Kategori: Genel

  • İngilizce Kelimeleri Ezberlemenin Kolay Yolları

    İngilizce Kelimeleri Ezberlemenin Kolay Yolları

    İngilizce Kelimeleri Ezberlemenin Kolay Yolları
    Worldly gibi kelime ezberi yapabileceğiniz mobil uygulamaları deneyebilirsiniz. Bu uygulamalar sayesinde kelimenin telaffuzunu ve Türkçe okunuşunu göstermektedir. Uygulama sık sık bildirim göndererek size hatırlatma yapar.
    Kelimeyi daha rahat akılda tutabilmek için çağrıştırıcılar kullanabilirsiniz. Bilmediğiniz bir kelimeyi anlamını bildiğiniz size hatırlatacak bir kelime ile bağdaştırmanız kelimeleri akılda tutmanıza yardımcı olacaktır.
    Öğrendiğiniz kelimeleri cümle içinde kullanmanız kelimenin anlamını öğrenmenizde etkili olacaktır. Öğrendiğiniz şeyin transferini yapmak öğrenmenin kalıcılığını artıracaktır. Öğrendiğiniz kelimeleri bir yere not edin unutmayın söz uçar yazı kalır.
    Kelimeleri ezberlerken onların eş anlamlarıyla birlikte ezberlemeye özen gösterin.
    Gün içerisinde çalıştığınız kelimelere uyumadan önce göz gezdirin. Kelime ezberinde başarıyı artırmak için gece tekrarları çok önemlidir.
    Sık tekrar yapmak hatırda kalıcılığı artıracaktır. Fırsat buldukça not ettiğiniz kelimelere bir göz gezdirin unutma ihtimalini en aza düşürün.
    Kelime ezberi yapmak daha çok kelime öğrenmek için sevdiğiniz tarzlarda dizi, film izleyip müzik dinleyerek bunu halledebilirsiniz. Öğrenme ortamını eğlenceye çevirmek sizin elinizde.
    İngilizce tabu. eğlenerek öğrenmenizi sağlayacak bir yöntem. Tabi bu biraz daha kelime hazneniz geliştikten sonra yapılması gereken bir şey.
    Kelime kartları anlamını bilmediğiniz kelimeleri küçük kağıtlara yazarak bu kağıtlar üzerinden çalışabilirsiniz. kelimelerin yanına kelimeyi hatırlatacak görsellerle destekleyebilirsiniz.
    Kelimeleri içinizden bir kaç kere tekrar ettikten sonra sesli bir şekilde telaffuz edin. resimlerle bütünleştirerek öğrenirken duyu organı sayısını artırın ve bu sayede daha etkili bir şekilde öğrenin.

  • En İyi Yabancı Belgeseller

    En İyi Yabancı Belgeseller

    1-)The Great Hack

    2019 yılında Netflix de yayımlanan dizi bir belgesel türüdür. The Great Hack, bir veri şirketi olan Cambridge Analytica’nın, nasıl sosyal medyanın karanlık yönünün sembolü haline geldiğini gözler önüne seriyor.Sosyal medya kullanımı sayesinde Tüm etkileşimler, kredi kartı kullanımları, web aramaları, konumlar, beğeniler ve daha niceleri toplanıp yılca trilyonlarca dolar kazanan şirketin bir endüstri haline gelişini konu almaktadır.

    2-)Jim ve Andy

    2017 yılında Netflix de yayımlanan dizi eleştirmenlerden tam not alan filmler bölümünde yer almaktadır.Dizi Carrey’ye Altın Küre kazandıran Aydaki Adam’da çizdiği Kaufman portresini ele alan yapım, Emmy’ye aday gösterilmiştir.Oyuncu  Jim Carrey, baş döndürücü Andy Kaufman performansı üzerinden yaşamın, gerçekliğin, kimliğin ve kariyerin anlamını sorguluyor.

    3-)Virunga

    2014 yapımı İngiliz belgesel filmi olan Virunga Netflix’te yayınlanmasından sonra En İyi Belgesel Film Akademi Ödülüne aday gösterilmiştir. Oscar adayı bu gerçek hikaye, Afrika’nın en gözde milli parkını ve tehlike altındaki gorilleri kurtarmak için ölüme meydan okuyan korucuları anlatmaktadır.

    4-)Making A Murderer

    2015 yılında Netflix de yayımlanan dizi en iyi belgesel veya kurgusal olmayan dizi dâhil dört dalda Emmy kazandı.İki genç adamın işlememiş olmaları muhtemel korkunç bir suçtan hüküm giyen iki adamın benzersiz hikâyesini anlatmaktadır.

    5-)The Art of Design

    Anlamı Tasarım Sanatı olan Netflix   2017 yapımı olan dizi belgesel dizisidir.Dizi En İyi Grafik Tasarımı ve Sanat Yönetmenliği dalında Emmy’ye aday gösterilmiştir. Çeşitli disiplinlerde çalışan en yenilikçi tasarımcıların zihnine adım atın ve tasarımın günlük hayatın her yönünü nasıl etkilediğini öğreten bir belgesel dizisidir.

    6-)Five Came Back

    2017 yılında Netflix de yayımlanan dizi dünyaca dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Meryl Streep, baş yapımcısının Steven Spielberg olduğu bu belgesel dizisindeki anlatıcı performansıyla Emmy kazandı. İkinci Dünya Savaşı’nı kayıt altına almak için orduya katılan beş efsanevi Hollywood film yapımcısının hikayesini anlatmaktadır.

    7-)Dancing With The Birds

    Netflix de 2019 yılında yayımlanan kuşları anlatan bir belgeseldir. “Kuşlarla Dansı” rengarenk ve eğlenceli anlatımıyla dikkat çekiyor. Dişi kuşları etkilemeye çalışan erkek kuşların hareketlerine odaklanıyor. Dişi kuşlar ise oldukça seçici ve çoğunlukla da olumsuz cevaplar vermekteler.Erkekler etkileyici olmak için sadece dış görünüşleriyle değil tavırlarıyla da etkileyici olmak zorunda olan erkek kuşların çabaları anlatılmaktadır.

    8-)The Ivory Game

    2016 yapımı Kief Davidson ve Richard Ladkani tarafından yönetilen Amerikan belgesel filmidir. Film küresel bir endişe olan fildişi ticaretini incelemektedir.

    9-)The Bleeding Edge

    2018 yapımı olan400 milyar dolarlık tıbbi cihaz endüstrisini araştıran  Netflix Orijinal belgesel filmidir. Görünmez Savaş ve Av Sahası ile Oscar’a aday gösterilen yönetmen Kirby Dick ve yapımcı Amy Ziering’dendir.Dizi  hastaları günlük olarak riske atan gevşek düzenlemeler, kurumsal örtüler ve kâr odaklı teşviklerin incelenmesini konu almaktadır.

    10-)Amanda Knox

    2016 yapımı film Amanda Knox, eski erkek arkadaşı Raffaele Sollecito, İtalyan savcı Giuliano Mignini ve davaya katılan diğer kişilerle röportajlar yapan belgesel, Knox’un oda arkadaşı Meredith Kercher’ın öldürülmesini ve müteakip soruşturma, yargılama konusunu anlatmaktadır.

  • En Komik Yabancı Diziler

    En Komik Yabancı Diziler

    1-)Mrs. Doubtfire (Müthiş Dadı)

    90 lı yılların en iyi komedilerinden biridir.Eşinden ayrılan genç adam çocuklarını çok sevmektedir ve onlardan ayrılmak istememektedir.Bunun için dahice bir fikir bulur. Kadın kılığına girerek devasa bir makyaj ile çocukların dadısı olarak işe başlar.Komik davranışları ile insanların beğenisini kazanmayı başarmıştır.

    2-)Dumb and Dumber (Salak ile Avanak)

    Kirli ve dağınık bir evde yaşayan sık sık işlerinden kovulan iki arkadaşın hayatını anlatmaktadır.Arkadaşlardan biri limuzin şoförlüğü yaptığı sırada taksiye binen bir kadına aşık olur ve kadının arabada unuttuğu çantayı kadına ulaştırmaya çalışması ile olaylar başlar.

