Oh my darling oh my love – Ah sevgilim ah aşkım You are so mysterious – Çok gizemlisin. Am I dreaming? – Rüya mı görüyorum? My fantasy – Benim fantezim
Are you ready for the chance – Şansa hazır mısın This is the last question – Bu son soru Whenever you’re in doubt – Ne zaman şüphe duysan You just believe in you – Sadece sana inanıyorsun
X is the miracle – X mucizedir Finally I find you – Sonunda seni buldum Stand by me wonder boy – Yanımda dur harika çocuk You’re the answer for me – Sen benim cevabımsın
Oh my darling oh my love – Ah sevgilim ah aşkım You are so mysterious – Çok gizemlisin. Am I dreaming? – Rüya mı görüyorum? My fantasy – Benim fantezim
Oh my darling oh my love – Ah sevgilim ah aşkım All I need is your love – Tek ihtiyacım olan senin aşkın You are the only boy – Sen tek çocuksun Oh I fall in love – Oh aşık oluyorum
I’m with you rain or shine – Seninleyim yağmur ya da parla I’m a fool to want you – Seni istediğim için aptalım So just let me be here – O yüzden burada olmama izin ver I could be your starlight – Senin yıldız ışığın olabilirim
Oh my darling oh my love – Ah sevgilim ah aşkım You are so mysterious – Çok gizemlisin. Am I dreaming? – Rüya mı görüyorum? My fantasy – Benim fantezim
Oh my darling oh my love – Ah sevgilim ah aşkım All I need is your love – Tek ihtiyacım olan senin aşkın You are the only boy – Sen tek çocuksun Oh I fall in love – Oh aşık oluyorum
누군가를 닮아가는 걸 알아가네 – Birine benzediğini biliyorum. 먼 훗날에도 그대가 내 곁에 있을까 – Uzak gelecekte benimle olacak mısın
지금 이 순간 그대도 내 맘과 같을까 – Şu anda benim gibi olup olmadığını merak ediyorum ★고마워 그대 눈부신 햇살처럼 내게 – ★ Göz kamaştırıcı güneşin gibi bana teşekkür ederim 넘치는 사랑만을 주는 그런 사람 – Sadece tam sevgi veren böyle bir insan 소중한 사람 – Değerli İnsan 하루하루가 그대로 채워지길 바라는 지금처럼 – Şimdi olduğu gibi, gününüzün olduğu gibi dolmasını istediğiniz yer. 그대와 함께 하기를 – Seninle olabilir miyim La la la la la la… – La la la la la… 소중한 사람 – Değerli İnsan Xo – Xo
언제부터인지 나도 모르게 – Ne zaman olduğunu bilmiyorum. 내 하루는 온통 너야 it’s you – günümün her yerinde sensin. 너로 물들었던 소중했던 날들 – Seninle Değerli Günler 니 말투, 니 표정, 니 눈빛 그리워 – Ses tonunu, yüz ifadesini, gözlerini özledim.
니가 없는 이곳이 두렵다 해도 – Senin olmadığın yerden korksam bile. 기다림 끝 그곳에서 니가 서 있기를 – Beklemenin sonu, orada durabilir misin 선물 같던 추억을 간직한 채로 난 늘 여기 있을게 – Her zaman hediye gibi anılarla burada olacağım. 내 마음이 너에게 닿았으면 – Eğer kalbim sana dokunduysa
햇살처럼 따뜻했던 순간들 – Güneş ışığı kadar sıcak anlar 너 하나로 충분했어 wish you – Biriniz yeterliydi, keşke. 아무 이유 없이 힘이 들 때면 – Sebepsiz yere iktidardayken. 내 손을 잡아준 그때를 기억해 – Elimi tuttuğun zamanı hatırla.
니가 없는 이곳이 두렵다 해도 – Senin olmadığın yerden korksam bile. 기다림 끝 그곳에서 니가 서 있기를 – Beklemenin sonu, orada durabilir misin 선물 같던 추억을 간직한 채로 난 늘 여기 있을게 – Her zaman hediye gibi anılarla burada olacağım. 내 마음이 너에게 닿았으면 – Eğer kalbim sana dokunduysa
숨이 차오를 만큼 아파도 – Nefesin acıttığı kadar acıtsa bile. 놓지 않을게, 내가 널 찾을게 – Gitmene izin vermeyeceğim. Seni bulacağım.
니가 없는 내 하루는 의미 없어 – Sensiz geçirdiğim günün hiçbir anlamı yok. 내 곁에서 처음 봤던 그 모습 그대로 – İlk defa yanımda görüyorum. Always my love, oh – Her zaman aşkım, oh 내 마음이 너에게 닿았으면 – Eğer kalbim sana dokunduysa
마치 영원할 것만 같았던 – Sonsuza dek sürecek gibiydi. 우리 처음이 떠올라 – İlk seferimizi hatırlıyorum. 너의 여전한 눈빛은 – Hareketsiz gözlerin 다가온 이별을 – Yaklaşan veda 나까지도 눈치 못 채게 해 – Fark etmeme bile izin verme.
