Blog

  • Harry Styles – Falling Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları

    Harry Styles – Falling Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları

    I’m in my bed
    – Yatağımdayım
    And you’re not here
    – Ve sen burada değilsin
    And there’s no one to blame but the drink and my wandering hands
    – Ve suçlayacak kimse yok ama içki ve dolaşan ellerim
    Forget what I said
    – Ne dediğimi unut
    It’s not what I meant
    – Demek istediğim bu değil
    And I can’t take it back
    – Ve geri alamam
    I can’t unpack the baggage you left
    – Bıraktığın bagajı açamıyorum

    What am I now?
    – Şimdi neyim ben?
    What am I now?
    – Şimdi neyim ben?
    What if I’m someone I don’t want around?
    -Ya etrafta istemediğim biriysem?
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’
    – Düşüyorum’

    What if I’m down?
    – Ya düşersem?
    What if I’m out?
    – Ya dışarıdaysam?
    What if I’m someone you won’t talk about?
    – Ya bahsetmeyeceğin biriysem?
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’
    – Düşüyorum’

    You said you cared
    – Umursadığını söylemiştin
    And you missed me, too
    – Ve beni özlemişsindir
    And I’m well aware I write too many songs about you
    – Ve senin hakkında çok fazla şarkı yazdığımı biliyorum
    And the coffee’s out
    – Ve kahve bitti
    At the Beachwood Café
    – Beachwood Cafe’de
    And it kills me ’cause I know we’ve run out of things we can say
    – Ve bu beni öldürüyor çünkü söyleyebileceğimiz şeylerin tükendiğini biliyorum

    What am I now?
    – Şimdi neyim ben?
    What am I now?
    – Şimdi neyim ben?
    What if I’m someone I don’t want around?
    – Ya etrafta istemediğim biriysem?
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’
    – Düşüyorum’

    What if I’m down?
    Ya düşersem?
    What if I’m out?
    – Ya dışarıdaysam?
    What if I’m someone you won’t talk about?
    – Ya bahsetmeyeceğin biriysem?
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’
    – Düşüyorum’
    And I get the feelin’ that you’ll never need me again
    – Ve bana bir daha asla ihtiyacın olmayacağı hissine kapılıyorum

    What am I now?
    – Şimdi neyim ben?
    What am I now?
    – Şimdi neyim ben?
    What if you’re someone I just want around?
    – Ya etrafta istediğim biriysen?
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’
    – Düşüyorum’
    What if I’m down?
    Ya düşersem?
    What if I’m out?
    – Ya dışarıdaysam?

    What if I’m someone you won’t talk about?
    – Ya bahsetmeyeceğin biriysem?
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’ again
    -Yine düşüyorum
    I’m fallin’
    – Düşüyorum’

  • YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – C

    YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – C

    1.calculator = hesap makinesi

    1. call for = talep etmek, istemek gerektirmek, çağırmak
    2. calm = sakin, huzurlu, gürültüsüz, durgun, endişesiz, dingin, serinkanlı, esintisiz
    3. can’t take one’s eyes off = gözlerini alamamak
    4. cancel = iptal, çıkarma, silme, fesih
    5. captivating = büyüleyici
    6. captive = tutsak, esir
    7. captivity = tutsaklık, esaret
    8. capture = yakalamak, ele geçirmek, tutsak etmek
    9. careless = dikkatsiz, aldırışsız, özensiz, ilgisiz, kayıtsız, gafil, kaygısız
    10. carry out = gerçekleştirmek, uygulamak
    11. carve = oymak, oymacılık yapmak, oyma ile süslemek, kazımak
    12. casually = günlük, sıradan, havadan sudan, tesadüfen, gelişigüzel biçimde
    13. cease = durdurmak, durmak, kesilmek
    14. ceaseless = aralıksız, durmadan
    15. celebration = kutlama, anma, tören
    16. celebrity = ünlü
    17. census = nüfus sayımı
    18. ceremony = tören, resmilik, kutlama, seremoni, ayin, merasim, dini tören, protokol, dinsel tören, resmiyet, nezaket kuralları
    19. charge = ücret, şarj etme
    20. circulate = dolaşmak, dolaştırmak, deveran etmek, tedavül etmek
    21. circulation = dolanım, dolaşım, sirkülasyon, tiraj, dağıtım, tedavül, yayma, devretme, akıntı, deveran, cereyan
    22. cite = örneklemek, adından bahsetmek,
    23. citizen = vatandaş, yurttaş, hemşehri, sakin, ikamet eden kimse
    24. clarify = açıklamak
    25. claw =pençe, tırnak, kıskaçlı, kıskaç
    26. clearance = gümrükleme, mağazayı boşaltma, malları elden çıkarma, tasfiye, izin,
    27. close = (sıfat) yakın
    28. closed = kapalı
    29. closure = kapanış, kapama, kapanma, kapatma
      31.coincide with = aynı zamana denk gelmek/tesadüf etmek
      32.collapse = çökme, çöküş, yıkılma, yığılma, suya düşme
      33.collapsible = katlanır, açılır kapanır, portatif
      34.collar = yakalı, yaka, tasma
      35.colleague = meslektaş, iş arkadaşı
      36.collide with = çarpışmak
      37.commence = başlamak
      38.comment on = yorum yapmak
      39.commercial = ticari, kârlı, mesleki
      40.commit = işlemek, suç işlemek
      41.common = ak, müşterek, alışılagelmiş
      42.commonplace = sıradan, olağan, adi
      43.commuter = ev ile iş arasında mekik dokuyan/gidip gelen
      44.companion = arkadaş, dost, yoldaş, ahbap
      45.company = arkadaşlık, dostluk,şirket
      46.compel = zorlamak, zorunda bırakmak, mecbur etmek
      47.compensation for = tazminat ödemek, telafi etmek
      48.compete = rekabet etmek, yarışmak
      49.compete against = başkasıyla yarışmak, rekabet etmek
      50.compete with = başkasıyla aynı yerden beslenmek/geçim sağlamak
      51 competition = rekabet, yarışma, yarış, çekişme
    30. compile = derlemek, toplamak, sıralamak, telif etmek
    31. complain to somebody about something = birine bir şey hakkında şikayet etmek.
    32. completely = tamamen, kesinlikle, bütünüyle, tam olarak, iyice, büsbütün, düpedüz, bütün bütün
    33. comply (with) = -e uymak,- e itaat etmek
    34. compose = oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
    35. compound = bileşik, alaşım, bileşim, karıştırılma, ağıl, bileşik kelime
    36. comprise = içermek
    37. compute = hesaplama
    38. conceal = gizlemek, saklamak
    39. conceive as = – olarak algılamak/düşünmek,conceive of = bir şeyi ilk
      kendisi akıl etmek
    40. conclude = sonuçlandırmak, sonuçlanmak, anlaşma yapmak, sonuç çıkarmak, karara varmak
    41. conclusion = sonuç, netice, yargı, son,
    42. condition = koşul, şart, durum, hal, kondisyon, medeni durum
    43. conditionally = şartlı olarak, belli şartlara bağlı
    44. conduct = deney,çalışma vb. yapmak yürütmek, icra etmek
    45. confess = itiraf etmek, söylemek, günah çıkarmak, kabullenmek
    46. confident (of) = emin, güvenli, kendine güvenen
    47. confine to = sınırlamak, mahkum etmek, hapsetmek
    48. confirm = onaylamak, doğrulamak
    49. conflict = çatışma, savaş, çekişme, çarpışma, fikir ayrılığı
    50. conflict with = çatışmak, çarpışmak, savaşmak
    51. conform to = uymak, uyuşmak
    52. confront = karşılaşmak, yüz yüze gelmek,
    53. confuse = karıştırmak, şaşırmak
    54. conquer = fethetmek, yenmek, almak, ele geçirmek, başarmak, elde etmek
    55. consent = razı olmak,izin,rıza
    56. consent to = razı olmak
    57. consequence = sonuç, netice
    58. conserve = korumak, muhafaza etmek
    59. considerable = büyük ölçüde, önemli miktarda, azımsanamaz
    60. considerably = önemli ölçüde, oldukça
    61. considerately = düşünceli/nazik bir şekilde
    62. consideration = göz önünde bulundurma/düşünme
    63. consist of = ibaret olmak, meydana gelmek
    64. conspire against = birine komplo kurmak
    65. constantly =sürekli, aralıksız
    66. constantly = sürekli, durmadan, daima
    67. constitute = oluşturmak, teşkil etmek, kurmak, atamak, yürürlüğe koymak
    68. constrain = kısıtlamak, sınırlandırmak, sınırlamak
    69. construct =inşa etmek, yapmak
    70. consult = danışmak
    71. consume = tüketmek
    72. contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata geçmek
    73. contemporary = çağdaş, modern, günümüze ait, yaşıt, çağcıl
    74. content with = — den memnun
    75. contest = yarışma, müsabaka
    76. continent = kıta, anakara
    77. contract = sözleşme, anlaşma, kontrat, antlaşma, mukavele
    78. contradict = çelişmek, ters düşmek, yalanlamak, aksini iddia etmek
    79. contradictory = çelişkili, tutarsız, kendini yalancı çıkaran
    80. contribute to = katkıda bulunmak
    81. controversial = tartışmalı, fikir ayrılığına sebep olan
    82. controversy =tartışma, çelişki, çekişme
    83. conventional = geleneksel, alışılagelen, klasik
    84. converse = sohbet etmek, söyleşmek
    85. convert into = dönüştürmek
    86. convict = mahkum, tutuklu,suçlu, hükümlü
    87. convince = ikna etmek, inandırmak,
    88. correctly = doğru bir şekilde, düzgünce, düzgün
    89. correspond to = bir şeyle uymak, uygun düşmek,
    90. correspond with = birisi ile yazışmak
    91. counterpart = muadil
    92. couple = çiftleştirmek, çiftleşmek, eşleştirmek
    93. course = ders, kurs
    94. cramped = kasılmış, kramp girmiş, sıkışık
    95. crash = çökme, çöküş
    96. crawl = sürünmek, emeklemek, kaynıyor olmak, yavaş ilerlemek, yağ yapmak
    97. create = oluşturmak, yaratmak, yapmak, üretmek, atamak, neden olmak, meydana getirmek, yetki vermek
    98. credibly = inanılır bir şekilde
    99. criminal = ciddi bir suç/cürüm işlemiş,suçlu
    100. crippled = sakat, kötürüm, eli ayağı tutmayan
    101. crocodile = timsah
    102. cross out = üstünü çizmek, silmek
    103. crumble = parçalanmak, parçalamak, ufalamak, yıkılmak
    104. cultivate = tarım yapmak, tarlayı vb sürüp ekmek
    105. curator = sanat galerisi/müze/kütüphane görevlisi
    106. currency = döviz
    107. curve = eğim, eğmek
    108. custom = gelenek, görenek
    109. customary = alışılagelmiş, alışılmış
  • YDS En Çok Çıkan Kelimeler -B

