İngilizce Kelimeleri Ezberlemenin Kolay Yolları
Worldly gibi kelime ezberi yapabileceğiniz mobil uygulamaları deneyebilirsiniz. Bu uygulamalar sayesinde kelimenin telaffuzunu ve Türkçe okunuşunu göstermektedir. Uygulama sık sık bildirim göndererek size hatırlatma yapar.
Kelimeyi daha rahat akılda tutabilmek için çağrıştırıcılar kullanabilirsiniz. Bilmediğiniz bir kelimeyi anlamını bildiğiniz size hatırlatacak bir kelime ile bağdaştırmanız kelimeleri akılda tutmanıza yardımcı olacaktır.
Öğrendiğiniz kelimeleri cümle içinde kullanmanız kelimenin anlamını öğrenmenizde etkili olacaktır. Öğrendiğiniz şeyin transferini yapmak öğrenmenin kalıcılığını artıracaktır. Öğrendiğiniz kelimeleri bir yere not edin unutmayın söz uçar yazı kalır.
Kelimeleri ezberlerken onların eş anlamlarıyla birlikte ezberlemeye özen gösterin.
Gün içerisinde çalıştığınız kelimelere uyumadan önce göz gezdirin. Kelime ezberinde başarıyı artırmak için gece tekrarları çok önemlidir.
Sık tekrar yapmak hatırda kalıcılığı artıracaktır. Fırsat buldukça not ettiğiniz kelimelere bir göz gezdirin unutma ihtimalini en aza düşürün.
Kelime ezberi yapmak daha çok kelime öğrenmek için sevdiğiniz tarzlarda dizi, film izleyip müzik dinleyerek bunu halledebilirsiniz. Öğrenme ortamını eğlenceye çevirmek sizin elinizde.
İngilizce tabu. eğlenerek öğrenmenizi sağlayacak bir yöntem. Tabi bu biraz daha kelime hazneniz geliştikten sonra yapılması gereken bir şey.
Kelime kartları anlamını bilmediğiniz kelimeleri küçük kağıtlara yazarak bu kağıtlar üzerinden çalışabilirsiniz. kelimelerin yanına kelimeyi hatırlatacak görsellerle destekleyebilirsiniz.
Kelimeleri içinizden bir kaç kere tekrar ettikten sonra sesli bir şekilde telaffuz edin. resimlerle bütünleştirerek öğrenirken duyu organı sayısını artırın ve bu sayede daha etkili bir şekilde öğrenin.
Kategori: Genel
-
İngilizce Kelimeleri Ezberlemenin Kolay Yolları
-
En İyi Yabancı Belgeseller
1-)The Great Hack
2019 yılında Netflix de yayımlanan dizi bir belgesel türüdür. The Great Hack, bir veri şirketi olan Cambridge Analytica’nın, nasıl sosyal medyanın karanlık yönünün sembolü haline geldiğini gözler önüne seriyor.Sosyal medya kullanımı sayesinde Tüm etkileşimler, kredi kartı kullanımları, web aramaları, konumlar, beğeniler ve daha niceleri toplanıp yılca trilyonlarca dolar kazanan şirketin bir endüstri haline gelişini konu almaktadır.
2-)Jim ve Andy
2017 yılında Netflix de yayımlanan dizi eleştirmenlerden tam not alan filmler bölümünde yer almaktadır.Dizi Carrey’ye Altın Küre kazandıran Aydaki Adam’da çizdiği Kaufman portresini ele alan yapım, Emmy’ye aday gösterilmiştir.Oyuncu Jim Carrey, baş döndürücü Andy Kaufman performansı üzerinden yaşamın, gerçekliğin, kimliğin ve kariyerin anlamını sorguluyor.
3-)Virunga
2014 yapımı İngiliz belgesel filmi olan Virunga Netflix’te yayınlanmasından sonra En İyi Belgesel Film Akademi Ödülüne aday gösterilmiştir. Oscar adayı bu gerçek hikaye, Afrika’nın en gözde milli parkını ve tehlike altındaki gorilleri kurtarmak için ölüme meydan okuyan korucuları anlatmaktadır.
4-)Making A Murderer
2015 yılında Netflix de yayımlanan dizi en iyi belgesel veya kurgusal olmayan dizi dâhil dört dalda Emmy kazandı.İki genç adamın işlememiş olmaları muhtemel korkunç bir suçtan hüküm giyen iki adamın benzersiz hikâyesini anlatmaktadır.
5-)The Art of Design
Anlamı Tasarım Sanatı olan Netflix 2017 yapımı olan dizi belgesel dizisidir.Dizi En İyi Grafik Tasarımı ve Sanat Yönetmenliği dalında Emmy’ye aday gösterilmiştir. Çeşitli disiplinlerde çalışan en yenilikçi tasarımcıların zihnine adım atın ve tasarımın günlük hayatın her yönünü nasıl etkilediğini öğreten bir belgesel dizisidir.
6-)Five Came Back
2017 yılında Netflix de yayımlanan dizi dünyaca dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Meryl Streep, baş yapımcısının Steven Spielberg olduğu bu belgesel dizisindeki anlatıcı performansıyla Emmy kazandı. İkinci Dünya Savaşı’nı kayıt altına almak için orduya katılan beş efsanevi Hollywood film yapımcısının hikayesini anlatmaktadır.
7-)Dancing With The Birds
Netflix de 2019 yılında yayımlanan kuşları anlatan bir belgeseldir. “Kuşlarla Dansı” rengarenk ve eğlenceli anlatımıyla dikkat çekiyor. Dişi kuşları etkilemeye çalışan erkek kuşların hareketlerine odaklanıyor. Dişi kuşlar ise oldukça seçici ve çoğunlukla da olumsuz cevaplar vermekteler.Erkekler etkileyici olmak için sadece dış görünüşleriyle değil tavırlarıyla da etkileyici olmak zorunda olan erkek kuşların çabaları anlatılmaktadır.
8-)The Ivory Game
2016 yapımı Kief Davidson ve Richard Ladkani tarafından yönetilen Amerikan belgesel filmidir. Film küresel bir endişe olan fildişi ticaretini incelemektedir.
9-)The Bleeding Edge
2018 yapımı olan400 milyar dolarlık tıbbi cihaz endüstrisini araştıran Netflix Orijinal belgesel filmidir. Görünmez Savaş ve Av Sahası ile Oscar’a aday gösterilen yönetmen Kirby Dick ve yapımcı Amy Ziering’dendir.Dizi hastaları günlük olarak riske atan gevşek düzenlemeler, kurumsal örtüler ve kâr odaklı teşviklerin incelenmesini konu almaktadır.
10-)Amanda Knox
2016 yapımı film Amanda Knox, eski erkek arkadaşı Raffaele Sollecito, İtalyan savcı Giuliano Mignini ve davaya katılan diğer kişilerle röportajlar yapan belgesel, Knox’un oda arkadaşı Meredith Kercher’ın öldürülmesini ve müteakip soruşturma, yargılama konusunu anlatmaktadır.
-
En Komik Yabancı Diziler
1-)Mrs. Doubtfire (Müthiş Dadı)
90 lı yılların en iyi komedilerinden biridir.Eşinden ayrılan genç adam çocuklarını çok sevmektedir ve onlardan ayrılmak istememektedir.Bunun için dahice bir fikir bulur. Kadın kılığına girerek devasa bir makyaj ile çocukların dadısı olarak işe başlar.Komik davranışları ile insanların beğenisini kazanmayı başarmıştır.
2-)Dumb and Dumber (Salak ile Avanak)
Kirli ve dağınık bir evde yaşayan sık sık işlerinden kovulan iki arkadaşın hayatını anlatmaktadır.Arkadaşlardan biri limuzin şoförlüğü yaptığı sırada taksiye binen bir kadına aşık olur ve kadının arabada unuttuğu çantayı kadına ulaştırmaya çalışması ile olaylar başlar.