내가 먼저 너의 손잡아놓고 – Önce senin kolunu koydum. 가야 한다 말하면 넌 도대체 – Gitmem gerektiğini söylersen, ne olduğunu anlarsın. 어떤 맘일까 다시 올 거란 말 – Nasıl bir şeye geri döneceğini sanıyorsun? 내가 너였다 해도 – Yerinde olsam bile. 믿기지 않을 것 같은데 – Bence bu inanılmaz.
이 모래가 떨어져도 – Bu kum düşse bile 시간이 줄어들어도 – Zaman azalsa bile 되돌릴 수 없대도 it’s okay okay – sorun yok tamam 모래가 다 떨어지고 – Kum tükeniyor. 시계가 멈춰버려도 – Saat dursa bile. 쌓여간 추억만은 네 곁에 곁에 – Birikmiş olan tek anılar seninle.
Baby 너무 슬퍼하지 마 – Bebeğim, çok üzülme. 우리 이별은 잠시뿐인 거야 – Ayrılalı uzun zaman oldu. I promise that I’ll come back to you – Sana geri döneceğime söz veriyorum. 걱정 마 we’re nothing without you – Endişelenme sensiz bir hiçiz 모래알들에 눈물이 닿으면 굳어버려서 – Gözyaşları kum tanelerine dokunduğunda sertleşirler. 다시 만날 수 없게 될 수도 – Bir daha görüşemeyebilirsiniz. So baby, don’t let yourself cry – Öyleyse bebeğim, ağlamana izin verme
떠나고 싶지 않아 널 잃고 싶지 않아 – Gitmek istemiyorum. Seni kaybetmek istemiyorum. 지금 이 시간도 계속해 멀어져만 가 – Bu sefer devam et, uzaklaş. 초침을 붙잡아봐도 결국 끝이 나겠지 – İkinci elini tutarsan, biter. 하지만 종착역과 출발역은 같은 걸 – Ancak terminal ve kalkış istasyonları aynı. 우린 다시 만날 운명 – Kaderimiz yeniden buluşmak.
이 모래가 떨어져도 – Bu kum düşse bile 시간이 줄어들어도 – Zaman azalsa bile 되돌릴 수 없대도 it’s okay okay – sorun yok tamam 모래가 다 떨어지고 – Kum tükeniyor. 시계가 멈춰버려도 – Saat dursa bile. 쌓여간 추억만은 네 곁에 곁에 – Birikmiş olan tek anılar seninle.
참 고마워 네 기억들은 – Anılarınız için çok teşekkür ederim. 날 웃게만 해 잘 지내볼게 – Sadece beni güldürün. İyi anlaşırım. 나도 더 나은 사람이 되어 돌아올게 – Daha iyi bir insan olacağım ve geri geleceğim.
이 모래가 떨어져도 – Bu kum düşse bile 시간이 줄어들어도 – Zaman azalsa bile 되돌릴 수 없대도 it’s okay okay – sorun yok tamam 모래가 다 떨어지고 – Kum tükeniyor. 시계가 멈춰버려도 – Saat dursa bile. 쌓여간 추억만은 네 곁에 곁에 – Birikmiş olan tek anılar seninle.
When I see you again – Seni tekrar gördüğümde 다시 뒤집은 모래시계가 – Kum saati tekrar döndü 새로 시작할 때 – Yeni bir tane ne zaman başlamalı 그때도 우린 함께일 거야 – O zaman birlikte oluruz.
When I see you again – Seni tekrar gördüğümde 다시 뒤집은 모래시계가 – Kum saati tekrar döndü 새로 시작할 때 – Yeni bir tane ne zaman başlamalı 그때도 우린 함께일 거야 – O zaman birlikte oluruz.
정말 유치한 같아 – Bence gerçekten çocukça. 내가 하는 모든 얘기가 – Tek bahsettiğim şey 산다는게 원래 그런 거라지만 – Bence asıl yaşanacak şey bu. 저 푸른 초원 위에 – O yeşil çayır üzerinde 그림같은 집을 짓고서 – Pitoresk bir ev inşa ettim. 님과 함께 살고 싶은 기분이야 – Seninle yaşamak istiyormuşum gibi hissediyorum.
누굴 좋아한다는데 이유가 – Neden birini seviyorsun? 그런 이유가 어딨겠어 – Bunun sebebi nerede? 그저 어느 누가 맘에 들면 – Sadece biri seviyorsa. 그냥 맘에 드는거지 – Sadece hoşuma gitti.