    YDS En Çok Çıkan Kelimeler -B

    1. backward = gerici (retrograde) most backward – en gerici geri, çağdışı, geç kavrayan (back) backward direction – geri yön dönük backward compatible – dönük uyumlu geç (late) gelişmemiş (underdeveloped) geri kalmış (underdeveloped) ters, isteksiz, çekingen
    2. badly in need of = bir şeye/birine çok muhtaç olmak, bir seye ihtiyacı olmak
    3. barely = zar zor, anca, ancak, hemen hemen, hemen hemen hiç
    4. bargain = azarlık (deal) bargain collectively – toplu pazarlık anlaşma, uyuşma (agreement) little bargain – küçük anlaşma anlaşmak pazarlık etmek (haggle)
    5. barren = orak, kısır, verimsiz, sonuçsuz (arid, sterile, futile) barren deserts – çorak çöller barren landscape – kısır manzara boş, anlamsız (empty, futile) Kıraç budala faydasız (futile)
    6. basic = temel, ana, basit, esas, bazal (base, fundamental, elementary) basic concepts – temel kavramlar basic metals – ana metal basic authentication – basit kimlik basic fees – esas ücretler
    7. bazaar = pazar, alışveriş yeri
    8. behave = davranmak, terbiyeli olmak, terbiyesini takınmak
    9. believe = nanmak, güvenmek, inancı olmak
    10. belongings = eşya, kişisel eşya, kişisel eşyalar, özel eşya
    11. beloved = sevgili, sevilen, hazret
    12. bitingly satirical = aşırı alaycı, insafsızca eleştirme
    13. bizarre = tuhaf, acayip, garip,
    14. blanket = battaniye, örtü
    15. blaze = ateş, alev, yangın, parlamak
    16. bolt = fırlayıp kaçmak, tabanları yağlamak
    17. branch = dal, branş, şube
    18. break off = (nişan, nikah vb) bozmak, ayrılmak,koparmak, kopmak, kırılmak, bitmek
    19. breed = hayvan için doğurmak, yavrulamak, hayvan yetiştirmek
    20. bribery = rüşvet
    21. bride = gelin, EŞ
    22. brief = kısa, özet, özlü, kısa ve öz
    23. bring up = getirmek, neden olmak, ikna etmek, razı etmek
    24. broadcast = radyo, televizyon, hava durumu için yayın, yayıncılık
    25. Broadly speaking = Genel konuşmak gerekirse
    26. broil = kavrulmak, yanmak, ızgara yapmak, ızgarada kızartmak
    27. bullfight = boğa güreşi
    28. bully = zorba, belâlı bully stick – zorba sopa Kabadayı serseri, drunken bully – sarhoş serseri, bully zorbalık etmek, zorlamak, zulmetmek, bully sf harika, mükemmel, çok iyi
    29. burial = gömü, gömme, toprağa verme
    30. burn = yakmak, yanmak, tutuşmak, yanıp kül olmak, yanıp tutuşmak, başını yakmak
    31. button = düğme
  • YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – A

    YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – A

    1. abandon = Birini terk etmek,
    2. abbreviate = kısaltmak, matematikte sadeleştirmek, özetlemek
    3. abolish = Tabuları yıkmak, sona erdirmek
    4. absorb = emmek, içine çekmek
    5. abstain from = çekinmek (alkol ilaç tan sakınmak uzak durmak)
    6. abundance = bolluk, bereket
    7. abundant = bol, bereketli
    8. accelerate = hızlandırmak, ivme kazandırmak
    9. accept = kabul etmek, razı olmak
    10. access = erişmek, ulaşmak
    11. accessible to = ulaşılabilir, erişilebilir
    12. accommodate = misafir konuk ağırlamak
    13. accompany = eşlik etmek, arkadaşlık etmek
    14. accomplish = başarmak, gerçekleştirmek
    15. accumulate = birikmek, çoğaltmak, biriktirmek, yığmak
    16. accuracy = doğruluk, kesinlik
    17. accurate = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde, kesin
    18. accurately = doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde
    19. accuse (of) = adil suçlamak, birine ithamda bulunmak
    20. achieve = başarmak, yerine getirmek
    21. acknowledge as = kabul etmek, mektup, mesaj, mail vb
      aldığını gönderene bildirmek.
    22. acquainted with = aşina olmak, haberdar olmak
    23. acquire = dil miras huy edinmek, kazanmak
    24. acquisition = edinim
    25. activity = faaliyet, aktivite
    26. activist = bir fikrin aktif destekçisi
    27. adapt = bir şeye uyarlamak, uydurmak ( = adjust)
      28 addict = bağımlı, tiryaki
    28. addiction to = bağımlılık, tiryakilik
    29. addition = ilave, ek
    30. additionally = ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten
    31. adequately = yeterli bir şekilde
    32. adjust = uyarlamak, adapt, alışmak
    33. adjustment = düzeltme,intibak, uyma
    34. administer = idare etmek, yönetmek
    35. admire = hayran olmak
    36. admit = kabullenmek, itiraf etmek
    37. adopt = evlat edinmek, almak
    38. adore = çok sevmek, tapmak
    39. adverse = zıt, kötü
    40. advocate = savunmak, desteklemek
    41. affect = etkilemek
    42. aggravate = gittikçe kötüye gitmek, fenalaşmak
    43. aggressive = saldırgan
    44. aid = yardım etmek
    45. alien (to) = yabancı
    46. alongside = yanında, bitişiğinde
    47. alter = değiştirmek
    48. alteration = değişiklik
    49. amazing = şaşırtıcı, hayran bırakıcı
    50. amend = değişiklik yapmak
    51. amendment = değişiklik, Bir kanun üzerinde değişiklik yapmak
    52. amusing = eğlenceli, zevkli
    53. announce = anons etmek, ilan etmek
    54. anticipate = ummak, beklemek
    55. apologize = özür dilemek
    56. appalling = korkunç
    57. appointment = atama, tayin,
    58. appreciate = takdir etmek, beğenmek, minnettar olmak, değer vermek, değerini bilmek, değer kazanmak, zevk almak, fiyatını yükseltmek, değerini artırmak, teşekkür borçlu olmak
    59. approach = zaman ya da mesafe bakımından birine yaklaşmak
    60. appropriately = uygun olarak
    61. approve of = onay, onaylamak, uygun bulmak, uygun görmek, tesvip etmek
    62. arrange = düzenlemek, ayarlamak
    63. artefact = insan eliyle yapılmış
    64. ascend = yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak
    65. ask for = ricada bulunmak, istemek
    66. aspire = şiddetle arzu etmek, çok istemek
    67. assemble = bir araya getirmek, toplamak , toplanmak, monte etmek
    68. assess = değerlendirmek
    69. assign = atamak, tayin etmek, görevlendirmek
    70. assist somebody in something = birine bir konuda yardım etmek
    71. associate = ilişkilendirmek, çağrışım yapmak,
    72. assume = elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek, varsaymak, kabul etmek, farz etmek
    73. assure = birine teminat vermek, emin kılmak, garanti vermek
    74. astonishment = şaşırtmak, şaşırmak
    75. attach = iliştirmek, eklemek
    76. attack = saldırmak, saldırı
    77. attain = elde etmek, erişmek
    78. attainment = ulaşmak, erişmek
    79. attend = iştirak etmek, katılmak
    80. attribute = öz nitelik
    81. auditorium = dinlenme, izleme salonu, seyircilerin oturduğu bölüm.
    82. available = mevcut, var olan
    83. avert = olmasını önlemek, başka yöne çevirmek
    84. avoidable = kaçınılabilir, engellenebilir
    85. award = ödül
  • Çocuklar İçin İngilizce Çizgi Filmler

    Çocuklar İçin İngilizce Çizgi Filmler

    Çocuklar İçin İngilizce Çizgi Filmler

    1-) Limon ile Zeytin

    29 Kasım 2014’te yayımlanmıştır. Komedi macera ve animasyon dizisi 10 dakikalık 3 bölümden oluşmaktadır. Karikatürler kullanılarak çocukların eğlenebileceği şekilde İngilizce öğrenmesini sağlıyor. Öğretmek istediği kavramı çizgi filmin zaman akışını durdurarak yapıyor çocukların tekrar etmesini sağlıyor ve bu şekilde öğrenme gerçekleştiriyor. Dizi Disney Channel, Trt Çocuk, Netflix’ te yayımlanmıştır. Limon ve Zeytin’in bölümlerine Youtube üzerinden ulaşmak mümkündür.

    2-) Word World

    3 sezondan oluşan Amerikan İngilizcesinin kullanıldığı bir dizidir. Toplamda 45 bölüm vardır. Her bölüm 28 dakika sürmektedir. Hayvan karakterleri basit hikayeler içinde harflerin ve kelimelerin nasıl kullanıldığı yer alıyor. Oldukça basit seviyeden alıyor. Çocuklar g-harfleri, sesleri ve hecelemeyi öğrenmek için bu çizgi filmden faydalanabilirler.

    3-) Super Why

    Amerikan İngilizcesinin kullanıldığı Kanada yapımı Super Why 3 sezondan oluşmaktadır. Çizgi film 103 bölümdür ve her bölüm 30 dakika sürmektedir. Bu çizgi filmde popüler masallar yorumlanmaktadır. Whyatt, Red Riding Hood, Princess Pea ve Super Readers Pig gibi popüler masallar yer almaktadır. Kahramanlar kitapların içerisine girip var olan sorunu çözüme kavuşturuyorlar. Çocuklar bu çizgi film sayesinde iyi kalpli kibar olmayı, yalan söylememek gerektiği gibi değer yargılarını öğreniyorlar. Bu çizgi filmi PBS, KIDS, PBS, Universal Kids ve Youtube da izlemek mümkündür.

    4-) Masha and the Bear

    Maşa ve Koca ayı diye biliyoruz. Rus yapımı oldukça eğlenceli bir çizgi filmdir. Dört sezondan oluşmaktadır ve her bölüm 7 dakika sürmektedir. Dizinin 81 bölümü bulunmaktadır. İngilizce alt yazı ve seslendirmeyle izlemek mümkündür. Çizgi filmde ormanda yaşayan Masha ayı arkadaşı ile birlikte yaşıyor her bölümde çeşitli maceralar yaşanıyor. Masha akıllı nazik meraklı ve yaramaz oldukça hareketli küçük bir kız çocuğudur. Masha ve arkadaşı ayı dışında çizgi filmde tavşan, sincap, kirpi keçi, tavuk gibi pek çok hayvan da yer almaktadır. Bu çizgi filmi Carousel, Rusya 1, Universal Kids, Youtube ve Netflix gibi platformlarda izlemek mümkündür.