3-)Home Alone (Evde Tek Başına)
En komik diziler arasına girmeyi başaran film bir çok ödül almış izleyicilerin beğenisini kazanmayı başarmıştır. Ailesini pek sevmeyen küçük çocuk Kevin aldığı ceza üzerine geceyi evlerinin çatı katında geçirir ve ertesi gün uyandığında ailesinin evde olmadığını, tatile giderken onu unuttuklarını fark eder. Tatile çıkan ailenin yokluğunu farkeden hırsızlar eve geldiklerinden evde çocukla karşılaşırlar .Zeki bir çocuk olan Kevin hırsızları eve geldiğine pişman eder.
4-)Hangover (Felekten Bir Gece)
2009 yapımı ABD yapımı bir film olan komik bir dizidir. dizi en iyi film dalında Altın Küre’nin sahibi olmuştur. Filmde, çılgınca bekârlığa veda partisi için bir otele giden ve kaldıkları otelde geçirdikleri gecenin ardından hiçbir şey hatırlamayan dört arkadaşın başından geçen olaylar anlatılmaktadır.
5-)PK
PK, 2014 yapımı bilim kurgu ve komedi filmidir.Aamir Khan yönetmenliğini yaptığı dizi büyük başarılara imza atmıştır. Başka bir gezegenden gelen bir yabancının tanrıyı bulma çabasını konu ediyor. Şehirde gezinen bir yabancı olan P.K daha önce kimsenin sormadığı basit sorular sorarak onlara cevaplar arar.Başka bir galaksiden gelen Peekay’ın; gerçek tanrıyı aramasını konu edinmektedir.
-
En İyi 5 Yabancı Aşk Dizisi
Bu makalemizde aşk dizisi arayanlar için en iyi yabancı dizileri derledik. Çayınızı,kahvenizi,çerezinizi ve en önemlisi partnerinizi yanınıza alın aşk dizilerinin tadını çıkarın . İyi seyirler.
1-) The Innocents
2018 yılında Netflix de yayımlanan aşk ,bilim kurgu, fantastik bir dizidir. Bu sürükleyici aşk dizisinde Guy Pearce (Memento) genç Sorcha Groundsell ve Percelle Ascott ile rol alıyor.Babasının baskısından kurtulmak isteyen June ve sevgilisi Harry ile kaçan June’un gizemli yetenekler sergilemeye başlamasının ardından tehlikeli ve kafa karıştırıcı yeni bir dünyaya sürüklenmesi anlatılmaktadır. Daha ilk dakikadan insanın içine işleyen melodisi, harika atmosferi başarılı anlatımıyla film sizi içine çekmektedir. İyi seyirler.
2-) She’s Gotta Have It
2017 yılında yayımlanmaya başlayan dizi genç bir bayan olan Nola Darling 3 sevgilisini idare eden ve aynı zamanda hayallerini yaşamayı başaran kadının hayatını anlatmaktadır. Nola Darling kendini beğenmiş kibirli bir adam olan Greer Childs, ataerkil yönleri baskın gelen Jamie Overstreet ve sempatik fakat çocuksu bir komedyen olan Mars Blackmon Nola’yı cezbetmek için ellerinden geleni yapacaktır.
3-) Plan Coeur / Aşk Planı
Genç bir kız olan Elsa eski sevgilisini unutamaz ve arkadaşları da onun hayatına devam etmesi için gizlice bir escort tutarlar ve işler sarpa sarar.
4-) Love
2016 yılında yayımlanan dizi bu yıl 3. sezonunu yayımlamıştır.Yaratıcıları arasında Judd Apatow’un da bulunduğu bu cesur komedide, asi Mickey ve iyi huylu Gus markette tanışırlar ve arkadaş olurlar bu arkadaşlık daha sonra aşka dönüşür.
5-)You/Sen
2018 yılında Netflix de yayımlanan dizi en çok izlenen diziler arasında yerini almayı başarmıştır.Dizi tehlikeli bir cazibeye sahip olan kitabevi müdürü olan genç adam takıntı haline getirdiği kadınların internet ve sosyal medya aracılığı ile hayatlarına girmeye çalıştığı bir genç adamın hayatını anlatmaktadır.
6-)Romance is a Bonus Book
2019 yılında Netflix de yayımlanan dizi bir Güney Kore dizisidir. Kang Dan-Yi (Lee Na-Young) bir zamanlar reklam yazarlığında oldukça başarılı iken evlendikten sonra işini bırakmış ve çalışmamıştır. Evliliğinde yüzü gülmeyen genç kadın yedi yıl sonunda boşanmış ve bir çocuğuyla evsiz barksız kalmıştır. İş arayışına girer lakin ara verdiği için kapılar hep yüzüne kapanır. Son çare özgeçmişi hakkında yalan söyleyerek, yakın arkadaşı olan ünlü yazar Cha Eun-Ho (Lee Jong-Suk )’nun başeditör olduğu yayın şirketinde işe başlar ve yeni bir hayatın kapısı aralanır.
7-) Crash Landing on You
Dizi Güney Koreli kadın ile Kuzey Koreli adamın arasındaki aşk hikayesini anlatmaktadır.Güney Korede bir holdingin sahibi olan genç adam yamaç paraşütü yaparken sert rüzgar nedeni ile Kuzey Kore’ye acil iniş yapmak zorunda kalır. Kendini kurtaran genç adam gönlünü Kuzey Koreli genç kadına kaptırır.
-
İngilizce Sevgili Hitap Sözleri
Yarim = My love
Sevdiğim = Favorite
Erkeğim = My man
Yaşama sebebim = My reason for living
Yol arkadaşım = My companion
Hayat arkadaşım = My partner
Gün ışığım = My Sunshine
Hayatımın aşkı = Love of my life
Birtanem = My darling
Sevgilim = My darling
Gerçek aşkım = My true love
Gerçeğim =I’m real
Gönül ışığım = My heart light
Kalbim = My heart
Dünyam = My world
Sebebim = Reason
Gülen yüzüm = My smiling face
Mutluluğum = My happiness
Huzurum = My peace
Yakışıklım = My handsome
Delikanlım = My lad
Ay yüzlüm = My moon face
Serserim = I Sharma
Deli dolu sevgilim = My crazy lover
Beyaz atlı prensim = My white horse prince
Beyaz atlım = My white horse
Yasaklım =I Banned
Kara sevdam = Black love
Balım = Honey
Aşk böceğim = My love bug
Hayat ışığım = My light of life
Deniz fenerim = My lighthouse
Güzel suratlım = Beautiful face
Güneşim = My sun
Nefesim = My breath
Zamansızım = My timeless
İnce sızım = Fine leakage
Gönül hırsızım = My heart thief
Ayım = Month
Tatlım = Sweetie
Şekerparem = Pumpkin
Kalp atışım = My heart beat
Kalbimin sol yanı = The left side of my heart
Ömrümün baharı = The spring of my life
Bal yanaklım = Honey cheek
Kiraz dudaklım= My cherry lips
Küçüğüm = I’m little
Miniğim = My Little
Çiçek kokulum = Flower scent
Cennet kokulum = My scent of heaven
Mis kokulum = My sweet scent
Kalp hırsızım = My heart thief
Çapkınım = I Crashers
Ruh eşim = My soulmate
Ruhum = My soul
Eşim = My partner
Eşsizim = My unique
İmkansızım = My impossible
Tutkum = My passions
Tek gerçeğim = My only truth
Tek aşkım = My only love
Son aşkım = My last love
İlk aşkım = My first love
En güzel hayalim = My most beautiful dream
Rüyam = My dream
Yüzü güzelim = Her face is beautiful
Lokumum = My Delight
Kurabiyem = Cookie
Ballı lokmam = Donuts with honey
Tatlı yalanım = My sweet lie
Yalancı yarim = My falsehood
Sahici sevdam = My true love
Üzümlü kekim = My grape cake
Kalbimin sahibi =The owner of my heart
Kalbimin ritmi =The rhythm of my heart
Ömrümün sahibi = The owner of my life
Ömürlük sevdam = My love for life
Issız adamım = Desolate man
Issız adam = Unemployed man
Zor aşkım = Hard love
Değerlim = My precious
Kıymetlim = My precious
Kar tanem = My Snowflake
Aşk tanem = My love
Sevgi arsızım = Love cheeky
Sevgili yarim = Dear half
Ela gözlüm = Hazel eye
Bal gözlüm = Honey eyed
Karizmam = My Train
Karizmatik sevgilim = My charismatic darling
Gülen gözlerim = My laughing eyes
Hayatımın tadı = The taste of my life
Kış güneşim =My winter sun
İlk göz ağrım = My firstborn
Sevgilim = My darling
Sözüm = I promise
Gözümün nuru = The light of my eye
Başımın belası = The scourge of my head
Başımın tatlı belası = Sweet trouble of my head
Çikolatam = My chocolate
Aşk parçam = My love piece
Tatlı tesadüfüm = My sweet coincidence
Şansım = I had a chance
-
İngilizce Anlamlı Sözler
Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir!
