I’m awake in the afternoon
– Öğleden sonra uyanığım.
I fell asleep in the living room
– Oturma odasında uyuyakaldım.
and it’s one of those moments
– ve işte o anlardan biri
when everything is so clear
– her şey çok açık olduğunda
before the truth goes back into hiding
– gerçek tekrar saklanmadan önce
I want to decide ’cause it’s worth deciding
– Karar vermek istiyorum çünkü karar vermeye değer
to work on finding something more than this fear
– bu korkudan daha fazlasını bulmak için çalışmak
It takes so much out of me to pretend
– Rol yapmak benden çok şey alıyor.
tell me now, tell me how to make amends
– şimdi söyle, nasıl telafi edeceğimi söyle.
maybe, I need to see the daylight
– belki de gün ışığını görmeliyim.
to leave behind this half-life
– bu yarı ömrü geride bırakmak için
don’t you see I’m breaking down
– ben geçmeyi çalışıyorum görmüyor musun
lately, something here don’t feel right
– son zamanlarda, burada bir şeyler doğru gelmiyor.
this is just a half-life
– bu sadece yarı ömür
is there really no escape?
– gerçekten kaçış yok mu?
no escape from time
– zamandan kaçış yok
of any kind
– her türlü
I keep trying to understand
– Anlamaya çalışıyorum
this thing and that thing, my fellow man
– bu şey ve o şey, dostum
I guess I’ll let you know
– Sanırım sana haber vereceğim.
when i figure it out
– bunu çözdüğümde
but I don’t mind a few mysteries
– ama birkaç gizemi umursamıyorum.
they can stay that way it’s fine by me
– bu şekilde kalabilirler benim için sorun değil.
and you are another mystery i am missing
– ve sen benim özlediğim başka bir gizemsin
It takes so much out of me to pretend
– Rol yapmak benden çok şey alıyor.
maybe, I need to see the daylight
– belki de gün ışığını görmeliyim.
to leave behind this half-life
– bu yarı ömrü geride bırakmak için
don’t you see I’m breaking down
– ben geçmeyi çalışıyorum görmüyor musun
Lately, something here don’t feel right
– Son zamanlarda, burada bir şeyler doğru gelmiyor.
this is just a half-life
– bu sadece yarı ömür
is there really no escape?
– gerçekten kaçış yok mu?
no escape from time
– zamandan kaçış yok
of any kind
– her türlü
come on lets fall in love
– hadi aşık olalım
come on lets fall in love
– hadi aşık olalım
come on lets fall in love
– hadi aşık olalım
again
– tekrar
’cause lately something here don’t feel right
– çünkü son zamanlarda burada bir şeyler doğru gelmiyor.
this is just a half-life,
– bu sadece yarı ömür,
without you I am breaking down
– sensiz yıkılıyorum
wake me, let me see the daylight
– uyandır beni, gün ışığını görmeme izin ver
save me from this half-life
– beni bu yarı hayattan kurtar
let’s you and I escape
– hadi sen ve ben kaçalım
escape from time
– zamandan kaçış
come on lets fall in love
– hadi aşık olalım
come on lets fall in love
– hadi aşık olalım
come on lets fall in love
– hadi aşık olalım
again
– tekrar

Duncan Sheik – Half-Life İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.