    3-)Home Alone (Evde Tek Başına)

    En komik diziler arasına girmeyi başaran film bir çok ödül almış izleyicilerin beğenisini kazanmayı başarmıştır. Ailesini pek sevmeyen küçük çocuk Kevin aldığı ceza üzerine geceyi evlerinin çatı katında geçirir ve ertesi gün uyandığında ailesinin evde olmadığını, tatile giderken onu unuttuklarını fark eder. Tatile çıkan ailenin yokluğunu farkeden hırsızlar eve geldiklerinden evde çocukla karşılaşırlar .Zeki bir çocuk olan Kevin hırsızları eve geldiğine pişman eder.

     4-)Hangover (Felekten Bir Gece)

    2009 yapımı ABD yapımı bir film olan komik bir dizidir. dizi en iyi film dalında Altın Küre’nin sahibi olmuştur. Filmde, çılgınca bekârlığa veda partisi için bir otele giden ve kaldıkları otelde geçirdikleri  gecenin ardından hiçbir şey hatırlamayan dört arkadaşın başından geçen olaylar anlatılmaktadır.

    5-)PK

    PK, 2014 yapımı bilim kurgu ve komedi filmidir.Aamir Khan yönetmenliğini yaptığı dizi büyük başarılara imza atmıştır. Başka bir gezegenden gelen bir yabancının tanrıyı bulma çabasını konu ediyor. Şehirde gezinen bir yabancı olan P.K daha önce kimsenin sormadığı basit sorular sorarak onlara cevaplar arar.Başka bir galaksiden gelen Peekay’ın; gerçek tanrıyı aramasını konu edinmektedir.

  • En İyi 5 Yabancı Aşk Dizisi

    En İyi 5 Yabancı Aşk Dizisi

    Bu makalemizde aşk dizisi arayanlar için en iyi yabancı dizileri derledik. Çayınızı,kahvenizi,çerezinizi ve en önemlisi partnerinizi yanınıza alın aşk dizilerinin tadını çıkarın . İyi seyirler.

    1-) The Innocents

    2018 yılında Netflix de yayımlanan aşk ,bilim kurgu, fantastik bir dizidir. Bu sürükleyici aşk dizisinde Guy Pearce (Memento) genç Sorcha Groundsell ve Percelle Ascott ile rol alıyor.Babasının baskısından kurtulmak isteyen June ve sevgilisi Harry ile kaçan  June’un gizemli yetenekler sergilemeye başlamasının ardından tehlikeli ve kafa karıştırıcı yeni bir dünyaya sürüklenmesi anlatılmaktadır. Daha ilk dakikadan insanın içine işleyen melodisi, harika atmosferi başarılı anlatımıyla film sizi içine çekmektedir. İyi seyirler.

    2-) She’s Gotta Have It

    2017 yılında yayımlanmaya başlayan dizi genç bir bayan olan Nola Darling  3 sevgilisini idare eden ve aynı zamanda hayallerini yaşamayı başaran kadının hayatını anlatmaktadır. Nola Darling  kendini beğenmiş kibirli bir adam olan Greer Childs, ataerkil yönleri baskın gelen Jamie Overstreet ve sempatik fakat çocuksu bir komedyen olan Mars Blackmon Nola’yı cezbetmek için ellerinden geleni yapacaktır.

    3-) Plan Coeur / Aşk Planı

    Genç bir kız olan  Elsa eski sevgilisini unutamaz ve arkadaşları da onun hayatına devam etmesi için gizlice bir escort tutarlar ve işler sarpa sarar.

    4-) Love

    2016 yılında yayımlanan dizi bu yıl 3. sezonunu yayımlamıştır.Yaratıcıları arasında Judd Apatow’un da bulunduğu bu cesur komedide, asi Mickey ve iyi huylu Gus markette tanışırlar ve arkadaş olurlar bu arkadaşlık daha sonra aşka dönüşür.

    5-)You/Sen

    2018 yılında Netflix de yayımlanan dizi en çok izlenen diziler arasında yerini almayı başarmıştır.Dizi tehlikeli bir cazibeye sahip olan kitabevi müdürü olan genç adam takıntı haline getirdiği kadınların internet ve sosyal medya aracılığı ile hayatlarına girmeye çalıştığı bir genç adamın hayatını anlatmaktadır.

     6-)Romance is a Bonus Book

    2019 yılında Netflix de yayımlanan dizi bir Güney Kore dizisidir. Kang Dan-Yi (Lee Na-Young) bir zamanlar reklam yazarlığında oldukça başarılı iken evlendikten sonra işini bırakmış ve çalışmamıştır. Evliliğinde yüzü gülmeyen genç kadın yedi yıl sonunda boşanmış ve bir çocuğuyla evsiz barksız kalmıştır. İş arayışına girer lakin ara verdiği için kapılar hep yüzüne kapanır. Son çare özgeçmişi hakkında yalan söyleyerek, yakın arkadaşı olan ünlü yazar Cha Eun-Ho (Lee Jong-Suk )’nun başeditör olduğu yayın şirketinde işe başlar ve yeni bir hayatın kapısı aralanır.

    7-) Crash Landing on You

    Dizi Güney Koreli kadın ile Kuzey Koreli adamın arasındaki aşk hikayesini anlatmaktadır.Güney Korede bir holdingin sahibi olan genç adam yamaç paraşütü yaparken sert rüzgar nedeni ile Kuzey Kore’ye acil iniş yapmak zorunda kalır. Kendini kurtaran genç adam gönlünü Kuzey Koreli genç kadına kaptırır.

  • İngilizce Sevgili Hitap Sözleri

    İngilizce Sevgili Hitap Sözleri

    Yarim = My love

    Sevdiğim = Favorite

    Erkeğim = My man

    Yaşama sebebim = My reason for living

    Yol arkadaşım = My companion

    Hayat arkadaşım = My partner

    Gün ışığım = My Sunshine

    Hayatımın aşkı = Love of my life

    Birtanem = My darling

    Sevgilim = My darling

    Gerçek aşkım = My true love

    Gerçeğim =I’m real

    Gönül ışığım = My heart light

    Kalbim = My heart

    Dünyam = My world

    Sebebim = Reason

    Gülen yüzüm = My smiling face

    Mutluluğum = My happiness

    Huzurum = My peace

    Yakışıklım = My handsome

    Delikanlım = My lad

    Ay yüzlüm = My moon face

    Serserim = I Sharma

    Deli dolu sevgilim = My crazy lover

    Beyaz atlı prensim = My white horse prince

    Beyaz atlım = My white horse

    Yasaklım =I Banned

    Kara sevdam = Black love

    Balım = Honey

    Aşk böceğim = My love bug

    Hayat ışığım = My light of life

    Deniz fenerim = My lighthouse

    Güzel suratlım = Beautiful face

    Güneşim = My sun

    Nefesim = My breath

    Zamansızım = My timeless

    İnce sızım = Fine leakage

    Gönül hırsızım = My heart thief

    Ayım = Month

    Tatlım = Sweetie

    Şekerparem = Pumpkin

    Kalp atışım = My heart beat

    Kalbimin sol yanı = The left side of my heart

    Ömrümün baharı = The spring of my life

    Bal yanaklım = Honey cheek

    Kiraz dudaklım= My cherry lips

    Küçüğüm = I’m little

    Miniğim = My Little

    Çiçek kokulum = Flower scent

    Cennet kokulum = My scent of heaven

    Mis kokulum = My sweet scent

    Kalp hırsızım = My heart thief

    Çapkınım = I Crashers

    Ruh eşim = My soulmate

    Ruhum = My soul

    Eşim = My partner

    Eşsizim = My unique

    İmkansızım = My impossible

    Tutkum = My passions

    Tek gerçeğim = My only truth

    Tek aşkım = My only love

    Son aşkım = My last love

    İlk aşkım = My first love

    En güzel hayalim = My most beautiful dream

    Rüyam = My dream

    Yüzü güzelim = Her face is beautiful

    Lokumum = My Delight

    Kurabiyem = Cookie

    Ballı lokmam = Donuts with honey

    Tatlı yalanım = My sweet lie

    Yalancı yarim = My falsehood

    Sahici sevdam = My true love

    Üzümlü kekim = My grape cake

    Kalbimin sahibi =The owner of my heart

    Kalbimin ritmi =The rhythm of my heart

    Ömrümün sahibi = The owner of my life

    Ömürlük sevdam = My love for life

    Issız adamım = Desolate man

    Issız adam = Unemployed man

    Zor aşkım = Hard love

    Değerlim = My precious

    Kıymetlim = My precious

    Kar tanem = My Snowflake

    Aşk tanem = My love

    Sevgi arsızım = Love cheeky

    Sevgili yarim = Dear half

    Ela gözlüm = Hazel eye

    Bal gözlüm = Honey eyed

    Karizmam = My Train

    Karizmatik sevgilim  = My charismatic darling

    Gülen gözlerim = My laughing eyes

    Hayatımın tadı = The taste of my life

    Kış güneşim =My winter sun

    İlk göz ağrım = My firstborn

    Sevgilim = My darling

    Sözüm = I promise

    Gözümün nuru = The light of my eye

    Başımın belası = The scourge of my head

    Başımın tatlı belası = Sweet trouble of my head

    Çikolatam = My chocolate

    Aşk parçam = My love piece

    Tatlı tesadüfüm = My sweet coincidence

    Şansım = I had a chance

  • İngilizce Anlamlı Sözler

    İngilizce Anlamlı Sözler

    Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir!