Decency is what makes beauty beautiful, decency causes loving beauty!
Sen benim bu dünyada en değerli varlığımsın.
You are my most valuable asset in this world.
Mutluluğu çoğaltmak istiyorsan memnun etmelisin.
If you want to increase happiness, you should be satisfied.
Zaman küçük olan çocuklar tarafından oynanan en iyi oyunlardan biridir.
Time is one of the best games played by young children.
Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş.
When the mind became poverty, the mind would be cocky.
Seni hayallerine ulaştıracak en önemli şey, cesaretindir.
The most important thing that will bring you to your dreams is courage.
Aşk rüzgar gibidir, göremezsin ama hissedebilirsin.
Love is like the wind, you can’t see but feel
Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da büyüklük kendi gelir.
Some are born large, some gain size, and others come in size.
“İnsan, aslında ne olduğunu reddeden tek varlıktır.”
“Man is the only entity that rejects what it actually is.”
Asla vazgeçmeyin, kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir.
Never give up, losers are only those who give up.
Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur. Voltaire
Every person is guilty of all the good things he doesn’t do.
Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin önünü açar.
Forgiveness does not change the past, but it opens the way for the future.
Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın .
If a person wants to know who he is, look at who he likes.
Eskiden altını çizdiklerimin şimdi ise üstünü çiziyorum.
Now I am highlighting what I used to underline.
Beyinlerimiz savaşsın isterdim, Ama görüyorum ki silahsızsınız bayım!
I wish our brains would fight, but I see you are unarmed, sir!
Senin zirven benim zeminim!
Your summit is my floor!
Hepiniz hızlısınız ama sadece yokuş aşağı!
You are all fast but just downhill!
Sana çok kızıyorum ama aklıma o güzel gülüşün gelince vazgeçiyorum.
I am very angry with you but I give up when I have that beautiful smile.
Gök kuşağını görmen için yukarıya bakman gerekiyor.
You have to look up to see the rainbow.
Seyahat etmeniz için paranızın olmasına gerek yok cesaretinizin olması gerekir.
You don’t have to have money to travel, you need to have the courage.
Aşkın uğruna ölebilirsin fakat uğruna ölebileceğin aşkı bulamazsın.
You can die for the sake of love, but you cannot find the love you can die for.
Mutluluğu herkesle paylaşabilirsin ama acıyı paylaştığın insanlar özeldir.
You can share happiness with everyone, but the people you share the pain with are special.
Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.
Regardless of the color of our face and eyes, the color of our tears is the same.
Bir insanın, bir insana verebileceği en güzel hediye; ona ayırabileceği zamandır.
The best gift a person can give to a person; is the time he can spare for him.
Bazen arkasına dönüp bakması gerekir insanın; Nerden geldiğini unutmaması için. Şems-i Tebrizi
Sometimes people have to look back; Not to forget where it came from. Sems-i Tabrizi
Sevdiklerinizi her an kaybedebilirsiniz. O sebeple sevginizi göstermekten korkmayın.
You can lose your loved ones at any time. So don’t be afraid to show your love.
Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.
Regardless of the color of our face and eyes, the color of our tears is the same.
Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.
How beautiful the snowflakes are telling that it is possible to go without harming each other.
Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.
The biggest victory in life never falls, it lies up whenever it falls.
Küçük işlere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.Eflatun
Those who attach great importance to small jobs are those who do not have big jobs.
Mutluluk her şeyden önce vücut sağlığındadır.Curtis
Happiness is above all in body health.
Ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir.
It is important how we live, not how long we live.
Ne kadar yükselirsen, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürsün.
The higher you rise, the smaller you look to those who do not know how to fly.
“Herkesi sev, birilerine güven, kimseye yanlış yapma”
“Love everyone, trust someone, don’t make anyone wrong”
Cesaret, hayatımızı mükemmel kılan güçtür.
Courage is the power that makes our life perfect.
Başarmak imkansızmış gibi davranın ve harekete geçin. Charles Kettering
Pretend it’s impossible to accomplish and act
“Kalbinin ne kadar kırıldığından çok kimin kırdığı üzüyor insanı.”
“It hurts the person who hurt more than how much his heart was broken.”
En büyük zenginlik, seni anlayan birine sahip olmaktır.
The greatest wealth is to have someone who understands you.
Sabırla bekle, en güzeli senin olur.
Wait patiently, you will have the most beautiful.
İnsanı en çok yıpratan şey, iyi niyetidir.
The thing that wears the person most is his good will.
Olmayacağını bile bile sevdim.
I even liked that it wouldn’t be.
-
En İyi 7 Yabancı Korku Filmleri
1-)Mirage
2018 yılında yayımlanan dizi Uzay-zamandaki bir sorun sayesinde 25 yıl önceye giderek bir oğlanın hayatını kurtaran Vera, bu nedenle kendi kızını kaybedince onu geri getirmek için mücadele ettiği bir olay anlatılmaktadır.
2-)Annihilation
2018 yılında yayımlanan dizi izleyiciler tarafından dikkatleri üzerine çekmiştir. Dizi Kocası gizli bir görev sırasında kaybolan biyolog Lena, ABD yönetimi tarafından yalıtılmış gizemli bir bölgedeki keşif görevine katılmasını anlatır.
3-)In the Tall Grass
2019 yılında Netflix de yayımlanan dizi Cal ve Becky kardeşler, uzun otlarla çevrili bir alanda yaşayan teyzelerine gitmek için yola koyuldukları bir gün bir anne ve oğlunun yardım çığlıklarını duyarlar yardım etmeye gittiklerinde bir zaman sonra kendileri de yardım beklemeye başladıkları bir olay anlatılmaktadır.
4-)The Silence
2019 yılında yayımlanan dizionlarca yıl boyunca yeraltında yetişen ölümcül yaratıkların saldırısı altında olan dünyanın yeryüzüne çıkıp insanları avlayan yaratıkların, kurbanlarını seslerinden tanıyarak ele geçtikleri ve dünyaya dehşet saçan yaratıklardan kaçmaya çalışan genç bir kız ve ailesi, şehir dışında bir yerde saklanmaya çalışmalarını anlatmaktadır.
5-)The Wailing
Kara büyü bir Güney Kore dizisidir. Dizi, kızını kurtarmak için Gokseong adlı uzak bir Kore mezrasında bir dizi gizemli cinayeti ve hastalığı araştıran bir polise odaklanılmasını anlatmaktadır.
6-)Green Room
Yeşil oda olan dizi Amerikan korku filmidir.Film de barlarda konser veren bir rock grubunun gittiği barda kadın cesedi görmesi sonucu bar sahibinin cesedi gören müzisyenlerin ölümün emrini vermesi ile müzisyenlerin bir odaya kapatılması ile geçen olayları anlatılmaktadır.
