-oh, I ain’t dumb – Biliyorum ben bi bok-oh-woah-oh, aptal değilim They try to take my flow, I take they ass for ransom – Akışımı almaya çalışıyorlar, fidye için kıçlarını alıyorum I know that I’m gone – Gittiğimi biliyorum They see me blowing up, now they say they want a song – Beni havaya uçuruyorlar, şimdi bir şarkı istediklerini söylüyorlar I got two twin Glocks, turn you to a dancer; – İki tane ikiz Glock var, seni dansçıya çeviriyorum I see two twin opps, leave ’em on the banner – İki tane ikiz karşıt görüyorum, afişe bırak. And I got two thick thots, wanna lick the gang, yeah – Ve iki kalın kalçam var, çeteyi yalamak istiyorum, evet I got red, I got blue, what you want? – Kırmızı oldum, mavi oldum, ne istiyorsun? This shit all Balenciaga, Louis and Vuitton – Bütün bunlar Balenciaga, Louis ve Vuitton.
She know I got the Fendi, Prada when I ain’t belong, – Ait olmadığım zamanlarda Fendi, Prada’yı aldığımı biliyor. I needed me a dire outta alley me to want – İsteyeceğim bir sokaktan bana cüret etmem gerekiyordu I started from the bottom, you could see the way I stunt – Aşağıdan başladım, dublörüm şeklini görebildin I want all the diamonds, – Bütün elmasları istiyorum. I want that shit to weigh a ton – Bu bokun bir ton ağırlığını istiyorum. The opps they tryna law me – Beni kandırmaya çalışanlar ‘Cause they hate the place I’m from – Çünkü ben ondan nefret ediyorlar. But them niggas don’t know me – Ama onlar ZENCİLER beni tanımıyor!
They just know the place I’m from – Sadece nereli olduğumu biliyorlar I got lots of shawties tryna pull up to my place – Benim yerime çekmeye çalışan çok fazla shawty var But you ain’t want me last year so just get up out my face – Ama geçen sene beni istemiyorsun bu yüzden sadece yüzümden kalk They all up in my inbox – Hepsi gelen kutuma geldi So I know they want a taste – O yüzden tatmak istediklerini biliyorum I know they want my downfall – Düşüşümü istediklerini biliyorum. Oh nigga are you laced? – Ah zenci bağladın mı? I got black, I got white, what you want? – Siyahım, beyazım ne istersin? Hop outside a ghost and hop up in a Phantom – Bir hayaletin dışına atla ve bir hayaletle atla
I know I’m boutta boutta blow-oh-woah-oh, I ain’t dumb – Biliyorum ben butik butik-oh-woah-oh, aptal değilim They try to take my flow, I take they ass for ransom – Akışımı almaya çalışıyorlar, fidye için kıçlarını alıyorum I know that I’m gone – Gittiğimi biliyorum They see me blowing up, now they say they want a song – Beni havaya uçuruyorlar, şimdi bir şarkı istediklerini söylüyorlar I got two twin Glocks, turn you to a dancer – İki tane ikiz Glock var, seni dansçıya çeviriyorum I see two twin opps, leave ’em on the banner – İki tane ikiz karşıt görüyorum, afişe bırak. And I got two thick thots, wanna lick the gang, yeah – Ve iki kalın kalçam var, çeteyi yalamak istiyorum, evet I got black, I got white, what you want? – Siyahım, beyazım ne istersin?
Hop outside a ghost and hop up in a Phantom – Bir hayaletin dışına atla ve bir hayaletle atla I know I’m boutta boutta blow-oh-woah-oh, I ain’t dumb – Biliyorum ben butik butik-oh-woah-oh, aptal değilim They try to take my flow, I take they ass for ransom – Akışımı almaya çalışıyorlar, fidye için kıçlarını alıyorum I know that I’m gone – Gittiğimi biliyorum They see me blowing up, now they say they want a song – Beni havaya uçuruyorlar, şimdi bir şarkı istediklerini söylüyorlar I got two twin Glocks, turn you to a dancer – İki tane ikiz Glock var, seni dansçıya çeviriyorum I see two twin opps, leave ’em on the banner – İki tane ikiz karşıt görüyorum, afişe bırak. And I got two thick thots, wanna lick the gang, yeah – Ve iki kalın kalçam var, çeteyi yalamak istiyorum, evet