    Decency is what makes beauty beautiful, decency causes loving beauty!

    Sen benim bu dünyada en değerli varlığımsın.

    You are my most valuable asset in this world.

    Mutluluğu çoğaltmak istiyorsan memnun etmelisin.

    If you want to increase happiness, you should be satisfied.

    Zaman küçük olan çocuklar tarafından oynanan en iyi oyunlardan biridir.

    Time is one of the best games played by young children.

    Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş.

    When the mind became poverty, the mind would be cocky.

    Seni hayallerine ulaştıracak en önemli şey, cesaretindir.

    The most important thing that will bring you to your dreams is courage.

    Aşk rüzgar gibidir, göremezsin ama hissedebilirsin.

    Love is like the wind, you can’t see but feel

    Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da büyüklük kendi gelir.

    Some are born large, some gain size, and others come in size.

    “İnsan, aslında ne olduğunu reddeden tek varlıktır.”

    “Man is the only entity that rejects what it actually is.”

    Asla vazgeçmeyin, kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir.

    Never give up, losers are only those who give up.

    Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur. Voltaire

    Every person is guilty of all the good things he doesn’t do.

    Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin önünü açar.

    Forgiveness does not change the past, but it opens the way for the future.

    Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın .

    If a person wants to know who he is, look at who he likes.

    Eskiden altını çizdiklerimin şimdi ise üstünü çiziyorum.

    Now I am highlighting what I used to underline.

    Beyinlerimiz savaşsın isterdim, Ama görüyorum ki silahsızsınız bayım!

    I wish our brains would fight, but I see you are unarmed, sir!

    Senin zirven benim zeminim!

    Your summit is my floor!

    Hepiniz hızlısınız ama sadece yokuş aşağı!

    You are all fast but just downhill!

    Sana çok kızıyorum ama aklıma o güzel gülüşün gelince vazgeçiyorum.

    I am very angry with you but I give up when I have that beautiful smile.

    Gök kuşağını görmen için yukarıya bakman gerekiyor.

    You have to look up to see the rainbow.

    Seyahat etmeniz için paranızın olmasına gerek yok cesaretinizin olması gerekir.

    You don’t have to have money to travel, you need to have the courage.

    Aşkın uğruna ölebilirsin fakat uğruna ölebileceğin aşkı bulamazsın.

    You can die for the sake of love, but you cannot find the love you can die for.

    Mutluluğu herkesle paylaşabilirsin ama acıyı paylaştığın insanlar özeldir.

    You can share happiness with everyone, but the people you share the pain with are special.

    Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.

     Regardless of the color of our face and eyes, the color of our tears is the same.

    Bir insanın, bir insana verebileceği en güzel hediye; ona ayırabileceği zamandır.

    The best gift a person can give to a person; is the time he can spare for him.

    Bazen arkasına dönüp bakması gerekir insanın; Nerden geldiğini unutmaması için. Şems-i Tebrizi

    Sometimes people have to look back; Not to forget where it came from. Sems-i Tabrizi

    Sevdiklerinizi her an kaybedebilirsiniz. O sebeple sevginizi göstermekten korkmayın.

    You can lose your loved ones at any time. So don’t be afraid to show your love.

    Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır.

    Regardless of the color of our face and eyes, the color of our tears is the same.

    Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.

    How beautiful the snowflakes are telling that it is possible to go without harming each other.

    Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.

    The biggest victory in life never falls, it lies up whenever it falls.

    Küçük işlere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.Eflatun

    Those who attach great importance to small jobs are those who do not have big jobs.

    Mutluluk her şeyden önce vücut sağlığındadır.Curtis

    Happiness is above all in body health.

    Ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir.

    It is important how we live, not how long we live.

    Ne kadar yükselirsen, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürsün.

    The higher you rise, the smaller you look to those who do not know how to fly.

    “Herkesi sev, birilerine güven, kimseye yanlış yapma”

    “Love everyone, trust someone, don’t make anyone wrong”

    Cesaret, hayatımızı mükemmel kılan güçtür.

    Courage is the power that makes our life perfect.

    Başarmak imkansızmış gibi davranın ve harekete geçin. Charles Kettering

    Pretend it’s impossible to accomplish and act

    “Kalbinin ne kadar kırıldığından çok kimin kırdığı üzüyor insanı.”

    “It hurts the person who hurt more than how much his heart was broken.”

    En büyük zenginlik, seni anlayan birine sahip olmaktır.

    The greatest wealth is to have someone who understands you.

    Sabırla bekle, en güzeli senin olur.

    Wait patiently, you will have the most beautiful.

    İnsanı en çok yıpratan şey, iyi niyetidir.

    The thing that wears the person most is his good will.

    Olmayacağını bile bile sevdim.

    I even liked that it wouldn’t be.

  • En İyi 7 Yabancı Korku Filmleri

    En İyi 7 Yabancı Korku Filmleri

    1-)Mirage

    2018 yılında yayımlanan dizi Uzay-zamandaki bir sorun sayesinde 25 yıl önceye giderek bir oğlanın hayatını kurtaran Vera, bu nedenle kendi kızını kaybedince onu geri getirmek için mücadele ettiği bir olay anlatılmaktadır.

    2-)Annihilation

    2018 yılında yayımlanan dizi izleyiciler tarafından dikkatleri üzerine çekmiştir. Dizi Kocası gizli bir görev sırasında kaybolan biyolog Lena, ABD yönetimi tarafından yalıtılmış gizemli bir bölgedeki keşif görevine katılmasını anlatır.

    3-)In the Tall Grass

    2019 yılında Netflix de yayımlanan dizi Cal ve Becky kardeşler, uzun otlarla çevrili bir alanda yaşayan teyzelerine gitmek için yola koyuldukları bir gün bir anne ve oğlunun yardım çığlıklarını duyarlar yardım etmeye gittiklerinde bir zaman sonra kendileri de yardım beklemeye başladıkları bir olay anlatılmaktadır.

    4-)The Silence

    2019 yılında yayımlanan dizionlarca yıl boyunca yeraltında yetişen ölümcül yaratıkların saldırısı altında olan dünyanın yeryüzüne çıkıp insanları avlayan yaratıkların, kurbanlarını seslerinden tanıyarak ele geçtikleri ve dünyaya dehşet saçan yaratıklardan kaçmaya çalışan genç bir kız ve ailesi, şehir dışında bir yerde saklanmaya çalışmalarını anlatmaktadır.

    5-)The Wailing

    Kara büyü bir Güney Kore dizisidir. Dizi, kızını kurtarmak için Gokseong adlı uzak bir Kore mezrasında bir dizi gizemli cinayeti ve hastalığı araştıran bir polise odaklanılmasını anlatmaktadır.

    6-)Green Room

    Yeşil oda olan dizi Amerikan korku filmidir.Film de barlarda konser veren bir rock grubunun gittiği barda kadın cesedi görmesi sonucu bar sahibinin cesedi gören müzisyenlerin ölümün emrini vermesi ile müzisyenlerin bir odaya kapatılması ile geçen olayları anlatılmaktadır.

