대체 뭔 말이 많아
– Söyleyecek çok şey var.
너가 내 속을 알아
– Neyin içinde olduğumu biliyorsun.
그냥 싫다면 떠나
– Eğer beğenmediysen, git.
넌 내 시간을 뺏어
– Zamanımı alıyorsun.
필요 없다고 버려
– Buna ihtiyacım yok. Bırakın.
그런 사람이라서 yeah
– Evet, çünkü öyle biri.
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
너 왜 자꾸 화내는 건데
– Neden sinirlenip duruyorsun?
I did nothing to you 그건 서운해
– Sana hiçbir şey yapmadım.
그래 맘은 문을 닫았네
– Evet, kapıyı kapattı.
시간에 무뎌지면 좋겠네
– Umarım vaktinde donuk kalmışsındır.
I’m just doing what I gotta do
– Sadece yapıyorum ne yapmam gerekiyor
몰라서 물어 더우니까 화내지 말고
– Bilmediğin için kızma.
내가 널 왜 믿어 뭘 보고 안 봐도 뻔해
– Eğer bir şey görmüyorsam, sana neden inanıyorum.
Look at this picky eater
– Şu seçici yiyiciye bak.
발 담그고 도망
– Ayak daldırma ve kaçma
갈 거 알고 있으니 그냥 빨리 물러가
– Bu yüzden sadece hızlı bir şekilde geri almak olduğunu biliyorum.
온도는 내려가지 않아
– Sıcaklık düşmüyor.
너도 내 속 모르면서
– Ne içinde olduğumu bile bilmiyorsun.
이해 바라고 있잖아
– Anladığını umuyorum.
그러니 날 미워하지 마
– O yüzden benden nefret etme.
나도 니 속 모르면서
– Ben neden bahsettiğini bilmiyorum.
벌써 판단하고 있잖아
– Zaten yargılıyorsun.
대체 뭔 말이 많아
– Söyleyecek çok şey var.
너가 내 속을 알아
– Neyin içinde olduğumu biliyorsun.
그냥 싫다면 떠나
– Eğer beğenmediysen, git.
넌 내 시간을 뺏어
– Zamanımı alıyorsun.
필요 없다고 버려
– Buna ihtiyacım yok. Bırakın.
그런 사람이라서 yeah
– Evet, çünkü öyle biri.
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
대체 뭔 말이 많아
– Söyleyecek çok şey var.
이해해 주길 바라지마
– Seni anlamamı istemiyorum.
내가 여태껏 해준 건
– Her zaman yaptığım şey
어디로 갔나
– Nereye gittin?
너를 말할 때 도망만 갔네
– Sana söylediğimde kaçtım.
사랑은 누구 죄 똑같은 무게
– Aşk aynı ağırlıkta günah işleyen kişidir
근데 너 비교만 해
– Ama sen sadece karşılaştırıyorsun.
그러고는 할말 안 해
– Ve sonra söyleyecek bir şeyim yok.
그러니 안 아파 내 마음이
– Kalbimi incitmesin diye.
널 믿을 수 있는 껀덕지 하나라도
– Sana güvenebilirim. Sana güvenebilirim.
주길 바랬어
– Onu bana vermeni istedim.
같이 있던 곳이 담긴 앨범은
– Albüm, birlikte olduğumuz yeri içeriyor
이 추운 날씨에 나처럼 혼자 있어
– Bu soğuk havada benim gibi yalnızsın.
대체 뭔 말이 많아
– Söyleyecek çok şey var.
너가 내 속을 알아
– Neyin içinde olduğumu biliyorsun.
그냥 싫다면 떠나
– Eğer beğenmediysen, git.
넌 내 시간을 뺏어
– Zamanımı alıyorsun.
필요 없다고 버려
– Buna ihtiyacım yok. Bırakın.
그런 사람이라서 yeah
– Evet, çünkü öyle biri.
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)
I hope you understand what I’m saying (yeah)
– Umarım ne dediğimi anlarsın (evet)

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.