    5-) The Smurfs

    Şirinler olarak biliyoruz bu çizgi filmi. 1981 – 1989 yılları arasında yayımlanmıştır. Hikayedeki kahramanlar ilk olarak 1958 yılında Fransız çizer Peyo tarafından çizgi roman olarak yaratılmıştır. Çok eski bir yapım olduğu için büyükten küçüğe herkesin aşina olduğu bir çizgi filmdir. Minik mavi kahramanlardan oluşmaktadır. Her kahramanın farklı farklı yeteneği ve özelliği bulunmaktadır. Ormana yakın küçük bir köyde dayanışma içinde  yaşamaktadırlar bu mavi şirin kahramanlar. Hepsinin ortak mücadele ettiği belirgin bir karakterde vardır: Gargamel. Oldukça yaygın bir çizgi film olduğu için hemen hemen her platforma yer almaktadır.

    6-) Paw Patrol

    Kanada İngilizcesinin kullanıldığı bu çizgi film 7 sezondan oluşmaktadır ve dizinin 182 bölümü vardır. Her bölüm 11 dakikadan oluşmaktadır. 22 – 23 dakikalık özel bölümleri de vardır. Ryder adındaki küçüğün ve onun köpek dostalrının kahramanlıkları anlatılıyor. Çizgi filmdeki köpeklerin her birinin özel yetenekleri vardır. Her bölümde farklı konular işlenir çocuklar bu çizgi film sayesinde problem çözmeyi, ekip dayanışmasını öğreniyorlar. Bu çizgi filmi Nickelodeon, TVO Kids, Youtube ve Netflix gibi platformlarda izlemeniz mümkündür.

    7-) Sid the Science Kid

    Amerikan İngilizcesinin kullanıldığı bu dizi 2 sezondan oluşmaktadır y-toplamda 66 bölüm vardır. Çizgi filmin 2013 yılında bir filmi de yapılmıştır. Dizinin ana karakteri Sid adında meraklı bir çocuktur. Çizgi filmde Sid ve okul arkadaşlarının maceraları anlatılmaktadır. Her bölümde çocukların günlük yaşamda karşılaştıkları şeylerle ilgili bazı sorular soruluyor ve bilim insanı gibi çalısarak yanıtlar bulmaya teşvik ediliyor ve çocukların merak güdüsünü harekete geçiriyorlar. Bu çicgi filmi Sid the Science Kid, PBS KIDS, Dailymotion ve Youtube gibi platformlarda seyretmeniz mümkündür.

    😎 Octonauts

    İngiliz İngilizcesinin kullanıldığı bu dizi 52 bölümden oluşmaktadır. Dizinin Altı kitaplık serisi de bulunmaktadır. Çizgi filmin ana karakteri Kaptan Barnacles ve macera ekibinin sekiz üyesidir. Okyanusta bir sorun çıktığında sorunu çözüyorlar.Kaptan Barnacles ve macera ekibinin sekiz üyesi, okyanuslarda sorun çıktığında günü kurtaran kahramanlar olmayı seviyorlar. Bu küçük kahramanlar birlikte çalışarak okyanusların altındaki ve kıyılardaki yaşam alanlarını koruyor. Bu eğlenceli yapımda, çocuklar deniz yaşamı ve çevrenin korunmasıyla ilgili pek çok şey öğreniyor. Netflix, Amazon ve Youtube platformlarında seyretmeniz mümkündür.

    9-) Dinosaur Train

    Amerikan İngilizcesinin kullanıldığı bu çizgi filmin 5 sezonu bulunmaktadır ve toplamda 110 bölümden oluşmaktadır. Bölümler 28 dakika sürmektedir. Çizgi filmde dinazorlar bir trene binerek tarih öncesi ormanlar ve bataklıklarda maceralar yaşıyorlar. Doğa oluşumlarını ziyaret ediyorlar. Eğitici bir çizgi film olan Dinosaur Train, farklı tipte dinazorları trenler doğa tarihi ve pataloji ile ilgili bilgiler veriyor. Çocuklara bilimsel düşünme becerisi kazandıran bir yapımdır. PBS, KIDS, Amazon ve Youtube gibi platformlarda seyretmeniz mümkündür.

    10-) Gogo’s

    Temel İngilizce bilgilerin öğretildiği bu çizgi film küçük çocuklar için oldukça eğitici ve eğlenceli bir çizgi filmdir. Her bölüm ortalama 5 dakika sürmektedir. Çizgi filmin bölümlerine Youtube üzerinde izlemeniz mümkündür.

  • Mooron 5 Memories Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Mooron 5 Memories Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Here’s to the ones that we got

    -İşte elimizde olanlara içelim.

    Cheers to the wish you were here, but you’re not

    -Burada olma arzusuna şükürler olsun ama değilsin.

    ‘Cause the drinks bring back all the memories

    -Çünkü içecekler tüm hatıraları geri getiriyor.

    Of everything we’ve been through

    -Yaşadığımız her şeyden.

    Toast to the ones here today

    -Bugün burda olanlara selam.

    Toast to the ones that we lost on the way

    -Yolda kaybettiklerimizi selamlayın.

    ‘Cause the drinks bring back all the memories

    Çünkü içecekler tüm hatıraları geri getiriyor.

    And the memories bring back, memories bring back you

    Ve anılar seni geri getiriyor, anılar seni geri getiriyor.

    There’s a time that I remember, when I did not know no pain

    Acı bilmediğim zamanları hatırladığım bir zaman var.

    When I believed in forever, and everything would stay the same

    -Sonsuza dek inandığımda her şey aynı kalacaktı.

    Now my heart feel like December when somebody say your name

    -Şimdi birileri adınızı söylediğinde kalbim Aralık gibi hissediyor.

    ‘Cause I can’t reach out to call you, but I know I will one day, yeah

    -Çünkü seni arayamayacağım, ama biliyorum ki bir gün edeceğim, evet

    Everybody hurts sometimes

    -Herkes bazen acıtır.

    Everybody hurts someday, ayy-ayy

    -Herkes bir gün incinir.

    But everything gon’ be alright

    -Fakat her şey yoluna girecek.

    Go and raise a glass and say, ayy

    -Git ve bir bardak al ve söyle ayy.

    Here’s to the ones that we got

    -İşte elimizde olanlara içelim.

    Cheers to the wish you were here, but you’re not

    -Burada olma arzusuna şükürler olsun ama değilsin.

    ‘Cause the drinks bring back all the memories

    -Çünkü içecekler tüm hatıraları geri getiriyor.

    Of everything we’ve been through

    -Yaşadığımız her şeyden.

    Toast to the ones here today

    -Bugün burda olanlara selam.

    Toast to the ones that we lost on the way

    -Yolda kaybettiklerimizi selamlayın.

    ‘Cause the drinks bring back all the memories

    Çünkü içecekler tüm hatıraları geri getiriyor.

    And the memories bring back, memories bring back you

    Ve anılar seni geri getiriyor, anılar seni geri getiriyor.

    Doo-doo, doo-doo-doo-doo

    -Doo-doo, doo-doo-doo-doo.

    Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo-doo

    -Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo-doo

    Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo

    -Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo

    Memories bring back, memories bring back you

    -Anılar seni geri getiriyor, anılar seni geri getiriyor.