    7-)The Babysitter

    Dizi Cole sıradan bir aile hayatı olan, okulunda arkadaş edinmekte zorlanan bir çocuğun aynı zamanda bakıcısı Bee’ye deliler gibi aşık olduğu ama bakıcısının görünen kadar masum olmadığını yatağından çıktığı o gün anlar ve olaylar böylece başlar.

  • Türkçe Masalların İngilizce Çevirisi

    Türkçe Masalların İngilizce Çevirisi

    Pinokyo Masalı ( Pinocchio Tale )

    Bir varmış, bir yokmuş çook eski bir zamanda küçük bir kasabada Geppetto adında ihtiyar bir oyuncakçı yaşarmış. Yaptığı tahtadan oyuncakları satarak geçimini sağlarmış. İhtiyar oyuncakçının hayatta üzüldüğü tek şey bir çocuğunun olmamasıymış. Bir çocuğunun olması için neler vermezmiş ki. Bir gün yeni bir oyuncak yapmak için ormana gidip kütük aramaya başlamış. Derken tam aradığı gibi bir kütüğü bulmuş.

    -There was an old one, there was not an old toyman named Geppetto in a small town in a very old time. He made his living by selling toys from the wood he made. The only thing that the old toymaker is upset about is that he doesn’t have a child. What wouldn’t he give to have a child? One day he went to the forest to search for a log to make a new toy. Then he found a log just like he was looking for.

    İşte tam aradığım gibi bir kütük. Bununla çok güzel bir kukla yapacağım, diye sevinerek kütüğü sırtladığı gibi oyuncakcı dükkanına taşımış. Tezgahın üzerine koymuş. Başlamış yontmaya. Geppetto kütüğü yonttukça kütükten “ah ah!” diye sesler geliyormuş.

    – Here is a log just like I was looking for. I will make a very beautiful puppet with this, he gladly carried the log to the toy store as he was standing. He put it on the counter. He started to chip. As the geppetto stumps the billet, “ah ah!” the voices were coming.

    Geppetto usta: “Nereden geliyor bu ses,, diye düşünmüş. “Herhalde bana öyle geldi” diye içinden geçirmiş. Derken kuklanın önce kafası sonra da vücudu daha sonra da kolları ile bacakları şekillenmeye başlamış. Geppetto usta en sonunda kuklayı bitirmiş. Onu sandalyenin üzerine oturtmuş. Ortalığı temizlemeye başlamış. O ortalığı temizlerken, “Merhaba” diye bir ses duymuş. Sesin nereden geldiğini anlamak için başını çevirmiş. Ortalıkta sandalyenin üzerinde oturmakta olan kukladan başka kimsecikler yokmuş. Yine yanıldığını düşünerek işine devam etmiş. Az sonra kukla oturduğu sandalyeden hopladığı gibi odanın içinde dans etmeye başlamış. Olanları gören Geppetto ustanın şaşkınlıktan ağzı bir karış açılmış.

    -Geppetto master: “Where does this sound come from,” he thought. “I suppose it came to me like that,” he passed. Then, the puppet started to shape its head, then the body, and then its arms and legs. Geppetto master finally finished the puppet. He made her sit on the chair. He started cleaning up. While he was cleaning up, he heard a voice saying “Hello”. He turned his head to understand where the sound came from. There was nobody other than the puppet sitting on the chair around. He continued his job, thinking that he was wrong again. Soon, the puppet started dancing in the room, just as she jumped from the chair she was sitting on. Seeing what happened, the Geppetto master’s mouth opened wide in confusion.

    -Aman Allahım! Bu kukla canlı. “Tam da benim istediğim gibi bir çocuk” demiş. Etten kemikten değilmiş ama tıpkı bir çocuk gibi gülüyor, koşuyor, oynuyormuş. Kukla çocuğu kucağına alıp;

    – My God! This puppet is alive. “Just like I want, he’s a boy,” he said. It was not made of bone, but just like a child, he laughed, ran, played. Taking the puppet boy into her arms;

    Sen gerçek bir çocuk gibisin. Senin adın Pinokyo olsun, demiş. Artık Geppetto ustanın hiç canı sıkılmıyor, günlerini Pinokyo ile ilgilenerek geçiriyormuş. Bir süre sonra Pinokyo’nun okula gitmesi gerektiğini düşünmüş. Ancak Pinokyo’nun ne defteri varmış ne kalemi. Geppetto ustada da hiç para olmadığından paltosunu satarak, aldığı parayı Pinokyo’ya vermiş.

    -You’re like a real boy. “Your name is Pinocchio,” he said. The Geppetto master was never bored anymore, spending his days taking care of Pinocchio. After a while he thought that Pinocchio should go to school. However, Pinocchio has neither a notebook nor a pen. Since there is no money in Geppetto master, he sold his coat and gave the money he received to Pinocchio.

    Al oğlum bu parayla kendine defter kalem al. Güzelce okuluna git, demiş. Pinokyo parayı avucuna almış yola koyulmuş. Neşe içinde yürüyormuş. Merakla etrafına bakınıp, yol üzerindeki dükkanları, pazar tezgahlarını, bağıran insanları izliyormuş. Bu arada yolun başındaki kalabalık dikkatini çekmiş. Kalabalığın arasına dalıp ne olduğunu öğrenmeye çalışmış. Kalabalığın önünde kocaman renkli bir çadır duruyormuş. Bu şehre yeni gelen sirkin çadırıymış. Çadırın önündeki palyaço bağırarak müşteri topluyormuş. Pinokyo çadırın içerisinde ne olduğunu merak edip, kalabalığın arasından geçip çadıra girmek istemiş. Palyaço, Pinokyo’ya içeri parasız girilemeyeceğini söylemiş. Pinokyo içeride olanları çok merak ettiğinden, Geppetto ustanın okula gitmesi için verdiği parayı uzatmış. İçeriye girince çadırın ortasına kurulan sahnede oynayan kuklaları görmüş.

    – Take it, boy, get yourself a pen and a pen for this money. He said to go to school beautifully. Pinocchio took the money in his palm and set off. He was walking in joy. Curiously he looked around, watching the shops, market stalls and shouting people on the road. Meanwhile, the crowd at the beginning of the road caught his attention. He tried to dive into the crowd and find out what happened. A big colorful tent stood in front of the crowd. It was the circus tent that had just arrived in this city. The clown in front of the tent was shouting customers. Pinocchio wondered what was inside the tent, wanted to go through the crowd and enter the tent. The clown said he couldn’t enter Pinocchio without money. Since Pinocchio was very curious about what happened inside, Geppetto extended the master’s money to go to school. When he entered, he saw the puppets playing on the stage set in the middle of the tent.

    Hey! Bunlar da benim gibi tahtadan, diyerek sahneye kuklaların arasına çıkmış. Kuklaları izleyen kalabalık Pinokyo’ya kızmış.

    – Hey! These, like me, came out of the puppets on the stage, saying wooden. The crowd watching the puppets is angry at Pinocchio.

     Çekil oradan sahneyi görmemizi engelliyorsun, diyerek azarlamışlar Pinokyo’yu. Ancak sahnenin yukarısında kuklalara bağlı olan ipleri tutan sirk sahibi canlı bir kukla gördüğü için çok sevinmiş. “Böyle ipleri olmadan hareket edebilen bir kukla bana çok para kazandıracak” diye düşünmüş. Oyun biter bitmez Pinokyo’yu yakaladığı gibi kafese kapatmış.

    – Get out of here you are preventing us from seeing the scene, they reprimanded Pinocchio by saying. However, the circus owner holding the ropes attached to the puppets above the stage is very happy to see a live puppet. “A puppet that can move without such strings will save me a lot of money,” he thought. As soon as the game ended, he caught Pinocchio in the cage.

    Pinokyo başına gelenlerin kendi suçu olduğunu Geppetto ustanın sözünü dinleyip okula gitse bunların hiçbirinin olmayacağını düşünerek, ağlamaya başlamış. Pinokyonun pişman olduğunu gören iyilik perisi hemen onun yanına giderek; – Babanın sözünden çıkmamalıydın! Ama pişman olduğunu görüyorum. Bunun için seni kurtaracağım. Ama bir daha yaramazlık yapma! Bu da sirke verdiğin para. Onu sakın boş yere harcama. Doğru okuluna git, diyerek Pinokyo’yu sirkin dışına çıkarmış. Pinokyo paralar elinde okula doğru yol almaya başlamış. Bir yandan da şarkı söylüyormuş. Pinokyo’nun şarkı söyleyerek yürüdüğünü gören kurnaz tilki ve arkadaşı kedi “Bu kukla ne kadar da neşeli, şunun bir yanına gidelim” diyerek Pinokyo’nun önüne çıkmışlar.