나는 날아 날아올라 – Uçuyorum, uçuyorum. 그대와 함께 있을때면 – Seninleyken. 어 흠 흠 – Ah Homurdanma 연애하는 기분이란 – Aşk hissi nedir
나는 날아 날아올라 – Uçuyorum, uçuyorum. 그대와 함께 있을때면 – Seninleyken. 흠 흠 흠 흠 – Homurdanan 정말 좋은 것 같아 – Bence gerçekten iyi.
누굴 좋아한다는데 이유가 – Neden birini seviyorsun? 그런 이유가 어딨겠어 – Bunun sebebi nerede? 그저 어느 누가 맘에 들면 – Sadece biri seviyorsa. 그냥 맘에 드는거지 – Sadece hoşuma gitti.
나는 날아 날아올라 – Uçuyorum, uçuyorum. 그대와 함께 있을때면 – Seninleyken. 어 흠 흠 – Ah Homurdanma 연애하는 기분이란 – Aşk hissi nedir
나는 날아 날아올라 – Uçuyorum, uçuyorum. 그대와 함께 있을때면 – Seninleyken. Hmm, alright, 정말 좋은 것 같아 – Pekala, bence gerçekten iyi.
Alright, 정말 좋은 것 같아 – Pekala, bence gerçekten iyi.
Écoute-moi, écoute-moi – Beni dinle, beni dinle Je ne me retournerai pas, ayaya – Dönmeyeceğim, aya. Ne doute pas, ne crois pas – Şüphe etme, inanma Qu’entre nous ça s’arrangera, non, non, non – Aramızda her şey yoluna girecek, hayır, hayır, hayır Ne mens pas, ne mens pas – Yalan söyleme, yalan söyleme J’ai vu qu’je n’étais pas la seule depuis un moment – Bir süredir tek ben olmadığımı gördüm. Ne me retiens pas, faut que je m’en aille – Beni geri tutma, gitmeliyim Celle qui prend la porte – Kapıyı alan kişi
En nous jamais trop d’espoir, voilà que mon cœur s’effrite – İçimizde asla çok fazla umut yok, şimdi kalbim çöküyor Tu penses être le plus fort, devant tes potes tu me négliges – Kendini en güçlü sanıyorsun, arkadaşlarının önünde beni ihmal ediyorsun En étant avec toi je pensais que la vie serait magique – Seninle olmak hayatın büyülü olacağını düşündüm Je voulais me poser sur ton épaule, je suis tombée dans le vide – Omzuna inmek istedim, boşluğa düştüm Tu veux que je revienne mais je vais pas céder – Geri dönmemi istiyorsun ama pes etmeyeceğim. Je pense à nos beaux jours et j’te mens pas c’est dur – Güzel günlerimizi düşünüyorum ve sana yalan söylemiyorum zor Et pour te garder je me suis dévouée – Ve seni korumak için kendimi adadım J’ai rien eu en retour, me parle plus d’amour – Karşılığında hiçbir şeyim yok, bana aşktan daha fazlasını anlat
J’vais pas céder, je sais que c’est dur – Pes etmeyeceğim, zor olduğunu biliyorum En finir c’est bête mais bon j’en peux plus – Bitirmek aptalca ama artık dayanamıyorum J’vais pas céder, je sais que c’est dur – Pes etmeyeceğim, zor olduğunu biliyorum En finir c’est bête mais bon j’en… – Bitirmek aptalca, ama hey, işim bitti…
Écoute-moi, écoute-moi – Beni dinle, beni dinle Je ne me retournerai pas, ayaya – Dönmeyeceğim, aya. Ne doute pas, ne crois pas – Şüphe etme, inanma Qu’entre nous ça s’arrangera, non, non, non – Aramızda her şey yoluna girecek, hayır, hayır, hayır Ne mens pas, ne mens pas – Yalan söyleme, yalan söyleme J’ai vu qu’je n’étais pas la seule depuis un moment – Bir süredir tek ben olmadığımı gördüm. Ne me retiens pas, faut que je m’en aille – Beni geri tutma, gitmeliyim Celle qui prend la porte – Kapıyı alan kişi
Et ça me prend la tête de devoir te faire souffrir – Ve sana acı çektirmek zorunda kalmak aklımı alıyor Mais j’ai coupé les ponts, fallait bien que tu t’endurcisses – Ama köprüleri kestim, sertleşmen gerekiyordu. On aurait fait la paire mais seul t’as décidé de marcher – Çifti yapardık ama sadece sen yürümeye karar verdin Mais t’inquiète pas que pour moi aussi ça pique – Ama benim için de acıdığından endişelenme Pourtant ma mère t’avais validé – Ama annem seni doğrulamıştı. Tu sais ton ex et ses sales idées – Eski sevgilini ve onun kirli fikirlerini biliyorsun J’ai beau essayer mais rien n’y fait – Deneyebilirim ama hiçbir şey yardımcı olmuyor Entre nous deux c’est trop compliqué – İkimiz arasında işler çok karışık.
