Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 56

gülabdan * Gül suyu serpmek için kullanılan, ağzıemzikli, armut biçiminde küçük kap.
gülbahar * Kırmızı boya elde etmede kullanılan iyi bir cins toprak.
* Bir tavla oyunu.
gülbank * Hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua veya ant.
gülbeşeker * Gül çiçeği ve şeker ile yapılan macun kıvamında bir çeşit reçel.
gülböceği * Altın böcek.
gülcü * Gül üreten kimse.
gülcülük * Gül üretme işi.
güldeste * Antoloji.
güldü gülecek * Gülmek üzere olan, gülmeye hazır durumda, gülümser.
güldür güldür * Çok gürültü ederek, yüksek ses çıkararak, hızla.
güldürme * Güldürmek işi.
güldürmek * Gülmesine sebep olmak.
güldürü * Güldürme özelliği olan.
* İnsanların, olayların, durumların gülünç yönlerini belirten sahne eseri, komedi, fars.
güldürücü * Gülmeyi sağlayan, gülmeye yol açan, komik.
güle güle * Gülerek.
* Mutlu, güzel günlerde uğurlama için kullanılan seslenme sözü.
* “Üzüntüsüz bir hayat sürerek, gönül ferahlığı ile (giy, otur, kullan, büyüt…)” anlamında bir iyi dilek sözü.
güle oynaya * sevinerek, neşe ile.
gülecen * Sevimli ve cana yakın tavırları olan (kimse).
güleç * Her zaman gülümseyen, mütebessim.
güleçlik * Güleç olma durumu.
güleğen * Güler yüzlü, çok gülen (kimse).
güler misin, ağlar mısın! * hem gülünecek hem üzülünecek nitelikteki şaşırtıcı olaylar karşısında söylenir.
güler yüz * İçten ve yapmacıksız, yumuşak, okşayıcıdavranış.
güler yüzlü * Yakınlık gösteren, içten davranan.
güler yüzlülük * Güler yüzlü olma durumu.
gülerim! (veya güleyim bari!) * yersiz görülen bir düşünceye karşıhafifseme olarak söylenir.
gülerken ısırır * görünürdeki iyiliğine güvenilmemesi gereken (kimse).
gülgiller * Çilek, armut, elma, badem gibi türleri içine alan, ayrıtaç yapraklı iki çeneklilerden, örneği gül olan bir bitki
familyası.
gülhatmi * Ebe gümecigillerden, yaprakları genişve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan, çok yıllık otsu
bir bitki (Althaea rosea).
gülistan * Gül bahçesi.
* Huzurlu, rahat ve zenginlik dolu (yer).
gülkurusu * Kurutulmuşpembe gül rengi.
* Bu renkte olan.
güllâbi * Akıl hastahanelerindeki hademelere verilen ad.
güllâbici * Bkz. güllâbi.
güllâbicilik * Güllâbicinin yaptığı iş.
güllâbicilik etmek * birinin taşkın ve şımarık davranışlarına katlanarak yüzüne gülmek.
güllâç * Nişastadan yapılan, çok ince kuru yufka; bu yufkadan hazırlanan tatlı.
* Tadıhoşolmayan toz durumundaki bazı ilâçların kolayca yutulabilmesi için bunların içine konuldukları,
nişastadan küçük kap.
gülle * Eskiden som taşveya demirden, yuvarlak bir biçimde yapılırken, günümüzde çelikten silindir biçiminde,
bir ucu sivri olarak yapılan top mermisi.
* Atletizm yarışmalarında atılan pirinç veya pirinçten daha sert bir maddeden yapılan, erkekler için 7.257 kg,
kadınlar için 4 kg olan madenî küre.
gülle atma * Tek elle taşınan gülleyi ileriye doğru fırlatma.
* Gülleyi en uzağa atmak amacıyla yarışılan atletizm dalı.
gülle gibi * çok ağır.
* hâlsiz, yorgun argın.
gülleci * Top güllesi yapan kimse.
* Gülle atma sporu yapan kimse.
güllü * Gülü olan.
güllük * Gül bahçesi veya gülü çok olan yer.
güllük gülistanlık * Bolluk ve rahatlık içinde olan (yer).
gülme * Gülmek işi.
* Kahkaha.
gülme komşuna, gelir başına * birinin başına gelen kötü bir durum senin de başına gelebilir.
gülmece * Eğlendirmek, güldürmek ve birine, bir davranışa incitmeden takılmak amacını güden ince alay, mizah,
humor.
* Gerçeğin güldürücü yanlarını ortaya koyan edebiyat türü, mizah.
gülmeceli * İçinde gülmece nitelikleri bulunan (yazı, karikatür vb.), mizahî.
gülmek * (insan) Hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu
açığa vurmak.
* Mutlu, sevinçli zaman geçirmek, eğlenmek, hoşça vakit geçirmek.
* Biriyle alay etmek.
* Dikkati çekecek derecede hoşve sıcak görünmek.
gülmekten kırılmak (katılmak) * aşırıderecede sarsılarak gülmek.
gülü seven dikenine katlanır * insan sevdiği kimse veya sevdiği işyüzünden gelecek sıkıntılara katlanır.
gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz * birinin uygunsuz durumlarısayılırken bunların öteden beri bilindiğini anlatmak için söylenir.

Bir yanıt yazın