    -Geppetto started to cry, thinking that what happened to Pinocchio was his fault, listening to the master’s words and going to school, none of them would happen. The fairy godmother, who saw that the pinocchio regretted him, went to him immediately; – You shouldn’t have left your father’s word! But I see you regret it. I will save you for this. But don’t be naughty again! This is the money you give vinegar. Don’t waste it in vain. Go to the right school, he said, taking Pinocchio out of the circus. Pinocchio coins started to move towards school. He was also singing. Seeing how Pinocchio walked by singing, the cunning fox and his friend cat appeared in front of Pinocchio saying “How cheerful this puppet is, let’s go to this side.”

    Hayrola Pinokyo? Böyle neşeli neşeli nereye gidiyorsun? Diye sormuşlar. Pinokyo da:

    – Hayrola Pinocchio? Where are you going so jolly? They asked. In Pinocchio:

    Kendime defter kalem alıp okula gideceğim, demiş. Kurnaz Tilki:

    – He said, “I’ll take a notebook pen and go to school.” The sly Fox:

    Defter, kalem alacak paran var mı? Diye sormuş. Pinokyo, babasının verdiği paraları göstermiş. Paraları gören kurnaz tilki ve kedi bir oyun oynayıp bu paraları almaya karar vermişler. Pinokyo’ya:

    – Do you have money to buy notebooks, pens? He asked. Pinocchio showed the necessary money of his father. The cunning fox and cat who saw the coins decided to play a game and get them. Pinocchio to:

    Defter kalem aldın mı Pinokyo? Diye sormuş. Oysa peri paraları kurnaz tilkiye kaptırdığını biliyormuş. Sakın yalan söyleme yoksa seni cezalandırırım, diye uyarmış. Pinokyo uyarıya aldırmadan yalan söylemiş.

    – Did you get a notebook pen, Pinocchio? He asked. However, he knew that he lost the fairy money to the cunning fox. Do not lie or I will punish you, he warned. Pinocchio lied without worrying about the warning.

    Defter, kalem aldım. Onları okula bıraktım, deyince yalan söylediğinden dolayı burnu uzamaya başlamış. Peri, Pinokyo’nun doğru söylemesi gerektiğini söyledikçe, Pinokyo başka yalanlar uyduruyor, burnu da uzadıkça uzuyormuş. Artık öyle bir hale gelmiş ki kafasını hiç bir tarafa çeviremez olmuş. En sonunda yaptığı hatayı anlamış, işin doğrusunu periye anlatmış, peri de akıllanan Pinokyo’nun burnunu eski haline döndürmüş. Bir sihir yaparak kurnaz tilkiye kaptırdığı paraların, Pinokyo’nun eline geri gelmesini sağlamış. Pinokyo’yu uyararak;

    – Notebook, I bought a pen. I left them to school, and when he said he was lying, his nose started to grow. As the fairy said that Pinocchio had to tell the truth, Pinocchio was making up other lies, and his nose was getting longer and longer. Now it has become such that it cannot turn its head to any side. He finally understood the mistake he made, explained the truth to the fairy, and the fairy restored Pinocchio’s nose. By making a magic, he brought the money that he lost to the cunning fox into the hands of Pinocchio. By stimulating Pinocchio;

    Bu paraları boşyere harcama, doğru okuluna git, diyerek ortadan kaybolmuş. Pinokyo paralar elinde yine şarkı söyleyerek yürümeye başlamış. Tenha bir yerden geçerken birisinin yüksek sesle güldüğünü işitmiş. Aynı anda karşısına kendisini hapseden sirk sahibi çıkıvermiş.

    – Don’t waste these money in vain, go to the right school, he disappeared. Pinocchio coins started to walk by singing again. As he passed through a secluded place, he heard someone laugh out loud. At the same time, the circus owner, who confined him, appeared.

    Gel bakalım buraya seni yaramaz. Geçen sefer elimden nasıl kaçtın bilmiyorum ama şimdi senin cezanı vereceğim, diyerek Pinokyo’yu kollarından tuttuğu gibi denize atıvermiş. Pinokyo denize düşünce, suyun üzerinde kalmış. Dibe batmıyormuş, çünkü Pinokyo tahtadan bir kukla olduğu için su kendisini kaldırıyormuş. Suyun üzerinde böyle batmadan kalmak Pinokyo’nun hoşuna gitmiş.

    -Come on let’s see you here. I don’t know how you got out of my hand last time, but now I will give you your punishment. Pinocchio fell into the sea, stuck on the water. It did not sink to the bottom, because Pinocchio was a wooden puppet, and the water was lifting itself. Pinocchio liked to stay on the water like this.

    Kollarıyla bacaklarını oynatarak yüzmeye başlamış. Kıyıya doğru yüzerken birden ne olduysa olmuş. Pinokyo kendisini karanlık bir yerde buluvermiş. Meğerse Pinokyo’yu kocaman bir balık yutmuş. Şimdi Pinokyo balığın midesinde duruyormuş. Pinokyo balığın midesinde bekleye dursun, biz gelelim Geppetto ustaya. Geppetto usta eve gelmeyen Pinokyo’yu çok merak etmiş. Paltosunu da Pinokyo’yu okula göndermek için sattığından hasta olmuş. Oğlu Pinokyo’yu aramak için hasta hasta yollara düşmüş. En sonunda Pinokyo’nun denize atıldığı yere varmış. Buradaki balıkçılara oğlunu görüp görmediklerini sormuş. Balıkçılar da sirk sahibinin, Pinokyo’yu denize attığını gördüklerini söylemişler.

    -He started swimming by moving his legs and arms. Whatever happened suddenly while swimming towards the shore. Pinocchio found himself in a dark place. It turns out that a huge fish swallowed Pinocchio. Now Pinocchio was standing in the stomach of the fish. Let the pinocchio wait in the stomach of the fish, let us come to the Geppetto master. Geppetto master wondered Pinocchio who did not come home. He became ill because he sold his coat to send Pinocchio to school. The patient fell ill to search for his son Pinocchio. Finally he reached the place where Pinocchio was thrown into the sea. He asked the fishermen here whether they saw his son. Fishermen also said that they saw the circus owner throwing Pinocchio into the sea.

    Geppetto usta balıkçılardan birisine, kayığıyla denize açılıp oğlunu bulmaya yardım etmesi için yalvarmış. Geppetto ustayı tanıyan ve onun ne kadar iyi bir insan olduğunu bilen balıkçı, bu isteği geri çevirmemiş. Birlikte kayığa binip denize açılmışlar. Kayık bir süre yol aldıktan sonra şiddetli bir rüzgar çıkmış. Büyüyen dalgalara kayık daha fazla dayanamamış, birdenbire devrilivermiş. Balıkçıyla, Geppetto usta kendilerini bir anda dalgaların arasında buluvermişler.

    -Geppetto begged one of the master fishermen to sail with his boat to help find his son. The fisherman, who knew the Geppetto master and knew how good he was, did not reject this request. They got on the boat together and sailed. After the boat traveled for a while, there was a strong wind. The boat could not withstand growing waves any more, it suddenly fell over. The fisherman and the Geppetto master suddenly found themselves in the waves.

    Geppetto usta hem yaşlı olduğundan hem de yüzmeyi bilmediğinden denizin dibine doğru batmaya başlamış. Bu sırada Pinokyo’yu yutan balık, Geppetto ustayı da yutmuş. Geppetto usta da balığın boğazından kayıp midesine girivermiş. Balığın midesinde ağlayan bir çocuğun sesini duymuş. Bu sesi hemen tanımış. Bu, oğlu Pinokyo’nun sesiymiş. Geppetto usta oğlunu bulduğu için çok sevinmiş. Pinokyo’ya:

    -Geppetto master began to sink into the sea bottom since he was both old and did not know how to swim. Meanwhile, the fish that swallowed Pinocchio swallowed the Geppetto master. Geppetto master also entered the lost stomach of the fish’s throat. He heard the voice of a crying child in the stomach of the fish. He recognized this voice immediately. This was the voice of his son Pinocchio. Geppetto is very happy to find his master son. Pinocchio to:

    Pinokyo, oğlum ben baban, Geppetto. Hayatta olduğuna çok sevindim. Seni o kadar çok merak ettim ki. Babasının sesini işiten Pinokyo gözyaşları içerisinde boynuna sarılmış.