J’vais pas céder, je sais que c’est dur (je sais que c’est dur) – Pes etmeyeceğim, zor olduğunu biliyorum (Zor olduğunu biliyorum) En finir c’est bête mais bon j’en peux plus – Bitirmek aptalca ama artık dayanamıyorum J’vais pas céder, je sais que c’est dur (j’vais pas céder, je sais que c’est dur) – Pes etmeyeceğim, zor olduğunu biliyorum (pes etmeyeceğim, zor olduğunu biliyorum) En finir c’est bête mais bon j’en peux plus – Bitirmek aptalca ama artık dayanamıyorum
Écoute-moi, écoute-moi – Beni dinle, beni dinle Je ne me retournerai pas, ayaya – Dönmeyeceğim, aya. Ne doute pas, ne crois pas – Şüphe etme, inanma Qu’entre nous ça s’arrangera, non, non, non – Aramızda her şey yoluna girecek, hayır, hayır, hayır Ne mens pas, ne mens pas – Yalan söyleme, yalan söyleme J’ai vu qu’je n’étais pas la seule depuis un moment – Bir süredir tek ben olmadığımı gördüm. Ne me retiens pas, faut que je m’en aille – Beni geri tutma, gitmeliyim Celle qui prend la porte – Kapıyı alan kişi C’est donnant, donnant – Veriyor, veriyor
Écoute-moi, écoute-moi – Beni dinle, beni dinle Me mens pas, me mens pas – Bana yalan söyleme, bana yalan söyleme
Écoute-moi, écoute-moi – Beni dinle, beni dinle Je ne me retournerai pas, ayaya – Dönmeyeceğim, aya. Ne doute pas, ne crois pas – Şüphe etme, inanma Qu’entre nous ça s’arrangera, non, non, non – Aramızda her şey yoluna girecek, hayır, hayır, hayır Ne mens pas, ne mens pas – Yalan söyleme, yalan söyleme J’ai vu qu’je n’étais pas la seule depuis un moment – Bir süredir tek ben olmadığımı gördüm. Ne me retiens pas, faut que je m’en aille – Beni geri tutma, gitmeliyim Celle qui prend la porte – Kapıyı alan kişi C’est donnant, donnant – Veriyor, veriyor
C’est donnant donnant – Ver ve al C’est donnant donnant – Ver ve al
Je t’aurais dit toutes les choses – Sana her şeyi anlatırdım Que je ne t’avais jamais dites – Sana hiç söylemediğimi Que ta peau a l’odeur des roses – Teninin gül gibi koktuğunu Que j’adore le prénom Edith – Edith ismini seviyorum Je t’aurais dit toutes les choses – Sana her şeyi anlatırdım Qu’on ne dit pas assez souvent – Yeterince sık söylemediğimizi Car souvent dans la vie on n’ose – Çünkü hayatta çoğu zaman cesaret edemiyoruz Pas dire les choses tant qu’il est temps – Zamanı geldiğinde bir şeyler söylememek
Je t’aurais raconté la mer – Sana denizden bahsederdim. Que tu la voies une fois encore – Onu bir kez daha gördüğünü On aurait viré l’infirmière – Hemşireyi kovardık. Puis on aurait rigolé fort – O zaman yüksek sesle gülerdik Je t’aurais dit que ton visage – Sana yüzünün öyle olduğunu söylerdim. Me fait penser à l’océan – Okyanusu düşünmemi sağlıyor Que tes rides ressemblent à des vagues – Kırışıklıkların dalgalara benziyor Où vont se baigner les enfants – Çocuklar yıkanmak için nereye gidiyor
Si j’avais su – Bilseydim En partant ce soir là – O gece ayrılmak Si j’avais su – Bilseydim Que le temps n’attend pas – O zaman beklemiyor Si j’avais su – Bilseydim Que c’était la première fois – İlk defa olduğunu Que j’te voyais pour la dernière fois – Seni son kez gördüğümü
Je t’aurais refait ton chignon – Topuzunu tekrar yapardım. Et toi tu m’aurais dit ça tire – Bunu bana söyler miydin? Moi j’aurais fait un peu le con – Biraz pislik olurdum. Juste pour regarder ton sourire – Sadece gülüşüne bakmak için J’t’aurais promis d’faire une chanson – Sana bir şarkı yapacağına söz verirdim. Qui racont’rait comme t’étais belle – Ne kadar güzel olduğunu kim söylerdi Qui racont’rait comme on est cons – Ne kadar aptal olduğumuzu kim söyleyebilir? D’croire que les gens sont éternels – İnsanların ebedi olduğuna inanmak