7-)The Babysitter
Dizi Cole sıradan bir aile hayatı olan, okulunda arkadaş edinmekte zorlanan bir çocuğun aynı zamanda bakıcısı Bee’ye deliler gibi aşık olduğu ama bakıcısının görünen kadar masum olmadığını yatağından çıktığı o gün anlar ve olaylar böylece başlar.
-
Türkçe Masalların İngilizce Çevirisi
Pinokyo Masalı ( Pinocchio Tale )
Bir varmış, bir yokmuş çook eski bir zamanda küçük bir kasabada Geppetto adında ihtiyar bir oyuncakçı yaşarmış. Yaptığı tahtadan oyuncakları satarak geçimini sağlarmış. İhtiyar oyuncakçının hayatta üzüldüğü tek şey bir çocuğunun olmamasıymış. Bir çocuğunun olması için neler vermezmiş ki. Bir gün yeni bir oyuncak yapmak için ormana gidip kütük aramaya başlamış. Derken tam aradığı gibi bir kütüğü bulmuş.
-There was an old one, there was not an old toyman named Geppetto in a small town in a very old time. He made his living by selling toys from the wood he made. The only thing that the old toymaker is upset about is that he doesn’t have a child. What wouldn’t he give to have a child? One day he went to the forest to search for a log to make a new toy. Then he found a log just like he was looking for.
İşte tam aradığım gibi bir kütük. Bununla çok güzel bir kukla yapacağım, diye sevinerek kütüğü sırtladığı gibi oyuncakcı dükkanına taşımış. Tezgahın üzerine koymuş. Başlamış yontmaya. Geppetto kütüğü yonttukça kütükten “ah ah!” diye sesler geliyormuş.
– Here is a log just like I was looking for. I will make a very beautiful puppet with this, he gladly carried the log to the toy store as he was standing. He put it on the counter. He started to chip. As the geppetto stumps the billet, “ah ah!” the voices were coming.
Geppetto usta: “Nereden geliyor bu ses,, diye düşünmüş. “Herhalde bana öyle geldi” diye içinden geçirmiş. Derken kuklanın önce kafası sonra da vücudu daha sonra da kolları ile bacakları şekillenmeye başlamış. Geppetto usta en sonunda kuklayı bitirmiş. Onu sandalyenin üzerine oturtmuş. Ortalığı temizlemeye başlamış. O ortalığı temizlerken, “Merhaba” diye bir ses duymuş. Sesin nereden geldiğini anlamak için başını çevirmiş. Ortalıkta sandalyenin üzerinde oturmakta olan kukladan başka kimsecikler yokmuş. Yine yanıldığını düşünerek işine devam etmiş. Az sonra kukla oturduğu sandalyeden hopladığı gibi odanın içinde dans etmeye başlamış. Olanları gören Geppetto ustanın şaşkınlıktan ağzı bir karış açılmış.
-Geppetto master: “Where does this sound come from,” he thought. “I suppose it came to me like that,” he passed. Then, the puppet started to shape its head, then the body, and then its arms and legs. Geppetto master finally finished the puppet. He made her sit on the chair. He started cleaning up. While he was cleaning up, he heard a voice saying “Hello”. He turned his head to understand where the sound came from. There was nobody other than the puppet sitting on the chair around. He continued his job, thinking that he was wrong again. Soon, the puppet started dancing in the room, just as she jumped from the chair she was sitting on. Seeing what happened, the Geppetto master’s mouth opened wide in confusion.
-Aman Allahım! Bu kukla canlı. “Tam da benim istediğim gibi bir çocuk” demiş. Etten kemikten değilmiş ama tıpkı bir çocuk gibi gülüyor, koşuyor, oynuyormuş. Kukla çocuğu kucağına alıp;
– My God! This puppet is alive. “Just like I want, he’s a boy,” he said. It was not made of bone, but just like a child, he laughed, ran, played. Taking the puppet boy into her arms;
Sen gerçek bir çocuk gibisin. Senin adın Pinokyo olsun, demiş. Artık Geppetto ustanın hiç canı sıkılmıyor, günlerini Pinokyo ile ilgilenerek geçiriyormuş. Bir süre sonra Pinokyo’nun okula gitmesi gerektiğini düşünmüş. Ancak Pinokyo’nun ne defteri varmış ne kalemi. Geppetto ustada da hiç para olmadığından paltosunu satarak, aldığı parayı Pinokyo’ya vermiş.
-You’re like a real boy. “Your name is Pinocchio,” he said. The Geppetto master was never bored anymore, spending his days taking care of Pinocchio. After a while he thought that Pinocchio should go to school. However, Pinocchio has neither a notebook nor a pen. Since there is no money in Geppetto master, he sold his coat and gave the money he received to Pinocchio.
Al oğlum bu parayla kendine defter kalem al. Güzelce okuluna git, demiş. Pinokyo parayı avucuna almış yola koyulmuş. Neşe içinde yürüyormuş. Merakla etrafına bakınıp, yol üzerindeki dükkanları, pazar tezgahlarını, bağıran insanları izliyormuş. Bu arada yolun başındaki kalabalık dikkatini çekmiş. Kalabalığın arasına dalıp ne olduğunu öğrenmeye çalışmış. Kalabalığın önünde kocaman renkli bir çadır duruyormuş. Bu şehre yeni gelen sirkin çadırıymış. Çadırın önündeki palyaço bağırarak müşteri topluyormuş. Pinokyo çadırın içerisinde ne olduğunu merak edip, kalabalığın arasından geçip çadıra girmek istemiş. Palyaço, Pinokyo’ya içeri parasız girilemeyeceğini söylemiş. Pinokyo içeride olanları çok merak ettiğinden, Geppetto ustanın okula gitmesi için verdiği parayı uzatmış. İçeriye girince çadırın ortasına kurulan sahnede oynayan kuklaları görmüş.
– Take it, boy, get yourself a pen and a pen for this money. He said to go to school beautifully. Pinocchio took the money in his palm and set off. He was walking in joy. Curiously he looked around, watching the shops, market stalls and shouting people on the road. Meanwhile, the crowd at the beginning of the road caught his attention. He tried to dive into the crowd and find out what happened. A big colorful tent stood in front of the crowd. It was the circus tent that had just arrived in this city. The clown in front of the tent was shouting customers. Pinocchio wondered what was inside the tent, wanted to go through the crowd and enter the tent. The clown said he couldn’t enter Pinocchio without money. Since Pinocchio was very curious about what happened inside, Geppetto extended the master’s money to go to school. When he entered, he saw the puppets playing on the stage set in the middle of the tent.
Hey! Bunlar da benim gibi tahtadan, diyerek sahneye kuklaların arasına çıkmış. Kuklaları izleyen kalabalık Pinokyo’ya kızmış.
– Hey! These, like me, came out of the puppets on the stage, saying wooden. The crowd watching the puppets is angry at Pinocchio.
Çekil oradan sahneyi görmemizi engelliyorsun, diyerek azarlamışlar Pinokyo’yu. Ancak sahnenin yukarısında kuklalara bağlı olan ipleri tutan sirk sahibi canlı bir kukla gördüğü için çok sevinmiş. “Böyle ipleri olmadan hareket edebilen bir kukla bana çok para kazandıracak” diye düşünmüş. Oyun biter bitmez Pinokyo’yu yakaladığı gibi kafese kapatmış.
– Get out of here you are preventing us from seeing the scene, they reprimanded Pinocchio by saying. However, the circus owner holding the ropes attached to the puppets above the stage is very happy to see a live puppet. “A puppet that can move without such strings will save me a lot of money,” he thought. As soon as the game ended, he caught Pinocchio in the cage.
