Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 55

güçlülük * Güçlü olma durumu. güçsünme * Güçsünmek işi veya durumu. güçsünmek * Bir şeyi güç saymak. güçsüz * Gücü olmayan, âciz. güçsüz düşmek * gücü yetmemek. güçsüzce * Güçsüz bir biçimde (olan). güçsüzlük * Güçsüz olma durumu, güçsüze yakışacak davranış, kuvvetsizlik, aciz, iktidarsızlık. güdek * Amaçlanan sonuç, güdülen şey. güdeksiz * Bir amaca dayanmayan, […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 56

gülabdan * Gül suyu serpmek için kullanılan, ağzıemzikli, armut biçiminde küçük kap. gülbahar * Kırmızı boya elde etmede kullanılan iyi bir cins toprak.* Bir tavla oyunu. gülbank * Hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua veya ant. gülbeşeker * Gül çiçeği ve şeker ile yapılan macun kıvamında bir çeşit reçel. gülböceği * Altın böcek. gülcü […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 49

gözü kapalı * Düşünmeden, duraksamadan.* Çevresinde olanlardan haberi olmayan. gözü kapalı olmak * çevresinde olup bitenin farkına varmamak, ilgisiz kalmak. gözü kara * Korkusuz. gözü kaymak (veya kaçmak) * gözünde hafifçe şaşılık bulunmak.* istemeyerek bakıvermak. gözü keskin * Çok iyi gören. gözü kesmek * bir işi yapabilme konusunda kendisine veya başkalarına güvenmek. gözü kesmemek * […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 50

gözüne hiçbir şey görünmemek * kendi derdi dolayısıyla hiçbir şeye değer vermemek. gözüne ilişmek * bir şeyi birdenbire, istemeden görmek. gözüne karasu inmek * karasu hastalığıyüzünden gözü görmez olmak.* gelmesini çok istediği kimsenin uzun süre yolunu gözlemek. gözüne kestirmek * başarabileceğini ummak.* zevkine uygun bulmak, hoşlanmak.* uygun bulmak, elverişli görmek. gözüne sokmak * bir kimsenin […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 51

gözyaşı bezleri * Gözyaşıve göz kapağı bezlerine verilen ad.gözyaşıetçiği gözyaşımemesi * Gözün iç açısındaki kırmızıçıkıntı. graben * 343 çöküntü hendeği. grado * Bir sıvının içindeki alkol derecesi.* Derece. gradosu düşmek * itibarıazalmak; derecesi düşmek. grafik * Bir olayın, niceliğin çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayançizgilerden oluşmuşşekil, çizge.* Biçim, desen veya çizgilerle […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 42

görüşülme * Görüşülmek işi veya biçimi. görüşülmek * Görüşmek işi yapılmak, müzakere edilmek.* Herhangi biriyle görüşmek. göstere göstere * Açık açık, alenen. gösteren * Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü. gösterge * Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret.* Bir aracın işlemesiyle ilgili bazıölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç, indikatör.* Bir durum ile […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 43

götürülme * Götürülmek işi. götürülmek * Götürmek işi yapılmak veya götürmek işine konu olmak. götürüm * Dayanma, sabır, tahammül. götürümlü * Götürümü çok olan, sabırlı, mütehammil. götürümsüz * Götürümü az olan. götürüş * Götürmek işi veya biçimi. gövde * Bir şeyin asıl toplu bölümü.* İnsan bedeni.* Hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan, ağaçlarda kök ve dallardan […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 44

göz bebeği * Işığın azlığına veya çokluğuna göre büyüyüp küçülen, gözde irisin ortasındaki yuvarlak delik.* Çok sevilen, önem verilen (kimse vb.). göz bilimi * Gözün yapısının, çalışmasının ve hastalıklarının incelendiği hekimlik dalı, oftalmoloji. göz boncuğu * Nazar değmesin diye takılan göz biçimindeki boncuk nazar boncuğu. göz boyamacılık * göz boyamak işi. göz boyamak * kandırmak, […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 45

göz önünde tutmak (veya bulundurmak) * herhangi bir durumun nasıl bir sonuca yol açacağınıhesaba katmak, dikkate almak. göz önüne almak * önceden düşünmek, hesaplamak, dikkate almak. göz önüne getirmek * zihinde canlandırmak, tasarlamak. göz pencere * Çatıkatlarında veya kapıüstlerinde yuvarlak veya oval biçimli, genellikle süslü küçük pencere. göz pınarı * Gözün burun tarafındaki ucu. göz […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 46

göze görünmemek * ortaya çıkmamak, ortalıkta dolaşmamak, saklanmak.* kendisi var olduğu hâlde göz onu görememek. göze göz * Aynı biçimde acısınıçıkarma, misilleme. göze yasak olmaz * bir kimseye veya nesneye bakılmasınıkimse önleyemez. göze yutarlığı * Vücuda giren mikropların yutar hücreler tarafından yutulup yok edilmesi, hücre yutarlığı, fagositoz. göze zarı * Hücre zarı. gözeler arası * […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 47

gözlemek * Bir şeyin olmasınıveya bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek.* Dikkatle bakmak, tarassut etmek.* İncelemek, araştırmak.* Gizlice bakmak, gözetlemek. gözlemleme * Gözlemlemek işi. gözlemlemek * Gözlemek.* Dışdünyadaki bir şeyi iyi bilmek için dikkati onun üzerinde tutmak, müşahede etmek. gözlenme * Gözlenmek işi. gözlenmek * Gözlemek işi yapılmak veya gözlemek işine konu olmak. gözler önüne […]

Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 48

gözletme * Gözletmek işi. gözletmek * Gözlemek işini yaptırmak. gözleyici * Gözlemci, müşahit, rasıt. gözleyiş * Gözlemek işi veya biçimi. gözlü * Herhangi bir biçimde veya renkte gözü olan.* Bölmesi veya gözleri olan.* Deliği olan. gözlük * Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveyeyerleştirilmişçift camdan oluşan araç.* Atların çevreden […]