Et puis j’t’aurais serrée si fort – Ve sonra seni çok sıkı tutardım Qu’il y aurait des marques à ton cou – Boynunda izler olacağını Je t’aurais regardée encore – Sana tekrar bakardım. Et puis j’t’aurais gardée surtout – Ve sonra seni özellikle tutardım J’t’aurais enfermée dans mes yeux – Seni gözlerime hapsederdim. J’aurais capturé ton parfum – Kokunu yakalardım. J’t’aurais dit au revoir un peu mieux – Sana biraz daha iyi veda ederdim. Puis j’aurais menti à demain – O zaman yarına yalan söylerdim
Si j’avais su – Bilseydim En partant ce soir là – O gece ayrılmak Si j’avais su – Bilseydim Que le temps n’attend pas – O zaman beklemiyor Si j’avais su – Bilseydim Que c’était la première fois – İlk defa olduğunu Que j’te voyais pour la dernière fois – Seni son kez gördüğümü
J’me s’rais dépêché de t’aimer – Seni sevmek için acelem vardı Comme l’on court après la vie – Hayatın peşinden koşarken Car on n’aime jamais assez – Çünkü asla yeterince sevmeyiz Je t’aurais dit je t’aime aussi – Ben de seni sevdiğimi söylerdim. Les mots faut pas qu’on les conserve – Kelimeler tutulmamalı Faut les distribuer à la ronde – Onları etrafa dağıtmalıyız. Sinon les mots à quoi ils servent – Aksi takdirde kelimeler ne içindir À part à décorer les tombes? – Mezarları süslemek dışında mı?
Si j’avais su – Bilseydim En partant ce soir là – O gece ayrılmak Si j’avais su – Bilseydim Que le temps n’attend pas – O zaman beklemiyor Si j’avais su – Bilseydim Mais souvent on ne sait pas – Ama çoğu zaman bilmiyoruz Qu’on voit quelqu’un pour la dernière fois – Birini son kez gördüğümüzü
Sä oot niin nätti et sä pilaat kaikki muut – O kadar güzelsin ki herkesi mahvedeceksin. Täältä kun lähdit on tilallasi sun – Buradan ayrıldığında yerini aldın. Vaan outo tyhjyys ja ihana kipu – Ama garip bir boşluk ve harika bir acı Tuutko poistamaan sen? – Onu çıkarmaya mı geliyorsun?
Heti kun nähtiin tiesin pilaat hani mut – Seni görür görmez aşkımı mahvedeceğini biliyordum. Sun kyydissä tähtiin voisin tilata liput – ♪ Seninle yıldızlara yolculuk ♪ ♪ Bilet sipariş edebilirim ♪ Ennen ku yltyy tää ihana kipu – # Bu tatlı acıyı çekmeden önce # Tuuthan hoitamaan sen? – İcabına bakacaksın, değil mi?
Sä oot ollu vast sekunnin poissa – Sadece bir saniyeliğine gittin. Mut tuntuu et siit tuntei ois – Ama hislerim yokmuş gibi hissediyorum Mul on fiilis ku oisin 15 ku mietin millon soittaa voin – Ne zaman arayabileceğimi düşündüğümde kendimi 15 yaşında hissediyorum. Tai jos sulle viestii nyt jo laittaisin – Ya da bir mesajın olsaydı sana gönderirdim. Tulisko se aivan liian aikaisin – Çok mu erken gelirdi?
Sä oot niin nätti et sä pilaat kaikki muut – O kadar güzelsin ki herkesi mahvedeceksin. Täältä kun lähdit on tilallasi sun – Buradan ayrıldığında yerini aldın. Vaan outo tyhjyys ja ihana kipu – Ama garip bir boşluk ve harika bir acı Tuutko poistamaan sen – Kaldıracak mısın?
Heti kun nähtiin tiesin pilaat hani mut – Seni görür görmez aşkımı mahvedeceğini biliyordum. Sun kyydissä tähtiin voisin tilata liput – ♪ Seninle yıldızlara yolculuk ♪ ♪ Bilet sipariş edebilirim ♪ Ennen ku yltyy tää ihana kipu – # Bu tatlı acıyı çekmeden önce # Tuuthan hoitamaan sen – Gel ve icabına bak.
Aamuyöhön me juteltiin taas – Sabahın erken saatlerine kadar tekrar konuştuk Nukuttiinkohan me tuntiikaan – Acaba bir saat uyuduk mu? Viime yö oli pikaliimaa – Dün gece süper yapıştırıcıydı Nyt metrikin meidän välil on liikaa – Şimdi aramızdaki bir metre bile çok fazla Ja vaik sä menisit vaan käymään kaupassa – Ve eğer sadece dükkana gidersen Sillonkin oot aivan liian kaukana – O zaman bile çok uzaktasın.
