Approval, that is what I seek
– Benim aradığım onayı, yani
Judgement on myself automatic
– Kendimle ilgili yargı otomatik
Mistakes haunt my mind
– Hatalar zihnimi rahatsız ediyor
Happiness is ideal but I lose track of time
– Mutluluk mükemmel, ama zamanın izini kaybediyorum
So I seek for others to find my own peace
– Bu yüzden başkalarının kendi huzurumu bulmasını istiyorum
Only to find out that something still feels missing
– Sadece bir şeyin hala eksik olduğunu bulmak için
You gotta find a way to fly
– Uçmanın bir yolunu bulmalısın.
Without holding on too tight
– Çok sıkı tutmadan
Before you lose your mind you gotta
– Aklını kaybetmeden önce
Make things right
– İşleri yoluna koy
No one’s gonna make you fine
– Kimse seni iyi yapmaz.
Happiness lies inside
– Mutluluk içinde yatıyor
Without depending those by your side
– Senin yanında olanlara bağlı olmadan
‘Cause only then you’ll feel alive
– Çünkü ancak o zaman hayatta hissedeceksin
Eh eh eh eh eh
– Eh, eh, eh, eh, eh
You’ll feel alive
– Hayatta hissedeceksin
Eh eh eh eh eh
– Eh, eh, eh, eh, eh
You’ll feel alive
– Hayatta hissedeceksin
Emotions, my go to blame game
– Duygular, benim suçlama oyununa git
Second doubting every move I make
– İkincisi, yaptığım her hareketten şüphe ediyorum
Filled with insecurities
– Güvensizliklerle dolu
Reassuring my mind even if I’m not moving
– Hareket etmesem bile aklımı rahatlatıyor
So I seek for others to find my own peace
– Bu yüzden başkalarının kendi huzurumu bulmasını istiyorum
Only to find out that something still feels missing
– Sadece bir şeyin hala eksik olduğunu bulmak için
You gotta find a way to fly
– Uçmanın bir yolunu bulmalısın.
Without holding on too tight
– Çok sıkı tutmadan
Before you lose your mind you gotta
– Aklını kaybetmeden önce
Make things right
– İşleri yoluna koy
No one’s gonna make you fine
– Kimse seni iyi yapmaz.
Happiness lies inside
– Mutluluk içinde yatıyor
Without depending those by your side
– Senin yanında olanlara bağlı olmadan
‘Cause only then you’ll feel alive
– Çünkü ancak o zaman hayatta hissedeceksin
Eh eh eh eh eh
– Eh, eh, eh, eh, eh
You’ll feel alive
– Hayatta hissedeceksin
Eh eh eh eh eh
– Eh, eh, eh, eh, eh
You’ll feel alive
– Hayatta hissedeceksin
Baby, baby won’t you tell me something
– Bebeğim, bebeğim bana bir şey söylemeyecek misin
Baby, baby won’t you tell me something
– Bebeğim, bebeğim bana bir şey söylemeyecek misin
No, baby, baby won’t you tell me something
– Hayır, bebeğim, bebeğim bana bir şey söylemez misin
Just tell me something
– Bana bir şey söyle
Just tell me something
– Bana bir şey söyle
You gotta find a way to fly
– Uçmanın bir yolunu bulmalısın.
Without holding on too tight
– Çok sıkı tutmadan
Before you lose your mind you gotta
– Aklını kaybetmeden önce
Make things right
– İşleri yoluna koy
No one’s gonna make you fine
– Kimse seni iyi yapmaz.
Happiness lies inside
– Mutluluk içinde yatıyor
Without depending those by your side
– Senin yanında olanlara bağlı olmadan
‘Cause only then you’ll feel alive
– Çünkü ancak o zaman hayatta hissedeceksin
Eh eh eh eh eh
– Eh, eh, eh, eh, eh
You’ll feel alive
– Hayatta hissedeceksin
Eh eh eh eh eh
– Eh, eh, eh, eh, eh
You’ll feel alive
– Hayatta hissedeceksin
Heerraa – Feel Alive İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Etiketlendi:Heerraa