Pinokyo başına gelenlerin kendi suçu olduğunu Geppetto ustanın sözünü dinleyip okula gitse bunların hiçbirinin olmayacağını düşünerek, ağlamaya başlamış. Pinokyonun pişman olduğunu gören iyilik perisi hemen onun yanına giderek; – Babanın sözünden çıkmamalıydın! Ama pişman olduğunu görüyorum. Bunun için seni kurtaracağım. Ama bir daha yaramazlık yapma! Bu da sirke verdiğin para. Onu sakın boş yere harcama. Doğru okuluna git, diyerek Pinokyo’yu sirkin dışına çıkarmış. Pinokyo paralar elinde okula doğru yol almaya başlamış. Bir yandan da şarkı söylüyormuş. Pinokyo’nun şarkı söyleyerek yürüdüğünü gören kurnaz tilki ve arkadaşı kedi “Bu kukla ne kadar da neşeli, şunun bir yanına gidelim” diyerek Pinokyo’nun önüne çıkmışlar.
-Geppetto started to cry, thinking that what happened to Pinocchio was his fault, listening to the master’s words and going to school, none of them would happen. The fairy godmother, who saw that the pinocchio regretted him, went to him immediately; – You shouldn’t have left your father’s word! But I see you regret it. I will save you for this. But don’t be naughty again! This is the money you give vinegar. Don’t waste it in vain. Go to the right school, he said, taking Pinocchio out of the circus. Pinocchio coins started to move towards school. He was also singing. Seeing how Pinocchio walked by singing, the cunning fox and his friend cat appeared in front of Pinocchio saying “How cheerful this puppet is, let’s go to this side.”
Hayrola Pinokyo? Böyle neşeli neşeli nereye gidiyorsun? Diye sormuşlar. Pinokyo da:
– Hayrola Pinocchio? Where are you going so jolly? They asked. In Pinocchio:
Kendime defter kalem alıp okula gideceğim, demiş. Kurnaz Tilki:
– He said, “I’ll take a notebook pen and go to school.” The sly Fox:
Defter, kalem alacak paran var mı? Diye sormuş. Pinokyo, babasının verdiği paraları göstermiş. Paraları gören kurnaz tilki ve kedi bir oyun oynayıp bu paraları almaya karar vermişler. Pinokyo’ya:
– Do you have money to buy notebooks, pens? He asked. Pinocchio showed the necessary money of his father. The cunning fox and cat who saw the coins decided to play a game and get them. Pinocchio to:
Defter kalem aldın mı Pinokyo? Diye sormuş. Oysa peri paraları kurnaz tilkiye kaptırdığını biliyormuş. Sakın yalan söyleme yoksa seni cezalandırırım, diye uyarmış. Pinokyo uyarıya aldırmadan yalan söylemiş.
– Did you get a notebook pen, Pinocchio? He asked. However, he knew that he lost the fairy money to the cunning fox. Do not lie or I will punish you, he warned. Pinocchio lied without worrying about the warning.
Defter, kalem aldım. Onları okula bıraktım, deyince yalan söylediğinden dolayı burnu uzamaya başlamış. Peri, Pinokyo’nun doğru söylemesi gerektiğini söyledikçe, Pinokyo başka yalanlar uyduruyor, burnu da uzadıkça uzuyormuş. Artık öyle bir hale gelmiş ki kafasını hiç bir tarafa çeviremez olmuş. En sonunda yaptığı hatayı anlamış, işin doğrusunu periye anlatmış, peri de akıllanan Pinokyo’nun burnunu eski haline döndürmüş. Bir sihir yaparak kurnaz tilkiye kaptırdığı paraların, Pinokyo’nun eline geri gelmesini sağlamış. Pinokyo’yu uyararak;
– Notebook, I bought a pen. I left them to school, and when he said he was lying, his nose started to grow. As the fairy said that Pinocchio had to tell the truth, Pinocchio was making up other lies, and his nose was getting longer and longer. Now it has become such that it cannot turn its head to any side. He finally understood the mistake he made, explained the truth to the fairy, and the fairy restored Pinocchio’s nose. By making a magic, he brought the money that he lost to the cunning fox into the hands of Pinocchio. By stimulating Pinocchio;
Bu paraları boşyere harcama, doğru okuluna git, diyerek ortadan kaybolmuş. Pinokyo paralar elinde yine şarkı söyleyerek yürümeye başlamış. Tenha bir yerden geçerken birisinin yüksek sesle güldüğünü işitmiş. Aynı anda karşısına kendisini hapseden sirk sahibi çıkıvermiş.
– Don’t waste these money in vain, go to the right school, he disappeared. Pinocchio coins started to walk by singing again. As he passed through a secluded place, he heard someone laugh out loud. At the same time, the circus owner, who confined him, appeared.
Gel bakalım buraya seni yaramaz. Geçen sefer elimden nasıl kaçtın bilmiyorum ama şimdi senin cezanı vereceğim, diyerek Pinokyo’yu kollarından tuttuğu gibi denize atıvermiş. Pinokyo denize düşünce, suyun üzerinde kalmış. Dibe batmıyormuş, çünkü Pinokyo tahtadan bir kukla olduğu için su kendisini kaldırıyormuş. Suyun üzerinde böyle batmadan kalmak Pinokyo’nun hoşuna gitmiş.
-Come on let’s see you here. I don’t know how you got out of my hand last time, but now I will give you your punishment. Pinocchio fell into the sea, stuck on the water. It did not sink to the bottom, because Pinocchio was a wooden puppet, and the water was lifting itself. Pinocchio liked to stay on the water like this.
Kollarıyla bacaklarını oynatarak yüzmeye başlamış. Kıyıya doğru yüzerken birden ne olduysa olmuş. Pinokyo kendisini karanlık bir yerde buluvermiş. Meğerse Pinokyo’yu kocaman bir balık yutmuş. Şimdi Pinokyo balığın midesinde duruyormuş. Pinokyo balığın midesinde bekleye dursun, biz gelelim Geppetto ustaya. Geppetto usta eve gelmeyen Pinokyo’yu çok merak etmiş. Paltosunu da Pinokyo’yu okula göndermek için sattığından hasta olmuş. Oğlu Pinokyo’yu aramak için hasta hasta yollara düşmüş. En sonunda Pinokyo’nun denize atıldığı yere varmış. Buradaki balıkçılara oğlunu görüp görmediklerini sormuş. Balıkçılar da sirk sahibinin, Pinokyo’yu denize attığını gördüklerini söylemişler.
-He started swimming by moving his legs and arms. Whatever happened suddenly while swimming towards the shore. Pinocchio found himself in a dark place. It turns out that a huge fish swallowed Pinocchio. Now Pinocchio was standing in the stomach of the fish. Let the pinocchio wait in the stomach of the fish, let us come to the Geppetto master. Geppetto master wondered Pinocchio who did not come home. He became ill because he sold his coat to send Pinocchio to school. The patient fell ill to search for his son Pinocchio. Finally he reached the place where Pinocchio was thrown into the sea. He asked the fishermen here whether they saw his son. Fishermen also said that they saw the circus owner throwing Pinocchio into the sea.
Geppetto usta balıkçılardan birisine, kayığıyla denize açılıp oğlunu bulmaya yardım etmesi için yalvarmış. Geppetto ustayı tanıyan ve onun ne kadar iyi bir insan olduğunu bilen balıkçı, bu isteği geri çevirmemiş. Birlikte kayığa binip denize açılmışlar. Kayık bir süre yol aldıktan sonra şiddetli bir rüzgar çıkmış. Büyüyen dalgalara kayık daha fazla dayanamamış, birdenbire devrilivermiş. Balıkçıyla, Geppetto usta kendilerini bir anda dalgaların arasında buluvermişler.
-Geppetto begged one of the master fishermen to sail with his boat to help find his son. The fisherman, who knew the Geppetto master and knew how good he was, did not reject this request. They got on the boat together and sailed. After the boat traveled for a while, there was a strong wind. The boat could not withstand growing waves any more, it suddenly fell over. The fisherman and the Geppetto master suddenly found themselves in the waves.