Sä oot niin nätti et sä pilaat kaikki muut – O kadar güzelsin ki herkesi mahvedeceksin. Täältä kun lähdit on tilallasi sun – Buradan ayrıldığında yerini aldın. Vaan outo tyhjyys ja ihana kipu – Ama garip bir boşluk ve harika bir acı Tuutko poistamaan sen? – Onu çıkarmaya mı geliyorsun?
Heti kun nähtiin tiesin pilaat hani mut – Seni görür görmez aşkımı mahvedeceğini biliyordum. Sun kyydissä tähtiin voisin tilata liput – ♪ Seninle yıldızlara yolculuk ♪ ♪ Bilet sipariş edebilirim ♪ Ennen ku yltyy tää ihana kipu – # Bu tatlı acıyı çekmeden önce # Tuuthan hoitamaan sen? – İcabına bakacaksın, değil mi?
Sä oot niin nätti et sä pilaat kaikki muut – O kadar güzelsin ki herkesi mahvedeceksin. Täältä kun lähdit on tilallasi sun – Buradan ayrıldığında yerini aldın. Vaan outo tyhjyys ja ihana kipu – Ama garip bir boşluk ve harika bir acı Tuutko poistamaan sen? – Onu çıkarmaya mı geliyorsun?
Heti kun nähtiin tiesin pilaat hani mut – Seni görür görmez aşkımı mahvedeceğini biliyordum. Sun kyydissä tähtiin voisin tilata liput – ♪ Seninle yıldızlara yolculuk ♪ ♪ Bilet sipariş edebilirim ♪ Ennen ku yltyy tää ihana kipu – # Bu tatlı acıyı çekmeden önce # Tuuthan hoitamaan sen? – İcabına bakacaksın, değil mi?
Girl I’m tired of these games – Kızım bu oyunlardan bıktım You keep on lying to my face – Yüzüme yalan söylemeye devam ediyorsun.
Bad baby from Casablanca – Kazablanka’dan kötü bebek Stole my heart like Ali baba – Ali baba gibi kalbimi çaldı But she ain’t no one’s lover, she comes and goes – Ama o kimsenin sevgilisi değil, gelip gidiyor Dubai to Abu Dhabi, love is just a hobby – Dubai’den Abu Dabi’ye aşk sadece bir hobidir When you think you got her – Onu yakaladığını düşündüğün zaman Then she’s gone – Sonra gitti.
Our love is sweet turned sour (Sweet, sweet) – Aşkımız tatlıya döndü ekşi (Tatlı, tatlı) No petals left on her flower – Çiçeğinde yaprak kalmadı We go downward (We, we) – Aşağı iniyoruz (Biz, biz) Her hourglass don’t have hours – Kum saatinin saati yok Cuz she ain’t just mine – Çünkü o sadece benim değil She belongs to the city at night – O gece şehre ait So don’t waste my time – Bu yüzden zamanımı boşa harcama I’m done with all your pretty lies – Tüm güzel yalanlarınla işim bitti
I see you talking to them guys (Oh no) – Onlarla konuştuğunu görüyorum çocuklar (Oh hayır) Then you go hit my line (Oh no) – O zaman git çizgime vur (Oh hayır) Say you love me every time – Her seferinde beni sevdiğini söyle But I don’t want you in my life – Ama seni hayatımda istemiyorum
Bad baby from Casablanca – Kazablanka’dan kötü bebek Stole my heart like Ali baba – Ali baba gibi kalbimi çaldı But she ain’t no one’s lover, she comes and goes – Ama o kimsenin sevgilisi değil, gelip gidiyor Dubai to Abu Dhabi, love is just a hobby – Dubai’den Abu Dabi’ye aşk sadece bir hobidir When you think you got her – Onu yakaladığını düşündüğün zaman Then she’s gone – Sonra gitti.
Girl I’m tired of these games – Kızım bu oyunlardan bıktım You keep on lying to my face – Yüzüme yalan söylemeye devam ediyorsun.
Our love is really tragic – Aşkımız gerçekten trajik Toxic, her touch feel like acid – Zehirli, dokunuşu asit gibi hissediyor Say you love me, then leave me – Beni sevdiğini söyle, sonra beni terk et Its drastic – Onun sert Then i see you at my door like it’s magic – Sonra seni kapımda sihir gibi görüyorum She wanna give The Call after Moonlight – Ay ışığından sonra aramak istiyor When she left me Alone falling for her lies – Beni yalanlarına aşık olarak yalnız bıraktığında I don’t wanna hear more – Daha fazlasını duymak istemiyorum So please don’t try to come back – Bu yüzden lütfen geri gelmeye çalışmayın
صبرت وطال عذابي – Sabır ve sabır أنا معاك نتيا – Seninleyim NTIA كي ندير سيدي ربي – Yönetmek için Lordum خطيتك حسيت بالكية – Günahın hissedildi
يا صبرت وطال الحال – Oh sabır ve uzun zaman أنا معاك نتيا – Seninleyim NTIA كي ندير سيدي ربي – Yönetmek için Lordum خطيتك حسيت بالكية – Günahın hissedildi
بعد الفراق عامين – İki yıl ayrıldıktan sonra أنا زهري وين – Ben pink Wayne. بعد الفراق عامين – İki yıl ayrıldıktan sonra يا وين مكتوبي وين – Hey, Wayne, Wayne’e yaz.
