I have a mansion, forget the price
– Bir malikanem var, fiyatı unut
Ain’t never been there, they tell me it’s nice
– Hiç orada olmadım, bana güzel olduğunu söylüyorlar
I live in hotels, tear out the walls
– Otellerde yaşıyorum, duvarları yıkıyorum
I have accountants pay for it all
– Muhasebeciler hepsini ödüyor
They say I’m crazy but I have a good time
– Deli olduğumu söylüyorlar ama iyi vakit geçiriyorum
I’m just looking for clues at the scene of the crime
– Sadece suç mahallinde ipucu arıyorum.
Life’s been good to me so far
– Hayat bana şimdiye kadar iyi geldi
My Maserati does one-eighty-five
– Maserati’m seksen beş yapıyor
I lost my license, now I don’t drive
– Ehliyetimi kaybettim, şimdi araba kullanmıyorum
I have a limo, ride in the back
– Limuzinim var, arkaya bin.
I lock the doors in case I’m attacked
– Saldırıya uğrarım diye kapıları kilitlerim.
I make hit records, my fans they can’t wait
– Hit kayıtlar yapıyorum, hayranlarım bekleyemezler
They write me letters, tell me I’m great
– Bana mektuplar yazıyorlar, harika olduğumu söylüyorlar
So I got me an office, gold records on the wall
– Bu yüzden kendime bir ofis buldum, duvarda altın plaklar
Just leave a message, maybe I’ll call
– Mesaj bırakın, belki ararım.
Lucky I’m sane after all I’ve been through
– Yaşadığım onca şeyden sonra aklı başında olduğum için şanslıyım
(Everybody say I’m cool) (He’s cool)
– (Herkes havalı olduğumu söylesin) (O havalı)
I can’t complain but sometimes I still do
– Şikayet edemem ama bazen hala ediyorum
Life’s been good to me so far
– Hayat bana şimdiye kadar iyi geldi
I go to parties, sometimes until four
– Partilere gidiyorum, bazen dörde kadar
It’s hard to leave when you can’t find the door
– Kapıyı bulamadığın zaman gitmek zor
It’s tough to handle this fortune and fame
– Bu servet ve şöhretle başa çıkmak zor
Everybody’s so different, I haven’t changed
– Herkes çok farklı, ben değişmedim
They say I’m lazy but it takes all my time
– Tembel olduğumu söylüyorlar ama tüm zamanımı alıyor
(Everybody say oh, yeah) (Oh, yeah)
– (Herkes oh, evet der) (Oh, evet)
I keep on going, guess I’ll never know why
– Devam ediyorum, sanırım nedenini asla bilemeyeceğim
Life’s been good to me so far
– Hayat bana şimdiye kadar iyi geldi
Yeah, yeah, yeah
– Evet, evet, evet

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.