Geppetto usta hem yaşlı olduğundan hem de yüzmeyi bilmediğinden denizin dibine doğru batmaya başlamış. Bu sırada Pinokyo’yu yutan balık, Geppetto ustayı da yutmuş. Geppetto usta da balığın boğazından kayıp midesine girivermiş. Balığın midesinde ağlayan bir çocuğun sesini duymuş. Bu sesi hemen tanımış. Bu, oğlu Pinokyo’nun sesiymiş. Geppetto usta oğlunu bulduğu için çok sevinmiş. Pinokyo’ya:
-Geppetto master began to sink into the sea bottom since he was both old and did not know how to swim. Meanwhile, the fish that swallowed Pinocchio swallowed the Geppetto master. Geppetto master also entered the lost stomach of the fish’s throat. He heard the voice of a crying child in the stomach of the fish. He recognized this voice immediately. This was the voice of his son Pinocchio. Geppetto is very happy to find his master son. Pinocchio to:
Pinokyo, oğlum ben baban, Geppetto. Hayatta olduğuna çok sevindim. Seni o kadar çok merak ettim ki. Babasının sesini işiten Pinokyo gözyaşları içerisinde boynuna sarılmış.
– Pinocchio, my son, my father, Geppetto. I’m so glad you’re alive. I was so curious about you. Hearing his father’s voice, Pinocchio hugged his neck in tears.
Senin sözünü dinlemediğim için çok özür dilerim babacığım, beni affet bir daha sözünden hiç çıkmayacağım, diyerek gözyaşı dökmüş. Pinokyo’nun gerçekten de pişman olduğunu gören peri kızı onları kurtarmaya karar vermiş. Geppetto ustayla, Pinokyo’yu balığın midesinden çıkarıp karaya çıkartmış. Kurtulduklarına çok sevinen Pinokyo, babasının elinden tuttuğu gibi evlerinin yolunu tutmuşlar.
– I apologize for not listening to your word, daddy, forgive me, I will never come out of your word again, he shed tears. Seeing that Pinocchio really regretted, the fairy girl decided to save them. Geppetto took Pinocchio out of the stomach of the fish and landed with the master. Pinocchio, who was very happy with their survival, took the path of their home just like their father had taken.
Pinokyo o günden sonra o kadar akıllı bir çocuk olmuş ki babasının sözünden hiç çıkmamış. Her gün okuluna gitmiş. Okul çıkışı ise babasının yanına koşarak ona işlerinde yardım etmiş. Peri kızı da Pinokyo’nun çok iyi bir çocuk olduğunu görüp onu ödüllendirmeye karar vermiş. Pinokyo’nun artık tahtadan değil de etten kemikten normal bir çocuk olması için büyü yapmış. Büyü gerçekleşmiş. Pinokyo gece yatağında, uyumak üzereyken birdenbire normal bir çocuğa döndüğünün farkına varmış. Artık tahtadan değil, etten kemikten bir çocukmuş. Sevinçle yatağından fırlayarak babasının yanına koşmuş. Geppetto usta, karşısında Pinokyo’yu bu şekilde görünce dünyalar onun olmuş. “En sonunda benimde gerçek bir oğlum oldu” diyerek sevinç gözyaşları içerisinde oğluna sarılmış. Baba oğul ömürlerinin sonuna kadar mutlu yaşamışlar.
-Pinocchio has been such a smart boy since that day that he never got out of his father’s word. He went to school every day. After school, she ran to her father and helped her with her work. The fairy girl saw that Pinocchio was a very good boy and decided to reward her. Pinocchio no longer made a spell, but a spell so that he was a normal child, not from wood. The magic happened. In her night bed, Pinocchio realized that she was suddenly returning to a normal child when she was about to sleep. He was no longer a wood, but a child made of meat and bone. He jumped from his bed with joy and ran to his father. When Geppetto master saw Pinocchio in this way, the worlds became his. “Finally, I had a real son too,” he said, embracing his son in tears of joy. Father and son lived happily until the end of their lives.
-
En İyi Yabancı Netflıx Dizileri (Seri 2 )
1-)Freud
Netflix de 2020 yılında yayımlanan dizi 8 bölümden oluşmaktadır. Film 19. yüzyıl Viyanası’nda adını duyurmaya istekli ve başarıya aç genç Sigmund Freud, kariyerinde zorluklar yaşamakta ve kendini önce bir suçun içinde daha sonra da kendini bir medyumun yanında bulmaktadır.
2-)Lucifer
2016 yılında Netfix de yayımlanan dizi izleyiciler tarafından ilgi odağı olmuştur. Dizi Tanrı’nın en gözde meleği iken babasına yani tanrıya karşı savaş açar. Bu savaş sonucunda Lucifer’ın cezası da Cehennemin Efendisi olmaktır. Uzunca süre cezasını çeken Lucifer cehennemde dünyadaki kötüleri cezalandırmaktan sıkılır ve Cehennemden kaçarak dünyaya gider. Dünya’da Amerika-Los Angeles’da yaşamaya başlayan Lucifer ihtişamı ve çekiciliği ile dünyada sefa sürmektedir. Tanrı tarafından gönderilen abisi Amenadiel, kardeşi Lucifer’ı geri götürmek ile görevlendirilir. Bir yandan Lucifer ilk görüşte aşık olacağı kadın Chloe Decker ile karşılaşır. Decker dizide cinayet davalarını çözen bir dedektiftir. Chloe’ye yakın olmak için özel güçleri ile insanları konuşturarak cinayet davalarına yardım etmeye başlar. Ancak tek sorun Lucifer, sadece Chloe’nin yanında bir ölümlüye dönüşmeyi anlatmaktadır.
3-)Peaky Blinders
2013 yılında Netflix de yayımlanan dizi ödüllü diziler arasında yer almaktadır.Dizi En İyi Drama Dizisi BAFTA ödülü, En İyi Aktör (Cillian Murphy) ve En İyi Yardımcı Aktris (Charlie Murphy) IFTA ödüllerini almıştır.1919 yılında ortaya çıkan bir suç çetesini konu alan film izleyiciler tarafından çok beğenilmiştir.
4-) The Witcher
2019 yılında Netflix de yayımlanan aksiyon ve macera dizilerinden önemli isimler arasına adını yazdırmayı başarmıştır.Dizi Mutasyona uğramış bir canavar avcısı olan Rivyalı Geralt, insanların çoğunlukla yaratıklardan daha uğursuz olduğu, karmaşa içindeki bir dünyada kaderine doğru yol alması anlatılmaktadır.
5-) You
2018 yılında Netflix de yayımlanan dizi en çok izlenen diziler arasında yerini almayı başarmıştır.Dizi tehlikeli bir cazibeye sahip olan kitabevi müdürü olan genç adam takıntı haline getirdiği kadınların internet ve sosyal medya aracılığı ile hayatlarına girmeye çalıştığı bir genç adamın hayatını anlatmaktadır.