صبرت وطال عذابي – Sabır ve sabır أنا معاك نتيا – Seninleyim NTIA كي ندير سيدي ربي – Yönetmek için Lordum خطيتك حسيت بالكية – Günahın hissedildi
كنت مهني alaise – Ben profesyonel bir alaise’dim. نتمشى وحدي لبدا – Bir başlangıç için yalnız yürümek عشيت نباصي قلبي – Kalp krizi geçirdim. وعليك ربيت الكبدة – Ve karaciğeri okşamalısın. كنت مهني alaise – Ben profesyonel bir alaise’dim. نتمشى وحدي لبدا – Bir başlangıç için yalnız yürümek عشيت نباصي قلبي – Kalp krizi geçirdim. وعليك ربيت الكبدة – Ve karaciğeri okşamalısın.
صبرت وطال عذابي – Sabır ve sabır أنا معاك نتيا – Seninleyim NTIA كي ندير سيدي ربي – Yönetmek için Lordum خطيتك حسيت بالكية – Günahın hissedildi
يا الزرقة وين – Ah mavi Wayne رُحتي وخليتيني – Dinlenmem ve hücrem الله غالب بغيتك – Allah sizin arzunuza kadirdir. ودرتيها بالعاني واه – Ve ona ANİ Wah dedim
يهديك ربي وليلي – Lordum ve Lily size rehberlik ediyor أنا ما نجمت شي – Hiçbir şey yapmadım. يهديك ربي وليلي – Lordum ve Lily size rehberlik ediyor شوفي كي راه صاريلي – Shofi ki rah saareli’nin
صبرت وطال عذابي – Sabır ve sabır أنا معاك نتيا – Seninleyim NTIA كي ندير سيدي ربي – Yönetmek için Lordum خطيتك حسيت بالكية – Günahın hissedildi
بعد الفراق عامين – İki yıl ayrıldıktan sonra يا وين زهري وين – Hey kazan, pembe kazan بعد الفراق عامين – İki yıl ayrıldıktan sonra أنا مكتوبي وين – Wayne tarafından yazıldı
صبرت وطال عذابي – Sabır ve sabır أنا معاك نتيا – Seninleyim NTIA كي ندير سيدي ربي – Yönetmek için Lordum خطيتك حسيت بالكية – Günahın hissedildi
كنت مهني alaise – Ben profesyonel bir alaise’dim. نتمشى وحدي لبدا – Bir başlangıç için yalnız yürümek عشيت نباصي قلبي – Kalp krizi geçirdim. وعليك ربيت الكبدة – Ve karaciğeri okşamalısın. كنت مهني alaise – Ben profesyonel bir alaise’dim. نتمشى وحدي لبدا – Bir başlangıç için yalnız yürümek عشيت نباصي قلبي – Kalp krizi geçirdim. وعليك ربيت الكبدة – Ve karaciğeri okşamalısın.
صبرت وطال عذابي – Sabır ve sabır أنا معاك نتيا – Seninleyim NTIA كي ندير سيدي ربي – Yönetmek için Lordum حسيت بالكية – Hasta hissettim
Apalah arti cinta yang indah – Ne güzel bir aşk Apalah arti cinta dan sayang – Sevgi ve şefkat ne anlama geliyor S’lalu terhalang masalah lama – Uzun süredir devam eden sorunlar Tentang rasa percaya – Güven hakkında
Hati yang kujaga s’lalu – Tuttuğum kalp Untuk dirimu yang mengeluh – Sizden şikayetçi olanlar için Tentang pribadi yang s’lalu salah – Yanlış kişi hakkında Di pandanganmu, Sayang – Gözlerinde bebeğim
Tapi ku tetap t’rus melangkah – Ama ilerlemeye devam ediyorum Kar’na ku tak mau berpisah – Çünkü ayrılmak istemiyorum. Hilangkan semua – Hepsini ortadan kaldır Curiga yang membuat kita t’rus berjarak – Bizi uzak tutan şüpheli T’rus
Percayalah pada diriku – İnan bana Ku ‘kan s’lalu menjagamu – Seninle ilgileneceğim. Hingga akhir hidupku – Hayatımın sonuna kadar
Malam, bantu aku ‘tuk luluhkan dia – Gece, onu sakinleştirmeme yardım et Bintang, bantu aku ‘tuk tenangkan dia – Star, onu sakinleştirmeme yardım et. Dari rasa cemburu, dari rasa curiga – Kıskançlıktan, şüpheden Kar’na hati ini kusimpan hanya untukmu – Çünkü bu kalbi sadece senin için saklıyorum
