Kalbimin bir yanı
– A part of my heart
Her daim boş kaldı
– It’s always been empty
Hiçbir zaman alacak bir intikamım ya da
– I have a revenge that will take no time or
Gidecek bir yönüm olmadı
– I didn’t have a direction to go
Hayat okyanus
– Life is the ocean
Ben ise devasa bir kalyon
– I am a huge galleon
Küreklerimi çeken bir tayfam yok
– I don’t have a crew pulling my oars
Beni destekleyen bir rüzgar yok
– There is no wind that supports me
Bir şeylere feda olmak için
– To sacrifice something
Dünyaya çok mu geç gelmişim
– Am I too late for the world
Takımımız kazanmış
– Our team has won
Ardından oyuna ben girmişim
– Then I entered the game
Lakin
– But
Kazanacak bir şey yok
– There’s nothing to win
Kaybedecek çok şey varmış
– There is a lot to lose
Gidecek yerim kalmamış
– I have nowhere left to go
Her an evimden kovulabilirmişim
– I could be kicked out of my house at any time
Keşke azınlık olsaydım da
– Although I wish I was a minority
Milletim ezilmiş olsaydı
– If my nation had been crushed
Beni ezen ırktan manita bulup
– I found a manita from the race that oppressed me and
Ona intikam dolu enjektörümü boşaltsaydım
– If I had emptied my vengeful injector on him
Keşke azınlık olsaydım da
– Although I wish I was a minority
Birbirimize sahip çıksaydık
– We should have taken care of each other
Belki uzak diyarlarda
– Maybe in distant lands
Belki de tenha
– Maybe it’s secluded
Boş sokaklarda
– Empty streets
Keşke azınlık olsaydım da
– Although I wish I was a minority
Milletim ezilmiş olsaydı
– If my nation had been crushed
Beni ezen ırktan manita bulup
– I found a manita from the race that oppressed me and
Ona intikam dolu enjektörümü boşaltsaydım
– If I had emptied my vengeful injector on him
Keşke azınlık olsaydım da
– Although I wish I was a minority
Birbirimize sahip çıksaydık
– We should have taken care of each other
Belki uzak diyarlarda
– Maybe in distant lands
Belki de tenha
– Maybe it’s secluded
Boş sokaklarda
– Empty streets
(Wish I was a minority)
– (I wish I was a minor)
Boyun ağrısı çekenler grubu ya da
– A group of people with neck pain or
Sezeryanla doğanlar ordusu
– Army of cesarean births
Saçları çabuk yağlananlar ekibi
– The team of those whose hair is greased quickly
Sakalları seyrekler korosu
– The beards watch choir
Küçük bir YouTube kanalı aboneleri
– Subscribers of a small YouTube channel
Düşük ücretli çalışan kadrosu
– Low-paid staff
Amına kodumun o çekik gözlüleri
– Those fucking slant-eyed fuckers
Irkçı bir babanın en büyük kabusu
– A racist father’s worst nightmare
Bir şeylere feda olmak için
– To sacrifice something
Dünyaya çok mu geç gelmişim
– Am I too late for the world
Takımımız kazanmış
– Our team has won
Ardından oyuna ben girmişim
– Then I entered the game
Lakin
– But
Kazanacak bir şey yok
– There’s nothing to win
Kaybedecek çok şey varmış
– There is a lot to lose
Gidecek yerim kalmamış
– I have nowhere left to go
Her an evimden kovulabilirmişim
– I could be kicked out of my house at any time
Keşke azınlık olsaydım da
– Although I wish I was a minority
Milletim ezilmiş olsaydı
– If my nation had been crushed
Beni ezen ırktan manita bulup
– I found a manita from the race that oppressed me and
Ona intikam dolu enjektörümü boşaltsaydım
– If I had emptied my vengeful injector on him
Keşke azınlık olsaydım da
– Although I wish I was a minority
Birbirimize sahip çıksaydık
– We should have taken care of each other
Belki uzak diyarlarda
– Maybe in distant lands
Belki de tenha
– Maybe it’s secluded
Boş sokaklarda
– Empty streets
Keşke azınlık olsaydım da (Boyun ağrısı çekenler grubu)
– I wish I was a minority (Group of people with neck pain)
Milletim ezilmiş olsaydı (yada Sezeryanla doğanlar ordusu)
– If my nation had been crushed (or the army of those born by Caesarean section)
Beni ezen ırktan manita bulup (Saçları çabuk yağlananlar ekibi)
– I found a manita from the race that crushed me (A team of people whose hair was greased quickly)
Ona intikam dolu enjektörümü boşaltsaydım (Sakalları seyrekler korosu)
– If I had emptied my vengeful injector on him (Chorus of beards watching)
Keşke azınlık olsaydım da (Küçük bir YouTube kanalı aboneleri)
– Although I wish I was a minority (Subscribers of a small YouTube channel)
Birbirimize sahip çıksaydık (Düşük ücretli çalışan kadrosu)
– If we had taken care of each other (Staff of low-paid employees)
Belki uzak diyarlarda (Amınakodumun o çekik gözlüleri)
– Maybe in distant lands (Those slanting eyes of my cunt)
Belki de tenha (Irkçı bir babanın en büyük kabusu)
– Maybe it’s secluded (A racist dad’s worst nightmare)
Boş sokaklarda
– Empty streets

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.