-
YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – J/K/L
- jeopardize (ciopidayz) = tehlikeye atmakn (endanger) riske atmak
- join = katmak, eklemek, üye olmak (include, affiliate), katılmak (attend), birleşmek, birleştirmek (affiliate), join filter – birleştirmek filtresi, buluşmak, iştirak etmek (share), kaynamak
- joint = birlikte, ortaklaşa (collective), joint ownership – birlikte sahiplenme, joint marketing – ortaklaşa pazarlama, ortak, müşterek (collaborative, common), joint venture – ortak girişim, joint ventures – müşterek yönetime
- justify = haklı çıkarmak, haklı göstermek, savunmak, aklamak, hak vermek (legitimize, defend, acquit), justify murder – cinayeti aklamak
- kennel = köpek evi, kennel f = köpek evine kapamak
- keyhole = anahtar deliği
- kidnapper = adam/çocuk kaçıran kimse
- knock = çalmak, kapıyı çalmak
- knowledge = bilgi, anlama, haber
- label = etiketlemek, etiketli
- lamb = kuzu kuzu eti, koyun
- latter = sonraki, ikincisi, sonra gelen latter rain – sonraki yağmur
- lawyer = avukat, hukukçu
- leak = sızıntı, sızan, sızma (leakage), leak detector – sızıntı dedektörü, leak fluid – sızan sıvı, leak diagnosis – sızma diyagnozu
- legend = efsane, söylence, yazıt
- legislate = yasamak, yasallaştırmak, Kanun yapmak
- leisure = boş vakit, eğlence, dinlence,
- lessen = azaltmak, hafifletmek, küçültmek
- levy = toplamak, zorla toplamak, haczetmek, el koymak
- Likewise = aynı şekilde, keza, ayrıca, hem, dahi (also), nitekim
- listless = yorgun, bitkin ,dikkatsiz, ilgisiz, kayıtsız, cansız
- literacy = yazarlık, okuryazarlık
- litter = çöp, kedi kumu, sedye
- loathe = nefret etmek, tiksinmek, iğrenmek (hate, detest)
- locate = yerleştirmek, almak, bulmak
- location = yer, konum, yerleştirme, mahal, yer belirleme, mevki
- loose = gevşek, gevşemiş, açık, bol, hafif, oynak, ahlaksız, yarım yamalak
- lovely = sevecen, sevimli, güzel, hoş
- luggage (lagiç) = bagaj, bavul, valiz,eşya
-
YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – H/İ
- harass = taciz etmek, rahatsız etmek, bezdirmek, sıkmak, canına okumak molest, plague)
- harbour = (1) liman (2) barındırmak, sağlamak.sığınak
- hardship = zorluk, sıkıntı, güçlük, (difficulty, challenge), undue hardship – aşırı sıkıntı, economic hardship – ekonomik güçlük, yoksulluk, yokluk misery)
- harshly = sert bir şekilde, sertçe, kaba bir şekilde
- hasten = acele etmek, acele ettirmek (hurry, rush), hızlandırmak, (accelerate), telaşlandırmak
- havoc = hasar, yıkım,zarar, tahribat
- hazard = tehlike, risk
8.hazardous = tehlikeli (= perilous) - hectic = heyecanlı, telaşlı,
10.hesitate = çekinmek, duraksamak, tereddüd etmek (pause)
11.highly = oldukça, epey (= extremely), çok, son derece
12.hinder = ngellemek, aksatmak, (block, disturb), engel olmak, alıkoymak (delay), aksamak
13.hire = kiralamak,işe almak (= employ) - hitchhiker = otostopçu
- hollow = oyuk, boşluk, delik, oyuk, ağaç kovuğu
- hopefully = inşallah , umuyla, ümitle
- horrible = korkunç, kötü, berbat, iğrenç, horrible things – korkunç şeyler, horrible mascara – berbat maskara, horrible beast – iğrenç hayvan
- huge = iri, büyük , kocaman, muaazzam, dağ gibi
- humiliate = aşağılamak, rezil etmek, utandırmak (= embarrass)
- hunter = avcı, avcılık
- hurricane (hörikeyn) = kasırga, fırtına
- iceberg = buz dağı
- identify =tanımlamak, belirlemek, tanımak, belirtmek, kimliğini saptamak, bir tutmak, aynı saymak, (describe, detect, diagnose, designate), correctly identify – doğru tanımlamak, quickly identify – hızla belirlemek, strongly identify – güçlü tanımak
- idle = boş, çalışmayan, işlemeyen, boşa geçen, (empty, inoperative) idle session – boş oturum
- ignore = aldırmamak, görmezlikten gelmek, önemsememek, önem vermemek, boşlamak, bilmezlikten gelmek (disregard, neglect)
- illusion =yanılsama, illüzyon, hayal, yanılgı, aldatma, göz aldanması, aldatıcı görünüş
(delusion, deception), cosmic illusion – evrensel yanılsama, optical illusion – optik illüzyon, fundamental illusion – temel yanılgı - illustrate = örneklemek, göstermek
- imagine = üşünmek, sanmak, tasavvur etmek
- imitate = taklit etmek, benzetmek, taklidini yapmak, örnek almak, (ape, simulate, copy)
- immediate =hemen, derhal, doğrudan
- immobilize (immmobilayz) = hareketsiz hale getirmek, sabitlemek
- impact = etki, çarpma, tesir (effectiveness, collision, influence), environmental impact – çevresel etki, impact velocity – çarpma hızı, directly impact – doğrudan tesir
- impeach = suçlamak, itham etmek, şüphelenmek
- implement = gerçekleştirmek, uygulamak
- implicate = içermek, kapsamak, içine almak
- imply içermek, ima etmek (include, refer), anlamına gelmek, kastetmek, demek olmak, demeye gelmek
- impose = zorla kabul ettirmek, koymak( vergi), yük olmak,uygulamak, dayatmak
- imprisonment = hapse atmak (= incarceration),hapis, hapsedilme, hapsetme, tutukluluk
- improve = geliştirmek, gelişmek, iyileşmek, iyileştirmek, düzelmek, ilerlemek (enhance, develop, ameliorate), improve shape – geliştirmek şekli, constantly improve – sürekli gelişmek, artırmak, arttırmak
- inaudible = duyulamaz, işitilemez (ses vb)
- incapable of (inkepıbıl) = aciz, yetersiz, kabiliyetsiz, elinden gelmez, ehliyetsiz (unable, incompetent), utterly incapable – tamamen aci, entirely incapable – tamamen yetersiz, yeteneksiz
- incapacitate = aciz bırakmak, yapamaz hale getirmek
- incessant = aralıksız, sürekli,devamlı
- incline = eğmek, eğilimi olmak, fikrini vermek, eğilimli olmak, yatkın olmak
- include = içermek, kapsamak, dahil etmek, içine almak (comprise, incorporate), include construction – inşaatını içermek, Bulunmak
- incorporate into = dahil etmek (= include, integrate)
- incredible = inanılmaz, harika, olağanüstü
- indicate = göstermek, belirtisi olmak, bildirmek
- indifference to = kayıtsızlık, ilgilenmeme, aldırmazlık, umursamama, umursamazlık, önemsizlik (unconcern, disregard)
- induce = indüklemek, kandırmak, uyarmak, ikna etmek, teşvik etmek, sebep olmak(exhort, convince, encourage, cause)
- inevitable = kaçınılmaz, beklenen, çaresiz, malum(imminent, certain), inevitable consequence – kaçınılmaz sonucu
- infer = sonuç çıkarmak, anlam çıkarmak, anlamına gelmek (conclude, imply)
- influence = etki, nüfuz, tesir
- influential (influwenşıl) = nüfuzlu, sözü geçer, çevresi geniş (=well-connected),
etkili, nüfuzlu, tesirli,etkileyici - inherit = mirasa konmak, miras olarak almak (= come into),devralmak (take), inherit permissions – izin devralmak, miras almak, miras olarak almak, kalıtımla kazanmak
- inhibit = göz dağı vermek, engellemek, kısıtlamak
- initially = başlangıçta, ilk etapta (= at first), öncelikle, ilk olarak
- initiate (inişiyeyt)= başlatmak, üyeliğe kabul etmek (launch), sunmak
- injure = yaralamak, sakatlamak, zarar vermek, incitmek, zedelemek (hurt, disable), injure opponents – rakiplerini yaralamak
- injustice = eşitsizlik, adaletsizlik , haksızlık
- innovate = yenilik yapmak, yenilik getirmek, değişiklik yapmak