    There’s a time that I remember when I never felt so lost

    -Hiç kaybolmuş hissetmediğim zamanları hatırladığım bir zaman var.

    When I felt all of the hatred was too powerful to stop (Ooh, yeah)

    -Tüm nefreti durduramayacak kadar güçlü hissettiğimde (oh, evet)

    Now my heart feel like an ember and it’s lighting up the dark

    -Şimdi kalbim bir köz gibi geliyor ve karanlığı aydınlatıyor.

    I’ll carry these torches for ya that you know I’ll never drop, yeah

    -Bu meşaleleri sizin için asla bırakmayacağımı bildiğiniz için taşıyacağım, evet.

    Everybody hurts sometimes

    -Herkes bazen acıtır.

    Everybody hurts someday, ayy-ayy

    -Herkes bir gün incinir.

    But everything gon’ be alright

    -Ama her şey yoluna girecek.

    Go and raise a glass and say, ayy

    -Git ve bir bardak al ve söyle ayy.

    Doo-doo, doo-doo-doo-doo

    -Doo-doo, doo-doo-doo-doo.

    Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo-doo

    -Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo-doo

    Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo

    -Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo

    Memories bring back, memories bring back you

    -Anılar seni geri getiriyor, anılar seni geri getiriyor.

    Doo-doo, doo-doo-doo-doo

    -Doo-doo, doo-doo-doo-doo.

    Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo-doo

    -Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo-doo

    Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo

    -Doo-doo-doo-doo, doo-doo-doo

    Memories bring back, memories bring back you

    -Anılar seni geri getiriyor, anılar seni geri getiriyor.

    Yeah, yeah, yeah

    -Evet, evet, evet

    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, no, no

    -Evet, evet, evet, evet, evet, hayır, hayır

    Memories bring back, memories bring back you

    -Anılar seni geri getiriyor, anılar seni geri getiriyor.

  • Carly Rae Jepsen – Let’s Be Friends Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları

    Carly Rae Jepsen – Let’s Be Friends Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları

    Call out your persuasions
    – İknalarınızı çağırın
    I got the feeling that you don’t know what to say
    – Ne söyleyeceğini bilmediğini hissediyorum
    It’s a, a black dress occasion
    – Bir, siyah elbise vesilesiyle
    Nobody’s dying, it’s a dinner not a date, but I
    – Kimse ölmüyor, akşam yemeği değil randevu, ama ben
    Feel young and inspired
    – Genç ve ilham verici hissediyorum
    That this is over and I’m hoping you’ll agree so I
    – Bunun bittiğini ve kabul edeceğinizi umuyorum
    Phase out and smile over
    – Evden çıkarma ve gülümseme
    That little phrase, it isn’t you, baby, it’s me
    – Şu küçük cümle, sen değilsin bebeğim, o benim

    So take the tarot card and tell a fortune gold
    – Tarot kartını al ve bir servet altın söyle
    The past heartbreaks, the lies we told, we tell again
    – Geçmiş kalp atışları, söylediğimiz yalanlar, tekrar söyleriz

    Let’s be friends then never speak again
    – Arkadaş olalım o zaman bir daha asla konuşma
    It’s cool, we can just pretend
    – Havalı, sadece rol yapabiliriz
    We’re friends and never speak again
    – Arkadaşız ve bir daha asla konuşma
    See you soon, hope we can remain good friends
    – Yakında görüşürüz, iyi arkadaş olarak kalabileceğimizi umuyoruz

    You take it, the bottle down
    – Sen al, şişe aşağı
    Man, this is easier than how I thought it’d go
    – Dostum, bu nasıl olacağını düşündüğümden daha kolay
    You’re smiling like a devil
    – Şeytan gibi gülümsüyorsun
    You tell me you were coming here to let me know that
    – Bana buraya geldiğini bildirmek için geldiğini söylüyorsun
    It’s over when it’s over
    – Bittiğinde bitti
    And it’s over, baby
    – Ve bitti, bebeğim

    So take the tarot card and tell a fortune gold
    – Tarot kartını al ve bir servet altın söyle
    The past heartbreaks, the lies we told, we tell again
    – Geçmiş kalp atışları, söylediğimiz yalanlar, tekrar söyleriz

    Let’s be friends then never speak again
    – Arkadaş olalım o zaman bir daha asla konuşma
    It’s cool, we can just pretend
    – Havalı, sadece rol yapabiliriz
    We’re friends and never speak again
    – Arkadaşız ve bir daha asla konuşma
    See you soon, hope we can remain good friends
    – Yakında görüşürüz, iyi arkadaş olarak kalabileceğimizi umuyoruz

    Never gonna see you again
    – Seni bir daha asla görmeyeceğim
    (See you never)
    – (Asla görüşmüyorum)
    Let’s be friends
    – Arkadaş olalım
    (Catch you later)
    -(Sonra görüşürüz)
    Never gonna see you again
    -Seni bir daha asla görmeyeceğim
    (See you never)
    -(Asla görüşmüyorum)

    I had a really nice time with you
    – Seninle gerçekten güzel zaman geçirdim
    I mean, you’re sort of a dick sometimes but
    – Demek istediğim, bazen bir tür sik gibisin ama
    Someone out there is surely gonna love a dick
    – Dışarıda biri kesinlikle bir dick seveceğim
    Uh, check please?
    – Uh, kontrol et lütfen?

    Let’s be friends then never speak again
    – Arkadaş olalım o zaman bir daha asla konuşma
    It’s cool, we can just pretend
    – Havalı, sadece rol yapabiliriz
    We’re friends and never speak again
    – Arkadaşız ve bir daha asla konuşma
    See you soon, hope we can remain good friends
    – Yakında görüşürüz, iyi arkadaş olarak kalabileceğimizi umuyoruz

    Never gonna see you again
    – Seni bir daha asla görmeyeceğim
    (I’ll see you never)
    – (Seni asla görmeyeceğim)
    Let’s be friends
    – Arkadaş olalım
    (Catch you later)
    -(Sonra görüşürüz)
    Never gonna see you again
    -Seni bir daha asla görmeyeceğim
    (I’ll see you never)
    -(Seni asla görmeyeceğim)
    Let’s be friends
    -Arkadaş olalım

    Let’s be friends
    -Arkadaş olalım
    Let’s be
    -Hadi olalım
    Friends
    -Arkadaşlar
    Not really though
    -Aslında değil

  • Çocuklar İçin En popüler İngilizce Şarkılar

    Çocuklar İçin En popüler İngilizce Şarkılar

    Çocuklar İçin En popüler İngilizce Şarkılar

    Çocuğunuza İngilizceyi sevdirerek öğretmek istiyorsanız çocuklar için popüler İngilizce şarkılardan faydalanabilirsiniz.

