Home / TR - Türkçe Şarkı Sözleri ve Çevirileri / Lucian Feat. Philosofie – Do My Thing İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Lucian Feat. Philosofie – Do My Thing İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You can have anything you want in the world
– Dünyada istediğin her şeye sahip olabilirsin.
Got a money tree in your backyard
– Arka bahçende bir para ağacı var
Your mama said
– Annen dedi ki
“Honey, you can get anyone, with those baby-blue eyes and curls”
– “Tatlım, bu bebek mavisi Gözleri ve bukleleri olan herkesi alabilirsin”

Well, I don’t think that’s gonna help you
– Bunun sana yardımı olacağını sanmıyorum.
Seeing that you don’t know how to treat girls
– Kızlara nasıl davranacağını bilmediğini görmek
Well, sorry to, uh, disappoint you
– Şey, üzgünüm, hayal kırıklığına uğrattın
But you’re not the only cute dude in the world
– Ama dünyadaki tek tatlı adam sen değilsin.

See, I am not some furniture that’s just lying around
– Bak, ben sadece etrafta yatan bir mobilya değilim
You take that sour attitude and wash it out your mouth
– Bu ekşi tavrı al ve ağzını yıka
I have got some things to do, it’s time that I peace out
– Yapmam gereken bazı şeyler var, barışma zamanı
Now, if you excuse me, can you?
– Şimdi, izin verirsen, yapabilir misin?
Can you let me do my thing?
– İşimi yapmama izin verir misin?
Yeah, I don’t want your diamond rings
– Evet, elmas yüzüklerini istemiyorum.
Yeah, can you let me do my thing?
– Evet, işimi yapmama izin verir misin?
Yeah, I just wanna do my thing
– Evet, sadece işimi yapmak istiyorum.
Yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet

I think you need to check your behavior
– Bence davranışlarını kontrol etmelisin.
If you wanna touchdown, if you wanna score
– Eğer gol atmak istiyorsan, gol atmak istiyorsan
‘Cause I’m not some thing you can play with
– Çünkü ben senin oynayabileceğin bir şey değilim.
Not a little chew toy when you are bored
– Sıkıldığınızda küçük bir çiğneme oyuncağı değil

Well, I don’t think that’s gonna help you
– Bunun sana yardımı olacağını sanmıyorum.
Seeing that you don’t know how to treat girls
– Kızlara nasıl davranacağını bilmediğini görmek
Well, sorry to, uh, disappoint you
– Şey, üzgünüm, hayal kırıklığına uğrattın
But you’re not the only cute dude in the world
– Ama dünyadaki tek tatlı adam sen değilsin.

See, I am not some furniture that’s just lying around
– Bak, ben sadece etrafta yatan bir mobilya değilim
You take that sour attitude and wash it out your mouth
– Bu ekşi tavrı al ve ağzını yıka
‘Cause I have got some things to do
– Çünkü yapmam gereken bazı şeyler var.
It’s time that I peace out
– Şimdi barışma zamanı
Now, if you excuse me, can you?
– Şimdi, izin verirsen, yapabilir misin?
Can you let me do my thing?
– İşimi yapmama izin verir misin?

Yeah, let-let me do my thing
– Evet, bırak işimi yapayım.
Yeah, let-let me do my thing
– Evet, bırak işimi yapayım.
Yeah, let-let me do my thing, yeah
– Evet, bırak-bırak işimi yapayım, Evet
Let-let me do my thing
– Bırak işimi yapayım



Etiketlendi:

Cevap bırakın