- innovation = yenilik, yeni bir şey icad etmek
- innovative = yenilikçi, icatçı, yaratıcı
- insatiable (inseyşıbıl) = doyumsuz, doymak bilmez, açgözlü insatiable appetite – doyumsuz iştah
- insignificant = ehemmiyetsiz, önemsiz, anlamsız, manasız, değersiz
- insist (on) = ısrar etmek (= persist in)
- inspect = incelemek, muayene etmek, yoklamak (audit, search)
- instantaneously = anlık, bir anda olan, aniden (= immediately, instantly), hemen, derhal
- institute = kurmak
- instruct = bilgilendirmek, görevlendirmek, emir vermek (advise, order), istemek
- insulate (against) = yalıtmak, izole etmek, ayırmak, ayrı tutmak, tecrit etmek
(isolate) - integrate = birleştirmek, bütünlemek, integralini almak (combine), tümleştirmek, bütünleştirmek
- intelligence = (1) zeka, akıl (2) haber ajansı
- intention (intenşın) = niyet, plan, kasıt
- intentional = kasıtlı,maksatlı,bile bile
- interaction (with) = etkileşim
- interfere = karışmak, müdahale etmek, girişmek, araya girmek, parazit yapmak (intervene)
- interfere with = karışmak, müdahale etmek, engel olmak
- interpretation = yorum, çeviri, canlandırma
- interrogate = sorguya çekmek, sorgulamak
- interview = röportaj, röportaj yapmak, mülakat, mülakat yapmak
- intimate = samimi, ilişkisi olan, sıkı fıkı (close)
- introduce = tanıtmak, sunmak, tanıştırmak, başlamak, getirmek, takdim etmek, ortaya koymak, içeri sokmak
- invade = istila etmek, saldırmak, ele geçirmek (attack, conquer)
- invaluable = paha biçilmez, çok değerli (= priceless)
- invent = icat etmek, uydurmak, atmak (contrive), bulmak, keşfetmek (discover)
- invest (in) = para yatırımı yapmak, para yatırmak, satın almak
- investigate = araştırmak, incelemek, soruşturmak (examine, consider, inquire)
- invoke = çağırmak, yakarmak, hatırlatmak (call, recall)
- involve = içermek, kapsamak, gerektirmek,
- involvement = dahil olma, karışma (= association, participation), katılım, ilişki , ilgi
- irregularity = usulsüzlük (fraud), düzensizlik, kuralsızlık, kuraldışılık, düzgün olmama
- isolate = izole etmek, birbirinden ayırmak, tecrit etmek
-
YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – F/G
- fabricate = üretmek (manufacture), uydurmak (concoct), atmak, yalan söylemek
- facilitate = kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek (ease), hızlandırmak (accelerate), olanak tanımak (enable)
- fade = soldurmak, rengi solmak, rengi atmak, (wear), solmak, güçten düşmek (die, wilt)
- failure = yetmezlik, başarısızlık, yapmama, bulunmama, yokluk, ihmal, dinme, batma, yenilgi, iflas, sekte, aksatma, fiyasko, tükenme, kıtlık
- faint = bayılma, baygınlık, feeling faint – bayılma hissi, hafif, silik
- fairly = oldukça, tarafsızca, güzelce, epeyce, epey, adeta
- falsify = tahrif etmek, değiştirmek, sahtesini yapmak, oynama yapmak, kalpazanlık yapmak (counterfeit)
- familiar (with) = tanıdık, içten, aşina, teklifsiz
- famish = açlıktan ölmek, aç bırakmak (starve)
- fare =ücret fee), fare collection – ücret toplama, yolcu, yiyecek, gıda
11 fatal = ölümcül, öldürücü, vahim, mahvedici, ölümle biten - favourable = elverişli, uygun, iyi niyetli, lehte
- fearful for = için korkan, endişelenen
- fertilize = döllemek, gübrelemek, aşılamak, verimli kılmak, (impregnate)
- fetch = alınmak, almak (retrieve, collect), easily fetch – kolayca almak, getirmek, gidip
almak - fiancé = (erkek) nişanlı
- fiancée = (kız) nişanlı
- field trip = kır gezisi, arazi gezisi
- fierce = şiddetli, kıyasıya, çetin rekabet vb. azgın, azmış köpek vb
- figure = şekil, figür, rakam, sayı , figure out = anlamak (= make out)
- filthy = pis, kirli, dayanıksız, sağlam olmayan
- finance = finanse etmek, paraca desteklemek
- fine = ince ince, küçük doğranmış et, patates vb. iyi, güzel, para cezası
- firework = havai fişek
- fit = sağlıklı, zinde, sıhhati yerinde (= robust, healthy), bir kıyafetin şıklık
bakımından değil de bedene oturması anlamında yakışmak, sara nöbeti (=
seizure) - flatmate = ev arkadaşı
- flattery = yağcılık, dalkavukluk, övme, kompliman, yaltaklanma
- flee = kaçınmak, kaçmak, sıvışmak, aceleyle çıkmak
- fleece = koyun postu (yünlü) *** hide = yünsüz post
- flight = uçma, uçuş, Uçar, uçak (aircraft) flight ticket – uçak bileti
- flow = akıcılık, akım, akış, debi, akışkanlık, met, akıntı, akan miktar
- fluctuate = dalgalanmak, inip çıkmak, düzensiz hareket etmek, bocalamak (vacillate), kararsız olmak (vacillate)
- focus on = odaklanmak, yoğunlaşmak, bir noktada toplamak
- fold = kat, katlama, kıvrım, ağıl, pli, katlı, katlık, büklüm, yuva
- force = gücü, kuvvet, güç, zor
- forceful = güçlü, kuvvetli, şiddetli
- forecast = önceden tahmin etmek , öngörü
- forge = taklidini yapmak, sahtesini çıkarmak
- forgery = sahtecilik, sahtekârlık, kalpazanlık, sahte imza (fraud)
- former = eski, geçmiş, önceki, sabık
- formerly = evvelki, önceki, eskiden
- formulate = formülleştirmek, formüle dökmek
- forthcoming = önümüzdeki, gelecek, yaklaşan, hazır, çıkacak olan, açık sözlü, konuşkan, cana yakın, dost
- fortify = güçlendirmek, kuvvetlendirmek, takviye etmek, desteklemek (boost, strengthen), canlandırmak (boost)
- fracture = kırılmak, çatlamak ( kemik, kolon vb)
- frail = zayıf, cılız, çelimsiz
- frame = kare (keyframe), frame rate – kare hızı, erçeve, yapı, arka plân, iskelet, şasi, çatı, tezgâh, beden, sera
- freed = özgürleştirmek (liberate), kurtarmak, serbest bırakmak, salıvermek, muaf tutmak
- fulfil = yerine getirmek, yapmak, karşılamak, tamamlamak, uygulamak, bitirmek
- fundamental = esas, temel, zorunlu, ana
- funeral = cenaze töreni, sorun, defin, problem
- fussy = titiz, detaycı, zor beğenen (choosy) very fussy – çok titiz
- fuzzy bulanık (dim) fuzzy logic – bulanık mantık belirsiz, hayal meyal, tüy gibi, uçuşan, ince tüyl
- gather = toplanmak, toplamak, bir araya getirmek, biriktirmek, irin toplamak, kendini toplamak (assemble, collect, amass) tutmak
- gender = cinsiyet, cins
- generate = ısı, elektrik vb. üretmek, tartışma vb. ortaya atmak
- genre (= canr) = tür, çeşit, nevi (= type, sort)
- get rid of = kurtulmak, temizlemek, öldürmek, kovmak, savmak, başından savmak, savuşturmak, yakasını sıyırmak
- giant = dev X dwarf
- give up = vermek, yapıvermek, sunmak, gitmek, kazandırmak, düzenlemek, ödemek, uçlanmak, hediye etmek, esnemek
- glance = bakıvermek, göz atmak, göz gezdirmek (glimpse)
- gloom = kararma, karanlık, kasvet, sıkıntılı bakış (darkness)
- glorify = yüceltmek, övmek
- goal = hedef, amaç, gol, gaye, ideal, erek
- govern = yönetmek
- government = hükümet, devlet, rejim, yönetim biçimi
- grab = kapmak, el koymak,tutmak, kaçırmak
- gradually = yavaş yavaş, kademeli olarak, giderek, gittikçe
- grant = vermek, bağışlamak, nasip etmek
- grasp = kavrama, anlama, anlayış
- graveyard =m mezar, mezarlık
- groom = damat, güvey, seyis
- grow tired of = — den yorulmak
- growl = hırlamak, homurdamak, gürlemek, hırıldamak(snarl, roar, purr)
- guide = kılavuz, rehber, kitapçık, el kitabı, danışman,(instruction, book, handbook)