    Bazı popüler İngilizce çocuk şarkıları:

    1-) The Wheels of the Bus (Otobüsün Tekerleği Yuvarlak)– İngilizce Çocuk Şarkısı

    2-) Hickory Dickory Dock– İngilizce Çocuk Şarkısı

    3–) ABC Alphabet Song (ABC Alfabe Şarkısı) – İngilizce Çocuk Şarkısı

    4-) Old MacDonald Had A Farm (Ali Babanın Bir Çiftliği var) – İngilizce Çocuk Şarkısı

    5-)  5 Little Monkeys (5 Küçük Maymun)– İngilizce Çocuk Şarkısı

    6-)  Row Row Your Boat (Satır Satır Tekneniz) – İngilizce Çocuk Şarkısı

    7-) Baa Baa Black Sheep (Kara Koyun)– İngilizce Çocuk Şarkısı

    😎 BINGO– (BİNGO) İngilizce Çocuk Şarkısı

    9-) Finger Family (4 Farklı versiyon) – İngilizce Çocuk Şarkısı

    10-) Go Away Scary Monster (Korkunç Canavar Git)– İngilizce Çocuk Şarkısı

    11-) Mary Had a Little Lamb (Mary’nin Küçük Kuzusu)– İngilizce Çocuk Şarkısı

    12-) Twinkle Twinkle Little Star (Pırıl Pırıl Küçük Yıldız) – İngilizce Çocuk Şarkısı

    13-) Ten Little Indians (On Küçük Kızılderili)– İngilizce Çocuk Şarkısı

    14-) Itsy Bitsy Spider  (Ufak tefek Örümcek) – İngilizce Çocuk Şarkısı

    15-) 16-) Hush Little Baby  ( Sessiz Ol Küçük Bebek)– İngilizce Çocuk Şarkısı

    The Wheels of the Bus Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    The wheels on the bus go round and round

    Round and round, round and round

    The wheels on the bus go round and round

    All day long

    The wipers on the bus go Swish, swish, swish

    Swish, swish, swish, swish, swish, swish

    The wipers on the bus go “Swish, swish, swish

    All day long

    The horn on the bus goes “Beep, beep, beep

    Beep, beep, beep, beep, beep, beep

    The horn on the bus goes “Beep, beep, beep

    All day long

    The doors on the bus they open and close

    Open and close, open and close

    The doors on the bus they open and close

    All day long.

    The bell on the bus goes Ding, ding, ding

    Ding, ding, ding, ding. ding, ding

     The bell on the bus goes Ding ding ding

    All day long.

    The babies on the bus says, Wah, wah, wah

    Wah, wah, wah, wah, wah, wah!

    The babies on the bus says, Wah, wah, wah

    All day long

    The wheels on the bus

    Go round and round

    Round and round and round

    Türkçe anlamı

    Çocuklar otobüse bindiler bindiler bindiler

    Çocuklar otobüse bindiler oturdular

    Otobüs zıpladı zıp zıp zıp, zıp zıp zıp, zıp zıp zıp

    Ototbüs zıpladı zıp zıp zıp, zıııp zıp zıp zıııp

    Yağmur yağdı şıp şıp şıp, şıp şıp şıp, şıp şıp şıp

    Yağmur yağdı şıp şıp şıp, şıııp şıp şıp şıııp

    Korna çaldı düt düt düt, düt düt düt, düt düt düt

    Korna çaldı düt düt düt, düüüt düt düt düüüt

    Bebek ağladı vauv vau va, vauv vauv va, vauv vauv va

    Bebek ağladı vauv vauv va, vauuuv vauv vauv vauuuva

    Annesi bebeği salladı pış pış pış, pış pış pış

    Annesi bebeği salladı pııış pış pış pııış

    Paralar kutuya atıldı çin çin çin, çin çin çin

    Paralar kutuya atıldı, çiiin çin çin çiiin

    Otobüsün motoru bağırdı rın rın rın, rın rın rın

    Otobüsün motoru bağırdı rııın rın rın rııın

    Otobüsün kapısı açıldı, kapandı, açıldı

    Otobüsün kapısı kapandı ve açıldııı

    Otobüsün tekerleği yuvarlak yuvarlak yuvarlak

    Otobüsün tekerleği yuvarlak dönüyor

  • Çocuklara İngilizce Öğretmek İçin Neler Yapabiliriz?

    Çocuklara İngilizce Öğretmek İçin Neler Yapabiliriz?

    Çocuklara İngilizce Öğretmek İçin Neler Yapabiliriz?
    Çocuklara İngilizce dil eğitimi kazandırmak için birçok farklı yöntem ve teknik belirleyebilir. Öncelikle dili öğretmeye ne kadar erken yaşlarda başlarsak süreç o kadar verimli olacaktır. Anne veya babanın İngilizce bilip bilmemesinden ziyade onların çocuklarına dil öğretmedeki istekleri çok daha önemlidir. Kendilerindeki istek ile çocuğu dil öğrenmeye teşvik etmeleri de dikkat edilecek hususlardandır.
    öncelikle dili öğretmeye ilk adımı en kısa zamanda başlamanız gerekmektedir. Çocuğun yaşı kaç olursa olsun hemen başlamanız tavsiye edilir. Yaş ilerledikçe dil öğrenme yetisi azalmamaktadır. Her yaşın öğrenmeleri farklı şekillerde olur. Erken yaşlarda dili öğrenmeye başlamak çocuğun dile olan aşinalığını artırır ve daha kolay öğrenmesini sağlar.
    Çocuklara temel bilgileri öğretme ile başlayabilirsiniz. Sadece hedef dili duymak çocukların o dile aşina olmasını sağlayabilir. Sürekli göz önünde bulunan etraftaki nesneler,şekiller harfler, sayılar gibi temel bilgileri öğretin bunların İngilizcelerini sık sık tekrar edin.
    Süreci eğlenceli hale getirerek çocukların dile olan ilgisini artırabilirsiniz bunun için İngilizce şarkılar dinlettirebilirsiniz. İngilizce kelimelerin telaffuzları, anlamları için şarkı söylemek yardımcı olacaktır. Şarkıların basit olmasına dikkat edin kulak aşinalığı açısından önemli bir durumdur. Onların sevebileceği çizgi film ve animasyonları derleyerek izlettirebilirsiniz. Çocuğun filmin olay örgüsünü anlatmasını isteyebilirsiniz.
    Çocuklar çizgi film veya animasyon film izlemeyi severler. İzleyebilecekleri İngilizce filmleri seçin. Filmlerin takip edilmesi kolay bir hikayesi olduğundan emin olun. Daha sonra, çocuğunuza hikayeyi kendi sözcükleriyle anlatmasına ve yazmasına teşvik edebilirsiniz. Doğru sırayla söyleyemeyebilir, ama yine onları teşvik edin ve kelimelerin ne anlama geldiklerini ifade etmelerine izin verin.
    Onlara hikaye kitapları okutmak işe yarayabilir. Çocuk kitapları beş seviyeden oluşmaktadır. Dili öğrenmeye yeni başladıysanız 1. seviyeden başlamanız iyi olur. Çocuklara kitap okuttururken sözlük kullanmalarını da sağlayın anlamını bilmedikleri kelimeleri sözlükten bakarak kitabı anlamalarına yardımcı olun.
    Çocukların kullandığı tablet bilgisayar gibi teknolojik araçların dilini değiştirerek çocukları dil ile baş başa bırakabilirsiniz. Dili çocuğun çevirmesi için onu buna yönlendirmelisiniz. Bir İngilizce Öğretmeni ile işbirliği içinde olun. Çocuğu öğrendikleri ile ve yeni öğreneceği bilgiler için ödevlendirmeler yapın. Ödevlerin takibini yaparak değerlendirmelerde bulunun. Akranları ile zaman zaman bir araya getirin ve birlikte çalışmalarını sağlayın Bir arada İngilizce diyaloglar yapabilirler öğrendiklerini bir birine anlatabilirler. Bu şekilde daha kalıcı öğrenmeler meydana gelmiş olur.Teknolojiden faydalanın Youtube, uzaktan eğitim platformları ya da telefon uygulamalarını kullanabilirsiniz. Öğrendiklerinin tekrarını yapmasını sağlayın. İngilizce oyunar oynattırabilirsin kelime kartları, İngilizce tabu gibi oyunlar.

