밑에 까만 그림자 하나가 깊게– Siyah gölgenin altında bir derin나만 바라만 보다가 밉게– Bana bakan ve benden nefret eden tek kişi benim.혼자 어딘가 달아난 그때– Yalnız bir yere kaçtığımda아침 햇살이 내려와– Sabah güne...
미리 말할게 사과는 안 해– Sana önceden söyleyeceğim. Özür dilemiyorum.아무 말 없이 너 후회 안 해?– Hiçbir şey söylemeden pişman olmaz mısın?다 관심 없잖아 친구야 뭐야?– Her şeyle ilgilenmiyorsun. Sen bir arkadaşsı...
길었던 겨우내 줄곧 품이 좀 남는 밤색 코트– Kuzukulağı paltosu, biraz ayı gibi uzun, zar zor görünen bir paltoydu.그 속에 나를 쏙 감추고 걸음을 재촉해 걸었어– Beni içine sakladı ve basamağa itti.그런데 사람들 말이 너만 아직도 왜 그러니–...
Woogie on and on– Woogie açık ve açık 길거리를 걷다 보면– Sokakta yürürken사랑 노래만 흘러나와– Sadece aşk şarkıları akar.나는 왜 저런 게 낯설까– Neden bu kadar tuhafım난 한국말까지 서툴러– Kore’nin ...
알 만한 사람끼리 이 정도 거짓말엔– Bu kadarını bilen insanlar arasında bir yalan.속아주는 게 예의 아닌가요– Kandırılmak kibarlık değil mi?될래 그깟 멍청이 뭐든 해봐요 우리– Her şeyi yapacağım, aptal. Biz bunu yapacağız.생각...
다음 정거장에서 만나게 될까– Bir sonraki durakta buluşuruz.그리워했던 얼굴을– Yüzünü özledim.다음 파란불에는 만나게 될까– Bir sonraki mavi ışıkta buluşacak mıyız?그리곤 했던 풍경을– Eskiden çizdiğim manzara 해는 정해진 시간...
나도 한때는 그이의 손을 잡고– Bir keresinde elini tuttum.내가 온 세상 주인공이 된 듯– Tüm dünyanın ana karakteri gibi görünüyordum.꽃송이의 꽃잎 하나하나까지– Bir çiçeğin her yaprağı모두 날 위해 피어났지– Hepsi benim içi...
때 이른 봄 몇 송이 꺾어다– Erken ilkbaharda, birkaç parça kırılır너의 방 문 앞에 두었어– Odanızın kapısına koydum.긴 잠 실컷 자고 나오면– Yataktan çıkınca uzun uyku그때쯤엔 예쁘게 피어 있겠다– O zamana kadar çok güze...
기다리지 않기로 했잖아– Beklememeye karar verdim.울지 않을 거라고 그랬잖아– Ağlamayacağını söylemiştin.너무 늦은 밤이야– Gece çok geç oldu.오 너무 긴 이별이야– Çok uzun bir ayrılık. 잠시만 더 이렇게 있을까– Bunu bira...