Tenangkan dirimu, kau terlalu jauh – Kendini topla, çok uzaktasın Sebenarnya, aku tak seburuk itu – Aslında o kadar da kötü değilim. Semua perjuanganku di belakang dirimu – Tüm mücadelelerim arkanda Semata kar’na ku tak mampu hidup tanpamu – Sırf sensiz yaşayamam diye
Ho-uh-oh, tapi ku tetap t’rus melangkah – Ho-uh-oh, ama yine de adım atmalıyım Kar’na ku tak mau berpisah – Çünkü ayrılmak istemiyorum. Hilangkan semua – Hepsini ortadan kaldır Curiga yang membuat kita t’rus berjarak – Bizi uzak tutan şüpheli T’rus
Percayalah pada diriku – İnan bana Ku ‘kan selalu menjagamu – Seninle her zaman ilgileneceğim. Ho-oh-oh-uh – Ho-oh-oh-uh
Uh-uh-oh-uh-uh – Uh-uh-uh-uh
Malam, bantu aku (bantu aku) luluhkan dia (luluhkan dia) – Gece, yardım et (yardım et) ona ağla (ağla) Bintang, bantu aku (bantu aku) ‘tuk tenangkan dia – Yıldız, yardım et (yardım et) ‘onu sakinleştirmek için Dari rasa cemburu, dari rasa curiga – Kıskançlıktan, şüpheden Kar’na hati ini kusimpan hanya untukmu – Çünkü bu kalbi sadece senin için saklıyorum
(Tenangkan dirimu, kau terlalu jauh) hu-uh-oh – (Kendini topla, çok uzaktasın) hu-uh-oh (Sebenarnya, aku tak seburuk itu) diriku tak seburuk itu – (Aslında o kadar da kötü değilim) O kadar da kötü değilim (Semua perjuanganku) di belakang dirimu – Tüm mücadelelerim arkanda Semata kar’na ku tak mampu hidup tanpamu – Sırf sensiz yaşayamam diye
Semata kar’na ku tak mampu hidup tanpamu – Sırf sensiz yaşayamam diye
Teringat masa kecilku – Çocukluğumu hatırlamak Kau peluk dan kau manja – Sarılıyorsun ve şımarıksın Indahnya saat itu – O zamanlar güzel Buatku melambung – Beni uçur
Di sisimu terngiang – Senin tarafında çalıyor Hangat napas segar harum tubuhmu – Sıcak nefes taze kokulu vücudunuzun Kau tuturkan segala – Her şeyi söyledin Mimpi-mimpi serta harapanmu – Hayallerin ve umutların
Kau ingin ku menjadi – Olmamı istiyorsun Yang terbaik bagimu – Sizin için en iyisi Patuhi perintahmu – Emirlerine itaat et Jauhkan godaan – Günaha uzak tutun
Yang mungkin kulakukan – Ne yapabilirim Dalam waktu ku beranjak dewasa – Benim büyüme zamanımda Jangan sampai membuatku – Beni zorlama Terbelenggu, jatuh, dan terinjak – Zincirlenmiş, düşmüş ve çiğnenmiş
Tuhan, tolonglah – Tanrım, lütfen Sampaikan sejuta sayangku untuknya – Ona bir milyon ver Ku t’rus berjanji – Ku T’rus Takkan khianati pintanya – Sana ihanet etmeyeceğim.
Ayah, dengarlah – Baba, dinle. Betapa sesungguhnya ku mencintaimu – Seni ne kadar gerçekten seviyorum ‘Kan kubuktikan – Kanıtlayacağım. Ku mampu penuhi maumu – Dileğini yerine getirebilirim.
Andaikan detik itu – O anı varsayalım ‘Kan bergulir kembali – Geri alma Kurindukan suasana – Ruh halini kaçırdım Basuh jiwaku – Ruhumu yıka
Membahagiakan aku – Beni mutlu et Yang haus akan kasih dan sayangmu – Sevginiz ve sevginiz için susayan ‘Tuk wujudkan segala – ‘Her şeyi yaratmak için Sesuatu yang pernah terlewati – Geçmiş bir şey
Tuhan, tolonglah – Tanrım, lütfen Sampaikan sejuta sayangku untuknya – Ona bir milyon ver Ku t’rus berjanji – Ku T’rus Takkan khianati pintanya – Sana ihanet etmeyeceğim.
Ayah, dengarlah – Baba, dinle. Betapa sesungguhnya ku mencintaimu – Seni ne kadar gerçekten seviyorum ‘Kan kubuktikan – Kanıtlayacağım. Ku mampu penuhi maumu – Dileğini yerine getirebilirim.