  • Taylor Swift- ME! Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları

    Taylor Swift- ME! Şarkı Sözleri Ve Türkçe Anlamları

    I promise that you’ll never find another like me
    – Benim gibi bir daha asla bulamayacağına söz veriyorum

    I know that I’m a handful, baby, uh
    – Ben bir avuç olduğumu biliyorum bebeğim
    I know I never think before I jump
    – Biliyorum zıplamadan önce asla düşünmem
    And you’re the kind of guy the ladies want
    – Ve siz kadınların istediği türden birisiniz
    (And there’s a lot of cool chicks out there)
    -(Ve orada bir sürü havalı civciv var)
    I know that I went psycho on the phone
    -Telefonda psikola gittiğimi biliyorum
    I never leave well enough alone
    -Asla yeterince yalnız bırakmam
    And trouble’s gonna follow where I go
    -Ve sorun nereye gittiğimi takip edecek
    (And there’s a lot of cool chicks out there)
    -(Ve orada bir sürü havalı civciv var)

    But one of these things is not like the others
    – Ama bunlardan biri diğerleri gibi değil
    Like a rainbow with all of the colors
    – Tüm renkleri olan bir gökkuşağı gibi
    Baby doll, when it comes to a lover
    – Oyuncak bebek, bir sevgiliye gelince
    I promise that you’ll never find another like
    – Söz veriyorum asla böyle bir şey bulamayacaksın

    Me-e-e, ooh-ooh-ooh-ooh
    – Me-e-e, ooh-ooh-ooh-ooh
    I’m the only one of me
    – Benden sadece ben
    Baby, that’s the fun of me
    – Bebeğim, bu benim eğlencem
    Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh
    – Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh
    You’re the only one of you
    – Sen sadece birisin
    Baby, that’s the fun of you
    – Bebeğim, bu senin eğlencen
    And I promise that nobody’s gonna love you like me-e-e
    – Ve sana kimsenin seni benim gibi sevmeyeceğine söz veriyorum

    I know I tend to make it about me
    – Benim hakkımda yapmaya eğilimli olduğumu biliyorum
    I know you never get just what you see
    – Sadece gördüklerini asla elde edemeyeceğini biliyorum
    But I will never bore you, baby
    – Ama seni asla sıkmayacağım bebeğim
    (And there’s a lot of lame guys out there)
    – (Ve dışarıda çok fazla topal adam var)
    And when we had that fight out in the rain
    – Yağmurda kavga ettiğimizde
    You ran after me and called my name
    – Benden sonra koştun ve adımı söyledin
    I never wanna see you walk away
    – Asla uzaklaştığını görmek istemiyorum
    (And there’s a lot of lame guys out there)
    – (Ve dışarıda çok fazla topal adam var)

    ‘Cause one of these things is not like the others
    -Çünkü bunlardan biri diğerleri gibi değil
    Livin’ in winter, I am your summer
    -Kışın yaşıyorum, senin yazınım
    Baby doll, when it comes to a lover
    -Oyuncak bebek, bir sevgiliye gelince
    I promise that you’ll never find another like
    – Benim gibi bir daha asla bulamayacağına söz veriyorum

    Me-e-e, ooh-ooh-ooh-ooh
    – Me-e-e, ooh-ooh-ooh-ooh
    I’m the only one of me
    – Benden sadece ben
    Let me keep you company
    – Seni şirkette tutayım
    Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh
    – Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh
    You’re the only one of you
    – Sen sadece birisin
    Baby, that’s the fun of you
    – Bebeğim, bu senin eğlenceli
    And I promise that nobody’s gonna love you like me-e-e
    – Ve sana kimsenin seni benim gibi sevmeyeceğine söz veriyorum

    Hey, kids!
    – Hey çocuklar!
    Spelling is fun!
    – Yazım eğlenceli!
    Girl, there ain’t no I in “team”
    – Kızım, “takım” da ben yok
    But you know there is a “me”
    – Ama biliyorsun ki “ben” var
    Strike the band up, one, two, three
    – Grubu yukarı kaldır, bir, iki, üç
    I promise that you’ll never find another like me
    – Benim gibi bir daha asla bulamayacağına söz veriyorum
    Girl, there ain’t no I in “team”
    – Kızım, “takım” da ben yok

    But you know there is a “me”
    – Ama biliyorsun ki “ben” var
    And you can’t spell “awesome” without “me”
    – Ve “ben” olmadan “harika” yazamazsın
    I promise that you’ll never find another like
    – Söz veriyorum asla böyle bir şey bulamayacaksın
    Me-e-e (yeah), ooh-ooh-ooh-ooh (and I want ya, baby)
    – Me-e-e (evet), ooh-ooh-ooh-ooh (ve seni istiyorum bebeğim)
    I’m the only one of me (I’m the only one of me)
    – Ben sadece benim (sadece benim)
    Baby, that’s the fun of me (baby, that’s the fun of me)
    – Bebeğim, bu benim eğlencem (bebeğim, bu benim eğlencem)
    Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh (oh)
    – Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh (oh)
    You’re the only one of you (oh)
    – Sen sadece birisin (oh)

    Baby, that’s the fun of you
    – Bebeğim, bu senin eğlencen
    And I promise that nobody’s gonna love you like me-e-e
    – Ve sana kimsenin seni benim gibi sevmeyeceğine söz veriyorum
    Girl, there ain’t no I in “team” (Ooh-ooh-ooh-ooh)
    – Kızım, “takım” da ben yok (Ooh-ooh-ooh-ooh)
    But you know there is a “me”
    – Ama biliyorsun ki “ben” varım
    I’m the only one of me (Oh-oh)
    – Ben sadece benim (Oh-oh)
    Baby, that’s the fun of me
    – Bebeğim, bu benim eğlencem

    (Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh)
    – (Eeh-eeh-eeh, ooh-ooh-ooh-ooh)
    Strike the band up, one, two, three
    – Grubu yukarı kaldır, bir, iki, üç

    You can’t spell “awesome” without “me”
    – “Ben” olmadan “harika” yazamazsın
    You’re the only one of you
    – Sen sadece birisin
    Baby, that’s the fun of you
    – Bebeğim, bu senin eğlencen
    And I promise that nobody’s gonna love you like me-e-e
    – Ve sana kimsenin seni benim gibi sevmeyeceğine söz veriyorum

  • C1 Seviye İngilizce Eğitim Konuları

    C1 Seviye İngilizce Eğitim Konuları

    C1 Seviye İngilizce Eğitim Konuları
    İleri Seviye İngilizce(EF SET Seviyeleri 61 – 70)
    C1 İngilizce seviyesi, Avrupa Konseyi tarafından farklı dil seviyeleri için yazılmış bir tanımlama olan Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı’nda (CEFR) beşinci seviye İngilizcedir.Günlük konuşma dilinde “ileri seviye” İngilizce olarak adlandırılabilir. Bu seviyedeki öğrenciler hiçbir ön hazırlığa gerek duymadan her ortamda rahat ve akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilirler
    C1 Seviyesinde Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?
    Geçerliliği ve kalitesi yüksek olan bir sınav ile kendinizi test ederek C1 seviyesinde olup olmadığınızı anlayabilirsiniz.