    – Pinocchio, my son, my father, Geppetto. I’m so glad you’re alive. I was so curious about you. Hearing his father’s voice, Pinocchio hugged his neck in tears.

    Senin sözünü dinlemediğim için çok özür dilerim babacığım, beni affet bir daha sözünden hiç çıkmayacağım, diyerek gözyaşı dökmüş. Pinokyo’nun gerçekten de pişman olduğunu gören peri kızı onları kurtarmaya karar vermiş. Geppetto ustayla, Pinokyo’yu balığın midesinden çıkarıp karaya çıkartmış. Kurtulduklarına çok sevinen Pinokyo, babasının elinden tuttuğu gibi evlerinin yolunu tutmuşlar.

    – I apologize for not listening to your word, daddy, forgive me, I will never come out of your word again, he shed tears. Seeing that Pinocchio really regretted, the fairy girl decided to save them. Geppetto took Pinocchio out of the stomach of the fish and landed with the master. Pinocchio, who was very happy with their survival, took the path of their home just like their father had taken.

    Pinokyo o günden sonra o kadar akıllı bir çocuk olmuş ki babasının sözünden hiç çıkmamış. Her gün okuluna gitmiş. Okul çıkışı ise babasının yanına koşarak ona işlerinde yardım etmiş. Peri kızı da Pinokyo’nun çok iyi bir çocuk olduğunu görüp onu ödüllendirmeye karar vermiş. Pinokyo’nun artık tahtadan değil de etten kemikten normal bir çocuk olması için büyü yapmış. Büyü gerçekleşmiş. Pinokyo gece yatağında, uyumak üzereyken birdenbire normal bir çocuğa döndüğünün farkına varmış. Artık tahtadan değil, etten kemikten bir çocukmuş. Sevinçle yatağından fırlayarak babasının yanına koşmuş. Geppetto usta, karşısında Pinokyo’yu bu şekilde görünce dünyalar onun olmuş. “En sonunda benimde gerçek bir oğlum oldu” diyerek sevinç gözyaşları içerisinde oğluna sarılmış. Baba oğul ömürlerinin sonuna kadar mutlu yaşamışlar.

    -Pinocchio has been such a smart boy since that day that he never got out of his father’s word. He went to school every day. After school, she ran to her father and helped her with her work. The fairy girl saw that Pinocchio was a very good boy and decided to reward her. Pinocchio no longer made a spell, but a spell so that he was a normal child, not from wood. The magic happened. In her night bed, Pinocchio realized that she was suddenly returning to a normal child when she was about to sleep. He was no longer a wood, but a child made of meat and bone. He jumped from his bed with joy and ran to his father. When Geppetto master saw Pinocchio in this way, the worlds became his. “Finally, I had a real son too,” he said, embracing his son in tears of joy. Father and son lived happily until the end of their lives.

  • En İyi Yabancı Netflıx Dizileri (Seri 2 )

    En İyi Yabancı Netflıx Dizileri (Seri 2 )

    1-)Freud

    Netflix de 2020 yılında yayımlanan dizi 8 bölümden oluşmaktadır. Film 19. yüzyıl Viyanası’nda adını duyurmaya istekli ve başarıya aç genç Sigmund Freud, kariyerinde zorluklar yaşamakta ve kendini önce bir suçun içinde daha sonra da kendini bir medyumun yanında bulmaktadır.

    2-)Lucifer

    2016 yılında Netfix de yayımlanan dizi izleyiciler tarafından ilgi odağı olmuştur. Dizi Tanrı’nın en gözde meleği iken babasına yani tanrıya karşı savaş açar. Bu savaş sonucunda Lucifer’ın cezası da Cehennemin Efendisi olmaktır. Uzunca süre cezasını çeken Lucifer cehennemde dünyadaki kötüleri cezalandırmaktan sıkılır ve Cehennemden kaçarak dünyaya gider. Dünya’da Amerika-Los Angeles’da yaşamaya başlayan Lucifer ihtişamı ve çekiciliği ile dünyada sefa sürmektedir. Tanrı tarafından gönderilen abisi Amenadiel, kardeşi Lucifer’ı geri götürmek ile görevlendirilir. Bir yandan Lucifer ilk görüşte aşık olacağı kadın Chloe Decker ile karşılaşır. Decker dizide cinayet davalarını çözen bir dedektiftir. Chloe’ye yakın olmak için özel güçleri ile insanları konuşturarak cinayet davalarına yardım etmeye başlar. Ancak tek sorun Lucifer, sadece Chloe’nin yanında bir ölümlüye dönüşmeyi anlatmaktadır.

    3-)Peaky Blinders

    2013 yılında Netflix de yayımlanan dizi ödüllü diziler arasında yer almaktadır.Dizi En İyi Drama Dizisi BAFTA ödülü, En İyi Aktör (Cillian Murphy) ve En İyi Yardımcı Aktris (Charlie Murphy) IFTA ödüllerini almıştır.1919 yılında ortaya çıkan bir suç çetesini konu alan film izleyiciler tarafından çok beğenilmiştir.

    4-) The Witcher

    2019 yılında Netflix de yayımlanan aksiyon ve macera dizilerinden önemli isimler arasına adını yazdırmayı başarmıştır.Dizi Mutasyona uğramış bir canavar avcısı olan Rivyalı Geralt, insanların çoğunlukla yaratıklardan daha uğursuz olduğu, karmaşa içindeki bir dünyada kaderine doğru yol alması anlatılmaktadır.

    5-) You

    2018 yılında Netflix de yayımlanan dizi en çok izlenen diziler arasında yerini almayı başarmıştır.Dizi tehlikeli bir cazibeye sahip olan kitabevi müdürü olan genç adam takıntı haline getirdiği kadınların internet ve sosyal medya aracılığı ile hayatlarına girmeye çalıştığı bir genç adamın hayatını anlatmaktadır.

  • YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – J/K/L

    YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – J/K/L

    1. jeopardize (ciopidayz) = tehlikeye atmakn (endanger) riske atmak
    2. join = katmak, eklemek, üye olmak (include, affiliate), katılmak (attend), birleşmek, birleştirmek (affiliate), join filter – birleştirmek filtresi, buluşmak, iştirak etmek (share), kaynamak
    3. joint = birlikte, ortaklaşa (collective), joint ownership – birlikte sahiplenme, joint marketing – ortaklaşa pazarlama, ortak, müşterek (collaborative, common), joint venture – ortak girişim, joint ventures – müşterek yönetime
    4. justify = haklı çıkarmak, haklı göstermek, savunmak, aklamak, hak vermek (legitimize, defend, acquit), justify murder – cinayeti aklamak
    5. kennel = köpek evi, kennel f = köpek evine kapamak
    6. keyhole = anahtar deliği
    7. kidnapper = adam/çocuk kaçıran kimse
    8. knock = çalmak, kapıyı çalmak
    9. knowledge = bilgi, anlama, haber
    10. label = etiketlemek, etiketli
    11. lamb = kuzu kuzu eti, koyun
    12. latter = sonraki, ikincisi, sonra gelen latter rain – sonraki yağmur
    13. lawyer = avukat, hukukçu
    14. leak = sızıntı, sızan, sızma (leakage), leak detector – sızıntı dedektörü, leak fluid – sızan sıvı, leak diagnosis – sızma diyagnozu
    15. legend = efsane, söylence, yazıt
    16. legislate = yasamak, yasallaştırmak, Kanun yapmak
    17. leisure = boş vakit, eğlence, dinlence,
    18. lessen = azaltmak, hafifletmek, küçültmek
    19. levy = toplamak, zorla toplamak, haczetmek, el koymak
    20. Likewise = aynı şekilde, keza, ayrıca, hem, dahi (also), nitekim
    21. listless = yorgun, bitkin ,dikkatsiz, ilgisiz, kayıtsız, cansız
    22. literacy = yazarlık, okuryazarlık
    23. litter = çöp, kedi kumu, sedye
    24. loathe = nefret etmek, tiksinmek, iğrenmek (hate, detest)
    25. locate = yerleştirmek, almak, bulmak
    26. location = yer, konum, yerleştirme, mahal, yer belirleme, mevki
    27. loose = gevşek, gevşemiş, açık, bol, hafif, oynak, ahlaksız, yarım yamalak
    28. lovely = sevecen, sevimli, güzel, hoş
    29. luggage (lagiç) = bagaj, bavul, valiz,eşya
  • YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – H/İ

    YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – H/İ

    1. harass = taciz etmek, rahatsız etmek, bezdirmek, sıkmak, canına okumak molest, plague)
    2. harbour = (1) liman (2) barındırmak, sağlamak.sığınak
    3. hardship = zorluk, sıkıntı, güçlük, (difficulty, challenge), undue hardship – aşırı sıkıntı, economic hardship – ekonomik güçlük, yoksulluk, yokluk misery)
    4. harshly = sert bir şekilde, sertçe, kaba bir şekilde
    5. hasten = acele etmek, acele ettirmek (hurry, rush), hızlandırmak, (accelerate), telaşlandırmak
    6. havoc = hasar, yıkım,zarar, tahribat
    7. hazard = tehlike, risk
      8.hazardous = tehlikeli (= perilous)
    8. hectic = heyecanlı, telaşlı,
      10.hesitate = çekinmek, duraksamak, tereddüd etmek (pause)
      11.highly = oldukça, epey (= extremely), çok, son derece
      12.hinder = ngellemek, aksatmak, (block, disturb), engel olmak, alıkoymak (delay), aksamak
      13.hire = kiralamak,işe almak (= employ)
    9. hitchhiker = otostopçu
    10. hollow = oyuk, boşluk, delik, oyuk, ağaç kovuğu
    11. hopefully = inşallah , umuyla, ümitle
    12. horrible = korkunç, kötü, berbat, iğrenç, horrible things – korkunç şeyler, horrible mascara – berbat maskara, horrible beast – iğrenç hayvan
    13. huge = iri, büyük , kocaman, muaazzam, dağ gibi
    14. humiliate = aşağılamak, rezil etmek, utandırmak (= embarrass)
    15. hunter = avcı, avcılık
    16. hurricane (hörikeyn) = kasırga, fırtına
    17. iceberg = buz dağı
    18. identify =tanımlamak, belirlemek, tanımak, belirtmek, kimliğini saptamak, bir tutmak, aynı saymak, (describe, detect, diagnose, designate), correctly identify – doğru tanımlamak, quickly identify – hızla belirlemek, strongly identify – güçlü tanımak
    19. idle = boş, çalışmayan, işlemeyen, boşa geçen, (empty, inoperative) idle session – boş oturum
    20. ignore = aldırmamak, görmezlikten gelmek, önemsememek, önem vermemek, boşlamak, bilmezlikten gelmek (disregard, neglect)
    21. illusion =yanılsama, illüzyon, hayal, yanılgı, aldatma, göz aldanması, aldatıcı görünüş
      (delusion, deception), cosmic illusion – evrensel yanılsama, optical illusion – optik illüzyon, fundamental illusion – temel yanılgı
    22. illustrate = örneklemek, göstermek
    23. imagine = üşünmek, sanmak, tasavvur etmek
    24. imitate = taklit etmek, benzetmek, taklidini yapmak, örnek almak, (ape, simulate, copy)
    25. immediate =hemen, derhal, doğrudan
    26. immobilize (immmobilayz) = hareketsiz hale getirmek, sabitlemek
    27. impact = etki, çarpma, tesir (effectiveness, collision, influence), environmental impact – çevresel etki, impact velocity – çarpma hızı, directly impact – doğrudan tesir
    28. impeach = suçlamak, itham etmek, şüphelenmek
    29. implement = gerçekleştirmek, uygulamak
    30. implicate = içermek, kapsamak, içine almak
    31. imply içermek, ima etmek (include, refer), anlamına gelmek, kastetmek, demek olmak, demeye gelmek
    32. impose = zorla kabul ettirmek, koymak( vergi), yük olmak,uygulamak, dayatmak
    33. imprisonment = hapse atmak (= incarceration),hapis, hapsedilme, hapsetme, tutukluluk
    34. improve = geliştirmek, gelişmek, iyileşmek, iyileştirmek, düzelmek, ilerlemek (enhance, develop, ameliorate), improve shape – geliştirmek şekli, constantly improve – sürekli gelişmek, artırmak, arttırmak
    35. inaudible = duyulamaz, işitilemez (ses vb)
    36. incapable of (inkepıbıl) = aciz, yetersiz, kabiliyetsiz, elinden gelmez, ehliyetsiz (unable, incompetent), utterly incapable – tamamen aci, entirely incapable – tamamen yetersiz, yeteneksiz
    37. incapacitate = aciz bırakmak, yapamaz hale getirmek
    38. incessant = aralıksız, sürekli,devamlı
    39. incline = eğmek, eğilimi olmak, fikrini vermek, eğilimli olmak, yatkın olmak
    40. include = içermek, kapsamak, dahil etmek, içine almak (comprise, incorporate), include construction – inşaatını içermek, Bulunmak
    41. incorporate into = dahil etmek (= include, integrate)
    42. incredible = inanılmaz, harika, olağanüstü
    43. indicate = göstermek, belirtisi olmak, bildirmek
    44. indifference to = kayıtsızlık, ilgilenmeme, aldırmazlık, umursamama, umursamazlık, önemsizlik (unconcern, disregard)
    45. induce = indüklemek, kandırmak, uyarmak, ikna etmek, teşvik etmek, sebep olmak(exhort, convince, encourage, cause)
    46. inevitable = kaçınılmaz, beklenen, çaresiz, malum(imminent, certain), inevitable consequence – kaçınılmaz sonucu
    47. infer = sonuç çıkarmak, anlam çıkarmak, anlamına gelmek (conclude, imply)
    48. influence = etki, nüfuz, tesir
    49. influential (influwenşıl) = nüfuzlu, sözü geçer, çevresi geniş (=well-connected),
      etkili, nüfuzlu, tesirli,etkileyici
    50. inherit = mirasa konmak, miras olarak almak (= come into),devralmak (take), inherit permissions – izin devralmak, miras almak, miras olarak almak, kalıtımla kazanmak
    51. inhibit = göz dağı vermek, engellemek, kısıtlamak
    52. initially = başlangıçta, ilk etapta (= at first), öncelikle, ilk olarak
    53. initiate (inişiyeyt)= başlatmak, üyeliğe kabul etmek (launch), sunmak
    54. injure = yaralamak, sakatlamak, zarar vermek, incitmek, zedelemek (hurt, disable), injure opponents – rakiplerini yaralamak
    55. injustice = eşitsizlik, adaletsizlik , haksızlık
    56. innovate = yenilik yapmak, yenilik getirmek, değişiklik yapmak
    57. innovation = yenilik, yeni bir şey icad etmek
    58. innovative = yenilikçi, icatçı, yaratıcı
    59. insatiable (inseyşıbıl) = doyumsuz, doymak bilmez, açgözlü insatiable appetite – doyumsuz iştah
    60. insignificant = ehemmiyetsiz, önemsiz, anlamsız, manasız, değersiz
    61. insist (on) = ısrar etmek (= persist in)
    62. inspect = incelemek, muayene etmek, yoklamak (audit, search)
    63. instantaneously = anlık, bir anda olan, aniden (= immediately, instantly), hemen, derhal
    64. institute = kurmak
    65. instruct = bilgilendirmek, görevlendirmek, emir vermek (advise, order), istemek
    66. insulate (against) = yalıtmak, izole etmek, ayırmak, ayrı tutmak, tecrit etmek
      (isolate)
    67. integrate = birleştirmek, bütünlemek, integralini almak (combine), tümleştirmek, bütünleştirmek
    68. intelligence = (1) zeka, akıl (2) haber ajansı
    69. intention (intenşın) = niyet, plan, kasıt
    70. intentional = kasıtlı,maksatlı,bile bile
    71. interaction (with) = etkileşim
    72. interfere = karışmak, müdahale etmek, girişmek, araya girmek, parazit yapmak (intervene)
    73. interfere with = karışmak, müdahale etmek, engel olmak
    74. interpretation = yorum, çeviri, canlandırma
    75. interrogate = sorguya çekmek, sorgulamak
    76. interview = röportaj, röportaj yapmak, mülakat, mülakat yapmak
    77. intimate = samimi, ilişkisi olan, sıkı fıkı (close)
    78. introduce = tanıtmak, sunmak, tanıştırmak, başlamak, getirmek, takdim etmek, ortaya koymak, içeri sokmak
    79. invade = istila etmek, saldırmak, ele geçirmek (attack, conquer)
    80. invaluable = paha biçilmez, çok değerli (= priceless)
    81. invent = icat etmek, uydurmak, atmak (contrive), bulmak, keşfetmek (discover)
    82. invest (in) = para yatırımı yapmak, para yatırmak, satın almak
    83. investigate = araştırmak, incelemek, soruşturmak (examine, consider, inquire)
    84. invoke = çağırmak, yakarmak, hatırlatmak (call, recall)
    85. involve = içermek, kapsamak, gerektirmek,
    86. involvement = dahil olma, karışma (= association, participation), katılım, ilişki , ilgi
    87. irregularity = usulsüzlük (fraud), düzensizlik, kuralsızlık, kuraldışılık, düzgün olmama
    88. isolate = izole etmek, birbirinden ayırmak, tecrit etmek
  • YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – F/G

    YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – F/G

    1. fabricate = üretmek (manufacture), uydurmak (concoct), atmak, yalan söylemek
    2. facilitate = kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek (ease), hızlandırmak (accelerate), olanak tanımak (enable)
    3. fade = soldurmak, rengi solmak, rengi atmak, (wear), solmak, güçten düşmek (die, wilt)
    4. failure = yetmezlik, başarısızlık, yapmama, bulunmama, yokluk, ihmal, dinme, batma, yenilgi, iflas, sekte, aksatma, fiyasko, tükenme, kıtlık
    5. faint = bayılma, baygınlık, feeling faint – bayılma hissi, hafif, silik
    6. fairly = oldukça, tarafsızca, güzelce, epeyce, epey, adeta
    7. falsify = tahrif etmek, değiştirmek, sahtesini yapmak, oynama yapmak, kalpazanlık yapmak (counterfeit)
    8. familiar (with) = tanıdık, içten, aşina, teklifsiz
    9. famish = açlıktan ölmek, aç bırakmak (starve)
    10. fare =ücret fee), fare collection – ücret toplama, yolcu, yiyecek, gıda
      11 fatal = ölümcül, öldürücü, vahim, mahvedici, ölümle biten
    11. favourable = elverişli, uygun, iyi niyetli, lehte
    12. fearful for = için korkan, endişelenen
    13. fertilize = döllemek, gübrelemek, aşılamak, verimli kılmak, (impregnate)
    14. fetch = alınmak, almak (retrieve, collect), easily fetch – kolayca almak, getirmek, gidip
      almak
    15. fiancé = (erkek) nişanlı
    16. fiancée = (kız) nişanlı
    17. field trip = kır gezisi, arazi gezisi
    18. fierce = şiddetli, kıyasıya, çetin rekabet vb. azgın, azmış köpek vb
    19. figure = şekil, figür, rakam, sayı , figure out = anlamak (= make out)
    20. filthy = pis, kirli, dayanıksız, sağlam olmayan
    21. finance = finanse etmek, paraca desteklemek
    22. fine = ince ince, küçük doğranmış et, patates vb. iyi, güzel, para cezası
    23. firework = havai fişek
    24. fit = sağlıklı, zinde, sıhhati yerinde (= robust, healthy), bir kıyafetin şıklık
      bakımından değil de bedene oturması anlamında yakışmak, sara nöbeti (=
      seizure)
    25. flatmate = ev arkadaşı
    26. flattery = yağcılık, dalkavukluk, övme, kompliman, yaltaklanma
    27. flee = kaçınmak, kaçmak, sıvışmak, aceleyle çıkmak
    28. fleece = koyun postu (yünlü) *** hide = yünsüz post
    29. flight = uçma, uçuş, Uçar, uçak (aircraft) flight ticket – uçak bileti
    30. flow = akıcılık, akım, akış, debi, akışkanlık, met, akıntı, akan miktar
    31. fluctuate = dalgalanmak, inip çıkmak, düzensiz hareket etmek, bocalamak (vacillate), kararsız olmak (vacillate)
    32. focus on = odaklanmak, yoğunlaşmak, bir noktada toplamak
    33. fold = kat, katlama, kıvrım, ağıl, pli, katlı, katlık, büklüm, yuva
    34. force = gücü, kuvvet, güç, zor
    35. forceful = güçlü, kuvvetli, şiddetli
    36. forecast = önceden tahmin etmek , öngörü
    37. forge = taklidini yapmak, sahtesini çıkarmak
    38. forgery = sahtecilik, sahtekârlık, kalpazanlık, sahte imza (fraud)
    39. former = eski, geçmiş, önceki, sabık
    40. formerly = evvelki, önceki, eskiden
    41. formulate = formülleştirmek, formüle dökmek
    42. forthcoming = önümüzdeki, gelecek, yaklaşan, hazır, çıkacak olan, açık sözlü, konuşkan, cana yakın, dost
    43. fortify = güçlendirmek, kuvvetlendirmek, takviye etmek, desteklemek (boost, strengthen), canlandırmak (boost)
    44. fracture = kırılmak, çatlamak ( kemik, kolon vb)
    45. frail = zayıf, cılız, çelimsiz
    46. frame = kare (keyframe), frame rate – kare hızı, erçeve, yapı, arka plân, iskelet, şasi, çatı, tezgâh, beden, sera
    47. freed = özgürleştirmek (liberate), kurtarmak, serbest bırakmak, salıvermek, muaf tutmak
    48. fulfil = yerine getirmek, yapmak, karşılamak, tamamlamak, uygulamak, bitirmek
    49. fundamental = esas, temel, zorunlu, ana
    50. funeral = cenaze töreni, sorun, defin, problem
    51. fussy = titiz, detaycı, zor beğenen (choosy) very fussy – çok titiz
    52. fuzzy bulanık (dim) fuzzy logic – bulanık mantık belirsiz, hayal meyal, tüy gibi, uçuşan, ince tüyl
    53. gather = toplanmak, toplamak, bir araya getirmek, biriktirmek, irin toplamak, kendini toplamak (assemble, collect, amass) tutmak
    54. gender = cinsiyet, cins
    55. generate = ısı, elektrik vb. üretmek, tartışma vb. ortaya atmak
    56. genre (= canr) = tür, çeşit, nevi (= type, sort)
    57. get rid of = kurtulmak, temizlemek, öldürmek, kovmak, savmak, başından savmak, savuşturmak, yakasını sıyırmak
    58. giant = dev X dwarf
    59. give up = vermek, yapıvermek, sunmak, gitmek, kazandırmak, düzenlemek, ödemek, uçlanmak, hediye etmek, esnemek
    60. glance = bakıvermek, göz atmak, göz gezdirmek (glimpse)
    61. gloom = kararma, karanlık, kasvet, sıkıntılı bakış (darkness)
    62. glorify = yüceltmek, övmek
    63. goal = hedef, amaç, gol, gaye, ideal, erek
    64. govern = yönetmek
    65. government = hükümet, devlet, rejim, yönetim biçimi
    66. grab = kapmak, el koymak,tutmak, kaçırmak
    67. gradually = yavaş yavaş, kademeli olarak, giderek, gittikçe
    68. grant = vermek, bağışlamak, nasip etmek
    69. grasp = kavrama, anlama, anlayış
    70. graveyard =m mezar, mezarlık
    71. groom = damat, güvey, seyis
    72. grow tired of = — den yorulmak
    73. growl = hırlamak, homurdamak, gürlemek, hırıldamak(snarl, roar, purr)
    74. guide = kılavuz, rehber, kitapçık, el kitabı, danışman,(instruction, book, handbook)