Kategoriler
I SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük I Sayfa 1

ı, I * Türk alfabesinin on birinci harfi. I adıverilen bu harf, ses bilimi bakımından kalın, düz, dar ünlüyü
gösterir.
* Majüskülü Romen rakamlarında 1 sayısını gösterir.
-ıcı/ -ici, -ucu / -ücü * Fiilden “yapan, eden” anlamında sıfat türeten sıfat-fiil eki: yap-ıcı, gid-ici, uç-ucu, böl-ücü. Bu ekle yapılmış
isimler de vardır: gör-ücü, sat-ıcıvb.
ıcığıcıcığı * İçi dışı, hepsi.
ıcığınıcıcığınıçıkarmak * incelenmemiş, elden geçirilmemişhiçbir yerini bırakmamak, didik didik etmek.
* bir konuyu en küçük ayrıntılarına kadar incelemek, eleştirmek.
ıcığınıcıcığınısormak * (bir kimsenin) soyunu sopunu, huyunu suyunu iyice öğrenmek için araştırmak.
ığıl * Belli olmayacak kadar yavaşakan su.
ığıl ığıl * Ağır ağır, yavaşyavaş.
ığrıp * Bir tür delikli balık ağı, ırıp.
* Yalan, düzen.
ığrıp çekmek * balık yakalamak için atılmışığrı bıyukarıçıkarmak.
ığrıp çevirmek * yalan dolanla bir şeyden yararlanmak.
ığrıp kayığı * Beşçifte kürekli balıkçıkayığı.
ıh * Deveyi çöktürmek için çıkarılan ses.
ıhı * İşte.
ıhlama * Ihlamak işi.
ıhlamak * Hastalıktan veya yorgunluktan inler gibi ıh sesi çıkarmak.
ıhlamur * Ihlamurgillerden, kerestesi beğenilen, büyük bir gölge ağacı(Tilia).
* Bu ağacın kurutularak çay gibi içilen güzel kokulu çiçeği.
ıhlamurgiller * İki çeneklilerden, örneği ıhlamur ağacı olan bir bitki familyası.
ıhma * Ihmak işi.
ıhmak * (deve) Çöküp oturmak.
ıhtırılma * (deve) Ihtırılmak işi.
ıhtırılmak * (deve) Çöktürülerek oturtulmak.
ıhtırma * (deveyi) Ihtırmak işi.
ıhtırmak * (deveyi) Çöktürüp oturtmak.
-ık / -ik, -uk / -ük * Fiillerden sıfat türeten ek.
ıkıl ıkıl * Boğulur gibi, sıkıntı ile soluyarak.
* Güçlükle, zorla.
ıkına sıkına * Büyük güç harcayarak, kendini zorlayarak.
* Çekinerek, sıkılarak.
ıkına tıkına * Sıkılarak, zorluk çekerek.
ıkındırma * Ikındırmak işi.
ıkındırmak * Ikınmasına yol açmak.
ıkınıp sıkınmak * bir işyapabilmek için kendini çok zorlamak.
ıkınma * Ikınmak işi.
ıkınmak * Herhangi bir sebeple soluğunu içinde tutarak kendini zorlamak.
* Peklikte veya doğum sırasında kaslarızorlayarak soluğunu tutmak.
ıkıntı * Ikınmak işi.
-ıkla- / -ikle-, -ukla- / -ükle- * Bazıfiillerden sıklık çatısıtüreten ek: say-ıkla-, did-ikle-, sür-ükle- vb.
ıklama * Iklamak işi.
ıklamak * Yük altında güçlükle solumak.
* Ağlarken bunalır ve soluğu kesilir gibi iç çekmek.
ıklaya sıklaya * büyük çaba harcayarak, kendini elden geldiği kadar zorlayarak.
ıklım tıklım * Alabildiğinden de çok, ağzına kadar dolu, çok kalabalık.
-ıl * Bkz. -I (I).
-ıl * Bkz. -I- (II).
ılgama * Ilgamak işi veya durumu.
ılgamak * Atıdört nala sürmek.
ılgar * Dizginleri koyuverilmişatın dört nala koşması.
* Atla ansızın yapılan dolu dizgin saldırı.
ılgar etmek * ılgarlamak.
ılgarcı * Ilgarla düşman toprağına saldıran kimse.
ılgarlama * Ilgarlamak işi.
ılgarlamak * (bir ülkeye) Ilgarla saldırmak.
ılgım * Çölde, uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı, yalgın, pusarık, serap.
ılgım salgım * Belli belirsiz.

Bir yanıt yazın