    EF SET 61 – 70
    IELTS 6.5 – 7.5
    TOEIC (R&L) 945 – 990
    Cambridge English Scale 180 – 199
    TOEFL iBT 95 – 120
    Global Scale of English (Pearson) 76 – 84

    C1 Seviye İngilizce ile Neler Yapabilirim?
    Düşüncelerinizi, aklınızdan geçen her şeyi rahat bir şekilde İngilizce olarak ifade edebilirsiniz. İngiliz ya da Amerikan aksanı olup olmadığını anlayabilirsiniz.Bir metni okuyup bunun çevirisini yapabilirsiniz. Günlük konuşmanın ötesine geçip artık akademik olarak devam edebileceğiniz aşamadır.Kendi alanınız ile ilgili çalışmalar yapabilirsiniz. İnsanlarla sorun yaşamadan iletişim yapabilir, mail atıp gelen mailleri yanıtlayabilirsiniz. Tv programlarını takip edebilir alt yazısız filmleri anlayabilirsiniz. Jest ve mimiklere daha az ihtiyaç duyarak kendinizi ifade edebilisiniz.Herhangi bir sanat eseri, spor dalı hakkında ayrıntılı olarak konuşabilirler. Soyut ve karmaşık konularda ayrıntılı araştırmalar yapıp bunun için metinler düzenleyebilirsiniz . Yani kısaca dili etkin bir şekilde kullanabilirsiniz. Motive olmuş ve başarılı bir ekip oluşturma dâhil olmak üzere başarıyla ilgili ayrıntılı konularda fikir alış verişinde bulunabilirler. Gündemdeki sorunlar, güncel olaylar ile ilgili fikirlerini açık bir şekilde söyleyebilirler. İlgi alanlarıyla ilgili detaylı bilgileri paylaşıp tartışabilirler. Eğitimi ile ilgili olaylar hakkında karşılaştırmalar yapıp değerlendirmeler yapabilirler. Bir filmde gecen devrik cümleleri esprileri kavrayabilirler kendileri de espri ya da kinaye yapabilirler. Doğrudan veya dolaylı olarak anlatılan olayları anlatılış tarzlarını kavrayabilirler. Kendi yaşamı yaşam kalitesi ile ilgili konuşabilirler.
    C1 seviye İngilizce totalde 800 saatlik ders olarak değerlendirilebilir. Tabi bu süreç bireyin kendisine ve kursun işleyişine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
    C1 Seviye İngilizce Eğitim Konuları
    Participle clauses
    Inversion: with negative adverbs, as, if clauses etc.
    Extended use of previous grammar points: especially passive voice, relative clauses, noun clauses, adverbial clauses, if clauses, causatives etc.
    Cleft sentences: It is Jack that brokethe window, etc. and emphasizing
    Subjunctives: He suggests that my father stop smoking, etc.
    Reduction: In relative clauses, noun clauses, if clauses etc.
    Linking words: extended

  • İngilizce Öğrenirken Kendimi Nasıl Motive Ederim?

    İngilizce Öğrenirken Kendimi Nasıl Motive Ederim?
    İngilizce öğrenmeye karar verdiyseniz öncelikle kendinize hedefler belirlemeniz gerekiyor. Öncelikle gerçekleştirebileceğiniz küçük yakın hedefler daha sonra yakın hedeflerin birleşmesiyle uzak hedefler belirleyin. Günün belirli vaktini dil öğrenmeye ayırın ve yapmanız gerekneleri önceden planlayın.
    Kısa kısa notlar alın. Yazmaktan çekinmeyin. Okuduğunuz bir metinden yada izlediğiniz bir filmde geçen anlamını bilmediğiniz kelimeleri not alın. Ses kayıtlarını açın ve oradaki cümleleri not almaya çalışın. Okuduğunuz metinlerin altını çizin. İngilizce sözlüklerden muhakkak yararlanın.
    İngilizce dilinin gerekliliğini tartışmayın kendinizi öğrenmeye odaklayın. Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu dili hayatımızın her alanına yansıtarak yani dili yaşayarak öğrenin İngilizce ile yaşamayı öğrenmeniz ve kendinizi geliştirme yollarına başvurmanız gerekmetedir. Üniversiteyi yaban bir ülkede okumak isteyen kişiler ortaokuldan dileğitimi almaya başlamalıdır.Erken yaşlarda dili öğrenip bu alanda yeterli seviyelere gelmelidir.
    Yabancı dil konuşan arkadaşlarınızla sık sık bir araya gelip pratkler yapabilirsiniz. Yurt dışında eğitim görmeye başladığınız takdirde dili daha öğrenebilmek için sosyalleşmek gerekmektedir. Yanidili öğrenmek için sosyalleşmek gerekir. Edindiğiniz arkadaş çevresinden katılacağınız gruplara, gideceğiniz bir restorandan alışveriş yapacağınız mağazaya kadar her yer İngilizce kelimeler ve cümlelerle kaplı olacak ve buna maruz kalıcak dolaylı yoldan da öğrenme gerçekleşmiş olacak.
    Bir sözlüğü yanınızda bulundurmanız sizin için faydalı olacaktır bunun yanında interneti de dil öğrenmek için kullanabilirsiniz. Forumlara üye olabilir www.cevirce.com sitemizden her türlü çevirilerden faydalanabilirsiniz bunların yanında youtube üzerinden yayınlanan ders videolarını takip edebilirsiniz.
    Sizlere faydalıolması açısından İngilizce konu anlatımı yapan 10 youtube kanalı adlı içeriğimize göz atabilirsiniz .
    https://www.cevirce.com/tr/ceviri/forum/konu/ingilizce-konu-anlatimi-yapan-10-youtube-kanali
    İngilizce Eğitim Veren Online Öğrenme Platformları adlı içeriğimiz için aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
    https://www.cevirce.com/tr/ceviri/genel/ingilizce-egitim-veren-online-ogrenme-platformlari.html
    Yabancı Dil Öğrenmek İçin En iyi Mobil Uygulamalar adlı içeriğimiz için ise aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
    http://cevirce.com/tr/ceviri/genel/yabanci-dil-ogrenmek-icin-en-iyi-mobil-uygulama.html

    Hata yapın hata yapmaktan korkmayın kelimeleri yanlış ya da cümleleri eksik, yanlış söylerim diye korkmayın. Kendinize güvenin ve biraz cesur davranarak yanlış yaptığınız her durumda dorusunu bulmaya çalışana kadar denemler yapın. Çabuk vazgeçip pes etmeyin.

    Eğlenerek öğrenin yaptığınız işi keyif alarak yaptığınız takdirde veriminizde o denli artacaktır. Farklı öğrenme metodları deneyin . Keyifli ingilizce şarkılar dinleyin. Kendinizi sıkmadan ve yormadan süreci ilerletin.